İhbar Dilekçesine Karşı Cevap Dilekçesi Örneği
ADANA … İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE,
DOSYA NO :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
KONU : Davanın ihbarına karşı cevaplarımızın sunulmasından ve zamanaşımı itirazlarımızdan ibarettir.
AÇIKLAMALAR
1-) Müvekkil şirkete ihbarı yapılan işbu davada müvekkil şirket Taraf sıfatına haiz değildir.
Davanın ihbarı, ihbar olunana taraf sıfatı kazandırmaz. Bu nedenle lehine veya aleyhine hüküm kurulamaz.(YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas:2003/4452 Karar:2003/11584, 08.12.2003 tarihli kararı )
Davacı işçi , ihbar olunan müvekkil şirkette bir dönem çalışan işçi olarak görünmektedir. Ancak müvekkil şirket, davacı işçinin, alt işvereni olup; davacı üst işveren ……………. ile ihale usulü yapılan Hizmet Alım Sözleşmesi uyarınca çalışmaktaydı. Davacı işçi, Esasen davalı kurumun işçisi olup, davalı Kurum tarafından işe alınmış, davalı Kurum yetkilileri tarafından emir ve talimat alarak çalıştırılmıştır.
Müvekkil şirket yönünden işçinin akdi davalı kurum ile müvekkil şirket arasında imzalanan sözleşmenin süresinin bitimi sebebiyle çıkarılmıştır. Bu sözleşme belirli süreli iş sözleşmesi niteliğinde olduğundan müvekkil alt işveren, davalı üst işveren ………… bünyesindeki işçileri ile sözleşme süresine mahsus çalışmıştır. Belirli süreli olarak müvekkil şirket ile İzmir Metro arasında kurulan Hizmet Alım Sözleşmesi’nin süresinin dolmasıyla, müvekkil firma ile kurumun işçileri arasındaki iş sözleşmesi sonlanmıştır. Davacı işçinin, müvekkil şirkette işten çıkış sebebinin belirli süreli iş sözleşmesinin süresinin dolması nedeniyle olduğu SGK işe giriş ve işten çıkış bildirgelerinde sabittir.
Müvekkil şirket , Üst İşveren İzmir Metro’nun emir ve talimatları ile bağlıdır. Çalışanlarının işe girişi, işten çıkışı gibi hususlarda İzmir Metro tek başına yetkili olup ihbar olunan Müvekkil bu talimatları uygulamakla mükelleftir. Yapılan iş ihale kapsamında olup alt işveren olan müvekkil Şirketin işbu hususlarda yetkisi ve insiyatif hakkı bulunmamaktadır. Başka bir deyişle, Müvekkil alt işveren konumunda olup, gerek çalıştırılacak işçi sayısı,gerek çalışma koşul ve şartları gerekse de işten çıkartma ve işe alma gibi hakların ihale makamı tarafından kullanıldığı,davalı müvekkilin bu yönde bir tasarrufunun bulunmadığı ancak sosyal güvenlik hukuku açısından işçiyle şeklen bir ilişki kurulduğu tartışmasızdır.
2-) Ayrıca tekrarla belirtmek isteriz ki, DAVACININ TALEP ETMİŞ OLDUĞU ALACAK KALEMLERİ ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞTIR.Davacı tarafından Sayın Mahkemenize yukarıda belirtilen esas numarası ile açılan alacak davasında, öncelikle zamanaşımı def’inde bulunuyoruz. Davacı tarafın, dava dilekçesiyle talep etmiş olduğu alacak kalemleri zamanaşımına uğramış olduğundan, davacının davasının zamanaşımı ve hak düşürücü süreler yönünden reddi gerekir.
3-) Davacı işçinin iddiaları mesnetsiz ve gerçek dışı iddialardır. Davayı Kabul anlamına gelmemekle birlikte, Sayın Mahkeme davacı yanın alacağı bulunduğu kanaatindeyse , ihbar olunan müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmamaktadır. Şöyle ki; 6252 sayılı yasa ile değişik 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesinin, işçi alacaklarının ödenmesine yönelik bütün sorumluluğu ilgili kamu kurum ve kuruluşuna yüklediği açıktır. Anılan yasal hükümler, ihale ile hizmet alımı suretiyle alt işverenlerce yürütülen hizmetlerde, işçilerin işçi alacaklarının ihaleyi yapan kurum ve kuruluş tarafından karşılanacağı hükmünü içermektedir. Bu itibarla, müvekkil şirkete işçi alacakları ile ilgili bir sorumluluk yükletilemez.Yasanın bu düzenlemesi emredici nitelikte olup,taraflar arasında akdedilen sözleşmenin bu yasa maddesine aykırı olan hususlarının yok hükmünde olduğu tartışmasızdır.
Her ne kadar Anayasa Mahkemesi 19/09/2019 tarihli, 2019/42E. , 2019/73K. sayılı kararı ile işbu kanun hükmünü iptal etmiş olsa da, hukuka güven ilkesinin bir sonucu olarak bu iptal kararı geriye yürümeyecektir.
4-) Yerleşik yargı uygulamaları göz önüne alındığında ihale edilen işte çalıştırılacak personelin gerek sayısının gerek çalışma koşullarının gerekse de alacakları ücretlerin ihale dökümanında belirlenmiş olması ve münhasıran bütün çalışmanın ihale edilen işyerinde gerçekleştirilecek olması hususları bir arada değerlendirildiğinde davacının çalıştırdığı işçilere karşı asıl işveren konumunda bulunduğu her türlü tartışmadan uzaktır.
5-) Diğer yandan, işçiye ödenen tazminatlardan müvekkilin sorumlu tutulabilmesi için, MÜVEKKİLİN İŞÇİYİ ÇALIŞTIRDIĞI SÜRENİN SONUNDAN İTİBAREN 2 YIL SÜRE İLE SORUMLULUĞU MÜMKÜN OLACAKTIR . Kaldı ki Müvekkil Şirket kendi dönemiyle sorumlu olmak üzere Davacı Murat DEMİRCİ’NİN İŞÇİLİK ALACAKLARINI ÖDEMİŞ OLUP, DAVACININ MÜVEKKİL ŞİRKETTEN BİR ALACAĞI BULUNMAMAKTADIR.
HUKUKİ NEDENLER : İş Kanunu, Borçlar Kanunu ve ilgili diğer mevzuatlar.
DELİLLER : Belirli süreli İş Sözleşmesi, Çalışma dönemine ilişkin kayıtlar ve mesai çizelgesi, Bilirkişi incelemesi, yemin ve her türlü yasal delil.
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda izah edilen ve re’sen nazara alınacak nedenlerle;
Tüm beyanlarımız doğrultusunda, müvekkil şirketin davaya ihbar olunan olarak kabulüne,
Davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının REDDİNE,
Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla, bilvekale arz ve talep ederiz. tarih
İhbar Olunan Şirket Vekili
Avukat İncekaş Hukuk Bürosu