Satış vaadi şerhi satışa engel mi?
➡ Satış vaadi konusunda sıklıkla karşılaştığımız bir diğer soru ise “satış vaadi şerhi satışa engel mi?” sorusudur. Örneğin, Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh verilmiştir. Şerhten sonra taşınmaz bir başka şahsa satılmıştır. Tapudaki şerh, taşınmazın üçüncü bir şahsa satılmasına engel midir?
💡 Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmiş olması, taşınmazın satışına engel teşkil etmez. Ne var ki şerhe rağmen taşınmazı satın alan üçüncü kişinin iyi niyetinden söz edilemez ve vaat alacaklısı beş yıl süre boyunca geçerli olan şerhe dayanarak üçüncü kişi üzerindeki kaydın iptali ve adına tescilini isteme hakkına sahiptir. Böyle bir davada üçüncü kişi (davalı), taşınmazdaki satış vaadi şerhini görmüş ve şerhi bilerek taşınmazı satın almak suretiyle iktisap etmiş olmakla sonucunu da katlanmayı da kabul etmiş demektir. Bu durumda vaat alacaklısı tarafından açılan tapu iptal ve adına tescil istemine ilişkin davanın kabulü gerekir.

💡 Sonuç olarak özetlersek; taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerhi lehine şerh konan kişinin sözleşme ile edindiği kişisel hakkını güçlendirir ve bu şerhle kazanılan hak sonraki maliklere karşı da ileri sürülebilir. Bu konuda yasal dayanak 2644 s. Tapu Kanunu m. 26/5 hükmüdür. Anılan maddede sözleşmenin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl içinde taşınmaz satışı yapılmazsa tapu kütüğündeki şerhin terkin edilmesi gerekir.
💡 Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesi, vaat edilen bu taşınmazın bir başkasına (vaat alacaklısı dışındaki kişiye) satılmasına engel oluşturmaz. Ne var ki şerhe rağmen taşınmazı satın alan kişinin bu kazanımı davaya konu edilebilir. Aşağıda yer alan yargıtay kararı anlattıklarımızı destekler niteliktedir.
Yargıtay Kararı
“Dava, biçimine uygun düzenlenen 31.7.1985 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise taşınmazın değerinin tahsili istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, vaat borçlusundan tapuda payını satın alan davalı M. K in iyi niyetli olması sebebiyle dava reddedilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.
Dayanılan 31.7.1985 günlü satış vaadi sözleşmesi 25.1.1989 tarihinde tapuya şerh edilmiş, vaat borçlusu A. U. tapudaki payı 2.4.2003 tarihinde dava dışı H. A. ya, ayni pay bu kişi tarafından 28.4.2003 tarihinde ise davalı M. K ya satılmıştır.
Seyhan 2. Tapu Sicil Müdürlüğünün 6.4.2004 günlü yanıtından davalı M. K. in davacı Elife Uyarlar lehine satış vaadi şerhini kabullenerek taşınmazı temlik aldığı görülmektedir. Satış vaadi alacaklısı Elife Uyarlar lehine tapu kaydında bulunan bu şerh tapu sicillerinin aleniyeti sebebiyle sonradan malik olan kişilere de şahsi hakkı ileri sürme olanağı sağlayacağından ve esasen davalı M. K tapudaki temliki davacı yararına olan şerhi kabullenerek edindiğinden davalı K in iyi niyetli malik olduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca vaat alacaklısı tarafından açılan tescil isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, hükmüne uyulduğu halde Dairemiz bozma kararında yazılı olanlar bir yana bırakılarak davali M. K in iyi niyetli olduğundan söz edilip, reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, davada ikinci kademede istek olarak taşınmaz değerinin tahsili ileri sürüldüğü halde, bu istek hakkında olumlu–olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmamıştır.” (14. HD. 1.2.2007–15449/790)