Vasiyetnamenin Tenfizi Nedir? Vasiyetnamenin Tenfizi Davası Nasıl Açılır?

“Tenfiz” kelimesi, Arapça kökenli bir terim olup, “yerine getirme”, “icra etme” veya “uygulama” anlamlarına gelir. Hukuk bağlamında ise, bir hukuki işlemin veya mahkeme kararının uygulanmasını, icra edilmesini ifade eder. Dolayısıyla, “vasiyetnamenin tenfizi”, bir kişinin vasiyetnamesinde yer alan son isteklerinin yasal olarak yerine getirilmesi, uygulanması anlamına gelir.

Bu bağlamda, vasiyetnamenin tenfizi, vefat eden bir kişinin (mirasbırakanın) vasiyetinde belirlediği hükümlerin, talimatların veya arzuların mahkeme kararı ile resmi olarak yerine getirilmesi sürecini ifade eder. Bu süreç, mirasbırakanın vasiyetnamesinin yasal bir çerçevede açılmasını, içeriğinin teyit edilmesini ve belirtilen şartların ve taleplerin gerçekleştirilmesini kapsar. Örneğin, mirasbırakanın vasiyetinde belirli bir malın belirli bir kişiye bırakılması talimatı varsa, tenfiz süreci bu talimatın gerçekleşmesini, yani malın yasal olarak ilgili kişiye devredilmesini sağlar.

Şartları

Vasiyetnamenin tenfizi davasının başarılı bir şekilde ilerleyebilmesi, hakim tarafından reddedilmemesi için karşılanması gereken temel şartlar şunlardır:

  1. Belirli Bir Malın Bırakılması: Vasiyetnamenin, mirasbırakan tarafından bırakılan belirli mal veya mülkleri açıkça belirtmesi gerekir. Mesela (B)’nin şoförüne otomobilini vasiyet etmesi belirli mal bırakmadır. (TMK md 517/1) Ayrıca bu mal mirasbırakanın terekesine dahil olmalıdır.
  2. Vasiyetnamenin Geçerli Olması: Vasiyetnamenin yasalara uygun bir şekilde hazırlanmış ve mirasbırakan tarafından imzalanmış olması şarttır. Vasiyetnamenin geçerli kabul edilebilmesi için, iptal edilmemiş olması, mirasbırakanın vasiyeti hazırlarken hukuki ehliyete sahip olması ve herhangi bir baskı altında olmaması gereklidir. Dava konusu vasiyetname bir iptal davasına konu olmuşsa, bu dava bekletici mesele yapılır.
  3. Vasiyetnamenin Açılmış Olması: Vasiyetnamenin, mirasbırakanın ölümünün ardından resmi olarak açılması ve ilgili taraflara duyurulması gerekmektedir. Açılma işlemi, vasiyetnamenin içeriğinin tüm ilgili taraflarca bilinmesini ve varsa itirazların ortaya konulmasını sağlar.

Amacı

Vasiyetnamenin tenfizi davasının temel amacı, vasiyetnamenin mahkeme kararıyla yasal olarak yerine getirilmesini sağlamaktır. Bu süreç, mirasbırakanın son isteklerinin, belirlediği şartlar altında, yasal mirasçılarına veya vasiyetle belirlenen kişilere aktarılmasını amaçlar. Özellikle, mirasbırakanın ölümünden sonra vasiyetnamenin uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözme ve mirasın adil bir şekilde dağıtımını sağlama niyetindedir.

Tüm yasal mirasçılar onay vermedikçe, kendisine belirli bir mal vasiyet edilen vasiyet alacaklısı kişi, tapu sicilinde mülkiyetin devrine yönelik tek başına bir işlem yapamaz. Daha sade bir anlatımla, vasiyetnamede kendisine mal bırakılan kişi, bu malı tek başına üzerine geçirip vasiyetnameyi uygulatamaz. Bunun için vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve iradi mirasçılara karşı açacağı vasiyetnamenin uygulanması (tenfizi, yerine getirilmesi, ifası) davası açarak malın kendisine teslimini istemesi gerekir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi vasiyetin tenfizi davasının amacını şu şekilde ifade etmiştir: “Vasiyetnamenin tenfizi ve buna bağlı olarak tapu iptali-tescil davası; vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadan veya itiraz edilmiş ise itirazların reddedilmesi sonucunda kesinleştiğine dair bir tespit davasıdır.” (Esas: 2014/14407 – Karar: 2015/2188)

Vasiyetten doğan borcun yerine getirilmesi amacıyla açılan davalar, hukuki niteliklerine göre ya eda davası olarak ya da inşai dava olarak görülebilir. Örneğin, bir taşınır malın vasiyeti söz konusu olduğunda açılan dava, eda davası kapsamında değerlendirilir. Bu, para vasiyeti için de geçerlidir. Ancak, taşınmaz bir malın vasiyeti ya da taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hakların vasiyeti durumunda, açılacak dava inşai dava niteliği taşır. Benzer şekilde, bir alacak vasiyeti de inşai dava konusu olabilir. Bu ayrım, vasiyetin konusuna ve talep edilen hukuki işlemin niteliğine göre belirlenir.

Dava Kimlere Karşı Açılır?

Vasiyetin tenfizi çekişmeli bir dava niteliğindedir. Hasımsız açılamaz, mirasbırakanın tüm yasal ve atanmış mirasçılarına karşı açılır. Dolayısıyla, vasiyetnamenin uygulanması için tüm bu ilgililerin davaya davalı sıfatıyla dahil edilmesi gerekir. Eğer mirasbırakan vasiyetinde bir vasiyeti yerine getirme görevlisi (vasiyeti tenfiz memuru) atamışsa, dava doğrudan bu görevliye karşı da açılabilir. Adres araştırması yapılarak mirasçıların adres bilgilerine ulaşılamazsa, mahkeme davayı ilan yoluyla ilerletir. Böylece davada taraf teşkili usule uygun şekilde sağlanmış olur.

Mirasçılardan birinin mirasbırakandan sonra ölmesi halinde ise onun mirasçıları davaya dahil edilir.

Hangi Mahkemede Açılır?

Vasiyetnamenin tenfizi davası, mirasbırakanın son yerleşim yerinde bulunan Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır. Bu mahkemeler, malvarlığı haklarına ilişkin davalara bakma yetkisine sahiptir ve vasiyetin tenfizi davası da bu niteliktedir. Mahkemenin bu konudaki yetkisi kesindir, bu yüzden davanın başka bir yerdeki mahkemede açılması, -örneğin taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılması- davanın reddine neden olur. Böylece, miras malları nerede bulunursa bulunsun, miras işlerinin tek elden, yani aynı mahkeme tarafından yürütülmesi sağlanır.

Dava Süreci (Vasiyetin Tenfizi Nasıl Yapılır?)

Öncelikle vasiyetin tenfizini kimlerin isteyebileceğine kısaca değinelim. Vasiyetnamenin tenfizi davasında davacı vasiyet alacaklısıdır. Vasiyet alacaklısının mirasbırakandan sonra ölmesi halinde kendi (vasiyet alacaklısının) mirasçıları tarafından aynı dava açılabilir. Vasiyeti yerine getirme görevlisi ise vasiyetnamenin tenfizini isteyemez.

Dava sürecinin nasıl işlediğine dair genel bir bakış atalım:

  1. Vasiyetnamenin Geçerliliğinin Tespiti: Davanın kabulü için, ilk olarak vasiyetnamenin yasal olarak geçerli ve ayakta olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Vasiyetnamenin açılmasına dair kararın ne zaman kesinleştiğini gösteren resmi belgenin, ilgili mahkemeden temin edilerek dava dosyasına eklenmesi zorunludur. Yüksek Mahkeme’ye göre, vasiyetnamenin henüz açılmadığının anlaşılması halinde ise vasiyetnamenin tenfizi davasının reddedilmesi gerekir. Ayrıca vasiyetin farklı bir iptal davasına konu olup olmadığı araştırılır.
  2. Tebliğ İşlemleri ve Süreler: Vasiyetnamenin açıldığı, tebliğ işlemlerinin Türk Medeni Kanunu’nun 596. maddesi ve devamındaki maddelerde belirtilen şekilde yapıldığı, gerekli sürelerin dolmasının ardından, herhangi bir itiraz almadığı ya da varsa itirazların sonuçsuz kaldığı tespit edilir.
  3. Mirasçıların Bilgilendirilmesi ve Katılımı: Tüm mirasçıların veya vasiyeti yerine getirme görevlisinin davanın tarafı yapılması ve gerektiğinde ilan yoluyla davanın duyurulması zorunludur.
  4. Hak Düşürücü Süre ve İptal Davaları: Vasiyetnamenin iptali ya da tenkis davalarıyla ilgili olarak 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği, bu tür bir davanın açılmış olup olmadığı ve sonucunun ne olduğu dikkate alınmalıdır. Eğer iptal davası açılmışsa, bu davanın sonucu vasiyetnamenin tenfizi davasını doğrudan etkileyeceğinden bekletici mesele yapılır. Tenfiz davasının kendi özelinde ise 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davanın açılıp açılmadığı incelenir.
  5. Mahkeme Kararının Alınması: Uygulamada çoğunlukla vasiyetnamenin tenfizi ile birlikte vasiyetin ifası da istenmektedir. Mesela, taşınmaz vasiyetinde vasiyetnamenin tenfizi ile birlikte tescil istemi de ileri sürülür. Bu durumda hakim tarafından tapu iptali ve vasiyet alacaklısı adına tescile karar verilir. Hakim davayı kabul ederse, tapu ile ilgili bilgileri, kimin hissesinin iptal edilip kimin adına tescile karar verildiğini gösteren açık ve anlaşılır bir hüküm kurar. Sadece vasiyetnamenin aynen tenfizine veya infazına karar verildiğine yönelik hüküm kurulması yeterli değildir.

Dava süreci boyunca, hem yasal prosedürlere uyum sağlanması hem de tüm ilgili tarafların haklarının korunması açısından dikkatli bir yaklaşım gerekmektedir. Bu nedenle, bu tür bir dava açarken uzman bir miras avukatının rehberliği ve desteği büyük önem taşır.

Zamanaşımı

Türk Medeni Kanunu’nun 602. maddesi uyarınca, vasiyet alacaklısının vasiyetnamenin öğrenildiği tarihten itibaren 10 yıl içinde dava açma hakkı bulunmaktadır. Bu süre zarfında dava açılmazsa, vasiyet alacaklısının dava açma hakkı zamanaşımına uğrar.

Bu 10 yıllık süre, vasiyetnamenin miras alacaklısı tarafından öğrenildiği veya vasiyetnamenin lehine işlemeye başladığı tarih itibariyle işlemeye başlar. Örneğin, bir vasiyet alacaklısı vasiyetnamenin varlığını mirasbırakanın vefatından birkaç yıl sonra öğrendiyse, bu süreç o tarihten itibaren başlar. Sürenin başlangıcı, vasiyetnamenin öğrenildiği tarih olarak kabul edilir çünkü bu, vasiyet alacaklısının haklarını kullanabilmesi için gerekli bilgiye sahip olduğu andır.

Zamanaşımı kuralı, vasiyetnamelerle ilgili davalarda hızlı ve etkili bir çözüm sağlamak, aynı zamanda miras işlemlerinde gereksiz gecikmeleri ve hukuki belirsizlikleri önlemek için tasarlanmıştır. Vasiyet alacaklıları, haklarını korumak ve vasiyetnameyle kendilerine bırakılan haklardan yararlanabilmek için bu 10 yıllık süre içinde harekete geçmelidir.

Vasiyetnamenin Açılması ve İptali

“Vasiyetnamenin Açılması ve İptali” başlığı, vasiyetnamenin tenfizi sürecinde hayati bir role sahiptir. Bu aşama, vasiyetnamenin yasal olarak geçerli olup olmadığının belirlenmesi ve mirasbırakanın son isteklerinin yerine getirilip getirilemeyeceğinin değerlendirilmesi için zorunludur. Yani vasiyetin tenfizinin istenebilmesi için yukarıda da anlattığım gibi, vasiyetin açılmış olması, iptal davası açılmamış olması, açılan bir iptal davası varsa reddedilmiş olması gerekir.

Yargıtay Kararları

  • Yargıtay’ın Vasiyetin Tenfizi Tanımı: “Vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunu’nun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti  içindir. Bu tespit başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamaz. Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini istemesi gerekir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2009/12750 – Karar: 2009/13819)
  • Vasiyetin Yerine Getirilmesi Talebi Varsa, Taşınmazın Tapusunun İptali ile Vasiyet Alacaklısı Adına Tesciline karar verilmelidir: (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2006/9903 – Karar: 2006/18091)
  • Vasiyet Edilen Taşınmazda Kat Mülkiyeti Yoksa Tespit Hükmü Kurulur: “Söz konusu taşınmaz mal üzerinde henüz kat mülkiyetinin kurulmamış olması; Borçlar Kanununun 117/1. maddesinde yer alan ve borcun sübutuna yol açan objektif imkânsızlık olarak nitelendirilemez. O  halde mahkemece, vasiyetname ile davaya konu taşınmazın orta katının davacıya bırakıldığının tespiti ile yetinmek gerekirken tahsise ilişkin karar verilmesi doğru değildir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2013/20110 – Karar: 2014/4533)
  • Vasiyetname, Alacaklısına Ayni Hak Kazandırmaz: “Muayyen mal vasiyeti ile lehine bir mal veya bir  hak kazandırması yapılan kişi, vasiyetçinin ölümü ile o şey üzerinde ayni bir hakka sahip olmaz. Onun hakkı, vasiyet edilen şeyin kendisine teslim edilmesi, devredilmesi konusunda vasiyeti ifa ile mükellef olanlara karşı bir talep hakkına (şahsi hakka) sahip olmaktan ibarettir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2006/21418 – Karar: 2007/16810)
  • Vasiyete konu malvarlığı değeri terekeye dahil olmalıdır: “Vasiyetçiye mirasen intikal etmeyen (tasarrufuna geçmeyen veya geçmeyecek olan) taşınmazın vasiyeti yok hükmünde olup, yerine getirilmesi de söz konusu olamaz.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2010/26 – Karar: 2010/7444)
  • Vasiyet Alacaklısı Mülkiyeti Ancak Tenfiz Davası İle Kazanabilir: “Vasiyet alacaklısı, mirasbırakanın cüzi halefi olduğu için,  vasiyet olunan mal üzerinde doğrudan hak kazanması mümkün değildir. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını; ancak, bu malın vasiyetin yerine getirilmesi yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2014/14407 – Karar: 2015/2188)
  • Taşınırlar İçin Teslim, Taşınmazlar İçin Tescil Hükmü Kurulur: “Muayyen mal vasiyetinin ifası, vasiyet edilen menkul malların vasiyet lehtarlarına teslimi veya hakkın bunlara devri, gayrimenkul malların da, vasiyet lehtarları adına tescili ve zilyetliğin teslimi suretiyle olur.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2007/7046 – Karar: 2008/6522)
  • Mülkiyetin Aidiyetine Yönelik Hüküm Kurulamaz: “Vasiyetname muaccel hale gelince vasiyet lehtarı olan davacının bu taşınmazla ilgili talep edebileceği; ayni (mülkiyet) hak değil tescili isteme hakkıdır. Bu bakımdan bu taşınmazla ilgili olarak mülkiyetinin davacıya aidiyetine şeklinde hüküm tesisi de doğru değildir.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2004/16751 – Karar: 2005/3075)
  • Vasiyetin İptali Davası Açılmışsa, Bu Dava Bekletici Mesele Yapılır: “Dava konusu vasiyetnamenin iptal davasına konu olup olmadığı araştırılmalıdır. Dava konusu vasiyetname bir iptal davasına konu olmuşsa bu dava bekletici mesele yapılmalıdır. Ancak, iptal davası açılmamışsa bu tenfiz davasının reddine bir gerekçe yapılamaz.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2014/11623 – Karar: 2015/4437)
  • Hakim Sadece Talep Eden Vasiyet Alacaklısı Lehine Hüküm Kurar: “Aynı  vasiyetname ile davalılar lehine mal bırakılmış olsa bile, bunlar vasiyetnamenin kendileriyle ilgili bölümünün yerine getirilmesini istemedikçe, vasiyetnamenin onlara ilişkin bölümüyle ilgili hüküm kurulamaz. Hâkim, iki taraftan birinin  talebi olmaksızın resen bir davayı tetkik ve halledemez.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2008/114 – Karar: 2009/6456)
  • Vasiyet Görevlisi Tenfiz Talebinde Bulunamaz, Ancak Davalı Konumunda Yer Alabilir: “Oysa, vasiyetnamenin tenfizi davası “vasiyet alacaklısı” tarafından açılabilir. Somut olayda ise vasiyeti yerine getirmekle yükümlü bulunan kişi vasiyetnamenin tenfizini istemiştir. Bu durumda davacının aktif dava ehliyetinin (davacı sıfatının) bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddi gerekir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2009/20745 – Karar: 2010/3921)
  • Yasal veya Atanmış Mirasçıların Hepsi Davaya Dahil Edilmelidir: “Davada, vasiyeti yerine getirme görevlisi bulunmadığına göre  davanın yasal veya atanmış mirasçılarına karşı yöneltilmesi gerekirken, mahkemece miras bırakan K1’nun yasal ve  atanmış mirasçıları araştırılmadan husumet yönünden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru  görülmemiştir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2010/174 – Karar: 2010/1228)
  • Tenfiz Davası Öncelikle Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisine Yöneltilir: “Öncelikle vasiyeti yerine getirmekle görevli  kişilerin olaydan haberdar edilip edilmediği araştırılarak görevi reddetmediklerinin anlaşılması halinde davanın  vasiyeti yerine getirmekle görevli bu kişilere yöneltilmesi, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin  düşünülmemesi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2000/13892 – Karar: 2000/14407)

Dava Dilekçesi

Aşağıda yer alan vasiyetnamenin tenfizi dava dilekçesi örneğini kendi durumunuza göre düzenlemeniz ve gerekli bilgileri eklemeniz gereklidir. Belgelerinizin tam ve doğru olduğundan emin olun ve hukuki süreçle ilgili detaylı bilgi için bir miras avukatıyla iletişime geçin.

[İl veya İlçe][Asliye Hukuk Mahkemesi’ne]

Davacı: [İsim-Soy isim]

Konu: Vasiyetnamenin Tenfizi Talebi

Açıklamalarım

Sayın Hakim,

Ben, [Adınız Soyadınız], [TC Kimlik No], [Adresiniz], [Telefon Numaranız], bu dilekçe ile [Vasiyet Sahibinin Adı Soyadı]’nın [Vasiyetnamenin Tarih] tarihli vasiyetnamesinin tenfizi için başvuruda bulunmaktayım.

[Vasiyet Sahibinin Adı Soyadı], [Vefat Tarihi] tarihinde vefat etmiş ve arkasında [yukarıda tarihleri belirtilen] vasiyetnameni bırakmıştır. Bu vasiyetnamenin geçerliliği, açıldığı tarih ve kesinleşme şerhi [belgeler, tanıklar, vb. ile kanıtlanabilir detaylar] ile sabittir.

Vasiyetnamenin tenfizi, mirasın adil ve yasalara uygun şekilde dağıtılması ve vasiyet sahibinin son arzularının yerine getirilmesi için zorunludur. Bu nedenle, mahkemenizin vasiyetnamenin tenfizine karar vermesini talep ediyorum.

Bu taleple birlikte, vasiyetnamenin bir kopyası, vasiyet sahibinin ölüm belgesi ve diğer ilgili belgeler ekte sunulmaktadır.

İşbu talebin kabulüne ve gerekli işlemlerin yapılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ederim.

Netice ve Talep: Yukarıda sayılan nedenlerle;
– Davamızın kabulü ile X Sulh Hukuk Mahkemesi’nin X Sayılı Kararı ile açılıp kesinleşmiş olan, X Noterliğinden X tarih ve X yevmiye sayılı Düzenleme Şeklindeki Vasiyetnamesinin tenfizine,
– X ili X ilçesi X Köyü X Mevkii 1-3 Pafta 908 Parsel numarasında kayıtlı bulunan 460 m2,56 dm2 yüzölçümlü arsa vasfındaki gayrimenkulün tapuda müvekkil adına kayıt ve tesciline,
– Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini, saygılarımla arz ve talep ederim.

Ekler:

  1. Vasiyetnamenin Noter Tasdikli Kopyası
  2. Vasiyetin açıldığına dair davanın kesinleşme şerhi
  3. Ölüm Belgesi
  4. [Diğer Belgeler]

Saygılarımla,

[Adınız Soyadınız]
[İmza]

Daha detaylı ve teknik dava dilekçelerini buraya tıklayarak inceleyebilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Vasiyetnamenin Tenfizi zorunlu mu? Vasiyetname tenfiz edilmezse ne olur?

Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin yasal olarak tanınması ve uygulanması için zorunludur. Size vasiyet bırakılan taşınır veya taşınmaz bir malı teslim almakta problem yaşıyorsanız, vasiyetin tenfizi davası açmanız gerekir. Aksi taktirde size vasiyet edilen malı cebren alamazsınız.

Vasiyetnamenin tenfizi davasında keşif yapılır mı?

Vasiyetnamenin tenfizi davasında, vasiyetnamenin geçerliliği, miras bırakanın son iradesinin doğruluğu veya miras malının durumu gibi konuların netleştirilmesi gerektiğinde keşif yapılabilir. Keşif, mahkeme tarafından delillerin doğrudan incelenmesi amacıyla gerçekleştirilir.

Vasiyetin tenfizi ne kadar sürer?

Vasiyetnamenin tenfizi süresi, davanın karmaşıklığına, mahkemelerin iş yüküne, ilgili tarafların işbirliğine ve olası itirazlara bağlı olarak değişir. Basit durumlarda birkaç ay sürebilirken, karmaşık hallerde bu süre birkaç yıla kadar uzar.

Vasiyetin tenfiz kararı nedir?

Vasiyetin tenfiz kararı, mahkemenin bir vasiyetnamenin yasal olarak geçerli olduğuna ve uygulanmasına karar verdiği hukuki bir karardır. Bu karar, vasiyetnamede belirtilen mirasın dağıtımının yasalara uygun olarak gerçekleştirilebilmesi için gereklidir.

Vasiyetnamenin tenfizi davası hangi durumlarda açılır?

Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyetnamenin geçerliliğinin tartışmalı olduğu, mirasçılar arasında anlaşmazlık bulunduğu, vasiyetnamenin yürürlüğe girmesinde yasal engellerin olduğu veya vasiyetnamenin içeriğine itiraz edildiğinde açılır.

Vasiyetnamenin tenfizi davasının kesinleşmesi gerekir mi?

Evet, vasiyetnamenin tenfizi davasında verilen hükmün icra edilebilmesi için kesinleşmesi gerekir.

Vasiyetnamenin tenfizi davasında tanık dinlenir mi?

Evet, vasiyetnamenin tenfizi davasında, vasiyetnamenin geçerliliği, vasiyet sahibinin iradesi ve vasiyetnamenin hazırlanma koşulları gibi konuları aydınlatmak amacıyla tanıkların dinlenmesi gerekebilir. Tanıklar, vasiyetnamenin doğruluğunu ve vasiyet sahibinin niyetini destekleyici bilgiler sunabilirler.

Vasiyetnamenin tenfizi davasında vekalet ücreti nispi mi?

Vasiyetnamenin tenfizi davasında avukatlık vekalet ücreti, davaya konu olan mirasın değeri üzerinden nispi bir oranda belirlenir. Davalılar dava açılmasına sebebiyet vermemişse aleyhlerine karşı vekalet ücreti yüklenmez.

Vasiyetname tapuda geçerli mi?

Vasiyetname, gayrimenkulün devri gibi konularda tapuda doğrudan geçerli bir belge olarak kabul edilmez. Gayrimenkulün miras yoluyla devri için vasiyetnamenin mahkeme tarafından tenfizi gereklidir. Tenfiz kararı, mirasın yasal mirasçılara intikalini sağlamak için tapu işlemlerinde kullanılabilir.

Vasiyetname tapuda geçerli mi?

Vasiyetname, gayrimenkulün devri gibi konularda tapuda doğrudan geçerli bir belge olarak kabul edilmez. Gayrimenkulün miras yoluyla devri için vasiyetnamenin mahkeme tarafından tenfizi gereklidir. Tenfiz kararı, mirasın yasal mirasçılara intikalini sağlamak için tapu işlemlerinde kullanılabilir.

Sonuç

Bu süreç, özellikle miras konularında uzmanlaşmış avukatların rehberliğinde daha etkili ve sorunsuz bir şekilde ilerler. Eğer Adana’da yaşıyorsanız ve vasiyetnamenin tenfizi davası açmayı düşünüyorsanız, bu alanda deneyimli bir “Adana miras avukatı” ile çalışmanız, sürecin tüm yasal gerekliliklere uygun olarak yönetilmesine yardımcı olacaktır. Profesyonel bir avukat, vasiyetnamenin tenfizine ilişkin davayı nasıl açacağınız, sürecin nasıl işlediği, olası riskler ve beklenen sonuçlar hakkında size detaylı bilgi verir.

Kat Mülkiyeti Kurulmamış Taşınmazın Vasiyet Bırakılması

Vasiyete konu değer, üzerinde henüz kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmamış olan taşınmazdaki belirli bir daire vb. olabilir. Böyle bir vasiyetin tenfizi de istenebilir. Yargıtay’a göre, bu durumda davacının istemi kat mülkiyetinin kurulması istemini de kapsar. Yüksek Mahkeme  dava konusu taşınmaz mal üzerinde kat mülkiyetinin kurulup kurulamayacağının araştırılması  gerektiğini, bu mümkünse vasiyet konusu bağımsız bölümün davacı adına tesciline; mümkün değilse istemin reddine karar verilmesi gerektiğini benimsemektedir.

 2. HD. E. 2008/18847 K. 2008/17480, T. 22.12.2008 “İstek vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkindir. Vasiyetçi  Hayriye, Bartın Birinci Noterliği’nin 15.09.1989 gün ve 11810 sayılı Vasiyetname ile muayyen mal vasiyetinde  bulunmuş ve vasiyetname Amasra Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 19.10.2006 gün ve 2006/82-179 karar sayılı dosyası  ile açılmıştır. Vasiyetnamenin yazımında murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlenmelidir. (YHGK 07.06.1966  tarih 738-309 sayılı ve 2. HD 10.05.2001 tarih 5921-7312 sayılı kararları) Vasiyetçi Hayriye, Bartın Birinci  Noterliği’nin 15.09.1989 gün ve 11810 sayılı vasiyetnamesiyle henüz kat mülkiyeti kurulmamış olan 194 ada, 6  parseldeki bahçeli ev vasfındaki gayrimenkul üzerinde 2 katlı evin üst katını evlatlığı Hava’ya, birinci kat ve bahçenin  tamamını davacı Hüseyin’e vasiyet etmiştir. Mirasbırakan vasiyet edilen gayrimenkulde paydaştır. Vasiyet Kat  Mülkiyeti Yasası hükümlerine göre belirli ve muayyen bir şeyi ifade etmemekte, dolayısıyla şimdilik infaz kabiliyeti  bulunmamaktadır. İnfaz imkânının doğması 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası’nın 12, 14 ve 50. maddeleri hükümleri  gereği kat irtifakı veya mülkiyetinin kurulmasına bağlıdır. Söz konusu taşınmaz mal üzerinde henüz kat mülkiyetinin  kurulmamış olması; Borçlar Kanunu’nun 117/1. maddesinde yer alan ve borcun sübutuna yol açan objektif imkânsızlık olarak nitelendirilemez. Şahsi hak sahibi davacının isteğini, davalının kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurmalarına talik  etmek de Medeni Kanun’un 2. maddesinde yer alan iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz. Kat Mülkiyeti Kanunu’nda kat  mülkiyetine elverişli bir yapı yapılması halinde kat mülkiyeti kurulmasının dava yoluyla istenmesine engel bir hüküm  yoktur. Davacının isteği bu yönü de kapsar. O halde, dava konusu taşınmaz mal içindeki binanın kat mülkiyeti  kurulmasına elverişli bir yapı olup olmadığının belediye fen işlerinden sorulması, bağımsız bölümlerin arsa payları  yönünden de bilirkişi düşüncesi alınması, yapının ıslahının mümkün olup olmadığının araştırılması, ıslah ve kat  mülkiyeti kurulması için gerekli belgeleri düzenleyip ibraz etmek üzere davacıya yetki ve mehil verilmesi, ibraz edilen  belgelere davalının bir itirazı olduğu takdirde bunların objektif kurallar çerçevesinde incelenip düzeltildikten sonra,  taşınmaz mal üzerinde kat mülkiyeti kurmak suretiyle vasiyete konu bağımsız bölümlerin davacı üzerine tesciline,  objektif imkânsızlık varsa, isteğin reddine karar verilmesi gerekir…” (Lexpera). Aynı yönde içtihatlar için bkz. 2. HD.  E. 2007/12611 K. 2008/14814, T. 10.11.2008 (Lexpera); 2. HD. E. 2006/19607 K. 2007/14297, T. 24.10.2007  (Lexpera); 2. HD. E. 2001/3611 K. 2001/7844, T. 18.5.2001 (Lexpera); 3. HD. E. 18335 K. 2442, T. 18.02.2010  (Gençcan, s. 1061).

Tarihçe

  • Vasiyetnamenin tenfizi 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nda ayrı bir hukukî müessese  olarak düzenlenmemiştir. Tapu Sicili Tüzüğü’nde ise sadece tenfiz kararı ifadesi yer almıştır (TST.  m. 20/I,b. b).
  • Yargıtay eski kararlarında, vasiyetin iptali için dava açma süresi geçmeden vasiyetin tenfizi davası açılmasını ret sebebi kabul ediyordu.

Türk Medeni Kanunu Madde 517 - Belirli mal bırakma vasiyetinin konusu

Madde 517- Mirasbırakan, bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunabilir.

Belirli  mal bırakma, ölüme bağlı tasarrufla bir kimseye terekedeki bir malın mülkiyetinin veya terekenin tamamı ya da bir kısmı üzerinde intifa hakkının kazandırılmasına yönelik olabileceği gibi; bir kimse lehine tereke değeri üzerinden bir edimin yerine getirilmesinin, bir iradın bağlanmasının veya bir kimsenin bir borçtan kurtarılmasının, mirasçılar veya belirli mal bırakılanlara yükletilmesi suretiyle de olabilir.

Bırakılan belirli mal terekede bulunmadığı takdirde, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, ölüme bağlı tasarrufu yerine getirmekle yükümlü olanlar borçtan kurtulurlar.

Türk Medeni Kanunu Madde 518 - Teslim borcu

Madde 518- Bırakılan belirli mal, mirasın açılması anındaki durumuyla teslim olunur; yarar ve hasar, mirasın açılması anında kendisine belirli mal bırakılana geçer.

Tasarrufu yerine getirme ile yükümlü olan kimse, mirasın açılmasından sonra bırakılan belirli mala yaptığı harcamalar ve mala verdiği zararlardan dolayı, vekaletsiz iş görenin haklarına sahip ve borçlarıyla yükümlü olur.

Türk Medeni Kanunu Madde 519 - Tereke ile ilgisi

Madde 519- Tereke mevcudunu veya tasarrufu yerine getirme yükümlüsüne yapılan kazandırmayı ya da saklı payı zedeleyen tasarrufların orantılı olarak tenkisi istenebilir.

Tasarrufu yerine getirme yükümlüsü, mirasçılığı veya kendisine bırakılan kazandırmayı reddetmiş ya da mirasbırakandan önce ölmüş veya mirastan yoksun kalmış olsa bile tasarruf yürürlükte kalır; yerine getirme borcu, bu durumlardan yararlananlara geçer.

Yasal veya atanmış mirasçı, mirası reddetmiş olsa bile lehine yapılmış bir tasarrufun yerine getirilmesini isteyebilir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir