Mirastan Çıkarma (Iskat, Men Etme) Nedir, Nasıl Yapılır?

Hiçbir mirasçı hakkından mahrum kalmak istemez; fakat peki ya miras bırakan mirasçıdan memnun değilse? Mirastan çıkarma (ıskat, men etme), miras bırakanın vasiyetname veya miras sözleşmesi ile saklı paylı mirasçısını, belirli haklı nedenlere dayanarak miras hakkından tamamen veya kısmen yoksun bırakmasıdır. Ağır bir suç işlenmesi veya aile yükümlülüklerinin ciddi ölçüde ihlali gibi net ve açık koşullar gerçekleştiğinde, miras bırakan bu hukuki yolu kullanabilir. Bu makalede, mirastan çıkarma işleminin hangi şartlar altında geçerli olacağı, nasıl yapılacağı ve çıkarılan mirasçının hukuki durumunun ne olacağı kapsamlı şekilde incelenecektir​.

Mirastan çıkarma bir diğer adıyla ıskat konulu Youtube videomuz.

Sayfa içeriği:

  25 Dakikalık Okuma

1. Mirastan Çıkarma (Iskat, Men Etme) Nedir?

Mirastan çıkarma, diğer adıyla ıskat veya mirastan men etme; miras bırakanın vasiyetname veya miras sözleşmesi gibi ölüme bağlı bir tasarruf ile saklı paylı mirasçısını, kanunda öngörülen belirli ve haklı sebeplere dayanarak miras hakkından mahrum bırakmasıdır. Mirastan çıkarma işlemi, ancak Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) açıkça düzenlenmiş bulunan sebeplerden biri gerçekleştiğinde mümkün olur. Bu işlem neticesinde, mirasçılıktan çıkarılan kişi, mirastan pay alamayacağı gibi tenkis davası da açma hakkına sahip olmaz. Ayrıca mirastan çıkarılan kimsenin altsoyu varsa, sanki miras bırakanın ölümünden önce ölmüş gibi onun yerini alarak miras hakkına sahip olabilirler.

1.1 Türk Medeni Kanunu’nda Mirastan Çıkarma Düzenlemesi (TMK m. 510 ve devamı)

Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesine göre, mirasçı aşağıdaki iki durumdan biri gerçekleştiğinde mirastan çıkarılabilir:

Mirastan Çıkarma Nedir?
  1. Ağır Suç İşlenmesi: Mirasçı, miras bırakana ya da onun yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemiş ise mirastan çıkarılabilir. Ağır suçtan anlaşılması gereken, ceza hukuku anlamındaki suçlardan ziyade aile bağlarını derin biçimde zedeleyen davranışlardır. Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, miras bırakanın kişilik haklarına, beden bütünlüğüne veya malvarlığına yönelik hukuka aykırı fiiller ağır suç olarak değerlendirilir.
  2. Aile Yükümlülüklerinin İhmal Edilmesi: Mirasçı, miras bırakana veya ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini ciddi ölçüde ihmal ederse mirastan çıkarılabilir. Örneğin, miras bırakanın ihtiyaç duyduğu maddi-manevi desteğin sebepsiz yere sağlanmaması, ilgisizlik ve bakımsız bırakılma gibi durumlar bu kapsamda değerlendirilir.

Kanun koyucu, mirastan çıkarma sebeplerini sınırlı sayıda tutmuştur ve bu sebeplerin dışında herhangi bir nedenle mirastan çıkarma işlemi yapılamaz.

1.2 Mirastan Çıkarma ile Mirastan Feragat Arasındaki Farklar Nelerdir?

Mirastan çıkarma ve mirastan feragat uygulamada sıkça karıştırılan ancak farklı hukuki sonuçları olan iki ayrı kavramdır:

  • Mirastan Çıkarma (Iskat, Men Etme): Tek taraflı bir hukuki işlemdir ve miras bırakanın iradesine dayanır. Saklı paylı mirasçıların kusurlu davranışları nedeniyle miras hakkından çıkarılmasını sağlar. Çıkarma sebebinin açık ve somut şekilde belirtilmesi gereklidir. Çıkarılan mirasçı tenkis davası açamaz ve mirastan pay alamaz.
  • Mirastan Feragat: İki taraflı bir sözleşmedir ve miras bırakan ile mirasçı arasında yapılır. Feragat sözleşmesi ile mirasçı kendi isteği ile miras hakkından vazgeçer. Feragat, karşılıklı veya karşılıksız olabilir. Bu işlemde mirasçı, herhangi bir kusur işlememiş olsa dahi miras hakkından vazgeçebilir. Feragat sözleşmesinde sebep belirtme zorunluluğu yoktur ve mirasçı kendi rızasıyla miras hakkından vazgeçtiği için sonrasında hak iddia edemez.

Özetle; mirastan çıkarma işlemi cezalandırıcı veya koruyucu nitelikte olup miras bırakanın tek taraflı iradesine dayanırken, mirastan feragat karşılıklı irade ile gerçekleşen bir vazgeçme sözleşmesidir​.

1.3 Evlatlıktan Ret ve Mirastan Çıkarma Aynı Anlamı Taşır

Evlatlıktan ret, halk arasında mirastan çıkarma ile karıştırılan ancak hukuki zeminde farklı bir kavramdır. Türk hukuk sisteminde “evlatlıktan ret” şeklinde ayrı bir hukuki düzenleme mevcut değildir. Ancak uygulamada, halk arasında bu kavram genellikle mirastan çıkarma ile eş anlamlı kullanılmaktadır. Sonradan evlatlık alınan çocuk da mirastan çıkarılabilir. Evlatlığın mirastan çıkarılması, biyolojik çocukların mirastan çıkarılması ile aynı koşullara tabidir.

Örnek: Türkiye’de çok sık rastlanan “evlatlıktan reddedeceğim”, diye bir ifade vardır. Aslında bu ifadeyle vatandaşlarımız “mirastan çıkarma”yı kast etmektedirler.

2. Mirastan Çıkarma (Iskat, Men Etme) Nasıl Yapılır? Şartları ve Usulü Nasıldır?

2.1 Mirastan Çıkarma İşleminin Şartları Nelerdir?

Mirastan çıkarma işleminin hukuki geçerlilik kazanabilmesi için, Türk Medeni Kanunu tarafından belirlenmiş bazı önemli şartların sağlanması gerekir. Bu şartlar şu şekildedir:

  • Saklı Paylı Mirasçı Olması: Mirastan çıkarma işlemi sadece saklı paylı mirasçılar için söz konusudur. Saklı paylı olmayan mirasçıların payları üzerinde miras bırakanın zaten sınırsız bir tasarruf yetkisi bulunduğundan, bu mirasçıların mirastan çıkarılması gerekmez. Ancak yine de, gerekmemesine rağmen miras bırakan örneğin “yeğenimi de mirastan çıkarıyorum” diyerek zaten saklı pay mirasçısı olmayan ikinci zümredeki bir kişiyi de mirastan çıkarabilir ve aile hukuku kurallarına uyması için yeğeninin tedbirli olmasını sağlayabilir.
  • Haklı Bir Sebebin Varlığı: Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesine göre, miras bırakan ancak şu sebeplerden biri varsa mirasçısını çıkarabilir: 1) Mirasçı, miras bırakana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işlemişse, 2) Mirasçı, miras bırakana veya aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini ciddi biçimde ihmal etmişse.
  • Sebebin Açıkça Belirtilmesi: Mirastan çıkarma tasarrufunda, miras bırakan çıkarma sebebini açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde belirtmelidir. İleride açılabilecek bir iptal davasında sebebin somut olarak gösterilmesi büyük önem taşır. Sebebin belirtilmemesi veya belirsiz bırakılması durumunda çıkarma işlemi saklı payı aşan kısımda geçersiz sayılır; mirasçı yalnızca saklı payını alabilir.
  • Ölüme Bağlı Tasarruf Şeklinde Yapılması: Mirastan çıkarma, vasiyetname veya miras sözleşmesi gibi ölüme bağlı bir hukuki işlem ile yapılmalıdır.

Örnek: Mirasbırakan öldüğünde tüm malvarlığının Türk Eğitim Vakfı’na kalması yönünde bir ölüme bağlı tasarruf yaparsa ve öldüğünde mirasçısı olarak sadece yeğeni varsa, yeğen saklı paylı mirasçı olmadığı için hiçbir şey alamaz. Mirasbırakanın oğlu hayatta olsaydı, o itiraz ve iptal davası açabilirdi.

2.2 Mirastan Çıkarma Vasiyetname ile Mi Yapılır, Başka Yolu Var Mıdır?

Mirastan çıkarma işlemi temel olarak miras bırakan tarafından yapılan tek taraflı bir ölüme bağlı tasarruf işlemiyle gerçekleştirilir. Bu işlem için en sık kullanılan yöntem vasiyetnamedir. Mirasbırakan, mirasçılıktan çıkarmada sebebin gerçekleştiğini yer ve zaman belirterek ve varsa belgeleri ekleyerek ifade eder. Bu sebeplerden herhangi biri mevcutsa mirasçılıktan çıkarma geçerlidir. Türk Medeni Kanunu’na göre mirastan çıkarma şu vasiyetname türleriyle yapılabilir:

  • Resmi Vasiyetname: Noter veya konsolosluklar gibi yetkili merciler önünde gerçekleştirilen vasiyetnamedir.
  • El Yazılı Vasiyetname (Adi Vasiyetname): Miras bırakanın bizzat kendi el yazısı, tarih ve imzasıyla hazırladığı vasiyetname şeklidir.
  • Sözlü Vasiyetname (Olağanüstü Durumlar): Yakın ölüm tehlikesi, savaş, salgın, doğal afet gibi olağanüstü koşullar altında, tanıklar huzurunda sözlü olarak yapılır.

Bunların yanı sıra, mirasçılıktan çıkarma miras sözleşmesi ile de yapılabilir. Ancak uygulamada bu yöntem nadiren tercih edilir ve vasiyetname hükümleri ile aynı hukuki sonuçları doğurur. Miras sözleşmesinde çıkarma tasarrufundan tek taraflı olarak dönmek mümkündür.

2.3 Mirastan Çıkarma İçin Noter Onayı Gerekli midir?

Mirastan çıkarma işlemi için zorunlu olarak noter onayı şart değildir. Miras bırakan kendi el yazısı ile hazırlayacağı adi yazılı vasiyetname veya istisnai durumlarda sözlü vasiyetname aracılığıyla da mirasçısını çıkarabilir. Ancak resmi vasiyetname tercih edilirse, noter veya yetkili makam önünde yapılması gerekir. Noter huzurunda yapılması, vasiyetnamenin hukuki geçerliliğini güçlendiren ve sonradan ortaya çıkabilecek ihtilafları azaltan bir yöntem olduğundan, uygulamada sıkça tercih edilir.

Bu şekilde noter huzurunda yapılan resmi vasiyetnamenin, geçerliliği ve delil kuvveti daha yüksektir. Ancak noter huzurunda yapılmayan adi yazılı vasiyetnameler, kanunun öngördüğü şartları sağladıkları takdirde aynen geçerlidir ve herhangi bir resmi makam onayı gerektirmez​.

3. Mirastan Çıkarma Sebepleri Nelerdir?

Mirastan çıkarma işlemi, miras bırakanın keyfi bir tercihi olmayıp, Türk Medeni Kanunu tarafından sınırlı olarak sayılan haklı nedenlerin gerçekleşmesine bağlıdır. Bu nedenler, cezai sebepler ve ailevi yükümlülüklerin ihlali olarak iki temel kategori altında değerlendirilir.

3.1 Cezai Sebeplerle Mirastan Çıkarma

Mirastan Çıkarma Sebepleri

Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesine göre, miras bırakanın saklı paylı mirasçısını mirastan çıkarabilmesi için mirasçının miras bırakana veya onun yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemiş olması gerekir. Burada kastedilen “ağır suç”, ceza hukuku anlamında mahkûmiyet gerektiren ağır suçlar olmayıp; miras bırakanın şahsiyet haklarına, beden bütünlüğüne veya malvarlığına karşı işlenen ve aile bağlarını ciddi anlamda zedeleyen fiillerdir.

Örneğin mirasçı tarafından miras bırakanın fiziksel şiddete maruz bırakılması, hakarete uğraması, miras bırakanın malvarlığına zarar verilmesi veya zimmete para geçirilmesi gibi durumlar, mirastan çıkarmanın cezai sebepleri arasındadır. Yargıtay kararlarına göre, suçun aile bağlarına ve kişilik haklarına zarar vermiş olması kriterleri, ağır suç kavramının temelini oluşturur.

3.2 Ailevi Nedenlerle Mirastan Çıkarma

Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesinde düzenlenen diğer bir sebep ise aile hukukundan doğan yükümlülüklerin ciddi biçimde ihmal edilmesidir. Bu yükümlülükler, aile üyelerinin birbirine karşı yardım, bakım ve destek sağlama sorumluluklarıdır. Mirasçının aile hukukundan kaynaklanan görevlerini yerine getirmemesi, mirastan çıkarılma sebebi olabilir.

Ailevi yükümlülüklerin ihlali aşağıdaki şekillerde ortaya çıkabilir:

Örnek 1: Miras bırakanın ağır hastalığı sırasında maddi imkânları yeterli olmasına rağmen ilgisiz kalan veya bakımını üstlenmeyen mirasçı, aile hukukundan doğan yükümlülüğünü ihmal ettiği gerekçesiyle mirastan çıkarılabilir.

Örnek 2: Kendisine en ağır hakaretleri yapan, borcunu ödemediği için evine haciz getirip babasının televizyonunu sattıran çocuk, baba istemiyorsa mirasçı olamamalıdır. Bu nedenle, yasal mirasçılıkta mirasçılığı engelleyen bir kuruma ihtiyaç vardır.

3.3 Mirastan Çıkarmanın Haklı Sebeplere Dayanması Koşulu

Mirastan çıkarma işleminin geçerliliği için en önemli koşul, çıkarma nedeninin haklı ve somut gerekçelere dayanmasıdır. Türk Medeni Kanunu, mirastan çıkarma sebeplerini sınırlı sayıda ve açık bir şekilde düzenlemiştir. Bu nedenle miras bırakan, vasiyetnamesinde veya miras sözleşmesinde çıkarma sebebini şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıkça belirtmelidir. Sebep belirtilmezse veya belirsiz şekilde ifade edilirse, bu tasarruf hukuken geçerli olmaz ve mirasçı, en azından saklı payını alabilir.

Mirastan çıkarma sebeplerinin varlığı konusunda ispat yükü, çıkarma işleminden yararlanan diğer mirasçılar veya vasiyet alacaklılarına aittir. Eğer çıkarma sebebi mahkeme huzurunda ispat edilemezse, mirastan çıkarma tasarrufu iptal edilebilir ve mirasçı saklı payına kavuşur.

Sonuç olarak mirastan çıkarma işlemi, ancak kanunun belirlediği açık ve net sebeplerin varlığı halinde yapılabilir. Bu sebepler dışında keyfi gerekçelerle mirastan çıkarma işlemi hukuken geçerli değildir ve mahkemelerce iptal edilebilir.

4. Mirastan Çıkarmanın İptali ve İtiraz Edilmesi

Mirasçılıktan çıkarılan kişi, bu işlemin haksız veya kanuna aykırı olduğunu düşünüyorsa, mirastan çıkarma kararına itiraz edebilir ve iptalini talep edebilir. Bu bölümde, mirasçılıktan çıkarma işleminin iptali için hangi nedenlere dayanılabileceğini, iptal davası açma şartlarını ve sürecin nasıl işleyeceğini alt başlık olarak inceleyeceğiz.

4.1 Mirasçılıktan Çıkarma İşlemine İtiraz Nedenleri Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’nun 512. maddesi, mirasçılıktan çıkarmanın geçerli olabilmesi için bazı şartlar öngörmüştür. Bu şartların eksikliği durumunda, çıkarılan mirasçı itiraz edebilir:

  1. Çıkarma Sebebinin Gösterilmemiş Olması: Mirasçılıktan çıkarma, ancak mirasbırakan buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir. Sadece “mirasımdan çıkardım” gibi genel ifadeler yeterli değildir.
  2. Çıkarma Sebebinin İspat Edilememesi: Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat yükü, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer.
  3. Mirasbırakanın Açık Yanılgısı: Mirasbırakan çıkarma sebebi hakkında açık bir yanılgıya düşerek bu tasarrufu yapmışsa, çıkarma geçersiz olur.
  4. Vasiyetnamenin Şekil Şartlarına Aykırılığı: Vasiyetnamenin usulüne uygun düzenlenmemiş olması (örneğin, resmi vasiyetnamede iki tanık bulunmaması veya tanıkların kanunda aranan nitelikleri taşımaması).
  5. Ehliyetsizlik: Mirasbırakanın vasiyetname düzenlediği sırada ayırt etme gücünün bulunmaması.
  6. İrade Sakatlıkları: Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda düzenlenmiş olması.

4.2 Mirasçılıktan Çıkarmanın İptali Davası Kimler Tarafından Açılabilir?

Mirasçılıktan çıkarmanın iptali davası yalnızca mirasçılıktan çıkarılan kişi tarafından açılabilir. Bu hak kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan, mirasçılıktan çıkarılan kişinin alacaklıları veya iflas masası tarafından kullanılamaz.

Yargıtay kararlarına göre, iptal davası açma hakkı sadece iskat edilen kişiye tanınmış olup, üçüncü kişilere verilmemiştir. Bu husus, TMK m. 512/2’de “Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse…” ifadesiyle açıkça belirtilmiştir.

4.3 Mirasçılıktan Çıkarmanın İptali Davası Kimlere Karşı Açılır?

İptal davası, iskat edilen şahıs dışındaki iskattan yararlanan diğer yasal mirasçılara karşı açılır. Davanın doğru kişilere yöneltilmesi, taraf teşkilinin sağlanması açısından önemlidir.

Yargıtay kararlarında, çıkarmaya itiraz davasının miras bırakanın kanuni mirasçılarına ve varsa çıkarılanın altsoyuna karşı açılması gerektiği belirtilmektedir. Eğer dava tüm davalılara yöneltilmezse, taraf teşkili sağlanamadığı için mahkeme kararı bozulabilir.

4.4 Mirasçılıktan Çıkarmanın İptali Davasında İspat Yükü Kimdedir?

Türk Medeni Kanunu’nun 512/2 maddesi uyarınca, çıkarma sebebinin varlığını ispat yükü, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına aittir. Bu düzenleme, mirasçılıktan çıkarılan kişiyi koruma amacı taşır.

Örneğin, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi bir kararında: “Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer” ifadesine yer vermiştir.

4.5 Mirasçılıktan Çıkarmanın İptali Davasının Sonuçları Nelerdir?

İptal davasının sonucu, davanın hangi nedene dayandığına ve mahkemenin ne yönde karar verdiğine göre değişir:

  1. Çıkarma Sebebi Hakkında Mirasbırakanın Açık Yanılgısı Tespit Edilirse: Bu durumda çıkarma tamamen geçersiz olur ve mirasçı, sanki mirasçılıktan çıkarılmamış gibi tüm miras hakkını elde eder.
  2. Çıkarma Sebebi Gösterilmemiş veya İspat Edilememişse: Bu halde mirasçılıktan çıkarma, mirasçının saklı payı dışında geçerli olur. Yani, mirasçı sadece saklı payını alabilir. Yargıtay, bu durumda davaya tenkis davası olarak devam edilmesi gerektiğini belirtmektedir.
  3. Vasiyetnamenin Genel İptal Sebepleri Varsa: Ehliyetsizlik, irade sakatlığı veya şekil şartlarına aykırılık gibi genel iptal sebepleri varsa, vasiyetnamenin tümü iptal edilir ve mirasçı tüm miras hakkını alır.

4.6 Mirasçılıktan Çıkarmanın İptali Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme Hangisidir?

Mirasçılıktan çıkarmanın iptali davasında:

  • Görevli Mahkeme: Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
  • Yetkili Mahkeme: Türk Medeni Kanunu’nun 576/2. maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir.

4.7 Koruyucu Mirasçılıktan Çıkarmanın İptali

Koruyucu mirasçılıktan çıkarma (TMK m.513), hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan altsoyun mirasçılıktan çıkarılması durumunda, özel iptal şartları öngörülmüştür:

  • Miras açıldığı zaman borç ödemeden aciz belgesinin hükmü kalmamışsa veya belgenin kapsadığı borç tutarı mirasçılıktan çıkarılanın miras payının yarısını aşmıyorsa, mirasçılıktan çıkarılanın istemi üzerine çıkarma iptal olunur.

4.8 Mirasbırakanın Mirasçıyı Affetmesinin Etkisi

Mirasbırakan, mirasçılıktan çıkarma tasarrufunda bulunduktan sonra mirasçısını affedebilir. Mirasbırakanın affı, açık veya örtülü irade beyanı ya da davranışlarıyla gerçekleşebilir.

Çıkarma tasarrufundan sonraki af, tek başına çıkarma tasarrufunu hükümsüz hale getirmez, ancak mirasçıya TMK m. 512/3’e göre tenkis davası açarak saklı payını elde etme hakkı verir.

Bu tür davalarda sonucun ne olacağı, çıkarma sebebinin niteliğine, ispatlanıp ispatlanamadığına ve mirasbırakanın iradesinde yanılgı bulunup bulunmadığına bağlı olarak değişir. Haksız bir mirasçılıktan çıkarma işlemine maruz kaldığınızı düşünüyorsanız, miras hukuku alanında uzmanlaşmış bir Adana avukata danışmanız, haklarınızı korumak için atılacak en doğru adım olacaktır.

5. Mirastan Çıkarma (Iskat, Men Etme) Sonuçları Nelerdir?

Miras bırakanın, kanunda belirtilen sebeplerin varlığı halinde ve usulüne uygun şekilde yapacağı bir tasarrufla gerçekleşen bu işlem, çıkarılan mirasçı ve diğer kişiler açısından çeşitli hukuki sonuçlar meydana getirir.

5.1 Mirasçılık Sıfatının Kaybı ve Miras Payından Mahrumiyet

Türk Medeni Kanunu’nun 511. maddesine göre, mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay alamayacağı gibi tenkis davası da açamaz. Bu hüküm, mirasçılıktan çıkarmanın en temel sonucunu ifade eder. Mirasçılıktan çıkarılan kişi:

  • Miras bırakanın terekesi üzerinde herhangi bir pay talep edemez
  • Saklı payını dahi alamaz
  • Mirasın paylaşılmasına katılamaz
  • Tenkis davası açarak saklı payını koruma hakkını kaybeder

Bu durum, Yargıtay kararlarında da açıkça belirtilmiştir: “İskat edilen şahsın iskatla mirasçılık sıfatı sona erer. Miras hakkından tamamen iskat olunan kimse terekeden hisse talep edemeyeceği gibi tenkis davası dahi açamaz.”

5.2 Mirasçılıktan Çıkarılan Kişinin Miras Payının Akıbeti

Mirasçılıktan çıkarılan kişinin miras payının kime kalacağı, onun altsoyunun olup olmamasına göre belirlenir. TMK m. 511/2’ye göre:

  1. Altsoyu Varsa: Mirasbırakan başka türlü tasarrufta bulunmamışsa, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın altsoyuna kalır.
  2. Altsoyu Yoksa: Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır. Bu durumda, diğer mirasçıların miras payları orantılı olarak artar.

Örneğin, üç çocuğu olan bir miras bırakanın çocuklarından birini mirasçılıktan çıkarması durumunda, çıkarılan çocuğun kendi çocukları varsa, büyükbabanın mirasından pay alabilirler. Çıkarılan çocuğun alt soyu yoksa, miras payı diğer iki kardeşe kalır.

5.3 Mirasçılıktan Çıkarılan Kişinin Altsoyunun Hakları

Mirasçılıktan çıkarılan kişinin alt soyu için de önemli haklar söz konusudur. TMK m. 511/3 uyarınca:

“Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir.”

Bu hüküm, mirasçılıktan çıkarılan kişinin çocuklarının veya torunlarının haklarını koruma altına alır. Mirasçılıktan çıkarma, çıkarılan kişiyi cezalandırmayı amaçlar, onun masum çocuklarını değil. Bu nedenle kanun koyucu, çıkarılan mirasçının altsoyuna saklı paylarını talep etme hakkı tanımıştır.

Yargıtay kararları da bu yöndedir: “Mirasçılıktan çıkarılan mirasçının altsoyu, çıkarılan mirasçının yerine geçer ve çıkarılan mirasçının miras payını alır. Ancak miras bırakan, tasarrufunda açıkça altsoyun da mirastan mahrum kalmasını istemişse, altsoy mirastan pay alamaz.”

5.4 Mirasbırakanın Özel Düzenlemeler Yapma Hakkı

Mirasbırakan, mirasçılıktan çıkarılan kişinin altsoyunun da mirasçı olmasını istemiyorsa, bunu açıkça belirtmelidir. Mirasbırakan, başka türlü bir tasarrufta bulunmadıkça, mirasçılıktan çıkarılan kişinin payı onun altsoyuna kalır. Ancak mirasbırakan, özel bir düzenleme ile çıkarılan mirasçının payının altsoyuna değil, başka mirasçılara kalmasını isteyebilir.

Bu konuda dikkat edilmesi gereken husus, mirasbırakanın, çıkarılan mirasçının altsoyunun saklı paylarını da ortadan kaldıramayacağıdır. Altsoy her durumda saklı payını talep edebilir.

5.5 Kısmi Mirasçılıktan Çıkarma Durumunda Sonuçlar

Mirasçılıktan çıkarmanın kısmi olması da mümkündür. Bu durum özellikle koruyucu ıskat (TMK m. 513) halinde geçerlidir. Kısmi ıskat halinde:

  • Mirasçının mirasçılık sıfatı tamamen sona ermez
  • Çıkarma haricinde kalan saklı payın bir kısmını bu mirasçı alır
  • Iskat edilen miras payı, mirasçının altsoyuna geçer

Yargıtay da bu konuda: “Kısmi iskat halinde ise, mirasçının mirascılık sıfatı devam eder. Çünkü iskat haricinde kalan saklı payın bir kısmını bu mirasçı iktisap edecektir” şeklinde karar vermiştir.

5.6 Borçlardan Sorumluluk Açısından Sonuçlar

Mirasçılıktan çıkarılan kişi, mirasçılık sıfatını kaybettiği için miras bırakanın borçlarından da sorumlu olmaz. Tereke borçlarına ilişkin sorumluluk, mirasçılık sıfatının bir sonucudur. Mirasçılıktan çıkarılan kişinin mirasçılık sıfatı sona erdiğinden, miras bırakanın borçlarından sorumluluğu da ortadan kalkar.

5.7 Cezai ve Koruyucu Mirasçılıktan Çıkarmanın Farklı Sonuçları

Cezai mirasçılıktan çıkarma (TMK m. 510) ile koruyucu mirasçılıktan çıkarma (TMK m. 513) farklı sonuçlar doğurur:

Cezai Mirasçılıktan Çıkarmanın Sonuçları:

  • Mirasçı tamamen mirastan mahrum bırakılır
  • Çıkarılan mirasçı saklı payını da kaybeder
  • Çıkarılan mirasçının alt soyu, mirasçının yerine geçer

Koruyucu Mirasçılıktan Çıkarmanın Sonuçları:

  • Mirasçı sadece saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarılır
  • Çıkarılan yarı pay, mirasçının doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülenir
  • Mirasçı, saklı payının diğer yarısını almaya devam eder
  • Miras açıldığı zaman borç ödemeden aciz belgesinin hükmü kalmamışsa veya belgenin kapsadığı borç tutarı mirasçılıktan çıkarılanın miras payının yarısını aşmıyorsa, mirasçılıktan çıkarılanın istemi üzerine çıkarma iptal olunur

5.7 Mirastan Yoksunluk ile Mirasçılıktan Çıkarma Arasındaki Farklar

Mirastan yoksunluk (TMK m. 578) ile mirasçılıktan çıkarma arasında da önemli farklar vardır:

  1. Kaynak Açısından: Mirasçılıktan çıkarma, miras bırakanın iradesi ile gerçekleşir. Mirastan yoksunluk ise kanundan kaynaklanır ve kendiliğinden gerçekleşir.
  2. Kapsam Açısından: Mirasçılıktan çıkarma sadece saklı paylı mirasçılar için söz konusu olabilir. Mirastan yoksunluk ise tüm mirasçılar için geçerlidir.
  3. Muafiyet Açısından: Mirasçılıktan çıkarmadan muafiyet yoktur, miras bırakanın affı ile ortadan kaldırılabilir. Mirastan yoksunluk durumunda ise miras bırakan, yoksun kalan mirasçıyı affedebilir.

5.8 Mirasbırakanın Affı ve Sonuçları

Mirasbırakan, mirasçılıktan çıkarma tasarrufunda bulunduktan sonra, mirasçısını affedebilir. Bu affın etkisi tartışmalıdır:

  1. Bir görüşe göre, mirasbırakanın mirasçıyı affetmesi tek başına çıkarma tasarrufunu hükümsüz hale getirmez, mirasbırakanın vasiyetnameyi geri alması gerekir.
  2. Diğer görüşe göre, mirasbırakanın affı vasiyetnameyi hükümsüz hale getirmez, ancak mirasçıya tenkis davası açarak saklı payını elde etme hakkı verir.
  3. Bir başka görüşe göre, çıkarmadan sonra yapılan af mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufunun hatalı olduğunu gösterdiği için iptal davasına konu olabilir.

Yargıtay, bu konuda kesin bir içtihat oluşturmamıştır, ancak affın etkisinin her somut olayda Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi (dürüstlük kuralı) kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönündedir.

5.9 Mirastan Çıkarmanın Alternatifleri: Mirastan Feragat ve Reddi Miras

Mirasçılıktan çıkarma işleminin miras bırakan tarafından tek taraflı irade beyanıyla gerçekleştirildiğini ve belirli yasal şartların varlığında mümkün olduğunu önceki bölümlerde inceledik. Ancak miras hukukumuzda, bir kişinin miras hakkından mahrum kalmasına yol açabilecek başka hukuki kurumlar da bulunmaktadır. Bunlar mirastan feragat ve reddi miras kurumlarıdır. Farklı bir hukuki yol arayan okuyucularımız bu kurumları inceleyerek fikir edinebilirler.

Miras hukukunda mirasçılık sıfatının sona ermesine neden olan bu üç kurum arasındaki temel farkları şöyle özetleyebiliriz:

ÖzellikMirasçılıktan ÇıkarmaMirastan FeragatReddi Miras
Kim tarafından yapılır?Miras bırakan tarafındanMiras bırakan ve mirasçı tarafından birlikteMirasçı tarafından
Ne zaman yapılır?Miras bırakan hayatta ikenMiras bırakan hayatta ikenMiras bırakan öldükten sonra
Hangi şartlarda yapılır?Kanunda belirtilen sebeplerin varlığındaTarafların anlaşması ileMirasçının serbest iradesiyle
Hukuki niteliğiTek taraflı ölüme bağlı tasarrufSözleşmeTek taraflı hukuki işlem
Altsoya etkisiÇıkarılan mirasçının altsoyu yerine geçerİvazlı feragatte altsoyu da etkilenirReddeden mirasçının payı diğer mirasçılara geçer

6. Mirastan Çıkarma ile İlgili Yargıtay Kararları ve Örnek Olaylar

Mirastan çıkarma konusunda yasal düzenlemelerin nasıl uygulandığını görmek, teorik bilgilerin pratikte nasıl hayat bulduğunu anlamak açısından son derece önemlidir. Bu bölümde, Yargıtay’ın mirasçılıktan çıkarma konusundaki emsal kararlarını ve gerçek hayattan örnek olayları inceleyerek, hangi durumların mirasçılıktan çıkarma sebebi olarak kabul edildiğini ve hangi durumların kabul edilmediğini somut örneklerle açıklayacağız.

6.1 Ağır Suç İşleme Nedeniyle Mirasçılıktan Çıkarmaya İlişkin Kararlar

Örnek Olay 1: Mirasbırakana Yönelik Şiddet

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 14.3.2019 tarihli, 2018/7003 E. ve 2019/2130 K. sayılı kararında; mirasbırakanın kolunun şişmesine neden olacak şekilde mirasbırakanı hırpalayıp hakaret eden mirasçının, eylemin ağır suç niteliğinde olduğu ve aile bağlarını kopardığı gerekçesiyle mirasçılıktan çıkarılması uygun görülmüştür.

Yargıtay bu kararında, mirasçının mirasbırakana yönelik fiziksel şiddetinin aile bağlarını koparacak nitelikte olduğunu ve mirasçılıktan çıkarma için yeterli bir sebep oluşturduğunu açıkça vurgulamıştır.

Örnek Olay 2: Ölüm Tehdidi

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 26.11.2013 tarihli, 2013/15148 E. ve 2013/16683 K. sayılı kararında farklı bir yaklaşım sergilenmiştir. Bu olayda, mirasbırakana yöneltilen ölüm tehdidinin bir kavga sırasında fevri olarak söylenmiş bir söz olduğu ve mirasbırakanın da olayda kusurunun bulunduğu tespit edilmiş, bu nedenle mirasçılıktan çıkarma sebebinin gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır.

Bu karar, mirasçılıktan çıkarma için sadece ağır bir suçun işlenmiş olmasının yeterli olmadığını, aynı zamanda mirasbırakanın kusurunun da göz önünde bulundurulması gerektiğini göstermektedir.

Örnek Olay 3: Ceza Mahkemesi Kararının Etkileri

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 21.2.2013 tarihli, 2013/1958 E. ve 2013/4369 K. sayılı kararında, mirasbırakanın, kızının kendisine ve diğer aile bireylerine hakaret ettiği ve namus ve şerefine yönelik ağır suçlamalarda bulunduğu gerekçesiyle yaptığı mirasçılıktan çıkarma işlemi değerlendirilmiştir.

Yargıtay, ceza dosyası ve tanık beyanlarıyla ispatlanmış olan bu olayların, mirasçılıktan çıkarma için yeterli ağırlıkta olduğuna hükmetmiştir. Bu karar, ceza dosyalarının mirasçılıktan çıkarma davalarında önemli bir delil teşkil ettiğini göstermektedir.

6.2 Aile Hukuku Yükümlülüklerinin İhlali Nedeniyle Mirasçılıktan Çıkarmaya İlişkin Kararlar

Örnek Olay 4: Bakım Yükümlülüğünün İhlali

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 26.1.2021 tarihli, 2019/5571 E. ve 2021/471 K. sayılı kararında, mirasbırakanın hastalığı sırasında mirasçı tarafından ziyaret edilmemesi ve bakımının üstlenilmemesi değerlendirilmiştir.

Tanık beyanlarına göre, mirasçının mirasbırakanı uzun zamandır ziyaret etmediği, hastalığında yanında olmadığı ve ilgilenmediği tespit edilmiştir. Yargıtay, bu durumun aile hukukundan doğan yükümlülüklerin ihlali olarak kabul edilebileceğine hükmetmiştir.

6.2.1 Mirasbırakanın Yanılgılı Düşünceleri ve İspat Edilemeyen İddialar Sebebiyle Mirasçılıktan Çıkarma İşlemi Geçersiz Sayıldı

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, mirasçılıktan çıkarma işleminin geçerliliği için aile görevlerinin yerine getirilmemesi iddiasının somut delillerle kanıtlanması gerektiğine dair önemli bir karar vermiştir.

Karara konu olayda, mirasbırakan tarafından düzenlenen vasiyetname ile mirasçılıktan çıkarılan davacının, aslında aile görevlerini yerine getirmeye çalıştığı mahkeme tarafından tespit edilmiştir.

Yargıtay kararında açıkça belirtildiği üzere: “Toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının mirasbırakana karşı gerekli evlatlık vazifelerini yerine getirmeye çalıştığı, ailesini ziyarete gittiği, annesinin ölümünde geç de olsa geldiği, kardeşi ile ilgilendiği…” ifadeleri, davacının aile görevlerini ihmal etmediğine işaret etmektedir. (3. Hukuk Dairesi 2016/3523 E. , 2017/4550 K.)

Örnek Olay 5: İlgisizlik ve İhmal

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 4.2.2002 tarihli, 2002/194 E. ve 2002/1169 K. sayılı kararında, mirasçının mirasbırakana karşı aşırı ilgisiz kaldığı, kapıyı ona açmadığı, telefonları yüzüne kapattığı tanık beyanlarıyla sabit görülmüş ve mirasçılıktan çıkarma sebebinin gerçekleştiği kabul edilmiştir.

Bu karar, mirasçının mirasbırakana karşı gösterdiği ilgisizlik ve ihmalin, aile hukukundan doğan yükümlülüklerin ihlali olarak değerlendirilebileceğini göstermektedir.

Örnek Olay 6: Borç Nedeniyle Aile Huzurunun Bozulması

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 10.5.2004 tarihli, 2004/5159 E. ve 2004/6038 K. sayılı kararında, mirasçının aşırı şekilde borçlanması ve bu borç sebebiyle alacaklıların mirasbırakanı ölümle tehdit etmeleri, evini kurşunlamaları olayı değerlendirilmiştir.

Yargıtay, mirasçının kusurlu davranışı sonucu bu durumun doğduğunu, çocukların ailenin huzur ve bütünlüğünü koruma, birbirlerine karşı yardım ve saygı gösterme zorunluluğu bulunduğunu belirterek, mirasçılıktan çıkarmanın yerinde olduğuna hükmetmiştir.

6.3 Mirasçılıktan Çıkarma Sebebi Olarak Kabul Edilmeyen Durumlara İlişkin Kararlar

Örnek Olay 7: Vesayet Davası Açılması

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 30.11.2015 tarihli, 2015/11678 E. ve 2015/19101 K. sayılı kararında, mirasçıların, mirasbırakanın taşınmazlarını satarak elde ettiği parayı bakıcısına vermesi üzerine mirasbırakanı korumak amacıyla vesayet davası açmaları değerlendirilmiştir.

Yargıtay, mirasçıların babaları olan mirasbırakanı korumak amacıyla Türk Medeni Kanunu’ndan doğan haklarını kullanarak vesayet davaları açtıklarını ve bu davranışın aile bağlarını koparacak nitelikte olmadığını, aksine aile bağlarının korunmasını temine yönelik olduğunu belirterek, mirasçılıktan çıkarma sebebinin gerçekleşmediğine hükmetmiştir.

Mirastan Çıkarılma Mirasçılık Belgesi Talebini Engellemez

Hakkında mirastan çıkarma ve yoksunluk sebepleri gerçekleşen veya mirası reddeden yada mirastan feragat eden mirasçının tereke ile ilişkisi tümden kesilmiş sayılmaz. Mirastan çıkarma ve yoksunluk sebeplerinin gerçekleşmesi yada mirasın reddi veya mirastan feragat edilmiş olması ilgili kişinin mirasçılık belgesi istemesine engel bir neden olmadığı gibi, ilgili kişinin mirasçılık sıfatını da ortadan kaldırmaz. (Esas : 2009/597, Karar : 2009/757, Tarih : 19.03.2009)

Örnek Olay 8: Karşılıklı İlgisizlik

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27.12.2011 tarihli, 2011/20735 E. ve 2011/23767 K. sayılı kararında, mirasbırakanın ilk evliliğinden doğan çocuğunu, ikinci evliliği süresince hiç arayıp sormadığı, ilgilenmediği ve ikili bir kez görüşse de iletişimsizliğin karşılıklı olarak devam ettiği olayda, mirasçılıktan çıkarma sebebinin gerçekleşmediğine hükmedilmiştir.

Yargıtay, iletişimsizliğin iki taraflı olduğunu ve kendisini istemeyen mirasbırakana karşı evladın sürekli iletişim kurma çabası içinde olmasının beklenemeyeceğini belirterek, mirasçılıktan çıkarma sebebinin gerçekleşmediğine karar vermiştir.

Örnek Olay 9: İstenmeyen Evlilik Yapılması

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.3.2002 tarihli, 2002/2-189 E. ve 2002/201 K. sayılı kararında, evlatlığın evlenme çağına gelen ve reşit olan kişi olarak, istediği kişiyle evlenme isteğine karşı çıkan evlat edinenlerin, aradaki ilişkide uyuşmazlık çıkmasına kendilerinin neden oldukları belirtilmiştir.

Yargıtay, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası kapsamında, evlatlığın kendisini evlatlık olarak alan kişilere karşı ağır bir cürüm işlemediği ve ağır bir kusurunun da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir. Bu karar, istenmeyen bir evlilik yapmanın, mirasçılıktan çıkarma sebebi olarak kabul edilemeyeceğini göstermektedir.

6.4 Çıkarma Sebebinin İspatlanamaması Durumuna İlişkin Kararlar

Örnek Olay 10: İspat Yükü

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2015/19402 E. ve 2017/4866 K. sayılı kararında, oğlunu mirasçılıktan çıkaran mirasbırakanın belirttiği sebeplerin ispatlanamadığı olayda, davalı tarafın çıkarma sebebini ispat edemediği için TMK’nun 512/3. maddesi gereğince mirasçılıktan çıkarmanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağına ve davacının saklı payını talep edebileceğine hükmedilmiştir.

Bu karar, mirasçılıktan çıkarma sebebinin ispatlanamaması durumunda, çıkarma işleminin mirasçının saklı payı dışında yerine getirileceğini ve davanın tenkis davası olarak devam etmesi gerektiğini göstermektedir.

Veraset İlamının Hüküm Kısmında Mirastan Çıkarılanların Gösterilmesi ile Yetinilir

Bu olgunun terekenin tasfiyesi sırasında dikkate alınacağı gözetilerek yasal mirasçıları gösterir mirasçılık belgesinin düzenlenmesinden sonra sadece mirastan çıkarılan mirasçıların kimler olduğunun hüküm yerinde gösterilmesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması dahi isabetsizdir.(Esas : 2010/7459, Karar : 2010/7080, Tarih : 09.12.2010)

Mirastan Çıkarma Sebebi Kanıtlanamazsa, Mirastan Çıkarılan Saklı Payını İsteyebilir

Miras bırakan vasiyetnamesinde mirasçılıktan çıkarma sebeplerini göstermiştir. Davalılar gösterilen sebebin doğruluğunu kanıtlayamamışlardır. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 512/3. maddesi uyarınca mirastan ıskatın miras bırakanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı başka bir ifade ile davacıların saklı paylarını isteyebilir.(Esas : 2008/18085, Karar : 2010/826, Tarih : 19.01.2010)

Mirastan Çıkarma Sebebi Nitelik ve Nicelik Açısından Yeterli Olmalıdır

Mahkemece; dava konusu 02.08.1994 tarihli vasiyetname ile mirasbırakan M.S.T.’nın davacı oğlunu mirastan çıkarma sebebi olarak ileri sürdüğü olaylar mirastan iskat sebebi sayılabilecek nitelik ve nicelikte bulunmadığından kısaca davacının murise karşı ağır bir suç işlediği yolunda dosyada yeterli delil olmadığı gibi ıskata konu edilen tartışma sonucu gerçekleşen aile ilişkisi nedeniyle sübjektif şartında gerçekleşmediği anlaşıldığından, mahkemece; tasarruf nisabı sınırı içerisinde geçerli olmak üzere vasiyetnamenin ıskata ilişkin bölümünün hükümsüzlüğüne ve ıskat dışında kalan vasiyet hükümlerinin lüzum ifade etmesine karar verilmesi gerekir.

Mirastan Çıkarma Sebebi Açık Olmalıdır

İskat sebebi açık olmalı, belirli bir eyleme, işleme ve davranışa dayanmalıdır. Sadece mirasdan iskat ettim, miras dışı bıraktım, bana ilgi göstermedi v.b. gibi gerekçesiz sözler yeterli sayılmamalıdır. İskat sebebi kabul edilen olayların delillerinin gösterilmesi de mirasçının iskata itirazı halinde diğer tarafa kolaylık sağlayacağından, tasarruf da yer almalıdır (MK. madde 512/2). (Esas : 2013/15148, Karar : 2013/16683, Tarih : 26.11.2013)

Muris Kusurlu Davranışları ile İskata Neden Olan Olaylara Sebep Olmuş İse İskat Geçersizdir

Ancak, muris kusurlu davranışı ile ıskata neden olan olaylara sebep olmuş ise iskat şartları oluşmayabilir. Bu hususun takdiri ise olayların akışına göre, hakime aittir. Aile bağlarını koparıcı fiilin işlenmesinde mirasbırakan da en azından mirasçı kadar kusurlu bulunuyor ise ıskat geçerli değildir (Prof. Dr. Necip Kocayusufpaşaoğlu, Miras Hukuku, 3.baskı, İstanbul 1987, syf. 310 vd.). (Esas : 2013/15148, Karar : 2013/16683, Tarih : 26.11.2013)

Mirastan Çıkarılan Mirasçının Kusuru Objektif Ölçüde Ağır Olmalıdır

Kanun koyucu, burada fiilin niteliğine değil de sonucuna önem verdiği için, hakim, suçun ağır olup olmadığına, fiilin aile bağını koparacak nitelikte olup olmadığı ve fiilen de koparmış olup olmadığını araştırarak sonucuna göre karar verecektir. Koparacak nitelikle olmasından kasıt, suçun objektif olarak aile bağını koparacak nitelikte olmasıdır. Fiilen koparmış olması da, subjektif unsur olup, somut olayda aile bağını koparmış olmasıdır. Kanunun ağır terimi ile kastettiği budur. Şu halde bir fiil aile bağını koparacak nitelikte olmakla beraber, somut olayda koparmamışsa, subjektif şart gerçekleşmediği için, mirasçılıktan çıkarma sebebi olamaz (Prof. Dr. Mustafa Dural, Prof. Dr. Turgut Öz- Türk Özel Hukuku Cilt IV, Miras Hukuku, İstanbul 2011, syf.200 vd.). Suçun ağırlığını belirleyecek olan ceza hukuku prensipleri değil, medeni hukuk esaslarıdır. Mirasçının, mirasbırakanı ağır bir şekilde zedeleyen ve ailevi hislerin yokluğunu gösteren bir suç işlemesi halinde, bu kişi mirastan ıskat edilebilir. Bu kuralın uygulanmasında, hakimin takdir hakkı bulunması zorunludur (Prof. Dr. Zahit İmre, Prof. Dr. Hasan Erman, Miras Hukuku-İstanbul 2006 syf-234 vd.).

Objektif Şartın Yanında Subjektif Şart da Gerçekleşmelidir

Muris ile iskat edilenin aile ilişkilerinin fiilen kopmadığı ve subjektif şartın da gerçekleşmediği anlaşılmıştır.(Esas : 2013/15148, Karar : 2013/16683, Tarih : 26.11.2013)

Örnek Olay 11: Tenkis Davası Olarak Devam Edilmesi

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/17228 E. ve 2018/1512 K. sayılı kararında, mirasbırakanın, eşini mirastan çıkarma sebebi olarak gösterdiği olayların gerçekleşmediği anlaşılmıştır.

Yargıtay, davalılar mirastan ıskat sebebini ispat edemediklerinden, TMK’nun 512/3. maddesi gereğince mirastan ıskatın mirasbırakanın tasarruf nisabı oranında geçerli olması gerektiğini ve davacının saklı payını talep edebileceğini, davanın tenkis davası olarak devam etmesi gerektiğini belirtmiştir.

6.5 Mirasçılıktan Çıkarma ve Vasiyetnamenin İptali İlişkisi

Örnek Olay 12: Vasiyetnamenin İptali

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/9952 E. ve 2018/2354 K. sayılı kararında, mirasbırakanın aldatma, korkutma, baskı ve zorlama altında vasiyetname düzenlediği iddiasıyla açılan vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkisi istemine ilişkin davada, TMK’nun 557. maddesinde sayılan iptal sebeplerinin bulunmadığı gerekçesiyle vasiyetnamenin iptaline ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Ancak, mirasbırakanın mirasçılıktan çıkarma gerekçesi olarak gösterdiği sebeplerin yeterli olmadığı anlaşıldığından, TMK’nun 512/3. maddesi uyarınca mirasçılıktan çıkarmanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı ve davacının saklı payını isteyebileceği belirtilmiştir.

6.5.1 Mirastan Çıkarma Mirasçılık Belgesi Alınmasına Engel Değildir

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2013/3278 E., 2013/8401 K. sayılı kararında; mirastan çıkarma, mirastan yoksunluk, reddi miras ve mirastan feragat gibi durumların, ilgili kişinin mirasçılık sıfatını tamamen ortadan kaldırmayacağı açıkça vurgulanmıştır.

Karara göre: “Mirasçılık belgesi istemek ise, maddi bir olayın varlığını ikrar ile kişiler arasındaki soybağı ilişkisini tespit ettirmekten ibarettir. Hakkında mirastan çıkarma ve yoksunluk sebepleri gerçekleşen veya mirası reddeden ya da mirastan feragat eden mirasçının tereke ile ilişkisi tümden kesilmiş sayılmaz. Bu olgular yok sayılarak miras bırakanın tüm mirasçılarını ve miras paylarını gösterir şekilde mirasçılık belgesinin düzenlenmesi gereklidir. Hüküm yerinde ilgili mirasçı veya mirasçılar yönünden mirastan çıkarma gerçekleştiği bu olguların hukuki sonuçlarının terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğine işaret edilmesi gerekir.”

6.5.2 Birlikte Düzenlenen Vasiyetname ile Mirasçılıktan Çıkarma Geçerlidir

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2022/813 E. ve 2022/1486 K. sayılı kararında, eşlerin birlikte hazırladıkları bir vasiyetname ile mirasçılıktan çıkarma işleminin geçerliliği konusuna açıklık getirilmiştir. Kararda, bu tür vasiyetnamelerin “birlikte vasiyetname” olarak adlandırılabileceği ve hukuken geçerli olduğu vurgulanmıştır.

Kararda, eşlerin noter huzurunda birlikte düzenledikleri vasiyetnamenin geçerliliği şu şekilde açıklanmıştır: “Mirasbırakan ve sağ eşinin, iki şahit huzurunda, noterde düzenleme şeklinde hazırlanan tek bir vasiyetname ile mirasçılıktan çıkarma işlemi yapmış olmalarında da usule aykırılık yoktur.”

6.6 Mirasçılıktan Çıkarmanın İptali Davası Kararları

Örnek Olay 13: Görevli Mahkeme

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2014/16187 K. sayılı kararında, mirastan ıskat sözleşmesinin iptali isteğine ilişkin davada, ıskat sözleşmesini düzenleyenlerden birinin halen sağ olduğu ve mirasın açılması ancak ölümle gerçekleşeceği gerekçesiyle, sağ olan kişinin tasarrufunu da kapsayacak şekilde sözleşmenin tamamen iptaline karar verilmesinin doğru olmadığına hükmedilmiştir.

Ayrıca, mirasbırakanın saklı payı aşan tasarrufu yönünden mirastan ıskat sözleşmesinin iptaline karar verilmesinin de doğru bulunmadığı, davanın tenkis davası olarak görülüp, tenkis hükümleri çerçevesinde inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir.

6.6.1 Mirasçılıktan Çıkarılan Kişinin Altsoyunun Dava Sürecindeki Hukuki Konumu

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, mirasçılıktan çıkarma durumunda, çıkarılan mirasçının altsoyunun dava sürecine dahil edilmesi gerektiğine dair önemli bir karar vermiştir. Kararda, miras davalarında taraf teşkilinin doğru yapılmasının önemi vurgulanmaktadır.

Karar açıkça şu hususu vurgulamaktadır: “Somut olayda; mirasbırakanın, mirasçılıktan çıkarma iradesini açıkladığı vasiyetnamesinde, çıkarılan kişinin payı hakkında başka türlü bir tasarrufu olmamıştır. Bu halde, çıkarılanın varsa altsoyunun, çıkarma işleminden etkileneceği açıktır.” (7. Hukuk Dairesi 2022/813 E. 2022/1486 K.)

Davacının nüfus kayıt örneğinden anlaşıldığı üzere iki çocuğu bulunmasına rağmen, bu çocuklar davada taraf olarak yer almamıştır. Yargıtay, bu durumun eksik taraf teşkili oluşturduğunu belirterek, “davacının altsoyuna karşı husumet yöneltilmesi için davacı tarafa süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, eksik taraf teşkili ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir” ifadesiyle kararı bozmuştur.

6.7 Koruyucu Mirasçılıktan Çıkarmaya İlişkin Kararlar

Koruyucu mirasçılıktan çıkarma (TMK m. 513) ile ilgili Yargıtay kararları oldukça sınırlıdır. Bu konuda önümüze gelen örnekler daha çok teorik açıklamalar içermektedir. Buna rağmen, koruyucu mirasçılıktan çıkarmanın uygulanabilmesi için gereken şartlar ve sonuçları hakkında Yargıtay’ın yaklaşımına örnek olabilecek kararlar bulunmaktadır.

Örnek Olay 14: Borç Ödemeden Aciz Belgesi

Bir kararında Yargıtay, borç ödemeden aciz belgesinin varlığı ve bu belgenin miras açıldığı tarihte halen geçerli olması gerektiğini vurgulamıştır. Eğer miras açıldığı tarihte aciz belgesinin hükmü kalmamışsa veya belgedeki borç miktarı mirasçının miras payının yarısını aşmıyorsa, koruyucu mirasçılıktan çıkarma kararının iptal edilebileceğini belirtmiştir.

6.8 Mirastan Çıkarma Sonrası Altsoyun Durumuna Dair Kararlar

6.8.1 Mirastan Çıkarma Tasarrufu, Mirasçının Altsoyunu Kapsamayabilir

Miras bırakanın, mirastan çıkardığı oğlunun altsoyunu da saklı paydan mahrum bırakmak istemesi, Yargıtay tarafından geçerli sayılmamıştır. Oğul Ercüment’in ölüm anında hayatta olması nedeniyle, onun kızı Hafize’nin saklı paylı mirasçı sıfatı doğmamış; dolayısıyla vasiyetnamede yer alan çıkarma tasarrufu Hafize yönünden etkisiz kabul edilmiştir. Yargıtay’a göre, mirastan çıkarılan kişinin altsoyu, yalnızca kendileri mirasçı durumundaysa çıkarılabilir. (🧾 Yargıtay 2. HD., 2.7.2009 T., 2008/3734 E., 2009/13172 K.)

6.8.2 Altsoy, Mirastan Çıkarma Tasarrufundan Ancak Kendi Fiilleriyle Etkilenir

Yargıtay, mirastan çıkarılan kişiyle birlikte onun altsoyunun da vasiyetnameyle mirastan çıkarıldığı olayda, altsoy hakkında yapılan çıkarma tasarrufunun geçersiz olduğuna hükmetmiştir. Kararda, altsoy hakkında geçerli bir mirastan çıkarma işlemi yapılabilmesi için, altsoyun da bizzat mirasçılıktan çıkarma sebebini oluşturacak bir fiil işlemiş olması gerektiği vurgulanmıştır. Aksi halde, sadece ebeveynin fiiline dayanılarak altsoyun mirastan mahrum bırakılması hukuken mümkün değildir.

Sonuç olarak, mirastan çıkarma işlemi kişisel nitelikte bir yaptırımdır ve yalnızca çıkarılan kişinin şahsına özgü kusurlu davranışları dikkate alınır; altsoya etkisi ancak kendi eylemlerine dayandığında geçerlilik kazanır. (🧾 Yargıtay 3. HD., 26.11.2013 T., 2013/15148 E., 2013/16683 K.)

6.8.3 Mirasçılıktan Çıkarılan Kişinin Çocukları Saklı Pay Hakkını Kaybetmez

Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse miras bırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa miras bırakanın yasal mirasçılarına kalır. Yargıtay’ın bu kararı, aile içi anlaşmazlıklar sonucu gerçekleşen mirasçılıktan çıkarma işlemlerinde, suçu olmayan çocukların haklarının korunmasını sağlayarak miras hukukundaki adalet ve hakkaniyet ilkelerinin uygulanmasına önemli bir katkı sunmaktadır. (🧾 Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2022/4560 E. ve 2023/5731 K.)

8. Adana’da Mirastan Çıkarma Davası Avukatı ile Çalışmanın Avantajları

Mirastan çıkarma gibi karmaşık ve hassas bir hukuki süreçte, uzman bir avukat desteği almak son derece önemlidir. Özellikle Adana’da mirastan çıkarma davası ile karşı karşıya kaldığınızda veya böyle bir dava açmayı düşündüğünüzde, konusunda deneyimli bir avukatla çalışmak, hem sürecin doğru yönetilmesi hem de haklarınızın etkili bir şekilde korunması açısından büyük fark yaratacaktır.

  1. Doğru Hukuki Strateji Belirleme
  2. İspat Sürecinin Doğru Yönetilmesi
  3. Dava Sürecinin Hızlandırılması
  4. Duygusal Destek ve Profesyonel Yaklaşım

Aile ve miras hukuku alanında uzmanlaşmış avukatımızla iletişime geçerek, Adana’da mirastan çıkarma davası sürecinizde profesyonel hukuki destek alabilir, haklarınızı en etkili şekilde koruyabilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Mirastan çıkarılan kişi dava açabilir mi?

Evet, mirastan çıkarılan kişi, mirasçılıktan çıkarılma işleminin iptalini veya tenkisini talep eden bir dava açabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 512. maddesine göre, mirasçılıktan çıkarılan kişi itiraz ederse, belirtilen çıkarma sebebinin varlığını ispat yükü çıkarmadan yararlanan mirasçı veya vasiyet alacaklısına düşer. Eğer çıkarma sebebi gösterilmemiş veya ispatlanamamışsa, çıkarılan mirasçı en azından saklı payını talep etme hakkına sahiptir.

Vasiyetname ile yapılan ıskat kesin midir?

Vasiyetname ile yapılan ıskat (mirasçılıktan çıkarma) kesin değildir ve dava yoluyla itiraz edilebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 512. maddesine göre, mirasçılıktan çıkarılan kişi itiraz ederse, çıkarma sebebinin varlığını ispat yükü çıkarmadan yararlanan kişiye düşer. Çıkarma sebebi gösterilmemişse, ispat edilemezse veya mirasbırakan yanılgıya düşmüşse, mirasçılıktan çıkarma işlemi iptal edilebilir veya sadece saklı pay dışında geçerli sayılabilir.RetryClaude can make mistakes. Please double-check responses.

Mirastan çıkarma işlemi iptal edilirse ne olur?

Mirasçılıktan çıkarma işleminin iptal edilmesi, iptal sebebine göre farklı sonuçlar doğurur. Eğer mirasbırakan çıkarma sebebi hakkında açık bir yanılgıya düşmüşse, çıkarma tamamen geçersiz olur ve mirasçı tüm miras hakkını alır. Ancak çıkarma sebebi gösterilmemiş veya ispat edilememişse, mirasçılıktan çıkarma işlemi sadece mirasçının saklı payı için iptal edilir ve mirasçı yalnızca saklı payını alabilir.

Mirastan çıkarılan kişinin çocuklarının miras hakkı var mıdır?

Evet, mirastan çıkarılan kişinin çocuklarının miras hakkı vardır. Türk Medeni Kanunu’nun 511/3 maddesine göre, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, çıkarılan mirasçı mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir. Mirasbırakan aksini vasiyet etmedikçe, mirasçılıktan çıkarılan kişinin miras payı, onun çocuklarına (altsoyuna) kalır.

Mirastan çıkarma kararını değiştirmek mümkün müdür?

Evet, mirasbırakan hayatta olduğu sürece yeni bir vasiyetname düzenleyerek mirasçılıktan çıkarma kararını değiştirebilir veya tamamen ortadan kaldırabilir. Mirasbırakan ayrıca mirasçıyı affettiğini açıkça beyan ederek veya davranışlarıyla göstererek de çıkarma kararını hükümsüz kılabilir. Mirasbırakanın ölümünden sonra ise, mirasçılıktan çıkarılan kişi ıskat sebebinin gerçekleşmediğini veya mirasbırakanın yanılgıya düştüğünü ispat ederek dava yoluyla kararın iptalini sağlayabilir.

  • İlk yayınlanma tarihi: 26 Mart 2019

Uyarılar, Ek Bilgiler, Mahkeme Kararları
Çalışma sayfasında aşağıdaki başlıklara dair daha detaylı bilgi bulabilirsiniz.

  • Mirastan çıkarma konusuyla ilgili dava örnekleri, içtihat yorumları, güncel hukuk bültenleri
  • Pratikte Sulh Hukuk Makkemelerinde yaşanan sorunlar ve çözümleri
Türk Medeni Kanunu Madde 510 - Mirasçılıktan çıkarma; Sebepleri

Madde 510 – Aşağıdaki durumlarda mirasbırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir:

Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,
Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.

Türk Medeni Kanunu Madde 511 - Hükümleri

Madde 511 – Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay alamayacağı gibi; tenkis davası da açamaz.

Mirasbırakan başka türlü tasarrufta bulunmuş olmadıkça, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır.

Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir.

Türk Medeni Kanunu Madde 512 - İspat yükü

Madde 512 – Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir.

Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer.

Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur.

Türk Medeni Kanunu Madde 513 - Borç ödemeden aciz sebebiyle mirasçılıktan çıkarma

Madde 513 – Mirasbırakan, hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan altsoyunu, saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarabilir. Ancak, bu yarıyı mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülemesi şarttır.

Miras açıldığı zaman borç ödemeden aciz belgesinin hükmü kalmamışsa veya belgenin kapsadığı borç tutarı mirasçılıktan çıkarılanın miras payının yarısını aşmıyorsa, mirasçılıktan çıkarılanın istemi üzerine çıkarma iptal olunur.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

İçindekiler

İçindekiler
Bize WhatsApp'tan ulaşın!