ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
ADLİ YARDIM TALEPLİDİR.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
KONU : Eşinden ölüm aylığı almakta olan müvekkile, babasından dolayı yetim aylığı bağlanma talebinin reddine dair kurum işleminin iptali ile müvekkile yetim aylığı bağlanması talebimizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
1. Davacı müvekkil, BAĞKUR kapsamında çalışması olan eşi … tarihinde ölmesinden sonra davalı kurumdan ölüm aylığı almaktadır.
2. Müvekkilin babası … tarihinde vefat etmiştir. Davacı müvekkil eşinden aldığı bağkur ölüm aylığı ile birlikte BAĞKUR kapsamında emekliliği olan babası …’ten dolayı tarafına ölüm/ dul/ yetim aylığı bağlanması talebinde bulunarak … tarihinde … Sosyal Güvenlik Kurumu’na yani davalı kuruma başvurmuştur. … tarihinden beri davalı Kurum tarafından müvekkile herhangi bir olumlu/olumsuz cevap verilmemiştir. İYUK m. 10/2 ”Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.” hükmünde belirtilen zımni ret süresi dolmuş olup, kanun gereği davacı müvekkilin talebi davalı kurum tarafından reddedilmiştir.
3. Çift aylık bağlanma konusunda; bilindiği üzere, 1479 sayılı esnaf Bağ-Kur yasasının ölüm sigortasından “eş ve çocuklara, ana ve babaya tahsis yapılması” başlıklı 45 inci maddesinin, 24.07.2003 tarihli ve 4956 sayılı yasa ile değişmeden önceki haline göre, kız çocuklarına aylık bağlanma şartları arasında, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapsamında -kendi çalışmalarından dolayı olsun ya da olmasın- gelir veya aylık alma şartı yoktur.
Kız çocuklarının Bağ-Kur’dan yetim aylığı alma şartları arasına SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapsamından gelir veya aylık almama şartı, 24.07.2003 tarihli ve 4956 sayılı yasa ile getirilmiştir. 1479 sayılı yasanın 4956 sayılı yasayla değişik, 45/c maddesi hükümleri; “c) 18 yaşını, orta öğrenim yapması halinde 20 yaşını, yükseköğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayan ve (18 yaşını doldurmayanlar hariç) bu Kanun ile 321 322 diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malül olan erkek çocuklarla, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine % 25’i, … Aylık veya toptan ödeme şeklinde verilir.” şeklindedir.
Kanun metnindeki hükümlerden anlaşılacağı üzere, kız çocuklarına yetim aylığı bağlanabilmesi için SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapsamından gelir veya aylık almama şartı ilk olarak 24.07.2003 (02.08.2003) tarihinden itibaren Bağ-Kur mevzuatına getirilmiştir.
Yüksek mahkeme uygulamaları ve sosyal güvenlik hukuku bağlamında; bu tür ölüm sigortasından aylık tahsislerinde, ayrık durumlar dışında genel kural olarak hakkı doğuran olay tarihinde yürürlükte olan yasal mevzuatın uygulanması gerekmekte olup; buna göre, 1479 sayılı esnaf Bağ-Kur Kanunu gereğince davacı müvekkilin aylık bağlanmasını talep ettiği sigortalı babanın yaşamını yitirdiği gün olan 30.04.2000 tarihinde yürürlükteki 1479 sayılı Kanundaki hükümler çerçevesinde yargılama konusu talep çözüme kavuşturulmalıdır. 30.04.2000 tarihinde yürürlükteki mevzuat bakımından davacının babasından da aylık almasını engelleyen yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu sebeplerle davalı kurumun, davacı müvekkilin talebini reddetmesinde herhangi bir yasal dayanak bulunmamaktadır. Bu hususta SGK müfetttişi tarafından da yazılmış bir makale bulunmakta olup dava dilekçesi ekinde mahkemenize sunmaktayız. (EK 1 :https://sgkrehberi.com/haber/6571/ internet sitesinde yayınlanan SGK Müfettişi Vakkas DEMİR’in Hem Kocası Hem Babası Bağ-kur’lu Olan Dul Kadınlar Dava Açarak Sgk’dan Çift Aylık Alabilirler başlıklı yazısı)
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/1954 E. , 2011/2938 K. Numaralı kararında;
”…Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı alan davacının babası Ahmet ‘ın 01.04.1996 tarihinde, eşi Muhammet ‘in 27.08.2003 tarihinde vefat ettiği, davacının ölen eşinden dolayı 01.10.2003 tarihinden itibaren ölüm aylığı aldığı, davacının 04.01.2008 tarihli dilekçesi ile ölen babasından ölüm aylığı bağlanmasını talep ettiği, Kurumun 28.02.2008 gün ve 156450 sayılı yazı ile 506 sayılı Yasa’nın 23 ve 68.maddelerine göre anadan veya babadan veya eşinden gelir/aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan sadece yüksek olanın ödeneceğini, davacının eşinin aylığının yüksek olması nedeniyle babasından dolayı aylık alamayacağını belirterek talebi reddettiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, ölen eşinden dolayı ölüm aylığı almakta olan davacının babasından da ölüm aylığına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasa’nın 65, 66 ve 68.maddelerine göre aylık bağlama koşulları bulunduğu takdirde ölen sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına ölüm sigortasından aylık bağlanır. Davacıya, eşi Muhammet ‘in 27.08.2003 tarihinde vefat etmesi üzerine 01.10.2003 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmıştır. Davacı, bu davada, eşi yanında babasından da ölüm aylığı bağlanmasını talep etmektedir.
506 sayılı Yasa’nın 68. maddesinin 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa’nın 35. maddesi ile değişik VI. bendine göre, sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takibeden devre başından itibaren kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde I. bölümün (C) fıkrası hükmü saklı kalmak şartiyle, bu tarihten başlanarak yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir.
02.07.2005 tarih ve 5386 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ile 506 sayılı Yasa’ya eklenen Geçici 91. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına göre, 06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıklar, bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmaz. Bunlardan, yukarıda belirtilen haller haricindeki nedenlerle gelir veya aylıkları kesilen veya durdurulan kız çocuklarının gelir ve aylıkları, kesme veya durdurma tarihi itibariyle talep şartı aranmaksızın yeniden başlatılır. Gelir ve aylığın kesilmesi nedeniyle diğer hak sahiplerine önceki hisselerinden fazla ödenen tutarlar, gelir ve aylığı tekrar başlatılacak hak sahibine yapılacak ödemeden mahsup edilir. Gelir veya aylığı kesilenlerden tahsil edilmiş olan tutarlar aynen iade edilir.
Somut olayda, davacı, 01.10.2003 tarihinden itibaren ölen eşinden ölüm aylığı almaktadır. Davacı, 01.04.1996 tarihinde ölen babasından dolayı ölüm aylığı talebini 04.01.2008 tarihinde dile getirmiştir. Davacının evli olması nedeniyle eşinin ölüm tarihi olan 27.08.2003 tarihinden önce ölüm aylığı talep etmesi mümkün değildir. Ancak 02.07.2005 tarih 5386 Sayılı Yasa’nın 2. Maddesi ile 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa eklenen Geçici 91. Madde ile getirilen düzenlemeye göre 06.08.2003 tarihinden önce ölen babası nedeniyle hak sahibi olan davacı, eşinden ölüm aylığı almakta olsa dahi evliliğinin ölüm nedeniyle son bulmasından sonra babasından da ölüm aylığı talep etme hakkına sahiptir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. …”
Yukarıda yer alan Yargıtay kararından anlaşılacağı üzere HEM ÖLEN EŞTEN HEM DE BABADAN AYNI ANDA ÖLÜM AYLIĞI ALINABİLECEĞİ HUSUSUNDA yukarıda izah ettiğimiz yasal gerekçeler ve mevzuat hükümleri değerlendirilerek davacının babasından da ölüm aylığı talep etme hakkına sahip olduğu kabul edilmiştir.
Yine benzer mahiyette Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2018/427 E. ,2018/949 K. Sayılı kararında:
”..Davacının babasından dolayı ölüm aylığına hak kazandığı tarih aralığında Kanun koyucu tarafından aranan tek şart “sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kapsamdaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olup, dosya kapsamından da davacının kendi çalışmasından dolayı gelirinin bulunmadığı açıktır. Hâl böyle olunca davanın reddine ilişkin direnme kararı yukarıda açıklanan bu ilave gerekçeler ve nedenlerle bozulmalıdır…” denilerek davacının davasının haklılığına karar verilmiştir. Somut olayımızda da davacı müvekkilin kendi çalışmasından dolayı kurumdan bağlanan bir aylık yoktur, yalnızca ölen eşinden ötürü bağlanan ölüm aylığı mevcuttur.
4. Davalı kurumca tahsis edilen işbu ret işlemi hukuka aykırıdır. Nitekim Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/523 E. 2017/2284 K. Sayılı kararında da:
“Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava irdelendiğinde, 506 Sayılı Kanun’un geçici 91. maddesi karşısında, eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan davacının söz konusu aylığının kendi çalışmalarından kaynaklanmadığı belirgin bulunduğundan hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla babası üzerinden de ölüm aylığına hak kazandığı ve her iki aylığın bağlanması gerektiği açıktır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 gün ve 2012/21-21 Esas – 2012/223 Karar sayılı ilamında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.”
şeklinde verdiği kararla haklı davamızın kabulü yönünde ışık tutmaktadır.
5. Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere müvekkile uygulanan işlem hukuka aykırı şekilde gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle de işlemin derhal iptal edilerek müvekkilin hakkı olan babası üzerinden ödenmesi gereken yetim aylığının da kendisine ödenmesi gerekmektedir.
6. Davacı müvekkil … doğumlu olup yaklaşık 57 yaşındadır, eşinin vefatından sonra kendisine ölüm aylığı bağlanmış olup 1000 TL ölüm aylığı almaktadır. Dava dilekçemiz ekinde sunduğumuz muhtarlıktan alınan fakirlik belgesinde de görüleceği davacı müvekkil yardıma muhtaç durumdadır. Eşinden bağlanan 1000,00 TL ölüm aylığıyla yaşamını sürdürmeye çalışan davacı müvekkil, çocuklarının yardımıyla ihtiyaçlarını gidermektedir. Davacı müvekkil bu belirtmiş olduğumuz sebeplerle dava masraflarını, bilirkişi ücretini ve sair yargılama giderlerini karşılayacak maddi durumu olmadığından davanın görülebilmesi için adli yardım talebimizin kabulüne karar verilmesini talep ederiz.
HUKUKİ NEDENLER: 1479 Sayılı Kanun, 5510 Sayılı Kanun ve diğer ilgili mevzuat ..
DELİLLER :
1- Nüfus kayıt örneği,
2- 20.08.2020 tarihli davacının Sapanca SGK ‘ya başvuru dilekçesi, ( … Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan istenilmesini talep ederiz.)
3-Muhtarlık kayıtları,
4-Fakirlik Belgesi,
5-Davalı Kurum kayıtları,
6-Tanık,
7-Bilirkişi incelemesi,
8-Yemin,
9-Yargıtay Kararları,
10-Ekte sunulan SGK Müfettişi Vakkas DEMİR’in”Hem Kocası Hem Babası Bağ-kur’lu Olan Dul Kadınlar Dava Açarak Sgk’dan Çift Aylık Alabilirler” başlıklı yazısı, Ve sair her türlü yasal deliller..
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
– Müvekkilin davalı kurumca YETİM AYLIĞI BAĞLANMASI TALEBİNİN REDDİNE İLİŞKİN İŞLEMİN İPTALİNE,
– Müvekkile YETİM AYLIĞI BAĞLANMASINA VE MÜVEKKİLİN HAK ETTİĞİ AYLIKLARIN, HAK EDİLDİĞİ TARİHTEN İTİBAREN İŞLEMİŞ VE İŞLEYECEK FAİZLERİYLE BİRLİKTE TAHSİLİNE KARAR VERİLMESİNİ,
– Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını arz ve talep ederiz.
DAVACI VEKİLİ
EK 1: https://sgkrehberi.com/haber/6571/ İnternet sitesinde yayınlanan SGK Müfettişi Vakkas DEMİR’in”Hem Kocası Hem Babası Bağ-kur’lu Olan Dul Kadınlar Dava Açarak Sgk’dan Çift Aylık Alabilirler” başlıklı yazısı.
EK2-3 : Vekaletname, Muhtarlıktan alınan Fakirlik Belgesi
İşten çıktım babamdan gelen maaşım yatabilirmi lütfen sigortalı işe giröedim bir gün çalıştım neden hemen kesildi
Eşimle resmi nikahimiz yokken ayrildik 1 cocugumuz var 2 yili belki gecti bu aralar konusuyoruz ve tekrar evlenmek istiyoruz cezasi varmi biyere basvuru yapmak lazimmi ne yapmamiz lazim