YARGITAY İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE
Sunulmak Üzere
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRESİNE
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURAN DAVALILAR :
VEKİLİ:
DAVACI: Maliye Bakanlığı
TALEBİN KONUSU: Adana Asliye Hukuk Mahkemesinin 16 no’lu, 11 tarihli kararına yönelen istinaf başvurusunun Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından incelenmesi sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın BOZULMASI istemidir.
TEBLİĞ TARİHİ:
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Adana Asliye Hukuk Mahkemesinin 16 Sayılı, 11 tarihli kararı ile dava konusu yerin evveliyatı devlet ormanı olduğu ve 3302 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarıldığı gerekçesiyle mevcut parselin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar vermiştir.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Başvurunun esastan reddi.
TEMYİZ SEBEPLERİ VE GEREKÇESİ:
Davacı Maliye Bakanlığı, dava konusu X İlçesi, 12 pafta, 13 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın evveliyatının orman olduğu, 6831 Sayılı Yasa’nın 2/B Maddesi uyarınca Hazine adına orman dışına çıkarıldığı ve çıkarma işlemi kesinleştiği iddiasıyla Adana Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11 Esas sayılı dosyasından tapu iptali ve tescil davası açmıştır.
11 tarihli keşifte orman bilirkişisi “Dava konusu taşınmaz toprak yapısı itibariyle TARIM ARAZİSİ ÖZELLİĞİ GÖSTERMEKTEDİR.” Şeklinde beyanda bulunmuştur. Tapu fen bilirkişi ise “Dava konusu taşınmaz ŞAHISLAR ADINA TESPİT GÖRMÜŞTÜR, kök kayıt 13 numaralı parselden gelmektedir.” Şeklinde beyanda bulunmuştur.
1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasa’nın 2/2. maddesine göre; Orman sınırı dışına çıkarılacak yer sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder. Dava konusu taşınmaz tapu kaydından da görüleceği gibi “Tarla” vasfındadır. Ormanla herhangi bir ilgisi olmadığı gibi şahıs mülk ve zilyetliğindedir. Taşınmazın her iki yanından yol geçmekte ve diğer yanında da şahıs arazisi bulunmaktadır. Tarlanın kanunda belirtilen orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olması Hazine adına tescilini gerektiren bir durum değildir. Aynı kanunda “Orman sınırları dışına çıkarılan bu yerler… hususi orman ise SAHİPLERİ ADINA ORMAN DIŞINA ÇIKARTILIR.” diyerek duruma açıklık getirmiştir.
13 tarihli bilirkişi raporunda;
-13 numaralı parselin 14 numaralı parselin ifrazından oluştuğu,
-15 numaralı parselin ilk tescil tarihinin 16 olduğu,
-Bu parsele ait zabıt kayıtlarının mevcut olduğu, zabıt kaydında 52 numaralı toprak tevzii komisyonunun sözlü, vilayet makamının 10.04.1955 tarih ve 10-1/459 sayılı yazılarına istinaden maliki adına tescil edilmiş olduğu,
-B. İli G 22-b-01-a numaralı orman haritasında dava konusu 14 numaralı parselin bulunduğu bölgede 6831 Sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman şerhi olduğu, 15 numaralı parselin bulunduğu kısım ve çevresinin 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış olduğu,
-14 numaralı parselin etrafında ve üzerinde bitki ve kök kalıntısına rastlanmadığı, arazi meylinin %1-2 olup, toprak yapısı itibariyle killi balçıklı bir yapıda ve tarla vasfında olduğu ve etrafında yapılaşmanın devam ettiği,
-Dava konusu parsele komşu 12 numaralı parselin sınırlarının mahkeme kararı sonucu kesinleşmiş olması sebebiyle 14 numaralı davaya konu parselin ORMANLA İLİŞKİSİNİN BULUNMADIĞI, tespitlerinde bulunulmuştur.
Davalı müvekkillere vekaleten Adana Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14 Esas sayılı dosyasından 16 parsel sayılı taşınmaz kayıtlarındaki Orman Kanununun 2/B maddesine göre orman dışına çıkarılmıştır şerhinin iptali talebiyle dava açılmış ve 11 Esas sayılı dosya ile birleştirilmiştir.
Yerel Mahkeme, TAŞINMAZIN TOPRAK TEVZİİ KOMİSYONU KARARIYLA OLUŞTURULAN TAPU KAYDINA DAYANDIĞI VE EVVELİYATLA ŞAHIS ARAZİSİ OLDUĞU GEREKÇESİYLE, 12 günlü oturumunda Hazine tarafından açılan davanın reddine, 11 Esas sayılı dosyasındaki davanın kabulü ile taşınmaz üzerindeki Orman Kanununun 2/B maddesine göre orman dışına çıkarılmıştır şerhinin iptaline karar vermiştir.
Davacı Hazine taşınmazın evveliyatla şahıs arazisi olmayıp orman arazisi olduğu itirazıyla kararı istinaf incelemesine götürmüştür.
Adana Bölge Adliye Mahkemesinin 1. Hukuk Dairesi 13 sayılı ilamıyla “Bilirkişiler raporunda taşınmazın ilk ve ne zaman orman tahdidine tabi tutulduğu, hangi tarihte ve hangi yasa uyarınca orman tahdit sınırları dışına çıkartıldığı, yörede maki tefrik çalışmaları yapılıp yapılmadığı açıklanmadığı gerekçesiyle kararı kaldırmıştır.
Adana Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11 Esas sayısına kaydı yapılan dava dosyasında verilen 14 tarihli bilirkişi raporunda;
-Davaya konu parselin imar uygulaması sonucu oluştuğu, 12 parselin ilk tescil edilmiş olan parselin 14 numaralı kadastral parsel olduğu,
– 13 tarihli B. İli G 22-b-01-a numaralı orman haritasında dava konusu 12 numaralı parselin bulunduğu bölgede 6831 Sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman şerhi olduğu, 14 numaralı parselin bulunduğu kısım ve çevresinin 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış olduğu,
-Parselin tarla vasfında olduğu ve etrafında yapılaşmanın devam etmekte olduğu,
-Dava konusu parsele komşu 16 numaralı parselin sınırlarının mahkeme kararı sonucu kesinleşmiş olması sebebiyle 18 numaralı davaya konu parselin ORMANLA İLİŞKİSİNİN BULUNMADIĞI,
-Dava konusu 12 numaralı parsele en yakın orman vasıflı ve mahkeme kararıyla tescil edilmiş bulunan 14 numaralı parsele en yakın mesafesinin 600,00 metre olduğu tespitlerinde bulunulmuştur.
16 tarihli bilirkişi raporunda;
-3402 Sayılı Kanunun 45/3 maddesinde yer alan değişikliğin Anayasa Mahkemesinin kararında iskan suretiyle verilen yerlerin iptal kapsamına alınmış 4753 Sayılı Yasaya göre verilen tapular iptal kapsamı dışında bulunduğu belirtildiğinden bu taşınmazda 4753 Sayılı Kanuna göre verilmekle orman olarak sayılan yerlerden olmadığı; sonuç olarak yukarda açıklanan gerekçelere göre DAVA KONUSU PARSELİN ORMANLA İLİŞKİSİ BULUNMADIĞI VE ORMAN SAYILAN YERLERDEN OLMADIĞI tespit edilmiştir.
13 tarihli bilirkişi raporunda;
-Davaya konu, ilk tescil kaydı 12 numaralı parsel olan ve imar uygulaması sonucu oluşan 14 parselin tamamı orman tahdit sınırları içinde Devlet Ormanı iken, 6831 Sayılı Yasa’nın 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve kararın kesinleştiği tespit edilmiştir.
Yerel Mahkeme 13 sayılı 14 tarihli kararında;
12 tarihli bilirkişi raporunun bilimsel dayanaktan yoksun olduğu belirtilerek, X Köyünde 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesine göre yapılan çalışmaların yapılan itiraz üzerine bu sınırların Danıştay 2. Dairesinin 11 sayılı kararı ile tespit edilip bu tespite göre de Adana Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 12 sayılı kararında Danıştay kararı esas alınarak orman sınırı belirlendiğinden, dava konusu parselin 12 yılında 4753 Sayılı Yasaya göre topraksız çiftçilere dağıtılan arazi kapsamında olup 3402 Sayılı Yasa’nın 45/3 maddesine göre bu şekilde dağıtılan yerler orman olamayacağı ve dava konusu parselin bulunduğu kısmın orman olmadığı, sonradan konulan şerhin hukuki değerinin bulunmadığı gerekçesiyle davacı hazinenin davasını reddederek davalı müvekkillerin davasını kabul etmiştir.
Davacı hazinenin istinaf başvurusu üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesinin 2. Hukuk Dairesinin 13 sayılı 14 tarihli kararında;
Yapılan bilirkişi raporlarının tahdit raporlarının yeterli olmadığından ve Adana Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı uygulanmadığı belirtilerek yerel mahkeme kararını kaldırmıştır.
Yerel mahkemece bu karar göz önünde tutularak keşif yapılmış, Adana Asliye Hukuk Mahkemesi kararı, tahdit haritaları, tahdit komisyon raporları mahalde uygulanmıştır.
Hazırlanan raporlara göre;
-3116 Sayılı Yasayla tahdit çalışması yapıldığını, 13 yılında tapulama çalışması yapıldığını, dava konusu parselin 12 numaralı parsel olduğu buna da 14 tarihli tapu kaydının uygulanarak malik adına tescilinin yapıldığı, 14 yılında orman kadastro komisyonunca 1744 Sayılı Yasanın 2. maddesi uygulaması aplikasyonunun yapıldığı yine 12 yılında 3302 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uygulaması yapıldığı açıklanmıştır.
-Adana Asliye Hukuk Mahkemesi kararı incelendiğinde 13 yılında tapu çalışmalarında bazı arsaların Hazine adına tespit yapıldığı, tespite kişilerce itiraz edildiği ve 12 numaralı parselin batısında bulunan 14 numaralı parselin orman kadastro paftasına göre orman sınırları içinde kaldığı, bir kısmının da orman niteliğini yitirdiğinden 2/B olarak orman dışına çıkarıldığı, bilahare orman dışına çıkarılanların Hazine adına tahdit dışına çıkarıldığı, 12 numaralı parselin öncesinin 14 numaralı parsel olduğu bunun da Hazine adına orman sınırları dışında kalan alanda kaldığı ve böylece dava konusu parselin tamamen evveliyatı orman olduğundan tamamen 2/B uygulaması içinde kaldığı açıklanmıştır.
-3116 Sayılı Yasaya göre 12 yılında orman tahdit çalışması yapıldığı, 14 numaralı parselin evveliyatının devlet ormanı olduğu ve Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilmiştir.
Yerel Mahkeme, dava konusu yerin evveliyatı devlet ormanı olduğu ve 3302 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarıldığı gerekçesiyle mevcut parselin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline 14 sayılı 16 tarihli ilam ile karar vermiştir. Yerel Mahkemenin kararı hatalıdır. İstinaf Mahkemesinin gerekçesindeki eksiklikler giderilememiştir.
X Köyünde 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesine göre yapılan çalışmaların yapılan itiraz üzerine bu sınırların Danıştay 2. Dairesinin 11 sayılı kararı ile tespit edilip bu tespite göre de Adana Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 16 sayılı kararda DANIŞTAY KARARI ESAS ALINARAK ORMAN SINIRI BELİRLENDİĞİNDEN, DAVA KONUSU PARSELİN 13 YILINDA 4753 SAYILI YASAYA GÖRE TOPRAKSIZ ÇİFTÇİLERE DAĞITILAN ARAZİ KAPSAMINDA OLUP 3402 SAYILI YASA’NIN 45/3 MADDESİNE GÖRE BU ŞEKİLDE DAĞITILAN YERLER ORMAN OLAMAYACAĞI açıklanmıştır.
DAVAYA KONU PARSELİN 14 YILINDA 5653 SAYILI YASAYA GÖRE MAKİYE TEFRİK EDİLDİĞİNİ GÖSTEREN RAPOR OLMASI İTİBARİYLE MAKİ TEFRİK KOMİSYONUNCA TEFRİK EDİLEN YERİN ORMAN TAHDİT SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILMIŞ OLDUĞUNUN KABULÜ GEREKİR. 13 YILINDA MAKİYE TEFRİK EDİLEREK ORMAN TAHDİT DIŞINA ÇIKARILAN VE 1954 YILINDA TOPRAKSIZ ÇİFTÇİLERE DAĞITILAN ARAZİ KAPSAMINDA OLAN TAŞINMAZIN İKİNCİ KERE ORMAN SINIRLAMASINA TABİİ TUTULMASI YOK HÜKMÜNDEDİR.
Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki örnek bir kararını da paylaşmak olaya açıklık getirecektir.
T.C. YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ E. 1997/7094 K. 1997/8724 T. 2.10.1997
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk orman sınırlandırması 14.8.1948 tarihinde ilan olunup, itiraz olunmaksızın kesinleşmiştir. 1951 yılında çalışma yapan maki tefrik komisyonu davalı taşınmazın da içinde bulunduğu yerleri makiye tefrik ederek orman sınırları dışına çıkarmıştır. 1955 yılında da genel kadastro çalışmaları sırasında 115 parsel sayılı taşınmaz zilyetlik ve bağışlama suretiyle Muallim Köyü Tüzelkişiliği adına tapuya tescil edilmiştir.
22.3.1996 gün, 1993/5 esas, 1996/1 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı ile maki tefrik komisyonlarının kurulması yasal, işlemleri de geçerli sayılmıştır. 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 45/5. madde ve fıkrası gereğince İçtihadı Birleştirme Kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerini ve Adliye Mahkemelerini bağlar. Usulü kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Mahkemelerde ve Yargıtay’da görülmekte olan bütün işlerde uygulanması gerekir. İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARI İLE MAKİ TEFRİK KOMİSYONLARININ YAPTIKLARI İŞLEMLER GEÇERLİ KABUL EDİLDİĞİNDEN, ÇEKİŞMELİ TAŞINMAZIN DA İÇİNDE BULUNDUĞU YERİN MAKİYE TEFRİK EDİLMEK SURETİYLE ORMAN TAHDİT SINIRLARI DIŞINA ÇIKTIĞININ KABULÜ GEREKİR. BU GİBİ YERLERDE YAPILAN İKİNCİ BİR ORMAN SINIRLAMASI YOK HÜKMÜNDEDİR. Açıklanan nedenlerle, davacının davasının kabulü gerekirken, tahdit içinde kaldığı nedenle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 2.10.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda belirtilen sebepler ve gerekçelerle resen nazara alınacak hususlar dikkate alınarak yerel mahkeme tarafından verilen hükme yönelen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın bozulmasına ve dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesini arz ve talep ederiz.
Temyiz Yoluna Başvuran
Davalı Vekili