✒ İş Kazası Beyan Dilekçesi (Davalı İşveren Hastane Yönünden)
İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVACI:
KONU: ATK Raporuna Karşı Beyanlarımızın Sunumudur.
AÇIKLAMALARIMIZ:
Davacı yan … ve … tarihleri arasında müvekkil hastanede temizlik personeli olarak çalışmış ve hastaneye ait iş yerindeki çalışması sırasında 05.07.2017 ile 06.12.2017 tarihlerinde olmak üzere 2 kez kendi dikkatsizliği ve kusurlu davranışı sebebiyle iş kazası geçirmiştir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulunun 06.102021 tarih ve 18059 sayılı Kararı ile 05.07.20217 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazasına bağlı yaralanması nedeniyle sürekli iş göremezlik oranı %0 raporlanmıştır. İşçinin kendi ağır kusuru sonucu meydana gelen yaralanmaya, müvekkil hastane anında müdahale ederek, gerekli tedavileri uyguladığından kalıcı hasar ve maluliyet gelişmemiştir. İlaveten, 05.07.2017 tarihli iş kazasında tutulan tutanak ve davacıdan alınan savunmada kusurun davacıya ait olduğu ikrarı mevcut olup, yapılan tedavisi sonucu iş kazasından doğan bir maluliyet ve kalıcı hasarın olmadığı kanaatine varılmıştır.
06.12.2017 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazasında sonucunda ise mezkur tarihli kazada yaralanması nedeniyle sürekli iş göremezlik oranı %17,2 olarak bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Dolayısıyla 05.07.2017 (%0) ve 06.12.2017 tarihinde meydana gelen her iki iş kazasına bağlı maluliyetlerin birleştirilmesi ile de sürekli iş göremezlik oranının toplam % 17,2 olduğu rapor edilmiştir. Ayrıca müvekkil hastanenin dava konusu iş kazasında “atfı kabil hiçbir kusur bulunmadığı” da Y….. isimli İş Güvenliği Uzmanı tarafından hazırlanan değerlendirme raporu ile belirlenmiştir. İşbu İş Güvenliği Değerlendirme Tutanağında bilhassa olay tarihinde asansör bakımını yapan firma olan …………ASANSÖR YÜR. MER. MAK. SAN. Ve TİC. LTD. ŞTİ.’ nin gerekli bildirimler yapılmaksızın, tedbir ve önlemleri almadan tamir işlemlerinin gerçekleştirmiş olması sebebiyle kusurlu olduğu ve oluşan kazada GEREK ASANSÖR FİRMASI GEREKSE DE DAVACI YAN’IN ASLİ DERECEDE KUSURLU OLDUĞU RAPORLANMIŞTIR.
Önceki beyanlarımızda da belirttiğimiz üzere, müvekkil hastaneye ait bir sorumluluk bulunmadığı gibi müvekkil hastane ile … ASANSÖR YÜR. MER. MAK. SAN. Ve TİC. LTD. ŞTİ. Arasında asıl işveren- alt işveren ilişkisi bulunmamaktadır. Müvekkil Sağlık Hizmetleri A.Ş., … ASANSÖR YÜR. MER. MAK. SAN. Ve TİC. LTD. ŞTİ.’ nden asansör bakım ve tadilat hizmeti satın almıştır. Ancak asansör bakım hizmeti satın alınan şirket gerekli tedbirleri almayarak hizmet kusuru işlemiştir. Davacı yan … hastane yetkilileri tarafından defalarca uyarılmasına rağmen ağır kusurlu bir şekilde hareket ederek asansörü bilerek kullanması sonucu kaza meydana gelmiştir. Somut olayda işçinin ve hizmet satın alınan firmanın ağır kusuru nedeniyle işverenin iş kaza ile arasında illiyet bağı kurulamayacak, müvekkil hastaneye kusur isnat edilemeyecektir.
İş kazasından söz edebilmemiz için kaza ile işçinin uğradığı bedensel veya ruhsal zarar arasında uygun illiyet bağının olması gerekmektedir. Zarar görenin ağır kusuru halinde ise illiyet bağı kesilecektir. “Kimse Kendi Kusurundan Faydalanamaz.” ilkesinin gereği olarak, zarar gören işçinin ağır kusurunun varlığı halinde illiyet bağı kesildiğinden işveren sorumluluktan kurtulacaktır. Yargıtay 21. HD., E. 2015/1499 K. 2015/15871 07.09.2015 Tarihli Kararında; “…Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacının, davalı Banka Şube Müdürlüğünde bireysel pazarlama yönetmeni olarak çalışmakta iken olay tarihi olan 14/12/2006 tarihinde işyeri içerisindeki asma katta bulunan müdür odasından kendi masasına dönüşü esnasında merdivenlerden düşerek yaralandığı, SGK Teftiş Kurulu
Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğu ve davacının iş kazasının gerçekleşmesinde % 100 oranında kusurlu bulunduğunun tespit edildiği, mahkemece itibar olunan 3 kişilik bilirkişi kusur raporunda ise, davacının %50, davalının ise %50 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu’nun 77. maddesinin açık buyruğudur. Bu kapsamda işveren özen yükümlülüğü kapsamında alması gereken önlemleri almamış ve bu nedenle de zararlandırıcı bir olay meydana gelmiş ise akti yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenin bu zarardan sorumlu tutulacağı tartışmasızdır. Fakat işverinin almadığı yada eksik aldığı bu önlemler ile zararlandırıcı olay arasında nedensellik olması esastır. Diğer bir ifade ile eğer zararlı netice ile işverence hiç alınmayan yada eksik alınan önlemler arasında doğrudan bir bağ kurulamıyor ise bu zararlı neticeden işverenin sorumlu tutulması doğru olmayacaktır. Aksinin kabulü işverenin oldukça geniş sınırlar içeren akdi sorumluluğunun sınırlarının daha da genişletilmesi olur ki bu kabul edilebilir bir hal değildir. Yine kaza ile işverence alınmayan önlemler arasında uygun illiyet bağının bulunması da işverenin sorumluluğu için esastır.
Ayrıca şunu belirtilmekte de fayda vardır. Teknik bilgi gerektiren hallerde mahkemelerce konusunda uzman kişilerden bilirkişi raporu alınması gerekli olmakla birlikte bilirkişilerin raporundaki değerlendirmelerin mahkemelerce denetlenmesi, gerektiğinde mahkemece ek rapor alınması, ek rapora rağmen bilirkişi değerlendirmesinin oluşa uygun düşmediği tespit olunması halinde ise gerekirse bir başka bilirkişi heyetine olayın inceletilmesi gerekir.
Somut olayda; 12.08.2013 tarihli kusur bilirkişi raporu hükme esas alınmışsa da; bu rapordaki değerlendirmeye göre varılan sonuç hatalı olmuştur. Zira bir işverenin çalışanına karşı özen yükümlülüğü bulunmakla birlikte buradaki akdi yükümlülüğü sınırsız değildir. Eğer zararlandırıcı olay kazaya uğrayanın ağır kusurundan kaynaklanmışsa illiyet bağının kesilmesi söz konusu olacaktır.
Bu kapsamda davacının olay tarihi olan 14/12/2006 tarihinde, tanık anlatımlarında da belirtildiği üzere işyerindeki merdivenlerden üzerinde bol paçalı pantolon ve sivri topuklu ayakkabı bulunduğu halde inişi esnasında, ayakkabısının paçasına girmesinin yargılama konusu kazanın asıl sebebi olduğu açıktır. Hal böyle olunca da işverenin bu mezkur olayda özen yükümlülüğü kapsamında alabileceği bir tedbir ve giderek sorumluluğunu gerektirecek bir kusuru bulunmadığından bu sebeplerle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.“ şeklinde karar vermiştir.
Yine “İlliyet Bağının Kesilmesine İlişkin” aynı doğrultuda Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’ nin 2019/77 E., 2019/6570 K., 06.11.19 tarihli kararında; “İşvereni, zararlandırıcı olay nedeniyle sorumluluktan kurtaracak olan durum, eylem ile meydana gelen zarar arasındaki uygun illiyet bağının kesilmesidir. Kusursuz sorumlulukta olduğu gibi kusur sorumluluğunda da illiyet bağı; mücbir sebep, zarar görenin ve üçüncü kişinin ağır kusuru nedenleriyle kesilebilir. Uygun illiyet bağının kesildiğinin ispatı halinde, işverenin sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir.” hükmüne yer vermiştir.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nce işçinin kusuruna yönelik verilmiş olan 2019/214 E., 2019/5354 K. , 23.09.2019 Tarihli Kararında da; “Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalı şirkette bekçi kulübesinde danışma görevlisi olarak çalışırken olay günü, kulübe önünde şirkette çalışan biriyle konuştuğu sırada elini kapının açılıp kapanan pervazına koyduğu sırada, kulübe içerisinde meydana gelen hava akımı neticesinde kapının aniden kapanmasıyla, elinin kapı ile pervazı arasında sıkışarak sol el baş parmağından yaralanmak suretiyle iş kazası geçirdiği…olayın gerçekleşme şekli dikkate alındığında davacının elini koymaması gereken kapının pervaz kısmına koyması nedeniyle daha ağır kusurlu olduğunun kabulü hayatın olağan akışı gereğidir.”
İşçinin ağır kusurlu bulunduğu kararlardan biri olan Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2012/10472 E. , 2013/3 K. , 21.1.2013 Tarihli kararında özetle; “Dosya kapsamında bulunan delillere göre, davacının feshe konu olay tarihinde seri üretim yapan ETP 25 no’lu 60 tonluk pres makinesinde çalışırken faal olan makinenin koruma kapağını açarak demir takoz koyduğu, bu hareketiyle makinenin üst tablosunun kısmen kırılmasına, sigortasının atmasına, krank milinin zarar görmesine ve belli bir süre için üretim kaybına sebep olduğu, iş güvenliği açısından makinenin kapağının açık olması durumunda hiçbir müdahale yapmaması gerektiği halde bu tedbiri ihlal ettiği, bu sebeple de meydana gelen zararda kusurunun bulunduğu ve iş güvenliğini tehlikeye soktuğu sabittir.”
5. Sosyal sigorta işlemleri yönetmeliği md.44/2 hükmüne göre; ” sigortalının, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kurallara uymaması, tehlikeli olduğu veya hastalığa sebep olacağı bilinen bir hareketi yapması, yetkili kimseler tarafından verilen emirlere aykırı hareket etmesi, açıkça izne dayanmadığı gibi, hiçbir gereği veya yararı bulunmayan bir işi bilerek yapması ve yapılması gerekli bir hareketi savsaması, ağır kusuruna esas tutulur.” Yukarıda verilen Yargıtay kararlarında da görüldüğü üzere; iş kazasının meydana gelmesinde işçi kusurlu ise, illiyet bağı kesileceği için, işveren sorumlu olmayacaktır. Ayrıca zarar, işyeri koşullarından veya işletmeye özgü tehlikeden doğmamış ve araya giren başka bir nedenden meydana gelmişse bu durumda işveren zarardan sorumlu tutulamayacağı açıktır.
SONUÇ OLARAK; Kusur ve husumetin hatalı tespit edildiği bu davada, Davacı asilin müvekkil hastanede işe başladığı dönemde %65 oranında engellilik hali bulunduğu, engelli kadrosu dahilinde çalışan bir işçi olduğu hüküm verilirken göz ardı edilmemelidir. Binmemesi konusunda uyarılmasına rağmen “makul bir insanın zarar görmemek için göstereceği çaba ve dikkat” unsuruna aykırı hareket ederek, tehlikeli ve riskli hareketleri sonucunda kusuru ile kazaya neden olduğundan müvekkil hastane ile illiyet bağı bulunmamakta olup haksız davanın reddi gerekmektedir.
NETİCE-İTALEP : Yukarıda arz ve izah olunan nedenler ışığında, işçinin asli kusurluluğu ile husumet yokluğu dikkate alınarak haksız ve hukuka aykırı olarak açılan iş bu davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.
DAVALI HASTANE VEKİLİ