Şufa (Önalım) İstinaf Dilekçesi

Şufa (Önalım) İstinaf Dilekçesi 1

ADANA BÖLGE ADLİYE (İSTİNAF) MAHKEMESİNE

GÖNDERİLMEK ÜZERE

ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

DUSUŞMA TALEPLİDİR

DOSYA NO :

KARAR NO :

DAVACILAR :

VEKİLİ :

DAVALI :

VEKİLİ :

TEBLİĞ TARİHİ:

KONU : 13 tarih esas ve sayılı kararın usul ve yasaya aykırılık nedeni ile bozulması talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

Yasal süresi içinde temyiz(istinaf) edilen 13 tarih esas ve sayılı kararın usul ve yasaya aykırılık nedeni ile bozulması gerekmektedir. ŞÖYLE Kİ,

1-) Dava konusuna bakıldığında müşterek mülkiyette dolayı hissedarlardan birinin hissesini müştereklerin dışındaki birine tapuda düşük bedel gösterip satılması ve satış işleminin diğer müştereklere noter kanalı ile ihtar çekilmediğinden ön alım hakkından doğan tapu iptali ve tescili talebinden ibarettir.

Mahkeme yargılama aşamasında öncelikle bahse konu yerin halen müşterek mülkiyet olup olmadığı aralarında rıza-i taksimin yapılıp yapılmadığı ve rıza-i taksim yapılmış ise hangi şekle tabi tutulduğu ve ilgili rıza-i taksim belgesinin tapuya şerh düşürülüp düşürülmediğini araştırarak karar vermesi gerekirken tanık, taraf ve bilirkişi beyanlarına bakılarak durumu yorumlayıp karar verdiği gerekçeli kararda açıkça görülmektedir. Davalı beyanında rıza-i taksim olduğu davacı ise rıza-i taksim olmadığı yönünde beyan vermişlerdir.

Davalı beyanına göre değerlendirme yapıldığında Rıza-i taksim sözleşmesinin geçerli olması için bazı koşullara göre yapılmış olması gerekiyor. Peki, rıza-i taksim sözleşmesi nasıl geçerli olur? İşte rıza-i taksim sözleşmesi geçerlilik şartları Taşınmaz mal tek bir kişiye ait olabildiği gibi birden fazla kişiye de ait olabiliyor. Bir taşınmazın ortaklarının isimleri ve sayılarının belirtildiği resmi belgeye verilen ad olan hisseli tapu, ister yatırım ister oturum amaçlı olsun arazi alırken önemli rol oynuyor.

Rıza-i taksim işlemi ile; Hisseli tapu sahiplerinin kendi aralarında birleşerek taşınmazın hangi bölgesinin kime ait olduğuna karar verebiliyor. Bu paylaşım rızai taksim sözleşmesi ile yapılıyor.

Tapu Sicil Tüzüğünün 21/c maddesine göre, miras taksimi noter tarafından yapılmış ise sözleşme; mirasçılar arasında yazılı olarak yapılmış olup da, mirasçıların imzaları noter tarafından onaylanmamış ise tüm mirasçıların; imzaların bir kısmı onaylanmış ise imzaları onaylanmamış olanların başvuruları gerekiyor.

Miras iştirak halinde mülkiyet olarak mirasçılara intikal etmiş oluyor. Buna göre iştirak halini ortadan kaldıran nedenlerden biri de taksim oluyor. Ortaklar böylece müşterek mülkiyete geçmeden müstakil mülkiyete geçmiş oluyor. Rızai taksim işleminin tapu siciline tescil edilmesi gerekiyor.Peki Rızai taksim sözleşmesi nasıl geçerli olur?

Rızai taksim sözleşmesinin geçerli olması yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. TMK esaslarına göre mirasçılar arasındaki taksim sözleşmesinin yazılı olması yeterliyken; taksimin geçerli ve tapu siciline tescili için, ilgili tapu sicil müdürlüğünde, ayrıca resmi senet düzenlenmesi gerekmiyor. İşbu sebep ile davalının beyanına göre rıza-i taksim vardır. Ancak rıza-i taksime ilişkin herhangi bir belge sunulmadığından mahkemenin ilgili belgenin olmamasından dolayı rıza-i taksimin olmadığını düşünerek karar vermesi gerekirdi.

Davacının beyanına göre ise rıza-i taksim belgesinin olmadığı iş bu sebep ile müşterek mülkiyetin devamı sırasında müştereklerden biri hissesini satması önalım hakkı davasını doğurduğu tapu değeri üzerinden ilgili yerin bedeli ödenerek tescil işleminin yapılmasını istediği açıktır. Mahkemece bahse konu yer ile ilgili tapu kayıtları, belediye çap örneği, tapu kütük kayıtlarını istenmiş olup dosya arasına alınmıştır. Ve bu kayıtlar incelendiğinde ilgili yerin halen müşterek mülkiyet olduğu ve rıza-i taksim işlemlerinin olmadığını görmesine rağmen davacının beyanını ve tapu kaydına itibar etmeden davalı lehine hüküm kurması hiçbir hukuk sisteminde tasvip edilemez.

Davalı taraf tanığının 13 tarihinde keşif mahallinde vermiş olduğu beyana bakıldığında: Davalı Pınar’ın taşınmazın giriş katında bulunan dükkanın bir kısmını daha önceki tarihlerde satın aldığını daha öncede dükkanın 2 ye bölündüğü ve kiraya verildiği kira gelirinin ise müştereklere dağıldığı daha sonra tekrar birleştirildiğini ve davalı birleşmeden sonra ilgili yeri satın aldığını açıkça beyan etmiştir. Beyanı değerlendirildiğinde tüm müşterekler ilgili dükkanın kira gelirinin artması için araya duvar örerek ikiye böldükleri ayrı ayrı kiraya verdikleri sonra tekrar aynı müşterek rızaları ile birleştirdikleri rıza-i taksimin olmadığı açıktır. Davalıya satılan hisse müşterek hisse olduğundan sadece tapuda devredildiği herhangi bir rıza olmadığı anlaşılmaktadır.

Yerel mahkemece sadece davalıya satış yapan İbrahim’in beyanları hükme esas alınmıştır. Davaya konu yer Adana ucuzluk pazarının bulunduğu dükkandır. Bu husus gerek 11 tarihli celsedeki davalı vekilinin beyanında gerekse de dava dilekçemizde açıktır. Davalı vekili bu beyanında “dükkanın girişine göre sağ tarafını müvekkilim satın almıştır.” demiştir. Ancak bahsi geçen kısım arsadaki hisse oranına göre paylaştırıldığında bir adım mesafesine tekabül etmektedir. Davalı vekili kendisine göre bölmüş sağ tarafı kendi müvekkilinin olduğunu iddia etmiş ancak kaç metre, hangi kısım, hangi bölüm olduğunun cevabını verememiştir. Bahsi geçen dükkanda fiili taksim yapılması bu nedenle mümkün değildir. Dosyada dinlenen tüm tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere bu dükkanın kirası Ziya tarafından toplanmakta ve daha sonra herkesin hissesine düşen oranda paylaştırılmaktadır. Söz konusu dükkan zaten fiili paylaşım yapılabilecek bir yer değildir. Dükkanın bir kısmında fiili paylaşım olduğu kabul edilemez. Nitekim hangi köşe kime verilecektir? Böyle bir düşünce de dükkanın hangi parçası kim nasıl menfaat elde edecektir? Dükkandaki belli bir hissenin satılması bu şekilde dürüstlük kuralıyla bağdaşmamaktadır.

Davacı taraf tanığının 11 tarihinde keşif mahallinde vermiş olduğu beyana bakıldığında: Dava konusu yerin müşterekler tarafından kullanıldığı kira gelirlerinin paylaşıldığı aralarında her hangi bir paylaştırmanın olmadığı müşterek İbrahim’in davalı Pınar’ın eşi olan Recep’den borç para aldığı paraları veremeyince taşınmazdaki hissesini sattığını beyan etmiştir.

Bu beyan değerlendirildiğinde İbrahim’in almış olduğu borcu ödemeyince davalının sıkıştırması sonucu müşterek mülkiyetin satışını diğer müşterekler duymasın diye gizli yaptıkları ve bu yüzden noter bildirimi yapılmadığı TMK 2. maddesinde belirtilen Dürüstlük kuralının davalı tarafından ihlal ettiği açıkça anlaşılmaktadır.

İşbu sebepler ile açılan davamızın usul ve yasaya aykırı bir şekilde reddedilmesi gerekçesi ile bu İSTİNAF temyiz dilekçesini yazma zaruriyeti doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER: Taraf beyanları, keşif, bilirkişi raporları, tapu kayıtları ve diğer hukuk deliller.

HUKUKİ DAYANAK: HMK, TMK, Kadastro Kanunu, Tapu tescil Kanunu, kat irtifak kanunu, İmar kanunu ve ilgili tüm mevzuat.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edildiği üzere haklı temyiz talebimizin kabulü ile,

1-) Rıza-i taksim belgesinin olmadığı, tapu kayıtlarında halen müşterek mülkiyet olduğu, satış yapan müşterekin borç altında olduğu ve hisseni borcuna karşılık gizlice devrettiği, davacı müştereklere karşı davalının TMK 2. Maddesini ihlal ettiği 11 tarih 12 esas ve 13 sayılı kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile İSTİNAFEN BOZULMASINA,

2-) Yargılama giderleri ve vekâleti ücretin davalıya yükletilmesine karar verilmesi için gereğinin yapılması arz ve talep olunur.

Davacılar Vekili

Şufa (Önalım) İstinaf Dilekçesi 2

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE

DOSYA NO :

İSTİNAF YOLUNA BAŞVURAN DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALI :

VEKİLİ :

DAVA KONUSU : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN 13 TARİHLİ 14 KARAR SAYILI KARARININ BOZULMASI İSTEMİ İLE İSTİNAF YOLUNA BAŞVURULMASI DİLEĞİDİR

AÇIKLAMALAR :

1-) 11 tarihli dava dilekçemiz ile; … ili … ilçesi … köyü … ada … parselde kayıtlı tarlanın … payının müvekkilimize ait olduğunu, davalı tarafın aynı taşınmazdaki … payı … tarihinde … TL bedelle …’dan satın aldığını, … Tapu Müdürlüğünün … tarih … yevmiye numarası ile yapılan bu satış işleminden müvekkilem …’un haricen haberinin olduğunu, …’a bu satış ile ilgili herhangi bir yazılı bildirimde bulunulmadığını, bu nedenle TMK 733. Maddesindeki yasal süre içerisinde önalım hakkımızı kullanmak istediğimizi ve tapu kaydının iptali ile müvekkilem adına tapuda kayıt ve tescil yapılmasını talep ve dava ettik. Ancak Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tanık beyanları ve bilirkişi raporları doğrultusunda söz konusu taşınmazın ‘’fiilen taksim’’ edilmiş olduğuna kanaat getirmiş ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda fiilen taksim halinde önalım hakkının talep edilmesinin TMK Md. 2 dürüstlük ilkesine aykırılık teşkil edeceğinden talebimizi reddetmiştir.

2-) Öncelikle davalı tarafın savunmasında yer verdiği fiili taksim iddialarını asılsız olduğunu belirtmek istiyoruz hisseler arasında ‘’an’’ diye tabir edilen sınır belirleyici işaretlerin olduğu, hissedarların bu şekilde hisselerini ayrı ayrı kullandıkları yönündeki iddia gerçek dışıdır. Zira bu konuda müvekkilem … ve müşteki …’ın şikayeti üzerine … 1. Asliye Ceza Mahkemesinde … hakkında görülen hakkı olmayan yere tecavüz etme, mala zarar verme, alenen hakaret etme suçlarından açılan kamu davası … tarihinde hükme bağlanmıştır ancak ilgili dava temyiz edilmiştir ve dosya henüz temyizden dönmemiştir. Yargıtay aşamasındaki bu davanın sonuçlanmadan … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin hükmü açıklamış olması hukuka aykırıdır ve bozma sebebi teşkil etmektedir.

3-) Bilindiği üzere 05/05/2014 tarihli ve 29001 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5403 sayılı TOPRAK KORUMA ve ARAZİ KULLANIMI KANUNUNDA “ÖNALIM HAKKI” başlığını taşıyan 8/İ maddesinin ikinci fıkrasıyla TARIMSAL ARAZİLERİN SATILMASI HALİNDE SINIRDAŞ TARIMSAL ARAZİ MALİKLERİNE dahi ÖNALIM HAKKI tanınmaktadır. Maddenin gerekçesinden, amacın, tarımsal arazilerin (işletmelerin) büyümesini sağlamak olduğu anlaşılmaktadır.

Bahse konu bu yeni düzenleme ile sınırdaş tarımsal arazi sahiplerine dahi önalım hakkı tanındığına göre fiili taksim nedeniyle diğer hissedarların ön alım hakkının bulunmayacağına ilişkin savunmanın geçerliliğinin kalmadığını, dava konusu taşınmazda fiili taksim olsa dahi diğer hissedarların ön alım hakkının olması gerektiğini düşünüyoruz. Zira, sınırdaş tarımsal arazi sahiplerinin

dava konusu hisse ile aralarında daha önceden belirlenmiş sınırların olmaması zaten fiilen mümkün değildir. Hal böyle iken yani dava konusu hisse ile aralarında fiilen sınırları belirlenmiş komşu parsel maliklerine dahi, sırf tarımsal arazilerin büyümesini sağlamak amacıyla çıkarılan bahse konu yasa ile ön alım hakkı tanınmakta iken, aynı parseldeki diğer hissedarların ön alım hakkının fiili taksim bulunduğu gerekçesiyle kullanılamayacağını düşünmek hukuka,mevzuata ve hakkaniyete aykırıdır.

Bu nedenle 5403 sayılı TOPRAK KORUMA ve ARAZİ KULLANIMI KANUNUNDA “ÖNALIM HAKKI” başlığını taşıyan 8/İ maddesinin ikinci fıkrası göz önünde bulundurularak davalı tarafın dava konusu arazide fiili taksim bulunduğu,bu nedenle aynı parseldeki diğer hissedarların ön alım hakkının bulunmayacağı yönündeki savunmasının hukuksal bir dayanağı yoktur.

NETİCE VE TALEP : İşbu yukarıda saydığımız sebeplerden ötürü Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının bozulmasını bilvekale talep ve arz ederim.

AVUKAT

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir