1. İhtiyati Haciz Nedir? Para Alacaklarının Güvencesi
İhtiyati haciz, İcra ve İflas Kanunu’nun 257-268. maddeleri arasında düzenlenen, para alacaklarına ilişkin mevcut veya müstakbel takibin sonucunun güvence altına alınması için mahkeme kararı ile borçlunun malvarlığına el konulmasını sağlayan geçici bir hukuki korumadır. Bu müessese, alacaklının henüz kesin haciz isteme yetkisinin gelmediği dönemde, borcun tahsil edilemeyeceğine dair endişesi bulunduğu durumlarda, borçlunun malvarlığı değerlerine geçici el konularak alacağına kavuşmasını güvence altına almayı amaçlar.
İhtiyati haciz bir “dava” değil, geçici hukuki koruma tedbiridir. Borçlunun yükümlülüklerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanması yahut alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması ihtimaline karşı, alacaklıların haklarını korumak üzere öngörülmüştür. Özellikle ticari ilişkilerde alacakların korunmasında kritik öneme sahiptir.
İİK madde 257/1’e göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”
Geçici İhtiyati Haciz İle Kesin Haciz Farkları
| Özellik | İhtiyati Haciz | Kesin Haciz |
|---|---|---|
| Amaç | Alacağı güvenceye almak (geçici) | Alacağın tahsili (kalıcı) |
| Zamanlama | Dava/İcra Takibi Öncesi/Sırasında | Takip kesinleştikten sonra |
| Dayanak | İİK m.257 vd. | İİK m.78 vd. |
| Teminat | Genellikle zorunlu | Zorunlu değil |
| Uygulayan | Mahkeme kararı + İcra Müdürlüğü | Sadece İcra Müdürü |
| Sonuç | Geçici haciz, süresi var | Satış ve tahsil, kalıcı sonuç |
1.1. İhtiyati Haciz Konusu Neler Olabilir?
İhtiyati haczin konusu yalnızca para alacaklarıdır. Bu durum, İİK’nın 257. maddesinde açıkça vurgulanmış olup, 4949 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle “bir para borcu için” ihtiyati haciz kararı istenebileceği belirtilerek, para borcu dışındaki alacaklar için ihtiyati tedbir müessesesine başvurulması gerektiği açıklanmıştır.
- Vadesi gelmiş para alacakları: Muaccel olan, yani istenebilir duruma gelmiş para borçları, sözleşmeler, mahkeme kararları.
- Vadesi gelmemiş para alacakları: Yalnızca İİK 257/2’de sayılan özel hallerde (borçlunun belirli yerleşim yerinin olmaması veya mal kaçırma hazırlığı).
- Yabancı para alacakları: Türk parasına çevrilerek ihtiyati haciz kararı verilebilir.
- Kambiyo senetlerine dayalı alacaklar: Bono, poliçe ve çek alacakları.
- Cari hesap alacakları: Hesabın kat edilmesiyle muaccel hale gelen alacaklar.
- Rehinle temin edilmiş alacaklar (kural olarak)
- Şarta bağlı alacaklar
- Para dışındaki alacaklar (taşınır/taşınmaz teslimi, bir işin yapılması vb.)
1.2. İhtiyati Haciz ile İhtiyati Tedbir Arasındaki Farklar
İhtiyati haciz, HMK’da düzenlenen ihtiyati tedbirin özel bir türünü oluşturmakla birlikte, aralarında önemli farklar bulunmaktadır. Sıklıkla karıştırılan ancak farklı amaçlara hizmet eden hukuki koruma yöntemleridir. Temel farkları şöyledir:
| Karşılaştırma Kriteri | İHTİYATİ HACİZ | İHTİYATİ TEDBİR |
|---|---|---|
| Yasal Düzenleme | İİK m. 257-268 | HMK m. 389-397 |
| Konu | Sadece para alacakları | Para dışındaki tüm hak ve alacaklar (taşınmaz, boşanma, nafaka vb.) |
| Amaç | Para alacağı için teminat/güvence sağlama | Önleyici koruma, mevcut durumun korunması |
| Kararı Veren Mahkeme | Asliye Hukuk Mahkemesi veya Asliye Ticaret Mahkemesi | Asıl davaya bakan Mahkeme (iş mahkemesi, aile mahkemesi, ticaret mahkemesi vb.) |
| Uygulama Alanı | İcra takibi öncesi veya sonrası uygulanabilir. | Dava açılmadan önce veya dava sırasında uygulanabilir. |
| Tamamlama Yöntemi | Dava veya icra takibi ile tamamlanabilir | Sadece dava yolu ile tamamlanır |
| İnfaz Mercii | Yalnızca icra dairesi | İcra dairesi veya mahkeme yazı işleri |
| Uygulandığı Mal | Borçlunun herhangi bir malı (uyuşmazlık konusu değil) | Uyuşmazlık konusu mal veya hak |
| Geçerlilik Süresi | İhtiyati haciz sonrası 7 gün içinde icra takibi veya dava açılmalıdır. | Tedbir kararının geçerliliği mahkemece belirlenir; aksi belirtilmedikçe dava sonuçlanıncaya kadar sürer. |
| Sonuç | Alacaklı haklı çıkarsa hacizli mal satılır, bedeli alacaklıya ödenir | Tedbir konulan malın aynen iadesi gerekir |
| İspat Yükü | Alacağın tehlikede olduğunu ispat gerekmez | Hakkın tehlikede olduğunun ispatı gerekir |
| Genel/Özel Nitelik | Özel düzenleme | Genel düzenleme |
| Sona Erme | Alacaklı haksız çıkarsa kendiliğinden hükümsüz kalır | Aksi belirtilmedikçe nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder |

2. İhtiyati Haciz Şartları Nelerdir? (2025 Güncel)
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesinde öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar, alacağın vadesinin gelip gelmediğine göre farklılık göstermektedir. 2025 yılı itibarıyla Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda bu şartları açıklayalım:
2.1. Vadesi Gelmiş Alacaklar İçin İhtiyati Haciz Şartları
İİK madde 257/1’e göre vadesi gelmiş alacaklar için ihtiyati haciz şartları şunlardır:
- Para Alacağı Olması: İhtiyati haciz, sadece para alacakları için mümkündür. Yani mal teslimi veya bir işi yapma gibi para dışındaki yükümlülükler ihtiyati haciz kapsamına girmez. 4949 sayılı Kanunla “para borcu” vurgusu yapılarak bu husus kesinleştirilmiştir. Yabancı para alacakları da Türk parasına çevrilerek ihtiyati haciz konusu olabilir.
- Rehinle Temin Edilmemiş Alacak: Talep edilen alacağın rehinle teminat altına alınmamış olması şarttır. Rehinle teminat altına alınmış alacaklar için alacaklı öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurmalıdır. İstisna: Rehnin alacağı karşılamadığı kesin ise açık miktar için ihtiyati haciz istenebilir.
- Alacağın Muaccel (Vadesinin Gelmiş) Olması: Alacağın talep edilebilir duruma gelmesi, yani vadesinin dolmuş olması gerekir. Vadesi gelen alacak için ayrıca borçlunun temerrüde düşürülmesi şartı aranmamaktadır. Cari hesaplarda hesabın kat edilmesiyle muacceliyet sağlanır.
- Alacağın Yaklaşık İspatı: Alacaklının alacağını yaklaşık olarak ispat etmesi yeterlidir. Bu ispat yöntemi, kesin ispat yerine mahkemede kanaat uyandıracak delillerin sunulmasıyla gerçekleşir.
- Teminat Gösterme Yükümlülüğü: İhtiyati haciz isteyen alacaklı, haksız çıkması durumunda doğabilecek zararları karşılamak üzere mahkemenin belirlediği oranda teminat göstermekle yükümlüdür. Uygulamada genellikle alacağın %10-15’i oranında teminat belirlenir. İstisna: Alacak ilama dayanıyorsa teminat aranmaz.
2.2. Vadesi Gelmemiş Alacaklar İçin İhtiyati Haciz
İcra ve İflas Kanunu, istisnai olarak vadesi henüz gelmemiş olan alacaklar bakımından da ihtiyati hacze olanak tanımaktadır. Bu istisnai haller, İİK madde 257/2’de özel olarak sayılmıştır. Vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesi için aşağıdaki durumlardan birinin bulunması gerekmektedir:
- Borçlunun Muayyen Yerleşim Yeri Olmaması: Borçlunun sabit bir yerleşim adresinin bulunmaması veya sık sık adres değiştirmesi, borçtan kurtulma maksadını ortaya koyar.
- Mal Kaçırma veya Gizleme: Borçlunun borçtan kurtulmak amacıyla mal varlığını gizlemeye çalışması ya da kaçırmaya hazırlanması halinde ihtiyati haciz kararı verilebilir. Örneğin, borçlunun değerli mallarını piyasa fiyatının çok altında satması veya mülkiyetini devretmesi bu kapsamda değerlendirilir.
- Borçlunun Kaçma Hazırlığı veya Kaçması: Borçlunun borcunu ödemekten kaçınmak için ülke dışına çıkmaya hazırlanması veya kaçması durumlarında, alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz uygulanabilir.
- Hileli İşlemler: Borçlunun, alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemler yapması veya üçüncü kişilerle danışıklı işlemler gerçekleştirmesi durumlarında ihtiyati haciz kararı verilebilir. Örneğin, borçlunun mallarını yakın akrabalarına devretmesi bu tür işlemler arasındadır.
Bu durumlarda vadesi gelmemiş borç, sadece hakkında ihtiyati haciz kararı verilen borçlu yönünden muacceliyet kazanır.

2.3. Özel Durumlar ve İstisnalar
Kanun, belirli özel durumlarda genel kurallardan farklı istisnai ihtiyati haciz uygulamalarına da izin verir. İhtiyati hacizde bu özel durumlar şunlardır:
- Kambiyo Senedine Bağlı Alacaklar: Rehinle temin edilmiş olsa dahi kambiyo senedine (bono, poliçe, çek) bağlı alacaklarda ihtiyati haciz kararı alınması mümkündür. Kambiyo senedinin vadesinin gelmesi yeterlidir; ayrıca protesto edilmesi gerekmez.
- Kefiller ve Rehin Durumu: Borcun teminatı olarak ipotek veya rehin verilmiş olması halinde, rehnin borcun tamamını karşılayamadığı durumlarda açık kalan kısım için kefiller hakkında da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Ancak kefilin borcu için ayrı bir rehin verildiği durumlarda ihtiyati haciz mümkün olmayabilir.
- Fatura ile İspatlanan Alacaklar: Tek başına fatura genellikle ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli kabul edilmez. Ancak faturaya ek olarak, irsaliyeli belgeler, hesap mutabakatları, sözleşmeler veya borçlunun açık kabulünü içeren belgeler varsa ihtiyati haciz kararı verilebilir.
- İptal Davaları (İİK m.281): Tasarrufun iptali davalarında, alacağın muaccel olup olmadığına veya rehinle teminat altına alınıp alınmadığına bakılmaksızın mahkeme ihtiyati haciz kararı verebilir.
- Ticari İşletme Rehni: Ticari işletme rehninde, malların borçlunun elinde kalması nedeniyle alacaklı, ayrıca malların ihtiyaten haczini isteyebilir.
- İlama Dayalı İhtiyati Haciz: Kesinleşmemiş ilamlar için de ihtiyati haciz istenebilir. 3890 sayılı yasayla “kesinleşmiş” ibaresi kaldırılmıştır.
Göreceğiniz üzere, ihtiyati haczin hukuki koşulları alacağın vadesi, rehin durumu, borçlunun tutumu gibi faktörlere bağlıdır ve bu şartların ayrıntılı olarak incelenmesi, ihtiyati haciz talebinin başarılı sonuçlanması açısından büyük önem taşır. Bu süreçte hata yapılmaması ve kanuni şartların doğru uygulanabilmesi için mutlaka uzman bir Adana icra avukatının desteğinin alınması tavsiye edilir.
3. İhtiyati Haciz Kararı Nasıl Alınır? İhtiyati Haciz Talebi
İhtiyati haciz kararı, alacağını tahsil edememe riski bulunan alacaklı tarafından, ilgili mahkemeye başvurularak talep edilen özel bir koruma tedbiridir. Alacaklının mahkemeye başvurarak talep ettiği kararın yargılaması dava olarak nitelendirilemez. İİK madde 258/2’de “Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir” hükmü yer alır. Bu hüküm, ihtiyati haciz yargılamasını hukuk yargılamalarından ayırmaktadır. İhtiyati haciz yargılaması basit yargılama usulüne tabidir. Dosya üzerinden inceleme yapabilir, borçlu dinlenmeden karar verilebilir.
Mahkeme, sunulan belgeler ve yapılan inceleme sonucunda alacağın varlığına ve gecikmesinde tehlike olduğuna kanaat getirirse, ihtiyati haciz kararı verir. Karar verilmeden önce, çoğunlukla alacaklının teminat göstermesi de zorunludur. Alacaklı, ihtiyati haciz talebiyle birlikte borcun miktarını, dayanağını ve tehlikenin nedenini açıkça ortaya koymalıdır.
3.1. İhtiyati Hacizde Görevli ve Yetkili Mahkeme
İhtiyati haciz kararını vermeye görevli mahkeme, taraflar arasındaki ilişkinin niteliğine göre belirlenir. Genel olarak, para alacağına ilişkin ihtiyati haciz taleplerinde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Ancak tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın ticari nitelikte bulunması halinde görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemesi olacaktır. Eğer esasa ilişkin asıl dava açılmışsa davaya bakan bu mahkeme (İş, Aile, Sulh, Tüketici Mahkemeleri dahil) görevli olacaktır.
Yetkili mahkeme ise İcra ve İflas Kanunu’nun 258. maddesindeki atıfla İİK’nın 50. maddesi hükümlerine göre belirlenir. Buna göre:
- Alacak davası açılmamışsa yetkili mahkeme, genel yetkili mahkeme yani borçlunun yerleşim yeri mahkemesidir.
- Dava açılmışsa ihtiyati haciz, davaya bakan mahkemeden talep edilir.
- Sözleşmeden kaynaklanan borçlarda sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesi de yetkilidir.
- Haksız fiil varsa haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi
- Kambiyo senedinden kaynaklanan alacaklarda ise borçlunun ödeme yeri mahkemesi yetkilidir.
Önemli Yargıtay İçtihadı: HGK 15.1.2014 tarihli kararı: “İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesi, sırf o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmez”
Öte yandan tahkim yargılaması esnasında da hakem heyetince ihtiyati haciz kararı verilebilir, ancak bu kararın uygulanabilmesi için yetkili icra mahkemesine başvurmak gerekir. Hakem heyetleri, üçüncü kişileri bağlayıcı nitelikte ihtiyati haciz kararı veremez.
3.2. İhtiyati Haciz Dilekçesi, İspat ve Gerekli Belgeler
İhtiyati haciz talebi, mahkemeye sunulacak yazılı bir dilekçe ile gerçekleştirilir. Bu dilekçede aşağıdaki bilgiler mutlaka bulunmalıdır:
- Alacaklının ve borçlunun adı, soyadı veya unvanı ile açık adresleri
- Talep edilen alacağın miktarı ve dayandığı belgeler
- İhtiyati haciz talebinin sebepleri (örneğin, vadesi gelmiş alacak, borçlunun mal kaçırma riski vb.)
- Talebin hukuki dayanağı olarak İcra ve İflas Kanunu’nun ilgili maddeleri (özellikle İİK m. 257-259)
- Alacağın yaklaşık ispatı için gerekli tüm belgeler ve deliller (sözleşme, fatura, ödeme belgeleri, çek, bono, ihtarname gibi belgeler)
İhtiyati haciz talebinde bulunurken, mahkemenin alacağın varlığı ve haciz sebepleri konusunda kanaat oluşturmasına yetecek nitelikte belgeler sunulmalıdır. Bu aşamada, tam ve kesin ispat değil, mahkemede kanaat uyandıracak “yaklaşık ispat” şartı aranır. İhtiyati haciz dilekçesine eklenecek temel belgeler şunlardır:
- Alacağa ilişkin faturalar, sözleşmeler ve varsa teslim belgeleri
- Kesinleşmiş veya kesinleşmemiş mahkeme kararları
- Para borcu ikrarını içeren noter senetleri
- Mahkeme huzurunda yapılan sulhler
- Çek veya bono gibi kambiyo senetleri
- Alacaklı tarafından keşide edilen ve borçluya tebliğ edilen ödeme ihtarnamesi
- Hesap kat ihtarları (özellikle banka kredileri için)
- Borçlunun mal kaçırdığı veya gizlediğine ilişkin deliller (örneğin; tanık beyanları, tutanaklar veya kayıtlar)
İhtiyati haciz dilekçesinin, bu belgelerle desteklenerek mahkemeye sunulması, talebin kabul edilme ihtimalini artıracaktır.
ADANA (…) NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE
İHTİYATİ HACİZ TALEBİNDE BULUNAN (ALACAKLI)
Adı Soyadı / Unvanı: (Alacaklı Adı Soyadı veya Şirket Unvanı)
Adres: (Alacaklının Tam Adresi)
T.C. Kimlik No / Vergi No:
Vekili: Av. (Adınız Soyadınız)
KARŞI TARAF (BORÇLU)
Adı Soyadı / Unvanı: (Borçlu Adı Soyadı veya Şirket Unvanı)
Adres: (Borçlunun Tam Adresi)
T.C. Kimlik No / Vergi No:
KONU: Borçlunun (…………. TL) tutarındaki muaccel borcu nedeniyle taşınır, taşınmaz, banka hesapları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verilmesi talebidir.
AÇIKLAMALAR:
- Müvekkilimiz ile borçlu arasında (… tarihinde) (… sözleşmesi) akdedilmiştir. İlgili sözleşme gereği borçlunun (… TL) tutarında ödeme yapması gerekmektedir. Buna dair sözleşme, fatura ve ödeme belgeleri dilekçemiz ekindedir.
- Borçluya söz konusu borcun ödenmesi için (…) tarihli ihtarname gönderilmiş ve (… tarihinde) tebliğ edilmiştir. Ancak borçlu ödeme yapmadığı gibi borcun ifasından kaçınmak için mallarını kaçırma, malvarlığını azaltıcı işlemler yapma yönünde girişimlerde bulunmaktadır.
- İcra ve İflas Kanunu’nun 257. maddesi hükmüne göre, rehinle teminat altına alınmamış ve vadesi gelmiş olan bu alacağımızın güvence altına alınması için borçlunun taşınır, taşınmaz malları, hak ve alacakları ile banka hesaplarına ihtiyati haciz konulmasını talep etmekteyiz.
- Müvekkilimiz, alacağın varlığını ve borçlunun ödeme güçlüğüne düştüğünü gösteren belgelerle (fatura, sözleşme, ihtarname ve teslim tutanakları gibi) yaklaşık ispat şartını yerine getirmiştir.
- Mahkemenizce uygun görülecek teminatı yatırmaya hazır olduğumuzu beyan ediyoruz.
- Borçlunun mal kaçırma ve kaçma ihtimali göz önüne alındığında, kendisinin dinlenilmesi halinde haczin amacına ulaşamama tehlikesi bulunduğundan, duruşma yapılmaksızın ihtiyati hacze karar verilmesini talep ediyoruz.
HUKUKİ SEBEPLER: İİK m. 257 ve devamı, HMK m. 389 ve devamı, TBK ilgili hükümleri ve sair ilgili mevzuat.
DELİLLER: (…. Tarihli sözleşme), (…. Tarihli fatura ve irsaliyeler), (…. Tarihli ihtarname ve tebliğ şerhi), Banka kayıtları, yazışmalar ve ödeme belgeleri, Tanık, bilirkişi ve her türlü yasal delil.
SONUÇ VE TALEP: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemenizce uygun görülecek teminat karşılığında, borçlunun yukarıda belirtilen miktardaki muaccel borcu nedeniyle taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları ve banka hesapları üzerine İHTİYATİ HACİZ KARARI VERİLMESİNİ, mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, saygıyla vekâleten arz ve talep ederiz. (Dilekçe Tarihi)
İhtiyati Haciz Talep Eden (Alacaklı) Vekili
Av. (Adınız Soyadınız)
İmza
EKLER: Vekaletname örneği, Sözleşme sureti, Fatura ve irsaliyeler, İhtarname ve tebliğ şerhi, (İlgili diğer belgeler)
İhtiyati haciz dilekçesinde bulunması gereken unsurlar oldukça tekniktir ve her detayın doğru şekilde hazırlanması gerekir. Özellikle Adana’da ticari faaliyetlerde bulunan işletmeler için yerel mahkeme uygulamalarını bilen bir Adana icra avukatı ile çalışmak, dilekçenin kabul edilme oranını önemli ölçüde artırır.
3.3. İhtiyati Hacizde Teminat
İhtiyati haciz kararı verilirken alacaklıdan, ileride borçlu veya üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın karşılanması için teminat istenir. Bu teminat, İİK madde 259 gereği bir zorunluluktur. Mahkemeler, uygulamada genellikle alacak miktarının %10 ile %15’i oranında teminat belirlemektedir. Ancak bu oran, somut olaya ve hâkimin takdirine göre değişebilir. Bu teminat, mahkeme veznesine yatırılan nakit teminat, banka teminat mektubu, taşınmaz rehni veya mahkemece kabul edilebilecek diğer değerlerden biri olabilir.
Teminat Aranmayan Haller:
- Alacağın bir ilama (mahkeme kararına) dayanması halinde teminat istenmez.
- Alacağın ilam niteliğinde belgeye dayanması durumunda (örneğin; noter senedi, icra dairesinde kabul edilen kefaletname, mahkeme içi sulh gibi) teminata gerek olup olmadığını mahkeme takdir eder.
- Kamu kurumları (bazı durumlarda)
Teminat mahkeme veznesine yatırılır. Karar teminat yatırılmadan infaz edilemez. İhtiyati haciz kararı nedeniyle teminat yatıran alacaklı, icra takibinin itirazsız kesinleşmesi veya borçlunun bu duruma rıza göstermesi durumunda yatırdığı teminatı mahkemeden geri talep edebilir. Ancak ihtiyati haciz haksız çıkarsa ve borçlu veya üçüncü kişi bu nedenle zarara uğramışsa, zarar tazminatı öncelikle bu teminattan karşılanır.

4. İhtiyati Haciz Kararının Uygulanması ve Süresi
İhtiyati haciz kararının alınması tek başına yeterli olmayıp, bu kararın kanunda öngörülen süre içinde ve usulüne uygun şekilde infaz edilmesi gerekir. Aksi takdirde alınan karar hükümsüz kalacaktır.
4.1. 10 Günlük İcra Süresi
İİK madde 261/1’e göre: “Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar.”
Alacaklı, mahkeme kararının verilmesinden itibaren 10 gün içinde kararın uygulanmasını ilgili icra dairesinden istemek zorundadır. Bu süre içinde başvurulmaması halinde, ihtiyati haciz kararı kendiliğinden ortadan kalkar ve geçerliliğini kaybeder. Dolayısıyla bu sürenin kaçırılması durumunda, alacaklının yeniden ihtiyati haciz kararı almak için mahkemeye başvurması gerekecektir.
- Kararın verildiği tarihten itibaren başlar.
- Tebligat beklenmez, karar tarihi esastır.
- Teminat yatırıldıktan sonra süre işlemeye başlar.
4.2. İhtiyati Haciz Kararının Uygulanması
İhtiyati haciz kararı, mahkeme kararının alacaklı tarafından ilgili icra dairesine sunulması ile uygulanır. İcra dairesi, mahkeme kararında belirtilen miktarı aşmamak kaydıyla, borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarını, banka hesaplarını, üçüncü kişiler nezdindeki alacaklarını ve haklarını ihtiyaten haczeder.
İcra müdürü, haciz işlemini genel haciz usulüne uygun şekilde gerçekleştirir ve işlem sonrasında ayrıntılı bir ihtiyati haciz tutanağı düzenler. Bu tutanakta haczedilen malların türü, miktarı, niteliği ve değeri açıkça belirtilir. İhtiyati haciz işlemi sırasında hazır bulunmayan taraflara ise tutanağın bir sureti, haciz tarihinden itibaren üç gün içinde icra dairesi tarafından tebliğ edilir.
İhtiyati haczin uygulanması sırasında borçlunun taşınır mallarına fiilen el konulabilir ve bu mallar muhafaza edilmek üzere yediemine teslim edilebilir. Borçlunun taşınmaz malları üzerine ise tapu siciline ihtiyati haciz şerhi işlenir; böylece malların üçüncü kişilere devri durumunda haciz şerhinin hukuki sonuçları geçerli olur.
İhtiyati haciz kararları, İİK’nun 79-99. maddelerindeki genel haciz hükümlerine göre icra edilir (İİK m. 261/2).
- İcra Dairesine Başvuru: İhtiyati haciz kararı aslı, Teminat makbuzu, Vekalet (vekil aracılığıyla), Haciz talep formu.
- İcra Müdürünün İncelemesi: Kararın içeriğini inceler, Kararda belirtilen mallarla sınırlıdır, Kendiliğinden başka mal haczedemez.
- Haciz İşleminin Yapılması: Haciz memuru görevlendirilir, Borçlunun malları tespit edilir, Haciz tutanağı düzenlenir, Taşınmazlar için tapu, araçlar için trafik kaydına haciz şerhi işlenir.
- İhtiyati Haciz Tutanağı (İİK m. 261/3): Haczedilen mallar ve kıymetleri gösterilir, Haciz tarihi ve saati yazılır, Hazır bulunanlar belirtilir, İmzalar alınır.
- Tebligat: Tutanak 3 gün içinde tebliğ edilir. Hacizde hazır bulunmayanlara tebliğ zorunlu. Alacaklı, borçlu ve varsa üçüncü kişilere.
- Haciz Sırasının Önemi: İİK 268: İhtiyati haciz rüçhanlı haciz değildir. Diğer alacaklılarla eşit hakka sahiptir. Kesin hacze dönüşene kadar öncelik hakkı yoktur.
- Şikayet Yolu: İnfazla ilgili şikayetler icra mahkemesine yapılır (İİK m. 261/4). İhtiyati haciz kararının esasına itiraz edilemez. Sadece infaz işlemlerine itiraz edilebilir.
4.3. İhtiyati Hacizli Malların Durumu
İhtiyati haciz, kesin hacizden farklı olarak alacaklıya satış yetkisi vermez. Malların hukuki durumu özel kurallara tabidir. Malların borçlunun veya üçüncü kişinin elinden alınmasına veya malların kullanımının engellenmesine her zaman yol açmaz. Hacizli malların fiilen borçlunun veya üçüncü kişinin kullanımında kalması mümkün olabilir; ancak bu mallar üzerindeki hukuki tasarruflar (satış, bağış, trampa vb.) alacaklının haklarını etkilemeyecek şekilde sınırlandırılır.
Haczedilen taşınmaz mallar bakımından haciz, tapu siciline işlenir ve borçlunun üçüncü kişilerle yaptığı hukuki işlemler, haciz kaydı dikkate alınarak değerlendirilir. İhtiyati haciz konulan malların satışı, ancak ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmesinden sonra mümkündür. İhtiyati haczin kesin hacze dönüşmediği süre boyunca hacizli malların paraya çevrilmesi veya satılması talep edilemez.
Borçlu veya üçüncü kişi, ihtiyati haczin kalkmasını veya malların kendisine teslim edilmesini isterse, mahkeme veya icra dairesine borcun tamamı tutarında teminat (nakit, banka teminat mektubu, taşınmaz rehni veya tahvil vb.) göstererek ihtiyati haczin kaldırılmasını sağlayabilir. Bu durumda ihtiyati hacizli mallar üzerindeki haciz şerhi kaldırılır; fakat gösterilen teminat ihtiyaten hacizli kalmaya devam eder.
İhtiyati hacizli mal üzerinde: İpotek tesis edilemez, Rehin verilemez, Hibe edilemez (haciz devam eder), Satış vaadi yapılabilir (hacizle yükümlü).
5. İhtiyati Hacze İtiraz ve Kaldırılması
İhtiyati haciz kararına karşı borçlu ve menfaati ihlal edilen üçüncü kişilerin itiraz hakkı bulunmaktadır. Ayrıca borçlu, teminat göstererek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep edebilir. Bu müesseseler İİK’nun 265 ve 266. maddelerinde düzenlenmiştir.
5.1. İhtiyati Hacze İtiraz Süresi ve Şartları
İtiraz Süresi: İİK madde 265/1’e göre itiraz süresi 7 gündür. Bu süre hak düşürücü niteliktedir.
- Borçlunun huzurunda yapılan hacizlerde: Haczin tatbiki (uygulandığı) tarihinden itibaren
- Borçlunun yokluğunda yapılan hacizlerde: Haciz tutanağının borçluya tebliği tarihinden itibaren
- Üçüncü kişiler için: İhtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren
İhtiyati hacze itiraz, yalnızca belirli sebeplerle yapılabilir. Bu sebepler kanunda sınırlı olarak sayılmıştır:
- İhtiyati haciz kararının dayandığı sebepler (örneğin alacağın muaccel olmadığı, alacağın rehinle teminat altına alınmış olduğu vb.),
- Mahkemenin yetkili olmadığı iddiası,
- İhtiyati haciz için alacaklıdan alınan teminatın yetersiz olduğu iddiası.
İtirazda Bulunamayacağı Haller: Yargıtay 19. HD kararı: “Takip konusu çekteki imzanın sahte olduğu iddiası İİK 265’te sayılan sebeplerden değildir, menfi tespit davasında ileri sürülecek sebeplerdendir”
Borçlu tarafından itiraz edilebileceği gibi, ihtiyati haciz sebebiyle menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de aynı süre içinde ihtiyati haczin sebeplerine ve teminata itiraz edebilirler. Ancak üçüncü kişiler, mahkemenin yetkisine itiraz edemezler.
5.2. İhtiyati Haciz Kararına İtiraz Usulü
İhtiyati haciz kararına itiraz etmek isteyen borçlu veya üçüncü kişiler, kararı veren mahkemeye yazılı olarak başvurmalıdır. Başvuru dilekçesinde itiraz edilen hususlar açıkça belirtilmeli ve iddialar belgelerle desteklenmelidir. Mahkeme, itirazı aldıktan sonra tarafları duruşmaya çağırarak itirazı inceler. Ancak ihtiyati haciz kararına karşı itiraz incelemesinde tarafların duruşmaya çağrılması zorunlu ve emredici bir usuldür. Tarafların mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi durumunda dahi mahkeme, dosya üzerinden itirazı karara bağlamak zorundadır.
İnceleme Kapsamı: Mahkeme gösterilen sebeplere hasren inceleme yapar. Kamu düzenine aykırılıkları re’sen inceler. Yeni delil kabul edilmez.
Mahkeme, itiraz üzerine yaptığı inceleme sonucunda:
- İtirazı haklı görürse ihtiyati haciz kararını değiştirebilir veya tamamen kaldırabilir.
- İtirazı yerinde görmezse itirazı reddeder ve ihtiyati haciz kararı aynen devam eder.
İhtiyati haciz kararına yapılan itiraz üzerine mahkemece verilen karara karşı istinaf yolu açıktır. İstinaf başvurusu üzerine verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı ise kesindir ve temyiz yolu kapalıdır. Ayrıca istinaf başvurusu, ihtiyati haciz kararının uygulanmasını durdurmaz.
5.3. İhtiyati Haczin Teminat Karşılığı Kaldırılması
İhtiyati haciz kararının kaldırılması için kanunun tanıdığı bir diğer yol, borçlunun veya ilgilinin teminat göstermesidir. Bu yöntem, İcra ve İflas Kanunu’nun 266. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir.
Buna göre, borçlu veya menfaati ihlal edilen üçüncü kişi aşağıdaki teminat türlerinden birini göstermek suretiyle ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir:
- Nakit para teminatı
- Taşınmaz rehni (ipotek)
- Hisse senedi, tahvil vb. kıymetli evrak
- Banka tarafından verilen muteber bir teminat mektubu
- Mahkemece kabul edilecek diğer rehinler
İİK madde 266: “Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir.”
Gösterilecek teminatın tutarı, ihtiyati hacze konu borcun miktarını karşılayacak düzeyde olmalıdır. Bu teminatın gösterilmesi durumunda, ihtiyati haciz mahkeme kararıyla kaldırılır ve haczedilmiş mallar üzerindeki haciz şerhleri silinir. Ancak gösterilen teminat, ihtiyati haczin yerini alır ve borç ödenene kadar ihtiyati haczin teminatı olarak muhafaza edilir. Yani mallar üzerindeki haciz kalkmış olsa da alacaklının alacağına ilişkin güvence varlığını sürdürür.
İhtiyati haciz kararı verilip henüz icra takibine başlanmamışsa, teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılması talebi ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye yapılmalıdır. İcra takibine başlanmış olması durumunda ise bu yetki, artık icra mahkemesine geçer.
- Teminat gösterme borçlunun takdirindedir.
- Mahkeme teminat türünü reddedemez (kanunda sayılanlardan ise).
- Üçüncü kişiler bu haktan yararlanamaz.
- Teminat geri alınamaz (haciz kesinleşene kadar).
- Banka teminat mektubunun süresiz ve limit içi olması,
- Taşınmaz rehninde değer tespiti yapılması,
- Nakit teminatın mahkeme veznesine yatırılması,
- Kaldırma kararının icra dairesine bildirilmesi.
6. İhtiyati Haczi Tamamlayan Merasim ve Kesin Hacze Dönüşmesi
İhtiyati haciz geçici bir tedbir olduğundan, alacaklının belirli süreler içinde dava açması veya icra takibi başlatması gerekir. Bu işlemlere “tamamlayıcı merasim” denir ve İİK madde 264’te düzenlenmiştir. Tamamlayıcı merasim yapılmazsa ihtiyati haciz hükümsüz kalır.
6.1. 7 Günlük Dava Açma veya Takip Süresi
İhtiyati haciz yaptıran alacaklı, haczin uygulandığı tarihten itibaren 7 gün içinde, ya icra dairesinde takip talebinde bulunmak (haciz veya iflas yolu ile) ya da dava açmak zorundadır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir ve süresi içinde alacaklı harekete geçmezse, ihtiyati haciz kendiliğinden hükümsüz hale gelir.
İhtiyati haciz kararı alındıktan sonra alacaklı, alacağını hukuken takip edebilmek için belli süreler içinde icra takibi veya dava açmalıdır. Bu süre kanun tarafından kesin olarak belirlenmiş olup 7 gündür ve bu süre hak düşürücü niteliktedir:
İİK madde 264/1: “Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecburdur.”
6.2. Ödeme Emrine İtiraz Halinde Yapılacak İşlemler
İhtiyati hacizden sonra başlatılan icra takibinde, borçlu kendisine gönderilen ödeme emrine süresinde itiraz ederse bu durum hemen alacaklıya tebliğ edilir. Alacaklı, itirazın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde aşağıdaki işlemlerden birini gerçekleştirmek zorundadır:
- İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılması isteminde bulunmak veya
- Genel Mahkemede (örneğin Asliye Hukuk veya Ticaret Mahkemesinde) itirazın iptali davası açmak.
İcra mahkemesi tarafından itirazın kaldırılması istemi reddedilirse, bu kararın tebliğ veya tefhim tarihinden itibaren yine 7 gün içinde alacaklının Genel Mahkemelerde alacak davası açması gerekir. Aksi halde ihtiyati haciz hükümsüz kalacaktır.
6.3. Açılmış Bir Davada Esas Hakkında Verilen Karardan Sonra 1 Aylık Süre
İhtiyati haciz kararı, zaten açılmış bir dava sırasında veya ihtiyati haciz sonrası dava açılmış durumda ise; davanın sonuçlanması ve mahkemenin esas hakkındaki kararının taraflara tebliğ edilmesinden itibaren alacaklı 1 ay içinde ilamlı icra takibine başlamalıdır. Bu süre geçirilirse, ihtiyati haciz yine hükümsüz hale gelecektir.
6.4. İhtiyati Haczin Kesin Hacze Dönüşmesi
Borçlu, başlatılan icra takibine süresinde itiraz etmez ise takip kesinleşir ve ihtiyati haciz otomatik olarak kesin hacze dönüşür.
Borçlu ödeme emrine itiraz ederse, alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde itirazın kaldırılmasını (icra mahkemesinden) veya itirazın iptalini (genel mahkemeden) istemek zorundadır. İtiraz kaldırılır veya iptal edilirse ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür.
Genel mahkemede açılan alacak davasının kabul edilmesi halinde, ihtiyati haciz kararı davanın sonucunun kesinleşmesinden itibaren 1 ay içerisinde alacaklı tarafından ilamlı icra takibine konu edilerek kesin hacze dönüştürülmelidir.
Özellikle kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan icra takiplerinde ise, borçlunun ödeme emrine itirazı icrayı durdurmadığından, ödeme emrinin tebliğinden sonraki 10 günlük ödeme süresinin bitiminde ihtiyati haciz doğrudan (kendiliğinden) kesin hacze dönüşür.
6.5. İhtiyati Haczin Hükümsüz Kalması Halleri
Kanunun açık düzenlemesi uyarınca, aşağıdaki haller gerçekleşirse ihtiyati haciz kendiliğinden hükümsüz kalır ve tarafların talebi üzerine bu durum ilgili yerlere bildirilir:
- Alacaklının yukarıda belirtilen süreleri kaçırması veya herhangi bir işlem yapmaması,
- Alacaklının açtığı dava veya takip talebinden vazgeçmesi,
- Alacaklının takip talebinin kanuni sürelerin dolmasıyla düşmesi,
- Dava dosyasının işlemden kaldırılması ve bu tarihten itibaren 1 ay içinde dava yenileme talebinde bulunulmaması,
- Alacaklının açmış olduğu davanın reddedilerek haksız çıkması ve bu kararın kesinleşmesi.
Bu hallerde ihtiyati haciz uygulamasının doğurduğu bütün sonuçlar ortadan kalkar, haczedilen mallar üzerindeki haciz şerhleri kaldırılır ve durum ilgililere bildirilir.
7. İhtiyati Hacizde Kanun Yolları
İhtiyati haciz kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolları, kararın türüne ve verilme şekline göre değişmektedir. İİK madde 258/3 uyarınca, ihtiyati haciz talebinin reddi kararına karşı alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge Adliye Mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.
Borçlu dinlenerek verilen ihtiyati haciz kararlarına karşı ise 7251 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrası doğrudan istinaf yolu açılmıştır. İİK madde 265/5’e göre, borçlunun ihtiyati hacze itirazı üzerine verilen kararlara karşı da istinaf yoluna başvurulabilir ve yine BAM kararları kesindir. Önemle belirtmek gerekir ki, istinaf başvurusu ihtiyati haciz kararının icrasını durdurmaz.
İhtiyati haciz kararlarında temyiz yolu kapalıdır; kararların kesinleşmesi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilecek nihai kararla gerçekleşir. Bu nedenle, istinaf aşamasında ileri sürülen gerekçelerin eksiksiz ve detaylı sunulması büyük önem taşır.
8. Haksız İhtiyati Hacizden Tazminat Davası
Haksız bir ihtiyati hacizden zarar gören borçlu ve üçüncü kişiler, İİK madde 259/1 uyarınca ihtiyati haciz koyduran alacaklıya karşı tazminat davası açabilirler. Bu davada alacaklının kusursuz sorumluluğu söz konusu olup, tazminata mahkûm edilebilmesi için kusurlu olması gerekmez. Davada tazminata hükmedebilmenin şartları: borçlunun malları için alınan ihtiyati haciz kararının yerine getirilmiş olması, ihtiyati haciz koyduran alacaklının haksız çıkmış olması, borçlu ya da üçüncü kişinin haksız ihtiyati hacizden dolayı zarar görmüş olması ve zarar ile haksız ihtiyati haciz arasında uygun nedensellik bağının bulunmasıdır.
Tazminat öncelikle alacaklının ihtiyati haciz için yatırdığı teminattan karşılanır, teminatı aşan zarar için genel hükümlere göre takip yapılır.
Tazminat davası genel mahkemelerde görülür ve yetkili mahkeme genel hükümlere göre belirlenir, ancak İİK 259/4 uyarınca ihtiyati haczi koyan mahkemede de dava açılabilir. Dava, iki yıllık kısa zamanaşımı ve on yıllık genel zamanaşımı süresine tabidir. İki yıllık süre, ihtiyati haczin kaldırılması veya hükümsüz kalması tarihinden itibaren başlar. Önemle belirtmek gerekir ki, HMK madde 392/2 uyarınca asıl davaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati haciz kararının kalkmasından itibaren bir ay içinde tazminat davası açılmaması halinde teminat iade edilir.
9. İhtiyati Haciz Kararları ile İlgili Önemli BAM ve Yargıtay Kararları
9.1. İhtiyati Hacizde Yaklaşık İspat Yeterlidir, Alacağın Kesin İspatı Aranmaz
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için 2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi uyarınca mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması”nın yeterli olduğunu, bunun “alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi” anlamına gelmediğini belirtmiştir. Karar, “ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır” ifadesiyle, ihtiyati hacizde amaç maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı esastan sona erdirmek olmadığından, somut olayda sunulan sözleşme ve ihtarname gibi belgelerle yaklaşık ispatın sağlandığı durumlarda ihtiyati haciz talebinin kabulü gerektiğine hükmetmiştir. (🧾 Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E. 2016/18235, K. 2018/731)
9.2. İhtiyati Haciz Talebinin Gerekçesiz Reddedilmesi Hukuka Aykırıdır
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin ve ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz kavramlarını karıştırarak reddettiğini, bu durumun Anayasa’nın 141. maddesi, HMK’nın 297. ve İİK’nın 260. maddesinde yer alan gerekçeli karar yazma yükümlülüğüne aykırı olduğunu vurgulamıştır. Kararda, esasa ilişkin kararların gerekçesiz şekilde üst mahkemeye gönderilemeyeceği gibi, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının da aynı şekilde gerekçeli olarak yazılması ve taraflara tebliğ edilmesi gerektiği belirtilmiş, bu nedenle dosyanın gerekçeli karar yazılması için mahkemesine geri çevrilmesine hükmedilmiştir (🧾 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi, 2021/279 E., 2021/280 K.).
9.3. Mal Satışından Doğan Alacakta Sözleşme, Fatura ve Teslim Tutanağı İhtiyati Haciz İçin Yeterli Delildir
Yargıtay, mal satışından kaynaklanan 390.010 TL alacak için yapılan ihtiyati haciz talebinde, ilk derece mahkemesinin “alacağın varlığının ispatında yeterli olmadığından ve alacağın varlığı, yargılamayı gerektirdiğinden” talebi reddetmesini hukuka aykırı bulmuştur. Yüksek Mahkeme, “dosyaya sunulan sözleşme, fatura, teslim tutanağı gibi deliller borcun varlığı konusunda yaklaşık ispat için yeterlidir” ve “İ.İ.K.’nun 257/I maddesi uyarınca alacağın muaccel olması halinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir” diyerek, ihtarnamenin borçluya tebliğ edilmesiyle muacceliyet şartının da sağlandığını, mahkemenin “yaklaşık ispat kuralı gözetilerek sunulan belgelere göre ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar vermesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi”nin doğru olmadığına hükmetmiştir. (🧾 Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E. 2017/5365, K. 2018/497)
9.4. Bankanın Hesap Kat İhtarnamesiyle Muaccel Hale Gelen Bireysel Kredi Alacağı İçin İhtiyati Haciz Kararı Verilmelidir
Yüksek Mahkeme’nin ilgili dairesi, bireysel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ve hesabın kat edilmesiyle muaccel hale gelen 47.342,45 TL banka alacağı için yapılan ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararı bozmuştur. Yüksek Mahkeme, İİK’nın 257/1. maddesi uyarınca “rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş para alacağı için ihtiyati haciz istenebilir” olduğunu, “ihtiyati haciz kararı icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan ihtiyati tedbir benzeri ancak daha etkili bir tedbir işlemi” olduğunu ve “verilen ihtiyati haciz kararı ile kesin bir alacak tutarı hüküm altına alınmış olmaz” diyerek, banka alacağının hesap kat edilmesiyle muaccel hale geldiği ve ihtarnamenin tebliğ edildiği durumda “ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunun kabulü ile hesap kat ihtarnamesinde belirtilen 47.342,45 TL alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle talebin reddinde isabet görülmemiştir” şeklinde hükmetmiştir. (🧾 Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E. 2015/11933, K. 2016/1553)
9.5. İhtiyati Hacizde Sözleşme ve İhtarname ile Yaklaşık İspat Sağlanır, Kesin İspat Şartı Yoktur
Yargıtay 19. HD, 2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterli olduğunu, bundan “alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir” anlamının çıkarılması gerektiğini belirtmiştir. Kararda “ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir” denilerek, “ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır” tespiti yapılmıştır. Somut olayda “ihtiyati haciz talep eden vekilince sunulan sözleşme ve ihtarname de gözetilerek” yaklaşık ispat kuralının sağlandığı, bu nedenle ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken “yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde talebin reddi doğru görülmemiştir” denilerek karar bozulmuştur. (🧾 Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E. 2016/18235, K. 2018/731)
9.6. İhtiyati Haciz Teminatının İadesi Asıl Dava Açıldıktan Sonra Davaya Bakan Mahkemenin Yetkisindedir
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, ihtiyati haciz teminatının iadesi talebinde yetkili mahkemeyi belirlerken, “Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliği’nin 217. maddesinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz için teminatın iadesi istenmesi durumunda mahkemece karar verileceği belirtilmiş” olduğuna işaret etmiştir. Mahkeme, “asıl dava açılmadan öncesi için D.iş esası üzerinden ihtiyati hacze karar veren mahkeme” olduğu konusunda tereddüt bulunmadığını, ancak “dava açıldıktan sonra ise teminatın iadesine teminatı alan mahkemece karar verileceği hususunda uygulamada görüş birliği bulunduğu”nu ve “teminatın iadesi talebi yönünden asıl dava açıldıktan sonra teminatın iadesine asıl davaya bakan mahkemece karar verileceği hususunda Yönetmeliğin 217. maddesinde açıkça bir düzenleme bulunmadığı”nı tespit ederek, teminatın iadesi talebi yönünden karar verilmek üzere dosyanın asıl davaya bakan Ankara Asliye 8. Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. (🧾 Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi, E. 2022/93, K. 2022/130)
9.7. İhtiyati Haciz Kararı Kaldırıldıktan Sonra Teminat İadesi İçin Bir Aylık Tazminat Davası Süresi Beklenmeli
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi, ihtiyati haciz kararının itirazın kabulü ile kaldırılması üzerine yapılan teminat iadesi talebini değerlendirirken, HMK ve İİK’da “ihtiyati haciz kararı nedeni ile alınan teminatın iadesi konusunda özel bir düzenleme yer almamaktadır” tespitini yapmıştır. Mahkeme, HMK’nın 392/2. maddesindeki “asıl davaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren bir ay içinde tazminat davasının açılmaması üzerine teminat iade edilir” hükmünün ihtiyati haciz için de uygulanacağını, “teminatın doğrudan aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçluya iade edilemeyeceği, HMK’nın 392/2. maddesi gereğince bir aylık süre içerisinde tazminat davası açması halinde davaya bakan mahkeme tarafından teminatın borçluya verilip verilmeyeceği konusunda karar verilebileceği” gerekçesiyle, ayrıca “icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı, İİK. 67. ve 72. maddesi uyarınca davalar için söz konusu olup ihtiyati haciz talebinin reddi ve kabulüne kararları nedeniyle icra inkar ve kötü niyet tazminat kararı verilmesi mümkün” olmadığını belirterek istinaf başvurusunu reddetmiştir. (🧾 Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi, E. 2021/1208, K. 2021/1251)
9.7. Kısmen Rehinle Teminat Altına Alınan Alacakta Rehinsiz Kısım İçin İhtiyati Haciz İstenebilir
Hukuk Dairesi, toplam 1.418.487,72 TL nakit ve 10.080,00 TL gayri nakit alacağın 801.000 TL’lik kısmının rehinle temin edildiği ve bu kısım için icra takibi yapıldığı olayda, alacaklının “801.000,00 TL dışında kalan 622.522,72 TL alacağı bakımından” yaptığı ihtiyati haciz talebinin, mahkemece “yasal koşullar oluşmadığı ve rehinli takip yapıldığı gerekçesiyle” reddedilmesini hukuka aykırı bulmuştur. Yüksek Mahkeme, “rehinle temin edilen dışında kalan alacak tutarı bakımından ortada rehinle temin edilmiş bir alacağın varlığı söz konusu olmadığından mahkemenin İİK 257. madde şartları oluşmadığı gerekçesinde isabet bulunmamaktadır” diyerek, alacağın sadece rehinle teminat altına alınan kısmı için değil, teminatsız kalan kısmı için de ihtiyati haciz istenebileceğine hükmetmiştir. (🧾 Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2016/2077, K. 2016/2270, T. 02.03.2016)
9.8. İpoteğin Asıl Borç İçin Tesis Edilmesi, Kefil Hakkında İhtiyati Hacze Engel Değildir
Yargıtay, kredi sözleşmesine dayalı alacakta, müteselsil kefilin taşınmazının ipotek edilmesi durumunda, mahkemenin ipoteğin kefilin kefaleti için mi yoksa asıl borçlunun borcunun temini için mi verildiğini araştırmak zorunda olduğunu vurgulamıştır. Kararda, “ipoteğin asıl borçlunun borcunu teminen tesis edildiğinin anlaşılması halinde müteselsil kefil hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği” belirtilmiş ve mahkemenin bu hususu dikkate almadan eksik inceleme ile karar vermesi sebebiyle hükmün bozulması gerektiği ifade edilmiştir (🧾 Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 02.03.2016, E. 2016/1973, K. 2016/2296).
9.9. Asıl Borçlu İçin İhtiyati Haciz Kararı Verilmişse Müteselsil Kefiller İçin de Verilmelidir
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, bankanın hesabı kat ettikten sonra “asıl borçluya ve kefillere alacağının ödenmesini isteyen 14.11.2013 tarihli ihtarnameleri gönderdiği, ihtarda borcun ödenmesi için asıl borçluya 24 saat süre verildiği” olayda, “müteselsil kefillere başvurulabilmesinin koşulu asıl borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması” olduğunu belirtmiştir. Kararda, “ihtarnamenin asıl borçluya tebliğine ilişkin bir belgeye dosya içerisinde rastlanmadığı halde, mahkemece, tebliğ şerhli ihtarnamelere göre borcun muaccel hale geldiği ve ödenmediği gerekçesiyle asıl borçlu yönünden talebin kabulüne karar verildiğine göre, müteselsil kefiller bakımından yazılı şekilde ihtiyati haciz talebinin reddi doğru olmamış” denilerek, mahkemenin asıl borçlu için ihtiyati haciz kararı verirken aynı koşullarda müteselsil kefiller için reddetmesinin çelişkili olduğuna hükmedilmiştir. (🧾 Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2016/2214, K. 2016/2481, T. 07.03.2016)
9.10. Fatura, Sevk İrsaliyesi ve Teyit Formları İhtiyati Hacizde Alacağın Varlığına Kanaat Oluşturur
Y11. HD, “alacaklının, fatura sevk irsaliyesi ve teyit formlarına dayanarak ihtiyati haciz isteminde bulunması karşısında, alacağın varlığına kanaat oluşturacak belgeleri ibraz ettiği anlaşılmakla ihtiyati haczin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru olmamış” diyerek, ticari ilişkide düzenlenen fatura, sevk irsaliyesi ve teyit formlarının ihtiyati haciz için gerekli yaklaşık ispatı sağladığına ve bu belgelerle alacağın varlığı hakkında kanaat oluştuğuna hükmetmiştir. (🧾 Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2016/3714, K. 2016/4278, T. 18.04.2016)
10. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
10.1. İhtiyati Haciz Ne Kadar Sürede Sonuçlanır?
İhtiyati haciz kararı, mahkemenin yoğunluğuna bağlı olarak başvurudan itibaren genellikle 1-7 gün içinde alınabilir; acil durumlarda aynı gün karar verilebilir. Kararın alınmasından sonra alacaklının 7 gün içinde icra dairesine başvurması ve icra dairesinin de birkaç gün içinde haciz işlemini uygulaması gerekir. İhtiyati haczin uygulanmasından itibaren 7 gün içinde dava açılması veya icra takibi başlatılması zorunlu olup, bu süreçlerin tamamı en hızlı şekilde 2-3 hafta içinde tamamlanabilir. Ancak borçlunun itirazı, mahkemelerin iş yükü ve malların tespiti gibi faktörler süreci uzatabilir.
10.2. İhtiyati Hacizli Mal Satılabilir mi?
İhtiyati hacizli mal, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden kural olarak satılamaz. Ancak ihtiyaten haczedilen malların bozulma veya değer kaybetme tehlikesi varsa, icra müdürünün kararıyla bu mallar satışa çıkarılabilir. Borçlu, ihtiyati hacizli malı üçüncü kişilere devredebilir, fakat üçüncü kişi malı haciz şerhi ile birlikte devralır. Bu nedenle, ihtiyati hacizli malların satışı ancak kesin hacze dönüştükten sonra genel icra prosedürüne göre mümkündür.
10.3. İhtiyati Haciz Teminatı Ne Zaman İade Edilir?
İhtiyati haciz teminatı, ihtiyati haciz kararının kaldırılması veya hükümsüz kalması halinde, bu durumun kesinleşmesi ve borçlu ya da üçüncü kişilerin haciz nedeniyle zarara uğramadığının anlaşılmasından sonra iade edilir. Ayrıca ihtiyati haciz sonrası açılan esas dava veya icra takibinin kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde tazminat davası açılmamışsa, alacaklı yatırdığı teminatı mahkemeden talep ederek geri alabilir. Teminatın iadesi, ihtiyati hacze karar veren mahkeme tarafından yapılır. Tazminat davası açılması halinde ise teminatın iadesine ilişkin karar, bu tazminat davasına bakan mahkeme tarafından verilir.
10.4. İhtiyati Haciz Kararı Hangi Mallara Uygulanabilir?
İhtiyati haciz kararı, borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarına, banka hesaplarına ve üçüncü kişiler nezdindeki her türlü alacak ve haklarına uygulanabilir. Borçlunun üzerine kayıtlı gayrimenkuller tapu siciline şerh verilerek, taşınırlar ise fiilen el konularak haczedilebilir. Ayrıca borçlunun üçüncü kişilerden olan her türlü para alacağı, kira geliri gibi hak ve alacakları da ihtiyati hacze tabidir. İhtiyati haciz, rehinle teminat altına alınmamış ve para ile ifade edilen bütün malvarlığı değerlerine yöneltilebilir.
İhtiyati Haciz Konusunda Profesyonel Hukuki Destek
İhtiyati haciz süreçleri, alacaklıların haklarını korumak için kritik öneme sahip olup, uzman bir Adana icra avukatı ile yürütülmesi gereken hassas prosedürlerdir. Adana’da faaliyet gösteren işletmeler ve bireyler için yerel mahkeme uygulamalarını bilen deneyimli bir hukuk bürosu fark yaratır.
📞 Hemen İletişime Geçin: 0 534 910 97 43 – 0322 245 00 44
📍 Adres: Ziya Algan İş Merkezi Kat:5 D:41, Seyhan/Adana