DEVREMÜLK SÖZLEŞMENİN İPTALİ DAVA DİLEKÇESİ

Devremülk sözleşmeleri özellikle tatilsever vatandaşlarımız tarafından rağbet gören bir sözleşme tipidir. Yılın sadece belirli dönemlerinde kullanmak üzere yazlık sahibi olmak isteyen kişiler “devremülk sözleşmesi” yapar. 

Ancak uyuşamzlıklar hayatın her alanında başgösterdiği gibi devremülk sözleşmelerinde de ortaya çıkabilmektedir. Sözleşmeye aykırı davranan taraf veya cayma hakkını kullanmak isteyen taraf devremülk sözleşmesinin iptali talepli dava açar.

Adana’da avukat olarak görev yapmakta olan Saim İNCEKAŞ tarafından bu yazımızda devremülk sözleşmelerinin nasıl iptal edileceği, dava dilekçesinin nasıl hazırlanacağı paylaşılmıştır.

Devremülk Sözleşmenin İptali Dava Dilekçesi

NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

DAVACI          : 

VEKİLİ            : Avukat Saim İNCEKAŞ- Turhan Cemal Beriker Bulvarı, Ziya Algan İş Merkezi No:9 K:5 D:41, 01010 Seyhan/ADANA

ADRES             : 

DAVALI          : 

ADRES             : 

KONU              : Müvekkil ile davalı arasında 23.10.2011 tarihinde akdedilen sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile iptaline ve müvekkilin ödemiş olduğu 14.004,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tarafımıza iadesine  karar verilmesi istemlidir.

AÇIKLAMALAR            :

Müvekkil davalı şirket elemanları tarafından davalının x düzenlediği yemek davetine katılmış, davalı tarafından tahsis edilen bir otobüsle x getirilmiş, burada sabah saat 10:00 dan akşam saat 19:00 a kadar ağırlanmış kendilerine orada bulunan örnek daireler gezdirilmiş, oluşturulan atmosferin etkisiyle ve devre mülk satış bedelinin sadece o güne has olarak indirimli olduğu, bu bedelden tekrar alınmasının mümkün olmayacağı belirtilerek, müvekkilin sağlıklı düşünme fırsatı engellenerek müvekkil ile davalı arasında 23.10.2011 tarihinde devre mülk sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu gayrimenkulün 31.12.2013 tarihinde teslim edileceği taahhüt edilmiştir. Müvekkil sözleşmeye ilişkin edimini ifa etmiş, fakat davalı şirket ne taahhüdünü yerine getirerek devre mülk inşaatını yapmış, ne de gayrimenkulü müvekkilin yıllık kullanımına tahsis etmiştir. Edimini   ifa hususunda temerrüde düşen davalı şirket ile yapılan bu devre mülk sözleşmesinin kapıdan satış sözleşmesi niteliğinde olduğu ve tüketici tarafından ilk kullanımında muayene edildiği ve bu suretle ilk kullanımından itibaren cayma hakkının kullanılabileceği Tüketicinin Korunması hakkındaki kanunu ve yerleşmiş Yargıtay içtihatlarıyla da kabul edilmiştir.

Bu konuya ilişkin Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2014/27680 E., 2015/29186 K. ve 08.10.2015 karar tarihli kararında; “Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır. Davacı devre mülk hakkını kullanmadığını belirtmekte olup, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olduğundan, davacının cayma hakkını kullanması mümkündür.” diyerek; devre mülk satışlarında, cayma süresinin sözleşme imza tarihinde başlaması, tüketicinin haklarını zedeleyeceğinden ötürü sürenin tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlaması gerektiği özellikle vurgulanmıştır. Bu yüzden müvekkilin cayma bildirimi için süreyi geçirdiğini iddia etmek yerleşik Yargıtay içtihatlarına da aykırılık teşkil eder.

Tüketicilerin bu tarz alışverişlerinde, teslim edilmemiş mal veya ürünlerden dolayı sadece sözleşmede belirtilen sürelerde cayma hakkını kullanacağını düzenleyen hükümler doktrin ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre yok hükmündedir. Devre mülk satışının, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğu kuşkusuzdur. Bu yüzden cayma hakkının da hizmetin ifasından sonra başlayacağını kabul etmek, buna karşılık aksi yönde düzenlenmiş olan sözleşmede ise sözleşme imza tarihinden itibaren başladığını belirten maddeleri yok hükmünde kabul edilmelidir. Bu surette sözleşmenin gereğini yerine getirmeyen borçlu şirketin ileri sürdüğü tüm iddia ve savunmalar geçersizdir. 

Diğer taraftan Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliğinin 15. maddesinin 3. bendin de “Devir ve teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren otuz altı ayı geçemez.” hükmüne yer verildiği dikkate alındığında davalı şirketin yönetmelik hükmünü de ihlal ettiği çok açık ortadadır. Bu nedenle müvekkilin cayma hakkı dahi henüz sona ermemiştir. Davalı şirket yükümlülüklerini yerine getirmemeş olup müvekkilin tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetme hakkı da bulunmaktadır.

