Geç Teslim Nedeniyle Kira Alacağı Davasına Cevap

Geç Teslim Nedeniyle Kira Alacağı Davasına Cevap

Sayın Mahkemenizce davaya konu sözleşme incelendiğinde “Konut Teslimi” başlıklı bölüm altında düzenlenen madde 04.10 uyarınca “Olağanüstü durumlar, mücbir nedenler, idari ve kamu tedbirleri ile beklenmeyen durumlar ve Alıcı’nın kendisinden beklenilen vecibeleri yerine getirmesi ve taksitleri zamanında ödemesi kaydıyla satıcı, alıcıya kusurlu gecikme için ayda ….. TL tazminat ödeyecektir” demiştir. Dolayısıyla davacı taraf sözleşmenin ifasının gecikmesinden ötürü müvekkil şirketten gecikilen her ay için en fazla ….TL gecikme cezası talep edebilecektir. Oysaki davacı, hiçbir dayanağı olmaksızın hem sözleşmeden kaynaklanan gayrimenkul teslim borcunun yerine getirilmesini hem de mahrum kaldığını iddia ettiği karını talep etmektedir.

Geç Teslim Nedeniyle Kira Alacağı Davasına Cevap

ADANA (.)  TÜKETİCİ MAHKEMESİ

SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

 

Dosya No.                  :

 

DAVALI                   :

VEKİLİ                     :

 

DAVACI                   :

VEKİLİ                     :

 

KONU                       : Davaya karşı cevap ve itirazlarımızı içerir dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR    :

Davacı tarafından ikame edilen huzurdaki dava haksız ve hukuki temelden yoksun talepler içermekte olup dava dilekçesindeki iddiaların tarafımızca kabulü mümkün değildir. Zira davacının dava dilekçesinde ve delilleri arasında belirttiği ihtarnamesinde de dayandığı … tarihli sözleşme müvekkil şirketin de kabulünde olup davacının anılan sözleşmeden kaynaklanan ve dava dilekçesinde iddia edildiği şekilde kendisine ödenmemiş herhangi bir alacağı bulunmamaktadır.

Sayın Mahkemenizce davaya konu sözleşme incelendiğinde “Konut Teslimi” başlıklı bölüm altında düzenlenen madde 04.10 uyarınca “Olağanüstü durumlar, mücbir nedenler, idari ve kamu tedbirleri ile beklenmeyen durumlar ve Alıcı’nın kendisinden beklenilen vecibeleri yerine getirmesi ve taksitleri zamanında ödemesi kaydıyla satıcı, alıcıya kusurlu gecikme için ayda ….. TL tazminat ödeyecektir” demiştir. Dolayısıyla davacı taraf sözleşmenin ifasının gecikmesinden ötürü müvekkil şirketten gecikilen her ay için en fazla ….TL gecikme cezası talep edebilecektir. Oysaki davacı, hiçbir dayanağı olmaksızın hem sözleşmeden kaynaklanan gayrimenkul teslim borcunun yerine getirilmesini hem de mahrum kaldığını iddia ettiği karını talep etmektedir.

Mahkemenizce bilindiği gibi 6098 sayılı Borçlar Kanunu m. 125 karşılıklı edim yükleyen sözleşmelerde borçlunun temerrüdü halinde alacaklıya üç seçimlik hak tanımıştır. Bu haklar;

  • Borcun ifası ve gecikme tazminatını talep etmek,
  • İfadan ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçerek müspet zararlarını talep etmek,
  • Sözleşmeden dönerek menfi zararlarını talep etmek şeklindedir.

Görüleceği üzere kanun koyucu huzurdaki davadaki gibi bir vakıada tarafların olası hak ve yükümlülüklerini açık ve net şekilde sınırlamıştır. Yine taraflarca serbest iradeler ile imzalanan sözleşmede de kar mahrumiyetinin talep edileceği gibi bir düzenleme yer almamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/14-244 E., 2010/260 K. sayılı ve 12/05/2010 tarihli kararında bu durumu şu şekilde özetlemiştir: “Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır; kuşkusuz kar mahrumiyetini de içine alır. Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçiminde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur. Borçlar Kanun um. 106 sözleşmelerde borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır. Alacaklı her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunabilir; derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteyebilir veya ifadan vazgeçip menfi zararını isteyebilir.” Davacının ifadan vazgeçme gibi bir iradesi ne daha önceki ihtarnamesiyle ne de dava dilekçesiyle mevcut değildir. Dolayısıyla davacı; davaya konu sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini düşünerek kar mahrumiyetini isteyemeyecektir. Zira kar mahrumiyeti; içtihatlarla da sabit olduğu üzere müspet zararlar arasında sayılmaktadır ve kanunda da belirtildiği üzere ancak ifadan vazgeçme halinde istenebilir. Davacı taraf ise ifa talebinden vazgeçmemekte, ifayı gecikmeli de olsa kabul etmekte ama bir yandan da ifadan vazgeçmesi halinde talep edebileceği zararlarını istemektedir. Zaten davacının dava dilekçesinde alıntı yaptığı Yargıtay kararları da kar mahrumiyetine değil cezai şarta ilişkindir.

Müvekkil şirket, tarafı olduğu sözleşmenin şartları kapsamında üzerine düşen edimleri yerine getirmiş ve davacının avukatının banka hesabına sözleşmede kararlaştırıldığı üzere aylık …. TL’den toplamda ….. TL gecikme tazminatı ödemesi yapmıştır. Davacının …..tarihli ihtarnamesine cevaben gönderilen …. Noterliği’nin …. tarihli ve …. yevmiye numaralı ihtarnameyle de bu durum izah edilmiştir. Müvekkil şirket sözleşmeyle üzerine düşen edimleri yerine getirmekten asla kaçınmamakta fakat davacı hak ettiğinden daha fazlasını talep etmekte, kötü niyetli bir tutum ile işbu davayı ikame etmektedir. Müvekkil şirket, sözleşme sürecinde hava şartlarından ve belediyeden kaynaklı sebepler sonucu iki ay boyunca inşaat faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştır. Yukarıda anılan sözleşme maddesinde de yer verildiği üzere “olağanüstü durumlar, mücbir nedenler, idari ve kamu tedbirleri ile beklenmeyen durumlar” söz konusu olduğunda bu nedenlerden ötürü yaşanan gecikmeler sözleşme süresine eklenmeyecektir. Bu husus davacı tarafın da kabulü dahilinde olmasına rağmen inşaatın durduğu ve müvekkile herhangi bir kusur yüklenemeyeceği bu süre için de davacı zarara uğradığını iddia etmektedir.

Yine davacı taraf dava dilekçesinin netice-i talep bölümünde 15.000,00 TL olarak belirlediği bakiye tutara …. tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini de talep etmiştir. Davacının söz konusu tutarı hak ettiğini kesinlikle kabul etmemekle birlikte; kar mahrumiyeti adı altında her ay … TL’den hesapladığı bu tutarların toplamına teslim tarihi olan …. tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hiçbir mantıklı açıklaması da olamayacaktır. Zira ….. tarihinde muaccel hale gelen ……TL’lik bir borcun varlığından bahsetmek mümkün değildir ve muaccel olmayan bir borca faiz işletilemeyeceği de izahtan varestedir.

Son olarak belirtmek gerekir ki; müvekkil şirket davacı tarafından kendisine gönderilen ilk ihtar üzerine direkt olarak sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirip gecikme cezalarını davacı vekilinin hesabına yatırmış olup esasen davacının doğmuş başkaca bir hakkı olmadığından huzurdaki davanın açılmasına da sebebiyet vermemiştir. Tüm belirtilen nedenlerle davacının haksız, mesnetsiz, hukuka ve hakkaniyete aykırı taleplerini içerir işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmek gerekmiştir.

HUKUKİ DELİLLER        : X tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi, X Noterliği’nin … yevmiye numaralı, …. tarihli ihtarnamesi, inşaatın durduğuna dair belediye yazıları, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık ve ikamesi mümkün tüm yasal deliller.

NETİCE-İ TALEP              : Yukarıda arz ve izah edilenlerle ve Sayın Mahkemece re’sen göz önünde bulundurulacak nedenlerle; haksız, kötü niyetli, sözleşmeye ve hukuka aykırı talepler içeren davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini saygıyla vekaleten arz ve talep ederiz.

Davalı vekili

Av. 

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir