Sigorta Şirketinin Rücu Talepli İhtarnamesine Cevap İhtarnamesi
ADANA 2. NOTERLİĞİ’NE
İHTARA CEVAP
VEREN :
VEKİLİ :
MUHATAP :
RÜCU DOSYA NO :
KONU : Muhatap tarafından keşide edilen …… tarihli ihtara yönelik olarak muhatabın rucü talebine karşı itirazlarımızdan ve cevaplarımızdan ibarettir.
AÇIKLAMALAR
Hiç bir şekilde muhatap tarafından bildirilen aleyhe olayların oluş biçimine ve yasal istemlere ilişkin beyan ve anlatımları kabul beyanına tazammun etmemek, bu hususlarda her türlü beyan ve itiraz haklarımız saklı kalmak kaydıyla Muhatap Tarafından keşide edilen …. ihtarname müvekkilime …… tarihinde tebliğ olmuş olup muhatabın İş bu ihtarnameye konu beyan ve istemlerine karşı cevabi beyanlarımız aşağıda sırlanmıştır.
Muhatap tarafından …….. poliçe nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış olan müvekkilin işleteni ve maliki olduğu ……. plaka numaralı araç ile ……… tarihinde meydana gelen kazada maddi hasara uğrayan ………. plaka sayılı araca ödenmiş olan ……….- rücuen talep etmişse de muhatabın işbu talebi kabul edilemez.
Öncelikle muhatap sigorta şirketi sürücü ………. alkollü olduğundan bahisle ………….. plaka sayılı araca ödemiş olduğu hasar bedelini rücuen müvekkilimden talep etmişse de herhangi bir kabul anlamına gelmemek kaydıyla Karayolları Trafik Kanunu uyarınca belirlenen yasal sınır hususi araçlarda 0.50 promil ticari araçlarda ise 0.21 promil olup müvekkil şirkete ait araç sürücüsü ……… kaza yerinde yapılan işlemlerde 0.36 promil alkollü çıkmış olduğundan ve tespit edilen promil KTK’da belirlenen yasal sınırlar dahilinde olduğundan muhatap sigorta şirketinin rücu talebi kabul edilebilir değildir.
Zira kaza tespit tutanağından da açıkça anlaşılacağı üzere müvekkil şirkete ait araç ticari araç statüsünde olmayıp ve kamyonet cinsi bir araç olup kullanım amacı ile hususi araçlar sınıfındadır. Keza bir aracın şirket adına kayıtlı olması o aracı ticari araçlar statüsüne sokmayacaktır bu noktada aracın cinsinin ticari niteliğe elverişli olup olmadığına ve aracın kullanım amacına bakmak gerekecektir. Trafik Kanunu’na göre kamyonet veya arazi taşıtı olarak ruhsatlandırılmış olması, MARTOY Yönetmeliği’ne göre yük taşıma araçlarına ilişkin “N1” sınıfında yer alması hatta Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’na göre minibüs, panelvan veya kamyonetlerin yer aldığı (II) sayılı tarife üzerinden vergilendirilmesi, KDV (ve ÖTV) uygulamasında binek otomobili sayılmasını engel teşkil etmemektedir. Bu cihette söz konusu araç şirket adına kayıtlı olsa bile müvekkilim söz konusu aracı ticari faaliyeti için değil şahsi olarak kendisi için kullanmıştır. Zira dava konusu araca ait ruhsat belgesi incelendiğinde de anlaşılacağı üzere aracın hususi araç olduğu ve aracın tescil belgesine göre de ticari araç olmadığı sabit olup hal böyle olunca KTK’da belirtilen yasal sınırlar dahilinde hususi araç sürücülerinde alkol sınırı 0.50 promil olarak belirlendiğinden herhangi bir kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirkete ait araç sürücüsü …… tespit edilen alkol oranı yasal sınırın üzerinde olmadığından muhatap sigorta şirketinin müvekkilime rücu şartları oluşmamıştır.
2- Yine herhangi bir kabul anlamına gelmemek kaydıyla sürücünün kusurlu olduğu düşünüldüğünde dahi şunu özellikle belirmek gerekir ki kazada sürücünün kusurlu olması, rücu talebi için yeterli bir gerekçe değildir. Ancak sürücünün “trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali” söz konusu olursa sigorta şirketi sigorta ettirene karşı rücu talebinde bulunabilir. Söz konusu kazada ise kaza tespit tutanağından da açıkça anlaşılacağı üzere kazada herhangi bir ağır kusur veya ihmal söz konusu söz konusu değildir.
Trafik Sigortası Genel Şartlar B.4 maddesi -a bendine göre; işletenin ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin “kasti bir hareketi veya ağır kusuru” sonucu meydana gelen kazalar nedeniyle sigorta bedelini ödeyen sigortacı, sigorta ettirene(işletene) rücu edebilecektir. “Ağır kusur” kasıt olmamakla birlikte kasta yakın bir kusurun varlığı anlamına gelmektedir. Özetle eğer işletenin ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin “kasti bir hareketi veya ağır kusuru” yoksa “yüzde yüz kusurlu olsalar bile “sigortacının dönme (rücu) hakkından söz edilemeyecektir. Söz konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağına bakıldığı zaman sürücü ……. kazada kusurlu olduğu belirtilmişse de sürücünün kusurunun kasti veya ağır bir kusurdan meydana geldiğine ilişkin olarak tutanakta herhangi bir saptama söz konusu değilken muhatap sigorta şirketi tarafından ……. plaka sayılı araç için ödemiş olduğu hasar tazminatını müvekkilime rücu edilmesi kabul edilebilir değildir.
Mevcut durumu örneklerle açıklamak gerekirse; kaygan zeminde ani fren yapma, hatalı sollama, mucurlu yolda hızını kesmeme, kavşaklara ve dönemeçlere hızla girme, geçme yasağına uymama, uykusuz ve yorgun uzun süre araç kullanma gibi durumlarda, kaza yapan sürücü yüzde yüz (tam kusurlu) bulunabilirse de, bunlar “dikkatsiz ve tedbirsizce, kurallara ve yasaklara aykırı” araç kullanma kapsamında olup, kasıtlı veya kasta yakın bir ağır kusur sayılamaz. Bu nedenle bu tarz durumlarda sigortacının rücu hakkından söz edilemez.
Ayrıca Sigortacının 3. Kişilerin zararına yönelik yapmış olduğu ödemeleri sigortalısına rücu edebilmesi için kazanın salt alkolün etkisiyle meydana gelmiş olması gerekmektedir. Muhatap sigorta şirketi tarafından sürücünün alkollü olduğu iddia edilmişse de kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğini sigortacı ispatla yükümlüdür.
Yetkili birim tarafından tanzim edilen trafik kaza tespit tutanağına göre sürücü İsmail Malak’ın Karayolları Trafik Kanunu’nun 52. Maddesinin 1/b bendini ihlal ettiği belirtilerek tutanak düzenlenmiş olup, herhangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafından düzenlenen kusur durumunu gösteren bir rapor henüz tanzim edilmemiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No:2016/12464 Karar No:2016/11334 K. Tarihi:8.12.2016
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı … şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı … şirketi vekili, aracı hasar gören karşı araç malikine 7.875,00 TL’nin müvekkil şirket tarafından ödendiğini, Müvekkili olduğu şirkete sigortalı araç sürücüsü alkollü olduğundan malike kaza neticesinde doğan zarara rücu haklarının olduğunu, davalı sigortalı aleyhine… 4.İcra Müdürlüğünün 2012/1243 sayılı icra takibi yapıldığını, Davalının bu icra takibine itirazda bulunduğunu, bu itirazın haksız ve mesnetsiz olup itirazın kötü niyetli olduğunu, borçlunun itirazlarının iptalini, takibin… 4.İcra Müdürlüğünün 2012/12437 esas sayılı dosya üzerinden devamını, haksız itiraz eden borçlu aleyhine yüzde 40’ından aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliler ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, meydana gelen kazanın münhasıran sigortalı araç sürücüsünün alkollü olmasından kaynaklanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı … şirketi vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 29,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 8.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kanun koyucunun TTK Md. 1409 da izah ettiği üzere “Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir. “ Kanun hükmü belirsizliğe yer vermeyecek derecede sarihtir ve yine hükümden ve yargı kararlarından da anlaşılacağı üzere muhatap sigorta şirketinin müvekkilime rücu ettiği işbu olayda kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleştiğini ispat zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak bu hususta hiçbir somut delil muhatap sigorta şirketi tarafından sunulmamıştır.
Kaldı ki muhatap sigorta şirketinin müvekkile karşı rücu talebi müvekkilin ile sigorta şirketi arasında akdedilen trafik sigortası kapsamında olup bu sözleşme hukukun temel ilkelerine aykırı olamaz ve sigortacı bu ilkelere aykırı bir talepte bulunulamaz. Bu kapsamda muhatap sigorta şirketi tarafından akdedilen sigorta poliçesinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartlarına atıf yapılmış ancak içerik olarak herhangi bir husus ve madde belirlenmemiştir. Bu bağlamda müvekkilin sorumluluğu akdedilen sözleşme ile sınırlıdır. Sigorta poliçesinde açıklanmayan ve üstü kapalı şekilde atfedilen genel şartların daha sonra müvekkile karşı aleyhe olabilecek şekilde kullanılması da ayrıca TMK Md 2 kapsamında dürüstlük kuralıyla bağdaşmamaktadır.
Yukarıda anlatılanlar kapsamında muhatap sigorta şirketi sair Yargıtay kararları ve kanunun emredici hükümlerine rağmen ve elinde alkol durumu ile kaza arasında illiyet bağı kuracak hiçbir somut delili bulunmamasına karşın ……. plaka sayılı araca ödemiş olduğu hasar tazminatını müvekkilimden rücuen talep etmektedir. Dolayısıyla tüm haklı nedenlerle muhatap sigorta şirketinin müvekkilime yönelik haksız rücu talebine ilişkin, muhatap sigorta şirketine herhangi bir ödeme yapılmayacağını ve ayrıca müvekkilimin söz konusu kaza sebebiyle taraflar arasında akdedilen zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında her türlü talep ve dava hakkını saklı tuttuğunu ihtaren ve cevaben bildiririz. tarih
Sayın Noter, 3 nüsha olarak hazırlanan iş bu ihtarnamenin bir nüshasının E-TEBLİGAT HÜKÜMLERİNE GÖRE muhataba tebliğini, e-tebligat hükümlerine göre tebliği mümkün olmadığı takdirde APS yoluyla tebliğ edilerek bir nüshasının dairenizde alıkonulmasını ve tebliğ şerhine havi bir nüshanın da tarafıma verilmesini vekaleten saygılarımla arz ve talep ederim.
İhtara Cevap Veren
Vekil