Öte yandan; yapılan devre mülk sözleşmesi ayni bir hak olup, resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. Devre mülk hakkı 634 sayılı KMK’nun 57-60. Maddeleri ile TMK’nın 780 ve 781. maddelerinde düzenlenmiştir. TMK’nın ilgili maddelerinde irtifak hakkının kurulması için tapu kütüğüne tescilinin şart olduğu ve irtifak hakkına ilişkin sözleşmenin ancak resmi şekilde yapılması halinde geçerli olduğu açıkça belirtilmiştir. Yasal düzenlemeler karşısında müvekkil ve davalı arasında imzalanan sözleşmenin geçersiz olduğunda hiçbir kuşku bulunmamaktadır. YANİ MÜVEKKİL İLİ SAĞLAYICININ İMZALAMIŞ OLDUĞU SÖZLEŞME ADİ YAZILI SÖZLEŞME NİTELİĞİNDE OLUP, RESMİ ŞEKİLDE YAPILMADIĞINDAN VE TAPU KAYITLARINA İŞLENMEMİŞ VE MÜŞTEREK MÜLKİYET TESİS EDİLMEDİĞİNDEN GEÇERSİZDİR. Satış sözleşmesinin geçersiz olmasının yanında sözleşme ve sözleşme imzalanırken yerine getirileceği söylenin hiçbir yükümlülük yerine getirilmemiştir. Benzer konuda Yargıtay 13 HD.’nin 04.07.2013 tarih ve 2013/4117-18427 esas karar sayılı kararda “Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, MK nun 706 , BK 213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir. Bu nedenle taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi de tapulu taşınmazın satışına ilişkin olup geçersizdir. Geçersiz sözleşmeye dayanarak davacının fesih ve ödediği bedelin iadesini her zaman talep hakkına sahiptir. Bu nedenle davacının ödediği bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. ” şeklinde kararı ile konuya açıklık getirilmiştir.

Devre mülk sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle sözleşmenin iptalini ve müvekkil tarafından bu güne kadar davalıya ödenen toplam 14.004,00 TL’nin ödenme tarihlerinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte iadesiyle isteme zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER    : TKHK, TBK, HMK, ilgili mevzuat hükümleri ve Yargıtay içitihatları

DELİLLERİMİZ :  23.10.2011 tarihli taraflar arasında imzalanan sözleşme, Sözleşme konusu gayrimenkule ait tapu kayıtları, bilirkişi, tanık, keşif ve her türlü yasal delil

SONUÇ                               : Yukarıda açıklanan ve mahkemenizce resen dikkate alınacak nedenlerle:

1-Müvekkil ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin geçersizliğinin TESPİTİ ve İPTALİNE,

2-Müvekkil tarafından davalıya yapılmış olan toplam 14.004,00 TL’nin ödemenin, ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile ÖDENMESİNE,

3-Yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına,

Karar verilmesini müvekkil adına talep ederim.

                                                                                                                                 Davacı Vekili

Adana Avukatı Saim İncekaş

Devremülk Sözleşmenin İptali Dava Dilekçesi

Devremülk Sözleşmenin İptali Dava Dilekçesi -2-

 ADANA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ

SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE;

İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR.

DAVACI                                         :

VEKİLİ                                          :

MUHATAP                                    :

KONU                                             :Devre Tatil Sözleşmesi’nin gereklerinin yerine getirilmemesi sebebiyle Sözleşmeden dönülmesinden bahisle fazlaya dair hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydıylaödenen bedellerin yasal faiziyle birlikte iadesi talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR                         :

X (Bundan sonra “Müvekkilim” olarak anılacaktır.) ile *****TERMAL TURİZM İNŞAAT GIDA SAN. VE TİC. A.Ş. ( Bundan sonra “Davalı Şirket” olarak anılacaktır. ) arasında ****** no.lu daireleri satın almak maksadı ile 24.850,00-TL bedelli 02.2011 tarihli ****, ***** ve ****** evrak numaralı Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmelerini[Ek-1] Sözleşmeler” imzalanmıştır. Sözleşmelere konu bedel Müvekkilim tarafından Sözleşmelerin imza tarihinde nakden ödenmiştir.

[Ek-1 **** evrak numaralı Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmeleri]

İmzalanan bu Sözleşmeler’de 13.03.2003 tarih 25137 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Devre Tatil Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in Yönetmelik” 5. maddesinde yer alan ve Sözleşmelerde bulunması zorunlu hususlara yer verilmemiştir.Yönetmelik’in 5. maddesine göre;

“ 1) Devre tatil sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ve busözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur. Kanunda,“nüsha” ifadesinin kullanılması nedeniyle, sözleşmenin fotokopisinintüketiciye verilmesi yeterli olmayıp, sözleşmenin iki nüsha olarakhazırlanıp imzalanması ve bir nüshasının tüketiciye verilmesigerekmektedir.

2) Sözleşmede;

a) Tüketicinin, sağlayıcının ve malikin isim, unvan, açık adres,telefon ve varsa diğer erişim bilgileri,

b) Sözleşme konusu hakkın niteliği, kapsamı ve kullanımkoşulları,

c) Sözleşme konusu taşınmazın fiili durumu ve yeri, taşınmazinşaat halinde ise fiilî durumu ve makul bir tamamlanma tarihi,

ç)Taşınmazın tamamlanmasına veya tamamlanamadığı hallerdeyapılmış olan her türlü ödemenin, yasal faiziyle birlikte iadeedileceğine dair bir taahhüt,

d)Tüketicinin yararlanabileceği yüzme havuzu, sauna ve benzeriortak tesisler, ışıklandırma, su, bakım ve benzeri hizmetler ilebunlardan yararlanma şartları,

e)Taşınmazın bakım ve onarımının, yönetim ve idaresinin neşekilde olacağına ilişkin açıklamalar,

f) Sözleşmenin süresi ve sözleşme konusu hakkın kullanılabileceğidönem,

g) Sözleşme konusu hakkın kullanılması karşılığı olarak tüketicitarafından ödenecek bedel, ortak tesislerin ve hizmetlerin kullanımıiçin ödenecek bedel, vergi, harç gibi zorunlu yasal giderler ve genelidari masrafların ne şekilde hesaplanacağına ilişkin açıklamalar,

h)İktisabın sözleşmede belirtilenler dışında herhangi bir eködemeye ve yükümlülüğe yol açmayacağına ilişkin bir kayıt,

ı) Sözleşme konusu hakkın devir veya takas edilmesinin mümkünolup olmadığı,

i)Cayma hakkı ve bu hakkın ne şekilde kullanılacağı, caymabildirimlerinin gönderileceği sağlayıcıya ilişkin bilgiler,

j) Tarafların sözleşmeyi imzaladığı yer ve tarihe ilişkin bilgilerin”yeralması gerekmektedir.

Özellikle; Sözleşmelerde CAYMA HAKKI ve BU HAKKIN SÜRESİ NE ŞEKİLDE KULLANILACAĞI, TAŞINMAZLARIN FİZİKİ DURUMU, Sözleşmeler’e konu hakların devir veya takasının mümkün olup olmadığı, vb. konularda müvekkilim bilgilendirilmemiştir. Diğer bir yandan Yönetmelik uyarınca düzenlenmesi ve tüketiciye verilmesi gereken “Tanıtım Broşürü” de müvekkilime teslim edilmemiştir.

DAVALI ŞİRKET TESLİMDE ve TAPU DEVRİNDE GECİKMİŞ; MÜVEKKİLİM DEVRE TATİL HAKKINI KULLANMAK İSTEDİĞİNDE BAŞKA DAİRE KENDİSİNE TEKLİF EDİLMİŞ VE 3 ADET DAİRESİ OLMASINA RAĞMEN HİÇBİR DAİRESİNİ KULLANMAMIŞTIR.

Müvekkilime Sözleşmeler ile birlikte teslim Taahhütnamede [Ek-2] yer alan, 2013 yılında kurulması taahhüt edilen GERİ ALIM BORSASI KURULMAMIŞTIR. Diğer bir taraftan Müvekkilimle ve hali hazırda devre mülkü bulunan birçok malike bildirilen dilendiği zaman rayiç bedel üzerinden dairelerin geri alınabileceği vaadedilmiştir. Ancak Müvekkilim gayrimenkullerini iade etmek istediğindeDavalı Şirket tarafından çeşitli bahaneler ile oyalanmış sonrasında; bu borsanın kurulmayacağı, dilerse daire başına 6.000,00-TL ödenerek geri alınabileceği bilgisi paylaşılmıştır.Malumunuz olduğu üzere 2011 yılında 7.950,00-TL olan bir gayrimenkulün, 2015 yılında 6.000,00-TL bedel ile satılmasını beklemek mümkün değildir. TÜRKİYE ŞARTLARINDA BİR GAYRİMENKULUN DEĞER KAYBETMESİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI TARTIŞMAYA MAHAL VERMEYECEL DERECEDE AŞİKÂRDIR.

[Ek-2 Taahhütname Aslı]

Devre Tatil satışlarıbirçok kişinin katıldığı tanıtım gezileri ile sağlanmış; bu gezilerde alınan gayrimenkullerin rayiç bedelle geri alınacağı, bu satışların bir yatırım aracı olabileceği hususu bildirilmiştir. BU YANILTICI BİLDİLENDİRMEYE İNANAN ALICILAR YATIRIM DÜŞÜNCESİ İLE SÖZ KONUSU GAYRİMENKULLERİ SATIN ALMAK MAKSADIYLA SÖZLEŞME İMZALAMIŞSA DA YATIRIM KONUSUNDA YANILTILMIŞLARDIR. Bu durum tanıkla ispat edilebilir niteliktedir.Bu vaad de yukarıda açıkladığımız üzere gerçekleşmemiş hatta Davalı Şirket tarafından inkar edilmiştir.

Müvekkilim Sözleşmeler’den döndüğünü Davalı Şirket’e gerek e-posta gerekse telefon yoluyla tüm iyiniyet ve nezaketi ile defalarca bildirmiş [Ek-3] ancak Davalı Şirket bu konuda herhangi bir işlem yapmayacağını belirtmiştir. Hal böyle olunca huzurda görülen davanın açılmasından başka çare kalmamıştır.

[Ek-3 E-posta görüntüleri]

HUKUKSAL NEDENLER :Tüketicinin Korunması Hk. Kanun, TBK, TMK, ve sair mevzuat.

DELİLLER                          :

  1. Sözleşme Asılları,
  2. Taahütname Aslı,
  3. E-posta görüntüleri,
  4. Her türlü video ve ses kaydı,
  5. Tanık,
  6. Bilirkişi,
  7. Yemin,
  8. Karşı tarafça sunulacak delillere karşı sunulacak deliller
  9. Sair her türlü delil,           

SONUÇ ve İSTEM               : Yukarıda arz ve izah etmeye çalıştığımız nedenlerle Müvekkilimin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla;

  1. Sözleşmeden döndüğümüzden bahisle ödenen bedellerin yasal faiziyle birlikte İADESİNE,
  2. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ederim. Saygılarımla.

Davacı Vekili

Adana Avukat Saim İncekaş

Ekler                                      :

Ek-1 317887, 317888 ve 317889 evrak numaralı Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmeleri Aslı

Ek-2 Taahhütname Aslı

Ek-3 E-posta görüntüleri

Devremülk Sözleşmenin İptali Dava Dilekçesi -3-

[ihc-hide-content ihc_mb_type=”show” ihc_mb_who=”2,4″ ihc_mb_template=”1″ ]

NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

DAVACI         :

VEKİLLERİ  :

DAVALI          :

DAVA DEĞERİ: … TL (Fazlaya ilişkin haklarımız saklıdır.)

KONU          : Müvekkilimin, davalılara borçlu olmadığının tespiti ile müvekkilimle davalı arasında …. tarihli …numaralı geçersiz sözleşmeye istinaden yapılan ve müvekkilim tarafından ödenen … TL’nin tarafımıza iadesini ve devam eden ödemelerin karşılığı olan ve davalının elinde bulunan senetlerin iadesi ve iptali istemidir. (Miktar olarak ödenen … TL’nin … TL’si  tarihli senetler ile ödenmiştir. Sözleşmedeki toplam bedel ise …TL’dir.) Fazlaya ilişkin taleplerimiz ve haklarımız saklıdır.

AÇIKLAMALAR   :

1-) Müvekkilim, davalılar ile … tarihinde Ankara ili, Beypazarı ilçesi, … mevkii,… ada, …parseldeki … Blok, Zemin 02, 1+1 mülkünü konu alan; devre kodu … olan devremülk satış sözleşmesini imzalamıştır. (Devremülk satış sözleşmesi ektedir. EK-1)

2-) Taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre toplam tutar …. TL olarak belirlenmiştir. Satıcı tarafından işbu sözleşmedeki toplam bedel olan … TL için, 18.05.2014 tarihinden başlamak üzere (aylık taksit tutarı senet bordrosunda belirtildiği üzere EK-2) 39 adet taksit yapılmıştır. Müvekkilim …. ödeme yapmıştır. İşbu ödemelerin karşılığı olan ve davalının elinde bulunan senetler müvekkilime gönderilmiştir. (Yapılan ödemeleri ispatlamaya yarar senetler ekte sunulmuştur. EK-3)

3-) Müvekkilim ve davalılar arasında yapılan devre mülk sözleşmesindeki “devre mülkün teslimi ve işletilmesi” başlıklı ve konulu 7. maddesine göre devre mülk tesisinin 2. Etabının imza tarihinden itibaren 30 ay içinde teslimi gerçekleşmeli, devremülk alıcıya, satıcı tarafından teslim edilmelidir. Ancak sözleşmenin üzerinden 30 aydan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen satıcı teslimi gerçekleştirmemiş; ayrıca şirket temsilcileri ile teslim konusunda görüşülmeye çalışıldığında da müvekkilim, şirket temsilcileri tarafından oyalanılmış ve aldatılmıştır. Müvekkilim olan alıcı, sözleşme ile taahhüt ettiği edimleri yerine getirmiş ve iyiniyetli davranmıştır.

4-) Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanunu ile düzenlenmiştir. Devre mülk sözleşmesi ayni bir hakkı düzenlemekte olup, işbu bahsi geçen sözleşmenin resmi şekilde yapılması gerekmektedir. Ancak davalılar ile müvekkilim arasındaki 26.04.2015 tarihli devre mülk sözleşmesi, resmi şekilde yapılmamış olup işbu bahsi geçen sözleşme adi yazılı şekilde yapılmıştır. Devre mülk sözleşmesi şekil şartına tabi bir sözleşme olduğu için müvekkilim ve davalılar arasındaki işbu sözleşme resmi şekil şartına uygun yapılmadığı için geçersiz ve mutlak olarak batıldır. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre de devre mülk sözleşmesinin geçerlilik şartı sözleşmenin resmi şekilde yapılması olup işbu hususa uygun olarak resmi şekilde yapılmayan sözleşmeler geçersizdir. Şöyle ki;

“Davacı, 21.12.2014 tarihli İD 07206 no lu devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve imzaladığı senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “sözleşmenin konusu” başlıklı 2. maddesinde ‘İş bu sözleşmenin konusu; satıcı mülkiyetindeki … İli,…. İlçesi, …. Mevkii, 363 Parselde kayıtlı arsa üzerinde inşa edilmekte olan “… SAĞLIK TERMAL MERKEZİ” isimli tesiste yer alan ve ayrıntıları aşağıda belirtilen, mesken olarak kullanıma tahsisli olan bağımsız bölümlerin devremülk olarak satışı ile tapu devrinin şartları ve şeklinin düzenlenmesidir.’ şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” <Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Esas No:2016/12112 Karar No:2016/17761>

“Davacı, devremülk satış sözleşmesinin iptali, sözleşme sebebiyle yapılan takibe konu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatının tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, kendisine teslim yapılmadığı için muayene etme hakkı kullanmadığı, sözleşme kapsamında tatil hakkını da kullanmadığı bu sebeple cayma hakkının kullanılması için sürenin başlamadığı, kaldı ki söleşmede cayma hakkının belirtilmediği ve bu sebeple yasaya aykırı şekilde tüketici aleyhine sonuç doğuracak ilgili sözleşmenin düzenlendiği bu şekilde düzenlenen bir sözleşmeyle tüketicinin bağlı tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “sözleşmenin konusu” başlıklı 2. maddesinde ‘İş bu sözleşmenin konusu … OTEL İŞLETMELERİ TURİZM İNŞAAT TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’ne ait … ili … ilçesi … … Mevkii … Pafta 3015 Ada 4 ve 5 numaralı parselin 7/10920 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, bakım aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları, gayrimenkulün teslimi sonrası işletilmesi ile ilgili alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı taahhütleri kapsar.’ şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken az yukarda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir.”

<Yargıtay 13. hukuk dairesi 2015/23869 E. 2017/6799 K. 1.6.2017 Tarih> şeklinde emsal kararlar vermiştir. İşbu emsal yargıtay içtihatlarındaki uyuşmazlığın somut olayımıza tatbik edilmesi halinde, müvekkilim ile davalılar arasında resmi şekilde yapılmayan devre mülk sözleşmesinin geçersizliği ortaya çıkacak olup geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri hususu sübut bulacaktır.

6-) Yukarıda detaylıca izah edildiği üzere, taraflar arasındaki işbu sözleşme resmi şekil şartlarına uyulmadığı için mutlak olarak geçersiz olup geçersiz sözleşmeye dayanılarak edim talep edilemeyeceği ve geçersiz sözleşmedeki cezai şart ve yan edimleri de geçersiz olduğu için müvekkilim tarafından ödenen ve davalı tarafından tahsil edilen bedellerin tarafımıza iade edilmesi gerekmektedir. Detaylıca izah edilen sebepler yüzünden işbu davayı açma zorunluluğu hâsıl olmuştur.

HUKUKİ DELİLLER           :

1-Devre mülk satış sözleşmesi ve eki niteliğindeki belgeler

2-Devre mülk fesih ve ibra sözleşmesi

3-Ödeme yapıldığını kanıtlamaya yarar, banka dekontları ve satıcı tarafından gönderilen senetler

4-Tanık beyanları

5-Bilirkişi

6-Yemin ve Her türlü yasal delil

(Karşı tarafça sunulacak delillere karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak üzere, delil listemizi sunuyoruz.)

HUKUKİ NEDENLER        : TMK, BK, TKHK, Kat Mülkiyeti Kanunu ve ilgili mevzuat

NETİCEİ TALEP        : Yukarıda izah edilen nedenlerle ve fazlaya ilişkin talep ve haklarımız saklı kalmak kaydı ile;

1-) Geçersiz sözleşme nedeniyle müvekkilimin davalıya 15.500,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile,

2-) Davalıların, müvekkilimden geçersiz sözleşmeye istinaden aldığı yaklaşık … TL’nin (Miktar olarak ödenen …  dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müvekkilime iadesini,

3-) Kalan ödeme olarak görünen yaklaşık 1.700,00 TL karşılığındaki davalı şirket elindeki senetlerin iadesi ve iptalini,

4-) Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ederiz. (tarih)

                                                                   DAVACI VEKİLLERİ

EKLER:

EK-1: Devre mülk satış sözleşmesi

EK-2:Yapılan ödemeleri ispatlamaya yarar senetler

EK-3:06.08.2016 tarihli taraflar arasında yapılan devre mülk sözleşmesi

EK-4:Aylık taksit tutarı senet bordrosu

Devre tatil sözleşmesinin iptali dilekçesi

T.C. X ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

(TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA)

İHTİYATİ TEDBİR

TALEPLİDİR !

DAVACI                    :  AD SOYAD TC ADRES

VEKİLİ                      : Av. (Barosu – Sicil)

E-Tebligat Adresi      :

Fiziki Tebligat Adresi :

DAVALI: UNVAN VERGİ DAİRESİ VERGİ NO ADRES

VEKİLİ:

KONU: AAAA tarihli BBBBB Sözleşme numaralı hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı devre tatil sözleşmesinin iptali ile ödenen paranın iadesi ve SENETLER YÖNÜNDEN BORÇLU OLMADIĞIMIZIN TESPİTİ İLE SENETLERİN İPTALİNE VE SENETLERİN TARAFIMIZA İADESİNE karar verilmesi istemli dava dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR

  • Davacı müvekkil ile davalı şirket arasında … tarihinde Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme ile müvekkil, …’ne ait … ili, … Mevkii, … Pafta, … Ada … Parsellerinin birinin üzerinde kurulu BAĞIMSIZ BÖLÜMLERDEN BİRİNİN 7/3650 HİSSESİNİN SATIŞI ile STÜDYO dairenin hissesini kırmızı dönem üyelik tipiyle 10. DÖNEMDE (2-9 MART TARİHLERİ ARASINDA) kullanmak amacıyla, 21 HAZİRAN İLE 6 EYLÜL tarihleri arası, Bayram, Sömestır, Yılbaşı Hariç olmak üzere BİR HAFTALIK SÜRE KULLANIM KOŞULUYLA 2+1 kişilik olarak satın almıştır. Sözleşme bedeli … TL olarak belirlenmiştir. Müvekkil tarafından, davalıya 200,00 TL peşinat verilmiş, kalan miktar için sözleşme esnasında 15.06.2020 Vade Tarihli 17.650,00 TL bedelli senet düzenlenerek alınmıştır.
  • Devremülk sözleşmeleri resmi şekilde ve en az 15 gün için yapılabileceğinden, akdedilen sözleşme her ne kadar hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı olsa da sözleşmenin aslında devre tatil sözleşmesi olduğu ancak devre tatil sözleşmesinin şartlarını da taşımadığı ortadadır. Devre tatil sözleşmesi için; bir gün önceden ön bildirim yapılması, cayma formu verilmesi, cayma süresi içerisinde peşinat alınmaması, sözleşmenin 12 punto olması gibi şartlar aranır iken müvekkil ile akdedilen sözleşmede bunların hiçbirisi yer almamaktadır.
  • TBK gereğince kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmamaktadır. Davacı müvekkil ile davalı taraf arasında imzalanan sözleşme devre mülk sözleşmesi olup ayni edim içeren bir sözleşmedir. Bu tür sözleşmeler kanunda öngörülen resmi yazılı şekilde yapılması gerekmektedir. Resmi şekilde yapılmayan sözleşmenin kanunen geçerliliği olmayıp hüküm doğurmamaktadır. Buna ilişkin Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 16/03/2017 tarih 2016/20112 E. 2017/3296 K. Sayılı ilamında; …taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği… belirtmiştir.
  • DAVAMIZIN KONUSUNU OLUŞTURAN CAYMA HAKKIMIZ; Devre tatil sözleşmeleri ”kapıdan satış” niteliğinde sayılmış olduğundan, sözleşme yapıldıktan sonra 3 ay 9 gün gibi bir süre geçmiş olsa dahi müvekkil tatil yerini gördükten sonra yedi gün içerisinde sözleşmeden vazgeçebilmektedir. Devre tatil sözleşmesinden cayma hakkı, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren değil tecrübe ve muayene tarihinden itibaren yani tatil yerinin alıcı tarafından fiili olarak kullanıldığı günden sonra başlamaktadır. Ayrıca devre tatil evini ya da evin konumunu beğenmeyen müşteri, devre tatil sözleşmesinden cayarak ödediği paraları geri alabilmektedir. Müvekkil, gerek sözleşmenin yapılmış olduğu tarih gerekse de dava tarihi itibariyle sözleşmeye konu hissesini almış olduğu daire mevcut olmadığından mal ve hizmetten bugüne kadar da hiçbir şekilde yararlanamamıştır.
  • Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin2004/5531E- 2004/14707 K. Sayılı kararıyla; ”4077 sayılı Kanunun 8. maddesinde düzenlenen satışların Borçlar Kanunu anlamında tecrübe ve muayene şartıyla gerçekleşen satışlardan olup burada sözleşmeden dönme hiçbir objektif koşula bağlanmamış, tamamen tüketicinin iradesine bırakılmıştır. Sözleşmenin taraflarca imzalanması ile cayılıp cayılmayacağının bildirilmesi arasında süresinde sözleşme henüz hükümlerini doğurmaz. Sözleşmenin hükümleri bu aşamada askıda olup, tüketici bu süre içinde caymazsa sözleşme başladığından itibaren hükümlerini doğurur, cayması halinde başlangıcından itibaren hüküm doğurmaz. Kapıdan satışlar işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlar olarak tanımlandıktan sonra, aynı yasa maddesinde bu tür satışlarda tüketicinin 7 günlük tecrübe ve muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiçbir gerekçe göstermeden reddetmekte serbest olduğu vurgulanmıştır. Yasanın 9. maddesinde ise satıcının hazırladığı sözleşme, fatura veya tesellüm makbuzu ile birlikte, en az 12 punda siyah koyu harflerle yazılmış ve içeriği yasada açıklanan cayma belgesini vermeyi satıcıya yükümlülük olarak getirmiştir. ” DENİLEREK CAYMA HAKKININ HİZMETİN VERİLDİĞİ TARİHTEN SONRA BAŞLADIĞI GÖRÜLMEKTEDİR.
  • Ek olarak, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin2009/8266 E- 2010/90 K. Sayılı kararıyla da; ‘4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK’nun 6/B maddesinde devre tatil sözleşmeleri düzenlenmiş olup, cayma hakkını kullanma süresi HİZMETİN VERİLDİĞİ TARİHTE BAŞLAR. BU TARİHE KADAR SÖZLEŞME ASKIDADIR. DAVACI DEVRE TATİL HAKKINI KULLANMADIĞINA GÖRE, SÖZLEŞMEDEN CAYABİLİR. denilmiştir.
  • Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde de ön ödemeli devre tatil sözleşmelerindeki olması gereken şekil şartları gösterilmiştir. Müvekkil ile davalı arasında akdedilen sözleşme bu şekil şartlarını bünyesinde barındırmadığından sözleşme hali hazırda zaten geçersizdir. Taraflar arasında devre tatilin taksitle satıldığı yönünde de bir uyuşmazlık olmadığına göre, bu sözleşme hukuken geçersizdir ve kural olarak geçersiz sözleşme nedeniyle tarafların birbirlerine verdiklerini geri isteme hakkına sahiplerdir.
  • Ayrıca Devremülk Yönetmeliği gereği tüketici sözleşme gereği hizmetten faydalanmadığı takdirde sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Yine aynı yönetmeliğin 9. Maddesi, “Tüketicinin devre mülk hakkı veren sözleşmelerden cayma hakkını kullanması durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, cayma bildiriminin satıcı veya sağlayıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç on dört gün içinde tüketiciye geri verilir.” Hükmünü içermektedir.
  • Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/4341 esas 2018/8182 sayılı 20/09/2018 tarihli kararda; ..6502 Sayılı Kanun’un 50/9. maddesinde “Devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebilir. Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez. Sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içinde tüketiciye geri verilir. Satıcının aldığı bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi iade ettiği tarihten itibaren, tüketici on gün içinde edinimlerini iade eder.” şeklinde yer alan düzenlemeye göre devre mülkün ön ödemeli olarak satılması durumunda devir veya teslim gerçekleşene kadar tüketicinin dönme hakkı vardır. Somut olaya bakacak olursak; dava konusu yapılan taşınmazın bulunduğu yerin inşaatlarına başlanmadığı, yapı kullanım izin belgesi olmadığı ve fiilen teslimi gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı/tüketicinin sözleşmeden dönme hakkı olduğu ve satıcı/davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği de değerlendirilerek 6502 sayılı Yasanın 50/9. maddesi gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. Şeklinde karar verilmiştir. Müvekkilim de kararda belirtildiği gibi işbu dava konusu sözleşmeden kaynaklanan haklarını halen daha kullanamamaktadır. Zira dava konusu yapılar tamamlanmamıştır. Satıcı sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirememiştir. Yine Yargıtay Kararlarında belirtildiği üzere müvekkilim işbu sözleşmeden kaynaklanan 1 haftalık tatilini henüz kullanamadığından cayma hakkının kullanılmasına ilişkin süre henüz daha başlamamıştır.
  • Taraflar arasında düzenlenen devre tatil sözleşmesinde kanunda düzenlendiği şekilde sözleşmede tüketiciye cayma hakkı veren bir düzenleme yapılmamıştır. Ayrıca kanunun ilgili maddesinde cayma süresi içerisinde satıcı veya sağlayıcı sözleşmeye konu mal veya hizmet karşılığında tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez hükmüne de aykırı olarak dava konusu sözleşmenin imzalandığı tarihte davacıdan ekteki evraklardan da görüldüğü üzere nakit para ve senetler aldığı da sabittir.
  • Davaya konu olan gayrimenkul hisse satış sözleşmesi resmi şekil şartına haiz değildir. Taşınmazların devri için TBK’da, Noterlik Kanunu’nda ve Tapu Kanunu’nda belirtilen şekilde sözleşmenin resmi şekil şartına uyulmadan yapıldığı da ortadadır. Dolayısıyla sözleşme bu haliyle geçersiz bir sözleşmedir.
  • İHTİYATİ TEDBİR TALEBİMİZ: Müvekkil, hizmet alamamasına rağmen düzenlenen 15.06.2020 vade tarihli ve 17.650,00 TL meblağlı senedin vade tarihi gelmiştir. Vadesi gelmiş olan senedin icra takibine koyulma ihtimali bulunmaktadır. Davalı şirket yetkilileri müvekkili arayarak, günü geçen senedi ödemesini talep etmektedir. Bu aşamada müvekkil aleyhine takip yapılamaması adına öncelikle teminatsız aksi kanaatte olunması durumunda teminatı karşılığında ihtiyat-i tedbir kararı verilmesini talep ediyoruz. Çünkü; geçersiz sözleşme yahut müvekkilin cayma hakkını kullanması sonucu iptal edilecek sözleşme için bu aşamada ödeme yapacak olması müvekkil açısından hak kaybına yol açacaktır. Davamızın lehimize sonuçlanması sonucu ödenen paraların davalı taraftan geril alınıp alınamayacağı noktasında bir garanti bulunmamaktadır.
  • DAVA ŞARTI ARABULUCULUK FAALİYETİ: Bu hususta her ne kadar Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a eklenen 73/A maddesi uyarınca tüketici mahkemelerinde görülen ve parasal sınır olarak 10.390 TL ve üzerindeki uyuşmazlıklar veya konusu para ile belirlenemeyen uyuşmazlıklar zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi kılındığı için dava açılmadan önce 31/08/2020 tarihinde arabulucuya başvurulmuş olmasına rağmen 10.09.2020 tarihinde yapılan arabuluculuk faaliyeti neticesinde davalı şirket ile herhangi bir şekilde ANLAŞILAMAMIŞTIR (EK: ARABULUCULUK İLK OTURUM VE SON OTURUM ANLAŞAMAMA TUTANAK ASILLARI – NİTELİKLİ ELEKTRONİK İMZALI ASILLARI).
  • Yukarıda kısaca arzına ve izahına çalıştığımız sebepler ile re’sen mahkemenizce nazara alınacak sebepler doğrultusunda, davalı taraf ile müvekkil arasında akdedilen AAAAAA tarihli BBBBBBB Sözleşme numaralı hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı devre tatil sözleşmesinin iptali ile ödenen paranın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle iadesine ve senetler yönünden borçlu olmadığımızın tespiti ile senetlerin iptaline ve tarafımıza iadesine karar verilmesi istemiyle huzurdaki işbu davayı açama zarureti hasıl olmuştur.

DELİLLERİMİZ :

1- Taraflar arasında akdedilen AAAAA tarihli BBBBBB Sözleşme numaralı hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı devre tatil sözleşmesi (Ekte müvekkile verildiği şeklinde sunuyoruz),

2- AAAAAA tarihli BBBBBB Sözleşme numaralı hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı devre tatil sözleşmesine ait ödeme planı (Ekte)

3- AAAAAA tarihli peşinatı gösterir 200,00 TL’lik tahsilat makbuzu (Ekte) ve senetler (senetlerin nüshası müvekkile verilmemiştir),

4- Tatil haftalarını gösterir çizelge (Ekte), Keşif, Bilirkişi, YEMİN, İSTİCVAP,

5- Tanık beyanları( Tanıkların isim ve adresleri bildirilecek olup, dava konusu olaylar hakkında beyanda bulunacaklardır),

6- Tapu kayıtları (CELB EDİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ), Banka kayıtları,

7- Davalı Şirket Kayıtları ( Celbini talep ediyoruz.), Resmi Kayıtlar (Celbini talep ediyoruz.)

8- ARABULUCULUK İLK OTURUM VE SON OTURUM ANLAŞAMAMA TUTANAK ASILLARI – NİTELİKLİ ELEKTRONİK İMZALI ASILLARI

9- Karşı tarafça ileri sürülecek olan her türlü delile karşı delil ikame etme hakkımız saklı kalmak kaydıyla her türlü muteber ve mukabil delil.

HUKUKİ SEBEPLER : TMK, HMK, TBK, TKHK vesair ilgili mevzuat.

NETİCE VE TALEP : Yukarıda kısaca arzına ve izahına çalışılan sebepler ile re’sen mahkemenizce nazara alınacak sebepler doğrultusunda fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava açma hakkımız saklı kalmak kaydı ile davalı tarafın savunması alındıktan sonra dosyaya sunacağı delillere karşı delil sunma hakkımızın saklı kalması kaydıyla;

  • Öncelikle İHTİYAT-İ TEDBİR TALEBİMİZİN teminatsız aksi kanaatte olunması durumunda belirlenecek teminatın depo edilmesi şartıyla kabulüne,
  • DAVAMIZIN KABULÜ ile davalı tarafla akdedilen … tarihli … Sözleşme numaralı hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİNİN İPTALİNE,
  • Müvekkil tarafından ödenen paraların ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle tarafımıza iadesine,
  • AKDEDİLEN SÖZLEŞMEYE KONU VADESİ GELMEYEN SENETLER AÇISINDAN BORÇLU OLMADIĞIMIZIN TESPİTİ İLE SENETLERİN İPTALİNE VE TARAFIMIZA İADESİNE,
  • Yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini, vekaleten, saygılarımla, arz ve talep ederim. tarih

            Davacı Vekili      

EK-1: Vekaletname,

EK-2: Taraflar arasında akdedilen AAAA tarihli ve BBBBBB sözleşme numaralı hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklınumaralı devre tatil sözleşmesi,

EK-3: AAAAA tarihli ve BBBBB sözleşme numaralı hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı numaralı devre tatil sözleşmesine ait ödeme planı,

EK-4: AAAAA tarihli peşinatı gösterir 200,00 TL’lik tahsilat makbuzu,

EK-5: Tatil haftalarını gösterir çizelge.

EK-6: ARABULUCULUK İLK OTURUM VE SON OTURUM ANLAŞAMAMA TUTANAK ASILLARI – NİTELİKLİ ELEKTRONİK İMZALI ASILLARI.

Devremülk tapu iptal ve tescil davası dilekçesi

TEDBİR TALEPLİDİR.

… ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ NE

( TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA )

DAVACI                    :

VEKİLİ                      :

DAVALI                    :

KONU                        :

Davalı ile imzalanan 22.01.2018 tarihli “……. Tatil Köyü Devre Mülk Satış Sözleşmesi” kapsamında … İli, ……İlçesi, …….. Mah. ……..Mevkii, …..Pafta, ……Ada, ……Parsel, … Blok …. Kat …… nolu dairede kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı müvekkil adına tesciline,

Mümkün olmaması halinde satış bedeli olan 150.000.-TL’ nin ödeme tarihi olan 06.12.2016 ( 120.000.-TL için ) ve 14.12.2016 ( 30.000.-TL için ) gözetilerek denkleştirici adalet ilkesi gereğince davalıdan tahsiline,

…… İli, ……. İlçesi, …… Mah. …….Mevkii,…. Pafta, ….. Ada, …. Parselde kayıtlı taşınmazın 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla karar kesinleşinceye kadar kaydına tedbir konulmasına,

Karar verilmesi talebidir.

AÇIKLAMALAR:

1. Davacı müvekkil ile davalı arasında, ……. tarihli “……… Tatil Köyü Devre Mülk Satış Sözleşmesi” imzalanmış ( Ek – 1: 22.01.2018 tarihli “…….. Tatil Köyü Devre Mülk Satış Sözleşmesi ) sözleşme gereğince ….. İli, …… İlçesi, …….Mah. ……. Mevkii, …..Pafta, ……Ada, …… Parsel, …….. Blok…….Kat …….. nolu dairenin satış bedeli olan 150.000.-TL davalıya ödenmiştir. ( Ek 2: Ödeme makbuzları, Ek- 3: Davalı şirketten alınan ……………. tarihli borcu yoktur yazısı )

2. Ancak işbu dava tarihine kadar davacı müvekkil ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiği halde tapu devri yapılmamış herhangi bir ödeme iadesi de yapılmamıştır. 

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/27680 E. 2015/29386 K. sayılı kararına göre;

“Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır.

Davacı devremülk hakkını kullanmadığını belirtmekte olup, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olduğundan, davacının cayma hakkını kullanması mümkündür.”

3. Sözleşmenin taraflarının, sözleşmeden kaynaklanan edimlerini, her türlü hatadan uzak bir biçimde yerine getirdiği hâllerde, şekle aykırılığı ileri sürmek hakkın kötüye kullanımı niteliğindedir. Şekle aykırılığın hakkın kötüye kullanılması suretiyle ileri sürüldüğü hâllerde, şekle aykırılığın olumsuz sonuçları ortadan kalkacak, sözleşme geçerli bir sözleşme gibi hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Nitekim Yargıtay da şekle aykırılığı ileri sürmenin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu hâllerde, adi yazılı şekilde yapılmış olan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin de geçerli olduğu kanaatindedir. ( Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 27. 03. 2007 tarih ve 2007/ 2043 Esas – 2007/ 3316 Karar )

4. Özetle, müvekkil sözleşmeden kaynaklanan ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğinden ve artık şekle aykırılık ileri sürülemeyeceğinden tapunun adına tescili gerekir.

YASAL MEVZUAT  : H.M.K, T.K.H.K vesair mevzuat

YASAL DELİLLER  :

1. 22.01.2018 tarihli “……… Tatil Köyü Devre Mülk Satış Sözleşmesi,

2. Ödeme makbuzları,

3. Davalı şirketten alınan 22.01.2018 tarihli borcu yoktur yazısı,

4. Yemin başta olmak üzere her türlü yasal delil

SONUÇ ve TALEP   : İzah edilen nedenlerle;

Davalı ile imzalanan 22.01.2018 tarihli “………Tatil Köyü Devre Mülk Satış Sözleşmesi” kapsamında ….. İli, …… İlçesi, ……. Mah. ………. Mevkii, .….Pafta, …..Ada, …..Parsel, ……Blok …. Kat …… nolu dairede kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı müvekkil adına tesciline,

Mümkün olmaması halinde satış bedeli olan ………..-TL’ nin ödeme tarihi olan 06.12.2016 ( …..TL için ) ve 14.12.2016 ( 30.000.-TL için ) gözetilerek denkleştirici adalet ilkesi gereğince davalıdan tahsiline,

“………Tatil Köyü Devre Mülk Satış Sözleşmesi” kapsamında ….. İli, …… İlçesi, ……. Mah. ………. Mevkii, .….Pafta, …..Ada, …..Parsel, ……Blok …. Kat …… nolu dairede kayıtlı taşınmazın 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla karar kesinleşinceye kadar kaydına tedbir konulmasına,

Mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz.

Davacı

Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin
İçindekiler