İşe İade İstinaf Dilekçesi

İşe İade İstinaf Dilekçesi 1

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

SUNULMAK ÜZERE

ADANA İŞ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

ESAS NO:

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

VEKİLİ:

KONU: Davalı yanın istinaf talebine cevaplarımızdan ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

Dava dilekçemizde ve duruşma beyanlarımızda da daha önce belirttiğimiz üzere müvekkil ilk olarak İŞKUR üzerinden davalı işveren nezdinde 21.07.2020 tarihinde işe başlamıştır ve 4 aylık İŞKUR çalışmasının akabinde işveren müvekkilin çalışma ve iş ahlakından memnun kaldığı için müvekkille çalışmaya devam etme kararı almıştır.  Müvekkil İŞKUR çalışmasından sonra davalı işverenin iş yerinde 21.11.2019 tarihinden beri süresiz iş akdi ile mağaza satış elemanı olarak çalışırken 10.06.2020 tarihinde hiç bir sebep gösterilmeksizin haksız olarak iş sözleşmesi feshedilmiştir. Bununla birlikte ekte sunulan 05.06.2020 tarihli SGK İşten Ayrılış Bildirgesi’nde görüleceği üzere müvekkilin haberi dahi olmadan SGK işten çıkış kodu kod 16 ile yani “Sözleşme sona ermeden sigortalının aynı işverene ait diğer işyerine nakli” şeklinde müvekkilin çalıştığı iş yeri değiştirilmiştir.

Müvekkil,  işe başlama tarihinden iş akdinin feshi tarihine kadar tüm emek ve mesaisini işini en iyi şekilde yapmaya harcamış, tüm mesai arkadaşları ve idarecileri ile uyumlu çalışmış, mağaza müşterilerine de görevinin gerektirdiği en iyi şekilde hizmet vermiştir. Müvekkil bugüne kadar hiçbir sözlü uyarı dahi almamış, ilk kez kendisinden sözlü olarak 10.06.2020 tarihinde yazılı savunması istenmiş ve yazılı savunmasının istendiği gün iş akdi İş Kanunun 25/II- H ve E maddesi uyarınca feshedilmiştir.

Müvekkilin çalıştığı dönem boyunca iş sözleşmesinin geçerli bir nedenle feshedilmesine neden olabilecek bir davranış gerçekleştirmemiştir. Bir an için aksinin gerçekleştiği düşünülecek olsa dahi, müvekkile iş sözleşmesinin feshine ilişkin işverence geçerli bir sebebin gösterildiği ihtar veya uyarı yazısı tebliğ edilmemiştir. Fesih işlemi tamamen hukuka aykırı olup davalı işveren sözleşmenin feshinde uyulması gereken yönteme (4857 sayılı kanun m.19) aykırı davranmıştır. Yine fesih işlemi yazılı bir şekilde yapılmamış olup davalı işveren, müvekkile işten çıkarırken işten çıkarma nedenini açık ve kesin bir şekilde müvekkile bildirmemiştir. Bu durumun yasanın emredici kuralına (4857 sayılı kanun 119) uygun olmayan bir fesih olduğu kabul edilmelidir.

Davalı işveren usulüne uygun olmayan fesih bildirimi ile feshin son çare olması (ultima ratio) ilkesini ihlal etmiştir. Ve yerel mahkeme bu sebeple müvekkilin işe iadesine ve fesih işleminin yapıldığı tarihten verilecek kararın kesinleşmesine kadar geçen süreye ilişkin 4 aylık brüt ücret tutarında boşta geçen süre maaş ücreti tahsiline, işe iade gerçekleşmediği takdirde 8 aylık brüt ücret tutarında iş güvencesi tazminatı ve müvekkilin sosyal haklarının ödenmesi gerektiğine karar vermiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerden dolayı iş bu istinaf talebi haksız ve hukuki dayanaktan yoksundur ve işe iade davasını sürüncemede bırakma amacı taşımaktadır.

Yerel mahkemenin gerekçeli kararında da bu hususlar açıkça belirtilmiştir. İş bu yerel mahkeme kararında ise şu hususlara değinilmiştir; “Davalı işveren davacının iş akdinin 09.06.2020 tarihinde davacının kontrol ve denetim yükümlülüğünde bulunan z anahtarını denetimsiz bir şekilde mağaza çalışanlarının kullanımına verdiği gerekçesiyle haklı olarak feshedildiğini ileri sürmüştür. Davacı ve davalı taraf tanık deliline dayanmıştır. Dinlenen davacı ve davalı tanık beyanlarından davacının bu anahtarı bir kez tek kullanıma sunduğu, uyarıldığı halde işini savsaklamada ısrarcı olmadığı, İspat yükü üzerinde olan davalı işveren tarafından davacının iş akdinin iş yasasının 18 ve devamı maddelerine göre geçerli veya haklı bir nedenle feshedildiği ispatlanmadığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde ki gerekçesi davalı yanın istinaf dilekçesinde belirtmiş olduğu durumları ihtiva etmemektedir ve bu nedenle de davalı tarafın istinaf taleplerinin reddi gerekmektedir.

İSTEM SONUCU: Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenizce re’sen nazara alınacak sebepler doğrultusunda fazlaya dair her türlü yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davalı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini, haklı olan davamızın kabulüne karar verilmesini ve Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını vekaleten talep ederiz.

Davacı Vekili

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir