Özel Güvenlik İşe İade Davası Dilekçesi

Özel Güvenlik İşe İade Davası Dilekçesi

ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

 

Davacı                        : 

Vekili                          :

 

Davalı                         :

 

Konu                          : :Feshin geçersizliği ile İŞE İADE, aksi halde fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere 8 aylık ücret tutarında işe başlatmama (iş güvencesi) tazminatı, 4 ay boşta geçen süre ücret ve diğer hakların ödenmesi talebi hakkındadır.

 

Açıklamalar               : Müvekkil; davalı X tarihinde özel güvenlik görevlisi  olarak X’ inde hizmet alımı kapsamında işe başlamıştır ve 24.05.2018 tarihine kadar hiçbir sorun olmadan görevini layığıyla yerine getirmiştir. X tarihinde  nöbet sırasında  film izlendiği bahane edilerek. İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi nedenine dayanılarak işten çıkarılmıştır.

Müvekkilin  çalıştığı fabrikaya giriş ve çıkış yapan araçların  işlemini yapabilmek için kullandığı bilgisayar  dönem dönem arızalanmakta ve donmaktadır. Yine müvekkilin nöbetçi olduğu o gün bilgisayar donduğundan bunu düzeltmek için uğraştıklarında fabrika müdürünün çıkış yapmak için arka çıkış kapısına geldiğini gördüğünü ve kendisiyle  birlikte nöbetçi olan X bagaj kontrolü yapmak için kulübenin dışına çıktığını bu esnada fabrika müdürünün kendisini de çağırdığını  ve  film izlediklerini belirtmiş ve arkasından kendilerine gerçekle ilgisi bulunmayan bir tutanak gönderildiğini ve müdürün bu tutanağı bu şekilde imzalamalarını istediğini imzalanmadığı taktirde iş akitlerinin sonlandırılacağı  tehdidiyle baskı altında imzaladıklarını belirtmiş ve sonrasında da  her iki görevlinin de iş akitlerini haksız sebeple feshetmişlerdir.  Müvekkil X tarihinde  tuttuğu nöbetten sonra savunması alınmadan  eylemli şekilde iş akdi feshedilmiş bu tarihten sonra müvekkilim iş yerinde çalıştırılmamıştır. Bu nedenle haksız sebeple iş akdi feshedilen müvekkil adına bu davayı açma zorunluluğu doğmuştur. Açıklamak gerekirse;

1-BU DAVADA İŞE İADE KOŞULLARI OLUŞMUŞTUR.

Müvekkilin işten çıkarılması hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. Müvekkil için işe iade koşulları oluşmuştur. Şöyle ki;

İş Kanunu 18/1. Madde “Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır

1.1-MÜVEKKİLİN İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ MÜVEKKİLİN YETERLİLİĞİNDEN VEYA DAVRANIŞLARINDAN KAYNAKLANMAMAKTADIR

 Müvekkilin iş akdi fesih edilirken müvekkile İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi nedenine dayanılarak işten çıkarılmıştır. Müvekkilin iş akdinin müvekkilin yeterliliğinden ya da davranışından kaynaklanan bir nedenle fesih edilmesi de imkansızdır. Çünkü müvekkil başarılı bir çalışandır.

Müvekkilin başarılı, saygılı ve işinin gereklerine uygun davranan bir çalışan olduğu işyeri dosyası ile de sabittir. Müvekkil fesih tarihine kadar herhangi bir konuda uyarı, ihtar,ceza vs. hiçbir bildirim almamış hatta savunma dahi vermemiştir. Müvekkil hakkında tutulan tek bir tutanak dahi yoktur.

 1.2-MÜVEKKİLİN İŞ SÖZLEŞMESİ İŞYERİNİN VEYA İŞİN GEREKLERİNDEN KAYNAKLANAN BİR NEDENLE FESHEDİLMEMİŞTİR.

 Müvekkilin iş akdi işyerinin gereklerinden kaynaklanan bir nedenle de fesih edilmemiştir. Bu husus müvekkile beyan edilmediği gibi müvekkile fesih  nedeniyle ilgili  geçerli herhangi bir açıklama dahi yapılmamıştır.Sadece kendisine sigortalı işten ayrılış bildirgesi verilmiş ve  iş akdinin feshedildiği belirtilmiştir.İşverenden celbedilecek belgelerden de anlaşılacağı üzere iş sözleşmesi işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklı bir nedenle feshedilmemiştir.

2- DAVALI,  İŞTEN ÇIKARMA SEBEBİ OLARAK İŞÇİNİN AHLAK VE İYİNİYET  KURALLARINA AYKIRI DAVRANIŞI H BENDİNDE BULUNAN  İŞÇİNİN YAPMAKLA ÖDEVLİ BULUNDUĞU GÖREVLERİ KENDİSİNE HATIRLATILDIĞI HALDE YAPMAMAKTA ISRAR ETMESİ OLARAK GÖSTERİLMİŞ

 HAKLI SEBEPLE FESHİ OLARAK BİLDİRMİŞTİR. MÜVEKKİLİN AHLAK VE İYİNİYET KURALLARINA AYKIRI HERHANGİ BİR DAVRANIŞI OLMAMIŞTIR.

Müvekkil görev yaptığı süre içerisinde herhangi bir disiplin cezası almamış güvenilir çalışkan saygılı bir kişi olarak tanınmaktadır ve bu durumun tanıkla ispatı mümkündür.

4857 sayılı iş kanunu 25. Maddesi 2.fıkrası  incelenecek olursa; kanunda:

  II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:

a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.

b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.

c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.

d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.(2)

e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.

f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.

g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.

h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.

ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması. Sayılmaktadır.

Müvekkilin bu fıkrada sayılan ve benzeri  hiç bir  eylemi yapmadığı sabittir  ve bu durumun da  tanıkla ispatı mümkündür. Hele ki müvekkile h bendinde yapmakla ödevli bulunduğu  görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi olarak gösterilen sebebe bağlı olarak işçi daha önce herhangi bir şekilde uyarılmamıştır. Bahsi geçen durum tamamen hukuka aykırıdır. İşçi daha önce görevlerini yerine getirmediği gerekçesiyle herhangi bir uyarı almamıştır.  Davalılar tarafından yapılan fesih haksız fesih niteliğindedir.

3- MÜVEKKİL İŞE EN ÇOK İHTİYACI OLDUĞU ANDA İŞTEN ÇIKARILMIŞTIR.

Ayrıca müvekkil  işe en çok ihtiyacı olduğu bir dönemdedir. Şöyle ki müvekkil işine olan güveni ve işini iyi yaptığından dolayı orda çalışacağı  güvencesi  ile zorunlu ihtiyaçları dolayısıyla harcamalar yapmış   fakat iş akdine son verilmesi nedeni ile zor durumda kalmıştır.

4-FESHİN EN SON ÇARE OLDUĞU İLKESİNE UYGUN DAVRANILMAMIŞTIR.

İşveren feshi son çare olarak kullandığını ispatlamak zorundadır. Müvekkil işinde başarılı bir çalışandır. İşverenin savunma aldığı konularda hiçbir kusurlu davranışı yoktur. İşveren müvekkil çalışanda var olduğunu iddia ettiği hatalı davranışından ötürü  önce sözlü , sonra yazılı olarak ihtar etmesi, çalışanının  savunmasını alması, çalışanına  hatalarını bildirerek düzeltmesini talep etmesi, gerekli ise eğitim vb sağlaması gibi durumları ispatlaması gerekmektedir. Müvekkil çalışanın bu davranışı hatalı bir davranış olmamakla birlikte böyle bir davranış daha önce yaşanmamıştır. Çalıştığı işyerinde müvekkilin çalışması ile ilgili herhangi bir zarar olmamış müvekkil kendisine belirtilen görev yerinde görevini yerine getirmiştir. Kaldı ki feshin gerekliliğini kabul etmemekle birlikte İşverenden beklenen feshe son çare olarak bakmasıdır.Bu nedenle sürekli olarak fesihten kaçınma imkanı olup olmadığı gözetilmelidir.

5- MÜVEKKİLE HİÇBİR AÇIKLAMA YAPILMADAN ÖNCE İŞ AKDİ FESHEDİLMİŞ DAHA SONRA SAVUNMA VE YAZILI BİLDİRİM YAPILMIŞTIR.

Müvekkilin hiçbir açıklama yapılmaksızın işten çıkarılması hukuka ve kanuna aykırıdır. 4857 Sayılı İş Kanunu 18. maddeye göre; Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.

Müvekkile iş akdinin hangi sebeple sona erdirildiği bildirilmemiştir. Oysa belirsiz süreli iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için işverenin fesih bildirimini yazılı olarak ve fesih sebebinin açık ve kesin bir şekilde belirtmesi gerekmektedir. Oysa müvekkil hangi gerekçeyle çıkarıldığını bilmemektedir. Müvekkilin 25.05.2018 tarihi itibariyle iş akdi siz işe gelmeyin bizden haber bekleyin denilerek iş akdi eylemli bir şekilde feshedilmiştir. Fesihten sonra  fesih 31.05.2018 tarihinde yapılmış gibi gösterilmiş fesihten önce herhangi bir şekilde savunması alınmamıştır. Savunma ve bildirim fesihten sonra gerçekleşmiştir. Bu husus tanık anlatımları ve işyeri kayıtları ve kamera kayıtları ile de ispat edilebilir. Bu nedenle işverenin feshi geçersizdir. fesih bildirimi yapılmış olsa dahi hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan belirsiz süreli iş sözleşmesinin, müvekkilin yetersizliğinden veya davranışlarından kaynaklanan bir sebeple feshedilmesi mümkün değildir

 6-MÜVEKKİLİN İŞE İADESİNE KARAR VERİLMELİDİR.

İş Kanunu 18. Madde “Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.(Ek cümle: 6552 – 10.9.2014 / m.2) “Yer altı işlerinde çalışan işçilerde kıdem şartı aranmaz.””

İş Kanunu 19. Madde “İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır.”

Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Denilmektedir.

Müvekkilin iş akdi baskı altında kendilerince içeriğini istedikleri gibi imzaladıkları tutanakla  haklı bir sebep varmış gibi   savunması dahi alınmadan  işveren tarafından sona erdirilmiştir. Müvekkil tarafından imzalanan tutanak gerçek iradesini yansıtmamaktadır. İşveren tarafından yapılan fesih İş Kanununa aykırıdır, haksızdır. Müvekkilin iş akdinin iş kanuna aykırı ve haksız olarak fesih edilmiş olduğundan müvekkilin işe iadesi için iş bu davayı açma zorunluluğu doğmuştur.

Hukuki Sebepler       :  4857 sayılı İş Kanunu, sair mevzuat hükümleri, Yargıtay kararları

Deliller                       :

1-İşyeri dosyası ( İşverenden celbini talep ediyoruz)

2-SGK kayıtları ve dosyası (celbini talep ediyoruz)

3- İş sözleşmesi ( İşverenden celbini talep ediyoruz)

 4- Bilirkişi incelemesi

5- İşyeri güvenlik kamerası kayıtları

 6-Tanık Anlatımları ( Tanık isimleri  daha sonra bildirilecektir )

 7- Yemin dahil her tür yasal tüm deliller.

Sonuç ve İstem          : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davamızın kabulü ile ; İşçi alacağına ve sair hakların ödenmesine ilişkin dava açma hakkımızı saklı tutarak;

1-feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilin davalı işyerindeki İŞE İADESİNE;

2– İşe başlatmama halinde iş güvencesi tazminatı olarak 8 aylık brüt ücret tutarında tazminatının  müştereken ve müteselsilen yasal faizleriyle birlike ödenmesine,

3– kararın kesinleşmesine kadar boşta geçen süre için 4 aylık brüt ücret ve diğer haklarının müştereken ve müteselsilen yasal faizleriyle birlike ödenmesine,

4-yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına,karar verilmesini arz ve talep ederiz. tarih

                                                                                               Davacı  Vekili

 

 

Ekler  :

1-Vekaletname sureti

2-SGK Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi

3- Arabuluculuk Son Görüşme Tutanağı

4- Fesih bildirimi

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir