Sigorta Tahkim Bilirkişi Raporuna Karşı Beyan Dilekçesi

Sigorta Tahkim Bilirkişi Raporuna Karşı Beyan Dilekçesi 1

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU SAYIN HAKEM’İNE

DOSYA NO        :

DAVACI             :

VEKİLİ               : 

DAVALI             : 

KONU                 : Bilirkişi raporuna karşı beyanımız ve davalı tarafın talebinin reddinin isteminden ibarettir.

1) Tarafımızca başvurusu yapılmış olan 2019/E. dosya numaralı başvurumuzla ilgili bilirkişi raporu elimize ulaşmış olup tarafımızca incelenmiştir.

Bu inceleme neticesi de;

2) Davalı sigorta şirketine başvurumuz neticesinde yasal süre içerisinde değer kaybı talebimizi karşılanmamıştır. Yapılan başvuruya istinaden bilirkişi incelemesi tarafınızca takdir edilmiş olup gereği yapılmıştır. Yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde müvekkilin arabasında meydana gelmiş olan değer kaybı miktarı X TL olduğu tespit edilmiştir. Bu tespite istinaden davalı X Sigorta A.Ş’den talebimizin X TL’ye yükseltilmek suretiyle kabulü ile tarafımız adına ödenmesine karar verilmesini talep ederim.

3) Ayrıca davalı vekilinin davanın konusuz kaldığı hususunda ki talebin reddine karar verilmesini talep ederiz. Çünkü davalı vekilince dosyaya sunmuş olduğu beyanda alacak kalemleri belirtmek suretiyle 2 iş günü içinde ödeme yapılacağı yönünde bir beyan bulunulmuş ancak tarafımıza herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Davalı vekilinin davanın konusuz kaldığı yönündeki iddiası mesnetsiz ve geçersizdir. Tarafımıza bir ödeme yapılmamış olup yargılamanın devamı ile hüküm verilmesini talep ederim.

Sonuç ve İstem      : Yukarıda arz ve izah edilen sebepler ötürü,

  • Tarafımız adına bilirkişi raporuna istinaden X TL değer kaybının,
  • Yargılama süresince tarafımızca karşılanmış olan Sigorta Tahkim Komisyonu başvuru harcı ve bilirkişi ücreti ile, diğer yargılama giderleri ve
  • Asgari vekalet ücretinin tarafımıza ödenmesi yönünde karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

                                                                                               BAŞVURAN VEKİLİ

Sigorta tahkim bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi 2

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU

SAYIN HAKEMLİĞİ’NE

BAŞVURU NO :

CEVAP VEREN DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALI :

VEKİLİ :

KONU : 14 tarihli Bilirkişi Raporuna ilişkin itiraz beyanlarımızın sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR

Bilirkişi Raporunda ‘’ yapılan incelemeler neticesinde hasar ödemeleri ve talep edilen hasar maliyeti incelendiğinde sigorta şirketinin hasar ödemesini yerine getirdiği tetkik edilmiştir…… ’’

Kanaatine varılmıştır.

Komisyonunuz nezdinde yukarıda esas numarası yazılı dosyası ile görülmekte olan davada, 14 tarihli bilirkişi raporunda eksik inceleme ürünü olan, delillere, belgelere dayanmayan sadece sigorta şirketinin beyanlarının rapora esas alındığı hatalı tespitlere karşı beyan ve itirazlarımızı aşağıdaki gibi sunarız.

1- Tarafımızca bilirkişi raporunun hasar tazminatına esas alınması mümkün değildir. Bilirkişi davaya konu aracın hasar onarım bedelini belirlerken kabul edilemez hatalar yapmıştır. Bilirkişi tarafından elde edilen sonuçlar değerlendirilerek hükme esas almaya elverişli, denetime açık, objektif, kapsamlı, mukayeseli, piyasa koşullarında gerçek/reel maddi zarara yönelik tespitleri yansıtan bir rapor düzenlenmesi gerekirken, bu özellikleri taşımayan raporun hükme esas alınması hukuka aykırıdır. Şöyle ki;

BİLİRKİŞİ TARAFINDAN ÖDEMEYE DAİR HUSUSLAR SADECE SİGORTA ŞİRKETİNİN BEYANLARI BAZ ALINARAK İLGİLİ RAPORA TEMEL TEŞKİL ETMİŞ, ÖDEME İDDİAALARI BELGELERLE KANITLANMAMIŞ OLMASINA RAĞMEN BİLİRKİŞİ TARAFINDAN KABUL EDİLMİŞ VE RAPOR TAMAMEN YANLI VE HUKUKA AYKIRI OLARAK DÜZENLENMİŞTİR.

2- SİGORTA ŞİRKETİ CEVAP DİLEKÇESİNDE TAMAMEN İLGİLİ KÖTÜ NİYETLİ OLARAK YALAN BEYANLARDA BULUNMUŞ, ÖDEME RAKAMLARINI DOĞRU BELİRTMEMİŞ VE BU HUSUSTA HİÇBİR DELİL SUNMAMIŞTIR. DAVALI SİGORTA ŞİRKETİ İLGİLİ HASARA YÖNELİK 5000 TL ÖDEME YAPTIĞINI BELİRTMİŞ İSE DE BU TAMAMEN GERÇEK DIŞIDIR.SİGORTA ŞİRKETİ GERÇEĞİ ASLA YANSITMAYAN BEYANLARINDA;

· Ahmet’e 4000 TL ( DOĞRU)

· ADALET OTO’ya 2000 TL (DOĞRU)

· HAKYEMEZ OTO’ya 1000 TL (TAMAMEN GERÇEK DIŞI)

· HAKSEVER OTO’ya 2000 TL (BELİRSİZ)

ÖDEMELER YAPTIĞI BEYAN ETMİŞTİR ANCAK ÖDEME İDDİAALARINI KANITLAYAN HİÇBİR BELGE SUNMAMIŞTIR. İTİRAZ RAPORU EKİNDE SAYIN HAKEMLİĞİNİZE SUNDUĞUMUZ; DAVA SONRASI BİNBİR ZORLUKLARLA TEMİN ETMİŞ OLDUĞUMUZ DAVALI SİGORTA ŞİRKETİ TARAFINDAN DÜZENLETTİRİLMİŞ OLAN ADALET SİGORTA EKSPERTİZ TARAFINDAN OTO MALİ MESULİYET RAPORU İNCELENDİĞİNDE DE SİGORTA ŞİRKETİNİN TAMAMEN KÖTÜ NİYETLİ OLARAK VE HAKLI DAVAMIZDAKİ GERÇEKLERİ SAPTIRMAK ADINA YALAN BEYANLARDA BULUNDUĞU GÖRÜLECEKTİR.

DAVALI SİGORTA ŞİRKETİ TARAFINDAN ATANAN EKSPER TARAFINDAN DÜZENLENEN RAPORDA ; ADALET OTO’ ya 2000 TL DEĞİL SADECE VE SADECE 100 TL ÖDEMENİN SÖZ KONUSU OLDUĞU, HASAR TUTARININ BÜTÜN KALEMLERİ İLE BİLE 2000 TL OLMADIĞI GÖZLER ÖNÜNE SERİLMEKTEDİR.(EK-1)

Sayın hakemliğinize sunmuş olduğumuz ve davamız için tamamen teşkil eden raporda renkli kalemle işaretlenmiş olan alanlar incelendiğinde; SİGORTA ŞİRKETİNİN YALAN BEYANLARDA BULUNDUĞU VE BİLİRKİŞİNİNDE DELİL, ÖDEME İNCELEMESİ YAPMADAN SADECE BEYANLAR DOĞRULTUSUNDA HAZIRLAMIŞ OLDUĞU RAPOR HAKSIZ VE HUKUKA AYKIRI OLUP; HÜKME ESAS ALINMASININ KABULÜ MÜMKÜN DEĞİLDİR.

3-) Müvekkile ait araçta hasar tespiti ilk olarak davalı sigorta şirketinin atadığı eksper tarafından yapılmıştır. Düzenlenen eksper raporunda hasarlanan parçalar eksik ve hatalı tespit edilmiş, orijinal parça yerine eşdeğer yada yan sanayi parça kullanılmış, parça fiyatları düşük hesaplanmıştır. Parça fiyatları üzerinden haksız ve hukuka aykırı ıskonto yapılarak müvekkilim mağdur edilmiştir. Öyle ki, müvekkilimin orijinal parça ile değişim yapılmasını talep etme hakkı bulunmaktadır. Ancak müvekkilime orijinal parça hakkı tanımaksızın araçta meydana gelen hasar eşdeğer ya da yan sanayi ürünlerle onarılmıştır. Ancak müvekkilimin aracında hasara uğrayan parçalar orijinal olup, onarım ancak orijinal parça üzerinden yapılması gerekmektedir. Bu sebeple müvekkilimin uğramış olduğu gerçek zarar davalı sigorta şirketince tazmin edilmemiştir.

3-) Müvekkilime ait araçta davaya konu kaza sebebiyle meydana gelen hasar miktarı SİGORTA EKSPERİ AHMET tarafından (KDV dahil) 5000 TL olarak tespit edilmiştir İşbu ekspertiz firmasına 200 TL ücret ödemesi yapılmıştır. Kaza sebebiyle müvekkile ait araçta meydana gelen gerçek hasar bedelinin ve ekspertiz ücretinin ödenmesi amacıyla davalı şirkete yazılı başvuru yapılmış ancak tarafımıza herhangi bir ödeme yapılmamıştır.

4-) 5684 sayılı sigortacılık kanunun 22. Maddesinin 17 fırkası “Maddi hasarla sonuçlanan trafik kazaları için yetkili sigorta eksperleri tarafından düzenlemiş, örneği İçişleri Bakanlığınca tespit olunacak rapor, sigorta tazminatının ödenmesinde Karayolları trafik kanununun 99 uncu Maddesindeki kaza ve zarara ilişkin tutanağı hükmündedir. Eksperler tarafından düzenlenen raporlar delil niteliğindedir’’ hükmüne göre , bağımsız eksper tarafından düzenlenen raporlar birince dereceden delil niteliğindedir.

EKSPERTİZ ÜCRETİ AÇIKLAMASI

5-) Dava konusu hasar miktarının tespiti için ödenen 200 TL ekspertiz ücretinin 6102 sayılı TTK madde 1448/3 “sigortacı sigorta ettirenin birinci fıkra gereğince yaptığı makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, sigorta tazminatının veya bedelinden ayrı olarak tazmin etmekle yükümlüdür. Eksik sigortanın yapıldığı hallerde 1462. Madde hükmü kıyas yoluyla uygulanır. ’Hükmü gereği sigortacı hasarın tespitine ilişkin masrafları ödemekle yükümlüdür. 6100 sayılı HMK 323/F gereğince yargılama gideri olarak davalı tarafından müvekkilime ödemesine karar verilmesi gerekir. Yargıtay 17. Hukuk dairesinin 2015/6276 esas ve 2016/4564 sayılı kararında “Ekspertiz gideri yargılamam giderinden yargılama giderlerine eklenerek davanın kabul ve red oranına göre karar verilmesi gerekirken asıl alacak içerisinde hükmedilmesi yerinde olmayıp bozmayı gerektirmiştir.’’ Şeklinde hüküm kurulmuştur.

ORJİNAL PARÇA AÇIKLAMASI

6-) Hasar tazminatının ödenmesinde hasar gören orijinal parçanın öncelikle orijinal parça ile değiştirilmesi gerekmektedir. Danıştay 15. Dairesi 2015\6111 Esas ve 2018\ 6093 Sayılı Kararıyla, Karayolları ZMMS Genel Şartlarının B.2 Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi Başlıklı Maddesinin 2.1 fıkrasının ikinci paragrafının birinci cümlesinin İPTALİNE karar verilmiştir. “………… aracın zarar verdiği araçta, hasarlı

parçanın tamir edilmesi mümkün değil ise, hasarlı parçanın orijinal olup olmadığı ayrımına gidilerek değişecek parça orijinal ise; öncelikle orijinal parça değişimi hasar gören araç sahibini onayı bulunması halinde veya orijinal parçayla değişiminin mümkün olmaması halinde eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişimi yoluna gidilmesi gerekirken, eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parçayla onarımına öncelik veren B.2.2.1 bendinin 2. Paragrafının 1. Cümlesinde yer alan düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.’’

