Satış Vaadi Alacaklısının Alacağını 3. Kişiye Temlik Etmesi ve Neticesi
Taşınmazın mülkiyetinin geçirimini isteme hakkının temlik edilmesi mümkün müdür? Yüksek mahkeme satış vaadi alacaklısının alacağını 3. kişiye temlik etmesinin mümkün olmadığını kabul etmektedir.
Yargıtay Kararı
“Dava dilekçesinde, 6.11.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tescili, olmadığı takdirde sözleşmeyle ödenen bedelin davalıdan tahsili istenilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 15.000 YTL‘nin davalıdan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada, 16.11.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın, tapusunun iptali ile davacı adına tescili, olmadığı takdirde sözleşme ile ödenen bedelin davalıdan tahsili istenilmiştir.
Davalı cevabında, terditli taleple dava açılamayacağını, satış vaadinin yapıldığı tarih ile dava tarihi nazara alınınca talebin süre geçirildiğinden reddi gerektiğini, ayrıca satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz ile kaydı celp olunan taşınmazın aynı olmadığıni belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, satış vaadinin yerine getirilmesinin şartlarının imkansız hale geldiği ve tescil talebinin uygulama kabiliyeti bulunmadığı ve davanın terditli açıldığı belirtilerek, bilirkişi raporu ile belirlenen (halen boş arsa olan taşınmazın 1/2 bedeli) 15.000 YTL‘nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyada mevcut belgelere göre; 16.11.2000 tarihli noter satış vaadi sözleşmesi, dava dışı Muhsin ve davacı arasında düzenlenmiştir. Satış vaadine konu taşınmaz, daha evvel davalının babası (tapuda malik olan) İzzet ve dava dışı Muhsin arasındaki 30.7.1980 tarihli noter satış vaadi sözleşmesine konu olmuştur. Davalının babası İzzet, 1988 tarihinde ölmüştür. (davalı Rafet, iki mirasçıdan birisidir)
Davacı ile davalıların murisi arasında bir satış vaadi sözleşmesi bulunmamaktadır. Davalının murisi İzzet, dava dışı Muhsin’e, Muhsin‘de taşınmazın satışını davacıya vaat etmiştir.
Dava, taşınmazın tapuda üçüncü şahsa devri nedeniyle malik İzzet mirasçısına karşi açılmıştır.
Mahkemece, davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesi alacağın temlikini sağladığından taşınmazın bedeline ilişkin de talep hakkının varlığı nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Satış vaadi sözleşmesi ile temlik edilen; taşınmazın mülkiyetinin geçirimini talep hakkıdır. Satış vaadi sözleşmesinde, sözleşmenin ihlali halinde taşınmazın bedeline yahut tazminine ilişkin hakkında temlik edildiğine dair bir hüküm yer almayıp, alacağın temlikinde belirli, muayyen bir hakkın temliki bahis konusudur. Alacağın temliki BK 162-172 yoluyla borç ilişkisinin devri mümkün değildir.
Davacı, satış vaadine ilişkin sözleşmeden doğan hakkını akidine karşı ileri sürebilir. Davacı ile davalı arasında bir satış vaadi sözleşmesi bulunmaması, taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin alacağın temliki de gerçekleşmediği nedeniyle davanın reddi gerekirken, davanın yazılı nedenlerle kabulü doğru görülmemiştir.” (3. HD. 25.10.2007 16943/15498)