1. Mirasta Bağış Ne Demektir ve Nasıl Yapılır?
Türk Medeni Kanunu’na göre kişiler, hayattayken malvarlıklarını diledikleri mirasçılarına bağışlayabilirler. Ancak bu bağışların miras hukuku açısından birtakım sonuçları vardır. Bağış, bir kişinin malvarlığından karşılıksız olarak bir başkasına değer aktarmasıdır. Türk Borçlar Kanunu’nun 285. maddesi ve devamında düzenlenen bağış, bağışlayanın sağlararası bir işlemidir yani kişi hayatta iken bağış yapılır. Bağışlar iki şekilde yapılabilir:
- Taşınır mal bağışları: El değiştirmesi kolay olan eşya, para, hisse senedi gibi malların bağışlanmasıdır. Yazılı veya sözlü olarak yapılabilir.
- Taşınmaz mal bağışları: Arsa, tarla, daire gibi gayrimenkullerin bağışlanmasıdır. Resmi şekilde, noterde düzenleme şeklinde yapılması ve tapu siciline tescil edilmesi gerekir.
Bağış işlemi, bağışlayan ile bağışlanan arasında yapılan bir anlaşmadır ve bağışlayanın sağlığında hüküm ve sonuç doğurur. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2019/1254 E., 2022/890 K. sayılı kararına göre: “Geçerli bir bağış için taşınmaz mallarda resmi şeklin sağlanması, bağışlayanın bağışlama iradesinin açıkça belirtilmesi ve tescil işleminin gerçekleşmesi şarttır.”

2. Mirasta Bağışın Geçerli Olduğu Durumlar
Bağışlanan malı diğer mirasçılar geri alabilir mi? Öncelikle hangi durumlarda mirasbırakanın sağlığında yaptığı bağışların iptal edilemeyeceğini yani geçerli olduğunu açıklayalım:
- Minnet Duygusuyla Yapılan Bağışlar: Yargıtay’ın son yıllardaki kararlarına göre, mirasbırakana olağanüstü emek ve bakım sağlayan kişiye minnet duygusuyla yapılan temlikler muvazaa olarak değerlendirilmez. Örneğin, yaşlı ve hasta mirasbırakana uzun süre bakan bir mirasçıya yapılan bağışlar, diğer mirasçılar tarafından iptal ettirilemez.
- Şeklen Geçerli Bağışlar: Noterde düzenleme şeklinde yapılan ve tapu siciline tescil edilen bağış işlemleri, eğer saklı payları ihlal etmiyorsa, muvazaa nedeniyle iptal edilemez.
- Mirasbırakanın Başka Mallarının Olması: Yargıtay kararlarına göre, mirasbırakanın mallarının tamamını değil bir kısmını temlik etmiş olması, mal kaçırma amacının olmadığını gösterebilir.
Yargıtay ilk dönemlerde miras bırakanın mirasçısına satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle mal devretmesini, ahlaki görev gerekçesiyle muvazaalı sayarak iptal ederken, sonradan toplumsal ihtiyaçları dikkate alarak yaklaşımını değiştirmiştir. Buna göre, olağanüstü emek ve bakım nedeniyle minnet duygusuyla yapılan temlikler, mirasçıdan mal kaçırma amacını taşımadığından muvazaa olarak değerlendirilmemektedir.

Diğer yandan, mirasçıdan mal kaçırma niyetinin varlığını incelerken, miras bırakanın başka mallarının bulunup bulunmadığını yardımcı bir kriter olarak kullanır. Miras bırakanın, mallarının tamamını değil de sadece bir kısmını devretmiş olması, diğer malları terekeye bırakması nedeniyle mal kaçırma niyetinin bulunmadığının göstergesi olarak kabul edilir. Temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun ispatı bunu ileri süren davacı tarafa aittir.
Mirasbırakanın sağlığında yaptığı bağışların geçerliliği ve mirasçılar tarafından iptal edilebilirliği, her somut olayın kendi koşulları içinde değerlendirilmesi gereken, karmaşık bir hukuki meseledir. Mirasçıların haklarını korurken, mirasbırakanın tasarruf özgürlüğünü de gözeten bir denge kurulması esastır. Bu nedenle, miras hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda bir Adana avukata danışmak, hak kaybına uğramamak açısından büyük önem taşımaktadır.
3. Mirasta Bağış Hangi Durumlarda Bozulur?
Mirasbırakanın sağlığında yaptığı tüm bağışların otomatik olarak iptal edilemeyeceğini önceki bölümde inceledik. Peki, hangi bağışlar mirasçılar tarafından iptal ettirilebilir? Bağış yoluyla mirastan mal kaçırma nasıl tespit edilir? Bu soruların cevabı için mirasbırakanın sağlığında yaptığı bağışı mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) açısından inceleyelim.
3.1. Tenkis Davası Yoluyla Bağışın Saklı Pay Oranında İade Alınması

Mirasçılar, ölen kişinin (miras bırakanın) sağlığında yaptığı bağışların saklı paylarını ihlal etmesi durumunda tenkis davası açabilirler. Türk Medeni Kanunu’nun 560-563. maddelerine göre saklı paylı mirasçılar şunlardır:
- Altsoy (çocuklar, torunlar): Miras bırakanın yasal miras payının 1/2’si
- Anne ve baba: Miras bırakanın yasal miras payının 1/4’ü
- Eş: Duruma göre miras bırakanın yasal miras payının 1/4’ü, 1/2’si veya 3/4’ü
Türk Medeni Kanunu’na göre aşağıdaki bağışlar tenkise (indirime) tabi tutulabilir:
- Ölümden Önceki Bir Yıl İçinde Yapılan Bağışlar: Mirasbırakanın ölümünden önceki bir yıl içinde yaptığı tüm bağışlar, saklı payları ihlal ettiği takdirde tenkise tabidir. Bu süre içindeki bağışlarda mirasbırakanın mal kaçırma niyetinin varlığı aranmaz.
- Mal Kaçırma Amaçlı Bağışlar: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2018/5436 E., 2020/2980 K. sayılı kararında belirtildiği gibi, “Miras bırakanın saklı paylı mirasçıların haklarını zedelemek amacıyla yaptığı bağışlarda bir yıllık süre uygulanmaz.” Bu tür bağışlarda, ne zaman yapıldıklarına bakılmaksızın tenkis davası açılabilir.
- Serbestçe Dönülebilen Bağışlar: Mirasbırakanın dilediği zaman geri alabileceği nitelikteki bağışlar da tenkise tabidir.
- Olağanüstü Hediyeler: Ölümden önceki beş yıl içinde yapılan ve normal hediyeleşme sınırlarını aşan bağışlar tenkise tabi tutulabilir.
Saklı pay, mirasçıların mirastan kesinlikle alması gereken asgari miras oranıdır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2018/5436 E., 2020/2980 K. sayılı kararında belirtildiği gibi: “Miras bırakanın ölümünden önceki bir yıl içinde yaptığı bağışlar tenkise tabidir. Bu süre, miras bırakanın saklı paylı mirasçıların haklarını zedelemek amacıyla yaptığı bağışlarda uygulanmaz.”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2018/3421 E., 2020/1345 K. sayılı kararında: “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların mirası öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde ölüm tarihinden itibaren 10 yıl içinde kullanılmalıdır.”
3.2. Muvazaalı İşlemlerle Yapılan Bağışların İptali (Muris Muvazaası)
Muris muvazaası, mirasbırakanın mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği malvarlığını satış veya başka bir sözleşme görüntüsü altında devretmesidir. Bu tür işlemler aşağıdaki özellikleri taşıdığında iptal edilebilir:
- Görünüşte Gerçeğe Uygun Olmayan İşlem: Mirasbırakan ve karşı taraf arasında, gerçek iradelerini yansıtmayan bir sözleşme yapılmıştır. Örneğin, özünde bağışlanan taşınmaz tapuda satış olarak gösterilmiştir.
- Muvazaa Konusunda Anlaşma: Taraflar, görünüşteki işlemin sadece göstermelik olduğu ve gerçek amacın bağış olduğu konusunda anlaşmışlardır.
- Gizli Bağış Sözleşmesi: Muvazaalı işlemlerde, görünürdeki sözleşme arkasında gizli bir bağış amacı vardır.
- Mirasçıları Aldatma Kastı: Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin birçok kararında vurgulandığı gibi, “Muris muvazaasının söz konusu olabilmesi için miras bırakanın, mirastan mal kaçırma kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir.”
Yargıtay’ın 1.4.1974 tarih ve 1974/1-2 Esas ve Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı’na göre, mirasçılar muvazaalı işlemlerin iptalini talep edebilirler.
3.3. Denkleştirmeye Tabi Bağışlar (Bağışın Miras Payına Mahsubu)
Denkleştirme, miras bırakanın sağlığında altsoya yaptığı karşılıksız kazandırmaların, miras paylaşımı sırasında o mirasçının payına mahsup edilmesidir. Türk Medeni Kanunu’nun 669-670. maddelerine göre, miras bırakanın sağlığında mirasçılarına yaptığı bağışlar, aksi belirtilmedikçe miras payına mahsup (denkleştirme) edilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 669. maddesine göre, denkleştirme şu durumlarda söz konusu olur:
- Miras Payına Mahsuben Yapılan Bağışlar: Mirasbırakanın, “miras payından düşülmek üzere” yaptığı açık şartlı bağışlar.
- Altsoya Yapılan Özel Bağışlar: Çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek, bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak gibi karşılıksız kazandırmalar.
- Olağanüstü Eğitim Masrafları: Normal eğitim giderlerini aşan masraflar denkleştirmeye tabidir.
- Miras bırakan tarafından açıkça denkleştirme şartı konulmuşsa
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/3254 E., 2021/4752 K. sayılı kararında: “Denkleştirme, miras bırakanın sağlığında altsoya yaptığı karşılıksız kazandırmaların, miras paylaşımı sırasında o mirasçının payına mahsup edilmesidir.”
3.4. Ölüme Bağlı Tasarruf Niteliğindeki Bağışlar
Bazı bağışlar, yapılış şekli ve amacı itibariyle ölüme bağlı tasarruf niteliğinde olabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 565. maddesine göre, mirasbırakanın ölümünden kısa bir süre önce yaptığı ve ölüme bağlı tasarruf niteliğindeki bağışlar, vasiyetname şekil şartlarına uyulmadığı takdirde iptal edilebilir. Ölüme bağlı bağışların geçerli olması için resmi vasiyetname, el yazılı vasiyetname veya sözlü vasiyet şeklinde yapılması gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/6521 E., 2021/1254 K. sayılı kararında: “Ölüme bağlı tasarruf niteliğindeki bağışlar, vasiyetname şekil şartlarına uygun yapılmadığı takdirde geçersizdir.”
3.5. Mal Rejimi Kapsamında İptal Edilebilir Bağışlar
Evli kişilerin yaptığı bağışlarda, eşler arasındaki mal rejimi önem taşır. Türk Medeni Kanunu’nun 223. maddesine göre:
- Rızasız Yapılan Bağışlar: Edinilmiş mallarda eşlerden biri, diğer eşin rızası olmadan paylı mülkiyetteki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz.
- Olağandışı Bağışlar: Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2019/3587 E., 2021/6541 K. sayılı kararında belirtildiği gibi, “Edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerden birinin diğer eşe danışmadan yaptığı olağandışı bağışlar, tasfiye sırasında denkleştirmeye tabi tutulur.”
3.6. Bağışlayan Tarafından İptal Edilebilir Bağışlar
Türk Borçlar Kanunu’nun 295-296. maddelerine göre, bağışlayan kişi aşağıdaki durumlarda bağıştan dönebilir:
- Nankörlük Halinde: Bağışlanan, bağışlayana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işlemişse veya aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde ihlal etmişse.
- Yükümlülüklerin Yerine Getirilmemesi: Bağışın şartlarına uyulmaması halinde.
- Ekonomik Zorluk: Bağışlayanın ekonomik durumunun ciddi şekilde kötüleşmesi durumunda, henüz ifa edilmemiş bağış taahhütlerinden dönülebilir.
Mirasta yapılan bağışların iptali konusu, her somut olayın kendine özgü koşullarına göre değerlendirilmesi gereken karmaşık bir hukuki alandır. İptal davasının başarılı olabilmesi için doğru hukuki dayanağın seçilmesi ve gerekli ispat vasıtalarının sunulması büyük önem taşır. Bu nedenle, miras hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda mutlaka konunun uzmanı bir Adana avukata danışmanızı öneririz.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2020/2587 E., 2021/4532 K. sayılı kararında: “Bağıştan dönme hakkı, bağışlayanın dönme sebebini öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde kullanılmalıdır. Bağışlayan ölürse bu hak mirasçılara geçmez.”
4. Mirasta Bağışın Bozulması ile İlgili Önemli Yargıtay Kararları
Mirasta bağışların bozulması konusunda Yargıtay’ın yerleşik içtihatları büyük önem taşımaktadır. Bu kararlar, hangi durumlarda bağışların iptal edilebileceğine dair hukuki çerçeveyi belirlemektedir. Mirasta bağışların bozulmasına ilişkin emsal niteliğindeki bazı önemli Yargıtay kararları:
4.1. Muris Muvazaası Temel İçtihadı
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 1.4.1974 tarih ve 1/2 sayılı kararı, muris muvazaası davalarının temelini oluşturur. Bu karara göre: “Bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği taşınmazı satış gibi göstermesi halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın tüm mirasçılar, görünürdeki satış sözleşmesinin muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilirler.” Bu içtihat, mirastan mal kaçırma amaçlı işlemlerin iptalinde mirasçılara geniş bir koruma sağlamaktadır. (1.4.1974 Tarih, 1/2 Sayılı İBK)
4.2. Minnet Duygusuyla Yapılan Temliklerle İlgili Kararlar
4.2.1. Bakım Sağlayan Damada Minnet Duygusuyla Yapılan Taşınmaz Temliki Muvazaa Sayılmaz
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 20.06.2019 tarihli, 2016/5488 E., 2019/3981 K. sayılı kararında, ileri yaşta ve bakıma muhtaç durumdaki miras bırakanın, kendisine uzun süre bakım sağlayan damadına yaptığı taşınmaz temlikinin muris muvazaası kapsamında değerlendirilemeyeceğine hükmedilmiştir. Kararda açıkça, “miras bırakanın taşınmazını kızının kocası olan davalı damadına temlik etmekteki gerçek amacının mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı, minnet duygusuyla hareket ettiği” vurgulanmış, bu durumun hem davalı hem de davacı tanıkları tarafından doğrulandığı belirtilmiştir. Bu emsal karar, özellikle yaşlı ve bakıma muhtaç kişilerin, kendilerine bakan yakınlarına yaptıkları temliklerin hukuki güvenliği açısından önem taşımaktadır.
4.2.2. Aynı Apartmanda Yaşayan ve Bakım Sağlayan Kişiye Yaşlı Miras Bırakanın Yaptığı Temlik Geçerlidir
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 31.10.2019 tarihli, 2016/13155 E., 2019/5597 K. sayılı kararında, ileri yaşta bir miras bırakanın bakımını üstlenen kişiye yaptığı temlikin geçerliliği onaylanmıştır. Kararda, “miras bırakan …’nin temliki yaptığı tarihte 84 yaşında olduğu, davalı ile aynı apartmanda altlı üstlü oturdukları, murisin bakımının davalı tarafından yapıldığı tanıklarca bildirilmiş” olduğu vurgulanmış ve mahkeme açıkça “temlikin mal kaçırma amacıyla değil bakım karşılığı minnet duygusu ile yapıldığı sonucuna varılmaktadır” değerlendirmesini yapmıştır. Bu karar, özellikle yaşlı kişilerin kendilerine fiilen bakım sağlayan yakınlarına yaptıkları mülkiyet transferlerinin, sırf mirasçılardan mal kaçırma amacı taşımadığı sürece, minnettarlık duygusuyla yapılan geçerli işlemler olarak kabul edileceğini teyit etmektedir.
4.2.3. Borçların Ödenmesi ve Bakım Karşılığı Yapılan Taşınmaz Temliki Muris Muvazaası Sayılmaz
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 19.11.2019 tarihli, 2016/11064 E., 2019/5912 K. sayılı kararında, miras bırakanın borçlarının ödenmesi ve bakım karşılığında yapılan taşınmaz temlikinin geçerliliği onaylanmıştır. Kararda, “davacının tek tanığı tarafların kardeşi Türkan taşınmazın miras bırakanın borçlarını ödemesi sebebiyle davalıya devredildiğini, miras bırakana ölene kadar davalının baktığını ve miras bırakanın çocuklarını ayırt etmediğini bildirmiş” olduğu belirtilmiştir. Mahkeme, tüm delilleri değerlendirerek “miras bırakanın çekişme konusu taşınmazı borçlarına karşılık ve minnet duygusu ile temlik ettiği sonucuna varılmaktadır” kanaatine ulaşmıştır. Bu karar, miras bırakanın borçlarının ödenmesi ve bakım sağlanması gibi somut karşılıklar nedeniyle yapılan temliklerin, mal kaçırma amacı taşımadığı ve dolayısıyla muris muvazaası kapsamında değerlendirilemeyeceğini teyit etmektedir.
4.2.4. Kanser Hastası Miras Bırakanın Bakımını Üstlenen Kişiye Minnet Duygusuyla Yapılan Taşınmaz Devrinin Geçerliliği
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 15.05.2019 tarihli, 2019/1944 E., 2019/2965 K. sayılı kararında, ağır bir hastalık sürecinde bakım ve destek alan miras bırakanın yaptığı taşınmaz devrinin geçerliliği teyit edilmiştir. Kararda açıkça, “pankreas kanseri olan murisin bakımı ve tedavisi ile davalının ilgilendiği, bu bakım karşılığında duyulan minnet duygusu nedeni ile dava konusu taşınmazın devredildiği” belirtilmiştir. Bu emsal karar, özellikle ağır hastalık süreçlerinde bakım ve tedavi desteği sağlayan kişilere yapılan taşınmaz devirlerinin, mal kaçırma amacı taşımadığı ve minnet duygusuna dayalı geçerli işlemler olduğunu ortaya koymaktadır. Mahkeme, bakım emeğinin karşılığında yapılan bu tür devirlerin muris muvazaası kapsamında değerlendirilemeyeceğini, bu tür işlemlerin hukuki geçerliliğini koruduğunu vurgulamıştır.
4.2.5. İleri Yaşta ve Bakıma Muhtaç Miras Bırakanın Kendisine Bakan Gelinine Yaptığı Taşınmaz Temliki Geçerlidir
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.05.2019 tarihli, 2017/1263 E., 2019/603 K. sayılı kararında, ileri yaşta ve bakıma muhtaç durumdaki miras bırakanın kendisine bakan gelinine yaptığı taşınmaz temlikinin geçerliliği teyit edilmiştir. Kararda, “1917 doğumlu miras bırakan Şükrü’nün temlik tarihinde oldukça ileri bir yaşta olduğu” ve “eşi Fatma’nın ölmeden önce hasta olup uzunca bir süre yatağa bağımlı yaşadığı, bu sırada her türlü bakım ve ihtiyaçlarının davalı gelini tarafından sağlandığı” vurgulanmıştır. Ayrıca “miras bırakanın da ölmeden önce üç dört yıl kadar yatağa bağımlı yaşadığı, bu zor günlerinde ölünceye kadar davalı ve eşi tarafından bakılarak tüm ihtiyaçlarının onlar tarafından temin edildiği, davacı kızlarının ise gerekli ilgiyi göstermedikleri” tanık beyanlarıyla tespit edilmiştir. Bu emsal karar, özellikle ileri yaşta ve bakıma muhtaç kişilerin, kendilerine fedakârca bakan yakınlarına minnet duygusuyla yaptıkları mülkiyet devirlerinin muris muvazaası kapsamında değerlendirilmeyeceğini net şekilde ortaya koymaktadır.
4.3. Bağışların Tenkise Tabi Olması
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 28.12.2006 tarihli kararında: “Bağış geçerli işlemlerden olup, koşulları bulunması halinde tenkise tabidir. Bu nedenle tapu iptal ve tescil isteği dikkate alınmaksızın tenkis isteği bakımından hüküm kurulmuş olması kural olarak doğrudur.” ifadesi yer almıştır. Bu karar, geçerli bağışların muvazaa nedeniyle iptal edilemeyeceğini, ancak saklı payı ihlal ediyorsa tenkise tabi olabileceğini vurgulamaktadır. (Y1HD 2006/11464 E., 2006/13246 K.)
4.4. Muvazaanın İspatında Tanık Delili
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2021 tarihli kararında: “Mirastan mal kaçırma amacıyla yapılan muvazaalı bağışlar, mirasçılar tarafından açılacak muvazaa davası ile iptal ettirilebilir. Muvazaanın ispatı için kesin delil şart olmayıp, belirtiler ve hayatın olağan akışına göre değerlendirme yapılabilir.” denilmiştir. Bu karar, muvazaanın ispatında tanık dahil her türlü delilin kullanılabileceğini belirtmektedir. (Y1HD 2021/1785 E., 2021/5963 K.)
4.5. Miras Bırakanın Başka Mallarının Olması
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 10.09.2020 tarihli kararında: “Miras bırakanın dava dışı başka taşınmazları da bulunmakta olup, mirastan mal kaçırma amacıyla hareket etse idi bu taşınmazlarını da elden çıkarması gerekirdi.” ifadesi kullanılmıştır. Bu karar, miras bırakanın tüm mallarını değil sadece bir kısmını devretmesinin, mal kaçırma kastının olmadığına işaret edebileceğini göstermektedir. (Y1HD 2019/1906 E., 2020/4015 K.)
4.6. Bağıştan Dönme Hakkı
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2021 tarihli kararında: “Bağıştan dönme hakkı, bağışlayanın dönme sebebini öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde kullanılmalıdır. Bağışlayan ölürse bu hak mirasçılara geçmez.” ifadesi yer almıştır. Bu karar, bağıştan dönme hakkının şahsa bağlı olduğunu ve kullanılması için süreye tabi olduğunu vurgulamaktadır. (Y1HD 2020/2587 E., 2021/4532 K.)
4.7. Ölüme Bağlı Tasarruf Niteliğindeki Bağışlar
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2021 tarihli kararında: “Ölüme bağlı tasarruf niteliğindeki bağışlar, vasiyetname şekil şartlarına uygun yapılmadığı takdirde geçersizdir.” denilmiştir. Bu karar, ölüme bağlı tasarruf niteliğindeki bağışların şekil şartlarına uymaması halinde iptal edilebileceğini belirtmektedir. (Y3HD 2018/6521 E., 2021/1254 K.)
4.8. Denkleştirme Hakkında Karar
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 2021 tarihli kararında: “Denkleştirme, miras bırakanın sağlığında altsoya yaptığı karşılıksız kazandırmaların, miras paylaşımı sırasında o mirasçının payına mahsup edilmesidir.” ifadesi yer almıştır. Bu karar, denkleştirmenin tanımını ve amacını açıkça ortaya koymaktadır. (Y16HD 2018/3254 E., 2021/4752 K.)
5. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Mirasçılıktan çıkarılan kişi, miras bırakanın sağlığında aldığı bağışları tenkise tabi olmadıkça iade etmek zorunda değildir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2019/6587 E., 2021/3654 K. sayılı kararında: “Mirasçılıktan çıkarma, ölüme bağlı tasarruf şekillerinden biriyle yapılmalıdır. Mirasçılıktan çıkarılan kişi, daha önce aldığı olağan hediyeler dışındaki bağışları, saklı payını aşan kısmı iade etmek zorundadır.”
Sağlığında yapılan bağışlar üç temel durumda iptal edilebilir: muris muvazaası (mal kaçırma amaçlı sahte satış) söz konusu olduğunda, saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal eden bağışlarda tenkis davası ile veya bağışlayanın nankörlük gibi kanunda sayılan sebeplerle bağıştan dönmesi halinde. Bağışın geçerliliği her somut olayın koşullarına göre değerlendirilir ve iptal için yasal sürelere dikkat edilmelidir.
Evet, Türk Medeni Kanunu’nun 669. maddesi uyarınca, mirasbırakanın sağlığında mirasçılarına yaptığı mal bağışları, özellikle de altsoya yaptığı çeyiz veya iş kurma giderleri gibi karşılıksız kazandırmalar, mirasbırakan aksini belirtmedikçe “denkleştirmeye tabi” olup o mirasçının miras payından düşülür.
Hayır, bağışlayan kişi ölüm öncesinde yasal süresi içinde bağıştan dönme hakkını kullanmamışsa, bu hak mirasçılara geçmez ve kural olarak geçerli bir bağış bağışlayanın ölümüyle geri alınamaz. Ancak bu bağış, saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal ediyorsa, bu mirasçılar sadece saklı paylarını ihlal eden kısım için tenkis davası açarak indirim yapılmasını sağlayabilirler.
Bağışlama yapılırken, Türk Medeni Kanunu kapsamında saklı paylı mirasçıların (eş, çocuklar ve bazı durumlarda anne-baba) haklarının ihlal edilmemesine dikkat edilmeli, aksi halde tenkis davasıyla bağışın iptali riski doğabilir. Ayrıca, taşınmaz mal bağışlarında noterde resmi şekilde yapılması zorunlu olup, mirasçıların sonradan “muris muvazaası” (mirastan mal kaçırma) iddiasıyla dava açmamaları için bağışlayanın gerçek iradesinin açıkça belgelenmesi ve gerekirse bağışın gerekçesinin kayıt altına alınması önem taşır.
6. Mirasta Bağış Konusunda Avukat Desteği Neden Önemlidir?
Türk miras hukukunda bağışlar, belirli koşullar altında mirasçılar tarafından iptal edilebilir veya tenkise tabi tutulabilir. Özellikle saklı paylı mirasçıların hakları, miras bırakanın sağlığında yaptığı bağışlarla ihlal edilmişse, mirasçılar yasal haklarını kullanabilirler.
Bağış yapacak kişilerin, bağışlarının miras hukuku açısından doğuracağı sonuçları bilmeleri ve buna göre planlama yapmaları önemlidir. Mirasçıların da, miras bırakanın sağlığında yaptığı bağışların tenkise tabi olup olmadığını ve yasal süreler içerisinde haklarını kullanmaları gerektiğini bilmeleri gerekir.
Miras ve bağış konularında hukuki problemlerle karşılaşmamak için, işlemlerin başlangıcında bir avukata danışılması, ileride oluşabilecek birçok anlaşmazlığın önüne geçecektir.
Siz de miras bağış, muris muvazaası, tenkis ve denkleştirme gibi konularda hukuki danışmanlık almak veya dava sürecinizde profesyonel destek almak isterseniz, ofisimize randevu alarak gelmenizden memnuniyet duyarız. Her durum kendine özgü olduğundan, yasal haklarınızı ve seçeneklerinizi birlikte değerlendirebiliriz.
📞 Bize ulaşmak ve randevu almak için: 0534 910 97 43 – 0322 245 00 44
📧 E-posta: incekashukuk@gmail.com
📍 Adres: Ziya Algan İş Merkezi, Seyhan/Adana