Hukuka Aykırı Delil Nedir?

Hukuka aykırı deliller, mahkemede kullanılmasına izin verilmeyen, hukuka aykırı yollarla elde edilmiş kanıtlardır. Anayasa’nın 38. maddesi "kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez." ifadesiyle, hukuka uygun olmayan şekilde toplanan delillerin yargılamada dikkate alınamayacağını açıkça düzenler. Usulüne uygun olmayan aramalar, rıza dışı ses veya görüntü kayıtları, izinsiz mesaj takibi gibi deliller, hem hukuk hem ceza davalarında hukuka aykırı delil olarak değerlendirilir ve çoğu durumda mahkeme tarafından reddedilir.

Hukuka aykırı delillerin etkisi, yargılamanın türüne göre değişiklik gösterir. Özel hukuk davalarında (HMK) bazı istisnalar bulunabilirken, ceza yargılamasında (CMK) daha katı kurallar uygulanır. Ceza muhakemesinde, hukuka uygun delil zorunluluğu mutlak bir kuraldır ve mahkemeler bu tür delilleri hükme esas alamaz. Bu nedenle hukuka aykırı delillerin hukuk ve ceza muhakemelerindeki farklı etkilerini ayrı ayrı ele almak gerekir.

Hukuka Aykırı Delil Nedir? - Banner

Hukuka Aykırı Delillerin Türleri Nelerdir? (Örnekler)

Hukuka aykırı deliller, elde ediliş yöntemine ve ihlal edilen hukuki ilkelere göre çeşitli türlere ayrılır. Başlıca hukuka aykırılık teşkil eden delillerin örneklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Özel Hayatın Gizliliğinin İhlaliyle Elde Edilen Deliller: Kişilerin rızası olmadan yapılan ses veya görüntü kayıtları, telefon konuşmaları kaydı, ortam dinlemeleri, casus yazılım, böcek yerleştirme. Bu tür deliller, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 134. maddesi kapsamında suç teşkil eder ve mahkemede hükme esas alınamaz.
  • Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Yoluyla Elde Edilen Deliller: WhatsApp, e-posta, sosyal medya mesajlarının rızasız olarak saklanması veya paylaşılması, mektup veya özel yazışmaların açılması ve içeriğinin kullanılması. TCK 132. madde kapsamında, haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişiler suç işlemiş sayılır ve elde edilen bu deliller mahkemede kullanılamaz.
Hukuka Aykırı Delil Örnekleri
  • Hukuka Aykırı Arama ve El Koyma Sonucu Elde Edilen Deliller: Yetkili mercilerin belirlediği yasal prosedürlere uyulmadan yapılan arama ve el koymalar sonucu toplanan kanıtlar hukuka aykırıdır. Mahkeme kararı olmaksızın yapılan ev veya iş yeri aramaları; Savcının onayı olmadan yapılan kişisel eşya, bilgisayar veya telefon incelemeleri; Gecikmesinde sakınca olan haller dışında yetkisiz kişiler tarafından yapılan el koymalar. Bu tür deliller, CMK 206/2-a ve CMK 217/2. maddeleri uyarınca mahkemede kullanılamaz ve dosyadan çıkarılması gerekir.
  • İşkence veya Zor Kullanılarak Elde Edilen Deliller: Kişinin psikolojik veya fiziksel baskı altında verdiği ifadeler ve elde edilen deliller hukuka aykırıdır. İşkence veya tehdit yoluyla alınan beyanlar; Sanık veya tanığın zorla ifade vermeye zorlanması; Hukuka aykırı şekilde korkutma veya aldatma yoluyla elde edilen deliller. TCK 148 ve CMK 148. madde kapsamında, bu tür deliller geçersizdir ve mahkeme tarafından dikkate alınamaz.
  • Üçüncü Kişilerden Hukuka Aykırı Şekilde Elde Edilen Deliller: Özel hayatın korunması ve delil elde etme yetkisinin yalnızca yetkili makamlarca kullanılabilmesi ilkesi gereği, üçüncü kişiler tarafından yasa dışı yollardan elde edilen bilgiler delil niteliği taşımaz. Özel dedektifler tarafından toplanan yasa dışı kayıtlar; Çalışanların işveren tarafından bilgi veya rıza olmadan izlenmesi; Üçüncü bir kişinin gizlice elde ettiği belgeler veya kayıtlar. Bu tür deliller, Anayasa’nın 38. maddesi ve HMK 189. maddesi gereği yargılamada dikkate alınmaz.
  • Usule Aykırı Arama ve Elkoyma İşlemleriyle Elde Edilen Deliller: Mahkeme kararı olmaksızın veya usulüne uygun yapılmayan arama ve el koyma işlemleri sonucunda elde edilen kanıtlar.

Genel ilke hukuka aykırı yollarla elde edilen delillerin hükme esas alınmaması gerektiğidir. Fakat uygulamada hukuka aykırı yollarla elde edilmesine rağmen delil olarak kabul edilen oldukça istisnai durumlar vardır. Yazının devamında değineceğim.

Ceza ve hukuk davalarında delil sunarken hukuki çerçevenin dışına çıkmamak büyük önem taşır. Adana’da avukat olarak müvekkillerime sunduğum hukuki danışmanlık hizmetlerinde, birçok davada delil sunma sürecinde yapılan hataların yargılama sonucunu olumsuz etkilediğini gözlemlemekteyim.

📌 Detaylı bilgi için: Adana Avukat

Hukuka Aykırı Delillerin Ceza Muhakemesinde (CMK) Değerlendirilmesi

Ceza muhakemesi, maddi gerçeğin hukuka uygun delillerle ortaya çıkarılmasını amaçlar. Bu nedenle, hukuka aykırı yollarla elde edilen delillerin yargılamada kullanılması yasaktır. Anayasa’nın 38. maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 206, 217 ve 230. maddeleri, hukuka aykırı delillerin hükme esas alınamayacağını açıkça düzenlemektedir​.

Hukuka Aykırı Delil Nedir? - Thumbnail

Mahkeme, delillerin hukuka uygun olup olmadığını re’sen değerlendirmekle yükümlüdür. Bu kapsamda, hukuka aykırı deliller duruşmada tartışılamaz, dosyada tutulamaz ve hüküm kurarken dikkate alınamaz. Özel hayatın gizliliğini ihlal eden kayıtlar, yetkisiz telefon dinlemeleri ve baskı altında alınan ifadeler bu kapsamda değerlendirilir. Ayrıca, hukuka aykırı bir delile dayanılarak elde edilen diğer deliller de hukuka aykırıdır (zehirli ağacın meyvesi ilkesi) ve mahkemede kullanılamaz​.

Belirli koşullarda hukuka aykırı delillerin değerlendirilmesine yönelik istisnalar kabul edilebilmektedir. Bu istisnalar, hukukun üstünlüğü ilkesini ihlal etmeyecek şekilde yorumlanmalı ve sıkı kriterlere tabi olmalıdır:

  • İstisna – Sanığın Lehine Olan Hukuka Aykırı Deliller: Eğer hukuka aykırı yollarla elde edilen bir delil, sanığın suçsuzluğunu kanıtlıyorsa veya ağır bir hak ihlalini ortaya koyuyorsa, kişinin suçsuzluğunun ispatını engellememek adına bu delilin mahkemede değerlendirilmesi gerekir.
  • İstisna – Zehirli Ağacın Meyvesi İlkesine Getirilen Sınırlamalar: Eğer bağımsız bir kaynaktan aynı delil elde edilebiliyorsa veya önceden var olan bir delilin varlığını doğruluyorsa hukuka aykırı delilin etkisi ortadan kalkabilir.
  • İstisna – Kişinin Kendisine Karşı İşlenen Suçlarda Ses Kaydı Alması Hukuka Uygundur: Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 16.05.2017 tarihli (E. 2015/33931, K. 2017/5905) kararı, bir kişinin kendisine karşı işlenen hakaret ve tehdit suçlarını kayıt altına almasının hukuka uygun olduğunu belirlemiştir. Hakaret, tehdit veya şantaj suçlarına maruz kalan kişinin, olay anında kayıt alması, meşru müdafaa kapsamında değerlendirilir.
  • İstisna – Kamu Güvenliği ve Üstün Kamu Yararı: Terör suçları, örgütlü suçlar veya milli güvenliği tehdit eden ağır suçlarda, mahkemeler bazen hukuka aykırı elde edilen delilleri dolaylı olarak değerlendirebilir.
  • İstisna – Teknik veya Usulü Hatalardan Kaynaklanan Hukuka Aykırılıklar: Hukuka aykırılık sadece şekli bir eksiklikten kaynaklanıyorsa. Örneğin, arama kararında eksik veya yanlış bir imza bulunması, ancak esasen tüm prosedürlerin doğru uygulanması halinde, delilin tamamen geçersiz sayılması yerine farklı bir değerlendirme yapılabilir​.

Bu konunun ayrıntılarını incelemek için Hukuka Aykırı Delillerin Ceza Muhakemesinde (CMK) Değerlendirilmesi başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

Hukuka Aykırı Delillerin Hukuk Muhakemesinde (HMK) Değerlendirilmesi

HMK’nın 189/2. maddesi yürürlüğe girdikten sonra, hukuka aykırı yollarla elde edilen delillerin tamamen geçersiz olduğu kabul edilmiştir. Anayasanın 38. maddesi, HMK 189/2 ve Yargıtay içtihatları birlikte değerlendirildiğinde, hukuka aykırı delillerin hiçbir şekilde mahkemede delil olarak kullanılamayacağı kesinlik kazanmıştır. Zira eski HUMK zamanında hukuka aykırı deliller kanunda net bir hüküm olmadığından daha esnek değerlendiriliyordu.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ile yürütülen davalarda hukuka aykırı delilin istisnai olarak kabul edildiği durumlara kısaca değinelim:

  • İstisna – Tarafların Rızası ile Sunulan Hukuka Aykırı Deliller: Taraflardan biri, hukuka aykırı elde edilen bir delilin kullanılmasına açıkça rıza gösterirse, mahkeme bu delili değerlendirir. Yargıtay kararlarında, karşı tarafın delile açıkça itiraz etmemesi veya delili kabul etmesi durumunda bu tür delillerin dikkate alınabileceği belirtilmiştir.
  • İstisna – Kamu Düzenini ve Üstün Kamu Yararı İlkesi: Ağır dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı, çocuk istismarı, kamu güvenliğini ilgilendiren davalarda, mahkeme hukuka aykırı delili değerlendirme yoluna gidebilir.
  • İstisna – Hukuka Aykırılığın Sadece Usulü Eksiklikten Kaynaklanması: Hukuka aykırılık, yalnızca şekli bir eksiklikten doğuyorsa ve temel hak ihlali yoksa. Örneğin, bir tanık beyanı usule aykırı alınmış ancak beyanın doğruluğu kesin olarak kanıtlanmışsa, mahkeme bu beyanı dikkate alabilir.

Özel hukuk davalarında, hukuka aykırı deliller bazı istisnai durumlarda dikkate alınabilmektedir. Örneğin, boşanma davalarında eşlerden biri sadakatsizliği ispatlamak için özel hayatı ihlal eden bir delil sunduğunda, mahkeme delilin kabul edilip edilmeyeceğine somut olayın koşullarına göre karar verebilir. Adana’da boşanma avukatı olarak, müvekkillerime delil toplama sürecinde hukuki sınırları aşmamaları gerektiğini hatırlatmaktayım.

📌 Boşanma davaları hakkında detaylı bilgi için: Adana Boşanma Avukatı

Bu istisnalar, hukuk davalarında hukuka aykırı delillerin kesin olarak reddedilmesi yerine, belirli koşullarda titizce değerlendirilmesine kapı aralamaktadır. Daha fazla detay için Hukuka Aykırı Delillerin Hukuk Muhakemesinde (HMK) Değerlendirilmesi başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

Hukuka Aykırı Delillerin Sonuçları Nelerdir?

Hukuka aykırı delillerin yargı sürecinde kullanılması veya dosyaya sunulması, hem hukuki hem de cezai yaptırımları beraberinde getirebilir. Olası sonuçları özel hukuk ve ceza davaları yönünden şu şekilde basamaklar halinde izah edeceğim:

1) Hukuka Aykırı Deliller Mahkemede Geçersizdir:

  • CMK 206/2-a ve 217/2. maddeleri, hukuka aykırı delillerin ceza yargılamasında hiçbir şekilde hükme esas alınamayacağını belirtir.
  • HMK 189/2. maddesi, özel hukuk yargılamasında da hukuka aykırı delillerin ispat aracı olarak kullanılamayacağını düzenler.

2) Mahkeme Dosyasından Çıkarılma ve Delil Değerlendirme Yasağı:

  • CMK 230. maddesi, hukuka aykırı delillerin mahkemede reddedilmesini ve dosyadan çıkarılmasını gerektirir.
  • Hakim, re’sen hukuka aykırı bir delilin varlığını tespit ederse, bu delili dosyadan çıkarmak ve hüküm kurarken dikkate almamak zorundadır​.

3) Hukuka Aykırı Delillerle Elde Edilen Yeni Deliller de Geçersizdir (Zehirli Ağacın Meyvesi İlkesi):

  • Bu kural, “zehirli ağacın meyvesi” ilkesi olarak bilinir. Örneğin, yasadışı şekilde elde edilen bir ses kaydına dayanarak başka bir belgeye ulaşıldıysa, o belge de hukuka aykırı delil olarak kabul edilir.

4) Hukuka Aykırı Delil Elde Eden Kişiler Cezai Sorumluluk Taşır ve Tazminat Ödeyebilir:

Hukuka aykırı delil elde eden kişiler Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında suç işlemiş sayılabilir. Diğer yandan mağdur olan kişiler, sorumlulara karşı tazminat davası açabilir.

  • TCK 134. madde (Özel hayatın gizliliğini ihlal)
  • TCK 132. madde (Haberleşmenin gizliliğini ihlal)
  • TCK 135. madde (Kişisel verileri hukuka aykırı şekilde kaydetme)

Bu suçları işleyenler hakkında hapis cezası ve adli para cezası uygulanır.


5) Hukuka Aykırı Delillere Dayalı Kararlar Bozulur:

Mahkeme hukuka aykırı delile dayanarak bir karar vermişse, bu karar Yargıtay veya Anayasa Mahkemesi tarafından bozulur.

  • CMK 289. madde, hukuka aykırı delillere dayanarak verilen hükümlerin mutlak bozma sebebi olduğunu belirtir.
  • Anayasa Mahkemesi, temel hakların ihlal edilmesi durumunda bireysel başvurular sonucunda kararları iptal eder.

Göreceğiniz üzere hukuka aykırı delillerin kullanılması durumunda mahkeme kararları geçersiz hale gelebilir, delili sunan kişiler cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir ve dava süreci hukuka uygun şekilde yeniden değerlendirilmek zorunda kalabilir.

Hukuka Aykırı Delillerle İlgili Yargıtay Kararları

Hukuka aykırı delillerin yargılama sürecinde kullanılıp kullanılamayacağı konusu, Yargıtay kararlarıyla şekillenen bir içtihat alanıdır. Aşağıda, Yargıtay’ın hukuka aykırı deliller hakkında verdiği önemli kararların özetini bulacaksınız:

  • Hukuka Aykırı Arama ile Elde Edilen Delillerin Hükme Esas Alınamayacağı: Yargıtay, hukuka aykırı olarak yapılan arama sonucunda ele geçirilen delillerin mahkemede hükme esas alınamayacağını belirtmiştir. Ancak sanığın ikrarı ve diğer yan delillerin hukuka uygun olması durumunda mahkûmiyetin devam edebileceğini ifade etmiştir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 17.11.2009, E.2009/7-160, K.2009/264)
  • Hukuka Aykırı Ses ve Görüntü Kayıtlarının Delil Olarak Kullanılamayacağı: Yargıtay, kişilerin rızası olmadan alınan ses ve görüntü kayıtlarının, hukuka ve yöntemine uygun olmadıkları sürece mahkemede delil olarak kullanılamayacağını belirtmiştir. Bu karar, özel hayatın gizliliği ve delil serbestisi arasındaki dengeyi sağlamayı amaçlamaktadır. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2009)
  • Zehirli Ağacın Meyvesi İlkesi: Kurul, yargıç kararı olmadan yapılan aramanın hukuka aykırı olduğu ve elde edilen delillerin değerlendirme dışında tutulması gerektiğine karar vermiştir. Ancak sanığın ikrarına dayanan mahkûmiyet kararını onaylayarak, zehirli ağacın meyvesi ilkesinin mutlak uygulanmayacağını göstermiştir​. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 29.11.2005, E.2005/7-144, K.2005/150)
  • İşyerinde Yapılan Bilgisayar Aramalarının Hukuka Aykırılığı: Sanığa ait işyerinde yapılan aramada bilgisayarların incelenmesine ilişkin açık bir arama kararı bulunmaması nedeniyle, bilgisayar disklerinden elde edilen delillerin hukuka aykırı kabul edilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Sonuç olarak sanık beraat etmiştir. (Yargıtay 19. Ceza Dairesi, 2015/2092 E., 2015/1175 K.)
  • Adli Arama Kararı Olmadan Yapılan Aramaların Hukuka Aykırılığı: Yargıtay, adli arama kararı olmadan yapılan bir arama sonucunda elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğu ve sanığın ikrarı bulunsa bile bu delillerin hükme esas alınamayacağını belirtmiştir. (Yargıtay 20. Ceza Dairesi, E.2015/28, K.2015/2428, T.24.06.2015)
  • Hukuka Aykırı İletişim Dinleme Kayıtlarının Kullanımı: Yargıtay, hukuka aykırı olarak yapılan iletişimin dinlenmesi kararlarının mahkemede kullanılamayacağını belirtmiştir. Ancak sanık lehine delil teşkil ediyorsa, bu tür kayıtların istisnai olarak kullanılabileceğini vurgulamıştır. (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2016/2524 E., 2017/5338 K.)
  • Günlüklerin Boşanma Davasında Delil Olarak Kullanılabileceği: Kararda, günlüğün eşlerin ortak yaşam alanında bulunması nedeniyle hukuka aykırı yolla elde edilmediği değerlendirilmiştir. Yargıtay, özel hayatın gizliliğinin evlilik birliğindeki aile konutu içinde sınırlandığını ve sadakat yükümlülüğünün bu tür delillerle ispatlanabileceğini belirtmiştir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 25.09.2002, E. 2002/2-617, K. 2002/648)
  • Evin İçine Ses Kayıt Cihazı Yerleştirerek Delil Elde Etme: Eski HMK uygulamasında eşlerin ortak konutuna ses kayıt cihazı yerleştirerek elde edilen delillerin hukuka aykırı olmadığı değerlendirilmiştir. Ancak bu karar, HMK’nın yürürlüğe girmesinden önce verilmiştir ve mevcut hukuk sisteminde gizli ses kayıt cihazı hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmektedir​. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 20.10.2008)
  • Hukuka Aykırı Olarak Oluşturulan Video Kaydının Kullanılamayacağı: Boşanma davası için kurgu yapılarak oluşturulan bir videonun hukuka aykırı delil olarak değerlendirileceği belirtilmiştir. Mahkeme, delilin sadece elde edilme değil, oluşturulma yönteminin de hukuka uygun olması gerektiğine hükmetmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2011/2703, K. 2012/70, 15.02.2012)
  • Sosyal Medya Hesaplarından Hukuka Aykırı Delil Elde Etme: Sahte hesap açarak veya kişinin bilgisi olmadan sosyal medya hesaplarından alınan delillerin hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte kişinin kendi hesabındaki paylaşımlarının delil olarak sunulabileceği kabul edilmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 07.03.2017)
  • Eşin Haberi Olmadan Yapılan Ses Kayıtları Hukuka Aykırıdır: Eşin haberi olmadan yapılan ses kayıtlarının özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği ve hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Bu tür ses kayıtlarının boşanma davalarında kullanılamayacağı ve mahkemede hükme esas alınamayacağı ifade edilmiştir​. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 27.03.2017)
  • Kişinin Kendisine Karşı İşlenen Suçlarda Ses Kaydı Alması Hukuka Uygundur: Kişinin kendisine karşı işlenen bir suçla ilgili olarak, olayın ani gelişmesi nedeniyle yetkili makamlara başvurma imkânı bulunmadığında, delil kaybolmaması için kayıt alması hukuka uygundur. (Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 16.05.2017 tarihli E. 2015/33931, K. 2017/5905 sayılı kararı)

Bu kararlar, hukuka aykırı delillerin yargılamadaki etkisini ve sonuçlarını ortaya koymaktadır.

Hukuka Aykırı Delillerle İlgili Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

  1. Hukuka aykırı delil nedir?
    Hukuka aykırı delil, yasaların öngördüğü usul ve esaslara aykırı şekilde elde edilen ve bu nedenle yargılamada kullanılması tartışmalı olan kanıtlardır.
  1. Hukuka aykırı deliller ceza davalarında kullanılabilir mi?
    Hayır, Anayasa ve Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, hukuka aykırı olarak elde edilen deliller ceza davalarında kullanılamaz. Ancak belirli istisnaları vardır.
  1. Hukuka aykırı delil hükme esas alınabilir mi?
    Yargıtay’ın kararlarına göre, hukuka aykırı deliller hukuk davalarında da dikkate alınamaz.
  1. Hukuka aykırı delil elde eden kişiler hangi yaptırımlarla karşılaşır?
    Hukuka aykırı delil elde eden kişiler, cezai ve hukuki yaptırımlarla karşılaşabilir. Ayrıca, mağdurlar tazminat talebinde bulunabilir.
  1. Hukuka aykırı delillerin istisnaları var mıdır? Hukuka aykırı delil ne zaman kullanılabilir?
    Bazı durumlarda, özellikle toplumun menfaati ve suçun ağırlığı dikkate alınarak, hukuka aykırı deliller kullanılabilir.
  1. Hukuka aykırı delil sunmak suç mu?
    Evet, hukuka aykırı delil sunmak suç teşkil edebilir. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 134, 132 ve 135. maddelerine göre, özel hayatın gizliliğini ihlal eden, kişisel verileri hukuka aykırı elde eden veya haberleşme gizliliğini ihlal eden deliller sunulursa, cezai yaptırımlarla karşılaşılabilir.
  1. Delil yasakları nelerdir?
    Delil yasakları, hukuka aykırı yollarla elde edilen delillerin mahkemede kullanılmasını engelleyen kurallardır. CMK 206, 217 ve 230. maddeleri ile HMK 189/2. maddesi, hukuka aykırı delillerin hükme esas alınamayacağını düzenler.
  1. Telefon ses veya video kaydı delil sayılır mı?
    Eğer kişinin kendisine karşı işlenen bir suç (hakaret, tehdit vb.) nedeniyle ses kaydı alması söz konusuysa, bu kayıt hukuka uygun delil sayılabilir.

    • Avukat Saim İncekaş tarafından yayımlanmıştır. (Adana Barosu 4293 Sicil)
    • Avukat Kemal Durmuşcan, Avukat Tülin Keser tarafından gözden geçirilmiştir. (Adana Barosu 2332 ve 4548 Sicil)
    • İlgili Mevzuat (mevzuat.gov.tr)
    • Yargıtay Kararları (yargitay.gov.tr)
    • Akademik Makaleler (Ulusal Tez Merkezi, Google Scholar, DergiPark)
    • 14 anonim kullanıcı sayfanın doğru ve güncel olduğunu teyit etmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İçindekiler