Tapu İptali ve Tescili İstinaf Dilekçesi 1 (Davacı Yönünden)
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NE
Sunulmak Üzere
ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO:
DAVACILAR:
TEREKE TEMSİLCİSİ:
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
KONU: Yerel mahkeme ilamının lehimize kaldırılarak itirazlarımız doğrultusunda yeniden hüküm tesis edilmesi talebimizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR:
Yerel mahkeme ilamı tarafımıza 12 tarihinde tebliğ edilmiş olup süresi içinde haksız karara itirazımızı sunuyoruz. Şöyle ki;
Müvekkiller,
Adana ili Seyhan ilçesi Adalet köyü 12 parselde kayıtlı taşınmazın toplam 6 dönüm olarak muris üzerine tescilini talep etmişlerdir.
Söz konusu taşınmazların tamamı tapuda müvekkiller adına eksik olarak tescil edilmiş, yıllarca müvekkiller ve ataları tarafından tarla olarak kullanmalarına ve yıllarca onlar tarafından zilyed edilmelerine karşın eksik kısımlar Orman arazisi olarak tescil görmüştür.
Kaldı ki ………..a ili …….ilçesi…….. köyü……. mevkii … Ada … parselde kayıtlı taşınmazın … tarihinde yapılan satış sözleşmesi ile 7 DÖNÜM olarak satın alındığına ilişkin satış senedi de dava dilekçesi ekinde sunulmuştur. Müvekkiller satın aldıklarında taşınmaz zaten tasla cinsinde olup yıllarca tarla olarak kullanılmış ve bedeli de buna göre ödenmiştir. Yaklaşık 30 yıldır müvekkil tarafından daha önce de satıcı tarafından tarla olarak kullanılmış ve zilyet edilmiştir.
Mahkemenize Ziraat bilirkişisi tarafından sunulan … tarihli rapor ile söz konusu taşınmazların tarım arazisi vasfında olduğu, yapılan incelemelerde de tarım arazisi olarak kullanıldığının görüldüğü beyan edilmiştir.
Keşif esnasında taşınmazların nadas durumunda olduğu, yıllardır tarım arazisi olarak kullanıldığı şahitler tarafından bildirildiği beyan edilmiştir. Tüm köy halkı tarafından söz konusu araziler tarla olarak bilinmektedir ve iddia edildiği gibi orman arazisi kesilerek kullanılmış değildir. Yerel mahkemece söz konusu bilirkişi raporu nazara alınmayarak eksik inceleme neticesinde söz konusu kararın verilmiş olması hakkaniyete aykırıdır.
Her ne kadar 04.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda 1953 yılı ve 1970 yılı hava fotoğraflarında söz konusu taşınmazların orman olarak görüldüğünü bildirse de taşınmazlar müvekkillere miras yoluyla atalarından kalmış ve çok uzun yıllardır aralıksız olarak tarla vasfında kullanılmaya devam edilmiştir. Kaldı ki mirasbırakan ……..’un 1925 doğumlu olduğu nazara alındığında, kendisine atalarından kalan ve kendisinin de tarla olarak kullandığı taşınmazların 100 yıldan çok uzun bir süredir tarla vasfıyla kullanıldığı açıktır. Bu durumda söz konusu hava fotoğraflarının gerçeği yansıtmadığı ortadadır.
Tüm bu nedenlerler yıllardır davacılar tarafından tarla vasfında kullanılmakta olduğu ve … tarihli Ziraat Bilirkişisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda bölgenin tarım arazisi olduğunun beyanı ile de bölgenin tarım arazisi olarak kullanıldığının sabit olduğu da nazara alındığında, bilirkişi raporunun hatalı olduğu görülecektir.
Sonuç olarak 20 yıldan çok uzun süredir müvekkiller tarafından zilyet edilen ve tarla olarak kullanılan taşınmazların, tarla vasfında olduğuna ilişkin Ziraat Bilirkişisi raporu ile de sabit olduğu halde yerel mahkemece eksik inceleme neticesinde orman arazisi olduğunun kabulü haksız olup hakkaniyet çerçevesinde yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep etme zorunluluğumuz doğmuştur.
SONUÇ ve İSTEM :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yerel mahkeme ilamının yüksek mahkeme tarafından kaldırılmasını,
İstinaf yargılaması sonuçlanıncaya kadar yerel mahkeme kararının icrasının durdurulmasını, Yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalılardan tahmiline karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. 03.03.2021
Tereke Temsilcisi Vekili
Tapu İptali ve Tescili İstinaf Dilekçesi 2 (Davacı Yönünden – Reddedilen Dava)
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE
Gönderilmek Üzere
ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
İNCELEMENİN DURUŞMALI YAPILMASI İSTEMLİDİR
DOSYA NO :
KARAR NO :
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (TMK 677.Maddesine Dayalı)
KONUSU : İstinaf başvurumuz ile Adana Asliye Hukuk Mahkemesinin 15 Esas, 16 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde ‘kaldırılması’ ve yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda ‘davamızın kabulüne’ karar verilmesi istemidir.
TEBLİĞ TARİHİ :
İSTİNAF BAŞVURUSU GEREKÇELERİMİZ VE AÇIKLAMALAR:
1. Yerel mahkemeye sunduğumuz dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlarımızda özetle; davacı müvekkil ile davalının akraba ve Mehmet’in mirasçısı olduklarını, davalı Ayşe’nin Mehmet’ten miras kalan Adana ili Seyhan ilçesi Adalet Köyü 14 ada 52 parsel sayılı taşınmazdaki payını, davacı müvekkile 12.11.2008 tarihinde köy muhtarlarının huzurunda ve tanıkların şahitliğinde sattığını ve satış bedelini nakit ve peşinen aldığını, tarlada hiçbir hakkı kalmadığı gibi davacı müvekkilden hiçbir alacağının da kalmadığını belirterek tarlanın zilyetliğini teslim etmekle birlikte sattığı tarlalar için müvekkilin açacağı tapu tescil davasına hiçbir suretle itiraz ve müdahale etmeyeceğini beyan ederek imza altına aldığını, satış sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren davalı sattığı yerin zilyetliğini devrettiğinden, müvekkilin her iki yeri de kullanmakta olduğunu, Adalet köyündeki taşınmaz üzerine zilyetlikle beraber zeytin fidanı diktiğini ve şu an mahsullerini aldığını, Mehmet’ten miras kalan Adana ili Seyhan ilçesi Adalet Köyü 14 ada 52 parsel sayılı taşınmazın 3.000 m2 yüz ölçümlük kısmı hakkında Adana Asliye Hukuk Mahkemesinin 11 esas ve 13 karar sayılı dosyası ile kamulaştırma kararı verildiğini, satın alınan hissedeki kamulaştırılan kısmın kamulaştırma bedelinin davacı müvekkile ait olduğundan davalıya ödeme yapılması ihtimali bulunduğunu belirterek, öncelikle dava konusu taşınmazların başka birilerinin üzerine tapu kayıtlarına devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, kamulaştırma kararı uyarınca ödeme yapılması ihtimaline binaen bu dosya üzerinden ödenecek tutara ilişkin ihtiyati tedbir konulmasına ve yapılacak yargılama sonunda taşınmazların davalıya düşen kısımların davacı müvekkil adına tesciline, Adana Asliye Hukuk Mahkemesinin 12 esas ve 13 karar sayılı ilamı ile takdir edilecek kamulaştırma bedelinin müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücreti giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettik.
2. Yerel mahkeme kamulaştırma bedeli için ihtiyadi tedbir talebimizi reddetmesi üzerine istinaf başvurumuzda, İstinaf Mahkemesi olan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2018 tarihli 15 Esas ve 16 Karar no’lu kararında istinaf talebimizin kabulü ile ihtiyati tedbir kararımızı kabul etmiştir.
3. Yerel mahkeme ise yargılama sonunda usul ve yasaya aykırı olarak davanın reddine karar vermesi nedeniyle işbu başvuruyu süresi içerisinde yapma zorunluluğu doğmuştur.
4. Yerel mahkeme, kararında hem dava dilekçesi ekinde bulunan taşınmazlar üzerindeki miras payı satış sözleşmelerinin TMK 677. madde gereğince geçerli olduğunu belirtmiş hem de sözleşmede vasfı belirtilen taşınmazların dava konusu taşınmazlar olduğunun belirsiz olduğunu belirterek hatalı olarak davayı reddetmiştir.
5. Bu karar açıkça hukuka aykırı olup dava konusu taşınmazlara keşif için hem bilirkişi hem de dava taraf vekilleri birlikte gidilmiş olup keşif anında da hem bilirkişilerce hem de davalı vekili tarafından dava konusunun taşınmazın orası olduğu kabul edilmiştir. Muris Mehmet’ten mirasçılara kalan taşınmazlar sadece tek yerde olup muris Mehmet’ten Seyhan köyü haricinde kalan herhangi bir taşınmaz mirası ve hazine arazisi bulunmamaktadır. Dava dilekçemiz ekinde bulunan sözleşmelere konu taşınmazların dava konusu ada parseller olduğu konusunda bir belirsizlik olmayıp bu noktada her şey çok açıktır. İki sözleşmede de taşınmazın bulunduğu köyün muhtarları, kendi köyüyle ilgili olan sözleşmeyi o köyün muhtarı olarak imzalamıştır. Bütün bunlara rağmen yerel mahkemece verilen gerekçeli kararda “sözleşmede vasfı belirtilen taşınmazların dava konusu taşınmazlar olduğu belirsizdir” gerekçesine anlam vermek imkansızdır.
6. Ayrıca Medeni yargılama hukukunda dava malzemesinin taraflarca getirilmesi ilkesinin karşısında re’sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi (untersuchungsmaxime) yer almaktadır. (Baki KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.II, 6. Baskı, İstanbul, 2001, s.1923; KARSLI, s.260.) Bu ilkenin egemen olduğu uyuşmazlıklarda; taraf, mahkemeden bir talepte bulunmaktadır. Tarafın bu talebine ilişkin olarak mahkemeden bir hüküm almak istemesi üzerine cereyan muhakemede, uyuşmazlığın konusu üzerinde tasarrufta bulunması kendi hâkimiyet alanından çıkmaktadır. Şöyle ki; bu talep ile birlikte, ihtilafın çözümlenmesine ilişkin dava malzemesinin toplanması konusunda davanın önünde görüldüğü mahkemenin hâkimi de re’sen harekete geçebilme yetkisine sahip bulunmaktadır. Bunun anlamı şudur: hâkim, tarafların yargılamaya getirdiği dava malzemesinin yanında, getirmedikleri dava malzemesini de dikkate almak zorundadır.
Bir başka ifade ile re’sen araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda, dava malzemesinin yargılamaya getirilmesi sadece tarafın tasarrufunda değildir. Hâkim de hükme esas teşkil edecek olan vakıalar hakkında bilgi edinmek amacıyla tarafların yargılamaya getirmedikleri dava malzemesi hakkında, uyuşmazlığın taraflarından bağımsız olarak, araştırma yapmak yetkisine sahiptir. (Andreas RENGGLI, Das Untersuchungsverfahren in der zugerischen Zivilprozessordnung (§ 102 ff. ZPO), Zürich, 1970, s.32; KURU (C.II) , s.1923; Yavuz ALANGOYA, Medeni Usul Hukukunda Vakıaların ve Delillerin Toplanmasına İlişkin İlkeler, İstanbul, 1979, s. 9; H. Yavuz ALANGOYA/ M. Kamil YILDIRIM/ Nevhis DEREN – YILDIRIM, Medeni Usul Hukuku Esasları, 7. Baskı, İstanbul, 2009, s.183-184; KARSLI, s.260-261.) Böyle olmasına rağmen yerel mahkemece resen araştırması ilkesi gereğince yeterli araştırmalar da yapılmayarak örneğin sözleşmede imzası bulunan özellikle köy muhtarları ve diğer şahit kişilerin dinlenmesine karar verilmesi gerekirken bu hususlara da dikkat edilmemiştir.
7. Bu nedenlerle istinaf inceleme talebimizin kabulü ile istinaf gerekçelerimizi daha ayrıntılı ifade edebilmemiz için istinaf incelemesinin DURUŞMALI yapılmasını talep ediyoruz.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz ve resen dikkat edilecek hususlar üzerine,
İstinaf başvurumuzun kabulüne karar verilmesine,
Yerel mahkemenin 12 Esas, 13 karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde ‘kaldırılmasını’ ve yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda ‘davamızın kabulüne’ karar verilmesini talep ederiz.
Davacı Vekili
Tapu İptali ve Tescili İstinaf Dilekçesi 3 (Ticari Uyuşmazlık Nedeniyle Yetkisizlik ve Görevsizlik Sonrası)
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRESİ’NE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO :
DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
KONU : İstinaf dilekçemizin sunumu hk.
AÇIKLAMALAR
Yerel Mahkeme gerekçeli kararında;
Davanın konu itibari ile taraflar arasında yapılan borç tasfiye protokolüne davalıların aykırı davranış ve eylemleri nedeni ile tapu iptali tescil ve tazminat talebinden kaynaklandığı, tarafların tacir olduğu ve davanın tarafların ticari işletme ve işleyişinden kaynaklı olduğunun anlaşıldığı, 6335 sayılı Kanun’un 2.maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK.M.5/1 maddesinde tüm ticari davalarda Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunun düzenlendiği, yine 6100 sayılı HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise “Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır. Hükmünün yer aldığı, taraflar arasında imzalanan protokolde ise İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı anlaşıldığından dava dilekçesinin görev ve yetki yönünden reddi ile, istem halinde kararın kesinleşmesinden sonra dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, kaldırılması gerekmektedir. Şöyle ki;
1-DAVA KONUSU UYUŞMAZLIKTA ADANA MAHKEMELERİ KESİN YETKİLİDİR.
Dava konusu uyuşmazlık tapu iptali ve tescilidir.
HMK. M. 12 düzenlemesinde “Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu belirtilmiştir. Bu husus yasanın amir hükmü ile sabittir.
HMK. M. 17 gereği tacirler arasında yetki sözleşmesi yapıldığında, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, davanın sadece taraflarca belirlenen yer mahkemesinde açılabileceği belirtilmiş ise de, HMK. M. 18 de kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılamayacağı, açıkça belirtilmiştir.
Konu Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 17.01.2017 tarih, 2016/15056 E., 2017/319 K. sayılı kararında da “Kesin yetkinin söz konusu olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamazlar” şeklinde açıkça belirtilmiştir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yer Adana Mahkemelerinin yargı çevresinde olmakla, uyuşmazlıkta Adana Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu ortadadır. Bu nedenle Mahkemenin yetkisizlik kararı usul ve yasaya açıkça aykırıdır.
2- GÖREVLİ MAHKEME ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİDİR.
Yerel Mahkeme tarafından davanın protokole aykırılık nedeni ile açıldığı ve ticari dava olduğu gerekçesi ile verilen görevsizlik kararı da yerinde değildir.
Protokole aykırılık nedeni ile talep ettiğimiz ve dava sonucunda elde edilecek hak tapu iptali ve tescildir.
HMK. M. 2’de “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.”
Yerel Mahkeme nezdindeki uyuşmazlığın da malvarlığına ilişkin olduğu ve HMK amir hükmü gereğince uyuşmazlığın çözümünde görevli Mahkemenin Asliye hukuk Mahkemeleri olduğu açıktır.
Hal böyle iken yerel Mahkeme kararının yasa hükmüne açıkça aykırı olduğu ortada olup, kararın kaldırılması gereklidir.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenler ile usul ve yasaya aykırı Adana Asliye hukuk Mahkemesi’nin 13 E. , 21 K. sayılı kararının ortadan kaldırılmasına dair karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz.
Davacılar Vekili