7-) Danıştay’ın yukarıda zikredilen kararına rağmen, müvekkilime ait araçta orijinal parça ile değişim önceliğine yer verilmemiştir. Müvekkilim aracında hasar gören parçalar orijinal olup, öncelikle orijinal parça ile değişimi gerekmektedir. Her ne kadar eşdeğer parça ile değişimi yapıldığı iddia edilmiş ise müvekkile ait aracın hasar gören parçaları için TSE onaylı eşdeğer parça üretimi yoktur. Eşdeğer adı altında kullanılan parçalar mevzuata uygun olamayan yan sanayi

ürünlerdir. Ayrıca eşdeğer parça kullanımı için müvekkilimin açık rızası alınması gerekirken hiçbir surette bu onay alınmadan araçtaki parçalar yan sanayi ürünler ile değiştirilmiştir. Bu sebeple müvekkilimin orijinal parça kullanma hakkı açıkça ihlal edilmiştir.

8.) 2005/4 sayılı “Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti tebliği “ 3. Maddesinin (s) bendinde eşdeğer parça: “Bir motorlu aracın montajında kullanılan kullanılan parçalarla eşdeğer kalitede olduğu, varsa mevzuat gereği aranan mecburi standartlara uygunluğunun üreticisi tarafından belgelendirmesi gereken parçalar” olarak tanımlanmıştır. Eşdeğer kalitede yedek parça, aracın meydana getirilmesinde kullanılan parçalarla aynı kalitede olan ancak araç üretici tarafından sağlanan üretim standartları ve spesifikasyonlara uygun olarak üretilmeyen parçalar olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda eşdeğer parçalar orijinal parçalarla aynı veya daha üst kalitede fakat farklı materyalden yapılan veya farklı bir renge sahip olan parçalardır. Tebliğde belirtildiği üzere eşdeğer parçayı üreten firma, ürettiği parçayı motorlu taşıt aracının ile eşdeğer kalitede olduğunu belgelendirmelidir. Böyle bir belge ile üretilen parçanın eşdeğerliği iddiası kanıtlanmış olmakta ve ispat yükü aksini iddia edene devredilmiş olmaktadır. Otomotiv yedek parça piyasasında üreticilerin yüksek kalite üretim sürecine sahip olduklarının başlıca belgesi ISO/TS 16949:2002’dir. Türkiye’de üretilen yedek parçalara ait TSE standardı mevcutsa ‘’ TSE Uygunluk Belgesi’’ mevcut değilse “TSEK kalite uygunluk belgesi “ eşdeğer parçanın standardına ilişkin olarak aranan belgelerdendir. Bu durumda Sigorta Şirketlerinin de eşdeğer yedek parçalarla ilgili olarak üretici firmalar ile yaptıkları parça tedarik sözleşmelerinde; üretilen parçaların kalite standardıyla ilgili olarak üretici veya ithalatçı firmalardan bu belgeleri istemeleri gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken konu üretici veya ithalatçı firmanın genel bir belge sunması değil, üretilen veya ithal edilen her bir parça için ayrı bir belge sunması gerektiğidir. Bu özelliklere sahip olmayan düşük kalite parçaların Sigorta Şirketlerince değerlendirmeye alınması hususu, Hazine Müsteşarlığınca 06.11.2009 tarih ve 2009/18 Sayılı Genelge ve 27.10.2010 Tarih ve 2010/38 Sayılı Sektör Duyurusu ile ENGELLENMİŞTİR.(Bilirkişi Nurcan CİHANOĞLU–TOBB E-10/G0190, Ankara Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Bilirkişisi, Sigorta Tahkim Komisyonu 2018/100359 Esas Dosyası.)

KDV AÇIKLAMASI

9-) Müvekkilimin aracında meydana gelen zararın onarılmasında gerçek zararın tazmin edilmesi esastır. Davalının gerçek zararı ödeme yükümlülüğüne KDV de dahildir. Bu sebeple müvekkilimin aracında meydana gelen zararın hesaplanmasında KDV miktarının da dahil edilmesi gerekir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/14700 Esas ve 2016/4229 Sayılı Kararında ‘’ 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1. Maddesine göre Türkiye’de yapılan sınai, ticari zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine

tabidir. Davacının aracına verilen zararı gidermek için gerekli onarım, parça ve işçilik hizmeti de anılan yasa gereğince KDV ‘ye tabidir. Bu nedenle davacı lehine KDV dahil edilerek hasar tazminatına hüküm edilmesi gerektiren yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde hüküm kurularak bu husus açıklanmıştır.

İSKONTA AÇIKLAMASI

10-) Ayrıca hasarlı araçta meydana gelen zararın tazmin edilmesi sırasında herhangi bir tedarik ıskontosu uygulanması kabul edilemez. Asıl olan gerçek zararın tazmin edilmesidir. davalının servis ile anlaşması müvekkilimi bağlamamaktadır. Bu anlaşma sebebiyle gerçek zarar üzerinden indirim yapılması açıkça müvekkilimin hakkını gasp edilmesidir. Bu sebeple davalının hasar bedelini iskontosuz haliyle tazmin etmesi gerekir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/5479 Esas ve 2015/12776 Sayılı Kararında “ ..davalı ile anlaşmalı ya da yetkili servisleri arasında yapılan anlaşmalara göre iskonto uygulanması, davacı sigortalıyı bağlamaz. Davacı aracını kendi imkanları ile bir başka serviste tamir ettirmiş ve bu servis tarafından iskonto yapılmamıştır. Dosya kapsamına göre, ekspertiz raporunda belirtilen 2.097 TL iskonto yapılmadan, davacının gerçek zararının tesbiti gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz” şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu sebeple parçalar üzerinde iskonto uygulaması açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırıdır.

FATURA AÇIKLAMASI

11-) Davalı tarafın asıl yükümlüğü ZMMS poliçesi kapsamında meydana gelen gerçek zararı tazmin etmektir. Zorunlu mali Mesuliyet Sigortaları sigortalının üçüncü kişilere verdiği zararı gidermek üzere yapılmaktadır. Bu kapsamda zarar sigortası olarak değerlendirmesi gerekir. Ve ASIL OLAN GERÇEK ZARARIN TESPİT EDİLEREK SİGORTACI TARAFÇA ÖDENMESİDİR. Bu sebeple aracın ne kadar maliyetle onarıldığı önem taşımamaktadır. Asıl olan aracın onarılması değil, zararın giderilmesidir. Bu kapsamda herhangi bir fatura ibrazına da gerek bulunmamaktadır.

12-) Tarafımızdan atanan eksper AHMET’in düzenlemiş olduğu ekspertiz raporunda araç üzerinde oluşan hasar tutarı objektif, denetime elverişli ve Yargıtay tarafından benimsenen ve kriterler halinde belirtilen yöntemi ile hesaplanmış ve bu doğrultuda rapor düzenlenmiştir.

13-) Bu nedenle 14 tarihinde davalı Sigorta Şirketi fark hasar onarım bedelinin, ödenmeyen KDV’nin, haksız yapılan iskontolu bedelinin tarafımıza ödenmesi adına ihtar edilmiştir. Ancak davalı Sigorta şirketi tarafından talebimize olumlu bir dönüş veya ödeme gelmemiştir.

Oluşan zarar sebebiyle aradaki farkın iskonto uygulanmaksızın ve KDV’si de ödenmek üzere sigorta şirketince tazmin edilmesi ve zararın tam bedel üzerinden giderilmesi gerekmektedir. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarına göre sigortacı sigortalısının 3.kişilere vermiş olduğu maddi ve bedeni zararlara karşı teminat limitleri dahilinde kalmak kaydıyla, müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunmaktadır. Buna göre müvekkilin aracında kaza neticesinde gerçekleşen hasar onarım bedeli de müvekkilin aracında ekonomik yönden tespit edilebilir maddi bir zarar kalemi oluşturduğundan, sigorta şirketince bu zararın doğrudan ve tam bedel üzerinden tazmin edilmesi gerekmektedir.

Konuyla ilgili Yargıtay ve STK Kararları şu şekildedir;

“I. KASKO POLİÇESİNDEN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARA İLİŞKİN KARARLAR 06.03.2019 Tarih ve K-2019/19304 Sayılı Hakem Kararı

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

Karara bağlanmak üzere Hakemliğime tevdi edilmiş olan uyuşmazlığın konusu XXX tarafından 17.12.2017/2018 vadeli, XXX noluKasko Sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altına alınmış olan başvurana ait XXX plakalı aracın 25.11.2018 tarihinde karıştığı maddi zararlı trafik kazasına ilişkindir.

Başvuran vekili, XXX plakalı araçta oluşan hasar için ödenen tazminatın yetersiz olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.764.-TL hasar onarım bedeli ve 236.-TL ekspertiz bedelinin talebi…

2 TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

Başvuran vekili, davalı tarafından sigortalanmış aracın 25.11.2018 tarihinde trafik kazasına karışması sonucu hasara uğradığını söz konusu kazanın oluşumunda, aracın pert sayıldığını, rayiç değerinin 54.000.-TL olarak belirlendiğini, ancak aracın rayiç değerinin 83.108,33.TL’den az olmayacağını, ödemenin yetersiz olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.764.-TL hasar onarım bedeli ve 236.-TL ekspertiz ücretinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile vekalet harcı ve baro pulu dahil yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı sigortacıdan tahsilini talep etmiştir. ..

DEĞERLENDİRME ve GEREKÇELİ KARAR

6102 sayılı TTK.’da ayrıca düzenlenmemiş olan Kasko Sigortası bir mal sigortası türüdür. Mal sigortalarında, sigortalı ile sigortacı arasında gerek rizikonun niteliği ve gerekse tazminat miktarı bakımından bir uyuşmazlık çıktığı takdirde, bu uyuşmazlıkların giderilmesinde öncelikle sigorta poliçesindeki (TTK 1452,1486,1520.maddelerindeki emredici hükümlere aykırı olmayan) genel ve özel şart hükümlerinden, bu hükümlerde boşluk olduğu takdirde TTK’nun mal sigortalarına ilişkin genel hükümlerinden ve yine boşluk bulunması halinde TTK. 1451 maddesi hükmü gereğince T.B.K. hükümlerinden yararlanılması gerekmektedir.

Davalı sigortacı tarafında 34 xx xxx plakalı aracın rayiç değerinin 54.000.-TL olarak belirlendiği, bu tutarının tamamının davalı tarafından 24.01.2019 tarihinde başvurana ödendiği, dosyaya sunulu bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Başvuran, aracının rayiç değerinin en az 83.108,33.TL olduğunu ileri sürerek ve KTK’nun 111. Maddesine dayanarak başvuru yapmıştır.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin Tarih 19.06.2017, E. 2016/14093, K. 2017/6940 sayılı ilamında: “Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı ve davalı … arasında 29.05.2015 tarihli mutabakatname yapıldığı ve anılan mutabakatname gereği davalı … şirketince davacıya 10.06.2015 tarihinde 39.000,00 TL ödeme yapıldığı davacının dava dilekçesi ve davalının cevap dilekçesiyle sabit olduğu görülmektedir.2918 Sayılı KTK’nin hem işletenleri, hem de onların hukuki sorumluluğunu üzerine alan zorunlu mali sorumluluk sigortalarını bağlayan emredici nitelikteki 111. maddesinin 1. fıkrasında bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu belirtilmiş 2. fıkrasında ise “Tazminat miktarına dair olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir” hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü gibi madde, ibranamenin iptali için zarar görene yetersizlik, zarar verene de fahişlik iddiası ile iptal hakkı tanımış, iptal sebebi olarak da objektif bir unsur olarak bu yetersizliğin veya fahişliğin açıkça belli olması halini kabul etmiştir.Bu durumdan anlaşılacağı gibi, maddede aşırı yararlanmayı düzenleyen BK’nin 28. maddesinde öngörülen zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmış olması gibi halleri aranmamış diğer bir deyişle sübjektif unsurlara yer verilmemiş, BK’de öngörülen aşırı yararlanmanın şartları aranmaksızın sadece açıkça yetersizlik veya fahişlik objektif unsurunun yeterli olacağı kabul edilmiştir.”

Ticari faiz (avans faizi) hususunda 25.03.2019 Tarih ve K-2019/25597 Sayılı Hakem Kararı “…poliçesinin tanzim edildiği ve kazanın meydana geldiği tarih itibariyle mer’i bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun IV- Ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri başlıklı MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare : 6335 – 26.6.2012 / m.1) “ve çekişmesiz yargı işleri” ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a)Bu Kanunda…., öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava(Ek ibare : 6335 – 26.6.2012 / m.1) “ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi” sayılır.” Hükmünü içermekte olup, TİCARİ İŞLER başlıklı 3. Maddesi gereğince müessesini ilgilendiren bütün işlerin de Ticari olduğu gibi,TİCARİ İŞLER karinesi başlıklı 19. Maddesi gereğince de Tacir’in borçlarının Ticari olması da asıldır. Bunun yanı sıra da 3095 sayılı KANUNİ FAİZ VE TEMERRÜT FAİZİNE İLİŞKİN KANUN’un Temerrüt Faizi başlıklı 2/2. Maddesinin ikinci cümlesi gereğince ise, arada sözleşme bulunmasa dahi ticari işlerde ticari faiz talep edilebilir. Nitekim bu hususYargıtay 11.HD’ nin, 2011/2380 E 2012/9072 K. sayılı 28.05.2012 tarihli kararında da ”TTK.3. ve 4.Maddeler Mucibince Sigortacının Tüm Poliçelerden Kaynaklı Sorumluluğunun Ticari Sorumluluk Olduğu” şeklinde açıkça vurgulanmıştır.” Şeklindedir.

HİÇ BİR DELİLE DAYANMADAN SADECE DAVALI SİGORTA ŞİRKETİNİN ALDATICI BEYANLARI DOĞRULTUSUNDA HAZIRLANAN BİLİRKİŞİ RAORUNUN HÜKME ESAS ALINMASI HAKSIZ VE HUKUKA AYKIRI OLACAĞINDAN; dosyanın başka bir bilirkişiye gönderilerek yeni bir bilirkişi raporunun alınmasını bu talebimizin kabul görmemesi halinde yeniden bilirkişiye gönderilerek ek rapor alınmasını talep ederiz.

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda açıklanan nedenler ile itirazlarımız doğrultusunda, dosyanın YENİDEN BİLİRKİŞİYE TEVDİİ İLE RAPOR ALINMASINA ya da bu talebimizin kabul görmemesi halinde bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmesini, tarafımızdan sunulan “araç üzerinde oluşan hasar tutarı objektif, denetime elverişli ve Yargıtay tarafından benimsenen ve kriterler halinde belirtilen yöntemi ile hesaplanmış ve bu doğrultuda düzenlenmiş olan EKSPERTİZ RAPORUNUN NAZARA DA alınması ile 5.000 TL hasar tazminatının ve 200 TL ekspertiz rapor ücreti talebimiz ile her hal ve şartta davanın kabulü ile yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı yandan tahmiline karar verilmesini arz ve talep ederim. Saygılarımla.

DELİL: Davalı sigorta şirketi tarafından düzenlettirilmiş olan oto mali mesuliyet eksper raporu

DAVACI VEKİLİ

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir