İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi

İş kazası sonucu yaralanan işçinin tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. İşçi kendisinin yaralanmasına yol açan olayda kusurlu olan işverenden maddi ve manevi tazminat isteyebilir.

Bu yazımızda Adana avukatlarından Saim İNCEKAŞ tarafından iş kazası neticesinde maddi ve manevi tazminatın nasıl talep edileceği, dilekçenin nasıl hazırlanacağı ve iş kazası sonrası dava süreci kaleme alınmıştır.

İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -1-

ADANA İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

ADLİ YARDIM TALEPLİDİR.

DAVACI:

VEKİLİ: Adana İncekaş Hukuk Bürosu Avukatları

DAVALI:

KONUSU: İş kazası nedeniyle her türlü fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla;

Tedavi giderleri, Kazanç kaybı, Çalışma gücünün azalmasından ve yitirilmesinden doğan kayıplar, Ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı kayıplar olmak kaydıyla şimdilik 200,00 TL maddi;

20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17.01.2019’dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebidir.

H.E.D: 20.200,00 TL (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla)

AÇIKLAMALAR

Müvekkilimiz, Adana Tersanesinde 09.01.2019 tarihinde borucu ustası olarak çalışmaya başlamıştır. Müvekkil, 17.01.2019 tarihinde demir kesim makinesinde kesim yaptığı esnada, içeri alev kaçmasından dolayı hortum patlamış ve sağ elde extansör yüzde yanık, flexör yüzde el ve el bileğinde yanık oluşmuştur. (Ek-1- Darıca Farabi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu Raporu – 1 Sayfa)

İş kazasına işveren tarafından sebebiyet verilmiş olup; işverenin kusuru ve sorumluluğu tartışmasızdır. Davalı şirket müvekkilimin iş kazası geçirmesi nedeniyle yaşadığı zarardan sorumludur. Davalı işveren, işçilerinin zarar görmemesi için gerekli önlemleri almamış dikkat ve özeni göstermemiştir. İş yerinde gerekli kontrol ve denetim mekanizmasının kurulması, yetki, görev ve sorumluluklarının kesin olarak belirlenmesi ve tüm çalışanların görev ve sorumlulukları ile ilgili ve iş güvenliği ile ilgili olarak eğitilmesi, iş güvenliği ile ilgili gerekli önlemlerin alınması, bu önlemlere uyulup uyulmadığının her aşamada kontrol ve denetim altında tutulması, bu amaca yönelik olarak gerekli personel istihdam edilmesi gerekmekte olup bu konuda sorumluluk işverene aittir.

Davalı iş yerinde iş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili olarak yasal mevzuat çerçevesinde alınması gereken tedbirlerin hiçbiri alınmamış, gerekli eğitimler çalışanlara verilmemiş, işin barındırdığı risklerle ilgili olarak herhangi bir tedbir alınmadığı gibi çalışanların kendilerini kazalara karşı koruyacak hiçbir güvenlik ekipmanı dahi verilmemiştir. Özel eldivenve benzeri gibi hiçbir güvenlik ekipmanı müvekkile teslim edilmemiştir. İş yerinde iş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili alınması gereken önlemler alınmadığı gibi, kontrol mekanizmaları kurulmamış, çalışanlara  hiçbir bilgilendirme ve uyarı yapılmamış ve bu nedenle kazanın oluşumunda  müvekkilin kendisinin bir kusuru bulunmamaktadır. Kaldı ki, müvekkilimiz kazanın meydana geldiği iş makinesinde, kendi iş tanımına aykırı olarak, hiçbir eğitim almaksızın çalışmak zorunda bırakılmıştır. İş başı yaptığı günden itibaren müvekkil iş ekipmanlarını kendi imkanları dahilinde tedarik etmiştir. İş kazasının vuku bulduğu anda da müvekkilin elinde işe uygun olmayan sarı eldiven bulunmaktadır.

İş kazasının meydana gelmesinde sorumluluk ve kusur tamamen davalı işverene ait olup; davalı işveren, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 4. vd maddelerinde belirtilen kanuni yükümlülüklerini yerine getirmemiştir.

6331 sayılı Kanunun 4. maddesinin (a) ila (d) fıkraları;

“(1) İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;

a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.

b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.

c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.

ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.

d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.” hükmünü düzenlemektedir.

Görüldüğü üzere kanun işverene, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin eğitimleri vermenin ve gerekli tedbirleri almanın yanında işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine işçilerin uyup uymadığını izleme, denetleme ve uygunsuzlukları gidermekle sorumlu tutmaktadır.” Hükmüne havidir. Dolayısıyla iş kazasının meydana gelmesinde işyerinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirleri almayan Davalı işveren birinci derecede kusurlu ve sorumludur.

Ayrıca müvekkilimizin kullanmış olduğu kesim makinesinde bozma şaloması diye bilinen aletin girişinde olması gereken geri tepmez vanası bulunmamaktadır. Davalı işvereni müvekkilimize her türlü destekte bulunacağını söylemişse de maalesef herhangi bir desteği olmamıştır. İşveren kaza ile ilgili SGK’ya bildirimde dahi bulunmamıştır. Müvekkilimiz elindeki evrakları ile SGK’ya başvurarak iş kazasını bildirmiştir. Müvekkilimizin gerçekleşen kaza ile ilgili ihmali dahi yoktur. Gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamış olması sebebiyle bu elim kazanın gerçekleştiği ortadadır.

Müvekkilimiz geçirmiş olduğu iş kazasından sonra, …….. Devlet Hastanesinde tedavi altına alınmış ve tedavisi hala sürmektedir.(Ek-2…….. hastanesi ……..numaralı raporu – 1 sayfa) ……. Devlet Hastanesi’nden tedavi ve maluliyetine ilişkin raporu alınmış olup, müvekkilimizin % … oranında maluliyeti bulunmaktadır. Davacı müvekkilin daha önce geçirmiş olduğu başka bir iş kazası mevcut olmayıp, doğuştan veya sonradan bir engeli de yoktur. Yanık sebebiyle halen ağrılar içerisindedir. Kaza neticesinde istirahatli kalmış bu süreçte davalı ile iş akdi devam etmektedir. Müvekkil davalı iş yerinde yevmiye ile çalışmaktadır. Müvekkile kaza tarihinden bu yana parça parça 200 TL- 200 TL- 250 TL olmak üzere toplamda 650 TL ödeme yapılmıştır. Müvekkil iş bu kaza neticesinde bir süredir çalışamamaktadır ve oluşan maluliyet nedeniyle de artık mesleğini eskisi gibi yapamayacak hale gelmiştir. Beden tamlığı ihlal edilen müvekkil, bir an için hiçbir maddi kayba uğramadığı düşünülse dahi, meydana gelen maluliyetinden dolayı eski işini yaparken daha fazla güç harcayacağı bu durum müvekkilin yıpranmasına, daha erken yaşta enerjisini yitirmesine neden olmakla maluliyeti oranında tazminat tayini yoluna gidilmesi gerekmektedir.

Kaza nedeniyle müvekkilimiz manevi olarak zarar görmüştür. Söz konusu kaza sonucunda artık düzenli olarak başkaca işlerde de maluliyeti dolayısıyla çalıştırılmayan müvekkilimiz, maddi yönden oldukça zor zamanlar geçirmiş ve hali hazırda da geçirmektedir. Müvekkilin, özel ve sosyal hayatı da işbu iş kazası sebebiyle fazlasıyla olumsuz etkilenmiştir. Nitekim, müvekkil elini eskisi gibi kullanamamakta, kullanmaya çalıştığında ise dayanılmaz ağrılar yaşamaktadır. Gerçekleşen talihsiz iş kazası neticesinde çocuklarına bakamaz ve evinin ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. Yakınlarının desteği olmasa ayakta duramayacak hale gelmiştir. Müvekkilin maluliyet derecesi maruz kaldığı iş gücü/kazanç kaybını ortaya koymaktadır. Müvekkilimin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğramıştır. Bu sebeple müvekkilimin hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi gerekmektedir. Zira kaza sebebiyle oluşan mağduriyetine rağmen şirket yetkilileri hiçbir şekilde müvekkilimle ilgilenmemiştir. Kaza sonrasında müvekkilimize maddi-manevi destek sağlanmamıştır. Mahkemenizce tespit edilebileceği üzere müvekkilin bu talebinin zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçladığından talep ettiğimiz tazminat müvekkilin yaşadığı acı ve elemin karşılığıdır. Dolayısıyla kaza neticesinin Müvekkilin kendi ruh dünyasında hayata bakışını ve ümitlerini kırdığı ve psikolojik olarak çok yıprattığı ortadadır. Özellikle kazanın meydana gelmesinde Davalı işverenin tam kusurlu olması ve ihmalinin ciddi oranda yüksek olması yaşanılan bu travmayı daha da artırmıştır. Açıklanan hususlar da değerlendirilmek kaydıyla; müvekkilin geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle meydana gelen maluliyetin herkesçe görülebilir olması; bunun müvekkilin psikolojisini olumsuz yönde etkilemesi, tüm bunlarla da sınırlı kalmayıp sakatlık sebebiyle iş bulamaması ve bulabilmesinin çok zor olması ve bu sebeplerle de ağır ekonomik sıkıntılar yaşaması nedeniyle müvekkilin çektiği acıların, ızdırabın ve sıkıntıların bir nebze de olsa giderilebilmesi için manevi tazminat talep etme zorunluluğu doğmuştur.

Müvekkilimizin sürekli sakatlığı sebebi ile dava harç ve giderlerini karşılayabilme imkânı bulunmamaktadır. Bu hususta mahkeme tarafından yapılacak sosyal ve ekonomik araştırma sonrası da bu sonuca varılacaktır. Dava bu nedenle ‘adli müzaheret’ talebiyle açılmıştır.

İş bu nedenle müvekkilimiz için maddi ve manevi tazminatının tahsili sebebiyle huzurdaki davayı açmak gereği hâsıl olmuştur. Delil listemiz ve listemizde bulunan ekler dava dosyası ekinde sunulduğundan dava dilekçesi ile birlikte davalı tarafa tebliğine karar verilmesini talep ediyoruz.

HUKUKİ NEDENLER: İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, TMK, HMK ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER: SGK Kayıtları,  iş kazası tahkikat dosyası, Darıca Farabi Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu, tedavi evrakları, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma evrakları, sosyal ve ekonomik durum araştırması,  tanık beyanları, bilirkişi incelemesi, keşif ve her türlü kanuni delil.

SONUÇ VE İSTEK: Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;

1) Adli müzaheret talebimizin kabul edilmesine,

2) Haklı davamızın kabulüyle ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla;

Yapılacak yargılama sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 200,00. TL bedensel maluliyet nedeniyle maddi tazminat, 20.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 20.200,00 TL tazminatın17.01.2019 olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini müvekkil adına saygıyla arz ve talep ederiz.

Davacı Vekili

İş Kazası Nedeniyle Maddi-Manevi Tazminat Dilekçesi

İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -2-

ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE;

DAVACI                      :  

VEKİLİ                         :  

DAVALI/LAR               :  

KONU                         : İş kazası nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik  .00TL maddi,  .000TL. manevi toplam  .000TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemidir.

AÇIKLAMALAR           :

  • Müvekkilimiz davacı,  operatörü olarak çalışmaktadır.  .09.2018 tarihinde     da yeni hastane inşaatının şantiyesinde     olarak görev yapmakta iken toprak kayması yaşanmış, müvekkil toprak ve kaya yığını altında kalmış İtfaiye ve Akut görevlilerince çıkarılmıştır. Söz konusu kazada bir kişi de hayatını kaybetmiştir
  • 4857 sayılı İş Kanunu’nun 77. maddesi uyarınca; işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar
  • Kaza tespit tutanağına bakıldığında şantiye alanı ve çevresinde iş güvenliği ile ilgili herhangi bir uyarı yada ikaz levha ve işaretinin bulunmadığı görülmüştür. Tamamıyla kusur davalılardadır.
  • Müvekkil olayın akabinde Bartın devlet Hastanesine kaldırılmış vücudunda birden çok kaburga kırığı meydana gelmiş ve Zonguldak Atatürk hastanesine sevk edilmiştir.
  • Yine olayın oluş şekli ve vehameti ile yanında arkadaşının feci şekilde hayatını kaybetmesi de müvekkilin psikolojisini sarsmış ve   Devlet Hastanesinden   bozuklukları raporu verilmiştir. Dolayısıyla manevi açıdan da çok sarsılmıştır.
  • Yaralanması sonucu %25 oranında çalışma gücünü kaybettiğine ilişkin Bartın Devlet Hastanesi raporu ektedir.
  • Müvekkilim nitelikli bir eleman olduğu için TL net maaş almaktadır.   (  operatörüdür) Bundan önce de diğer çalıştığı yerlerde aldığı ücretlere ilişkin evraklar da ekte tarafımızdan sunulmaktadır. Müvekkil olay anından beri tedavi süresince ve bugüne kadar çalışamamıştır. Çok fazla maddi kaybı vardır.
  • Geçici iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı için şimdilik: 250,00 TL
  • Sürekli iş göremezlik nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı için şimdilik: 250,00 TL
  • Tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan masraflar için şimdilik: 250,00 TL
  • Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar için şimdilik: 250,00 TL
  • Müvekkilin söz konusu iş kazası nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararların davalı işveren tarafından tazmin edilmesini sağlamak amacıyla işbu davayı açmak zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER               : 4857 S. K. m. 77, 818 S. K. m. 55 ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER                  : İşyeri özlük dosyası, Ücret durumuna ve gelire ilişkin belgeler, İş kazası tahkikat dosyası ve evrakları, Geçici iş göremezlik belgeleri, Çalışma kaybı oranına ilişkin hastane kurul raporu,   Devlet Hastanesi ve     Devlet Hastanesinden istenecek tüm tedavi belgeleri, Reçeteler Raporlar, Bilirkişi incelemesi, Tanık beyanları, Emsal Yargıtay Kararları ve diğer deliller.

SONUÇ VE İSTEM                   : Yukarıda açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak üzere,  00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi olmak üzere toplam  .000,00 TL. tazminatın kaza tarihi olan 23/09/2018 tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz. 06.03.2019

Davacı  

İş Kazası Nedeniyle Maddi Manevi Tazminat Davası Dilekçe Örneği -3-

ADANA ( ) İŞ MAHKEMESİNE

DAVACI                               : ….

VEKİLİ                                 : ….       

DAVALILAR                      : 1- ..

DAVA KONUSU              :  İş kazası sonucu iş kaybına uğranılması sebebiyle  fazlaya ilişkin talep  ve dava haklarımız saklı kalmak üzere 1.000.00-TL.  maddi,  200.000.00 TL.  manevi tazminat olmak üzere toplam 201.000.00 TL’nin kazanın meydana geldiği 04/05/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talebimizdir.

DAVA DEĞERİ                   : Fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000.00  TL. (Maddi) , 200.000.00 TL. (Manevi) olmak üzere toplam  201.000.00 TL. tazminat talebidir.

AÇIKLAMALAR                :

1- Müvekkil davacı, davalıya ait işyerinde ….. T.C Kimlik numarasıyla, inşaat sıvacı ustası olarak çalışmakta iken 04/05/2018 tarihinde iş kazası geçirmiş olup, iş kazası sebebiyle görme fonksiyonunu büyük oranda kaybederek malul olmuştur.

2- Müvekkilim davalı ….   yanında inşaat sıvacı ustası olarak çalışmakta iken 04/05/2018 günü saat 10:00’ da beton kırdığı sırada beton çivisinin gözüne isabet etmesi sonucu sağ gözünden yaralanmıştır. İş kazası sonrası müvekkilim kendi imkânlarıyla …..ne giderek tedavi olmuştur.

4-  6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. ve 5. Maddeleri işverenin sorumluluğunu düzenlemiştir.  Şöyle ki;

 İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu kapsamda, mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesini sağlamakla yükümlü kılınmıştır. İşyeri bazında alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetleme, risk değerlendirmesi yapma ya da  yaptırma, çalışana görev verme esnasında çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden uygunluğunu göz önünde tutma, yeterli bilgi ve talimat verilenler dışında çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmesini engelleme gibi yükümlülükler de işverene yüklenmiştir.

Yargıtay’a göre İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. ve 5. maddeleri ile bunu uygun olarak çıkarılan iş güvenliği yönetmelikleri hükümleri işverenin sorumluluğunu objektifleştiren kriterler olarak değerlendirilmelidir. Bu sebeple mevzuatta yer alan teknik iş güvenliği kurallarına uyulmaması işverenin kusurlu davranışı olarak kabul edilmelidir. Ancak, işveren sadece anılan yazılı kurallara değil, yazılı olmayan ve teknolojinin gerekli kıldığı önlemlere aykırı davrandığında da kusurlu görülerek oluşan zararı karşılamalıdır.(Yargıtay 21.Hukuk Dairesi, Esas No: 2017/1974, Karar No: 2017/3193,18.04.2017)  

5- İşveren iş sağlığı ve güvenliği hususunda yukarıda belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. Meydana gelen kazada işveren davalının kusuru tamdır.

6-  Müvekkilin maluliyeti nedeniyle mesleki işlerini yapmakta iken zorlanmakta olup bu durumun yaşamı boyunca sürecek olması, yapacağı her işte maluliyetinden dolayı kaybettiği beden gücü(görme azlığı)  oranında fazla güç sarf ederek çalışacak olması yani efor kaybı sebebiyle maddi tazminat talebinde bulunması gereği doğmuştur.

Müvekkilim geçirmiş olduğu iş kazasında görme fonksiyonunu % 50 oranında kaybetmesiyle birlikte uzun bir tedavi sürecinden geçmektedir. Aynı zamanda tedavi gereği ameliyat da olmuştur.

7- Yine müvekkilin geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle beden gücü kaybında  meydana gelen yitikliğin herkesçe farkedilebilir  olması, genç yaşta malul kalması ve bunun müvekkilin psikolojisini olumsuz yönde etkilemesi, yaşama sevincini eksiltmesi, kendi iş alanında iş bulamaması ve bulamayacak olması ve bu sebeplerle de ağır ekonomik sıkıntılar yaşaması, nedeniyle müvekkilin çektiği acıların, ızdırabın ve sıkıntıların bir nebze de olsa giderilebilmesi, yaşama sevincinin tazelenmesi için manevi tazminat talep etme gereği de  doğmuştur.

Yargıtay İçtihad’ı Birleştirme Kararı’na göre  işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklanan olaylarda gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevî tazminat takdir edilmesi gerekmektedir.

8- Meydana gelen iş kazasında gerekli özen ve dikkatin gösterilmemesi, gerekli önlemlerin alınmaması sebebiyle müvekkilimin ve ailesinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararların davalılar tarafından karşılanması, tazmin edilmesi  gerekmektedir.

9- Yukarıda açıklanan sebeplerle müvekkilimin yaşadığı iş kaybı sonucu ortaya çıkan tedavi masrafları, kazanç kaybı, çalışma gücünün yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar ve kendisi ile ailesinin yaşadığı manevi kayıpların tazmini için işbu davanın açma zaruriyeti hasıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER        : Yargıtay içtihatları, BK, HMK,  İş Kanunu, 5510 Sayılı  Kanun, İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatı ve sair mevzuat.

DELİLLER                          :

 

1-Müvekkile ait SGK sicil dosyası

2- Müvekkilin sağlık durumuna ilişkin rapor ve belgeler

3-   Keşif, tanık, bilirkişi incelemesi ile sair yasal deliller.

SONUÇ VE İSTEM             : Yukarıda belirttiğimiz hususlar göz önüne alınarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla 1.000.00 TL. maddi, 200.000.00 TL. manevi olmak üzere toplam 201.000.00 TL.  tazminatın kazanın meydana geldiği 04/05/2018  tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen  tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. 

DAVACI VEKİLİ

Adli Yardım Talepli İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -4-

ADANA İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’ NE

ADLİ YARDIM TALEPLİDİR.

DAVACI                      :

ADRES                        :  

VEKİLİ                       :  Av. 

ADRES                        : 

DAVALI                      :  

ADRES                        :  

KONUSU                    : Öncelikle adli müzaheret talebimizin kabulü ile …….. için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00. TL bedensel maluliyet nedeniyle maddi tazminat, 40.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 41.000,00 TL tazminatın olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebidir. (Belirsiz alacak davasıdır.)

DAVA DEĞERİ         :   41.000,00 TL  (İş Kazası Sebebiyle Maddi -Manevi Tazminat)

AÇIKLAMALAR      :

  • Müvekkilimiz …………, …………. A.Ş. isimli şirket Biga’da bulunan fabrikasında 21 Şubat 2016 şoför olarak çalışmaya başlamıştır. Aynı gün yani çalışmaya başladığı ilk gün kendisinin kullanacağı 34 ………… plakalı kamyonun brandasını örtmeye çalıştığı esnada, lastiğin üzerinde, elinde tuttuğu branda lastiği kopmuş ve yaklaşık 1.5 metre yükseklikten savrularak düşmüştür.
  • Kaza sonucunda müvekkilim yaralanarak sakat kalmıştır

Davalı şirket müvekkilimin iş kazası geçirmesi nedeniyle yaşadığı zarardan sorumludur. Davalı işveren, işçilerinin zarar görmemesi için gerekli önlemleri almamış dikkat ve özeni göstermemiştir. Olayla ilgili ceza soruşturması yapılmış, ancak davalı işveren her türlü desteği göstereceğini söylediğinden müvekkilim kendisinden şikâyetçi olmamıştır. Davalı işverenin  müvekkilime her türlü destekte bulunacağını söylemişse de maalesef herhangi bir desteği olmamıştır. İşveren kaza ile ilgili SGK’ya bildirimde dahi bulunmamıştır. Müvekkilimiz elindeki evrakları ile SGK’ya başvurarak iş kazasını bildirmiştir. Müvekkilimizin gerçekleşen kaza ile ilgili ihmali dahi yoktur. Kamyonun üzerine çekilecek olan brandanın eskimiş olması sebebiyle bu elim kazanın gerçekleştiği ortadadır. Zira sürekli olarak kullanılan lastiğin bir ömrü vardır ve kaza brandanın değiştirilmemesi sebebiyle meydana gelmiştir.

  • Müvekkilimiz kazadan sonra ameliyat olmuş operasyonlar geçirmiştir. Belinde 8 tane platin bulunmaktadır. 2 kalçası da kırılmış halen ağrılar içerisindedir. Kaza neticesinde 5 ay istirahatli kalmış bu süreçte davalı ile iş akdi sona ermiştir. Müvekkilimize 5 aylık dönemde maaş da dahil hiçbir ödeme yapılmamıştır. Sayın mahkemeniz aracılığıyla Çanakkale Devlet Hastanesi ve Biga Devlet Hastanesi’nden tedavi evraklarının celp edilmesini talep ediyoruz.
  • Müvekkilimiz ilk iş günü kaza gerçekleştiği için davalı işverenden maaş alamamıştır. Ödenecek ücretle ilgili kendisine iş sözleşmesi veya yazılı belge de verilmemiştir. Ancak bu şirkette çalışmaya başlamadan önce Çanakkale Biga’da İçdaş’ta yine şoför olarak çalışmıştır. Müvekkilimizin önceki iş yerinden aldığı son maaşı ………. TL dir. Bu sebeple müvekkilimizin kıdem ve çalışma şartlarında çalışan bir şoförün ücretinin öğrenilmesi için emsal ücret araştırması yapılmasını talep ediyoruz.
  • Kaza nedeniyle müvekkilimiz manevi olarak zarar görmüştür. ………….. geçirmiş olduğu kaza sonucunda eskisi gibi mesleğini icra edememektedir. Görmüş olduğu zarar sebebiyle çalışamadığından çok zor durumlara düşmüş ve yakınlarının desteği olmasa ayakta duramayacak hale gelmiştir. Müvekkilimin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğramıştır. Bu sebeple müvekkilimin hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi gerekmektedir. Zira kaza sebebiyle oluşan mağduriyetine rağmen şirket yetkilileri hiçbir şekilde müvekkilimle ilgilenmemiştir. Kaza sonrasında müvekkilimize maddi-manevi destek sağlanmamıştır. Mahkemenizce tespit edilebileceği üzere müvekkilin bu talebinin zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçladığından talep ettiğimiz tazminat müvekkilin yaşadığı acı ve elemin karşılığıdır.  Bu sebeple dilekçelerimizde talep ettiğimiz üzere karar verilmesini talep eder, gereğini arz ederiz.
  • Müvekkilimizin sürekli sakatlığı sebebi ile dava harç ve giderlerini karşılayabilme imkânı bulunmamaktadır. Bu hususta mahkeme tarafından yapılacak sosyal ve ekonomik araştırma sonrası da bu sonuca varılacaktır. Dava bu nedenle ‘adli müzaheret’ talebiyle açılmıştır.
  • İş bu nedenle müvekkilimiz için maddi ve manevi tazminatının tahsili sebebiyle huzurdaki davayı açmak gereği hâsıl olmuştur. Delil listemiz ve listemizde bulunan ekler dava dosyası ekinde sunulduğundan dava dilekçesi ile birlikte davalı tarafa tebliğine karar verilmesini talep ediyoruz.

HUKUKİ NEDENLER       :  BK, HMK ve  ilgili mevzuat.

  • DELİLLER : Biga Devlet Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu, Çanakkale Devlet Hastanesi Tedavi Evrakları, Biga Cumhuriyet Başsavcılığı ………….. Numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, ifade tutanakları, Emsal ücret araştırması Bilirkişi raporu, Tanık, Bilirkişi raporları ve her türlü yasal delil.

 

SONUÇ VE İSTEK    : Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;

  1. Delil listesi ve ekleri dilekçemizle birlikte sunulmakla davalı tarafa tebliğine,
  2. Adli müzaheret talebimizin kabul edilmesine,
  3. ………….. için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00. TL bedensel maluliyet nedeniyle maddi tazminat, 40.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 41.000,00 TL tazminatın 02.2016 olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan yargılama giderleri ve ücreti vekâletin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini müvekkil adına saygıyla arz ve talep ederim. 15.08.2016                               

Davacı Vekili

Av. Saim İNCEKAŞ

 

Delil Listesi:

  1. Biga Devlet Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu (Ek :1)
  2. Çanakkale Devlet Hastanesi Tedavi Evrakları ( Celp Edilecek)
  3. Biga Cumhuriyet Başsavcılığı ……….. Numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, ( Ek:2)
  4. İfade tutanakları,(Ek:3)
  5. İş kazası anını gösteren CD kaydı ( Daha sonra sunulacaktır)
  6. Bilirkişi raporu,
  7. Tanık,
  8. Emsal Ücret Araştırması
  9. Her türlü yasal delil.

Davalı delillerine karşı delil sunma hakkımızı saklı tutuyoruz. 15.08.2016                         

İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -5-

X İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’ NE

ADLİ YARDIM TALEPLİDİR.

 

DAVACI                      :

ADRES                        :

VEKİLİ                       :  Av.

ADRES                        :  – Adres Antettedir-

DAVALI                      :  

ADRES                        :  

KONUSU                    : Öncelikle adli müzaheret talebimizin kabulü ile …….. için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00. TL bedensel maluliyet nedeniyle maddi tazminat, 40.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 41.000,00 TL tazminatın olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebidir. (Belirsiz alacak davasıdır.)

DAVA DEĞERİ         :   41.000,00 TL  (İş Kazası Sebebiyle Maddi -Manevi Tazminat)

AÇIKLAMALAR      :

  • Müvekkilimiz …………, …………. A.Ş. isimli şirket Biga’da bulunan fabrikasında 21 Şubat 2016 şoför olarak çalışmaya başlamıştır. Aynı gün yani çalışmaya başladığı ilk gün kendisinin kullanacağı 34 ………… plakalı kamyonun brandasını örtmeye çalıştığı esnada, lastiğin üzerinde, elinde tuttuğu branda lastiği kopmuş ve yaklaşık 1.5 metre yükseklikten savrularak düşmüştür.
  • Kaza sonucunda müvekkilim yaralanarak sakat kalmıştır

Davalı şirket müvekkilimin iş kazası geçirmesi nedeniyle yaşadığı zarardan sorumludur. Davalı işveren, işçilerinin zarar görmemesi için gerekli önlemleri almamış dikkat ve özeni göstermemiştir. Olayla ilgili ceza soruşturması yapılmış, ancak davalı işveren her türlü desteği göstereceğini söylediğinden müvekkilim kendisinden şikâyetçi olmamıştır. Davalı işverenin  müvekkilime her türlü destekte bulunacağını söylemişse de maalesef herhangi bir desteği olmamıştır. İşveren kaza ile ilgili SGK’ya bildirimde dahi bulunmamıştır. Müvekkilimiz elindeki evrakları ile SGK’ya başvurarak iş kazasını bildirmiştir. Müvekkilimizin gerçekleşen kaza ile ilgili ihmali dahi yoktur. Kamyonun üzerine çekilecek olan brandanın eskimiş olması sebebiyle bu elim kazanın gerçekleştiği ortadadır. Zira sürekli olarak kullanılan lastiğin bir ömrü vardır ve kaza brandanın değiştirilmemesi sebebiyle meydana gelmiştir.

  • Müvekkilimiz kazadan sonra ameliyat olmuş operasyonlar geçirmiştir. Belinde 8 tane platin bulunmaktadır. 2 kalçası da kırılmış halen ağrılar içerisindedir. Kaza neticesinde 5 ay istirahatli kalmış bu süreçte davalı ile iş akdi sona ermiştir. Müvekkilimize 5 aylık dönemde maaş da dahil hiçbir ödeme yapılmamıştır. Sayın mahkemeniz aracılığıyla Çanakkale Devlet Hastanesi ve Biga Devlet Hastanesi’nden tedavi evraklarının celp edilmesini talep ediyoruz.
  • Müvekkilimiz ilk iş günü kaza gerçekleştiği için davalı işverenden maaş alamamıştır. Ödenecek ücretle ilgili kendisine iş sözleşmesi veya yazılı belge de verilmemiştir. Ancak bu şirkette çalışmaya başlamadan önce Çanakkale Biga’da İçdaş’ta yine şoför olarak çalışmıştır. Müvekkilimizin önceki iş yerinden aldığı son maaşı ………. TL dir. Bu sebeple müvekkilimizin kıdem ve çalışma şartlarında çalışan bir şoförün ücretinin öğrenilmesi için emsal ücret araştırması yapılmasını talep ediyoruz.
  • Kaza nedeniyle müvekkilimiz manevi olarak zarar görmüştür. ………….. geçirmiş olduğu kaza sonucunda eskisi gibi mesleğini icra edememektedir. Görmüş olduğu zarar sebebiyle çalışamadığından çok zor durumlara düşmüş ve yakınlarının desteği olmasa ayakta duramayacak hale gelmiştir. Müvekkilimin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğramıştır. Bu sebeple müvekkilimin hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi gerekmektedir. Zira kaza sebebiyle oluşan mağduriyetine rağmen şirket yetkilileri hiçbir şekilde müvekkilimle ilgilenmemiştir. Kaza sonrasında müvekkilimize maddi-manevi destek sağlanmamıştır. Mahkemenizce tespit edilebileceği üzere müvekkilin bu talebinin zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçladığından talep ettiğimiz tazminat müvekkilin yaşadığı acı ve elemin karşılığıdır.  Bu sebeple dilekçelerimizde talep ettiğimiz üzere karar verilmesini talep eder, gereğini arz ederiz.
  • Müvekkilimizin sürekli sakatlığı sebebi ile dava harç ve giderlerini karşılayabilme imkânı bulunmamaktadır. Bu hususta mahkeme tarafından yapılacak sosyal ve ekonomik araştırma sonrası da bu sonuca varılacaktır. Dava bu nedenle ‘adli müzaheret’ talebiyle açılmıştır.
  • İş bu nedenle müvekkilimiz için maddi ve manevi tazminatının tahsili sebebiyle huzurdaki davayı açmak gereği hâsıl olmuştur. Delil listemiz ve listemizde bulunan ekler dava dosyası ekinde sunulduğundan dava dilekçesi ile birlikte davalı tarafa tebliğine karar verilmesini talep ediyoruz.

HUKUKİ NEDENLER       :  BK, HMK ve  ilgili mevzuat.

  • DELİLLER : Biga Devlet Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu, Çanakkale Devlet Hastanesi Tedavi Evrakları, Biga Cumhuriyet Başsavcılığı ………….. Numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, ifade tutanakları, Emsal ücret araştırması Bilirkişi raporu, Tanık, Bilirkişi raporları ve her türlü yasal delil.

SONUÇ VE İSTEK    : Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;

  1. Delil listesi ve ekleri dilekçemizle birlikte sunulmakla davalı tarafa tebliğine,
  2. Adli müzaheret talebimizin kabul edilmesine,
  3. ………….. için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00. TL bedensel maluliyet nedeniyle maddi tazminat, 40.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 41.000,00 TL tazminatın 02.2016 olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan yargılama giderleri ve ücreti vekâletin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini müvekkil adına saygıyla arz ve talep ederim. (tarih)         

Delil Listesi:

  1. X Devlet Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu (Ek :1)
  2. Çanakkale Devlet Hastanesi Tedavi Evrakları ( Celp Edilecek)
  3. Biga Cumhuriyet Başsavcılığı ……….. Numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, ( Ek:2)
  4. İfade tutanakları,(Ek:3)
  5. İş kazası anını gösteren CD kaydı (Daha sonra sunulacaktır)
  6. Bilirkişi raporu,
  7. Tanık,
  8. Emsal Ücret Araştırması
  9. Her türlü yasal delil.

Davalı delillerine karşı delil sunma hakkımızı saklı tutuyoruz. (tarih)

                                                                                                                         Davacı Vekili

İş Kazası Nedeniyle Maddi-Manevi Tazminat Dilekçesi -6-

ADANA X İŞ MAHKEMESİNE

***ADLİ YARDIM TALEPLİDİR

DAVACI                   :

VEKİLİ                     :

DAVALI                   :

DAVA                       :İş Kazası Nedeni ile Maddi ve Manevi Tazminat Davasıdır

DAVA DEĞERİ       : 1,000,00 TL Maddi Tazminat (Fazlaya ilişkin talep hakkımız saklıdır) 70,000,00 TL Manevi Tazminat Toplam alacak tutarı 71,000,00 TL

AÇIKLAMALAR    :

  1. Müvekkil, 06.03.2019 tarihinden kaza tarihine kadar davalı işverene ait işyerinde aylık 3.287,13 TL ücret ile şoför olarak çalışmış sonrasında ise kaza sebebi ile çalışamaz hale gelmiştir.
  2. Müvekkil tır şoförü olarak çalışmakta buna istinaden dorse ile yük alıp bırakmaktadır. 01.07.2019 tarihinde müvekkil her zaman yaptığı gibi yine 34 VV 1517 plakalı dorse ile Yalova Gümrük ithalat bölümüne gitmiş konteynırı dorseye yüklemek istemiştir. Fakat her zamanki gibi standartlara uygun olmayan ‘dorseden bozma şaşe’ diye tabir edilen dorsenin olması sebebiyle konteynır dorseye oturmamış boşluk kalmıştır. Müvekkil de seyir esnasından konteynırın düşmemesi ve trafik kazası gibi bir faciaya yol açmaması için konteynırı dorseye oturmak istemiş ve bununla ilgilenmiştir. Konteynırı dorseye yerleştirmek ve boşta kalan köşedeki kilidi kapatmak isterken oturmayan konteynır köşesi müvekkilin sol elinin üstüne düşmüştür.
  3. Bunun üzerine müvekkil Özel Yalova Hastanesine kaldırılmış ve tedavisi başlamıştır. Ilk müdahale yapılmış ve ameliyata alınmıştır. Nitekim sol elindeki işaret, orta, yüzük ve serçe parmağı ezilmiş buna istinaden ameliyat ile kırık ve ezilmeler tedavi edilmeye çalışılmıştır.
  4. Müvekkilin tedavisi uzun süre devam etmiştir. Ciddi bir hissiyatsızlık ve iş gücü kaybı oluşmuştur nitekim müvekkile yaptığı işte aylarca çalışamaz raporu verilmiştir, rapor tarihi bitimi itibariyle de 19.02.2020 tarihinde işten çıkartılmıştır. Müvekkilin kazadan sonraki parmaklarındaki hissiyatsızlık ve parmaklarının kullanma oranı uzun süre devam etmiştir.Bu süreçte müvekkilim aşırı derecede ızdıraplar çekmiştir. Halen sol elindeki ezilme ve parçalanmanın izleri gözle görünür şekilde tahribat oluşmuştur. Bu iş kazasında davalı İşveren ASLİ ve %100 kusurludur. Şöyle ki;
  • Davalı işveren 4857 sayılı İş Kanunu ve 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunu ve bu kanunlara dayanak olarak çıkarılan iş sağlığı ve güvenliği tüzük ve yönetmelikleri çerçevesinde alması gereken tedbirleri yükümlülüklerine aykırı olarak almamıştır. Mevzuata göre işveren, iş yerinde işçilerin sağlığını korumak, iş güvenliğini sağlamak için gerekli bütün tedbirleri almak, alınan ve alınacak tedbirlerin denetimlerini yapmak, işçilerin yapacağı işlerle ilgili mesleki riskleri belirleyerek gerekli uyarıları yapmak, yapılacak işle ilgili eğitimler vererek talimatlar doğrultusunda yapılmasını sağlamak zorundadır. Böyle olmasına rağmen İşveren şirket işçilere karşı olan bu yükümlülüklerini yerine getirmemiş, gerekli çalışma alanını, güvenliğini temin etmemiş ve kazazede müvekkilin görevlere uyup uymadığını denetlememiş ve kurallara uymasını sağlamamıştır. Kazazede müvekkil için iş sağlığı ve güvenliği için gerekli herhangi bir döküman sağlamamıştır. Aksine müvekkilin ve onun gibi çalışan diğer işçilerin standartlara uygun olmayan dorseleri kullanmalarına göz yummuş bizzat kendi amirleri bile bunu dile getirmiş bilinçli olarak kullandırmaya devam etmişlerdir. Ekte sunduğumuz üzere whatsap adlı iletişim kanalından davalı işverende çalışan yetkili amirden bizzat gelen mesajda da görülecektir. Çalışma alanında gerekli önleyici önlemler almamış ve kazanın oluştuğu bölümde olası bir trafik kazası veya işçilerin hangi şartlarda konteynır taşıdığını belirleyen herhangi bir risk analizi yapılmamıştır. İşin yapıldığı alanda çalışma yapacak kişilerin görev tanımları, çalışma talimatları ve eğitimleri verilmemiştir. Müvekkilimin ve kendisi gibi çalışan diğer şoförlerin sürekli şikayet ettiği standartlara uygun olmaya dorselerde taşıma yapmalarını ve sorumluluk almalarını bizzat istemiştir. İşveren, işçilerin hayatlarını tehlikeye atmıştır.
  • Kazanın meydana gelmesinde müvekkile atfı kabil bir kusur bulunmamaktadır. Zira gerek İş Kanunu gerekse İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu ve yönetmelikleri ve ortak hayat tecrübeleri uyarınca gerekli güvenlik tedbirlerini almadığı ve denetimi yapmadığı, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmediği, gerekli eğitimi vermediği ve yine gerekli makineler, tesisat, araç ve gereçler bulundurmadığı için işveren, kazanın oluşmasında sorumlu ve %100 kusurludur. Mahkemenizce yapılacak yargılama sürecinde toplanacak deliller, dinlenecek tanık beyanları, keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu davamızın haklılığı ve işverenin %100 kusurluluğu kanıtlanacaktır.
  • 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 54.maddesinde “Bedensel zararların: 1.Tedavi giderleri, 2.Kazanç kaybı, 3.Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak bölümlendirilmiştir.
  • Beden bütünlüğünden bir organın eksilmesi, kopması veya işlevinin azalması ya da ussal ve ruhsal dengenin bozulması veya görüntünün değişmesi, kişinin iş görme yeteneğini azaltır, ya da büsbütün ortadan kaldırır. Bu durum kazanç kaybı veya kazanç eksilmesi sonucunu doğurduğu gibi, kişinin olağan yaşamını da zorlaştırır. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de, yaşıtlarına ve aynı işi yapanlara göre (sakatlığı oranında) daha fazla güç ve çaba harcayacağından, kazançlarında bir azalma olmasa bile (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunduğu kabul edilmekte; buna öğretide ve Yargıtay kararlarında “güç kaybı-efor kaybı” kuramı denilmektedir. Müvekkil beden işçisidir ve vücudu yandığı için kendi mesleğini yapamamakta, başka işlerde dahi çalışamamaktadır.
  • Müvekkil parmaklarının ezilmesi sonrasındaaylarca sol elini kullanamamış, devam eden günler de ise tedavisi devam etmiş ve çalışamamıştır. Hala çalışamamaktadır. Iş gücü kaybı sebebiyle sakat kalmış artık sol elini kullanma iradesini büyük ölçüde kaybetmiştir.

Arz ettiğimiz tüm bu nedenlerle davalı aleyhine müvekkilimin uğramış olduğu Maddi ve Manevi zararların tazmini için işbu davayı açma zaruretimiz doğmuştur.

a-)Müvekkilin uğramış olduğu iş kazası nedeni ile çalışma gücünü tamamen yitirmesinden, tedavi giderlerini tek başına karşılamasından, ekonomik geleceğinin temelden sarsılmış olmasından ve kazanç kaybına uğradığından dolayı şimdilik fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL MADDİ TAZMİNATIN kaza tarihi olan 01.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile ödenmesine karar verilmesini,

b-)Müvekkilim daha genç yaşında cismani zarara maruz kalmış ve ruhsal sağlığı ağır şekilde bozulmuştur. 2 çocuklu bir baba olarak müvekkilin çalışma gücü yitirilmiş çocuklarına ve ailesini geçiminde zorlanmakta hala işsiz olarak eşine ve ailesinin desteğine muhtaç yaşamaktadır. Geçirmiş olduğu ağır iş kazası nedeni ile uğramış olduğu Manevi Üzüntü, Izdırap, Acı, Elem ve Keder nedeni ile 70.000,00 TL MANEVİ TAZMİNATIN kaza tarihi olan 01.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini dileriz.

Müvekkil aylardır çalışamadığı gibi işten de çıkartılmıştır parmaklarındaki hissiyatsızlık ve elini tam olarak kullanamadığı için sağlıklı bir insan gibi  çalışamamakta bu sebeple de iş bulmakta güçlük çekmektedir. 2 çocuklu bir ailenin geçimini üstlenen müvekkil hala işsiz olmakla birlikte aile ve sosyal yardımlarla geçinmeye çalışmaktadır. Bu sebeple ekte de  sunduğumuz üzere fakirlik belgesi ile durum ispat edilmeye çalışılmış yapılacak sosyal ekonomik araştırmada da bu ortaya çıkacaktır. Müvekkil mahkeme masraflarını karşılacayacak güçte değildir, bu sebeple adli yardım talebimiz mevcuttur.

HUKUKİ NEDENLER  : İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, İş Güvenliği Kanunu, Yargıtay Kararları ve ilgili mevzuat.

HUKUKİDELİLLER   : SGK Kayıtları, İşyeri Şahsi Sicil Dosyası, Bilirkişi İncelemesi, İş Kazasına İlişkin Tutanaklar, Doktor Raporları, Tanık, Yemin, İsticvap ve her türlü yasal delil.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda izah etmiş olduğumuz ve sayın mahkemenizce resen göz önünde bulundurulacak sebeplerle davamızın adli yardım talepli olarak kabulü ile;

  1. Müvekkilin sürekli iş göremezlik nedeniyle kazanç kaybına uğraması, ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı kayıplar birlikte değerlendirilerek; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak, ilerleyen aşamalarda artırılmak ve HMK 107. Maddesi gereğince belirsiz alacak davasında harca esas olmak üzere, müvekkil lehine; 1.000,00 TL maddi tazminata iş kazası tarihi olan 01.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte hükmedilmesine,
  2. Müvekkil lehine 70.000,00 TL manevi tazminata iş kazası tarihi olan 01.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte hükmedilmesine,
  3. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla talep ediyoruz. tarih

    Davacı Vekili

İş Kazası Maddi ve Manevi Tazminat Dilekçesi -7-

… İŞ MAHKEMESİ’NE

Gönderilmek üzere

… NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ’NE

 

DAVACI                         :

VEKİLİ                           : Adana İncekaş Hukuk Bürosu Avukatları

DAVALI                         :   

T.KONUSU                    : İş kazasından kaynaklı maddi tazminat talebimizi içerir dava dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR          :

  1. Müvekkil davacı, … yılının Ekim ayında işe başlamış olup, davalıya ait işyerinde maden ocağı nakliye işçisi olarak aylık 1.400,00- TL ücret maaş ile çalışmıştır.
  2. Davacı müvekkil, 09.04.2016 tarihinde 16:30-23:15 vardiyasında işverenin emir ve talimatı doğrultusunda çalışırken saat 18:00 sularında 660 katında nakliye yaparken, vagonu kafese sürdüğü esnada vagonun tumba olması sonucunca sağ bacağını vagonla kafes arasına sıkıştırmıştır.” Söz konusu iş kazası neticesinde müvekkil yaralanmış ilk müdahale … Devlet Hastanesi’nde yapılmıştır. Kazadan sonra müvekkil 9 ay boyunca çalışamamıştır. Her geçen gün iş kazasından kaynaklı olarak yaraları derinleşen müvekkil … Hastanesi’nde ameliyat olmuş tedavi sonucunda, kasığından kemik alınarak sağ baldırına ek olarak yerleştirilmiş olup bir adet platin takılmıştır. Müvekkil, sağ ayağını hiçbir şekilde hissetmemekte sağ ayak başparmağını hareket ettirememektedir.
  3. Yaşanan kaza sonrası müvekkili hastaneye bırakmışlar, bunun dışında hiçbir şekilde ilgilenmemiş arayıp sormamışlar, ilaç veya hastalığıyla ilgili herhangi bir yardım da dahi bulunmamışlardır. Bu kaza nedeniyle sağ bacağını kullanamayan müvekkil gerekli iş göremezlik raporlarını sunduğu halde … Noterliği’nden … tarihinde … yevmiye numarasıyla iş akdini feshetmiştir. Müvekkilin kıdemine karşılık olarak yalnızca … -TL ücret hesabını yatırılmıştır.
  4. Davalı yan, işyerinde hiç bir şekilde iş güvenliği ve sağlığı açısından önlem almamış, işçilere gerekli eğitimleri ve ekipmanları vermemiştir. Zira malzeme boşaltımı yapan müvekkile herhangi bir koruyucu ekipman verilmediği gibi bu hususta işverence herhangi bir emniyet tedbiri de alınmamıştır. İşçilerde baret, eldiven ve benzeri hiç bir koruyucu malzeme bulunmamaktadır.
  5. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve diğer mevzuat uyarınca işverenin, işçinin güvenliği ve uygun koşullarda çalışmasını sağlamak için her türlü malzemeyi eksiksiz temin etmesi gerekmektedir. Ancak izah edilen hususlar doğrultusunda işverenin asgari önlemleri dahi almadığı açıktır. Söz konusu işyerinde, işçilere hiç bir şekilde eğitim ve ekipman verilmemiş, iş güvenliği konusunda herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır.

Söz konusu kazada davacı müvekkil kendi nezdinde alabileceği tüm tedbiri almış, gerekli dikkat ve özeni göstermiş olsa da yukarıda anlatmış olduğumuz hususlar doğrultusunda işverenin ağır ihmali ve kusuru sebebiyle söz konusu iş kazası meydana gelmiştir.

  1. Söz konusu iş kazası neticesinde müvekkilin sağ bacağı ezilmiş olup, tamamen kullanamaz duruma gelmiştir. Müvekkil yaşadığı maluliyet nedeniyle çalışamaz hale gelmiş bu kaza nedeniyle ağır bir mağduriyet yaşamıştır.

Zira müvekkilin halende ağrı ve sızısı mevcut olup tedavisi devam etmektedir. Müvekkil geçirmiş olduğu iş kazası sonrasında uygulanan tedaviler için birçok masraf yapmak zorunda kalmıştır. Bu süreçte tedavi vs. masraflarını belgelendirmesi gerekeceğini düşünemeyen müvekkil yaptığı masraflara ilişkin belgelerin tamamını uhdesinde tutmamıştır. Müvekkilin yapmış olduğu masraflar hayatın olağan akışında belirlidir. Nitekim TBK m. 50/2 “Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmünü içermektedir. Bu madde hükmü kapsamında ilaç, tıbbi malzeme, doktor ücreti, ulaşım, bakım gideri vs. gibi hastalığın zorunlu sonuçlarının ortaya çıkardığı zararların hakkaniyete uygun olarak belirlenmesini talep zorunluluğu doğmuştur. 

  1. Yine bu süreçte davacı müvekkil işverenlerden maddi ve manevi hiç bir destek görmemiştir. Söz konusu kaza ile ilgili işverence SGK’ya herhangi bir bildirimde bulunulmamış, söz konusu bildirimler tarafımızca yapılmıştır.

Müvekkil maddi ve manevi olarak kayba uğramıştır. Yaşamış olduğu olaylar müvekkili maddi ve manevi olarak yıpratmıştır. Görmüş olduğu ve hala görmekte olduğu tedavileri müvekkili psikolojik olarak çok yıpratmıştır. Yine genç yaşta böyle bir kaza geçirmiş olması müvekkilin ekonomik geleceğini çok ciddi surette sarsmıştır.

Tüm bu açıklamalar doğrultusunda yaşanan olay ve maruz kalınan sonucun ağırlığı – müvekkilin yaşamının geri kalan kısmını başkalarının yardım ve gözetimine muhtaç / perişan halde geçirecek oluşu, başına gelen bu hal nedeniyle duyduğu acı, üzüntü, elemin bir nebze de olsa telafisi için müvekkil nezdinde meydana gelen zararlarının,  zarara sebep olan davalı işveren tarafından karşılanmasını talep zarureti doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER       : Anayasa, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği, İş Kanunu, HMK vs   yasal mevzuat.

SUBUT DELİLLER            : Karşı yanın sunduğu delillerden lehe olanlara dayanma, başkaca delil sunma ve karşı yanın sunacağı delillere karşı yeni delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla;

  • SGK kayıtları (celbi),
  • Davalı şirketin Ticaret Sicil Kayıtları (celbi),
  • İşverenden işyeri dosya ve kayıtlarının celbi,
  • … Devlet Hastanesi kayıtlarının celbi,
  • … Hastanesi kayıtları (celbi),
  • Tanık; müvekkilin davalıya ait işyerine çalışmaya giderken iş kazası geçirdiğine, müvekkilin uzun süre bakıma muhtaç kaldığına ve iş bulamadığına, ücrete dair vs. görgüye dayalı bilgi sahibi tanıklarımızın isim ve iletişim bilgileri şu şekildedir.
  • İlgili sendikalardan alınacak emsal ücret araştırması,
  • Bilirkişi incelemesi,
  • Dava konusu ve taraflarına ilişkin her türlü kurum ve kuruluş nezdinde bulunan kayıtlar,
  • Yemin gerektiğinde ibrazı mümkün her türlü yasal delil.

SONUÇ ve İSTEM               : Yukarıda izah olunan ve resen görülecek nedenlerle her bir kalem için HMK m.107 uyarınca belirsiz alacak davası olarak ve HMK m. 107/2 uyarınca başlangıçta belirttiğimiz miktarı artırım hakkımız ve manevi tazminat talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla;  

  • … tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle müvekkilin işgücü kaybının ve buna bağlı olarak maruz kaldığı zararlarının tespitiyle; şimdilik 500,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı müvekkile verilmesine,
  • Yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline, karar verilmesini vekil eden adına saygıyla arz ve talep ediyoruz. tarih

                                                                                                           Davacı Vekili

Ekler  :  

1- Onaylı vekâletname sureti,

2-  … Hastanesi Sağlık Kurulu Raporu, işgöremezlik raporları

3- İş Kazası Raporu

4- … Devlet Hastanesi Hekim Raporları

5- SGK Başvuru Dilekçesi ve Gönderi Takip Fotokopisi

İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -8-

İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE

DAVACI                                  :

VEKİLİ                                   :

DAVALI                                  :                               

DAVA                                      : İş kazası sebebiyle oluşan cismani zarardan kaynaklı belirsiz alacak davası –  (Maddi ve Manevi Tazminat)

DAVA DEĞERİ                      : 40.200,00 TL ( Kırk bin İki Yüz Türk Lirası)                                      

AÇIKLAMALAR                    :

A) İŞ KAZASI OLAYININ OLUŞUM VE GELİŞİMİNE DAİR BEYANLARIMIZ;

Davacı müvekkil işçi, davalı işveren şirket Türk Telekominikasyon A.Ş.’de “arıza ve bakım teknisyeni” olarak 01.09.1988 tarihinde işe başlamıştır. Görev tanımın gereği müvekkil davacı işçi arıza olduğunda sahaya giderek arıza ve bakım hizmeti vermektedir. (Delil listesi A-1; İşveren tescil sorgulama belgesi – SGK Hizmet döküm kaydı)

Davacı işçi, 10.12.2011 tarihinde “…” adresindeki bir evde arıza meydana geldiğinin bildirilmesi üzerine sahaya gitmek üzere yola çıkmıştır. Bu sırada davacı işçinin yanında sadece araç şoförü bulunmaktadır.  Normalde sahada yapılacak arıza çalışmalarına, iki işçi bir de şoför olmak üzere toplam üç personelle gidilmektedir. Ancak olay günü işlerin yoğunluğu nedeniyle davacı işçi tek başına sahaya gönderilmiştir.

Olay yerine varan müvekkil davacı işçi araçta bulunan “seyyar merdiveni” alarak telefon kutusunun olduğu duvara dayamıştır. Bu sırada araç şoförü Feyzullah ULUGÜLER ise aracı park etmektedir. Davacı işçi merdiveni duvara dayamış ve kutuya ulaşmak için merdivene çıkmıştır. Arızayı gidermek için çalışmaya başladığı sırada merdiven kaymış ve davacı 3 metre yükseklikten aşağıya düşmüştür.

Normal şartlarda saha çalışması sırasında iki işçi arıza mahalline gider, bir işçi merdiveni tutar, diğer işçi arızayı gidermek için merdivene çıkar ve gerekli ekipmanlar konusunda merdiveni tutan işçi diğer arkadaşına destek verir. Araç şoförünün işçi ve ekipmanları arıza mahalline götürmek dışında başkaca bir görevi yoktur. Olay günü iş yoğunluğu nedeniyle iş yerinde yeterli eleman olmadığından işverence müvekkil işçi tek başına işe gönderilmiş ve neticesinde davaya konu iş kazası meydana gelmiştir. Merdiveni tutacak ikinci bir personelin olması durumunda ise işbu kazanın yaşanmayacağı aşikardır.

B) İŞ KAZASI SONRASI DAVACI İŞÇİYE UYGULANAN TIBBI MÜDAHALELERE YÖNELİK AÇIKLAMALARIMIZ;

Davacı işçinin düşme sonucu iki el bileği kırılmış, sağ dizinde düşmeye bağlı menisküs yırtığı meydana gelmiştir. İş kazası sonrasında davacı işçinin, şoför iş arkadaşı Feyzullah ULUGÜLER tarafından araçla Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevki sağlanmıştır. İşçinin hastanedeki ilk muayenesinde HER İKİ EL BİLEKLERİNDE KIRIKLAR (RADİUS ALT UÇ KIRIĞI) meydana geldiği tespit edilmiştir. Bilekler alçıya alınmıştır. (Delil listesi A-2; SEAH’nin 10.12.2011 tarih ve 229433 protokol nolu adli raporu)

Ağrıların artması üzerine davacı işçi … Hastanesi’ne götürülmüş, burada SAĞ EL BİLEK KIRIĞININ TAM DÜZELTİLMEMİŞ olduğu tespit edilerek ameliyat gerektiği söylenmiştir. Bunun üzerine aynı hastanede 20.12.2011 tarihinde ameliyat olmuş ve aynı gün hastaneden taburcu olmuştur. (Delil listesi A-3; Özel Altınova Hastanesi 20.12.2011 tarihli ameliyat epikriz raporu)

Müvekkil davacı işçinin sağ ve sol el bileklerindeki alçılar çıktıktan sonra da Altınova Hastanesinde fizik tedavisi devam etmiştir. (Delil listesi A-4; Özel Altınova Hastanesi 09.02.2012 tarihli muayene; 10.02.2012 tarihli fizik tedavi epikriz raporları)

Aradan birkaç ay geçtikten sonra sağ dizindeki ağrının geçmemesi üzerine tekrar Sakarya Üniversitesi Hastanesine giden davacı işçiyi muayene eden Dr. Mahmut AYGÜL; “DÜŞME SONUCU SAĞ DİZ KAPAĞINDA MENÜSKÜS” meydana geldiğini söylemiştir. Davacı işçi 06.11.2013 tarihinde sağ dizinden Sakarya Toyotasa Acil Yardım Hastanesinde ameliyat olmuş; 08.11.2013 tarihinde de şifa ile taburcu olmuştur. (Delil listesi A-5; Sakarya Toyotasa Acil Yardım Hastanesi ameliyat epikriz raporu)

Müvekkil davacı dizindeki ağrıların geçmemesi üzerine bu defa Kocaeli Medical Park Hastanesine gitmiş, yapılan tetkik ve muayene sonucunda tekrar ameliyat olması gerektiği kendisine bildirilmiştir. Davacı işçi sağ dizden 10.12.2015 tarihinde Medical Park Hastanesi’nde ameliyat olmuştur. (Delil listesi A-6; Kocaeli Medical Park Hastanesi ameliyat epikriz raporu)

Geçirdiği 3 adet operasyona rağmen davacı işçi hâlihazırda ellerini sağlıklı ve randımanlı bir şekilde kullanamadığı gibi ağrı da çekmektedir. Aynı şekilde sağ dizi de tam olarak sağlığına kavuşamamıştır.  

C) İŞ KAZASI NEDENİYLE SGK SAKARYA İL MÜDÜRLÜĞÜ’NE BİLDİRİMDE BULUNULMASINA YÖNELİK AÇIKLAMALARIMIZ;

Meydana gelen kaza olayının iş kazası olduğunun tespiti ile işçinin meslekte kazanma gücü kayıp oranının tespiti için tarafımızca Adapazarı Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğü Kısa Vadeli Sigortalar Servisine 01.02.2016 tarihinde başvuru yapılmıştır. Başvurumuz kurum tarafından 1567303 numara ile kayıt altına alınmıştır. (Delil listesi A-7; İş kazası tespiti yapılması talebimizi havi 01.02.2016 tarihli başvuru dilekçesi)

Kurumca olaya yönelik iş kazası tespiti yapılmasını müteakip, dosya maluliyet tespiti için SGK Bölge Sağlık Kuruluna sevk edilmiştir. SGK Bölge sağlık Kurulunun müvekkil davacı işçi hakkında düzenlediği 29.03.2016 tarih ve 1114 sayılı raporda; davacı işçinin % 14.2 oranında malul olduğu tespit edilmiştir. (Delil listesi A-8; Sağlık Kurulu Kararı) Her ne kadar iş bu raporda davacının kaza sonrasında %14.2 oranında maluliyete duçar olduğu tespit edilmiş ise de; davacıda merdivenden düşmeye bağlı sağ dizde meydana gelen arazların dikkate alınmaması; yine davacının sağ ve sol el bileklerindeki arazların mahiyeti ve halihazırdaki sağlık durumu dikkate alındığında davacıda meydana gelen daimi maluliyet oranının iş bu raporda belirtilen orandan daha yüksek olduğunu savlamaktayız. Bu sebeple mezkûr rapor içeriğine yönelik itiraz hakkımızı bu aşamada saklı tutmaktayız.

D) DAVALI İŞVEREN ŞİRKETİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE DAİR YÜKÜMLÜLÜKLERİNİN DÜZENLENDİĞİ YASAL MEVZUATA YÖNELİK AÇIKLAMALARIMIZ;

Öncelikle gerek telekomünikasyon gerek inşaat gerekse enerji hatları üzerinde yapılan “yüksekte çalışmalar” için düzenlenmiş olan 05/10/2013 tarih ve 28786 sayılı YAPI İŞLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETMELİĞİ’ ni ele almak gerekmektedir. Zira burada yüksekte çalışma tanımlanmıştır. Buna göre “seviye farkı bulunan ve düşme sonucu yaralanma ihtimalinin oluşabileceği her türlü alanda yapılan çalışma” yüksekte çalışma olarak kabul edilir. Bu anlamda davacı işçinin kaza günü yapmış olduğu çalışma yüksekte çalışma olarak nitelendirilmek durumundadır.

Bahse konu yönetmeliğin “Yapı Alanındaki Çalışma Yerleri İçin Genel Asgari Şartlar” başlığı altında yüksekte yapılan çalışmalarda uyulması gereken hususlar belirtilmiştir. Buna göre ;

  • Yapılacak çalışmaların önceden planlanması ve organize edilmesi, bu planlama yapılırken yüksekten düşme ile ilgili hususlara acil durum planında yer verildiğinden emin olunması sağlanır.
  • Çalışma yerlerinde çalışanların güvenliği öncelikle, güvenli korkuluklar, düşmeyi önleyici platformlar, bariyerler, kapaklar, çalışma iskeleleri, güvenlik ağları veya hava yastıkları gibi toplu koruma tedbirleri ile sağlanır.
  • Yüksekte güvenli çalışma donanımlarının, düzenli olarak kontrol ve bakımlarının yapılması sağlanır. Uygun olmayan donanımların kullanılması engellenir.
  • Bu alanlarda çalışanlara yüksekte çalışmayla ilgili tehlike ve riskler konusunda bilgilendirme yapılarak gerekli eğitim verilir.
  • Yüksekte yapılan çalışmalar işveren tarafından görevlendirilen ehil bir kişinin gözetim ve kontrolü altında gerçekleştirilir.

Aynı yönetmeliğin “Açık Mekanlardaki Çalışma Yerleri” başlıklı bölümünde “Sağlamlık Ve Dayanıklılık” adı altındaki 14. maddesine göre;  

  • Alçak veya yüksek seviyede olan hareketli veya sabit çalışma yerlerinin, çalışan sayısı, üzerlerinde bulunabilecek azami ağırlık ve bu ağırlığın dağılımı ile maruz kalabileceği dış etkiler göz önünde bulundurularak yeterli sağlamlık ve dayanıklılıkta olması sağlanır. Bu çalışma yerlerinin tamamının veya bir kısmının, zamansız veya kendiliğinden hareketini önlemek için uygun ve güvenilir sabitleme metotları kullanılır. Çalışma yerlerinin sağlamlık ve dayanıklılığı özellikle de çalışma yerinin yükseklik veya derinliğinde değişiklik olduğunda kontrol edilir.

Son olarak yönetmelikte “Seyyar Merdivenler” ile ilgili olarak ayrı bir maddede düzenleme yapılmıştır. Şöyle ki;

  • Yapılan işe ve bulunması halinde ulusal standartlara uygun, basamakları kaymaz malzemeden yapılmış veya kaymaz malzeme ile kaplanmış, yeterli sağlamlıkta el merdivenleri kullanılır. Basamakları, kolları veya bağlantı yerleri kırılmış, çatlamış, yıpranmış, hasar görmüş ekipmanlar kullanılmaz. El merdivenleri düzenli olarak kontrol edilerek kusurlu merdivenlerin kullanılmaması sağlanır.

E) DAVALI İŞVEREN ŞİRKETİN KUSUR VE SORUMLULUĞUNA YÖNELİK AÇIKLAMALARIMIZ;

Yukarıda açıklanan yasal mevzuat ışığında davaya konu iş kazası olayında davalı işverenlerin kusuruna yönelik olarak şunlar söylenebilecektir:

a) Davacı işçi, yüksekte yapılan çalışmayı iş güvenliği açısından son derece riskli bir şekilde yapmak zorunda bırakılmıştır. Dış mekan çalışma alanının sağlamlık ve dayanıklılığı hiç bir şekilde sağlanmamıştır. Davalı işverenlerce iskele kurulması gibi manlift temin edilmemiş, davacının kullanmak zorunda bırakıldığı seyyar merdivenin sağlamlık durumu kontrol dahi edilmemiştir.

b) Davacı işçi işveren tarafından araç şoförü ile tek başına arıza mahalline gönderilmiştir. Bu anlamda arıza mahallinde yapılacak işlemin riskleri değerlendirilmediği gibi planlama da yapılmamıştır. Zira böyle bir değerlendirme ve planlama olması halinde işçinin tek başına gönderilmesi söz konusu olmayacağı gibi işbu kaza da yaşanmayacak idi. Buna göre “yapılacak çalışmaların önceden planlanması ve organize edilmesi, bu planlama yapılırken yüksekten düşme ile ilgili hususlara acil durum planında yer verilmesi” şeklindeki mevzuat hükümlerine uyulmamıştır.

c) Davacı işçinin çalışma koşulları ve malzemeleri davalı işverenin saha görevlisi veya mühendislerince gerekli ve yeterli şekilde kontrol ve denetime tabi tutulmamıştır. Gerekli, kontrol ve denetimler yapılmış olsaydı davacı işçinin ne kadar güvenliksiz ve riskli şartlarda çalıştığı tespit edilerek gerekli önlemler de alınabilecek idi.

d) Davacı işçiye yüksekte çalışmayla ilgili tehlike ve riskler konusunda bilgilendirme yapılmamıştır.

e) Davacı işçinin kullandığı seyyar merdivenin koşullara uygunluğu, sağlamlık ve yeterliliği kontrol ve denetime tabi tutulmamıştır.

f) Davacı işçinin kullandığı iş elbise ve ekipmanları iş sağlığı ve güvenliğine uygun olarak temin edilmemiştir. Öyle ki davacı işçi iş elbisesi kullanmamakta, üzerinde günlük kıyafetleri bulunmaktadır. Davalı işverence bu donanım ve ekipman temin edilmemiştir.

Öte yandan Yargıtay uygulamasına göre işveren, işçileri işyeri tehlikelerine karşı uyarmakla yetinmemeli, tehlikelere karşı alınmış önlemlere uymaya da zorlamalıdır. Yine işveren, işçilerin görevli bulunmadıkları işlerde, kendi bilgisi dışında çalışmaları nedeniyle doğacak tehlikelere karşı da gerekli önlemleri almalıdır.

İşverenin evleviyetle iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği koşullarını sağlaması gerektiği açıkça anlaşılmaktadır. İşverenin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği bir durumda işçilerin sorumluluğundan bahsedilemez.

Bu anlamda çalışanların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülükleri tali kalmaktadır. ZİRA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ KOŞULLARIN ÖNCELİKLE İŞVEREN TARAFINDAN OLUŞTURULMASI GEREKİR Kİ ÇALIŞANLAR SÖZ KONUSU KOŞULLARA UYSUN VEYA DEVAM ETTİRSİN. Nitekim 6331 sayılı Kanunu’nun 4. maddesinin 3. bendinde “Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri işverenin sorumluluklarını etkilemez.” hükmü bunu açıkça ortaya koyar niteliktedir.

Arz ettiğimiz türden güvenlik önlemlerinin davalı işverence alınması gerekirken, işçi sağlığı ve güvenliğini hiçe sayarak yasal zorunlulukların yerine getirilmemiş olması dava konusu iş kazasının meydana gelmesine sebebiyet vermiştir. Tüm bunlar iş kazasında davalı işverenin tam kusuru ve sorumluluğu olduğunu ortaya koymaktadır.

F) MADDİ TAZMİNAT TALEBİMİZE DAİR AÇIKLAMALARIMIZ;

Hâlihazırda müvekkil davacı işçi geçirmiş olduğu ameliyatlara her iki elini ve sağ dizini eskisi gibi kullanamamaktadır. Davacı işçi gerek el bileklerindeki gerekse dizindeki ağrılar nedeniyle 14.12.2015 tarihinde emekli olmuştur. Zira çalışmakta oldukça zorlanmaktadır. Nitekim SGK Bölge sağlık Kurulundan alınan rapor ile davacının sürekli iş göremez duruma geldiği açıktır.

Tazminat hesabına esas ücretin belirlenmesi aşamasında; İŞ KAZASI TARİHİ OLAN … TARİHİ İLE EMEKLİLİK TARİHİ OLAN … TARİHLERİ ARASINDA davacı teknisyen sıfatıyla aktif olarak çalışmakta olduğundan, maaş bordrosunda görünen (süreklilik arz eden yan ödemeler dahil) ücretin baz alınması gerekmektedir. Zira aktif dönem zarar hesabında davacının bilinen gerçek gelirine göre hesaplama yapılması Yargıtay’ın yerleşik içtihadı gereğidir. Buna karşılık davacı 14.12.2015 tarihinden sonra emeklilik hayatı yaşamaya başladığından pasif dönem zararının hesaplanmasında AGİ’siz net asgari ücret’in baz alınması gerekmektedir.

Tüm bu sebeplerle dava konusu iş kazası sonucu fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik geçici iş göremezlik zararı olarak 100,00 TL; sürekli iş göremezlik zararı (efor tazminatı) olarak 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 10.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı işveren şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmekteyiz.

G) MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZE DAİR AÇIKLAMALARIMIZ;

Müvekkil davacı, maruz kaldığı iş kazası sonrasında her iki el bileği alçıya alınmış, ağrılar üzerine ameliyat geçirmiştir. Davacı her iki el bileğindeki kısıtlılık nedeniyle kendi günlük bakım ve ihtiyaçlarını karşılayamamıştır. Fizik tedavi ve iyileşme süreci uzun sürmüş ve bu süreçte bakıma muhtaç durumda kalmıştır.

Geçirdiği ameliyatlar ve sancılı tedavi süreci nedeniyle oldukça zor günler geçiren davacı işçi, psikolojik olarak da yıpranmıştır. Öte yandan vücudunun eski haline hiçbir zaman kavuşamayacağını bilmek davacı açısından kabullenmesi zor bir travmadır.

Kaza sonrasında bilekleri eski haline gelememiş ve sürekli ağrı yapmıştır. Halen bileklerini tam döndürememekte ve tam olarak kullanamamaktadır. Yine sağ dizinden iki kere ameliyat olmak zorunda kalmış, buna rağmen dizi de eski sağlığına kavuşamamıştır. Vücudundaki ağrılar ve eski sağlığına kavuşamaması çalışma performansını olumsuz etkilemiştir. Bu nedenle müvekkil davacı 14.12.2015 tarihinde 49 yaşında erken emekliliğe ayrılmıştır.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan bir işçi tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle önüne gelen bir uyuşmazlıkta “.. hükmedilen manevi tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Bunun yanında olayın  işverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği..” görüşünü yansıtmıştır. (Delil listesi A-9; Yargıtay 21. HD.’nin 06.04.2009 tarih ve 2008/14826 Esas- 2009/5002 Karar sayılı ilamı)

İzahına çalıştığımız tüm bu sebeplerle iş kazası olayında davalı işverenin tam ve asli kusurunun olması, davacının kaza sonrası sürekli iş göremezliğe uğraması, maluliyet oranı, olay tarihindeki yaşı gibi hususlar nazara alınarak; davacı işçinin iş kazası nedeniyle yaşadığı acı ızdırap, psikolojik çöküntü ile süregelecek olan manevi sıkıntılarını az da olsa telafi edebilmek için 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı işveren şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmekteyiz.         

 

HUKUKSAL NEDENLER    : BK, 4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, … tarih ve 28786 sayılı Yapı İşlerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetmeliği, HMK, v.s. yasal mevzuat.

DELİLLER                             : Dava dilekçemize ekli delil listesi ekinde sunulmuştur.

NETİCE-İ TALEP                  : Yukarıda sunulan nedenler muvacehesinde ve yargılama sırasında toplanacak deliller ışığında; talep edilen maddi tazminatın miktar ve kapsamının yargılamaya muhtaç olması sebebiyle iş bu davanın açıldığı tarihte talep edilen maddi tazminat miktarının ya da değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilme imkanının bulunmaması nedeniylefazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakkımız ile maddi tazminat alacağının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtilen talebin arttırılması hakkımız saklı kalmak kaydı ile- 6100 sayılı HMK’ nın 107/1 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak ikame ettiğimiz davanın kabulü ile;

1) Dava konusu iş kazası sonucu davacıda oluşan geçici iş göremezlik zararı olarak şimdilik 100,00 TL; sürekli iş göremezlik zararı (efor tazminatı) olarak ise şimdilik 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 10.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı işveren şirketten tahsiline,

2) Davacının iş kazası nedeniyle yaşadığı acı, ıstırap, psikolojik çöküntü ile süregelecek olan manevi sıkıntılarını az da olsa telafi edebilmek için … TL manevi tazminatın olay tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı işveren şirketten tahsiline,

4) Yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıyla tahmiline karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz. tarih

                                                                                                              Davacı Vekili

EKİ;

1) Delil listesi ve ekleri

2)Vekâletname ve yetki belgesi

                                                            DELİL LİSTESİ

A) DİLEKÇEMİZ EKİNDE SUNULAN DELİLLER;

1) İşveren tescil sorgulama belgesi – SGK Hizmet döküm kaydı,

2) SEAH’nin … tarih ve … protokol nolu adli raporu,

3) Özel … Hastanesi … tarihli ameliyat epikriz raporu

5) … Acil Yardım Hastanesi ameliyat epikriz raporu,

6) … Medical Park Hastanesi ameliyat epikriz raporu,

7) İş kazası tespiti yapılması talebimizi havi … tarihli başvuru dilekçesi,

8) Sağlık Kurulu Kararı,

9) Yargıtay 21. HD.’nin 06.04.2009 tarih ve 2008/14826 Esas- 2009/5002 Karar sayılı ilamı,

10) Davacının maaş hesap döküm cetveli,

B) 6100 SAYILI HMK’NIN 121. MADDESİ GEREĞİNCE TENSİPLE BİRLİKTE BAŞKA YERLERDEN GETİRTİLMESİNİ TALEP ETTİĞİMİZ BELGE VE DOSYALAR;

1) SGK İl müdürlüğü tahkikat dosyası, ( İş kazası tespiti ve meslekte kazanma gücü kayıp oranına dair)

2) Davacının tüm tedavi evraklarının … Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile … Acil Yardım Hastanesi, … Özel … Hastanesi ve … Medical Park Hastanesi’nden celbi,

3) SGK Sakarya İl müdürlüğünden davacı işçiye geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapıldığı ise miktarının sorulması; yine davacıya iş kazası sebebiyle gelir bağlanmış ise ilk PSD ile SYZ’nin sorulması,

4) Davacının iş yeri özlük dosyası ile maaş bordrolarının davalı işverenlikten celbi,

5) Adana … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyası,

C) TOPLANMASINI İSTEDİĞİMİZ SAİR DELİLLER;

1)  Tanık anlatımları (Tanık isim ve adresleri bilahare bildirilecektir.)

2) Bilirkişi incelemesi, ( Kusur, maluliyet ve maddi tazminat talepleri yönünden)

3) Keşif, Ant ve İkamesi mümkün her türlü yasal delil.  

                                                                                                                                                                                     Davacı  Vekili

Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

İş Kazası Belirsiz Alacak Dava Dilekçesi -9-

ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE

-İhtiyati Haciz Taleplidir-

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI :

KONU: Alacak Davası(16.487,50 TL)

AÇIKLAMALAR    :

1. Müvekkil Kurumda 2.2550.01.1060823.031 sicil sayılı dosyada ‘…………….İm.İt.İhr.San.Tic. Ltd. Şti’ adına işlem gören ve ……………. adresinde faaliyet gösteren işyerinde çalışan …………………. T.C. kimlik numaralı A….. D……’nun hak sahiplerine, 29.10.2015 günü geçirdiği iş kazası sonucunda müvekkil kurumca 01.12.2015 onay tarihli 35.333,07  TL peşin sermaye değerli gelir bağlanmış, 5.436,68 TL sağlık yardımı yapılmış ve 449,00 TL cenaze ödeneği ödenmiş olup toplam kurum zararı 41.218,75 TL’yi bulmuştur.

2. Olay günü sigortalı A…… D…….. hurdaya ayrılacak boru şeklinde bir demir parçası üzerinde çalışırken, söz konusu borunun içine bakmaya çalıştığı esnada kafasına demir parçasının saplanması sonucu yaralanmıştır. Olaydan sonra hastaneye kaldırılan sigortalı hastanede tedavi gördüğü sırada vefat etmiştir.

3. Kaza olayı ile ilgili olarak SGK Müfettişi ……… tarafından düzenlenen ……… tarih ve …….. sayılı rapor ve ekindeki ifade tutanaklarına göre; ………..İm.İt.İhr.San.Tic. Ltd. Şti adına işlem gören ve …………. adresinde faaliyet gösteren işyerinin 5510 sayılı Kanunun 11 nci maddesi kapsamında işyeri, ………….. T.C. kimlik numaralı A… D…’nun 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı niteliğine sahip olduğu ayrıca A…. D……..’nun maruz kaldığı …… tarihli kaza olayının, 5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının ‘a’ ve ‘b’ bentleri kapsamında iş kazası olayı olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiş olup işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin koruyucu ve önleyici tedbirleri almayan, denetim ve gözetimde bulundurma yükümünü ihlal eden işveren ……..İm.İt.İhr.San.Tic. Ltd. Şti’nin kazanın oluşumunda  kusurlu olduğu saptanmıştır.  

4. Müvekkil Kurumun talep edebileceği miktarın; mahkemece yaptırılacak kusur araştırması ve sigortalının işverenden isteyebileceği tutarın bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilmesi sonrası belirlenebilecek olması nedeniyle 6100 sayılı H.M.K.’nun 107.maddesi gereği alacağımızın tespiti ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere toplam 41.218,75 TL Kurum zararının şimdilik 16.487,50 TL’sinin gelir bağlama onay ile masraf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile  birlikte davalıdan alınması için  iş bu davayı açmamız gerekmiştir.

HUKUKİ NEDENLER    : 5510 sayılı yasa 13 ve 21. md., İş Kanunu,  İ.S.İ.G.T., ilgili mevzuat.   

HUKUKİ DELİLLER :

1. ………… tarih ve ………  müfettişi raporu ve eki tutanaklar(Eklidir)  

2.Gelir bağlama kararı (Eklidir)  

3.Peşin sermaye değerleri tablosu (Eklidir)

4.Ödenek belgeleri (Eklidir)  

5. Her türlü yasal delil.

SONUÇ VE İSTEM         : 1. Müvekkil Kurum alacağının tahsilinin imkansız hale gelmesi ihtimaline binaen 5502 sayılı Yasanın 35.maddesi uyarınca teminatsız olarak, davalılar adına tespit edilecek kayıtlı gayrimenkuller ve motorlu araçlar üzerine ihtiyati haciz konulmasına,

2. Yukarıda sunulan nedenlerle, kusur ve miktar bakımından fazlaya ilişkin dava ve istem hakkımız ile yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacak kusur durumuna göre 6100 sayılı HMK’nın 107.maddesi gereğince talebimizi arttırmak hakkımız saklı kalmak kaydıyla toplam 41.218,75 TL Kurum zararının şimdilik 16.487,50 TL’sinin gelir bağlama onay ile masraf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan ve yargılama sırasında kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğu tespit edilecek kişilerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini vekaleten saygıyla dileriz.

DAVACI VEKİLİ

İş Kazası Alacak Davası Dilekçesi -10-

ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ’NE

İHTİYATİ HACİZ TALEPLİDİR

DAVACI:

VEKİLİ: Av.

DAVALI:

KONU: İş Kazasından Kaynaklı Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat Davası

HARCA ESAS DEĞER        : 50.100 TL

AÇIKLAMALAR     :

Müvekkil, 18.10.2014 tarihinde çalışmakta olduğu davalı şirkete ait iş yerinde, iş yerine ait yapıştırma makinesinde çalıştığı esnada rolün üzerine pislik gelmiş ve pisliği almak için elini uzattığı esnada sağ kolunu makineye kaptırmıştır. Bu iş kazası sebebiyle davalı şirket tarafından, müvekkile maddi ve manevi tazminat ödenmesi gerekmektedir.

Kazanın oluşumunda davalı şirket yetkilileri, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca gerekli tedbir ve önlemleri almamıştır. Nitekim müvekkilimin çalıştığı makinenin bakım ve ayarının düzenli yapılmaması, davalı şirket yetkililerin çalışmaların iş güvenliği hususlarına uygun şekilde yapılması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği, alınacak önlemler konusunda yeterince uyarmadığı, işi devamlı surette fenni yeterliliği bulunan kişilerin teknik gözetimi ve sorumluluğu altında yürütmediği ve ihmalkar davranıldığı için davalı şirket yetkilileri kusurludur. Keza bu iddiamız, … Raporunda da davalı şirketin %80 oranında kusurlu bulunuşu ile ispatlanmıştır.

Müvekkil kazada yaralanmış, Devlet Hastanesi’nde tedavi görmüştür. Davaya konu kaza sonucu sakatlanan müvekkil, geçici olarak genel çalışma gücünü kaybetmiştir.  Kaldı ki müvekkilin kaza tarihinden itibaren çalışamadığı günlerden dolayı müvekkilin zararının giderilmesini talep etmekteyiz. Şu aşamada gerçek zararın tespit edilmesi mümkün olmadığından öncelikle; Geçici Çalışma Gücü Kaybının tespit edilmesi ve çalışamadığı günlerdeki gelir kaybının tespitini ve bu tam çalışamadığı aylar için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50 TL ve çalışma gücünde meydana gelecek kaybından dolayı meydana gelen efor kaybının, ekonomik geleceğinin sarsılmasının, sakatlıktan sonra yapamayacağı ve tam olarak yapamayacağı meslek grupları da dikkate alınarak, hesap bilirkişisi aracılığıyla maddi tazminatın hesap edilerek fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50 TL toplamda 100 TL maddi tazminat (Belirsiz Dava) talep etmek için iş bu davanın açılması zorunluluğu doğmuştur.

Davalı şirketten 50.000 TL manevi tazminat talebimiz bulunmaktadır. Davalı şirket yetkililerinin gerekli tedbirleri almayarak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği ve müvekkilde meydana gelen sakatlığın günlük hayatındaki aktiviteleri etkilemiş olduğu dikkate alındığında talep edilen manevi tazminat ölçülü olup, hakkaniyete uygundur.

Müvekkilin sosyal ve ekonomik seviyesi, davalı şirketin kazanç ve kusur durumları ile müvekkilin çektiği acılar gözetildiğinde talep olunan manevi tazminat miktarı hakkaniyet olgusu ile bağdaşmaktadır. Zira Yargıtay kararlarına göre; manevi tazminatın amacı, zarara uğrayan kişinin duyduğu acıyı bir nebze olsun yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarmak, bir teselli, bir savunma ve ruhu tatmin etmektir. Hakim, manevi tazminat miktarını tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve adalete uygun olarak takdir etmelidir. Takdir edilecek tutar, manevi tazminatın miktarını etkileyecek özel hal ve şartlar da göz önünde tutularak, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Gelişen dünyada ve tazminat hukuku sisteminde, manevi tazminatın bir amacı da tazminat yükümlüsünü tedbir almaya teşvik etmek ve tedbirsiz davranmaktan men etmek ve alıkoymaktır.

Davalı şirketin ticari iş yürütmesi sebebiyle borçlarının da ticari oluşu dikkate alındığında müvekkil lehine hükmedilecek tazminata, avans faizi işletilmesi gerektiği açıktır.

Yukarıda açıklanan ve re’ sen dikkate alınacak nedenler ile müvekkilimin mağduriyetinin giderilmesi için sayın mahkemenize başvurma zorunluluğu hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER: 4857 Sayılı Kanun, 5510 Sayılı Kanun ve İlgili Mevzuat.

KANUNİ DELİLLER:

Sosyal Güvenlik Kurumu Bünyesinde Yürütülen Tahkikat Evrakları,

Devlet Hastanesi Bünyesinde İş Kazasından Dolayı Müvekkile Ait Sağlık Kurul Raporları Ve Tedavi Evrakları,

Sek Araştırmaları, Maaş Bordroları, Tanık, Bilirkişi, Keşif, Yemin ve İkamesi Mümkün Olan Her Türlü Kanuni Delil. Davalı şirket tarafından ibraz ve ikame edilecek delillere karşı beyandan bulunmak, gerektiğinde mukabil delil sunmak hakkımız saklıdır.

NETİCE-İ TALEP: Sayın mahkemenizden, yukarıda açıklanan ve re’sen nazara alınacak nedenler ile;

1. Davalı şirket üzerine kayıtlı araç ve gayrimenkullerin kayıtları üzerine üçüncü şahıslara devir ve satışlarının önlenmesi için karar kesinleşinceye kadar teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına,

2. Fazlaya ait ve munzam zarardan kaynaklanan alacağımız saklı kalmak kaydıyla davamızın KABULÜ ile müvekkil için şimdilik 100 TL maddi tazminat, 50.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 50.100 TL’nin davalı şirketin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini davacı vekili olarak talep ederim.

Davacı Vekili

Ölümlü İş Kazası Dava Dilekçesi -11-

ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİNE

İHTİYATİ TEDBİR/HACİZ İSTEMLİDİR.

DAVACILAR               :

VEKİLİ                         :

DAVALILAR               :

DAVA KONUSU          :İş Kazası Nedeniyle Maddi- Manevi Tazminat Davası (HMK m.107 Belirsiz Alacak Davası)

Meydana gelen ölümlü iş kazası dolayısıyla yakınlarını kaybeden davacıların, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun m.107 yarınca toplanacak delillere kadar Fazlaya ve Faize İlişkin Haklarımız Saklı Kalmak Kaydıyla şu an itibarı ile;

200 TL Cenaze Ve Defin(Yıkama, mezar kazma, mezar taşı ilan, cenaze nakil ücretleri ile din ve yerel adeti gereği yapılan merasimler) GİDERLERİ,

100 TL Ölüm hemen gerçekleşmediğinden tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan KAYIPLAR,

300 TL DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATIOLMAK ÜZERE TOPLAM 600,00 TL MADDİ TAZMİNAT (Belirsiz Alacak Davası) ve 400.000,00 TL MANEVİ TAZMİNAT Talebimizin iş kazası tarihi olan 27/03/2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemidir.

HARCA ESAS DEĞER : 400.600,00 TL (İş Kazası Nedeniyle Maddi- Manevi Tazminat)

AÇIKLAMALAR

İŞ KAZASININ OLUŞU:

1- Davacı Müvekkillerin yakını müteveffa XXX, davalılardan San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nde SGK sicil numarasıyla, kalıpçı ustası olarak çalışmakta iken … tarihinde Adana … Müdürlüğü Hizmet Binasının yapım işinde şantiye alanında çalışmakta iken düşerek iş kazası geçirmiş Adana … Hastanesinde tedavi gördüğü esnada … tarihinde vefat etmiştir.

DAVALILAR ARASINDAKİ ASIL İŞVEREN- ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ:

2- Gerçekleşen iş kazası neticesinde Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca resen soruşturma başlatılmış XXX soruşturma numarasıyla soruşturma devam etmektedir. Soruşturma kapsamında şüpheli olarak müteveffa  XX bağlı olarak çalıştığı XXX San. Ve Tic. Ltd. Şti. Sahibi XXX ifadesi alınmıştır. XXX ifadesinde; İl Emniyet Müdürlüğü binasının kaba işlerini bina yapımını alan firmaya taşeron olarak yaptıklarını beyan etmiştir.

Adana … Müdürlüğü tarafından XX İhale Kayıt numarası ile ihale edilen Adana … Müdürlüğü Hizmet Binasının yapım işini https://ekap.kik.gov.tr/…. adresinde yayımlandığı üzere XX Anonim Şirketi almış … tarihinde idare ile sözleşme imzalanmıştır. Dolayısıyla XX Müdürlüğü’nün yapım işinde asıl işveren XX Anonim Şirketi olup, YYY  San. Ve Tic. Ltd.. Şti. Alt işverendir.

”…Genellikle “alt işveren” sıfatı ile piyasada bulunan ve daima işyeri değiştiren kimselere, özellikle müteahhit ile taşeron ilişkisinin görüldüğü inşaat sektöründe rastlanmaktadır. Alt işverenler genellikle nitelikli olmayan ve beyin gücünden ziyade fiziki güce dayalı olarak çalışan işçileri çalıştırdıklarından dolayı işçi bulmakta zorlanmamakta ve neredeyse her aldıkları işte farklı işçiler çalıştırmaktadırlar. İşsizliğin yüksek olduğu ülkemizde, bu şartlarda çalışmayı arzu eden kimseleri bulmak da hiç zor olmamaktadır. Her aldığı işte farklı işçileri çalıştıran alt işverenler ile çalıştırdıkları işçiler arasında uyuşmazlıklar çıktığı takdirde, genel itibari ile işçilerin mağdur olma risk ve ihtimali artmaktadır. Zira sık sık işyeri değiştiren alt işverenin işçilerinin, haklarını tam olarak alamadıkları takdirde, alt işverenleri bulmakta ve alacaklarını tahsil etmekte güçlük çektiği görülmektedir. İşçilerin mağdur konumunda kalmalarına elbette ki kanun koyucu sessiz kalmamış ve işçilerin alacaklarının tehlikeye düşmesini engellemek amacıyla, bunların ifa ettikleri işte yararı bulunan işverenleri de alt işveren ile birlikte sorumlu tutmuştur.1 …” CANBOLAT, s. 13-14.’te asıl işveren- alt işveren ilişkisinin yoğun olarak inşaat sektöründe olduğu belirtilmiştir.

DAVALILARIN MÜŞTEREKEN VE MÜTESELSİLEN SORUMLULUĞU

3- İş Kazası Meslek Hastalıklarından Doğan Tazminat Davalarında Asıl İşverenle Alt İşverenin Müteselsilen Sorumlu Olduklarına İlişkin Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/20337 Esas- 2017/6431 Karar 18.09.2017 tarihli kararında:

”… Yukarıda da işaret olunduğu üzere, Asıl işveren ile alt işverenin birlikte sorumluluğu “müteselsil sorumluluktur”. Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte İş Kanunu’nun 2.maddesinin 6.fıkrası gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde mirasçıları tazminat davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler…” denilerek işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte asıl işverenin müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları belirtilmiştir.

KUSUR:

4- 6331 sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu 22/2 uyarınca:

Altı aydan fazla süren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde;

a)Asıl işveren ve alt işveren tarafından ayrı ayrı kurul oluşturulmuş ise, faaliyetlerin yürütülmesi ve kararların uygulanması konusunda iş birliği ve koordinasyon asıl işverence sağlanır.

b) Asıl işveren tarafından kurul oluşturulmuş ise, kurul oluşturması gerekmeyen alt işveren, koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar.

c) İşyerinde kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren, alt işverenin oluşturduğu kurula iş birliği ve koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar.

ç) Kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren ve alt işverenin toplam çalışan sayısı elliden fazla ise, koordinasyonu asıl işverence yapılmak kaydıyla, asıl işveren ve alt işveren tarafından birlikte bir kurul oluşturulur.

(3) Aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla kurulun oluşturulması hâlinde işverenler, birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek kurul kararları hakkında diğer işverenleri bilgilendirir.” denilmektedir.

Yapı İşlerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetmeliği’nin İşverenlerin yükümlülükleri düzenleyen 5. maddesinde:

İşveren, yapı işlerinde, Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen yükümlülüklerinin yanında özellikle aşağıdaki hususları sağlar;

..ğ) Alt işverenler ve kendi nam ve hesabına çalışanlar arasında işbirliğini,

..(2) Yapı alanında uygun sağlık ve güvenlik şartlarının devamının sağlanması için, işveren ve alt işverenler;

a) Özellikle birinci fıkranın uygulanmasında Ek-4’te belirtilen asgari şartları dikkate alarak uygun tedbirleri alırlar.

b) Sağlık ve güvenlikle ilgili konularda sağlık ve güvenlik koordinatörlerinin uyarı, tespit ve talimatlarını dikkate alırlar.

(3) İnşaatta yapılan çalışmalara bizzat katılmaları halinde işveren ve alt işverenler, yapı alanındaki uygun sağlık ve güvenlik şartlarının sürdürülmesi için, sağlık ve güvenlik koordinatörlerinin sağlık ve güvenlikle ilgili konularda görüş ve önerilerini dikkate alır. İşveren ve alt işverenler;

a) Kanunun 19 uncu maddesine,

b) 25/4/2013 tarihli ve 28628 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliğinin 6 ncı maddesi ile aynı Yönetmeliğin eklerinde belirtilen ilgili hükümlere,

c) Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmeliğin 5 inci maddesi, 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (ğ) bentleri ile 7 nci maddesine, uygun olarak hareket etmek zorundadır…” denmektedir .

Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin Çalışanların sağlık ve güvenliğine ilişkin 35. maddesinde;

”…Yüklenici, bütün giderleri kendisine ait olmak üzere, sözleşme konusu işin yürütülmesi sırasında iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı uyarınca alınması zorunlu olan iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirleri almakla yükümlüdür.” denmektedir .

Yukarıda belirttiğimiz 6331 sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu, Yapı İşlerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetmeliği, Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve sair mevzuat hükümleri uyarınca asıl işveren ve alt işverenin her ikisinin birlikte iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı uyarınca alınması zorunlu olan iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirleri almakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. İş kazasının meydana gelmesinde kusur tamamen davalılara ait olup davalı asıl işveren ve alt işveren ilgili mevzuatta yer alan işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin yükümlülüklerine aykırı davranmıştır.

Davalılar 4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunu ve bu kanunlara dayanak olarak çıkarılan iş sağlığı ve güvenliği tüzük ve yönetmelikleri çerçevesinde alması gereken tedbirleri yükümlülüklerine aykırı olarak almamıştır. Mevzuata göre işveren, iş yerinde işçilerin sağlığını korumak, iş güvenliğini sağlamak için gerekli bütün tedbirleri almak, alınan ve alınacak tedbirlerin denetimlerini yapmak, işçilerin yapacağı işlerle ilgili mesleki riskleri belirleyerek gerekli uyarıları yapmak, yapılacak işle ilgili eğitimler vererek talimatlar doğrultusunda yapılmasını sağlamak zorundadır. Böyle olmasına rağmen davalı şirketler,işçilere karşı olan bu yükümlülüklerini yerine getirmemiş, gerekli çalışma alanını, iş güvenliğini temin etmemiş ve kazazede müvekkilin görevlere uyup uymadığını denetlememiştir. Kazazede müvekkilin iş sağlığı ve güvenliği için gerekli herhangi bir doküman sağlamamıştır.

Müvekkilin inşaat alanının zeminden yaklaşık 10,54 metre yükseklikteki 1. Katında çalışığı esnada paraşüt kemeri, halat gibi güvenlik ekipmanlarının hiçbirinin bulunmayışı, İşveren Şirketlerin bahse konu kazanın meydana gelmesinde yüzde yüz kusurluluğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Kazanın meydana gelmesinde müteveffaya atfı kabil bir kusur bulunmamaktadır. Zira gerek İş Kanunu gerekse İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve yönetmelikleri ve ortak hayat tecrübeleri uyarınca gerekli güvenlik tedbirlerini almadığı ve denetimi yapmadığı, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmediği, gerekli eğitimi vermediği ve yine gerekli makineler, tesisat, araç ve gereçler bulundurmadığı için davalı işverenler, kazanın oluşmasında sorumlu ve %100 kusurludur.

Mahkemenizce yapılacak yargılama sürecinde toplanacak deliller, dinlenecek tanık beyanları, keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu davamızın haklılığı ve işverenin %100 kusurluluğu kanıtlanacaktır.

DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI ,TEDAVİ GİDERLERİ, CENAZE VE DEFİ MASRAFLARINA DAİR MADDİ VE MANEVİTAZMİNAT İSTEMİMİZ :

5- a)Maddi Tazminata Dair Açıklamalarımız

Borçlar Kanununun 53. Maddesi gereği maddi tazminat taleplerimiz bulunmaktadır.

Şöyle ki; Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:

1. Cenaze giderleri

2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.

3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.

TBK m.53/1.fıkra gereğince cenaze gideri olarak; cenazenin nakli, mezarlık, yemek, okuma ve mutat giderler de maddi kayıplar kapsamındadır. Bu sebeple fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesinden sonra artırılmak üzere şimdilik davacı müvekkilller XX  50 TL cenaze giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinintalep edilmesi gereği hasıl olmuştur.

TBK m.53/2. fıkra gereğince tedavi gideri olarak;Müteveffanın kazayı yaşadığı tarih olan 27.03.2020 ile ölümünün gerçekleştiği tarih olan 02.04.2020 tarihi arasında bilfiil hastanede tam teşekküllü bir tedavi görmüş ve bazı masraflar yapılmak zorunda kalınmıştır. Bu sebeple her bir davacı için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesinden sonra artırılmak üzere şimdilik 25’er TL’den 100 TL Tedavi gideri olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinintalep edilmesi gereği hasıl olmuştur.

TBK m. 53/3. fıkrada öngörüldüğü üzere destekten yoksun kalma tazminatı da maddi tazminat istemlerimiz arasındadır. Öncelikle belirtmek gerekir kidestekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için; işçinin destekten yoksun kalan kişilere hayattayken bakabilecek güçte olması ve tazminat talebinde bulunan kişilerin işçinin yardımına gerçekten muhtaç olması gerekmektedir. Somut olayda da bu şartlar sağlanmaktadır. Şöyle ki; destek 29 yaşında olup 01.06.2010 tarihinden beri çeşitli işverenliklerde işçi olarak özen ve titizlikle çalışmış olupişinin ehli ve uyumlu biri olması sebebiyle tabiri caizse aranan bir eleman olduğundan dolayı uzun süre boşta kaldığı bir dönem hiç olmamıştır. Bu durum da göstermektedir ki müteveffa sağlığında ailesine (eşi ile çocuğuna) ve anne-babasına manevi desteğinin yanı sıra maddi destek konusunda da sıkıntı çekmemekte, her türlü desteği sağlamaktadır. Bu durum göz önüne alınarak davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı olarak her bir davacı için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesinden sonra artırılmak üzere şimdilik 75’er TL’den 300 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinintalep edilmesi gereği hasıl olmuştur.

b) Manevi Tazminata Dair Açıklamalarımız :

Öncelikle belirtmek isteriz ki müteveffa XXX 1991 doğumlu olup ölümünün gerçekleştiği tarih olan 02.04.2020 tarihinde henüz 29 yaşında, iki yıl önce evlenmiş ve 1 yaşını henüz doldurmamış bir kız çocuk babasıdır. Kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığı bu elim kazada ne yazık ki hayatını kaybetmiştir. Müvekkil anne XX ve müvekkil baba XX bu elim kazada çok sevdikleri oğullarını kaybetmekle kalmamış; her zaman yanlarında olan, onlara sahip çıkan, ihtiyaçlarını karşılayan, en yakınlarında olan oğullarını kaybetmenin acısıyla tabiri caizse yıkılmış, yaşama küsmüşlerdir. Akrabalarının tabiriyle bu acı karşısında adeta yaşayan ölü durumuna gelmişlerdir. Aynı zamanda müteveffanın eşi olan davacı müvekkil XXX, yeni evlendiği eşinin vefatı ile yaşadığı üzüntü bir yana henüz bebek olan evladı ile yalnız kalmıştır. Hayatın olağan akışına uygun olarak da anlaşılacağı üzere bu elim kaza sonucu eşini kaybetmiş yeni evli bir kadın olarak hayatı tamamen değişmiş deyim yerindeyse cehenneme dönmüştür. Küçük XXX ise henüz 1 yaşında bile değilken, hayatı boyunca yerini dolduramayacağı babasından mahrum kalmış, bu küçük yaşında tarifi imkansız zorluklara ve üzüntülere yol açacağı ortada olan bir hayata başlamak zorunda bırakılmıştır. Müvekkillerin bu travma sonrası acılarını kelimelerle tarif etmemiz avukatları olarak mümkün değildir. Müvekkiller yaşamlarına devam edebilmek adına psikolojik yardım almak zorunda kalmışlardır. Yargılamanın aşamalarında dinleteceğimiz tanık beyanları ve sunacağımız delillerle beyanlarımızın doğru olduğu açıkça görülecektir.

Arz ve izaha çalıştığımız nedenlerle davacı müvekkillerin yaşamış oldukları ve muhtemelen hayatları boyunca yaşayacakları sıkıntıların bir nebze olsun rahatlatılabilmesi adına zenginleşme amacı gütmeksizin ve davalıların güçlü durumu da göz önüne alınarak, hak ve nesafet ölçüleri gözetilerek davacı müvekkilller XX için 100.000,00 TL, küçük XX için 100.000,00 TL, XX için100.000,00 TL, XX için100.000,00 TL olmak üzere400.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmek gerekmiştir.

İHTİYATİ TEDBİR/HACİZ İSTEMİMİZ

6- Yargılama konusu somut olayda, haksız bir fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği açıktır. Yalnızca şu aşamada iş kazasının meydana gelmesinde kusurun aidiyeti ve oranı çekişmelidir. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale gelir. Bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup, tazminat taleplerimiz ile orantılı ve davalı şirketlerin ticari hayatını etkilemeyecek biçimde “tedbirde ölçülülük” ilkesine uygun bir ihtiyati hacze karar verilmesini talep ederiz.

Yargıtay 21.HD., 06.03.2013 T., 2013/3708 E., 2013/4084 K. Nolu Kararında:

”…Somut olayda, davacıların eşi ve babası olan 23.9.1989 doğumlu Serkan Çatalkaya’nın inşaatta kalıpçı ustası olarak çalışırken 04.07.2011 tarihinde meydana gelen iş kazasında öldüğü, davalılardan Doğa Gayrimenkul Gel.İnş.Taah.Paz.Tur ve Tic.Ltd.Şti’nin işveren diğer davalının ise alt işveren olduğu dosya içerisinde mevcut belgelerden anlaşılmaktadır.

İİK’nun257/1 maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu nedeniyle ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmış iken 2. bentte vadesi gelmemiş borçtan dolayı hangi hallerde ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmıştır. Dava konusu olayda haksız fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği açık olup yalnızca iş kazasının meydana gelmesinde kusurun aidiyeti ve oranı çekişmelidir. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale gelir. Mahkemece, geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz mahiyetindeki tedbir talebinin kabulü gerekirken, davacının isteği ile ilgili niteleme ve hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek ihtiyati tedbir koşulları tartışılarak talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…” denmiş.

YARGITAY 21. Hukuk Dairesi ESAS: 2015/13677 KARAR: 2015/16643 Nolu Kararında:

”.. Davacıların murisinin davalılardan Ermenek C… Linyit Kömür İşletmeleri Ltd. Şti. ile H… Madencilik Enerji Nak. İnş. San. Tic. Ltd.Şti’ne ait maden işletmesinde 28.10.2014 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat ettiği anlaşılmaktadır.

İİK’nun 257/1 maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu nedeniyle ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmış iken 2. bentte vadesi gelmemiş borçtan dolayı hangi hallerde ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmıştır.

Somut olayda, haksız bir fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği açıktır. Sadece maluliyet oranı ve kusur durumu çekişmelidir. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale gelir. Bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup, mahkemece davacının ihtiyati haciz isteminin hangi alacaklara ve taşınmaz veya taşınmazlara ilişkin olduğu somut olarak açıklatıldıktan sonra, davacının tazminat talebi ile orantılı ve davalı şirketin ticari hayatını etkilemeyecek biçimde “tedbirde ölçülülük” ilkesine uygun bir ihtiyati hacize karar verilmesi gerekirken, bu ilkelere uygun düşmeyecek biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir..” denilerek iş kazasından kaynaklı açılan tazminat davalarında ihtiyati haciz koşullarının gerçekleştiği ve talep yönünde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği içtihat edilmiştir.

Yargılama konusu olayda; Adana … Müdürlüğü tarafından XX İhale Kayıt numarası ile ihale edilen Adana XX  Müdürlüğü Hizmet Binasının yapım işini https://ekap.kik.gov.tr/XXX adresinde yayımlandığı üzere XX Anonim Şirketi almış, XX tarihinde idare ile sözleşme imzalanmıştır. XX Anonim Şirketi ihale ile almış olduğu emniyet binası yapım işini taşeron- alt işveren XX San. Ve Tic. Ltd.. Şti.’ye yaptırdığından XX Müdürlüğü’nün yapım işinde asıl işveren XX Anonim Şirketi olup,XX San. Ve Tic. Ltd.. Şti. Alt işverendir.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 33. maddesinde, “İhalelerde, teklif edilen bedelin%3’ünden az olmamak üzere, istekli tarafından verilecek tutarda geçici teminat alınır.”, 43. maddesinde, “Taahhüdün sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak amacıyla, sözleşmenin yapılmasından önce ihale üzerinde kalan istekliden ihale bedeli üzerinden hesaplanmak suretiyle %6 oranında kesin teminat alınır.” denmektedir.

Yargılamaya konu elim iş kazasının gerçekleşmesinde davalılar tam kusurludur. Az önce de belirttiğimiz üzere ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu somut olayda gerçekleşmiş olup dava sonunda hükmolunacak tazminat kalemlerinin tahsilinde akamete uğranmaması için; İhaleye giren XX Anonim Şirketi Şirketi’nin Çanakkale XXX  Müdürlüğü’ne verdiği teminatın, hak ediş bedellerinin üzerine ve Alt işveren XXX Mühendislik San. Ve Tic. Ltd.. Şti’nin bağlı olduğu XXTicaret Sicili Müdürlüğü.asıl işveren XX İnşaat Anonim Şirketi’nin bağlı olduğu XX Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne yazılarak her iki şirketin de malvarlıkları dökümünün istenerek aktif mal varlıklarıüzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir şerhi konulmasını talep ederiz.

BELİRSİZ ALACAK DAVASI İSTEMİMİZ:

7- Davamız maddi tazminat istemleri bakmından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. Maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açılmış bulunmakla yargılama sırasında toplanacak delillere, mahkemece yapılacak incelemelere ve tazminat hukuku alanında uzman bilirkişiden alınacak rapora göre belirlenecek maddi tazminat tutarının, peşin harcı yatırıldıktan sonra, hüküm altına alınması talebinde bulunuyoruz.

HUKUKİ SEBEPLER      :  TBK ,HMK vediğer ilgili mevzuat.

DELİLLER                        :  

1- Müteveffa XXX  ait SGK sicil dosyası,

2- İş kazası tahkikat evrakları ,

3- Emsal Ücret Araştırması (İLGİLİ ODA VE SENDİKALARDAN, TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU BAŞKANLIĞI (TÜİK)’NDAN sorulmasını talep ediyoruz.)

4- Adana Cumhuriyet Başsavcılığı XXX  no.lu sor. dosyası (Celbi Taleplidir.),

5- Otopsi raporu, ölüm öncesi tedavi belgeleri (Adana XXX Hastanesi’nden celbini talep ederiz.),

6- Aile nüfus tablosu, veraset ilamı (Ekte sunulmuştur.),

7- İdare ile yapılan ihale sözleşmesi (Adana XX Müdürlüğü ve XXX Anonim Şirketi’nden istenilmesini talep ederiz.)

8-Alt İşveren (Taşeronluk) Sözleşmesi(Davalılardan istenilmesini talep ederiz.)

9- Keşif, Bilirkişi İncelemesi, Ticaret Sicil Kayıtları Tanık, Yeminkonu ile ilgili Yargıtay kararları vs. her tür kanıt.

SONUÇ VE İSTEK           : Yukarıda açıkladığımız bilgiler, mahkemece res’en göz önüne

alınacak nedenlerle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ;

1-Öncelikle İHTİYATİ TEDBİR/HACİZ istemimizin KABULÜ ile davacı müvekkillerin dava sonunda hak kazanacakları maddi ve manevi tazminatın semeresiz kalmaması amacıyla davalıların ihale hak ediş bedelleri, teminatları ve malvarlıkları üzerine TENSİPLE BİRLİKTE TEMİNATSIZ OLARAK İHTİYATİ HACİZ MAHİYETİNDE İHTİYATİ TEDBİR ŞERHİ konulmasına ,

2- Fazlaya ve Faize İlişkin Haklarımız Saklı Kalmak Kaydıyla 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatı, tedavi giderleri, ölüm dolayısıyla oluşan cenaze ve defi masraf giderlerinden davacı müvekkilller :

-XX için 150 TL(50,00 TL Cenaze Ve Defin Masrafları, 25,00 TL Tedavi Giderleri 75,00 TL Destekten Yoksun Kalma Tazminatı ),

– küçük XXX için 150 TL(50,00 TL Cenaze Ve Defin Masrafları, 25,00 TL Tedavi Giderleri 75,00 TL Destekten Yoksun Kalma Tazminatı ),

– XX  için 150 TL(50,00 TL Cenaze Ve Defin Masrafları, 25,00 TL Tedavi Giderleri 75,00 TL Destekten Yoksun Kalma Tazminatı ),

-XXX  için 150 TL(50,00 TL Cenaze Ve Defin Masrafları, 25,00 TL TedaviGiderleri 75,00 TL Destekten Yoksun Kalma Tazminatı )

tedavi giderleri, cenaze giderleri ve destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere 600 TL maddi tazminatın hesaplanarak işkazası tarihi olan 27/03/2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,

3- Davacı müvekkilller XX için 100.000,00 TL, küçük XX için100.000,00 TL, XX  için100.000,00 TL, XX için100.000,00 TL olmak üzere 400.000,00 TL manevi tazminatın iş kazası tarihi olan 27/03/2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ,

4- Dava masraf ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesinibilvâkale arz ve talep ederiz.

DAVACILAR VEKİLİ

EKİ: Vekaletname, Veraset İlamı

İş Kazası Dava Dilekçesi -12-

ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ’NE

İhtiyati Tedbir Taleplidir

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

KONU: … tarihinde müvekkilin geçirmiş olduğu iş kazası sonucu gerçekleşen beden gücü kaybı (sürekli iş göremezlik – geçici iş göremezlik) nedeniyle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek MADDİ TAZMİNAT ile MANEVİ TAZMİNATIN, olay tarihinden işleyecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan kusuru oranında tahsiline; davalının taşınır taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine “ihtiyati tedbir” konulmasına karar verilmesi dileğidir.

HARCA ESAS: 51.000 TL (Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik talep edilen bedeldir)

AÇIKLAMALAR:

Müvekkil davacı, davalıya ait işyerinde depo görevlisi/sorumlusu sıfatı ile çalışmakta iken 17.08.2015 günü saat 16.00 sularında forklift ile araç içinden yük boşaltılır iken forklift ile jetin çarpışması neticesinde iş kazası geçirmiştir. İş kazası neticesinde vücudunda oluşan maluliyet nedeni ile bu tarihten itibaren iş yaşamı ne yazık ki kaza öncesi dönemle mukayese edildiğinde hiçbir zaman aynı seviye ve verimliliğe ulaşamamıştır.

Yaşanan bu kaza ve sonrası süreç, müvekkilin sosyal ve ekonomik yaşamını halen olumsuz  vaziyette etkilemeye devam etmektedir. Devam eden iş gücü kaybı, bedensel fonksiyonlardaki azalma, müvekkilin çok iyi iş fırsatlarını kaçırmasına sebep olduğu gibi çalışmakta olduğu işinde de performansının azalmasına sebep olmaktadır. Kaza sonrası müvekkilin yaşamı olumlu bir şekilde devam etmemektedir. Yaşanan kazanın olumsuz etkileri gerek özel hayatta ve gerekse iş yaşamında her manada kendini belli etmektedir.

İş kazasının meydana gelmesinde kusur tamamen davalıya ait olup; davalı işveren, ilgili mevzuatta yer alan işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemiştir.

Bu kazanın oluşumunda müvekkilin kusuru bulunmamaktadır. Kazanın sebebi, işyerinde EĞİTİM VE DENETİM YETERSİZLİĞİDEN ve İŞÇİNİN YOĞUN ÇALIŞTIRILMASINDAN KAYNAKLANMAKTADIR. MÜVEKKİLİME İŞ GÜVENLİĞİ KONUSUNDA HERHANGİ BİR EĞİTİM VERİLMEDİĞİ GİBİ SAĞLIK KONTROLLERİ DE DÜZENLİ OLARAK YAPILMAMIŞ, KENDİSİ YOĞUN MESAİ İLE ÇALIŞTIRILMIŞTIR. Davalı işveren tarafından işin gereği KORUYUCU EKİPMANLAR, KIYAFETLER işçilere dağıtılmamış bu konuda gerekli önlemler ve tedbirler alınmamış ve iş güvenliği hususunda gerekli denetimler yapılmamıştır.

Yorucu çalışma yükü altında zaman zaman dikkatinin azalacağı ve bunun da işin mahiyetine bağlı tehlike hali oluşturacağı hayatın olağan akışı içerisinde benimsenmesi ve öngörülmesi gereken bir durumdur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1985/9-68 E., K. 1986/580 T. 28.5.1986 Sayılı kararında da bu husus açıkça belirtilmiştir.

Ayrıca işverenin tehlike risk nazeriyesi açısından da kusursuz sorumluluğu mevcuttur. Burada üzerinde durulması gereken diğer bir kusursuz sorumluluk hali de yine alalade kusursuz sorumlulukta olduğu gibi, kaynağını toplumsal düşünceden alan ve konuyla ilgili 27.3.1957 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda açıklaması yapılıp en çok iş hukuku alanında uygulanan tehlike ( risk) terosine dayanan sorumluluktur. Bu tür sorumlulukta ne iş verinin ne de çalıştırdığı diğer bir kimsenin kusuru aranmaz. Zira işveren işyerinde kendisinden beklenen bütün önlemleri almış ve özen göstermiş bulunmasına rağmen, işçinin beden veya ruh sağlığına yönelik zararlandırıcı olay kaçınılmaz etkenler sonucu meydana gelmiştir. böyle bir halde, kötü sonuçla işçinin tek başına bırakılması, insani ve toplumsal düşünceyi rahatsız edeceğinden, işçinin işinden yararlanan işverenin de hakkaniyet ölçüsünde ve zarara iştiraki sağlanmış olmaktadır. Ancak, bu sorumluluk da tehlikenin işyeri ve işin niteliği ile ilgili olmasıyla sınırlıdır.

Nitekim T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 1985/4294 K. 1985/7382 sayılı kararında da bu husus açıkça belirtilmiştir.

Çalışanların iş sağğı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esasları hakkında yönetmelik madde 4 gereği; verilmesi gerekli eğitimler personele verilmemiştir, güvenli çalışma konusunda işçiler bilinçlendirilmemiştir. Müvekkilin maluliyeti gündelik işlerini yapmakta iken bile müvekkili zorlamakta olup bu durumun yaşamı boyunca sürecek olması, yapacağı her işte maluliyetinden dolayı kaybettiği beden gücü oranında fazla güç sarf ederek çalışacak olması yani efor kaybı sebebiyle maddi tazminat talebinde bulunması gereği doğmuştur.

Bu kaza nedeni ile oluşan bedensel zarara ve tedavi görülen sağlık ünitelerine ilişkin hastane evrakları dava dilekçemiz ekinde ibraz edilmiştir.

Bu kaza nedeni ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na dilekçe ileİŞ KAZASI ŞİKAYETİNDE bulunulmuş olup, kurum bünyesinde teftiş sonrası tanzim edilen müfettiş raporunun celbini talep ettiğimizi belirtmek isteriz. (Bu dosyanın tensip ile istenmesi talep olunur.)

30.08.1989 doğumlu müvekkilimiz Enver Kurtuluş HİÇYILMAZ, yaşamış olduğu bedensel zarar ve maluliyet nedeniyle beden gücüne (sürekli iş göremezlik – geçici iş göremezlik) dayalı olarak aynı iş ve işleri eskisi gibi bir daha müsavi vaziyette yapamayacağından, farklı bir işte çalışabilse dahi aynı oranda kazanç elde edemeyeceğinden Yargıtay yerleşik içtihatları doğrultusunda kendisi lehine tazminat isteme hakkı bulunduğunu belirtmek isteriz.

Yine müvekkilin geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle uzun süre tedavi sürecine tabi tutulması, meydana gelen yitikliğin herkesçe görülebilir olması, malul kalması ve bunun müvekkilin psikolojisini olumsuz yönde etkilemesi, kendi iş alanında sakatlık sebebiyle eş iş bulamaması ve bu sebeplerle de ağır ekonomik sıkıntılar yaşaması nedeniyle müvekkilin çektiği acıların, ızdırabın ve sıkıntıların bir nebze de olsa giderilebilmesi amacı ile kendisi lehine 50.000,00 TL manevi tazminat talep etme gereği hasıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER           :

4857 sayılı İş Kanunu, İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı mevzuatı, 6098 Sayılı Yasa, 5510 sayılı ve 506 sayılı yasalar, 5521 sayılı yasa, 6100 sayılı HMK ve sair ilgili mevzuat;

HUKUKİ DELİLLER :

Kaza Bildirim Formu, İş Kazası Müracaatı Neticesi Kocaeli Sigorta İl Müdürlüğü Cevabi Yazısı; Özel Adana … Hastanesi Epikriz Formu, Ameliyat Raporu, Sosyal Güvenlik Kurumu– Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı İş Kazası Dosyası Rapor ve ifadeleri (tensip ile celbi talep olunmaktadır), Sağlık Kurulu Raporları, bilirkişi incelemesi, tanık anlatımı ve ibrazı kabil her türlü delil;

SONUÇ VE İSTEM   :

Yukarıda açıklanan nedenlerle ;

İş kazası sonucu beden gücü kaybı nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, şimdilik geçici iş göremezlik zararı için 500,00 TL, sürekli iş göremezlik zararı için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline;

Davalının taşınır taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine “ihtiyati tedbir” konulmasına karar verilmesini

Yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini saygılarımız ile bilvekale talep ederiz. 06.01.2021

Davacı Vekili

Ekli Belgeler:

Kaza Bildirim Formu;

İş Kazası Müracaatı Neticesi Kocaeli Sigorta İl Müdürlüğü Cevabi Yazısı;

Özel Adana … Hastanesi Epikriz Formu;

Ameliyat Raporu;

Sağlık Kurulu Raporları;

İlgili Yerlerden İstenecek Belge Ve Dosyalar:

*Sosyal Güvenlik Kurumu– Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı İş Kazası Dosyası Rapor ve ifadeleri (tensip ile celbi talep olunmaktadır)

*İşyerinden işçinin özlük dosyası ve ücret bordroları

İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -13-

ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ’NE

DAVACI:  Adı ve Soyadı-(TC Kimlik No: …)-Adres

VEKİLİ:  Avukat Adı ve Soyadı-Adres-Cep Tel

DAVALILAR:  1- … Metal San. Tic. Ltd. Şti.- Adres

2-… Ltd. Şti.- Adres

KONU:  Fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız, manevi tazminata ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla iş kazası nedeni ile …-TL maddi tazminat talebinden oluşmaktadır.

AÇIKLAMALAR: 

1- Davacı müvekkilim, davalı asıl işveren … Metal San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait işyerinde çalışırken …/…/… tarihinde iş kazası geçirmiştir. Davacı müvekkil işyerinde taşeron … Tem. Sos. Hiz. Gıda San. Tic. Ltd. Şti. üzerinden çalıştırılmıştır. Bu nedenle meydana gelen iş kazasından her iki işveren müştereken ve müteselsilen sorumludur. Müvekkilin Sosyal Güvenlik Kurumu numarası …’dir.

2- Davacı pres döküm işçisi olarak çalışmış olup, kaza davalı işverenlerin iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerini almamasından kaynaklanmıştır.

3- Davacıya, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmediği gibi, davacı iş güvenliği olmayan, eski ve arızalı pres makinesinde çalıştırılmıştır. Kazadan önce davacı tarafından presin arıza yaptığı işverene bildirilmesine rağmen işverence arızaya zamanında ve gerekli müdahale yapılmamıştır. Yine işyerinde işlerin hızlı yürütülmesi için baskı yapılmaktadır. Davacıya herhangi bir koruyucu malzeme de verilmemiştir.

4- Kaza sonucunda davacının sol el işaret parmağı kopmuştur. Davacının iş kazası tahkikatı bitmiş, ancak maluliyet oranı henüz belirlenmemiştir.

5- Davacının işyerinden aldığı ücreti net …-TL/ay’dır. İşyerinde yemek ve servis işveren tarafından karşılanmaktadır. Maddi tazminat hesabının davacıya ödenen asgari geçim indirimi ile, işyerindeki para ile ölçülebilen diğer tüm sosyal hakların eklenmesi ile bulunacak giydirilmiş ücrete göre yapılması gerekmektedir.

6- Müvekkil kaza nedeni ile büyük acı çekmiş, mağdur olmuştur. Henüz 22 yaşında iken iş kazası geçiren ve sakat kalan davacı, tarifi mümkün olmayan büyük elem ve ızdırap içerisindedir. Kaza sonunda malul ve sakat kalan müvekkil, daha fazla efor sarf ederek yaşamak ve çalışmak zorunda kalmış, maddi yönden zarara uğramıştır. Bu nedenle davacının uğramış olduğu maddi kayıplarının istenmesi için dava açmak zorunluluğu doğmuştur.

7- Taleplerimizde her türlü denkleştirme sebepleri dikkate alınmıştır. Davalılar olay sebebiyle kusurlu ve sorumludur. Davada kusur dereceleri ve sorumluluk sebepleri ne olursa olsun, mevcut ve muhtemel tüm zincirleme sorumlular yönünden, müteselsil mesuliyete dayanmaktayız. Davamızda fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımızı, manevi tazminat hakkımız ve her türlü yasal haklarımızı saklı tutmaktayız.

8- Ayrıca, davacının gerçek alacak miktarı yargılama sırasında ortaya çıkacak olup, mevcut delil ve belgelere göre alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi bu aşamada mümkün değildir. Maddi tazminat miktarı yapılacak yargılama sırasında alınacak bilirkişi raporu sonucunda belirlenecektir. Bu nedenle tazminat miktarı tam ve kesin olarak belirli olmadığından fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımızı saklı tutarak belirsiz alacak davası açmaktayız.

DELİLLER:

1- İşyeri özlük dosyası, ücret bordrolarının davalıdan celbi,

2- Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet döküm cetveli (Ek),

3- Sosyal Güvenlik Kurumu dosyasının Sosyal Güvenlik Kurumu’dan celbi,

4- Sosyal Güvenlik Kurumu Müdürlüğü’nden iş kazası ile ilgili soruşturma evraklarının ve müfettiş raporlarının celbi,

5- Davacının maluliyet oranının ve davacıya ödenen geçici iş göremezlik miktarının Sosyal Güvenlik Kurumu’dan sorulması,

6- … Cumhuriyet Savcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası,

7- Davacının kopan parmağını gösterir fotoğraf (Ek),

8- Tanık beyanları (isim ve adresleri bildirilecektir),

9- Banka kayıtları,

10- … yılı tabldot usulü işçi öğle yemek ücretinin … Ticaret Odası’ndan sorulması,

11- … yılı … Mahallesi ile … arası gidiş geliş yol ücret miktarının …Büyükşehir Belediyesi …’den sorulması,

12- Kusur bilirkişi incelemesi, gerektiğinde keşif,

13- Hesap yönünden bilirkişi incelemesi,

14- İkamesi mümkün her türlü kanuni deliller (davanın seyrine başkaca delil sunma hakkımız saklıdır).

HUKUKİ SEBEPLER: İş Kanunu, Borçlar Kanunu, HMK, ilgili mevzuat.

SONUÇ VE TALEP: Yukarıda kısaca açıklanan sebeplerle, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız, manevi tazminata ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile; …-TL maddi tazminatın, kaza tarihi olan …/…/… tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederiz.

Davacı Vekili

Ölümlü İş Kazası Dava Dilekçesi 14

ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

ADLİ YARDIM TALEPLİDİR

‘İHTİYATİ HACİZ TALEPLİDİR’

‘GEÇİCİ ÖDEME TALEPLİDİR’

DAVACILAR :

VEKİLİ :

DAVALILAR :

DAVA KONUSU : Öncelikle adli müzaheret talebimizin kabulü ile 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca, tahkikat sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 400.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 401.000,00 TL tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi ve dava sonucunda müvekkilin alacaklarının tahsilinin imkansız hale gelmesi tehlikesi bulunduğundan İHTİYATİ HACİZ kararı verilmesi talebidir.

HARCA ESAS DEĞER: 401.000,00 TL

AÇIKLAMALAR :

1-Kazanın Meydana Gelişi:

………………. tarihinde ……………………….. adresinde yapılan inşaatta, doğalgaz tesisatının yapımı işinde çalışan müteveffa …………….., alt kattan amcası …………………. tarafından uzatılan yaklaşık 6 metre uzunluğundaki doğalgaz borusunu bulunduğu balkondan uzanarak tuttuğu ve boruyu bina içerisine aldığı sırada bina yakınından geçen 34,5 kV’luk enerji nakil hattına temas etmesi sonucu elektirik akımına kapılarak yaralanmış, hastaneye kaldırılan müteveffa …………………….. tarihinde tedavi görmüş olduğu hastanede yaşamını yitirmiştir. Vefatı akabinde yapılan ölü muayene işlemi sonucunda, ölüm sebebinin %27 elektirik yanığına bağlı gelişen septik şok sonucu olduğunun belirlenmiştir.

Olayla ilgili müvekkil …………………… şikayette bulunmuş, ………………. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ………………….. Soruşturma Numaralı dosyasında yapılan soruşturmanın akabinde ……………… 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ………………… Numaralı davası açılmıştır.

2- Kusur:

a-) İşverenler açısından kusur incelemesi

Davaya konu olay meydana geldikten sonra ………………. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …………………… Soruşturma dosyası açılmış; kusur durumu incelemesi için bilirkişi raporu düzenlenmiştir. 15.01.2016 tarihli raporda ” ……………….; hattın yeraltına alınması için yapılacak çalışmalar tamamlana dek bu cephede çalışılmaması için etkin kontrol ve denetimlerin yapılmaması, çalışma koşulları değerlendirilerek uygun emniyet tedbirlerinin alınmaması, bina yakınından geçmekte olan havai enerji nakil hattının tehlike arz ettiği bilindiği halde çalışmalara nezaret edilerek boruların bina içerisinden taşınmasının ya da farklı bir cephesinden uygun kaldırma araçları kullanmak suretiyle taşınmasının sağlanmaması, bunun için gerekli düzenlemelerin yapılmaması, araç ve gereçlerin temin edilmemesi, kazalı işçinin ve beraberinde çalışanların hattın varlığı ve tehlikesi, yasaklı eylemler, alınacak önlemler hakkında bilgilendirilmemesi sebebi ile ASLİ KUSURLU olduğunun,

– …………………….; iş güvenliğinin çalışanların insiyatifine terk edilmesi, çalışmalara başlanılmadan evvel şantiye alanında gerekli kontrol ve denetimler yapılarak enerji nakil hattının varlığı tespit edilerek gereken önlemlerin alınması sağlamaması, boruların bina içerisinden taşınmasının ya da binanın farklı cephesinden uygun kaldırma araçları kullanılmak suretiyle taşınmasının sağlanmaması, bunun için gerekli düzenlemelerin yapılmaması, araç ve gereçlerin temin edilmemesi, kazalı işçinin ve beraberinde çalışanların hattın varlığı ve tehlikesi, yasaklı eylemler, alınacak önlemler hakkında bilgilendirilmemesi, kazalıya gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmemesi sebebi ile ASLİ KUSURLU olduğunun,” tespit edilmiş, bu rapordaki tespitlere dayanarak “TAKSİRLE ÖLÜME NEDEN OLMA” suçundan dolayı kamu davası açılmıştır.

……………. 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …………………. E. Numaralı dava dosyasında alınan 16.03.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda da soruşturma aşamasında dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitleri doğrular nitelikte değerlendirmeler yapılmıştır.

Davalılardan ………………… müteveffanın inşaatta çalıştığını bile kazadan sonra öğrenmiştir. Hatta müteveffa ……………….. SGK girişi bile iş kazası meydana geldikten sonra yapılmıştır. İnşaat firması ve doğalgaz tesisatı firmasının yöneticileri savunmalarında kusurlarının olmadığını iddia etmişlerdir. Ancak inşaatın firması ve doğalgaz firması tarafından işyerinde kaza meydana gelmemesi için hiçbir önlem ve koruyucu güvenlik tedbiri alınmamış, çalışanlara da hiçbir eğitim verilmemiştir. Şöyle ki;

Her işveren, faaliyet yeri neresi olursa olsun, öncelikle işçilerinin çalışacağı alanda gerekli kontrolleri yapmalı, çalışma alanında işçiler için risk oluşturacak durumları belirlemeli ve tedbir alınmasını sağladıktan sonra, çalışmaya müsaade etmelidir. İnşaatta çalışan işçilerin işvereni, öncelikle iş sahasındaki araç ve gereçlerin güvenliğini kontrol etmelidir. Bu konuda çalışma alanındaki olumsuzlukların tespiti ve çalışma alanının güvenli olduğunun belirlenmesi, çalışma yürüten işçilerin işverenliğinin sorumluluğundadır..

İşyerlerinde yapılan risk değerlendirmelerinde; amaç, tehlikeli durum ve davranışları ortadan kaldırmak, kaldırılamıyorsa risk derecesini düşürmek üzere yapılan çalışmalardır. Burada asıl olan çalışma alanında tehlikeli durumların ortadan kaldırılmasıdır. Yani işveren, tehlikeli durumları ortadan kaldırmalı, işçiye inisiyatif bırakmayacak düzenlemeleri yapmalıdır. Bu da ancak, tehlikeli durumları ortadan kaldırmakla, çalışma alanında tedbir almakla, çalışma alanının güvenli hale getirilmesi mümkün olacaktır.

Dava konusu olayda, işverenler, teknik olarak tedbir alınabilecek iken, bu tedbirleri yeterince almamıştır. İş güvenliğinin çalışanların insiyatifine terk edilmesi, çalışmalara başlanılmadan evvel şantiye alanında gerekli kontrol ve denetimler yapılarak enerji nakil hattının varlığı tespit edilerek gereken önlemlerin alınması sağlamaması, boruların bina içerisinden taşınmasının ya da binanın farklı cephesinden uygun kaldırma araçları kullanılmak suretiyle taşınmasının sağlanmaması, bunun için gerekli düzenlemelerin yapılmaması, araç ve gereçlerin temin edilmemesi, kazanın olduğu inşaatta çalışan işçilerin hattın varlığı ve tehlikesi, yasaklı eylemler, alınacak önlemler hakkında bilgilendirilmemesi, çalışanlara gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmemesi, güvenlik tedbirlerine başvurulmaması ve bu tedbirlerin alınmasında da sorumluluğun öncelikle işverende olması hususları gayet açıktır.

İşçilerin dikkatli çalışma yapmaları halinde kaza olmayacağı yaklaşımı içinde hareket edilmemelidir. İşyerindeki tehlike kaynaklarında alınacak teknik tedbirler, riskleri ortadan kaldıracak veya azaltacak tedbirleri almak işverenin yükümlülüğündedir. Tehlikeli durumları ortadan kaldırmak, işçilerin inisiyatif kullanmasını bir anlamda ortadan kaldıracak, tehlikeli hareketlerin ortadan kalkmasına sebep olacaktır.

Davaya konu olayda çalışma sırasında alınabilecek iş güvenliği tedbirlerin işveren tarafından alınmadığı, güvenli çalışma şartlarının sağlanmadığı ortadadır. İş güvenliği tedbirleri işçilerin inisiyatiflerine bırakılmamalıdır.

T.C. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 2029/2140 karar nolu 17.04.1984 tarihli kararı; “İşveren alınan tüm önlemlere uyulmasını temin etmekle, geniş bir kontrol mekanizması kurmakla yükümlüdür. Çalışan kimsenin iş güvenliği kendi inisiyatiflerine ve dikkatlerine bırakılamaz”.

T.C. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 2375/4424 sayılı 17.04.1984 tarihli kararı; “İşçinin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, bir tedbirin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içerisinde işverenden istenip istenmeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin böyle bir tedbirin alınmasını gerekli görüp görmediği hususudur. Bu sebeple, işveren mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşlarına ve dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan çekinmeyecektir.”.

Her işveren, işçisine yaptığı iş ile ilgili iş güvenliği tedbirlerini öğretmeli, bu konuda periyodik eğitimler yapmalı, risklerden korunma yollarını uygulamalı olarak göstermelidir. Eğitimlerde önemli olan nokta, işçinin bu eğitimi kavramış olmasıdır. Bunun kontrolü de yine işveren tarafından sağlanmak durumundadır. Eğitim sonrasında işçinin çalışma şekli izlenmeli, verilen talimat ve eğitimlere göre çalışıp çalışmadığı takip edilmeli, talimatlara aykırı bir çalışma şekline devam edildiğinin tespiti halinde eğitimler tekrarlanmalıdır. Kazanın meydana geliş şekli, kazazede işçiye, çalışmalarda karşılaşılabilecek riskler ve bu risklerden korunma yolları ile ilgili yeterli eğitim verilmediğini göstermektedir. Eğitimlerde önemli olan nokta, işçiye iş güvenliği konularının kavratılmasıdır.

T.C. Yargıtay Genel Kurulu 2004/21-365 esas, 2004/369 karar nolu kararı “İşçi sağlığı, iş güvenliği ve yapılmakta olan iş nedeniyle işçinin eğitimi, bir kısım mevzuat hükümlerini içerir belgelerin kendilerine verilmesini değil, eylemli olarak, bu bilgilerin aktarımı ve öneminin kavratılması ile sağlanabilir. Eğitimden sonraki aşama ise, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili önlemlerin alındığının ve uygulandığının denetlenmesidir.”,

Kazanın meydana geliş şekli değerlendirildiğinde, kazayı engelleyecek şekilde gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamış olması, risklerin değerlendirilmemiş olması, güvenli çalışma ortamının oluşturulmamış olması, işveren tarafından çalışmaların denetim ve gözetiminin yeterince yapılmadığını göstermektedir.

T.C. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 1978/2077 esas, 1978/7689 karar nolu 31.10.1978 tarihli kararı; “Her işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak, bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün sadece önlem almakla yetinilebileceği anlamını taşımadığı, alınan önlemlere uyulup uyulmadığını denetlemek ve giderek önlemlere uymasını temin anlamında bulunduğu, kuşkusuzdur. Başka bir deyişle, işveren iş yerinde geniş anlamda doğmuş ve doğabilecek tüm tehlikeleri önlemek zorundadır. Bu zorunluluk sonucu olarak işyerinde işveren tarafından tam anlamı ile geniş bir kontrol mekanizması kurulmalıdır.”

Davalı tarafından çalışanlara hiçbir iş güvenliği eğitimi veya dersi verilmemiştir. Bununla beraber iş kazalarının meydana gelmemesi için işverenlerce alınması gereken önlemlerin hiç biri de davalı şirket tarafından alınmamış ve netice olarak davaya konu kaza meydana gelmiştir. Bu husus yapılacak yargılama ile de ortaya çıkacaktır. Nitekim 17.05.2019 tarihli SGK İnceleme raporunda ve SGK’nın yine bu davada da davalı olarak gösterilen işverenlere karşı açtığı rücu davasında alınan 06.05.2020 tarihli kusur bilirkişi raporlarında davalı işverenlerin %90 kusurlu oldukları tespit edilmiştir. Bu raporların da dosyaya celbini talep ederiz.

b- Müteveffa ……………….. açısından kusur incelemesi

Her ne kadar şimdiye kadar ceza yargılaması aşamasında alınan bilirkişi raporlarında müteveffa ……………….. da gerekli dikkat ve özeni göstermemesi sebebiyle Tali Kusurlu olduğu şeklinde tespitler yapılmış olsa bu hususa katılmamaktayız. ……………….. 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ……………….. Karar Numaralı dosyadaki ……………….. Tarihli Karar ile;

“……………….. Devlet Hastanesi Başhekimliği’nin ……………….. nolu raporunda vesayet altına alınmak istenen ……………….. F70 – hafif zeka geriliği ile vesayet altına alınmasının gerektiğine dair rapor tanzim edildiği görülmüştür.

Tüm dosya kapsamı ve ……………….. Devlet Hastanesi Başhekimliğinin ……………….. sayılı Sağlık Kurulu Raporu, vasi adayı ve kısıtlı adayı hakkında yapılan kolluk araştırması birlikte değerlendirilerek, TMK.nun

405. Maddesi uyarınca ……………….. ın kısıtlanarak kendisinin bakım ve ihtiyaçı ile ilgilenen aralarında menfaat çatışması bulunmayan Annesi ……………….. ‘ ın Velayeti Altına alınmasına dair karar verilmiştir.”

Anılan dosyada da belirtildiği üzere müteveffa ……………….. hafif zeka geriliği tanısı olmasına rağmen inşaatta çalışmasına izin verilmesi sonucu olay meydana gelmiştir. Müteveffa zaten gerekli dikkat ve özeni gösterebilecek düzeyde zekaya sahip olsaydı muhtemelen bu olay yaşanmayacaktı. Bu sebeple müteveffa ……………….. meydana gelen iş kazası olayında atfı kabil herhangi bir kusur mevcut değildir.

c- İşverenler açısından müteselsil sorumluluk

Haksız fiil nedeniyle doğan zararlar sebebiyle birden fazla kişinin birlikte sorumlu tutulabilmesi mümkündür. TBK m.61-62de birden fazla kişinin bu çerçevede ortak olarak sorumlu olduğu haller düzenlenmiştir.

TBK MADDE 61 – “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”

TBK m. 61’in uygulama alanı bulabilmesi için ; birden fazla kişinin ortak kusurlu davranışları ile zarara sebebiyet vermiş olmaları gerekir. Bu oluşan zarar dolayısı ile alacaklı borçlulardan zararın tümünü veya bir kısmını müteselsil borçluların tümünden veya sadece biri ya da bir kısmından talep edebilir. Bu sebeple iş kaza sonucu müvekkilin hak etmiş olduğu tazminatın tamamının davalılardan tazmin edilmesin talep ederiz.

3- Ölenin Destekliği:

……………….. günü iş kazasında ölen 16.06.1986 doğumlu ……………….., bekar olup annesi ile birlikte yaşamaktaydı. Amcası ……………….. ile birlikte ara ara yevmiye usulü çalışmaktaydı. Sabit bir geliri olmayan müteveffanın kazanca esas ücretinin asgari ücret olarak hesaba dahil edilmesini talep etmekteyiz.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 17.10.1973 gün, 1973E.899 kararında;

“Desteğin, sahip bulunduğu veya sahip olacağı mali imkanlarıyla, destekten yoksun kalana sağlığında temin ettiği veya edeceği; farazi desteğin ise gelecekte sağlayabileceği yardımlar göz önünde bulundurulmalıdır. Zararı oluşturan bu yardımların tespitinde, belli zamanlarda verilen veya ilerde verilmesi muhakkak olan mutat hediyeleri ve “hizmet” şeklinde yapılan yardımları da dikkate almak lazımdır. Desteğin yardımının yalnız parasal nitelikte bulunmasında zorunluk yoktur. Çünkü, ölenin hizmet edebilme güç ve kabiliyeti de para ile ifadesi mümkün olan bir mali imkan teşkil eder.

Ana ve babanın çocukları kaç tane olursa olsun, maddi durumları ne derecede bulunursa bulunsun, hatta gelecekleri, müesseselerce (sosyal güvenlik kurumlarınca) garanti altına alınmış bile, bir gün zarurete düşüp

düşmeyecekleri, çocuklarına muhtaç olmayacakları önceden kestirilemez. Fakat onların ileride çocuklarının maddi desteğine muhtaç olabileceklerinin kabulü, hayatın olağan akışına uygun düşer.”

Yargıtay 19.HD.06.10.1992, 2629-4737 (YKD.1993/2-249)

“Destekten yoksun kalma, yalnız parasal yardım olarak düşünülemez. Evladın evde ailesine yardımcı olması, her türlü hastalık ve sıkıntılarında yardıma koşması maddi desteğin kapsamında kabul edilmelidir. “

Yargıtay 4.HD. 27.03.2008 E. 2007/5604 K. 2008/4057

“Destek yoksun kalma tazminatında, destek sayılabilmek için yardımın yalnızca parasal nitelikte olması zorunlu değildir. Eylemli ve düzenli yapılan hizmet edimleri de bir kimsenin destek sayılabilmesi için yeterlidir. Davacıların, oğullarının ölümü nedeniyle destekten yoksun kaldıklarının kabulü gerekir. “

4- Destekten Yoksun Kalanlar

Dava konusu iş kazası sonucu ……………….. annesi müteveffanın desteğinden yoksun kalmıştır. Müteveffa annesine maddi destek olamasa bile yanında olması, her an her durumda onun yardımına koşması bile destekliğini ispatlamaktadır. Kaldı ki engelli olan ve bu sebeple kendisine vasi atanan davacı müteveffanın evlenme olasılığının çok da yüksek olmadığı açıktır. Bu sebeple müteveffa eğer ölmeseydi yaşamının sonuna kadar annesine destek olacağı göz önüne alınarak destek yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmasını talep ederiz.

5- Maddi Tazminat Talebimiz :

Davamız 6100 sayılı yeni Hukuk Yargılama Yasası’nın 107.maddesine göre “belirsiz alacak davası”olarak açılmış bulunmakla, yargılama sırasında toplanacak delillere, mahkemece yapılacak incelemelere ve tazminat hukuku alanında uzman bilirkişiden alınacak rapora göre belirlenecek maddi tazminat tutarlarının, peşin harcı yatırıldıktan sonra, iş kazası tarihi olan 05.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte hüküm altına alınması talebinde bulunuyoruz. (Harca esas değer 1.000,00 TL)

6- Manevi Tazminat Talebimiz :

Kaza nedeniyle müvekkillerimiz manevi olarak zarar görmüştür. Davacı ……………….. oğlunu, diğer davacılar ise kardeşlerini kaybetmişlerdir. Ayrıca müteveffanın elim bir şekilde 13 gün boyunca acı çekerek vefat etmesi davacılar açısından psikolojik olarak uğranılan bir zarara konu olmaktadır.

Nitekim Yargıtay içtihatlarında da kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçladığı için, zarar gören kişinin, öngördüğü miktarı belirleyerek manevi tazminat isteminde bulunabileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda kararların çoğunda şu görüşler benimsenir;

Manevi tazminat ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Ceza değildir; çünkü, davacınn menfaati düşünülmeksizin, sorumlu olana hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değildir. Hakim manevi tazminata hükmederken para değerini de düşünmelidir. Hükmettiği meblağ, bir sadaka niteliği taşımamalı, kısmen de olsa bir manevi tatmin fonksiyonu ifa etmeli; diğer tarafın müzayaka haline düşmesine, onun mahvına da meydan vermemelidir. (22.06.1966 gün 7/7 sayılı İçt.Bir K.)

Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır. Bu tazminat türü, kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçladığı için, zarar gören kişi, öngördüğü miktarı belirleyerek istemde bulunabilir. (HGK.25.11.2009, E.2009/21-484 K.2009/572)

Manevi tazminatın tutarını belirlemede, hakim, takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşullarını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, paranın satın alma gücünü, tarafların kusur durumunu, olayın ağırlığını, davacının sürekli iş görmezlik oranını, yaşını, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutmalı; hükmedilecek tutar, manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranla olmalıdır. 21.HD.03.05.2010, E.2009/4872 K.2010/4791

Bu sebeple müvekkillerimin hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönmesi, kişilerin duygusal olarak tatmin edilmesi gerekmektedir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçladığından, talep ettiğimiz tazminat müvekkillerin yaşadığı acı ve elemin karşılığıdır. Bu sebeple de, müvekkillerin uğramış olduğu bu psikolojik çöküntünün biraz da olsa giderilebilmesi için manevi tazminata hükmedilmesini talep ederiz.

7- Geçici Ödeme Talebimiz :

1 Temmuz 2012’de yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanununda “Haksız Fillerden Doğan Borç İlişkileri” 2. bölümde düzenlenmiş ve “Yargılama” başlıklı bölümde 76. maddesinde, zarar görenin belli şartlar altında zarar verenden yargılama aşamasında hüküm verilmeden geçici ödeme talep edebileceğini düzenlenmiştir. Maddeye Göre;

“MADDE 76- Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir.

Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.” denilmekte ve maddenin gerekçesinde,

“Bu yeni düzenlemeyle, meselâ, hiçbir sosyal güvenceden yararlanamayacak durumda bulunmakla birlikte, somut olayda uğradığı zararın giderilmesi için âcilen parasal bir desteğe ihtiyaç duyan ve tazminat yükümlüsünün, uğradığı zarardan sorumluluğunu hâkime sunduğu inandırıcı kanıtlarla ortaya koyan zarar görenlerin korunması amaçlanmıştır.

Maddenin birinci fıkrasında, zarar görenin iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunması ve ekonomik durumunun da gerektirmesi koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, hâkime, istem üzerine tazminat yükümlüsünün zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verme yetkisi tanınmıştır. Ancak, fıkrada yapılan düzenlemeyle, geçici ödeme kararıyla kesin hüküm sonucunun, eda amaçlı bir ihtiyati tedbir aracılığıyla elde edilmesi amaçlanmamaktadır.

Maddenin ikinci fıkrasında ise, aynı maddenin birinci fıkrası uyarınca zarar görene yapılan geçici ödemelerin nihaî kararda hükmedilmiş olan tazminata mahsup edileceği; zarar görenin açtığı davanın reddine karar verilmesi durumunda ise hâkim tarafından, aynı davada, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine hükmedileceği öngörülmektedir.” denilerek konu açıklanmaktadır.

Anılan madde ve gerekçesine göre; zarar görenin dava devam ederken geçici ödeme talep edilebilmesi için;

a) zararını ispatlayan kuvvetli delillerinin olması,

b) zararın giderilmesi için acilen parasal bir desteğe ihtiyaç duyması, şartları sağlanmış olmalıdır.

Yukarıda yer alan şartlar davacı müvekkiller açısından kesin bir şekilde sağlanmaktadır. Davacı anne ……………….. kazadan sonra tek oğlunun desteğinden mahrum kalmıştır. Kendisine diğer çocukları ve akrabaları yardımcı olmaktadır. Sosyal yardımlar ve çevresindekilerin destekleri ile hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır. Sayın mahkeme tarafından gerekli incelemeler yapıldığında da bu husus açıkça tasdik edilecektir.

Yapılacak yargılama neticesinde zarar gören lehine hüküm çıksa da uzun süren bir yargılama sürecinde zarar verenden tahsil son derece güç olabilmekte, bu durumda zarar görenin daha da mağdur duruma düşmesi sonucuna yol açmaktadır.

Bu bakımdan getirilmiş bu düzenlemeye istinaden şartları yerine gelmiş ise geçici ödemeye hükmedilerek mağduriyetlerin önüne geçilebilecektir. Davacı müvekkil ……………….. da kanunun emrettiği şartları taşıdığından dolayı sayın mahkemeden tazminat yükümlülerinin zarar görenlere geçici bir ödeme yapmasına karar vermesini talep ederiz.

8- Adli Müzaheret Talebimiz:

Müvekkillerimin maddi imkansızlığı yüzünden dava harç ve giderlerini karşılayabilme imkânı bulunmamaktadır. Bu hususta mahkeme tarafından yapılacak sosyal ve ekonomik araştırma sonrası da bu sonuca varılacaktır. Dava bu nedenle ‘adli müzaheret’ talebiyle açılmıştır. Kaldı ki davalı taraf müteahhit ve tacir olup, dava sonunda hükmedilecek harç ve yargılama giderlerinin tahsil edilememesi gibi bir durum söz konusu olmayacağından adli yardım talebimizin değerlendirilirken bu hususun da dikkate alınmasını sayın mahkemeden saygılarımızla talep ediyoruz.

9- İhtiyati Haciz Talebimiz:

Müvekkillerin davayı kazanması halinde hak etmiş olduğu alacaklarının tahsilinin imkansız hale gelmesi tehlikesi söz konusudur. Müvekkillerin hakkının korunması bakımından ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalılar üzerine kayıtlı araç ve tapu kaydının araştırılması ve mevcut araç ve tapu kayıtlarına dava sonucuna kadar ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ederiz.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2013/21-1791 K. 2013/1676 T. 20.12.2013

“…davacı iş kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat isteğiyle birlikte üst ve alt işveren davalıların taşınır taşınmaz mallarıyla üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini ” talep ve dava etmiştir.

Dava konusu vakıa iş kazası olup, temelinde haksız fiil olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Borçlunun temerrüdünün düzenlendiği 6098 Sayılı T.B.K.117. maddesine göre haksız fiillerde fiilin işlendiği tarihi itibariyle borçlunun temerrüde düşmüş olacağı düzenlenmiştir. Davacının meydana gelen iş kazasında yaralandığı ve bu yaralanma nedeni ile %54 malul duruma düştüğü ve bu maluliyet sebebiyle tazminat isteminde bulunduğu görülmektedir. Davacının amacı para alacağı olan bu tazminatını güvence altına almaktır. İhtiyati hacizin amacı sadece teminattır. Bu nedenle, bir para alacağının korunması için ihtiyati tedbir yoluna değil ihtiyati haciz yoluna başvurabileceği de yukarda belirtilen yasal düzenleme gereğidir.

Davacı vekili her ne kadar isteminde ihtiyati tedbir istemiş ise de davacının amacının para alacağını teminat altına almak olduğuna göre, H.M.K.33 maddesindeki gereğince “uygulanacak hukuk normunun resen hakimce tespit edilmesi ve uygulanması hakime aittir” ilkesi gereğince talep hakkında ihtiyati haciz hükümlerinin uygulanması ve bu hükümler çerçevesinde talebin değerlendirilmesi gereklidir.

Ayrıca davaya konu tazminat istemi olduğuna göre, H.M.K.389 maddesi gereğince ihtiyati tedbirin sadece “uyuşmazlık konusu hakkında” verilebilmesi karşısında talebin ihtiyati tedbir olarak kabul edilebilmesi mümkün değildir”

HUKUKSAL SEBEPLER : 4857 sayılı İş Kanunu, İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı mevzuatı, 6098 sayılı Borçlar Kanunu, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 6100 sayılı HMK vs. ilgili mevzuat hükümleri.

DELİLLER : Adana Asliye Ceza Mahkemesi 13 E. dosyası muhtevası, müteveffaya ait SGK sicil dosyası, iş kazası tahkikat evrakları, SGK’nın açtığı rücu davasında alınan raporlar, meslek odalarından müteveffanın yaptığı işe göre gerçek kazancının araştırılması, dinlenecek tanıklar, nüfus kayıtları, bilirkişi kusur ve hesap raporları vs. her tür yasal delil

SONUÇ VE İSTEK : Açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız baki kalmak kaydıyla;

1. İş kazasında oğlunu yitiren davacı ……………….., 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre belirlenecek destekten yoksun kalma tazminat tutarının, (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) kaza tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme sorumluluk gereği davalılardan tahsiline;

2. Davacı anne ……………….. için 200.000,00 TL manevi tazminatın, her bir davacı kardeş için 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,

3. Davalıların taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine “ihtiyati haciz” konulmasına karar verilmesini,

4. Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini müvekkillerim adına arz ve talep ederim.

Davacılar Vekili

İş Kazası Dava Dilekçesi 15 (Hızlı Tren Yapım İşi)

ADANA İŞ MAHKEMESİ’NE

ADLİ YARDIM İSTEMLİDİR

DAVACI :

VEKİLİ:

DAVALILAR :

DAVA : İş kazası sonucu işgücü kaybı nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminat ile tarafların kusur ve sorumluluk derecelerine ve maddi zararın kapsamına göre hükmedilecek manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesi dileğidir.

HARCA ESAS DEĞER : 76.000 TL (1.000 Maddi tazminat için ve 75.000 TL Manevi tazminat için)

AÇIKLAMALAR :

1- Kazanın oluşu : Müvekkilimiz X günü asıl işveren X Ltd. Şti’nin üstlendiği ve bir kısım işleri diğer davalının taşeron olarak yaptırdığı X-Y (Hızlı Tren yapım işi) arası hızlı tren inşaatı yapım işinde soğuk demir ustası olarak çalışmakta iken, ağır yük taşıma vincinin yük taşırken bağ demiri olarak tabir edilen demiri kopması ve müvekkilin ayağını sararak kıstırması sonucu yaşanan kaza sonucu ağır yaralanarak X Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alınmıştır. Taburcu olmasına müteakip çalışamaz durumda olan müvekkilimiz X’e dönerek X Eğitim ve araştırma hastanesinde tedaviye devam etmiştir. Ancak yaşanan iş kazası neticesinde ayağında baldır kırığı ve diz kırığı oluşan davacıda kalıcı iş gücü kaybı gerçekleşmiştir. Halihazırda davacı koşamamakta, uzun süre ayakta kalamamakta ve kısa süreli olmak kaydıyla sekerek yürümektedir.

Bahse konu kazaya sebebiyet veren vinç operatörü X’in ehliyetinin dahi olmadığı olayın akabinde açığa çıkmıştır. Davacı ücret olarak günlük 140 TL almasına karşın hesabına asgari ücret yatırılmakta, ücretin kalan kısmı elden verilmektedir. Bu hususların tamamı tanık beyanları ve diğer delillerle ispatlanacaktır.

2- Kusur : İş kazası bildirimi yapılmasına karşın netice olarak İş Müfettişi tarafından düzenlenen raporun akıbeti hakkında bu aşamada malumatımız bulunmamaktadır. Yargılama sırasında mahkemece görevlendirilecek bilirkişi kurulunun inceleme ve değerlendirmeleri sonucu kesin durum belli olacaktır. Ancak 6098 sayılı yasanın 417. maddesinde…’’ İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.’’ denmektedir.

İş kanununun 77. maddesinde: “İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar.’’ şeklinde düzenleme mevcuttur.

Yargıtay içtihatlarında ise benzer dosyalarda işverenin hukuki sorumluluğu olduğu belirtilmiştir;

ÖZET: Davanın yasal dayanaklarından birini oluşturan B.K.’nın 55. maddesi hükmüne göre adam çalıştıran kişi çalıştırdığı kimsenin kusurundan dolayı objektif sorumluluk esaslarına göre doğrudan sorumludur. Dava konusu olayda davalı X A.Ş.nin işçilerinden olan davalı X’in kusurlu eyleminden dolayı iş kazası meydana gelmiş ve davacıların zararının ödenmesi gerekmiştir. Bu zarardan sorumlu olması gereken X A.Ş.nin hakkındaki davanın mahkemece kabulü yerine reddine karar verilmesi belirtilen maddi ve hukuki olgulara uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle davalılardan X A.Ş.nin hakkındaki davanın reddi isabetsizdir.(21.HD.2002/1815 E.,2002/3663 K.)

3- Sürekli işgöremezlik : Bu kaza nedeniyle davacıya sürekli işgöremezlik oranı sayın mahkeme tarafından alınacak raporla açığa çıkacaktır. Kaldı ki yukarıda belirttiğimiz üzere iş kazası neticesinde ayağında baldır kırığı ve diz kırığı oluşan davacının maluliyet yaşadığı hususu izahtan varestedir.

4- Maddi tazminat isteği : Dava konusu kazadan kaynaklı olarak davacı genç yaşına rağmen ciddi iş gücü kaybı yaşamış olup kusur raporları ve davacının gerçek geliri dikkate alınarak maddi tazminat istemek gerekmiştir. Zira davalıların bahse konu kaza nedeniyle davacıya karşı tazminat sorumluluğu bulunduğu hususu izahtan varestedir. Bu aşamada fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla iş gücü kaybı tazminatı olarak 1.000 TL’nin olay tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmekteyiz.

5- Manevi tazminat isteği : Yine müvekkilin geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle uzun bir süre tedavi sürecine tabi tutulması, meydana gelen yitikliğin herkesçe görülebilir olması, genç yaşta malul kalması ve bunun müvekkilin psikolojisini olumsuz yönde etkilemesi, tüm bunlarla da sınırlı kalmayıp kendi iş alanında sakatlık sebebiyle iş bulamaması ve bulamayacak olması ve bu sebeplerle de ağır ekonomik sıkıntılar yaşaması nedeniyle müvekkilin çektiği acıların, ıstırabın ve sıkıntıların bir nebze de olsa giderilebilmesi için manevi tazminat talep etme gereği de doğmuştur.

Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)

Bu nedenle manevi tazminat olarak 75.000 TL’nin olay tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmekteyiz.

ADLİ YARDIM İSTEMİ : Müvekkil fakir olduğu, hiçbir geliri bulunmadığı için açılacak davanın giderlerini karşılayacak maddi gücü bulunmamaktadır. Müvekkilin açılacak davanın masraflarını karşılayacak maddi gücü olmadığından mahkemenizden adli yardım istemek zarureti hâsıl olmuştur.

YASAL NEDENLER : 4857 sayılı İş Kanunu, İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı mevzuatı, Borçlar Kanunu hükümleri, 5510 sayılı ve 506 sayılı yasalar, 5521 sayılı yasa, 6100 sayılı HMK vs. ilgili mevzuat hükümleri.

KANITLAR : İş kazası tutanakları, ifadeler, Müfettiş raporu, SGK kayıtları, işçinin özlük dosyası ve ücret belgeleri, nüfus kayıtları, tanık, bilirkişi kusur ve hesap raporları vs. her tür kanıt

SONUÇ VE İSTEM : Sunulan nedenlerle ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre öncelikle adli yardım talebimizin kabulüyle:

İş kazası sonucu işgücü kaybı nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminat(şimdilik 1.000 TL talep etmekteyiz) ile 75.000 TL. manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı işverenlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, davacı adına ve saygı ile arz ve talep ederiz.

Davacı Vekili

Ekli belgeler: 1) Tedavi evrakları 2) Hizmet döküm belgesi 3) Fakirlik kağıdı 4) Vekaletname-Yetki belgesi

İlgili yerlerden istenecek belge ve dosyalar: 1) SGK’dan müfettiş raporu ve iş kazası dosyası 2) SGK’dan bağlanan gelirin ilk peşin değerinin sorulması 3) İşyerinden işçinin özlük dosyası ve ücret bordroları

İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi 16 (Köprü Yapım İşi Esnasında Meydana Gelen Kaza)

ADANA İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE

GEÇİCİ ÖDEME TAZMİNATI TALEPLİDİR.

DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALILAR :

KONU : 3. Boğaz Köprüsü’nün(Yavuz Sultan Selim Köprüsü) yapımı sırasında müvekkilin yaşadığı iş kazasından dolayı uğradığı 1000-TL maddi tazminat(belirsiz alacak davası olarak ikame edilmiştir, bilirkişi raporu doğrultusunda miktar arttırılacaktır.), 300.000-TL manevi tazminatın kazanın yaşandığı tarih olan 14.06.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tarafımıza ödenmesi, TBK md 76’ya göre 30.000-TL geçici ödeme tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara tahmili talebimizi içeren dava dilekçemizdir.

D.DEĞERİ : 101.000-TL(Maddi tazminat davası belirsiz alacak davası olarak ikame edilmiştir.)

AÇIKLAMALAR

A-) YAŞANAN İŞ KAZASININ ÖZETİ

Müvekkil davalılara ait adi ortaklığın işçisi olup net … -TL maaş almaktadır.

1-) Müvekkil, 3. Boğaz Köprüsü’nün halat yapım işini üstlenen ve davalıların kurduğu adi ortaklıkta köprü kule işçisi/inşaat ustası olarak görev yapmıştır.

2-) 14 Haziran 2015 tarihinde yine sabah 08:00’da işe başlamış bir saat öğle molası vermiş ve gece geç saatlere kadar çalışmasını sürdürmüştür.

3-) Kaza 23:00’da köprüyü tutacak olan halatları gizleyen boru kaldırılmadan önce içinden geçen kılavuz halatın çekilmesi sırasında olmuştur. Şöyle ki halatın ucu iple bağlanmış ip borunun içinden geçirilerek makara yardımıyla yön verilip arabayla çekilirken makara yere sabitlenmemiştir. Yerden çıkan makara müvekkilin bacaklarına çarpmış ve müvekkilin iki bacağını da çok ağır şekilde yaralayarak bacaklarının kırılmasına sebebiyet vermiştir.

Olay yerine ambulans sevk edilmiş ve hastaya ilk müdahale yapılarak hasta önce … Kemik Hastalıkları Hastanesi’ne, oradan da … Hastanesi’ne sevk edilmiştir.(EK.1 gerekirse ilgili kurumlardan celbi talep olunur.)

Yaşanan kaza sonucunda İstanbul C. Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyasıyla yürütülen tahkikatta Makine Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı olan … verdiği bilirkişi raporunda kazayı şu şekilde tarif etmiştir: “M. Ç. 14.06.2015 tarihinde saat 22.55 civarlarında, yerde bulunan halat çekme makinası ile halat çekilmesi işlemine yardım ettiği sırada, gerilim altındaki halat makarasının sabitlenmiş olduğu inşaat demirlerinden kurtularak bacaklarına çarpması neticesinde Basit Tıbbi Müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmıştır.’(İst. Cbs’nin … s.numaralı dosyası Ek.2)

Olayın yaşanmasında müvekkilin herhangi bir kusuru tespit edilememiştir. Zira olayın yaşandığı sırada sahada İş Güvenliği Uzmanı dahi bulunmamaktadır.(Soruşturma dosyasındaki tanık anlatımları bu hususu doğrulamaktadır.)

Bilirkişi … verdiği rapor dahilinde kusuru bulunan diğer çalışanlardan Stajyer Mühendis X asli kusurlu, proje müdürü B tali kusurlu kabul edilmiştir. Bu rapor doğrultusunda iddianame düzenlenerek şüpheliler hakkında taksirle adam yaralamadan dolayı İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde … E. sayısı ile kovuşturma yürütülmektedir.(Ek.3)

İş kazasının gerçekleşmesinin sebebi bahse konu makaranın uygun şekilde sabitlenmeden halat çekimine başlanmış olmasıdır. Müvekkile herhangi bir kusur atfedilmemiştir. Müvekkil gerek mesleki gerekse iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gerekli eğitimler verilmiş ve müvekkil bu eğitimleri başarıyla tamamlamıştır. Ayrıca işverenin verdiği emir ve talimatlara aykırı herhangi bir davranışı bulunmamıştır.

Gerek İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na gerekse İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliğine Göre işverenin işçilerin sağlık ve güvenliği açısından önemli bir tehlike oluşturabilecek, iş ekipmanının parçalarının kırılması, kopması veya dağılması riskine karşı uygun koruma önlemlerinin alınması, işçilerin bu işleri yapacakları yerlere güvenli bir şekilde ulaşabilmeleri ve orada güvenli bir şekilde çalışabilmeleri için uygun şartları sağlama yükümlülüğü vardır.

Somut olayda işveren, bu yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Savcılık dosyasına sunulan bilirkişi raporunda da değindiği üzere: “yönetmelik hükümleri yerine getirilerek, bahse konu makara, iş makinası ile kablo çekilmesi sırasında uygulanacak gerilimi karşılayabilecek şekilde sabitlenerek ve kablonun çekilmesi sırasında makaranın yerinden kurtulabileceği riski de değerlendirilerek, tehlike bölgesinde işçi çalıştırılmaması durumunda soruşturmaya konu kazanın önlenmesi mümkün olurdu” demiştir.

4-) Somut olayda işverence alınıp da işçi tarafından riayet edilmemiş bir kusur mevcut değildir. İşçiye kusur atfedilemeyeceği soruşturma dosyasındaki bilirkişi raporunda da belirtilmiştir. Bilirkişinin tanzim ettiği bu raporda özetle:

-Kazanın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, tedbirsizlik, dikkatsizlik ve ihmal sebebiyle meydana geldiği, kaçınılmazlık faktörünün bulunmadığı, müştekinin kusurunun bulunmadığı, beyan edilmiştir.(Rapor Ek.4’te sunulacaktır.)

5-) Yine Adli Tıp Kurumu’nun … sayılı raporunda kırıkların hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif(1),Orta(2-3) ve Ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında ve birden fazla kırık olması nedeniyle skorlama yapılarak şahısta saptanan kırıkların müştereken hayat fonksiyonlarını AĞIR(6) derecede etkileyeceği yönünde rapor verilmiştir.(Rapor Ek.5’te sunulacaktır.)

B-) MADDİ TAZMİNATA İLİŞKİN TALEPLERİMİZ

TBK md 49’a göre: “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”

Tazminatın kapsamına md 54 gereği tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar vs. girmektedir.

Her ne kadar kaza sonucu derhal yapılan müdahalelerin giderleri işveren tarafından karşılanmış olsa da müvekkilin iş kazasının sebep olduğu tedavisi devam etmektedir. Devam eden tedaviler ile iş kazası arasında illiyet bağı bulunduğundan tedavi giderlerinin tarafımıza ödenmesi gerekmektedir.

Müvekkil 8 ay raporlu kalmış ve bu süreçte kişisel ihtiyaçlarını gideremediğinden bakıcı tutmuştur. Bakıcı parasının da tazminat olarak istenmesi gerekmektedir.

SGK tarafından yapılan incelemede müvekkilin işgücü kaybı, maluliyet oranı, ekonomik geleceğinin ne oranda sarsıldığı görülecektir.(SGK Kayıtlarının celbini talep etmekteyiz.EK.6)

Tedavi gördüğü sırada müvekkile, … firmalarından mağaza müdür yardımcılığı mülakatlarına katılma teklifi gelmiş ancak müvekkil tedavisi dolayısıyla bu mülakatlara katılamadığı için kazanç kaybına uğramıştır.(Yazışmalar EK 7)

Ayrıca polislik mülakatlarına katılan müvekkil, ayağındaki platinler ve yürüyüş bozukluğu sebebiyle elenmiştir.(EK 8)

Görülmektedir ki müvekkilin ekonomik geleceğinin sarsıldığı çok açıktır. Bu sebeple şimdilik 1.000-TL maddi tazminat istemek gerekmiştir.

C-) MANEVİ TAZMİNATA İLİŞKİN TALEPLERİMİZ

TBK md 56’ya göre ’’Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.

Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.’’

Somut olayda makaranın müvekkilin bacaklarına şiddetli bir biçimde çarpması suretiyle yaşanan iş kazasında müvekkil zorlu bir tedavi süreci geçirmiş ve halen geçirmektedir.

Müvekkilin ekonomik geleceğinin sarsılması, polislik mülakatından elenmesi, gelen iş tekliflerine müspet cevap verememesi yaşanan üzüntünün en hafif yönüdür.

Bunun dışında müvekkil, zorlu ve acı verici tedavilerden, eve hapsolmasından dolayı psikolojik bunalıma girmiştir. Yaklaşık 1 seneden fazla süredir psikiyatra gitmektedir. Psikiyatrın verdiği biri kırmızı reçeteli olan ilaçları düzenli olarak kullanmaktadır.

Bu süreçte müvekkilde özgüven eksikliği oluşmuştur. Dışarı çıkamamaya adımını korkarak atmaya ve insanlarla diyaloğa girmek istememeye başlamıştır. Psikiyatr doktor, müvekkile %40 oranında ruhsal sıkıntıya ilişkin rapor verebileceğini bildirmiştir.(EK 8 Celbi talep olunur.)

Yaşanan ağır travma hala devam etmektedir. Bu sebeple maddi kayıpların verdiği manevi zarar ile ayrıca yaşanan manevi ızdırap, müvekkilin kusursuzluğu, karşı tarafın ağır ihmali ve bedensel bütünlüğün ağır bir şekilde zarara uğratıldığı göz önüne alındığında 200.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tarafımıza ödenmesini istemek zorunluluğu doğmuştur.

GEÇİCİ ÖDEME TAZMİNATI TALEBİMİZ HAKKINDA

Türk Borçlar Kanunu’nun 76. maddesine göre:

“Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir.

Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.’’

Borçlar Kanunu’nun bu hükmü uzun süren dava süreçlerinde iş kazasına uğradığı sabit olan mağdur işçiyi kısmen de olsa belli bir tazminata kavuşturmak ve işçinin mağduriyetini önlemektir. Bu suretle dava sonunda alınacak tazminat miktarına kısmen önceden kavuşularak işçinin duyduğu ızdırap ve fiziki acılar azaltılacaktır. Bu sebeple iş kazası sabit olan somut olayda kısmi ödeme talep etme zaruriyeti doğmuştur.

HUKUKİ DELİLLER : Delil sunma hakkımız saklıdır.

HUKUKİ SEBEPLER : İş Kanunu, TBK, HMK vs. mevzuat

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izaha çalıştığımız nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla:

-TBK md 76’ya göre iş kazası yaşadığı sabit olan işçi lehine, dava sonunda mahsup edilmek üzere 30.000-TL manevi tazminata GEÇİCİ ÖDEME TAZMİNATI OLARAK HÜKMEDİLMESİNE,

-Davamızın KABULÜ ile

-Belirsiz alacak davası olarak ikame ettiğimiz maddi tazminattan SGK’dan gelecek maluliyet dosyası da göz önüne alınarak şimdilik 1.000-TL’nin olay tarihinden(14.06.2015) itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte TAHSİLİNE,

-300.000-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte TAHSİLİNE,

-Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara TAHMİLİNE,

Karar verilmesini arz ve talep ederiz.

DAVACI VEKİLİ

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir