Günümüzde, maalesef birçok çalışanın sosyal güvenlik hakları tam olarak sağlanmamakta veya işverenler tarafından kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Bu durum, çalışanların gelecekte karşılaşabilecekleri sağlık, emeklilik gibi önemli konularda mağduriyet yaşamalarına sebep olabilmektedir. İşte hizmet tespit davası, işçilerin bu tür mağduriyetlerini önlemek ve çalışma hayatında haklarını korumak amacıyla devreye girmektedir.
Hizmet Tespit Davası Nedir?
Bu dava, adından da anlaşılacağı üzere, çalışanın hizmetlerinin resmi olarak tespit edilmesini ve sosyal güvenlik haklarının tanınmasını amaçlar. Peki, bu süreç nasıl işler? Hangi durumlarda hizmet tespit davası açılabilir? Davayı açmak için hangi belgeler gereklidir? Ve en önemlisi, bu dava sürecinde nelere dikkat etmelisiniz?
Bu soruların cevaplarını ve daha fazlasını, siz değerli okurlarımız için hazırladığım bu kapsamlı rehberde bulacaksınız. Hizmet tespit davası hakkında merak ettiğiniz her şeyi, adım adım, anlaşılır ve halka hitap eden bir dille ele alacağım. Böylece, çalışma hayatınızda karşılaşabileceğiniz bu tür bir durumda, haklarınızı nasıl koruyabileceğinizi net bir şekilde öğreneceksiniz. Haydi, hizmet tespit davasının detaylarına birlikte göz atalım!
Hizmet tespit davası ne kadar sürer?
Hangi durumlarda hizmet tespit davası açılır?
Geriye dönük hizmet tespiti nasıl yapılır?
1 günlük hizmet tespit davası nedir?
Hizmet Tespit Davasının Hukuki Dayanakları
Kayıt dışı istihdam, prim ödeme gün sayısının eksik gösterilmesi, prime esas kazancın eksik gösterilmesi gibi istenmeyen sebeplerden dolayı hizmet tespit davası Türk Hukuku’nda yasal düzenleme alanı bulmuştur. Bu sürecin temelini, Türk İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik Hukuku oluşturur. İşte bu iki temel hukuk dalının, Hizmet Tespit Davası ile olan ilişkisine dair detaylar:
Türk İş Kanunu’nda Hizmet Tespit Davası
Türk İş Kanunu, çalışanların haklarını korumayı amaçlayan geniş bir yasal çerçeveyi kapsar. Bu kanun, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenlerken, çalışanların sosyal güvenlik haklarının tanınması ve korunması konusunda da önemli hükümler içerir. Hizmet tespit davası, işçinin, işveren tarafından sosyal güvenlik kurumuna bildirilmemiş çalışmalarının resmi olarak tespit edilmesi ve bu çalışmaların sosyal güvenlik haklarına yansıtılması amacıyla açtığı bir davadır. Türk İş Kanunu’nda, işçilerin bu tür bir dava açma hakkı açıkça tanınmıştır. Bu dava, özellikle kayıt dışı çalıştırılan veya çalışma sürelerinin eksik bildirildiği durumlarda çalışanların en önemli hukuki silahlarından biridir.
Sosyal Güvenlik Hukuku ve Hizmet Tespit Davası
Sosyal Güvenlik Hukuku, bireylerin yaşlılık, hastalık, iş kazası, meslek hastalığı gibi durumlarda maddi güvence altına alınmasını sağlayan yasal düzenlemeler bütünüdür. Bu hukuk dalı, çalışanların sosyal güvenlik haklarının korunmasını ve sosyal güvenlik kurumları ile olan ilişkilerinin düzenlenmesini amaçlar. Hizmet tespit davası, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu çerçevesinde, çalışanların geçmişteki çalışmalarının sosyal güvenlik kurumlarına doğru ve eksiksiz bir şekilde bildirilmesini sağlamak için açılan bir davadır. Bu dava sonucunda, çalışanın sosyal güvenlik kayıtlarında eksik veya hatalı bildirilen hizmet süreleri düzeltilir ve çalışanın sosyal güvenlik hakları bu düzeltmeler doğrultusunda yeniden hesaplanır.
Hizmet tespit davası, Türk İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik Hukuku’nun sağladığı yasal zemin üzerinde, çalışanların haklarını korumak ve sosyal güvenlik sistemine adil bir katkı sağlamak amacıyla önemli bir role sahiptir. Bu dava, çalışanların geçmişteki hizmetlerinin doğru bir şekilde tespit edilmesini ve bu hizmetlere dayalı olarak hak ettikleri sosyal güvenlik haklarının tanınmasını sağlar. Dolayısıyla, hizmet tespit davası, hem çalışanların hem de sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı işleyişi için kritik bir öneme sahiptir.
Hizmet Tespit Davası Açma Şartları
Bu dava türünde başvurunun kabul edilmesi için bazı önemli koşullar yerine getirilmelidir. Peki, o halde hizmet tespit davasının şartlarını önem sırasına göre açıklayalım:
- Çalışma İlişkisinin Varlığı: Davacının, davalı işveren nezdinde bir çalışma ilişkisi içinde olduğunun kanıtlanması gerekmektedir. Bu ilişki, yazılı bir sözleşme olmaksızın da gerçekleşmiş olabilir. Çalışma ilişkisinin varlığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yer alan sigortalı sayılma şartları çerçevesinde ispatlanmalıdır.
- Sigorta Kaydının Hiç Olmaması veya Eksik Olması: Davacının, iddia edilen dönemlerde SGK kayıtlarının olmadığının veya eksik yatırıldığının belgelenmesi gerekir.
- Zaman Aşımı Süresi: Hizmet tespit davalarında dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri zaman aşımıdır. Hizmet tespit davası, çalışmanın sona erdiği tarihten itibaren 5 yıl içinde açılmalıdır. Ancak bu süre bazı durumlar için farklılık gösterir.
- Delil Sunma: Davacının, iddia ettiği çalışma süresi ve koşulları ile ilgili deliller sunması gerekmektedir. Bu deliller; tanık ifadeleri, maaş bordroları, e-posta yazışmaları, çalışma saatlerini gösteren dokümanlar gibi çeşitli şekillerde olabilir.
- İş Mahkemesinde Dava Açılması: Hizmet tespit davası, iş mahkemelerinde açılmalıdır. Dava dilekçesinde, çalışma süresi, niteliği ve işveren ile olan ilişkinin detayları açıkça belirtilmelidir.
- SGK’ya Başvuru: Bazı istisnai durumlarda, dava açmadan önce ilgili sosyal güvenlik kurumuna başvuruda bulunmak ve durumu çözümlemeye çalışmak gerekir.
Bu şartları izah ederek size genel bir çerçeve sundum. Hizmet tespit davaları devletlerin sosyal güvenlik politikalarıyla şekillenir, bu nedenle güncel mevzuatı takip ederek şartları sizin için sürekli güncelliyor olacağım.
Arabuluculuk zorunlu mu?
Hizmet tespit davalarında arabulucuya başvuru zorunluluğu kapsam dışında bırakılmıştır. Bu dava türünde, davalının davayı kabulü dahi sonuç doğurmamaktadır. Tarafların iradesine bağlı olan arabuluculuk sürecinde de kamusal niteliği ağır basan hizmet tespiti uyuşmazlıklarının çözümü olanaksızdır. Dolayısıyla hizmetin tespitine yönelik uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurmanın gereksiz olmasının ötesinde, uyuşmazlığın kamusal niteliği de gözetildiğinde, arabulucuya gidilemeyeceği ortadadır.
Zamanaşımı ve İstisnaları
Sigortalılar, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, hizmet tespit davası açabilirler. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarında bu süreyi hak düşürücü süre olarak kabul etmiştir. Yani davalı zamanaşımı itirazında bulunmasa dahi bu 5 yıllık süre hakim tarafından kontrol edilecektir.
Örnek vermem gerekirse; 06/02/2006 tarihinde A işyerinde çalışmaya başlayan B; 11/06/2018 tarihine dek aynı yerde sigorta kaydı bulunmaksızın çalışmış ve bu tarihte iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmiştir. B’nin hizmet tespit davası açma süresi 31/12/2018 tarihinde başlayacak ve 31/12/2023 tarihinde son bulacaktır.
Konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin bir kararında; davacı işçinin davalı işveren nezdinde hizmetinin geçtiği son tarihin titizlikle araştırılması ve sürenin başlangıcının da buna göre belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.
İstisnalar
2) Sigortalının ölümü halinde geride kalan hak sahipleri de hizmet tespit davası açabilecektir. Hak sahipleri yönünden dava açma süresinin ne zaman başlayacağı Kanunda belirlenmemiştir. Yargıtay, eski tarihlerden beri verdiği kararlarında; sigortalı olan murisin sağlığında dava açma süresini kaçırmamış olduğu hallerde hak sahipleri yönünden dava açma süresinin murisin ölümü tarihinde başlayacağı yönünde kararlar vermiştir
SGK hizmet tespit davası kaç yıl geriye gider?
Hizmet tespit davası SGK başvuru zorunluluğu var mı?
Kimler Hizmet Tespit Davası Açabilir?
Hizmet tespit davası, sigortasız çalıştırılan veya çalışma süreleri eksik gösterilen işçiler tarafından açılır. Bu kapsamda dava açma hakkına sahip olanlar şunlardır:
- Sigortasız Çalıştırılan İşçiler: Kayıt dışı çalıştırılan ve sosyal güvenlik primleri yatırılmayan işçiler, çalıştıkları sürelerin tespiti için dava açabilirler.
- Hak Sahipleri: Sigortalının ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını ifade eder.
- Sendika: Sendikalar da üyeleri veya üyeleri ölmüşse hak sahipleri adına iş ve sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan haklarını korumak amacıyla dava açmak ya da aleyhe açılan davalarda bu kişileri yazılı temsil yetkisi almak koşuluyla temsil etmek yetkisine sahiptir.
- Çalışma Süreleri Eksik Gösterilen İşçiler: Resmi kayıtlarda çalışma süreleri eksik gösterilen veya bazı dönemlerin hiç gösterilmediği işçiler, gerçek çalışma sürelerinin tespiti amacıyla dava açabilirler.
- Taşeron İşçiler: Ana işverenle doğrudan bir iş sözleşmesi olmayan ancak taşeron şirketler aracılığıyla çalışan işçiler de, çalışmalarının ana işveren nezdinde tespiti için dava açabilirler.
Hizmet tespit davası, işçilerin haklarını korumak adına atılabilecek önemli adımlardan biridir. Bu süreç, zaman alıcı ve karmaşık olabilir; ancak işçinin haklarının teslim edilmesi ve sosyal güvenlik güvencesi altına alınması açısından büyük önem taşır.
Sigorta tespit davası kime karşı açılır?
Hizmet Tespit Davası Süreci
Hizmet Tespit Davası süreci, işçinin çalışma koşullarının ve sosyal güvenlik haklarının resmi olarak tespit edilmesi amacıyla izlenen yasal bir yolculuktur. Bu süreç, davanın başlamasından mahkeme kararının alınmasına kadar bir dizi adımdan oluşur. İşte bu sürecin detayları:
Dava sürecinin başlaması
- Dava Açma Kararı: İşçi, çalışma koşullarının resmi olarak tespit edilmesi gerektiğine karar verdiğinde, bir avukatla görüşerek hukuki süreci başlatır.
- Dilekçe Hazırlığı: Avukat, işçinin çalışma durumunu, taleplerini ve kanıtları içeren detaylı bir dava dilekçesi hazırlar. Bu dilekçe, işçinin iddialarını ve taleplerini içerir.
- Dilekçenin Sunulması: Hazırlanan dava dilekçesi, işçinin çalıştığı bölgeye bağlı iş mahkemesine sunulur. Bu aşama, resmi dava sürecinin başladığını gösterir. Gerekli harçlar ve gider masrafları vezneye ödenir.
Görevli ve yetkili mahkeme hangisidir?
İş mahkemelerinde açılacak davalarda yer bakımından yetkili mahkeme ise, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. Davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir (İMK md. 6/1,2). İş mahkemelerinde görülen davalarda kesin yetkiden söz edilemeyeceğinden; yetkisiz mahkemede açılan davalarda, davalı tarafça cevap dilekçesinde yetki itirazı ileri sürülmedikçe mahkemece resen bu husus dikkate alınamayacaktır.
Davada avukat tutmak zorunlu mudur?
Delil toplama ve tanık beyanları
- Delil Toplama: Davanın güçlü bir temele sahip olması için, işçinin çalıştığına dair kanıtlar toplanır. Bu kanıtlar; maaş bordroları, çalışma saatlerini gösteren kayıtlar, iş yerinden alınan e-postalar, iş yerinde çekilmiş fotoğraflar gibi çeşitli belgeler olabilir.
- Tanık Beyanları: İşçinin çalışma koşullarını doğrulayabilecek tanıkların beyanları önem taşır. Tanıklar, mahkemede işçiyle birlikte çalıştıklarına ve işçinin iddialarını destekleyen bilgileri paylaşabilirler.
- Delillerin Sunumu: Toplanan deliller ve tanık beyanları, dava sürecinde mahkemeye sunulur. Bu aşama, davanın sonucunu doğrudan etkileyebilir.
Mahkeme kararının alınması
- Duruşmalar: Resen araştırma ilkesi ve basit yargılama usulü uygulanır. Dava süreci boyunca bir veya birden fazla duruşma gerçekleştirilir. Bu duruşmalarda, hem işçi hem de işveren tarafı, kendi savunmalarını ve delillerini sunar.
- Karar Aşaması: Mahkeme, sunulan deliller ve tanık beyanları ışığında bir değerlendirme yapar. Bu değerlendirme, davanın niteliğine ve sunulan kanıtların gücüne bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
- Kararın İlanı: Mahkeme, tüm delilleri ve beyanları değerlendirdikten sonra bir karar verir. Bu karar, işçinin lehine olabileceği gibi, bazı durumlarda işçinin taleplerinin reddedilmesi şeklinde de olabilir.
- Kararın Uygulanması: Mahkeme kararı lehte ise, işçinin çalışma süreleri ve sosyal güvenlik hakları resmi olarak tespit edilir. Bu, işçinin sosyal güvenlik kurumları nezdindeki kayıtlarının güncellenmesi ve eksik haklarının tamamlanması anlamına gelir.
Hizmet Tespit Davası süreci, işçinin haklarının korunması ve resmi olarak tespit edilmesi için önemli bir adımdır. Bu süreç, zaman alıcı ve karmaşık olabilir; ancak işçinin sosyal güvenlik haklarının sağlanması ve gelecekteki mağduriyetlerin önlenmesi açısından büyük önem taşır.
Hizmet Tespit Davasında Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Yolları
Çalışma hayatında, işçilerin haklarının korunması yolunda atılan adımlar, bazen beklenmedik zorluklarla karşı karşıya kalabiliyor, sürecin olumsuz sonuçlanma riski ortaya çıkıyor. Bu bağlamda, işçilerin çalışma koşullarının resmi olarak tespit edilmesi sürecinde ortaya çıkan yaygın sorunlar ve bu sorunlara yönelik pratik çözüm yollarını ele alacağım:
1. Yetersiz Delil ve Belgeler:
- Sorun: İşçilerin en sık karşılaştığı sorunlardan biri, çalışmalarını kanıtlayacak yeterli delil ve belgeye sahip olmamalarıdır.
- Çözüm: İşçiler, çalışma süreçlerinde mümkün olduğunca çok belge ve kanıt toplamalıdır. Bu, maaş bordroları, e-posta yazışmaları, iş yerinde çekilmiş fotoğraflar veya tanık ifadeleri olabilir. Ayrıca, işçilerin avukatları, mevcut delilleri güçlendirecek alternatif kanıt yollarını araştırmalıdır.
2. Tanık Bulma Zorluğu:
- Sorun: Davada işçinin iddialarını destekleyecek tanıkların bulunması ve mahkemede ifade vermeye ikna edilmesi zor olabilir.
- Çözüm: İşçi ve avukatı, tanıkları bulma ve onları ifade vermeye ikna etme konusunda stratejik davranmalıdır. Tanıkların güvenliğini ve mahremiyetini koruyacak şekilde, onlara davanın önemi ve adaletin sağlanması açısından katkıları hakkında bilgi verilmelidir.
3. Uzun Süren Dava Süreçleri:
- Sorun: Hizmet tespit davaları, mahkemelerdeki yoğunluk nedeniyle uzun sürebilir. Bu durum, işçiler için ekonomik ve psikolojik baskı oluşturabilir.
- Çözüm: İşçiler, dava sürecinin uzunluğuna hazırlıklı olmalı ve mümkünse maddi ve manevi destek arayışında bulunmalıdır. Ayrıca, avukatlar dava sürecini hızlandırmak için gerekli tüm önlemleri almalıdır.
4. İşçinin Baskı Altında Tutulması:
- Sorun: İşçiler, haklarını ararken işverenlerin baskısı veya işten çıkarılma korkusuyla karşılaşıyor.
- Çözüm: İşçiler, haklarını arama konusunda cesur olmalı ve gerekirse sendikalar gibi işçi hakları örgütlerinden destek almalıdır. Ayrıca, işçilerin yasal haklarını bilmesi ve bu hakları koruyacak şekilde hareket etmesi önemlidir.
Yukarıda pratik hayatta gerek işçi gerek ise işveren vekili olarak neticelendirdiğim dava dosyalarında konuyla ilgili tespit ettiğim sorunları ve çözüm yollarını kısaca izah etmiş oldum. Hizmet tespit davası sürecinde bu sorunları aşmak ve hızlı bir çözüme ulaşmak için profesyonel hukuki yardım almanızı öneriyorum.
Hizmet Tespit Davası Sonuçları ve Etkileri
Hizmet tespit davasının sonuçları, işçilerin gelecekteki sosyal güvenlik hakları üzerinde büyük bir etki yaratır. Davanın olumlu sonuçlanması veya reddedilmesi senaryoları açısından konuyu ele alacağım:
Davanın Kazanılması Durumunda Haklar
Davanın kazanılması, işçinin çalışma sürelerinin resmi olarak tanınması ve sosyal güvenlik haklarının güvence altına alınması anlamına gelir. Bu durumda işçiye sağlanan haklar şunlardır:
- Sosyal Güvenlik Haklarının Tanınması: İşçinin geçmişteki çalışma süreleri sosyal güvenlik kurumu tarafından resmi olarak kabul edilir, aylık kazanç toplamı ve prim ödeme gün sayısı tescil edilir. Bu, emeklilik, sağlık sigortası ve işsizlik sigortası gibi sosyal güvenlik haklarından yararlanma imkanı sağlar.
- Geçmişe Dönük Prim Ödemeleri: Davanın kazanılmasıyla birlikte, işçinin geçmiş çalışma süreleri için gerekli sosyal güvenlik primlerinin ödenmesi sağlanır. Bu ödemeler, işçinin sosyal güvenlik kayıtlarına işlenir.
- Tazminat Hakları: Bazı durumlarda, işçiye geçmişteki çalışma sürelerine ilişkin tazminat hakları, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü ödemeler de tanınabilir. Bu, işçinin maruz kaldığı mağduriyetin telafi edilmesine yardımcı olur.
Hizmet tespit davasında işverene ne kadar ceza verilir?
Davanın Reddi Durumunda Yapılacaklar
Davanın reddedilmesi, işçinin taleplerinin mahkeme tarafından kabul edilmemesi anlamına gelir. Bu durumda izleyebileceğiniz yollar şunlardır:
- Karara İtiraz: İşçi, davanın reddine ilişkin karara belirli bir süre içinde üst mahkemeye itiraz edebilir. Bu, davanın yeniden değerlendirilmesi ve farklı bir sonuç alınabilmesi için bir fırsattır.
- Yeni Delillerin Sunulması: İtiraz sürecinde, işçi tarafından yeni deliller sunulabilir. Bu deliller, davanın ilk değerlendirilmesinde gözden kaçmış olabilecek önemli bilgileri içerebilir.
- Hukuki Danışmanlık Alınması: Davanın reddedilmesi durumunda, işçinin hukuki danışmanlık alması ve sonraki adımlarını bir avukat eşliğinde planlaması önemlidir. Bu, işçinin haklarını koruma konusunda daha stratejik hareket etmesine olanak tanır.
Hizmet tespit davasının sonuçları, işçinin sosyal güvenlik haklarının korunması ve gelecekteki çalışma hayatının şekillendirilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Davanın kazanılması, işçi için önemli hakların elde edilmesini sağlarken, reddedilmesi durumunda da çeşitli yasal yollarla hak arayışının sürdürülebileceği anlamına gelir.
Hizmet tespit davası nasıl sonuçlanır?
Hizmet Tespit Davası Dilekçe Örneği
Hizmet tespit davası açmak isteyenler için aşağıda genel bir dilekçe örneği bulunmaktadır. Ancak, her davanın kendine özgü koşulları olduğundan, dilekçenizi hazırlarken bir avukattan yardım almanız önemlidir. Bu örnek dilekçe, temel bir şablon sunmakta ve özelleştirilmesi gerekmektedir:
[Mahkemenin Bulunduğu Yer] [İş Mahkemesine]
[Adres]
Konu: Hizmet Tespit Talebi
Sayın Hakim,
Ben, [Adınız Soyadınız], [TC Kimlik Numaranız], [Adresiniz] adresinde ikamet etmekteyim. [İşverenin Adı/Şirket Adı] nezdinde [Başlangıç Tarihi] tarihinden [Bitiş Tarihi] tarihine kadar çalışmış bulunmaktayım. Ancak bu süre zarfında sigortalı olarak çalıştırılmadım ve/veya çalışma sürem eksik bildirilmiştir.
Bu nedenle, gerçek çalışma süremin tespiti ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına doğru bir şekilde işlenmesi için işbu hizmet tespit davasını açma gereği duymaktayım.
Dava Konusu:
- [Çalışma sürenizin detayları, göreviniz, çalışma koşullarınız gibi bilgiler]
- [Sigortasız veya eksik sigortalı çalıştırıldığınıza dair kanıtlarınız, tanık bilgileri]
Taleplerim:
- [Çalıştığım dönemlerin tam olarak tespit edilerek, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına işlenmesini,]
- [Yapılan hizmet tespiti sonucunda, eksik yatırılan sigorta primlerimin işveren tarafından ödenmesini,]
- [Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini]
Talep etmekteyim.
Ekler:
- Çalışma dönemlerime ait kanıtlar (varsa maaş bordroları, tanık ifadeleri, e-posta yazışmaları vb.)
- Kimlik fotokopisi
Bu sebeplerle, yukarıda belirttiğim hususların dikkate alınarak, hakkaniyet çerçevesinde karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.
[Adınız Soyadınız] [İmzanız] [Tarih]Daha detaylı ve teknik hizmet tespit dava dilekçelerimi inceleyebilirsiniz.
Yargıtay Kararları
Hizmet tespit davasıyla ilgili Yargıtay kararları, davaların nasıl değerlendirildiği ve hangi kriterlere göre karar verildiği konusunda bize önemli örnekler sunar. Bu kararlar genellikle şu konular hakkındadır:
- İşçinin çalıştığını iddia ettiği dönemlerde gerçekten çalışıp çalışmadığının,
- İşçinin sunmuş olduğu delillerin (tanık ifadeleri, maaş bordroları, e-posta yazışmaları gibi) yeterliliği,
- İşverenin işçiyi sigortasız çalıştırdığına dair iddialar,
- Davanın açılma süresi ve hak düşürücü süreler.
Yargıtay, genellikle işçinin lehine olan durumlarda somut delillerin ve tanık beyanlarının önemini vurgular. Ayrıca, işverenin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, işçinin sigortalı olarak çalıştığının kanıtlanması gerektiği durumlar detaylı bir şekilde incelenir.
Hizmet Tespit Davasından Feragatin Mümkün Olduğu Hakkında Yargıtay Kararı
Hizmet Tespit Davasında Davayı Kabulün Sonuç Doğurmayacağı Hakkında Yargıtay Kararı
Emekli Olduktan Sonraki Çalışma Süreleri Hakkında Hizmet Tespiti Talep Edilebileceği Hakkında Yargıtay Kararı
Yargıtay kararları, hizmet tespit davalarında mahkemelerin uyguladığı hukuki prensipleri ve yorumları yansıttığı için, benzer durumda olan davalar için bir yol göstericidir. Ancak, her davanın kendine özgü şartları ve koşulları olduğu için, bir avukata danışarak kişisel durumunuza en uygun hukuki yolu belirlemeniz önemlidir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Hizmet tespit davası için ne gerekli?
99 öncesi çalıştım ama sigortam yok ne yapmalıyım?
Geçmişte sigortasız çalıştım ne yapmalıyım?
Hizmet tespit davası ile EYT'li olunur mu?
Hizmet tespit davasında ispat yükü kimde?
Hizmet tespit davası nasıl ispatlanır? Sigortasız çalışma nasıl ispat edilir?
Hizmet tespit davası şahit yeterli mi?
Geriye dönük sigorta yapılabilir mi?
Hizmet tespit davası vekalet ücreti ne kadar?
Sigortasız çalışan işçi şikayet ederse ne olur?
İlgili Kanun Maddeleri
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Madde 86/9
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Madde 4 - Sigortalı Sayılanlar
a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,
b) Köy ve mahalle muhtarları, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise;
1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,
2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulan meslek odalarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlar,
3) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,
4) Tarımsal faaliyette bulunanlar,
c) Kamu idarelerinde;
1) (a) bendine tâbi olmayanlardan, kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışıp, ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar,
2) (a) ve (b) bentlerine tâbi olmayanlardan, sözleşmeli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86. maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar, sigortalı sayılırlar.
Birinci fıkranın (a) bendi gereği sigortalı sayılanlara ilişkin hükümler;
a) İşçi sendikalarının yönetim kurullarına seçilenler,
b) Bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan; film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlardan, düşünürlerden ve yazarlardan hizmet akdi ile çalışanlar,
c) Mütekabiliyet esasına dayalı olarak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç olmak üzere, yabancı uyruklu kişilerden hizmet akdi ile çalışanlar,
d) 2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar,
e) 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı UmumiHıfzıssıhhaKanununda belirtilen umumî kadınlar,
f) Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda usta öğretici olarak çalıştırılanlar, kamu idarelerinde ders ücreti karşılığı görev verilenler ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C) bendi kapsamında çalıştırılanlar, hakkında da uygulanır.
Birinci fıkranın (c) bendi gereği sigortalı sayılanlara ilişkin hükümler;
a) Kuruluş ve personel kanunları veya diğer kanunlar gereğince seçimle veya atama yoluyla kamu idarelerinde göreve gelenlerden; bu görevleri sebebiyle kendilerine ilgili kanunlarında Devlet memurları gibi emeklilik hakkı tanınmış olanlardan hizmet akdi ile çalışmayanlar,
b) Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları, il daimi komisyonu üyeleri,
c) Birinci fıkranın (c) bendi kapsamında iken, bu kapsamdaki kişilerin kurduğu sendikaların veya sendika konfederasyonlarının yönetim kurullarına seçilenler,
d) Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda, Türk Silâhlı Kuvvetleri hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubaynaspedilmeküzere temel askerlik eğitimine tâbi tutulan adaylar ile fakültelerde veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına okuduktan sonra veya askerlik hizmetini müteakip subaylığa veya astsubaylığa geçirilenlerin, okullarda geçen normal eğitim süreleri,
e) Polis Akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda, Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrenciler ile fakültelerde veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına okuduktan sonra komiser yardımcılığına veya polisliğe geçirilenlerin, okullarda geçen normal eğitim süreleri, hakkında da uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.