İş mahkemesinde açılan itirazın iptali davasına nasıl cevap verilir? Yazımızda sizler için bu konuyu ele aldık.
ADANA İŞ MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE;
Dosya No:
CEVAP VEREN
DAVALI:
VEKİL:
DAVACI:
VEKİLİ:
KONU: Davaya cevaplarımızı içerir dilekçedir.
AÇIKLAMALAR:
İtirazın iptali talepli huzurdaki davada, davacının iddialarının hiçbir hukuki mesnedi bulunmamaktadır. Şöyle ki;
1. İşe alınması mümkün olmayan davacıya, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin … K. Sayılı kararı doğrultusunda tüm alacakları ödenmiştir.
Davacının iş akdi, performans düşüklüğü nedeni ile feshedilmiş, davacı tarafından işe iade talepli dava ikame edilmiş, … 4. İş Mahkemesi’nin … K. Numaralı kararı ile davacının işe iadesine karar verilmiş, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin … K. Sayılı kararı ile yerel mahkeme kararını onamıştır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin … K. Sayılı kararı doğrultusunda, davacıya, tüm alacakları eksiksiz ödenmiştir. Davacıya, 4 aylık net boşta geçen süre ücreti ve 4 aylık işe başlatmama tazminatı olarak toplam … TL ödenmiştir.
Tüm alacakları eksiksiz ödenen davacının, müvekkil şirketten hiçbir alacağı kalmamıştır.
2. Davacının farkını talep ettiği alacak kalemlerinin kabul edilmesi mümkün değildir.
Davacı, iş akdinin feshinden sonra müvekkil şirkette iki zam dönemi geçtiğini, bu nedenle zam farkından kaynaklı bakiye ücret alacağı talep etmiştir. Ancak davacının talebinin kabul edilmesi mümkün değildir. Zira, hiçbir işletmede olmadığı gibi müvekkil şirkette de her yıl aynı oranda zam yapılacağına ilişkin genel bir kural bulunmamaktadır. Kaldı ki, şirket politikası gereği düşük performans gösteren çalışanların hiç zam almaması da mümkündür. Davacının iş akdinin performans düşüklüğü nedeniyle feshedilmesi nedeniyle, davacının zam farkından kaynaklanan ek ücret talebi, hakkaniyete aykırı olup kabulü mümkün değildir.
Müvekkil şirkette ikramiye adı altında yapılan bir ödeme mevcut değildir. Bu nedenle davacının bu yöndeki iddialarının mesnedi bulunmamaktadır.
Müvekkil şirkette, çalışanların performansına bağlı olarak, Prim ödemeleri yılda bir defa yapılmakta olup, prim ödemeleri performansa bağlı olarak hesaplanmakta ve ödenmektedir. Her çalışana prim ödemesi yapılacağı yönünde genel kaide mevcut değildir. Müvekkil şirketçe yapılan prim ödemeleri bütün şirketlerde olduğu gibi işçinin performansına, çalıştığı bölüme, şirketin karlılığına göre değişkenlik gösteren ve düzenli olmayan ödemelerdir.
Davacının iş akdi performans düşüklüğü nedeniyle feshedilmiştir. Müvekkil şirketin fesih iradesi mahkeme tarafından iş akdinin feshi için yeterli görülmemiş, işçinin işe iadesine karar vermişmiş olsa dahi, çalışanlarının performansını değerlendirerek prim ödemesi yapan müvekkil şirketin, düşük performansı olan çalışanına prim ödeme zorunluluğu bulunmamaktadır. Prim, performansa bağlı olarak verilen bir ücret olması nedeniyle düşük performans nedeniyle iş akdi feshedilen davacının prim alacağı mevcut değildir. Bu nedenle, davacının prim alacağı iddiası mesnetsizdir.
Davacının talep ettiğinin aksine, müvekkil şirkette hisse senedi ödemesi mevcut değildir. Hisse senedi uygulaması, 2009 yılında sona erdirilmiştir. Bu nedenle, davacı tarafın talebinin hukuki dayanağı mevcut değildir.
Müvekkil firmada mesai saatleri içerisinde, şirket yemekhanesinde yemek verilmektedir. Yemek yardımı nakdi olarak verilmemektedir. Keza aynı şekilde müvekkil şirket, çalışanlarına nakdi yol ücreti vermemekte, servis kullandırmaktadır. Bu hususlar, ücret bordolarında da açıkça görülmektedir. Belirttiğimiz nedenle, davacı talebinin hukuki dayanağı mevcut değildir.
Davacı tarafa, yıllık izinleri verilmiş, çalışmış olduğu dönemde kullanmadığı yıllık izinleri için iş akdinin sona ermesi ile birlikte davacıya ödenmiştir. Davacının bunun dışında ücretli izin alacağı yoktur ve yasal dayanağı olmayan bu talebin de reddi gerekir.
Davacının “özel sağlık harcamaları” alacağı bulunması söz konusu dahi değildir. Müvekkil şirketine çalışanlarına sağladığı özel sağlık sigortası, paraya dönüştürülebilen bir ödeme mahiyetinde değildir. Çalışanlar hastalandıkları takdirde kullanabilecekleri bir imkandır. Kaldı ki müvekkil şirket işyerinde de doktor imkanı mevcuttur. Bu nedenle, davacının özel sağlık harcamaları beyanı ile alacak talebinde bulunması, davacının iyi niyetli olmadığını göstermektedir.
Telefon kullanımı ise, müvekkil şirketin belli limit dâhilinde, iş için kullanılması amacı ile, çalışanlarına verdiği, işyerinin işleyişini kolaylaştırmak amacı ile kullandırılan bir imkandır. Özetle davacıya verilen ek bir ödeme mahiyetinde değildir bu nedenle de alacak olarak talep edilmesi kabul edilemez.
Davacı tarafa, müvekkil şirket tarafından yerel mahkemenin kararı ve Yargıtay kararı doğrultusunda hesaplanan ve belirlenen tüm alacakları eksiksiz ödenmiştir. Bu nedenle ve yukarıda izah ettiğimiz nedenlerle, davacının fark talepleri ve faiz talebi haksız olup, davanın reddi gerekmektedir.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda izah ettiğimiz üzere, davanın reddini, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekâleten arz ve talep ederiz.
Saygılarımızla,
