Haricen Satış Sözleşmesinde Taşınmazın Teslim Edilmesi Durumunda Tapu İptal Davası Açılabilir

Bilindiği üzere haricen yapılan taşınmaz satış sözleşmesi geçersizdir. Yani bu sözleşmeye dayalı olarak alıcı tarafından tapu iptal davası açılamaz. Ancak bu kuralın bir istisnası vardır; taşınmaz teslim edilmiş ve buna rağmen satıcı tapu devrini vermiyorsa, satıcı kötüniyetli kabul edilir ve böyle bir durumda alıcıya tapu iptal davası açma hakkı tanınır.

İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı

“Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceğini, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan, bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan, tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının ona malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde, olayın özelliğine göre, hakimin MK 2. maddenin gözeterek açılan tescil davasını kabul edebileceğine karar verilmiştir.” (İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 30.9.1988-2/2 sayılı kararı)

Yargıtay: Satıcının Taşınmazı Alıcıya Önce Kiraya Vermesi ve Ardından Satması Durumunda Bu Kural Geçerli Olmaz

Bu konuda dikkat edilmesi gereken bir diğer karar: “Her ne kadar davacı, 30.9.1988-2/2 s. İBK dayanarak dava konusu dairenin adına tescilini istemiş ve anılan İBK uyarınca mahkemece istek kabul edilip tescil kararı verilmiş ise de, söz konusu olayda İBK unsurları yoktur. Anılan İBK’da üç unsur vardır: Bunlar öncelikle yüklenicinin inşaatın devamı sırasında geçerli olmayan bir senetle satış yapması, satın alınan bu taşınmazın bedelini tamamen ödemiş olması ve inşaatın bitimiyle daireyi teslim alması ve uzun süre içerisinde oturmuş bulunması gerekir. Olayımızda ise tapu maliki inşaat bitiminden sonra, önce davacıya kiraya vermiş ve bilahare satmıştır. Görülüyor ki İBK unsurları olayımızda oluşmamıştır. Harici bir satış senediyle de tapulu yerin satışı geçerli olamayacağına göre davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır” (14. Hukuk Dairesi’nin 4.6.1992-11223/6038 sayılı kararı)

Yazar Hakk覺nda: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir