
Vasilik, kişilerin kendi kendilerine bakamadığı durumlarda, yetenekli ve güvenilir bir kişinin yönlendirmesi ve kontrolü altına alınmasını sağlayan süreçtir. Ancak, vasi atanması bazı durumlarda gerek atanan gerek ise kısıtlanan kişi için sorunlara yol açabilir. Bu durumda, vasi atanmasına itiraz dilekçesi yazarak ilgili mahkemeye sunabilirsiniz. Bu blog yazısında, vasi atanmasına itiraz dilekçesi hakkında önemli noktaları sizlere aktaracağım.
- Vasi Atanma Sürecinin İncelenmesi:
Vasi atanma sürecini detaylı bir şekilde inceleyerek, hangi noktalarda haksızlık yaşandığını tespit etmelisiniz. Vasi atanırken belirlenen kriterleri ve sebepleri iyi anlamanız gerekir. Bu sayede etkili bir itiraz dilekçesi hazırlayabilirsiniz.
- İlgili Hukuki Düzenlemelerin Araştırılması:
Vasi atanmasına itiraz dilekçesi yazmadan önce, ilgili hukuki düzenlemeleri araştırmanız gerekiyor. Vasilik konusunda yapılmış yasal düzenlemeleri incelemek ve haklarınızı doğru bir şekilde belirlemek, itiraz dilekçesinin temelini oluşturur.
- Dilekçe Yazma Sürecinde Nelere Dikkat Etmeliyiz?
İtiraz dilekçesi yazarken, açık ve net bir dil kullanmaya özen gösterin. Dilekçede, neden vasi atanmasına itiraz ettiğinizi ve hakkınızın ne şekilde ihlal edildiğini belirtmelisiniz. Ayrıca, somut deliller ve tanık ifadeleri kullanarak durumu desteklemek de önemlidir.
- Hukuki Sürecin Takibi ve Mağduriyetin Önlenmesi:
İtiraz dilekçesi mahkemeye sunulduktan sonra süreci takip etmelisiniz. Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin dosya yoğunluğu oldukça fazla, bu nedenle mahkeme kalemi ile dirsek teması halinde olmanız süreci hızlandırır.
Bu açıklamalardan sonra vasi atanmasına itiraz konulu gerçek bir dosya içeriğinden alınmış dilekçe örneğini inceleyebiliriz.
Vasi Atanmasına İtiraz Dilekçesi Örneği
İtiraz Dilekçesi Örneği 1
Aşağıda yer alan ilk dilekçe örneği tarafımca kişinin kendi elinden olacak şekilde yazılmıştır. Kişi kısıtlanma kararına itiraz ederek kendisine atanan vasi işleminin kaldırılmasını talep etmektedir.
SULH HUKUK MAHKEMESİ
SAYIN HAKİMLİĞİNE
ESAS NO: (Dosya numarasını yazınız)
KISITLI ADAYI: (Kendisine vasi atanılarak kısıtlanan kişi)
VASİ ATANMA KARARINA İTİRAZ EDEN: (Vasi kararına itiraz eden kişinin isim-soyad-kimlik ve adres bilgisiniz yazınız)
KONU: Vasi atanma kararının iptali talepli cevap dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR
10.09.2023 tarihinde Adana Aile Mahkemesi tarafından alınan xxx sayılı karar ile E.T. hakkında kısıtlama kararı verilmiştir. Bu karara göre ben E.T. için vasi olarak atanmış bulunmaktayım.
Ancak yukarıda tarih ve sayısı belirtilen mahkeme kararının hukuka uygun olmadığı ve benim re’sen vasi olarak atanmam için yasal koşulların bulunmadığı kanaatindeyim. Bu nedenle bahse konu karara karşı kanun yollarına müracaat etmeden önce işbu dilekçe ile itirazımı sunuyor ve kararın kaldırılmasını talep ediyorum.
İtiraz Gerekçelerim
Vasi kararına ilişkin itirazımızın dayanağı, mahkeme tarafından verilen kararın hukuka aykırı olduğunu gösteren aşağıdaki sebeplerdir:

- Kararda belirtilen akıl sağlığı raporlarındaki tespitler gerçeğe aykırıdır. Bu raporların tarafsız bir şekilde hazırlanmadığı ve gerçek durumu yansıtmadığı açıktır.
- Aile içi ilişkilerime ve sosyal çevreme dair kararda yer verilen ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır. Bu konuda tarafımca dilekçenin ekinde sunulan deliller karardaki ifadelerin aksini kanıtlamaktadır.
- Maddi durumuma ilişkin karardaki tespitler de yanlıştır. Kararda belirtilen savurganlık iddiaları doğru değildir.
- Akıl sağlığı raporlarında belirtilen tespitlerin aksine, karar verme yeteneğim ve fiili ehliyetim tamdır. Bu yöndeki raporlar hasımlarım tarafından hazırlattırılmıştır.
- İzah ettiğim beyanlar, sunduğum deliller ve kanıtlar, tarafıma vasi atanması kararının hukuka aykırı olduğunu göstermektedir. Kararın kaldırılması için gereken hukuki dayanak mevcuttur.
Haklarıma Müdahale
Vasi kararının benim kişisel hak ve özgürlüklerime müdahale ettiğini düşünüyorum. Bu kararla birlikte artık kendi adıma hiçbir işlem yapamıyorum. Banka hesabımdan para çekemiyor, seyahat edemiyor, hatta tedavi olmak için bile hastaneye gidemiyorum. Hayatımın her alanında vesayet altına alınmış durumdayım.
Anayasa’nın 17. maddesinde “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” denmektedir. Vasi kararıyla bu temel hakkım ihlal ediliyor. Madde 19’da “Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir” denmektedir. Vasi kararı özgürlüğümü ve güvenliğimi tehdit ediyor, Anayasal haklarımı kısıtlıyor.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 1. maddesinde “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar” denmektedir. 3. maddede ise “Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır” denmektedir. Vasi kararıyla bu evrensel insan haklarından mahrum bırakılıyorum.
Bu sebeple vasi kararının kaldırılmasını talep ediyorum. Zira bu karar hak ve özgürlüklerimi ihlal etmektedir.
Kararın Dayanaklarının Çürütülmesi
Vasi kararı alınırken dayanak olarak gösterilen raporların eksik ve yanlış olduğunu belirtmem gerekir.
- Rapor A’da belirtilen tıbbi durumum hakkındaki bilgiler güncel değil ve tedavim sonrası iyileştiğimi yansıtmıyor.
- Rapor B, benim sosyal ilişkilerim ve günlük aktivitelerim hakkında gerçeği yansıtmayan varsayımlar içeriyor. Aksine aktif bir sosyal hayatım var.
- Rapor C, maddi durumum hakkında hatalı bilgiler içeriyor. Gelir kaynaklarım ve birikimlerim raporla çelişiyor. Savurganlık iddiaları soyut ve kurmacadır.
- Rapor D’de belirtilen zihinsel kapasite testlerinin metodolojisi ve sonuçları sorgulanabilir. Yeniden bir değerlendirme yapılmasını talep ediyorum.
Bu raporlar benim kendi kendime karar veremeyecek durumda olduğum yönündeki kanaate ulaşmada tek dayanak olarak gösterilmiş durumda. Fakat içerdikleri eksik ve hatalı bilgiler ile gerçeği yansıtmadıkları açıktır. Bu nedenle vasi tayini kararının yeniden gözden geçirilmesini talep ediyorum.
Psikolojik Değerlendirme
Yapılan psikolojik değerlendirmede hayatımı devam ettirmem için psikolojik durumumun yeterli olmadığı gösterilmektedir. Ancak, bu değerlendirme yanlış bulgulara dayanmaktadır.
Akıl sağlığı raporumda belirtilen şizofreni teşhisi doğru değildir. Tıbbi kayıtlarım ve psikiyatrist raporlarım şizofreni veya başka bir akıl hastalığına sahip olmadığımı göstermektedir. Yıllardır herhangi bir ilaç tedavisi görmemişimdir. Ruh sağlığım yerindedir.
Raporda bahsedilen sosyal geri çekilme iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. İşime düzenli devam etmekte, ailem ve çevremle aktif ilişkiler sürdürmekteyim. Hafta sonları arkadaşlarımla vakit geçiririm.
Sonuç olarak, psikolojik değerlendirme raporunun temelsiz ve gerçek dışı iddialar içerdiğini düşünüyorum. Psikolojik açıdan vasiliği üstlenecek yeterliliğe sahip olduğumu raporlarla kanıtlayabilirim. Bu yanlış değerlendirme kararınıza dayanak olamaz.
Psikolojik durumumun vasilik için yeterli olduğunun kabul edilmesini talep ediyorum. Saygılarımla.
Tıbbi Durum
Sağlık raporları ile tıbbi durumumun vasilik için yeterli olmadığını aşağıdaki noktalarla göstermek istiyorum:
- Son 6 ay içinde alınan sağlık raporlarında herhangi bir zihinsel veya bedensel engelimin olmadığı açıkça belirtilmiştir.
- Doktorlar tarafından yapılan muayene ve tetkiklerde vasilik kararı için gerekli olabilecek bir rahatsızlığa rastlanmamıştır.
- Psikiyatri raporumda da herhangi bir akli dengesizlik veya bunama belirtisine rastlanmadığı ifade edilmiştir.
- Günlük hayatımı bağımsız olarak sürdürebildiğim ve ihtiyaçlarımı kendim karşılayabildiğim açıktır.
- Tıbbi durumum ve sağlık raporlarım göz önüne alındığında vasiliğim için somut bir gerekçe bulunmamaktadır.
Dolayısıyla sağlık raporlarım vasilik için yeterli bir dayanak oluşturmadığı gibi, tam tersine sağlık açısından vasilik kararına itirazımı destekler niteliktedir.
Sosyal İlişkiler
Aile ve arkadaşlarımla olan ilişkilerim oldukça sağlıklıdır. Eşim ve çocuklarımla sıcak bir aile ortamına sahibiz. Haftada birkaç kez akraba ziyaretleri yapar, hafta sonları piknik veya sinemaya gideriz.
İşyerinde de ilişkilerim yerindedir. Meslektaşlarımla uyum içinde çalışır, işime odaklanırım. Amirlerim performansımdan memnundur.
Toplumsal hayata uyum konusunda da bir sıkıntı yaşamıyorum. Komşularımla iyi anlaşır, mahalle etkinliklerine katılırım. Spor kulübü ve yardım derneği üyesiyim. Boş vakitlerimde gönüllü faaliyetler yapmaktan mutluluk duyarım.
Sosyal ilişkilerim göz önüne alındığında, vasi tayinine gerek olmadığı açıktır. Ailem ve çevrem tarafından desteklendiğimi, topluma katkıda bulunduğumu belirtmek isterim.
Maddi Durum
Vasi atanmasına gerek olmadığını göstermek için ekonomik bağımsızlığıma dikkat çekmek istiyorum. Uzun yıllardır aynı işyerinde çalışıyorum ve düzenli bir gelire sahibim. Maaş bordrom ve banka hesap özetlerim bu iddiamı doğrular niteliktedir.
Aylık giderlerimi kendim karşılayabilecek ve birikim yapabilecek seviyede bir gelirim var. Konut kredim ve faturalarımı düzenli olarak ödüyorum. Kredi kartlarımı ve diğer borçlarımı zamanında kapatıyorum. Dolayısıyla geçimimi tek başıma sağlayabilecek maddi güce ve olgunluğa sahibim.
Vasi atanması, benim kendi hayatımı idare edebilme kabiliyetime yapılmış haksız bir müdahale olacaktır. Uzun süredir bağımsız bir yaşam sürüyor ve geçimimi kendim temin ediyorum. Maddi durumumun vesayete ihtiyaç duyduğumu gösterir bir yanı yoktur.
Sonuç ve Talep
Yukarıda açıklandığı üzere, hakkımda verilen vasi kararı haksız olup kanunlara aykırıdır.
Kararda dayanak olarak gösterilen iddialar somut delillere dayanmamakta, sadece varsayımlara dayalıdır. Psikolojik durumum, tıbbi geçmişim, sosyal ilişkilerim ve maddi durumum herhangi bir vasi tayinini gerektirecek nitelikte değildir.
Ayrıca anayasal haklarıma müdahale teşkil eden bu karar, onur kırıcı olup kişilik haklarıma saldırı niteliğindedir.
Bu sebeplerle, haksız olduğu açık olan vasi kararının kaldırılmasına ve itirazımın kabulüne karar verilmesini talep ederim.
Saygılarımla
Vasi Atama Kararına İtiraz Eden Asil
Ekler:
Dilekçemde dayandığım delillerin listesi:
- Karara konu ilgili kişinin sağlık ve muayene raporları
- Yakınlarımın tanıklıklarına dair ifadeler
- Çalışma hayatı ve maddi durumuma ilişkin belgeler
- Sosyal çevrem ve ilişkilerime dair belgeler
- Eğitim ve psikolojik durumuma ilişkin raporlar
- Vasi atanması kararının hak ve özgürlüklerime aykırı olduğunu gösteren yüksek mahkeme kararları
İtiraz Dilekçesi Örneği 2
SULH HUKUK MAHKEMESİNE
ESAS NO: (Dosya numarasını yazınız)
KISITLI ADAYI: (Kendisine vasi atanılarak kısıtlanan kişi)
VASİ ATANMA KARARINA İTİRAZ EDEN: (Vasi kararına itiraz eden kişinin isim-soyad-kimlik ve adres bilgisiniz yazınız)
VEKİLİ: (Avukat ile itiraz ediyorsanız bilgilerini yazınız)
KONU: Vasi atanma kararının iptali talepli cevap dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR
1. VASİ ATANMA KARARININ İPTALİ GEREKMEKTEDİR.
Davacı, müvekkilimiz olan kısıtlı adayı için vasi atanması talepli dava açmıştır. Ancak bu karar haksız ve hukuka aykırıdır. Şöyle ki;
Kısıtlama, kanunda sayılan sebeplerle, kendisinin ve toplumun korunması amacıyla ergin bir kimsenin fiil ehliyetinin mahkeme kararı ile sınırlandırılması olup, kanun gereği kısıtlama nedenleri ve isteğe bağlı kısıtlama nedenleri olarak ikiye ayrılmıştır. Kanun gereği kısıtlama nedenleri Türk Medeni Kanunun 405-407. Maddeleri arasında tahdidi şekilde sayılmış olup, bu sebepler; Akıl Hastalığı, Akıl Zayıflığı, Savurganlık, Alkol Bağımlılığı, Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Kötü Yaşam Tarzı, Kötü Yönetim, Özgürlüğü Bağlayıcı Cezadır. Kanunda belirtilen kısıtlanma sebeplerinin hiçbiri müvekkilde yoktur. İşbu açılan haksız davanın reddolunması gerekmektedir.
Sayın Mahkeme tarafından akıl hastalığı ve akıl zayıflığı konusunda resmi sağlık raporu istenmişse de Müvekkil’in akıl hastalığı veya akıl zayıflığı durumu yoktur. Müvekkil’in sağlıklı olduğuna dair raporu işbu dilekçemize ekliyoruz. (EK-1)
Müvekkil, yardıma ihtiyaç duymadan kendi işlerini tek başına görebilen, akli melekeleri yeterince gelişmiş, ayırt etme gücü tam yetişkin bir bireydir. Müvekkil kimseye ihtiyaç duymadan işlerini yapan, namazını kılan, yemeğini yapan, komşularıyla görüşen kısacası günlük faaliyetlerini hiçbir sorun olmadan gerçekleştiren bir bireydir. Müvekkil işlerini yürütmesine engel bir rahatsızlığı da yoktur. Müvekkil fiilen ve hukuken kendi sorumluluğunu taşıyacak, medeni ve yasal haklarını kullanabilecek durumdadır. Hatta işbu dava için vekaletnameyi de notere kendisi bizzat giderek vermiştir. Görüleceği üzere kısıtlanmasını gerektirecek herhangi bir sebep yoktur.
Yargıtay kararlarına göre; herhangi bir gösterge yoksa araştırma yapılmasına gerek yoktur:
‘‘Akıl hastası olduğuna dair bir iddia ileri sürülmemişse ve ruhsal rahatsızlığı gösteren bir veri yoksa, diğer bir ifade ile vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve vücut dokunulmazlığına müdahale edilmesini gerektiren, böyle bir inceleme ve araştırma yapmaya yetecek düzeyde ciddi ve inandırıcı bir delil yoksa, Türk Medeni Kanunun 405 ve HMK’nın 56/1. Maddeleri uyarınca vesayet altına alınmanın gerekip gerekmediği yönünde bir araştırma yapılmasına gerek yoktur.’’ (YHGK E:2017/2421 K:2019/919)
Müvekkilin akıl hastası olduğuna dair herhangi bir delili davacı ileri sürmemiş ve müvekkilin akıl hastalığına ilişkin dosyada bir veri de yoktur. Bu nedenle açılan haksız davanın reddedilmesi gerekmektedir.
2. SAĞLIK RAPORU HAKKINDA TALEPLERİMİZ
Sayın Mahkemenin tarihli tensip zaptında: Türk Medeni Kanununun 409. maddesine göre; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilebileceği ihtar edilmiştir.
Akıl Hastalığı Raporunda olması gerekenler Yargıtay kararlarıyla sabittir.
‘‘Dosyadaki bilgi ve belgeler ile birlikte ilgili Adli tıp İhtisas Kuruluna sevk edilip muayenesi yaptırılarak Türk Medeni Kanunun 405. Maddesinde yer alan kısıtlama sebebinin bulunup bulunmadığına ilişkin kurul raporu aldırılması, ihbarda bulunan kurum tarafından sunulan raporla çelişki bulunması halinde bu çelişkinin giderilmesi ve oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekir.’’ (Yargıtay 8 HD E: 2017/6221 K:2017/13544)
‘‘Ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle adli tıp kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır.’’ (Yargıtay 1 HD E:2010/8557 K:2010/10922)
Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 10.06.2004 Tarihli 6402-7656 sayılı kararında; “…Medeni Kanunun 409/2 maddesi; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilebileceğini, hakim karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenilen kişiyi dinleyebileceğini hükme bağlamıştır. Tek hekim tarafından verilen rapor esas alınarak kısıtlanma kararı verilmiştir. Mahkemece bir sağlık kurulundan rapor alınıp, değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Açıklanan husus üzerinde durulmaması usul ve yasaya aykırıdır.’’
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi, 15.01.2001 Tarihli 15160-471 sayılı kararı; “…Akıl hastalığı sebebiyle kısıtlamaya karar verilebilmesi için sağlık kurulunda bir psikiyatrist bulunmalıdır. ….’ın akıl hastası olduğu ileri sürülerek vesayet altına alınması istenilmiştir. Alınan 23.5.2000 tarihli rapor bulgulara dayalı bulunmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş, tam teşekküllü bir hastaneden içinde psikiyatristte bulunan heyetten rapor almak ve hasıl olacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Yetersiz rapora dayanılarak isteğin reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”
Yukarıda verilen Yargıtay Kararları gereğince müvekkil Adli Tıp’tan resmi sağlık kurul raporu alınmasını talep ediyoruz ve alınacak bu raporda kurulda Psikiyatri uzmanı olmasını ve rapora göre müvekkilin de dinlenmesini talep ederiz.
3. VASİ SEÇİMİNDE ÖNCELİK KONUSUNDA TALEPLERİMİZ
Yargıtay.2.HD. 29.04.2009 T. 2008/20082 E. 2009/8252 T. ; Yargıtay 2.HD. 24.09.2008 T. 8030 E. 12489 kararlarına göre “Kısıtlama kararı verilmeden önce kişinin dinlenmesi gerekir.” Ve Türk Medeni Kanunun 415. Maddesi gereğince; Haklı sebepler engel olmadıkça, vasiliğe, vesayet altına alınacak kişinin gösterdiği kimse atanır. Müvekkil kızı ile yıllardır birlikte yaşamaktadır. Müvekkil, kızı doğduğu günden beridir hiç kızından ayrılmamıştır. Kızı varlığından çok memnun olup, kızına karşı sonsuz güveni mevcuttur. Öncelikle müvekkil vasi atanmasını istememektedir. Ancak mahkemenizce aksi kanaatte iseniz müvekkilin yanından bir kez bile olsun ayrılmayan, müvekkile her daim destek olan biricik öz kızı müvekkile vasi olarak atanmasını talep ederiz.
HUKUKİ NEDENLER: 4721 S. K. ve ilgili mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER: Nüfus Kaydı, Sağlık Kurulu Raporu, Tanık ve Her türlü yasal delil.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıkladığımız nedenlerle vasi atanması kararının İPTALİNE mahkemenizce aksi kanaatse iseniz; müvekkil vasi olarak atanmasına karar verilmesini mahkemeden saygıyla arz ve talep ederim.
İTİRAZ EDEN KISITLI ADAYI VEKİLİ
Sonuç
Vasi atanması, kişilerin haklarının korunması konusunda önemli bir süreçtir. Vasi atanmasına itiraz dilekçesi yazarak, hukuki süreçte haklarınızı savunabilir ve haksızlıklara karşı çıkabilirsiniz. Ancak, bu süreçte profesyonel bir yardım almanız ve hukuki süreci doğru yönetmeniz önemlidir. İtiraz dilekçesi ise bu sürecin en önemli yapı taşıdır.
İlgili Kanun Maddeleri
Türk Medeni Kanunu 405. Maddesi: Akıl zayıflığı nedeniyle kısıtlama
Madde 405- Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.
Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.
Türk Medeni Kanunu 406. Maddesi: Diğer kısıtlama sebepleri
Madde 406- Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.
Türk Medeni Kanunu 409. Maddesi: Kısıtlanacak kişinin dinlenilmesi ve bilirkişi raporu
Madde 409 – Bir kimse dinlenilmeden savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetimi veya isteği sebebiyle kısıtlanamaz.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.
Türk Medeni Kanunu 410. Maddesi: Kısıtlama kararının ilanı
Madde 410- Kısıtlama kararı, kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilân olunur.
Kısıtlama, iyiniyetli üçüncü kişileri ilândan önce etkilemez.
Ayırt etme gücüne sahip olmamanın sonuçlarına ilişkin hükümler saklıdır.