Ortaklığın Giderilmesi Vekalet Ücreti İcra Takibine Konulabilir Mi?

Ortaklığın giderilmesi davaları, mülkiyet haklarının yeniden düzenlenmesinden, paylaşımların uygun bir şekilde yapılmasına kadar pek çok karmaşık konuyu kapsayan bir dava türüdür. Bu yazımda, özellikle dikkat çeken bir noktaya odaklanmak istiyorum: Ortaklığın giderilmesi davasıyla ilgili mahkeme kararında belirtilen avukatlık ücreti ve yargılama giderleri, ayrı bir icra takibine konu yapılabilir mi? Ortaklığın giderilmesi davasıyla ilgili kararda belirtilen avukatlık ücreti ve yargılama giderleri kararın kesinleşip kesinleşmemesinden bağımsız olarak ayrı bir icra takibine konu olamaz.

Ortaklığın giderilmesi davalarında en dikkat çeken özelliklerden biri, tarafların aslında hem davacı hem de davalı durumunda olmalarıdır. Bu nedenle, dava giderleri ve avukatlık ücretinden dolayı taraflar davalı veya davacı olduğu ayırt edilmeksizin sorumlu tutulmaktadır. Esasen bu durum hukukçu olmayan birisi için anlaşılması zor ve karmaşıktır. Ancak elimden geldiğince sade ve anlaşılır bir dil kullanarak bu durumu size izah edeceğim.

Ortaklığın Giderilmesi Davasında Vekalet Ücretinin İcraya Koyulamamasının Sebebi Nedir?

Yargılama safhası ile satış safhası bir bütün teşkil eder ve birbirinden ayrılamaz. Yargılama giderleri ve infaz safhasında yapılmış satışa ilişkin giderler bir bütün olarak ele alınır. Bu durum, dava sırasında yapılan giderler, satışla alakalı giderler, avukatlık ücreti, harç ve damga vergisinin payları oranında paydaşlara yükletilmesini gerektirir. İşte bu nedenle, ortaklığın giderilmesi davasına ait hükümde yazılı avukatlık ücreti ve yargılama giderleri, müstakil icra takibinin konusunu teşkil edemez, icra takibine koyulamaz.

Gerçekten de 12. Hukuk Dairesi’nin 1977 yılında verdiği ancak güncelliğini koruyan 1874 numaralı kararında yukarıda açıkladığım durum şu şekilde izah edilmiştir: “Ortaklığın giderilmesi isteği ile açılan dava, ortak taşınır veya taşınmaz malların olanak var ise aynen taksimi suretiyle paydaşlara teslimi yahut o şeylerin satılması sonucu elde edilecek paranın ortaklara ödenmesiyle sona erer. Ortaklığın giderilmesi davasının diğer dava türlerinden ayrı, kendisine has özellikleri vardır. Taraflar aslında hem davacı hem de davalı durumundadırlar. Çünkü verilen karardan her iki taraf da yararlanır. Bu itibarla, dava giderleri ile HUMK’nun 423. maddesi gereği yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden dolayı davalı ve davacı ayırt edilmeksizin, iki tarafın da sorumlu tutulması zorunludur. Hakim, satış için bir memur tayin eder. Bu memurun icra memuru olması şart değildir. Kanun, seçimi tamamen hakimin takdirine bırakmıştır. Bu memur, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 571. maddesi uyarınca satışı, İİK’na göre yapar. Satışa ait şikayet ve itirazlar dava esnasında hükümle birlikte sonuçlanmadığı cihetle, yine sulh hakimi tarafından incelenir ve karara bağlanır. O halde, yargılama safhası ile satış safhası kül teşkil eder ve yek diğerinden ayrılamaz. Bu itibarla, yargılama giderleri ile infaz safhasında yapılmış satışa ilişkin giderlerin bir bütün olarak ele alınması zorunludur. Bu nedenle, dava sırasında yapılan giderler, satışla alakalı giderler, avukatlık ücreti, harç ve damga vergisinin payları oranında paydaşlara yükletilmesi yoluna gidilir. Bunları yapılaştırma konusunda tarafların davacı veya davalı sıfatlarını taşımaları etkili değildir. Tüm giderler ve avukatlık ücreti payları oranında taksim edildikten ve paya düşen satış bedelinden tenzil edildikten sonra kalanı paydaşlara ödenmekle ortaklığın giderilmesi davası sonuca ulaşmış olur. Bu nedenledir ki, ortaklığın giderilmesi davasına ait hükümde yazılı avukatlık ücreti ve yargılama giderleri müstakil icra takibinin konusunu teşkil edemez. Olayda, taşınır ortak malın satılması suretiyle ortaklığın giderilmesine, satış bedelinin payları oranında mirasçılara taksimine, taraf vekilleri için takdir olunan 1000’er lira avukatlık ücretinin ve yargılama giderleri 542.90 liranın, mirasçılara payları oranında tahmiline» dair 9.6.1976 tarihli ilamda yazılı avukatlık ücreti ve yargılama giderinin yarısı 271 lira davacı vekili tarafından müstakil takip konusu yapılmıştır. Halbuki, yukarıda açıklanan sebepler ve davanın özelliği itibariyle buna yasal olanak yoktur. Bu itibarla, merciin «takibin iptaline» karar vermesi yasaya uygun bulunmakla, bu yöne ilişen temyiz itirazı yersizdir.”

Ortaklığın giderilmesi davasında vekalet ücretinin icraya koyulması durumunda karşı taraf yukarıda bahsi geçen açıklamalar doğrultusunda icra takibinin iptalini isteyebilir.

Bu duruma örnek olarak Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesi 2022 yılına ait bir kararında ortaklığın giderilmesi vekalet ücretinin icraya koyulamayacağını, bu nedenle icra takibinin iptali gerektiğini şu şekilde ifade etmiştir: “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; takibe dayanak ilam ortaklığın giderilmesine ilişkindir. Yargılama gideri ve vekalet ücreti satış memurluğunca hesaplanacak olup, tarafların payları oranında tahsil edilecektir. Bu nedenle davanın kabulüne karar verilerek icra takibinin iptal edilmesi gerekir.”

Sonuç

Özetle, ortaklığın giderilmesi davasında avukatlık ücreti ve yargılama giderleri, ayrı bir icra takibine konu olamaz. Bu durum, davanın özgün doğası ve kanuni gerekliliklerden kaynaklanmaktadır. Bu yüzden, eğer ortaklığın giderilmesi davasında vekil iseniz ve avukatlık ücretinizi icra takibine koymayı düşünüyorsanız, maalesef bu mümkün olmayacaktır.

İlgili Kanun Maddeleri

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 322. maddesinin 2. fıkrası

Madde 322 – (2) Paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hallerde, hakim satış için bir memur görevlendirir. Taşınır ve taşınmaz malların satışı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılır.

Sık Sorulan Sorular

Ortaklığın Giderilmesi Davasında Avukatlık Ücretinin Kesinleşmeden İcrası Mümkün Müdür?

Yukarıda izah ettiğim üzere, ortaklığın giderilmesi davasında avukatlık ücreti kesinleşse de kesinleşmese de icraya koyulamaz. Bu davada hükmedilen avukatlık ücreti ancak satış müdürlüğünce satış sonrası taraf vekillerine ödenir.

İlgili Kanunlar

Yazar Hakk覺nda: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin