Bu yazımızda vasi kelimesinin anlamını, nasıl vasi olunacağını, vasilik davasını, vasi işlemlerinin ne kadar süreceğini, vasinin neler yapabileceğini açıklayacağız. Vasi adaylığını ve vasi tayini sürecini yazımızı okuyarak net bir şekilde kavramış olacaksınız.
Vasi yaşı küçük kişinin veya akılca zayıf bir insanın mallarını yöneten kişidir. Siz de akıl ve beden sağlığı yerinde olmayan, har vurup harman savuran yani kendisini idare edemeyen birisine vasi yani gözetmen olabilirsiniz. Tabii ki vasi bu işlemi hukuk sınırları içerisinde gerçekleştirebilir. Vasi olabilmek için vasi tayini davası açılır.
Günlük hayatta vasi kelimesi aynı zamanda vesayet kelimesi olarak da bilinir. İnsanlar vasilik kurumuna çoğu zaman kendi anne ve babalarının yaşlanması veya hastalanması sonucu onların mallarını ve hukuki işlerini yürütmek amacıyla başvurur.
Öncelikle kimlerin vasi olabileceğinden başlayalım.
Kimler Vasi Olabilir?
Ergin ve vasilik görevini yapabilecek yetenekte olan bir kişi vasi olabilir. Kişinin vasilik görevini yapıp yapamayacağını vesayet makamı dediğimiz Sulh Hukuk Mahkemesi değerlendirir. Yani vasinin duruma uygun olup olmadığını Sulh Hukuk Mahkemesi hakimi belirler.
Hakim değerlendirmeyi yaparken sadece vasi atanması söz konusu olan kişinin yaşı ve eğitim durumunu değil, ayrıca, vasilik işlerine ayıracak zamanı olup olmadığına da bakar.
Vasi Nasıl Olunur?
Vasi Sulh Hukuk Mahkemesine yapılan bir taleple atanır. Bu işleme vasi tayini davası denilmektedir. Nasıl vasi olacağınız farklı durumlara göre değişiklik gösterir.
Örneğin; savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşam tarzı, malların kötü yönetimi veya isteğe bağlı vasi tayini davalarında kısıtlanacak kişinin bizzat dinlenmesi zorunludur. Bu dinleme uygulamada çoğu zaman sevk edilen hastanede doktor heyeti tarafından yapılmaktadır. Doktor heyeti mahkemeye sunduğu raporunda örnek olarak “1 sene boyunca vasi atanması uygundur” şeklinde açıklama yazarlar. Bu süre sona erdiğinde vasilik süresinin uzatılmasını isteyebilirsiniz.
Bir diğer duruma örnek olarak akıl hastalığını ele alabiliriz. Akıl hastalı ve akıl zayıflığı gibi durumlarda vasi olabilmek için kısıtlı şahsın sağlık kuruluna sevk edilmesi ve rapor alınması gerekir. Hakim bu raporu gördükten sonra yine de kısıtlanacak kişiyi bizzat dinlemek isteme yetkisine sahiptir.
Son olarak Sulh Hukuk Mahkemesi vasi kararını onayladıktan sonra bu kısıtlama kararı kısıtlı kişinin hem nüfusa kayıtlı olduğu yerde hem de yerleşim yerinde ilan edilir. Bu ilan kısıtlının 3. kişilerle yapacağı işlemlerin iptal edilmesi için önemlidir. Çünkü 3. kişiler kısıtlama kararıyla bu ilandan sonra sorumlu tutulabilir.
Vasi İşlemlerinde Yetkili ve Görevli Mahkeme
Vasi işlemlerine yönelik taleplerinizde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise kısıtlının yani vasi atanılmasını istediğiniz kişinin ikamet ettiği yerdeki mahkemedir. Yerleşim yeri kişinin adres kayıt sistemine bildirdiği adres olarak kabul edilir. Vasi işlemlerinde yetkili ve görevli mahkeme hakkında daha detaylı ve teknik bilgi için şu yazımızı inceleyebilirsiniz.
Vasi tayininde görevli mahkemeyle ilgili şu istisnayı bilmenizde fayda var. Diyelim ki ergin kişiye kısıtlanması gerektiği için vasi atandı. Bu vasi de annesi olsun. Bu durumda bu kişiye velayet hükümler uygulanır. Yani halihazırda vasi olan kişi aynı zamanda çocuğun anne veya babasıysa böyle bir durumda çocuk hakkında velayet hükümleri uygulanır. Örneğin çocuğa ait malların satışı için Sulh Hukuk Mahkemesinden değil Aile Mahkemesinden izin alınır.
Vasilik Görevi Reddedilebilir Mi?
Vasiliği reddetmek mümkündür. Yani vasilik reddedilebilir. Ancak sadece şu kişiler vasilik görevini reddedebilir:
- Altmış yaşını doldurmuş olanlar,
- Bedensel özürleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar,
- Dörtten çok çocuğun velisi olanlar,
- Üzerinde vasilik görevi olanlar,
- Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu üyeleri, hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları.
Kimler Vasi Atanamaz?
Vasi atanamayacak yani vasi tayin edilemeyecek kişiler şu şekildedir:
- Kısıtlılar,
- Kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler,
- Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar,
- İlgili vesayet daireleri hâkimleri.
Hangi Durumlarda Vasi Atanır?
- Küçüklük:
Normal şartlarda küçüğün anne ve babası küçüğün velisidir. Küçüğün anne babası hayatta değilse veya hayatta olmasına rağmen velayet kaldırılmışsa bu durumda küçüğe vasi atanmalıdır. Medeni Kanunumuz velayet altında bulunmayan her küçüğe vasi atanması gerektiğini emretmektedir. - Akıl Hastalığı veya Akıl Zayıflığı:
Medeni Kanunumuza göre: “Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.”
TMK’nın 409/2. maddesine göre, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedenleriyle kısıtlamaya karar verilebilmesi için akıl hastalığı veya akıl zayıflığının resmi sağlık kurulu raporu kanıtlanmış olması koşuldur. Ayrıca hâkim kısıtlamaya ilişkin karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenilen kişiyi dinleyebilir.
TMK’nın 474. maddesine göre, “Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı yüzünden kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılmasına, ancak kısıtlama sebebinin ortadan kalkmış olduğunun resmi sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi halinde karar verilebilir.” - Savurganlık, Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Kötü Yaşama Tarzı, Kötü Yönetim:
TMK’nın 406. maddesine göre, savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşam tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.
TMK’nın 475. maddesinde bu nedenle kısıtlanan kişinin vesayetin kaldırılmasını isteyebilmesi için gereken koşullar düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre, “Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kısıtlanmış olan kişinin vesayetin kaldırılmasını isteyebilmesi, en az bir yıldan beri vesayet altına alınmasını gerektiren sebeple ilgili olarak bir şikayete meydan vermemiş olmasına bağlıdır.” - Özgürlüğü Bağlayıcı Ceza
TMK’nın 407/1. maddesine göre, “Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır.” TMK’nın 471. maddesine göre, “Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.” - İstek Üzerine
Uygulamada en çok başvurulan kısıtlama sebebi ise kişinin kendi isteği, yaşlılığı ve hastalığı sebebiyle vasi tayin edilmesidir. TMK’nın 408. maddesine göre, “Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.”
Vasinin Görevden Alınması
Türk Medeni Kanunumuz bize şu durumlarda vasinin görevden alınacağını söyler:
- Görevini ağır surette savsaklaması,
- Yetkilerini kötüye kullanması,
- Güveni sarsıcı davranışlarda bulunması,
- Borç ödemede acze düşmesi.
Vasi atanmasında Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gibi vasinin görevden alınmasında da Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Vasi görevini yapmakta yetersizliğe düşerse vesayet altındaki kişinin menfaatleri de tehlikeye düşecektir. Böyle bir durumda Sulh Hukuk Mahkemesi(vesayet makamı) vasinin kusuru olmasa bile onu görevden alabilir. Vasinin görevden alınmasını ilgili herhangi bir kişi mahkemeden isteyebilir. Öyle ki vesayet makamı da herhangi bir şekilde vasinin görevden alınmasını gerektiren bir vakıa hakkında bilgi sahibi olursa re’sen vasiyi görevden almakla yükümlüdür.
Vasinin görevden alınması başvurusu üzerine vesayet makamı görevden alma işleminden önce gerekli araştırmayı yapar ve vasiyi dinler. Eğer ki vasi görevini ağır bir şekilde ihmal etmemişse vasiyi uyarmakla yetinir. Gecikmesinde tehlike bulunan hallerde vasiyi anında görevden alır ve vasi yerine kayyım atayabilir. Hatta vasinin ağır kusurlu davranışları söz konusu ise vasinin mallarına ihtiyati haciz dahi koyabilir ve tutuklanmasını da isteyebilir. Yani anlaşılacağı üzere vesayet makamı vasinin görevden alınması gerektiren durumlarda vasiyi sadece görevden almakla kalmaz aynı zamanda vesayet altındaki kişinin korunması için gerekli önlem ve tedbirleri de alır. Vasi, görevden alınması kararına karşı 10 gün içerisinde denetim makamı olarak adlandırılan Asliye Hukuk Mahkemesine itiraz edebilir. Asliye Mahkemesi gerekli görürse bu itirazı duruşma yaparak inceler. Vasinin görevden alınmasıyla ilgili Yargıtay Kararlarını inceleyebilirsiniz.
Vasinin Tazminat Sorumluluğu
Vasi görevini yerine getirirken kusurlu bir davranış sergilerse bu davranışının ortaya çıkardığı zararlardan sorumlu olur. Vasi, vasilik süresi sonunda kesin hesap vermekle yükümlüdür. Bu hesabı vermemesi veya yanlış vermesi gibi durumlar onun aleyhine sonuçlar doğurur. İlgili kişiler böyle bir durumda vasiye karşı tazminat davası açabilir. Bu tazminat davasının zamanaşımı 1 yıldır. Bu konuda Yargıtay Kararlarını da incelemenizi tavsiye ederim.
Vasi Kararına İtiraz Nasıl Yapılır?
Vasi kararına itiraz etmek için bu yönde bir itiraz dilekçesi hazırlamanız ve Asliye Hukuk mahkemesine sunmanız gerekir. Her ne kadar vasi kararını Sulh Hukuk Mahkemesi verse de bu karara karşı itiraz Asliye Hukuk Mahkemesine yapılır.
Yeri gelmişken vasilikten çekilmek istiyorsanız uygun bir vasilikten çekilme dilekçesi ile bu talebinizi vesayet makamına bildirebilirsiniz.
Vasi Hangi Durumlarda Mahkemeden İzin Almalıdır?
Vasi, vesayet altındaki kişinin haklarını korumakla yükümlüdür. Yani vesayet altındaki kişinin malvarlığı ve kişiliğini ilgilendiren tüm olaylarla vasi ilgilenir. Vasi, kısıtlıyı hukuken korun ve onu temsil eder. Vasi bazı işlemleri yaparken mahkemeden izin almak zorundadır. Vasinin mahkemeden izin almasını gerektiren durumlar şunlardır:
- Taşınmazların Satışı
Taşınmazların alımı, satımı, rehin edilmesi ve bunlar üzerinde başka bir ayni hak kurulmasına ilişkin iş ve işlemlerin geçerliliği vasinin vesayet makamından izin alması koşuluna bağlıdır. Vasi vesayet makamından yani sulh hukuk mahkemesinden izin almadan böyle bir işlem yaparsa bu işlem iptal edilebilir. - Dava Açma ve Sulh Olma İşlemleri
Acele hallerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması vesayet makamının iznine tabidir. Dava ehliyeti, HMK’nın 51. maddesine göre dava şartı olup, dava şartlarının varlığı davanın açıldığı tarihten, hükmün kurulduğu tarihe kadar aranır. Dava şartlarının, davanın açıldığı tarihte gerçekleşip gerçekleşmediği hususu mahkemece resen gözetilecektir. Vasinin kısıtlı adına dava açabilmesi için vesayet makamından husumete izin kararı almış ve dava açtığı mahkemeye sunmuş olması gerekir. - Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehin edilmesi,
- Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri,
- Ödünç verme ve alma,
- Kambiyo taahhüdü altına girme,
- Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması,
- Vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması,
- Mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması,
- Borç ödemeden aciz beyanı,
- Vesayet altındaki kişi hakkında hayat sigortası yapılması,
- Çıraklık sözleşmesi yapılması,
- Vesayet altındaki kişinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi,
- Vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilmesi.
Yukarıda sayılan haller vasinin mahkemeden izin almasını gerektiren hallerdir ve Türk Medeni Kanunumuzun 462. maddesinde sayılmıştır. Vasi bu işlemler için bazen Sulh Hukuk Mahkemesinden, bazen ise Asliye Hukuk Mahkemesinden izin alır. Hatta bazen her ikisinden de izin almasını gerektiren haller vardır.
Vasi Tayini Dilekçesi
Bu yazımızda son olarak çok araştırılan bir diğer konu olan vasi tayini dilekçesini de ele aldık. Aşağıda vasi tayini dilekçesi örneği bulabilirsiniz. Vasi tayini dilekçesi hakkında detaylı bilgi için şu yazımızı incelemenizde fayda var.
ADANA SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE
DAVACI : A…(T.C. Kimlik No ve Açık adresi)
VEKİLİ: Av.
DAVALI: Hasımsız
DAVA KONUSU : Vasi atanması istemi.
AÇIKLAMALAR : Davacı müvekkil geçirdiği trafik kazası sonucu felç geçirmiş ve yatağa bağımlı hale gelmiştir. Bu nedenle adına kayıtlı taşınmazların kiralanması işlemleri ile ilgilenememekte, kira paralarının yatırılıp yatırılmadığını takip edememekte, büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Kendisine eşi … bakmakta olup, işleriyle eşi ilgilenmekte ancak davacının imzasının gerekli olması halinde davacının bu haliyle taşınması gerekmektedir.
Bilindiği üzere TMK’nın 408. maddesine göre, “Yaşlılığı, sakatlığı, deneyim sizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.”
Açıklanan nedenlerle davacının kısıtlanması ve kendisine eşinin vasi atanması istemli bu davanın açılması zorunlu hale gelmiştir.
DELİLLER: Nüfus aile kaydı, kira sözleşmeleri, dr. raporları, tanık anlatımla ri ve sair yasal deliller.
HUKUKİ SEBEPLER: TMK. m. 408 ve sair ilgili mevzuat.
SONUÇ VE TALEP: Yukarıda kısaca açıklanan nedenlerle; davacının TMK’nın 408. maddesi gereği kısıtlanmasına ve davacıya eşi …TC kimlik no’lu …’ın vasi olarak atanmasına kararı verilmesini davacı vekili olarak arz ve talep ederim.