Ticari Araç Kazanç Kaybı Dava Dilekçesi Örneği

ADANA NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE

DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALI :

DAVA : Belirsiz Alacak Davası

KONU : Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile, 2016 tarihinde davalıların kusuru ile meydana gelen kaza sonucu müvekkilin uğradığı şimdilik 1.000,00 TL kazanç kaybı bedelinin davalılardan tahsili talebidir.

DAVA DEĞERİ : 1.000,00-TL (Fazlaya İlişkin Dava ve Talep Haklarımız Saklı Kalmak Kaydıyla Şimdilik)

AÇIKLAMALAR

2016 tarihinde davalı şirketin malik olduğu sevk ve idaresinde bulunan 13 Plakalı aracı ile Adalet Caddesi ışıklı kavşak istikametinden Adalet Anadolu Lisesi istikametine seyrederken müvekkile ait ve Ahmet’in sevk ve idaresinde bulunan plakalı araca çarpması sonucu Ölümlü/Yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiştir. Kazanın oluşumunda davalı sürücü Mehmet’in kusurlu hareketleri neden olmuştur.

13 plakalı araç, Adalet Sigorta AŞ nezdinde düzenli no’lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi (Trafik Sigortası) ile sigortalanmıştır.

Müvekkilim ticaretle uğraşmaktadır. Müvekkile ait Ahmet’in sevk ve idaresindeki 13 plakalı araç 2016 tarihinde 14 plakalı aracın şoförünün %100 kusurlu olması sebebiyle oluşan kazada hasar görmüştür. Dilekçemiz ekinde bulunan Ölümlü/Yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağında görüleceği üzere trafik kazası tespit tutanağı sürücü beyanları incelendiğinde, davalı sürücü yazılı ve imzalı beyanıyla kazaya tam kusuruyla sebebiyet verdiğini açıkça ikrar etmiştir. Söz konusu durum kaza yeri tetkiki ve sürücülerin beyanları kaza tespit tutanağı ile tespit edilmiştir. Kaza neticesinde Seyhan İlçe Emniyet Amirliğince tarafların ve tanıkların ifadeleri alınmıştır. Dosya kapsamında Adana Savcılığınca görülmüş ve veya görülmekte olan soruşturma dosyasının CELBİNİ TALEP ederiz, (Ek 3: Müvekkile ait aracı kullanan Ahmet’e ait Sürücü Belgesi Fotokopisi) (Ek 4: Adana Polis Merkezi Amirliğince Tutulan Bilgi Alma Tutanakları)

DAVACI MÜVEKKİLİN UĞRAMIŞ OLDUĞU KAZANÇ KAYBINDAN DAVALILAR MÜŞTEREKEN VE MÜTESELSİLEN SORUMLUDUR.

Davaya konu trafik kazası sebebi ile gerek ilgili mevzuat gerekse de Yargıtay’ın Yerleşik İçtihatları kapsamında davacı müvekkillerin, davalı sürücü Mehmet’in haksız fiili neticesinde haksız fiile ilişkin hükümler çerçevesinde araç işleten sıfatıyla davalı Taahhüt Tic. San. Ltd. Şti. ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olan davalılardan tazminat hakları doğmuştur.

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. Maddesi uyarınca; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişinin işleten sayılacağı;

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. Maddesinin Son Fıkrası Uyarınca, işletenin, araç sürücüsünün kusurundan KENDİ KUSURU GİBİ SORUMLU OLACAĞI hükümleri yer almaktadır. Yerleşik Yargıtay İçtihatları da araç sahibinin, araç sürücüsünün kusurundan dolayı talep edilen tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu yönündedir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2006/879 E. – 2007/800 K. Sayılı ve 01.02.2007 Tarihli Kararında; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereğince bir motorlu aracın işletilmesinden doğan zarardan işleteni sorumludur. Aynı Yasa’nın 3. maddesinde ise işleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Somut olayda, kazayı yapan 15 plakalı aracın trafik kaydından davalıya ait olduğu anlaşılmaktadır.

Davalı maliki olduğu bu aracı uzun süreli kiraya verdiğini, işleten sıfatının davalıda olmadığını savunmuş ve bu savunmasına dayanak olarak da adi yazılı belge sunmuştur.

Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. ve 19. maddelerine göre trafik kaydı <işleteni> kesin olarak gösteren bir belge değil ise de, işletenin kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir.

Davalı trafikte kendi üzerine kayıtlı aracı uzun süreli kiraya verdiğini savunmuş ise de, bu savunmayı kanıtlama yönünde sunulan belgeler her zaman düzenlenmesi mümkün adi yazılı belgelerden olup, davalının işleten olmadığının kabulü için yeterli bulunmamaktadır.

Bu durumda davalı işleten sıfatıyla sorumlu bulunduğundan hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.” denilmektedir.

İşbu kaza sebebi ile temlike konu araçta maddi hasar meydana gelmiş olup, ortaya çıkan hasar sebebi ile Müvekkile ait plaka sayılı araç onarımda kalmıştır. Müvekkile ait ticari aracın onarımda kalması hasebiyle müvekkil hali hazırda bulunan nakliye işlerini tamamlamak adına araç kiralamak zorunda kalmıştır. Bu süre içerisinde ticari işlevini yerine getiremediğinden kazanç kaybına ilişkin alacak oluşmuştur. Müvekkile ait aracın ticari gelir elde ettiği söz konusu olduğundan dolayı kazanç kaybına uğramıştır. Nitekim Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ‘A-6 Teminat Dışı kalan Haller’ maddesinde kazanç kaybı teminat kapsamı dışında bırakılmıştır. (Ek 5: Adalet Dağ. Hizm. Dan. Turz. Gıda. San. Ve. Tic. Ltd. Şti. Tarafından Davacı Müvekkil Adına Düzenli 2016 Tarih 3.717,00 TL Bedelli No’lu Fatura)

Kazanç kaybına ilişkin alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlenememesi sebebiyle bu hususta yapılacak tespit sonucu artırılmak üzere kazanç kaybı talep etmekteyiz.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 107/f.1’de “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.

Huzurdaki davaya konu 2016 tarihli trafik kazası neticesinde müvekkile ait 13 plakalı araç hasar görmüştür. Kazanç kaybının hesaplanmasında; hasar gören aracın bilirkişilerce araçtaki hasarın durumu, resim, fatura ve dosyada mevcut diğer belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde hesaplanan aracın kaç günde tamir edilebileceği esas alınmaktadır. Müvekkile ait aracın kaç günde tamir edilebileceğinin hesaplaması tarafımızdan beklenemeyeceği ve mümkün olmadığından tarafımızca belirsiz alacak davası açılması zorunluluğu doğmuştur. Müvekkilin uğradığı kazanç kaybı uzman bilirkişilerce yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu tam ve kesin olarak belirlenebilecektir.

Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/7477 E. , 2017/1692 K. sayılı kararında “Hükme esas alınan 07.11.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda aracın hasarına ilişkin dosyaya sunulan 23.09.2014 tarihli fatura tarihini esas alarak 30 gün tamirde kaldığı belirtilerek kazanç kaybı hesabı yapılmıştır. Araçtaki hasarın durumu, resim, fatura ve dosyada mevcut diğer belgeler birlikte değerlendirilerek aracın kaç günde tamir edileceğini makine mühendisi bilirkişisi kendisi belirlemeli ve buna göre kazanç kaybı hesabı yapılmalıdır. Mahkemece makine mühendisi bilirkişiden aracın hasarının onarım süresi hususunda rapor alınarak sonucuna göre kazanç kaybının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.” kararı da aynı noktaya işaret etmektedir.

Müvekkile ait araç ile aynı nitelikteki benzer araçların ortalama geliri ilgili Sendikalardan, kiralama ilanlarının bulunduğu sitelerden ya da bilirkişi vasıtasıyla da sorularak tespit edilebilir. Aynı zamanda dosyadaki mevcut ve ilgili yerlerden celp edilecek deliller ışığında araçtaki hasarın ortalama süresinin de bilirkişi tarafından tespiti yapılabilir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu madde 3’te “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” düzenlemesi ile işleten tanımı yapılmıştır.

Karayolları Trafik Kanunu’nun hukuki sorumluluğu ele alan madde 85/1’inde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bir teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” düzenlemesi yer almaktadır. İşbu düzenleme uyarınca kaza tarihinde 13 plakalı aracın işleteni ve sürücüsü olan davalı/davalılar meydana gelen kazanç kaybından sorumludur.

Tüm bu açıklamalar ışığında, davalı/borçluların, meydana gelen kaza sonucu haksız ve kusurlu olmaları nedeniyle müvekkilin uğradığı maddi zararları karşılamakla yükümlü oldukları aşikârdır.

HUKUKİ SEBEPLER : 6098 Sayılı TBK, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 6100 Sayılı HMK ve ilgili mevzuat

DELİLLER :

NETİCE VE TALEP : Yukarıda arz ve izahına çalıştığımız nedenlere istinaden;

Fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile,

1- Evvelemirde haklı davamızın KABÜLÜNE,

2- 15 tarihinde davalı yanın kusuru sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebi ile temlik alacaklısı olan müvekkilin uğradığı kazanç kaybına ilişkin dava tarihi itibari ile kusur durumunun ve alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenememesi ve bu durumun yapılacak yargılama sonucu ortaya çıkacak olması nedeniyle FAZLAYA İLİŞKİN HAKLARIMIZ SAKLI KALMAK ÜZERE ŞİMDİLİK 1.000-TL tutarındaki maddi tazminat miktarının, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yanlardan tahsiline,

3- Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini saygı ile vekaleten arz ve talep ederiz.

Davacı

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir