İmarı Olmayan Yer Satış Vaadi Sözleşmesine Konu Yapılamaz

İmarı Olmayan Yer Satış Vaadi Sözleşmesine Konu Yapılamaz
  • İmar planı olmayan yerler, Satış vaadi sözleşmesine konu yapılamaz, çünkü ifa olanağı yoktur. Bu hüküm imar uygulamasına geçilmeyen yerlerde çarpık yapılaşmayı önlemeye yöneliktir.

 

Yargıtay Kararı

 

“Davacı, 12.11.1952 ve 16.4.1956 tarihli biçimine uygun olarak düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ile buna bağlı yapılan 16.5.1959 tarihli yazılı taşınmaz devir ve temlik işlemiyle, davalılar murisinin taşınmazda 144 m2’lik kısmın devri taahhüdünde bulunduğunu, bedelin ödendiğini, davacı kullanımında olduğunu belirterek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tescili isteğinde bulunmuştur. 

 

Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir

Kaynağını BK 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, BK 213. maddesi ile TMK 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartina bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcidan edim yerine getirilmediğinde TMK 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir

 

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmedi için 818 s. BK m. 125 hükmün gereğince, on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satış vaadi edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise, on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması TMK m. 2 de yer alan “dürüst davranmakuralı ile bağdaşmayacağından dinlenmez

 

Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabil mesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak bedelden ödenme yen bir kısım var ise, bu bedel BK 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir. 

Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için, sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklar dan birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte, elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez

 

Somut olaya gelince; davacının hakkını dayandırdığı satış vaadi sözleşmeleri ve temlik geçerli ise de, 3194 s. İmar Kanunu m. 18/son hükmü gereğince, veraset yoluyla intikal eden, bu kanun hükümlerine göre şuyulandırılan, Kat Mülkiyeti Kanunu uygulaması, tarım ve hayvancılık, turizm, sanayi ve depolama amacı için yapılan hisselendirmeler ile cebir icra yoluyla satılanlar hariç, imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayırarak özel parselasyon planları ve satış vaadi sözleşmeleri yapılamaz. Bu hüküm imar uygulamasına geçilmeyen yerlerde çarpık yapılaşmayı önlemeye yöneliktir. Mahkemece kamu düzenine ilişkin bu yasa hükmü üzerinde durulmadan ve taşınmazın hisselendirmeler suretiyle tescilinin olanaklı olup olmadığı araştırılmadan istemin hüküm altına alınması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir” (14. HD. 15.3.2011-1367/3278)

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir