ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DOSYA NO:
DAVAYA CEVAP VEREN DAVALI :
VEKİLİ :
DAVACI :
VEKİLİ :
KONU : Taşınmazdaki Mevcut Fiili Taksime İlişkin Beyanlarımızı İçeren Davaya Cevap Dilekçemizin Sunulmasından İbarettir.
AÇIKLAMALAR
Dava; müvekkilin 01.04.2019 tarihinde taşınmazın paydaşlarından dava dışı ……….’dan satın aldığı dava konusu taşınmazda payı bulunan davacı ………’ın önalım hakkını kullanması amacıyla açılmıştır. Ancak davacı tarafın ön alım hakkını kullanması mümkün değildir. Zira dava konusu taşınmaz üzerinde fiili taksim söz konusudur. Şöyle ki;
Müvekkilin satın aldığı …… İli İ……m İlçesi ……….. Mahallesi……….. Ada …..Parselde bulunan taşınmaz paylı mülkiyete tabidir. lakin söz konusu taşınmaz hukuken bölünüp parsellere ayrılmamışsa da (paylı mülkiyet hukuken sona erdirilmemişse de) paydaşlar arasında uzun yıllardır süregelen bir fiili taksim durumu mevcuttur.
Davacının ve davalı müvekkile pay satan kişinin ve hatta diğer paydaşların yıllardır kullandığı ayrı ayrı bölümler bulunmaktadır. Ki işbu davaya kadar hiçbir paydaş bir diğer paydaşın kullanımına karışmamış, satışa konu yerde kimse hak iddia etmemişken; müvekkilin taşınmazı satın almasıyla böyle bir hak iddia edilmesi davacı yandaki kötü niyeti açıkça ortaya koymaktadır.
Dava konusu taşınmazda 5 Pay bulunmaktadır ve taşınmaz, paydaşların paylarına göre yazılı bir taksim sözleşmesi olmasa da eylemli olarak paylaşılmış ve paydaşlar yıllardır aralarındaki bu sözlü taksime göre yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Beyan ettiğimiz fiili taksim ise şöyledir;
Taşınmaz üzerinde 1967 yılında inşa edilen 2 bina bulunup; binaların her birinde henüz kat mülkiyeti kanununa tabi olmayan 4 adet daire bulunmaktadır. Paylı mülkiyet konusu ana taşınmaz üzerindeki binalardan biri (4 dairenin tamamı) davacının fiili kullanımına aitken;
Diğer binadaki 4 daireden;
1. Katta bulunan daire davalı ……..’ın fiili kullanımında,
2. Katta bulunan daire dava dışı ………..’ın fiili kullanımında,
3. Katta bulunan daire dava dışı ………..’un fiili kullanımında,
4. Katta bulunan daire dava dışı…………’in fiili kullanımındadır.
Mahkemenizce yapılacak keşifte bu fiili taksim tespit edileceği gibi; paydaşların imar barışından yararlanmak adına yaptıkları başvurudan sonra düzenlenen projede de fiili taksim açıkça görülmektedir.
Ayrıca paydaşlar arasındaki fiili taksimle her bir paydaşın ayrı bir bölümü olup; bu paydaşların kullandıkları daireler üzerinde her bir paydaşın kendi adına elektrik su gibi abonelikleri dahi mevcuttur. Dava konusu bölümün satışını yapan dava dışı paydaş ………’ya ait dairenin doğal gaz fesih sözleşmesi dilekçemiz ekinde mevcuttur. İlaveten yine aynı bölüme ait aynı şahsın yapmış olduğu emlak vergisi bildirimi de dilekçemiz ile mahkemenize sunulmuştur.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre ; fiili taksim, yasal önalım hakkına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmazın paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilmesi ve her bir paydaşın belirli bir kısmı kullanması durumudur ve bu fiili taksim durumu yasal önalım hakkını engellemektedir. Zira her paydaşın payına karşılık gelen yer fiilen paylaşılmışsa; artık bir paydaşın satılan pay üzerinde ön alım hakkı olduğunu iddia etmesi dürüstlük kurallarına aykırı olarak görülmüştür.
Nitekim Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4264 E. 2019/1022 K. Sayılı kararında ‘Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.’ şeklinde hüküm tesis ederek fiili taksimin varlığı halinde ön alım hakkının kullanılmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.
Yargıtay, fiili taksimin yazılı bir şekilde sözleşmeye bağlanmasını aramamaktadır. Tüm paydaşların katılımı ile yapılmış bir taksimin olması da gerekli görülmemiştir. Ayrıca bütün paydaşlar tarafından
fiilen kullanılan bölümlerin olması da aranmamıştır. Davacının ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümlerin varlığını yeterli görmüştür.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4264 E. 2019/1022 K Sayılı kararında ‘Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı kabul edilmektedir.’ şeklinde hüküm kurarak paydaşlardan sadece davacı ile davalıya payını satan paydaşın taşınmazda ayrı ayrı kullandıkları yerlerin belli olmasını, fiili taksim için ve dolasıyla ön alım hakkının kullanılmasına engel olması için yeterli görmüştür.
Dava konusu taşınmazda uzun zamandır süregelen eylemli bir paylaşmanın mevcut olduğu dinleteceğimiz tanıklarla ispatlanacaktır. Ayrıca her türlü delille ispatı mümkün olan fiili taksim mahkemenizce yapılacak keşif ve uzman bilirkişilere hazırlatılacak raporlarla kolayca tespit edilecektir.
HUKUKİ NEDENLER : TMK, HMK ve sair yasal mevzuat
HUKUKİ DELİLLER : Keşif, Bilirkişi, Tanık Beyanları, Tapu Kayıtları, İmar Barışı Kapsamında Düzenlenen İmar Projesi, Yemin ve Sair Yasal Deliller
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ve mahkemenizce resen yapılacak incelemeler neticesinde karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla;
Keşif yapılarak bildireceğimiz tanıklarımızın taşınmaz başında dinlenmelerine, Taşınmaz üzerinde bulunan yapının bölümlerinin kimlere ait olduğunun ve kullanım şekillerinin tespitine, keşif giderlerinin delilleri arasında keşif deliline de dayanan davacının yatırdığı avanstan karşılanmasına,
Filli taksim ve yukarıda izaha çalıştığımız diğer nedenlerle açılan haksız davanın reddine (davanın kabulü halinde müvekkile ödenecek bedelin tapuda gösterilen değer üzerinden değil; tespit edilecek gerçek değeri üzerinden belirlenmesine)
Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,
Karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.
DAVALI VEKİLİ
EKLER : 1-Emlak Vergisi Bildirimi.
2-Doğalgaz Fesih Sözleşmesi.