Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Tapu İptali ve Tescil Dava Dilekçesi

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Tapu İptali ve Tescil Dava Dilekçesi 1

ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR.

DAVACILAR :

VEKİLİ :

DAVALILAR :

KONU : Akdin feshine, davalılar adına kayıtlı bulunan tapu kaydının iptali ve davacılar adına tesciline, yapının kal’ine, müdahalenin meni’ne, menfi zararlarımızın tahsiline ve tapu kaydına Teminatsız Tedbir konulmasına karar verilmesi talebinin sunulmasıdır.

HARCA ESAS DEĞER : 25.000-TL

AÇIKLAMALAR:

1- Müvekkillerimin murisi ile davalı taraf arasında Adana 3.noterliği tarafından düzenlenen 8327 yevmiye numaralı Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi akdedilmiştir.

2- Mezkur sözleşmeye göre, davalı müteahhitler tarafından müvekkillerimin murisi adına kayıtlı Adana ili Seyhan ilçesi 12 parsel numarasında kayıtlı bulunan taşınmazın üzerine 2 bodrum,1 zemin ve 3 normal ve 1 çatı katından ibaret olmak üzere inşaat yapılacaktır.

İnşaatın anahtar teslimi yapımına karşılık olarak, taşınmazın %60 hissesi sözleşme gereğince davalılara tapuda devredilmiş ve buna tekabül eden bağımsız bölümlerin de davalıya ait olacağı sözleşmede düzenlenmiştir.

Buna karşılık arsanın %40 payına tekabül eden zemin ve 2. normal kattaki seçilecek 2 bağımsız bölüm müvekkillerimin olacak ve müvekkillerim davalıya herhangi bir bedel ödemeyeceklerdir.

3- İnşaat; sözleşmenin 5. maddesi gereğince, temel üstü ruhsattan itibaren 24 ay içinde sözleşmede belirtilen genel şartlara ve teknik şartlara uygun, noksansız ve tam olarak bitirilip anahtar teslimi şeklinde müvekkillerime teslim edilecektir. Yine sözleşmeye göre bu süre içerisinde müteahhitler tarafından inşaatın teslim edilmemesi durumunda her ay için her bir dairenin rayiç kira bedeli arsa sahibine ödenecektir.

4- Ancak davalı müteahhitler tarafından söz konusu taahhüt yerine getirilememiş ve sözleşmede belirtildiği üzere usulüne uygun ifa gerçekleşmemiştir.

Öte yandan yan parsel malikleri tarafından sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmesi için aynı davalı müteahhit taraf ihtar edilmesine rağmen taahhüt yerine getirilmemiş ve aynı konuda açılan dava ile 15 K. numaralı kararıyla sözleşmenin feshine, davalı adına bulunan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline ve yapının kal’ine karar vermiş ve karar Yüksek Mahkeme tarafından onanmıştır.

İlgili dosya içeriğindeki bilirkişi raporları ile çok net olarak tespit edilen durum gereği; bina, projesiz, ruhsatsız ve kaçak olarak inşa edilmiştir. Mevcut hali ile projeye bağlanması da mümkün değildir. Kat irtifakı, kat mülkiyeti ve yapı kullanma izin belgesi(iskan ruhsatı)alınması mümkün değildir.

Yapının imara, projeye aykırı ve dolayısıyla iskan izni alamayacak ve bu aykırılığın yapılacak bir tadilatla da giderilemeyeceği mahkeme kararıyla da sabittir. Bahsi geçen yapı ekonomik hiçbir değer ifade etmeyen ve hukuken korunmayan bir yapıdır. Dolayısıyla davalı müteahhitler sözleşmede yükümlendikleri edimleri yerine getirmediklerinden sözleşmenin feshine, oluşan menfi zarar kapsamındaki kira kaybının tespiti ile tahsiline, tamamen kaçak yapının yıkımına karar verilmesi gerekmektedir.

5- Huzurda görülecek dava süresince ortaya çıkacak ve telafisi imkansız zararların önlenmesi amacıyla davalıların tapu kaydına 3. kişilere devrini engellemek maksadıyla teminatsız olarak tedbir konulması gerekmektedir.

6- Davalı yükleniciler ağır kusurları ile hukuka ve yasal mevzuata, ruhsata ve fenni şartlara aykırı, ayıplı, kanuni ve ekonomik hiçbir değeri olmayan sözleşme dışı bir yapıyı müvekkillerimin arsasına inşa ederek müvekkillerimi zarara uğratmıştır.

Bu sebeplerle taahhüdünü usulüne uygun olarak yerine getiremeyen davalıların tapuda adlarına devredilen payın iptali ile davacı müvekkillerim adına tesciline, usulüne uygun olmayan ve hiçbir ekonomik değer ifade etmeyen mevcut yapının kal’i ve uğranılan zararlarımızın tazminini temin amacıyla iş bu davanın açılması yasal olarak zorunlu hale gelmiştir.

HUKUKİ NEDENLER : Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu ,Hukuk Muhakemeleri Kanunu, İmar Kanunu, ilgili her türlü mevzuat

DELİLLER : Tapu sicil kayıtları, kat karşılığı inşaat sözleşmesi, Belediye imar işlem dosyası, tanık, bilirkişi incelemesi, uzman görüşü, keşif, yemin ve her türlü delil.

HUKUKİ SONUÇ : Yukarıda izahına çalıştığımız ve res’en değerlendirilecek nedenlerle;

1. Öncelikle telafisi mümkün olamayacak zararlarımızı önlemek maksadıyla dosya üzerinden yapılacak incelemeyle taşınmazın tapu kaydına ivedilikle TEMİNATSIZ TEDBİR konulmasına,

2. Yapının kal’ine, akdin feshine ve davalıya yapılan tapu ferağının iptali ile davacılar adına tesciline,

3. Akdin içeriğinden anlaşılabilecek eksik ve geç ifadan kaynaklanan menfi zararlarımız ve kira kaybımızın tespiti ile olay tarihinden işleyecek en yüksek faiz oranıyla birlikte tahsiline,

4. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini vekil edenler adına saygılarımla arz ve talep ederim.

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Tapu İptali ve Tescil Dava Dilekçesi 2

ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR

DAVACI:

VEKİL:

DAVALI:

KONU: 12 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki cezai şart gereği kira ve gecikme tazminatının tahsili tapunun davalı taraftan iptali ve müvekkil adına tescili bunun mümkün olmaması halinde sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği her iki tarafın aldıklarını geri vermesinin isteminden ibarettir.

HARCA İLİŞKİN DEĞER: 10.000 TL (Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla ileride ıslah ile artırılmak üzere şimdilik)

AÇIKLAMALAR

1) MÜVEKKİL İLE DAVALI ARASINDA 13 TARİHLİ GAYRİMENKUL SATIŞ VE İNŞAAT SÖZLEŞMESİ İMZALANMIŞ OLUP; MÜVEKKİLCE SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLI İFA YERİNE GETİRİLDİĞİ HALDE DAVALI TARAF YÜKLENDİĞİ İNŞAATA BAŞLAMAMIŞTIR.

Müvekkilim davalı tarafla 13 yılında Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapmıştır. Davalı müvekkilime ait Adana’da 12 parsel sayılı tapu bilgilerinde kayıtlı arsa üzerinde bağımsız bölümler yapıp teslim etmeyi yüklenmiştir. Müvekkil önce arsa payının %57’lik kısmını davalı tarafa devretmiş, daha sonra davalı tarafın ortaklığın giderilmesi davası açabilmesi için geriye kalan %43’lük arsa payını da yine ona devretmiştir. Bahse konu sözleşmeye göre müvekkilim kendi üstüne düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş(arsayı zamanında fiilen terk etmiş ve tapudaki tüm payını davalı tarafa vermiş) fakat o günden bugüne davalı taraf inşaata başlamak için en küçük bir çalışmada bulunmamıştır.

2) DAVALININ SÖZLEŞME KAPSAMINDA ÜSTÜNE DÜŞEN İFA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMEDİĞİ HUSUSU SABİTTİR. 12 TARİHLİ SÖZLEŞMENİN 2. SAYFASINDA HER AY 100 EURO GECİKME CEZASI VE HER AY İÇİN 350 TL KİRA ÖDENECEĞİ YÖNÜNDE ANLAŞMA YAPILMIŞSA DA DAVALI ŞİRKET İŞBU CEZAİ ŞART HÜKMÜNE DE  UYMAMIŞTIR.

Davalı taraf bu süre zarfında müvekkilim tarafından birçok kez aranmasına rağmen müvekkil davalı tarafın oyalamak amacıyla verdiği cevaplarla karşılaşmış müvekkil yine de beklemiş davalı tarafın sözlerine  itimat etmiştir. Fakat bunca zaman beklediği halde inşaata dair en küçük bir adım atıldığını görmemiştir. Davalı tarafın yıllardır bu oyalayıcı erteleyici tavrı müvekkilin hem güven duygusunu yıkmış, hem de bu süre zarfında bahse konu bağımsız bölümü kiraya vererek yeni bir gelir kapısı oluşturabilecekken bu kazançtan mahrum kalmıştır. (Müvekkili defalarca oyaladığına ilişkin tanık listemiz sonra sunulacaktır)

Bu bağlamda müvekkilimiz evini teslim alamadığı her ay için mal varlığındaki artışlardan mahrum kalmıştır. 13 tarihinden itibaren mahrum kalınan kira bedellerinin bu tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle beraber davalı taraftan tahsilini talep etmekteyiz. Davalı taraf protokolü ihlal ederek 13 tarihinden itibaren yapması gereken hiçbir ödemeyi yapmamıştır. Davalı şirket, taraflar arasındaki anlaşmalara defalarca aykırı hareket etmiş olup, ifadan sürekli olarak kaçmaktadır. Davalı tarafın bu saatten sonra inşaata başlayıp zamanında teslim etme ihtimali kalmamıştır ve bu duruma davalı taraf kendi kusuruyla sebebiyet vermiştir.

Taşınmazın fiili teslim tarihinin üstünden 9 yıldan fazla geçmiştir. BU SÜREÇTE İNŞAATIN YAPIMINA DAİR TEK BİR ÇİVİNİN ÇAKILMAMIŞ TEMEL ATILMAMIŞ OLMASI DAVALININ AÇIKÇA KÖTÜ NİYETLİ OLDUĞUNU GÖSTERİR NİTELİKTEDİR. İşbu haklı sebeple müvekkilin sözleşmede cezai şart olarak bahsedilen hakkı olan kira tazminatını ve gecikme tazminatını fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 13 tarih itibariyle ticari faiziyle birlikte talep etmekteyiz.

12 tarihli sözleşme cezai şart: (İnşaat teslim süresinde bitmezse yapımcı firma arsa sahiplerine teslim edilecek daireler için ödenmekte olan 350 TL  kira bedeline ek olarak her ay 100 Euro ödemeyi taahhüt eder)

3) DAHA FAZLA MAĞDURİYET YAŞANMADAN, DAVAYA KONU SÖZLEŞMEDEKİ CEZAİ ŞART YERİNE GETİRİLMELİ GECİKMİŞ KİRA VE HER AY İÇİN KARARLAŞTIRILAN 100 EURO TESLİM EDİLMESİ GEREKEN TARİHTEN İTİBAREN DAVA TARİHİNE KADAR SÜRE İÇİNDEKİ MİKTARIYLA VE BU TARİHLER ARASINDAKİ FAİZİYLE BİRLİKTE MÜVEKKİLE ÖDENMESİ GEREKMEKTEDİR.

Müvekkilimiz taşınmaz satış ve inşaat yapım sözleşmesine güvenerek, davaya konu taşınmazı sözleşmede kararlaştırılan tarihte “anahtar teslim” olarak teslim alacağı inancıyla hareket etmiştir. Buna karşılık davalı yan sözleşmeden doğan ifa yükümlüğüne aykırı davranmış ve kararlaştırılan tarihte taşınmazı teslim etmediği gibi, taşınmazın teslim edilmemesinden kaynaklı ödenmesi gereken gecikme cezalarını da hiç ödememiştir. Bu bağlamda davalının sözleşmeye aykırı davranışı müvekkilimizi ciddi maddi zarara sokmaktadır. Davaya konu taşınmazın teslimine ve gecikme cezalarına hak kazanmış olan müvekkilimiz;  bu işi zamanında yerine getirmesi için davalı tarafa veren müvekkil yaptığı sözleşme gereği inşaatı yapması için ne başka müteahhite verebilmiş ne de bahse konu arsayı başka bir şekilde değerlendirebilmiştir. Artık müvekkilin davalı tarafın bu işi bitirebileceğine inancı kalmamış ve hak ettiği gecikmiş kira ve diğer lehe olan cezai şartların yerine getirilmesini isteme gereği ortaya çıkmıştır.

4) MÜVEKKİL DAVALI TARAFA 13 PARSEL NOLU ARSASINI 2 DEFA TAPUYA GİDEREK PAY PAY DEVRETTİĞİ HALDE BU DEVRİNE KARŞILIK HAKKI OLAN BAĞIMISIZ BÖLÜMÜ ALAMAMIŞTIR.

Müvekkilim davalı yükleniciye arsasının tamamını iyi niyetle vermiş olsa da davalı tarafın bunca yıldır inşaata başlamamış olması kötü niyetli hareket ettiğini kanıtlar niteliktedir. Bu süreçten sonra inşaata başlanılamayacağı ve zamanında bitirilemeyeceği aşikardır. Bu yüzden hakkaniyet gereği müvekkilimin davalı yükleniciye devretmiş olduğu arsa taşınmazın davalı taraftan terkini ve müvekkilim adına tesciline karar verilmesi gerekmektedir.

SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVAMIZA İLİŞKİN:

1) Müvekkilim ile davalı taraf arasında 12 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve bu sözleşmeye ek olarak 13 tarihinde bir sözleşme daha yapılmıştır. İlk sözleşmede müvekkilim kendi arsası üzerindeki payının %57 sini daha sonraki ek sözleşmeyle geriye kalan %43 ünü de davalı tarafa devretmiştir. Müvekkilim kendi üstüne düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş fakat davalı taraf sözleşmede yüklendiği hiçbir edimi yerine getirmemiştir. Davalı taraf davacı tarafından defalarca telefonla arandığı halde yıllardır “çok az kaldı yakında başlayacağız” gibi oyalayıcı hiçbir gerçekliği olmayan kötü niyetli bahanelerle davacı tarafı oyalamıştır. Müvekkil yaşı ve bu konudaki tecrübesizliği dolayısıyla bu söylemlere inanmıştır.

Davalı taraf edimini ifa etmediği için aktif mal varlığında sebepsiz yere bir artış meydana gelmiştir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek için öncelikle bir kimsenin mal varlığında bir çoğalmanın meydana gelmesi gerekir. Diğer taraftan bir başka kimsenin mal varlığı azalmalıdır. Bu zenginleşme ve fakirleşme arasında illiyet bağı bulunması gerekir. Bahse konu olayda müvekkilimin davalı tarafa tüm hissesini devretmesi ve davalı tarafın karşılığında hiçbir şey vermemesi davalının sebepsiz yere zenginleştiğinin ve güçlü bir illiyet bağı olduğunu göstermektedir. Tüm bunlara dayanarak müvekkilin davalı tarafa devrettiği arsasının tapusunun iptaline daha sonrasında da müvekkil adına tesciline karar verilmesini talep etmekteyiz.

TBK 77. madde: Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.

Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.

2) Sebepsiz zenginleşme halinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği borç ilişkisi doğmakta olup. Bu borcun konusu mal varlığında meydana gelen fazlalığın iadesidir.

TBK 79. madde: Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür.

Zenginleşen, zenginleşmeyi iyiniyetli olmaksızın elden çıkarmışsa veya elden çıkarırken ileride geri vermek zorunda kalabileceğini hesaba katması gerekiyorsa, zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlüdür.

3) Yukarıda bahsettiğimiz üzere davalı taraf müvekkilden aldığı %100’lük arsa payı ile birlikte sebepsiz olarak zenginleşmiş, karşı edim olarak inşaata başlamak için hiçbir çaba göstermediğinden dolayı bu işlem haksız hale gelmiştir. Tüm bu nedenlerle taraflar sözleşmeden önceki hale geri dönmeli herkes aldığını ayni mümkün olmaması halinde nakdi şekilde geri vermelidir. Davalı taraf herhangi bir adımda bulunmadığı için müvekkilin davalı tarafa vermesi gereken herhangi bir şey yoktur. Davalı tarafa devredilen söz konusu arsanın tapusunun iptali ve davacı adına tescili gerekmektedir.

HUKUKİ SEBEPLER: TKHK, TBK, İİK ve diğer ilgili mevzuat hükümleri

HUKUKİ DELİLLER: 1) 12 tarihli ve kat karşılığı inşaat sözleşme örneği (EK 1) 2) 13 tarihli ek kat karşılığı inşaat sözleşme örneği (EK 2) 3) Adana 4. Noter ihtarname örneği (EK 3) 4) Dilekçede geçen taşınmaz tapu örnekleri (EK 4) 5) Tanıklar (tanık listesi daha sonra sunulacaktır) 6) Keşif, bilirkişi, yemin, 7) İsticvap, güncel değeri gösteren satış ilan örnekleri 8) Islah vs. her türlü delil.

NETİCE-İ TALEP: Yukarıda arz ve izahına çalıştığımız haklı nedenlerle ve mahkemenizce resen nazara alınacak diğer nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımızın saklı kalması koşuluyla;

1) Açmış olduğumuz sözleşmeye dayalı cezai şart olan kira ve gecikme tazminatının tahsili ve tapu iptal ve tesciline, mümkün olmaması halde sebepsiz zenginleşme davamızın kabulüne,

2) İleride telafisi imkansız ve güç zararlara yol açmamak üzere dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazın cebri icra satışları da dahil olmak üzere üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla HMK 389. ve devamı maddeleri gereğince dosyadan verilecek kararın kesinleşmesine kadar TAPU KAYDINA İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA,

3) Müvekkilin 13 parsel no’lu arsasını davalı tarafa devrettiğini gösterir belgenin tapu işleri genel müdürlüğünden örneğinin istenmesine,

4) Davalı tarafça 12 tarihli sözleşme ve 13 tarihli ek sözleşme ihlal edildiğinden sözleşme ile kararlaştırılan cezai şartın şimdilik 10.000 TL’sinin 15 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5) Dava konusu 13 parsel no’lu ve sözleşmeye güvenerek vermiş olduğu arsanın tapusunun davalıdan iptali ve davacı adına tesciline,

6) Mahkemece tapu iptal ve tescil ile cezai şart talebimiz yerinde görülmemesi halinde davalı yanın söz konusu taşınmazın devri sebebiyle sebepsiz zenginleştiği gözetilerek şimdilik 10.000 TL tazminatın 15 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

7) Diğer tüm maddi ve manevi tazminat haklarımızı saklı tutarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini müvekkilimiz adına saygıyla arz ve talep ederiz.

DAVACI VEKİLİ

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir