- Dava konusu edilen ve vaade konu kısmın dava tarihindeki rayiç değeriyle davacının ödediği bedelin satış bedeline oranının belirlenmesi gerekir.
Bu yönde ilgili yargıtay kararı şu şekildedir:
Yargıtay Kararı
“Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, kabul edilmediği takdirde rayiç değerin tahsili isteğine ilişkindir.
Davalılar, sözleşmede belirlenen bakiye bedelin ödenmediği gerekçesiyle davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinde belirlenen edimlerin tam olarak yerine getirildiği ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Kaynağını BK 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, BK 213. maddesi ile TMK 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satı cidan edim yerine getirilmediğinde TMK 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel BK 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının dayandığı Antalya 3. Noterliğinin 4.4.1968 tarihli 2824 no.lu satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz bedeli 4.200 Lira olarak belirlenerek 500 TL. si peşin ödendiği, bakiye bedelin ise 1.5.1968 tarihinden itibaren her ay 100 Lira ödeneceği ve taksitlerden herhangi birisinin ay içinde ödenmemesi halinde bakiye borcun tamamının muacceliyet kesbedeceği kararlaştırıldığı halde mahkemece, davacının satış vaadi sözleşmesinde belirlenen bedelin tamamının ödendiği saptanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Bu durumda mahkemece, dava konusu edilen ve satış vaadine konu kısmın dava tarihindeki rayiç değeri, ayrıca davacının ödediği tespit edilen bedelin satış vaadi sözleşmesindeki taşınmaz satış bedeline oranı belirlenmeli, bu bedeller belirlendikten sonra taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinden davacının ödediği bedelin oranı mahsup edildikten sonra bakiye bedelin ödenmesi için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğ ru görülmemiş bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.” (28.4.2015-1410/4749 )