Yıkım Talepli Davada Tüm Paydaşlar Davalı Olarak Yer Almalıdır

Yıkım Talepli Davada Paydaşların Davaya Dahil Edilmesi

Davacı tarafından, davalı aleyhine 09.01.2012 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin önlenmesi ve kal, karşı dava ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davada müdahalenin önlenmesi talebinin kabulüne, kal talebinin reddine, karşı davanın reddine dair verilen 04.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı ile davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
 
KARAR 
Dava, çaplı taşınmaza müdahalenin önlenmesi ve yıkım karşı dava ise TMK’nın 725. maddesine dayalı temliken tescil istemine ilişkindir.
 
Mahkemece, müdahalenin önlenmesi isteminin kabulüne, kal talebinin reddine, karşı temliken tescil davasının reddine karar verilmiştir.
 
Hükmü davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekili temyiz etmişlerdir.
 
Dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre çekişme konusu 586 ada 23 (eski 2095) parsel sayılı taşınmazın davacı H.. K.. adına, komşu 460 parsel sayılı taşınmazın ise davalı-karşı davacı M.. B.. ve dava dışı M…. Ö…. ile G… P… adlarına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır.
 
Mahkemece, davalı-karşı davacının 460 sayılı parselden davacıya ait 586 ada 23 parsel sayılı taşınmaza taşkın yapı inşa etmek suretiyle müdahale ettiği belirlenerek müdahalenin önlenmesine karar verilmiştir.
 
Ancak, davada yıkım isteği de mevcuttur. TMK’nın 684 ve 718. maddesi uyarınca bir şeye malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarının da malikidir. Dava konusu binanın bulunduğu 460 parsel sayılı taşınmaz paylı mülkiyete tabi olduğundan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.06.1984 günlü ve 1982/358 Esas, 1984/710 sayılı Kararında açıklandığı üzere elatmanın yanı sıra kal
isteminin de söz konusu olduğu hallerde tüm müşterek maliklerin davada yer almaları gereklidir.
 
Bu durumda 460 parsel sayılı taşınmazın maliklerinin tamamına karşı husumet yönetilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili tam olarak sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
 
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(
14. Hukuk Dairesi 2014/14266 E. , 2015/10532 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : KDZ. Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 04/02/2014 NUMARASI : 2012/20-2014/26 )

Kaynak: https://www.yargitay.gov.tr/

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir