Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Davada Cevaba Cevap

ADANA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ NE

DOSYA NO :

DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALI : Adalet Sigorta A.Ş

VEKİLİ :

KONU : Cevaba cevap dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR :

USULE İLİŞKİN CEVAPLARIMIZ;

Davalı taraf, dava dilekçemiz ekinde belirttiğimiz belgeleri ibraz etmediğimizi iddia etmiş olsa da bu iddia mesnetsizdir. Zira 2021 tarihinde dava dilekçemiz ekinde belirtmiş olduğumuz belgeler, Sayın Mahkeme’ye ibraz edilmiş, UYAP sisteminde de söz konusu belgeler mevcuttur.

Dava dilekçesinin davalı tarafa tebliği ile dava dilekçemiz ekindeki belgeler de tebliğ edilmiştir. HMK’nın 127. Maddesi ” Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır.” şeklindedir. Dolayısıyla, davalı tarafın belgeler olmadan cevap veremeyeceğini iddia etmesi kabul edilebilir değildir.

Davalı tarafın, davanın yetkisiz mahkemede açıldığı iddiası da hukuki dayanaktan yoksundur. Bu hususta HMK’da kesin yetki kuralı öngörülmemiştir. Zira, HMK’nın 15. maddesinde sigorta sözleşmelerinden doğan davalarda seçimlik yetki düzenlenmiştir. İlgili madde, “Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir.” şeklindedir.

Davacı, davasını isterse davalının yerleşim yeri mahkemesinde açabileceği gibi; kesin olmayan özel yetki kuralı veya seçimlik yetki belirlenmiş ise bu mahkemelerde de açabilecektir. Davalı Adalet Sigorta A.Ş ve müvekkil arasında yapılan kuaförüm paket sigortasının kapsamı kagir güzellik salonu/berber ve berber içerisindeki demirbaş ve diğer berber malzemeleridir. Dolayısıyla HMK’nın 15. Maddesi uyarınca Sayın Mahkeme huzurunda görülen dava, taşınmazın bulunduğu yer ve rizikonun gerçekleştiği yer Adana Ticaret Mahkemeleri’nde açılmıştır. Bu nedenle, davalı tarafın yetki itirazı yerinde değildir.

ESASA İLİŞKİN CEVAPLARIMIZ;

Davalı tarafın zamanaşımı iddialarını kabul etmiyoruz. TTK’nın 1482. Maddesine göre ” Sigortacıya yöneltilecek tazminat istemleri, sigorta konusu olaydan itibaren on yılda zamanaşımına uğrar.”

Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 13.12.2016 tarihli 2016/1928 Esas ve 2016/9544 Kararında “…. Somut olayda, sorumluluk sigortaları için zamanaşımı süresi 6102 Sayılı TTK’nın 1482. Maddesi uyarınca 10 yıl olarak belirlenmiş olup, dava tarihi itibariyle bu süre dolmadığından zamanaşımı süresi gerçekleşmediği halde , mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda somut uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmayan CMR hükümleri ile CMR sigortası genel şartlarının 8. Maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle red kararı verilmesi doğru değildir. “

Dava konusu hasar olayı 2018 tarihinde gerçekleşmiş olup tarafımızca dava 2021 tarihinde ikame edilmiştir. Dolayısı ile, davalı tarafın zamanaşımı iddiası da hukuki dayanaktan yoksundur.

2019 tarihli ekspertiz raporunda, 2019 tarihinde müvekkilin 15 yıldır kiracı olarak faaliyette bulunduğu Erkek Kuaföründe elektrik tesisatının birleştiği yerde takılı olan fişlerde herhangi bir nedenle şase meydana geldiği, bunun sonucunda söz konusu iş yerinde yangın çıktığı belirtilmiştir. Bu yangının meydana gelmesinde müvekkile kusur atfedilmemiştir. Müvekkilin erkek kuaförü olarak faaliyet gösterdiği iş yerinde bulunan demirbaşlar, emtialar, camlar, belgeler kullanılamaz hale gelmiştir. Bu durum ekspertiz raporu ve dava dilekçemiz ekinde sunmuş olduğumuz yangın öncesi ve sonrası fotoğraflardan da anlaşılmaktadır.

Davalı cevap dilekçesinde ekspertiz raporu üzerinden iddialar ileri sürmüş ise de bu hususlar yerinde değildir. Şöyle ki;

Davalı taraf, itfaiye tutanağı (yangın raporu) ve karakol tutanağı (ifade tutanağı) arasında çelişkiler olduğu düşüncesi ile hazırlanan ekspertiz raporuna dayanarak ekspertiz sırasında olay mahallinde bulunmayan demirbaş ve dekorasyon kıymetleri olduğunu iddia etmiştir. Ancak bu durum iddiadan öteye gidemez. Zira, olay meydana geldiğinde söz konusu iş yerine ilk müdahaleyi Adana itfaiye amirliği yapmıştır. İtfaiye amirliği, bu müdahalede 2019 tarihli 112342 sayılı yangın raporunu tutmuştur.

Yangın mahalline yapılan ilk müdahalede tutulan tutanakta söz konusu iş yerinde bulunan demirbaşlara, emtialara, camlara kalem kalem yer verilmiştir. Bu tutanakta, iş yerinde; 3 berber koltuğu, 8 müşteri bekleme koltuğu, 1 ağda makinesi 7 fön makinesi 8 tıraş makinesi, 4 ense makinesi, 2 tane 5 kg kolonya, klima ve soğutma motoru, 3 tane 5 kg sprey, 6 saç makinesi, elektrikli sayaç, camlar, perde, 3 tane aynalı malzeme dolapları, masa sandalyeler, saç boyası, parfüm, jel, krem, TV, mutfak malzemeleri, buzdolabı, berber tanıtım tabelası ve ısıtıcılı termostatlı şofben olduğu tespit edilmiştir.

Müvekkil, yangın söndürüldükten sonra; yanmış iş yerini bir arkadaşına teslim ederek ivedi bir şekilde Polis Merkezi Amirliği’ne ifade vermeye gitmiştir. Müvekkil, iş yerinde bulunan demirbaşları tıpkı itfaiye amirliğinin tutmuş olduğu tutanaklardaki gibi ifade etmiş ancak bir kuaförde bulunması zaruri olan kolonya, sprey, jel, krem vb. ürünlerden bahsetmemiştir. Müvekkilin polise verdiği ifadede iş yerinde yanıcı patlayıcı madde bulunmadığına ilişkin beyanında farklı maddeleri kastettiği açıktır. Zira kolonya, sprey, krem, jel vb. ürünler olmayan kuaför işletmesi düşünmek hayatın olağan akışına aykırıdır.

Sayın Mahkeme’nin dikkatini çekmek istediğimiz husus ise; müvekkilin, olay mahallinde, yanmış iş yerini gezerek görerek, nerede hangi malzemenin olduğunu hayal ederek itfaiye memurlarına verdiği eksiksiz beyan ile pür telaşa kapılmış ve olay mahallinden uzakta verdiği ifade arasında takdir edersiniz ki farklılıklar olabilir. Bu sebeple, olayın vermiş olduğu telaşenin de etkisi ile müvekkil iş yerinde mevcut bulunan buzdolabından bahsetmeyi de unutmuştur. Ayrıca, ekspertiz raporunda tespit edilemeyen makas ve fön makinelerinin tamamen yanmış bir iş yerinde tespit edilememesi mümkündür.

Davalı tarafın, müvekkilin riziko gerçekleşmeden önce bir başka iş yeri kiraladığına ilişkin beyanı da gerçeklikten uzaktır. Zira müvekkil, yangından dolayı işini yapamadığını, bu olay olmasa idi mevcut iş yerinde faaliyete devam edeceğini mal sahibi ile de kentsel dönüşüm sebebi ile başka bir iş yeri kiralamaya ilişkin bir konuşma gerçekleştirmediğini de ekspertiz raporu için görevlendirilen araştırma görevlisine yazılı olarak beyan etmiştir.

Ekspertiz raporunda belirtilen ve davalı tarafça cevap dilekçesinde iddia edilen müvekkilin, riziko gerçekleşmeden önce bir başka iş yeri kiraladığı hususu somut gerçeklikten uzak, ispata muhtaç bir beyandan ibarettir. Müvekkilin, bu yönde bir beyanı ve davranışı hiç bir zaman olmamıştır.

Müvekkil söz konusu olay gerçekleştikten sonra yeni bir iş yeri kiralamış ve yeni demirbaşlar, dekorasyon, emtialar ve malzemeler almak mecburiyetinde kalmıştır. Müvekkilin yeni iş yeri için yapmış olduğu harcamalara ilişkin belgeler dava dilekçemiz ekinde Sayın Mahkeme’ye ibraz edilmiştir.

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda açıkladığımız nedenlerle bir kez daha haklı davamızın kabulünü vekil eden adına arz ve talep ederiz.

Davacı Vekili

Yazar Hakk覺nda: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir