Geçit Hakkı Dava Dilekçesi 1
Geçit hakkının tesisi amacıyla hazırlanacak örnek bir dava dilekçesi şu şekildedir:
ADANA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALILAR:
KONU: Geçit hakkı tesisi talebimiz hakkındadır.
HARCA ESAS DEĞER: 100,00 TL (Dava değeri ıslah ile artırılmak üzere)
AÇIKLAMALAR
Müvekkil Adana ili Seyhan ilçesi 14 Parsel numaralı taşınmazın malikidir. Müvekkile ait taşınmazların tapu senedini dilekçemiz ekinde sunuyoruz. (Ek-1) Müvekkile ait parseller ile yol arasında davalıya ait aynı yer 14 Ada 13 Parsel numaralı ve diğer davalılar olan -elbirliği ile mülkiyete haiz olan- mirasçılara ait 12 Ada 13Parsel numaralı taşınmazlar bulunmaktadır.
Müvekkil 13 Ada 12 Parsel numaralı taşınmazı 2015 tarihinde satış yolu ile edinmiştir. Müvekkile ait parselin genel yola ulaşımı bulunmamaktadır. Keşif sırasında bu husus ortaya konulacaktır. Müvekkile ait taşınmazın genel yola ulaşımı bulunmadığından davalılara ait komşu taşınmazların bir kısmını yol olarak kullanmaktadır. Ancak, bu durum taraflar arasında ihtilafa sebebiyet vermektedir.
Müvekkil, davalı taşınmaz maliklerinden bedeli karşılığından geçit irtifakı talep etmiş, taşınmaz malikleri ise geçit irtifakı vermekten kaçınmıştır. Türk Medeni Kanunun 747. Maddesi 1. Fıkrası “Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir.” hükmü yer almaktadır. Ayrıca TMK’nın 747. Maddesinin 2. Fıkrası “Bu hak, ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna uygun düşen komşuya karşı kullanılır.” hükmü gereği dava yol durumuna göre geçidin istenmesi en uygun düşen komşu taşınmaz maliklerine karşı açılmıştır. Önemle belirtmek isteriz ki; geçit hakkı kurulmasını talep ettiğimiz taşınmazlar tapuya kayıtlıdır ve özel bir kişiye aittir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/371 E. ve 2014/91 K. sayılı ilamında:
“Taraflar arasındaki “geçit hakkı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 28.01.2011 gün ve 2009/233 E., 2011/25 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesi’nin 04.10.2011 gün ve 2011/9207 E., 2011/11477 K. sayılı ilamı ile: (…Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu siciline kaydı da gereklidir.
Somut olayda; davacı parseli lehine çevredeki parseller bölünmeden geçit kurulması imkanı bulunmadığı düzenlenen bilirkişi raporu ve krokiden anlaşılmaktadır. Yapılan incelemede 77 sayılı parselden geçen (C+D) güzergahının en uygun geçit yeri olduğu görülmektedir. 77 sayılı parselden bu şekilde geçit kurulması nedeniyle taşınmazın bölünmeye bağlı uğrayacağı değer kaybı da bilirkişiye hesaplatılarak davalı 77 sayılı parselin malikine ödenmek üzere geçit bedeli ile birlikte depo edildikten sonra belirtilen seçenekten geçit kurulması gerekir. Bu hususun düşünülmemesi doğru olmamış bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkiline ait 79 parsel sayılı taşınmaz lehine, davalıya ait 77 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı tesisini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; bilirkişiler tarafından belirlenen 4. alternatifte davalının taşınmazının bölündüğü, tesis edilecek geçitin davalının fabrika faaliyetini aksatacağı, 1. alternatifin ise dava dışı 1793 parselden geçtiği, bu taşınmazın taşlık arazi niteliğinde olduğu, bu nedenle en uygun güzergahın 1. alternatif olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerden dolayı karar bozulmuş; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Uyuşmazlık; davalıya ait 77 parsel sayılı taşınmaz üzerinden belirlenen geçit güzergahının uygun alternatif olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Öncelikle, uyuşmazlığın çözümünde etkili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar bulunmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun “Zorunlu geçit” başlıklı 747. Maddesi: “Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir. Bu hak, ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanılır. Zorunlu geçit iki tarafın menfaati gözetilerek belirlenir.” hükmünü içermektedir. Anılan maddeye göre, genel yola çıkmak için yeterli bir geçidi bulunmayan taşınmaz sahibi, tam bir bedel karşılığında komşularından kendisine geçmek için geçit hakkı tanınmasını isteyebilir. Kanun koyucu bu düzenleme ile şartların gerçekleşmesi halinde ihtiyaç sahibine irtifak hakkı kurulmasını isteme hakkı sağlamıştır.
Geçit hakkı, yenilik doğuran bir hak olup, bu hak, geçit ihtiyacı bulunan taşınmazın mülkiyetine bağlıdır. Hak sahibinin, bu hakkını kullanarak irtifak hakkı kurulmasını istemesi ile yükümlü taşınmaz maliki irtifak hakkı kurma borcu altına girmektedir. Taşınmazın bu borçla yükümlü olma durumu, mülkiyetin dolayısıyla kısıtlanmasını teşkil etmektedir. Bu borç yerine getirilince, ortaya geçit irtifakı çıkmaktadır (Oğuzman K./Seliçi Ö./Oktay Özdemir S.; Eşya Hukuku, 12. Bası, Filiz Kitabevi, İstanbul 2009, s.467).
TMK. m. 747 uyarınca bir taşınmaz malikinin diğerinden geçit irtifakı kurulmasını isteyebilmesi için öncelikle geçit isteyen taşınmaz malikinin genel yola çıkmak için yeterli bir geçiti bulunmamalıdır. Hiç geçit bulunmaması gibi mevcut geçidin ihtiyacı karşılamaması da söz konusu şartın gerçekleşmesi için yeterlidir. Öte yandan, geçit güzergahı, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşu taşınmaz, bu yoksa bundan en az zarar görecek taşınmazın durumu ve maliklerinin uğrayacakları zararlar göz önünde tutularak belirlenmelidir. (TMK m. 747/2) Geçit isteyene bu hakkın tanınması, diğer koşulların yanında, geçit yükümlüsü veya yükümlülerine kanundaki deyimi ile tam bedel verilmesi halinde mümkündür. Kanunda belirtilen tam bedel, geçit hakkı tesis edilecek yerin ve bu yerde bulunan ağaç, ürün vs. muhtesatın değeri ile geçit kurulacak taşınmazda geçit nedeniyle meydana gelecek değer kaybının toplamından oluşmaktadır. (Ertaş Şeref; Eşya Hukuku, 4. Bası, Ankara 2002, s. 373).
Somut olayda; davacıya ait 79 parsel sayılı taşınmazın yola cephesinin olmadığı, davalı taşınmazı üzerindeki taşkın binalar nedeniyle çevredeki parseller bölünmeden geçit kurulması imkanının bulunmadığı anlaşılmakta olup, esasen bu konuda uyuşmazlıkta bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki bilirkişi raporlarından en kısa ve ekonomik geçit güzergahının, davalıya ait 77 parsel sayılı taşınmazdan geçen 4. alternatif (C+D) olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde mahkemece; davalıya ait 77 parsel sayılı taşınmazın geçit kurulması nedeniyle uğrayacağı değer kaybı da bilirkişiye hesaplatılmak suretiyle geçit bedeli tespit edilerek, bu bedel depo ettirildikten sonra belirtilen seçenekten geçit kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Hal böyle olunca, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.02.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.” hükmü ile geçit irtifakına ilişkin geniş bir açıklama yapılmış ve şartları karara bağlanmıştır.
Müvekkil taşınmazı edinmesinden bu yana kullanamamakta, her geçen gün zararı artmaktadır. Açıkladığımız nedenler ile lehimize zorunlu geçit irtifakı tanınması için huzura ikame eden iş bu davayı açma zorunluluğumuz hasıl olmuştur. Bedeli tarafımızca ödenmek koşuluyla müvekkilin sahibi bulunduğu taşınmaza geçebilmesi için davalıların taşınmazının mahkemenizce uygun görülecek bir bölümünden, müvekkilin taşınmazı yararına geçit hakkı tesisi ile tespit edilerek geçit hakkının tapuya tescilini arz ve talep ederiz.
HUKUKİ DELİLLER: Tapu kayıtları, belediye kayıtları, keşif, tanık (bilahare bildirilecektir), bilirkişi, yemin ve her türlü yasal delil.
HUKUKİ SEBEPLER: TMK. Md. 747 ve ilgili mevzuat
NETİCE-İ TALEP: Yukarıda açıkladığımız nedenlerle davalıların taşınmazından mahkemece uygun görülecek olan bir kısmı üzerinde bedeli mukabilinde müvekkilin sahibi bulunduğu taşınmaz lehine geçit hakkı tesisine ve tapuya tesciline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini sayın mahkemeden vekaleten saygılarımızla arz ve talep ederiz. 29.12.2020
DAVACI VEKİLLERİ
Geçit Hakkı Dava Dilekçesi 2
Bir diğer geçit hakkı dava dilekçesi ise şu şekildedir:
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
DEĞERİ:
AÇIKLAMALAR:
1-) Afyonkarahisar İli, Emirdağ İlçesi, Suvermez Köyü, 1112 Parsel nolu taşınmaz tapuda müvekkilim adına kayıtlıdır. Çevresinde bulunan … parsel nolu taşınmaz her üç davalıya hisseli olarak ,1481 parsel sadece …….., 1482 parsel nolu taşınmaz ise sadece ………… adına tapuda kayıtlıdır.
2-) Müvekkilime ait taşınmaz tarla olarak kullanılmaktadır. Ancak müvekkilime ait taşınmazın ana caddeye çıkışı davalıların taşınmazları arkasında kaldığından mümkün değildir.Yani ana yola çıkmak için herhangi bir yolu veya geçeceği yeri yoktur. Müvekkilim davalıların taşınmazlarından geçmektedir.Ancak bu şekilde davalıların arsasından geçmesi davalılarla müvekkilim arasında sürtüşme yaratmakta ve davalılar müvekkilimin kullandığı fiili yolu bazen kapattıklarından, müvekkilim bu durumdan mağdur olmaktadır. Müvekkilim davalılara geçit hakkı(yol) konusunda teklif götürmüş, uygun tazminat karşılığında yol açılmasını istemiş ancak davalılar müvekkilime olumlu bir cevap vermemişlerdir.
3-) Müvekkilimde geçit hakkı tanınmasını istemek için bu davayı açma zorunda kalmıştır.
HUKUKİ NEDENLER: 4721 S. K. m. 747 ve ilgili mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER: Tapu kaydı, tanık, bilirkişi beyanı, keşif ve diğer deliller.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve yargılama aşamasında ortaya çıkacak durumlar karşısında; müvekkilime, mahkemenizce uygun görülecek tazminat bedeli karşılığında davalıların taşınmazlarından geçit hakkı verilmesine karar verilmesini ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenilmesini saygıyla arz talep ederiz.
Davacı Vekili
Üç kuruşluk 4 davalısı olan geçit hakkı davası , nasıl 37 davalıya dönüştürülür ve en kısa ve en az maliyetli olan yol yerine en uzun ve en maliyetli yola nasıl karar verilirin sinirini yaşıyorum şu anda😡2020 başında, öncesinde kadastro mühendisi ile birlikte yer keşfi yapıp, en kısa yola ilişkin krokiye davanarak davamı açtım.En kısa ve en az maliyetli yolun 4 maliki vardı.Bilirkişi raporu ile 4 alternatif yol belirlendi, hakim beyfendi en uzun ve en maliyetli yolu takdir edip (bütün itirazlarıma rağmen) maliklerini davaya dahil ettirip ,bedelini depo ettirdi.Bu taşınmazın malikleri,ölenlerin mirasçıları,dava sırasında ölenlerıin mirasçıları derken davalı sayısı 37 ye yükseldi,üstelik biri de yurtdışında ve Fransız vatandaşı olmuş..Gerekçeli karar geldi bugün ve sinirden istinaf dilekçesini yazamıyorum bile.Tebligatlar ayrı sorun zaten..Gerekçe “en kısa ve en az maliyetli olan yolun maliklerin evinin önünden geçmesi ve müvekkilim bu yoldan kendi taşınmazına geçerken maliklerin rahatsız olacağı”..Allah kimseyi iş bilmeyen hakimle sınamasın..