Haksız İşgal Tazminatı ile Kira Alacağı Arasındaki Fark – Yargıtay Kararı

Haksız İşgal Tazminatı ile Kira Alacağı Arasındaki Fark

  • Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır.

İlgili yargıtay kararı şu şekildedir:

 
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
 
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
 
Davacı, davalının, mülkiyeti mirasbırakan annesi ….’e ait 5 nolu dairenin kiracısı olduğunu, 4 nolu daire için davalı ile herhangi bir sözleşme imzalanmadığı halde o daireyi de işgal ederek kira parası ödemeksizin uzun yıllardır kullandığını ileri sürerek, annesinin öldüğü 01.10.2009 tarihinden itibaren aylık 1200,00 TL ecrimisilin tahsilini istemiş, yargılama sırasında davasını ıslah ederek 04.10.2010 tarihinden itibaren aylık 3200,00 TL ecrimisil istemiştir.
 
Davalı, dava konusu 4 nolu daireyi geçerli kiracılık ilişkisine dayalı olarak kullandığını, ecrimisil koşullarının oluşmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
 
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
 
Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; çekişme konusu 777 ada 31 parsel sayılı kargir apartmanın tamamı davacının mirasbırakanı … adına kayıtlı iken ölümü ile tek mirasçısı davacıya intikal ettiği, yargılama sırasında kat irtifakı tesisi yoluyla 4 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin davacı adına tescil edildiği, … ile davalı arasında yapılan 01.07.1995 ve 01.12.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmeleri ile binadaki 5 nolu dairenin davalıya kiralandığı, davalının çeşitli tarihlerde davacıya ve mirasbırakanına kira bedeli adı altında havale yoluyla para ödediği, davacının davalıya hitaben gönderdiği …. Noterliği’nin 02.12.2009 tarihli ihtarnamesinde; ” 4 ve 5 nolu iki dairede kiracı olduğunu, ancak 5 nolu dairenin kira bedellerini ödeyip, 4 nolu daire için bir ödeme yapmadığını 5 nolu daire için ödenen kira bedelinin arttırılması, 4 nolu daire için ise emsallerine uygun bir kira bedelinin ödenmesini” istediği anlaşılmaktadır.
 
Bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.02.2004 günlü ve 2004/1-120-96 sayılı kararı). 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
 
Somut olayda, davacı … Noterliği’nin 02.12.2009 tarih, 18544 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalının dava konusu bağımsız bölümde kiracı olduğunu kabul ettiğine göre davacı bundan sonra ancak kira parasını isteyebilecektir.
 
Hâl böyle olunca, ecrimisil isteği ile açılan eldeki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
 
Davalının temyiz itirazı değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ( 1. Hukuk Dairesi 2016/821 E. , 2016/4843 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ)
 

Kaynak: https://www.yargitay.gov.tr/

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir