ADANA İCRA HUKUK MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO:
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVACI:
VEKİLİ:
KONU: Borca itiraza cevaplarımızdır.
AÇIKLAMALAR:
1-Davacı A tarafından mahkemenize yapılmış olan itiraz dilekçesi ve tensip zaptı tarafımıza A tarihinde tebliğ edilmiş olup süresi içerisinde cevap dilekçemizi sunuyoruz.
2-Davacı A ile müvekkilim A arasında A tarihinde yapmış oldukları KYK Yurt Müdürlüğü A Erkek öğrenci yurdu onarım işinde tüm sıhhi tesisat, mekanik tesisat ve yangın tesisat işlerinin anahtar teslim proje teknik şartnameye uygun olarak iş yapılması konusunda sözleşme imzalamışlardır. Bu sözleşmeye göre davacı taraf iş gereği alınması gereken malzemeyi kendisi temin edecek ücreti ise müvekkilim tarafından karşılanacaktır. Ancak davacı bu sözleşmeye uymayarak işi yarım bırakmıştır. İşin tamamlanması amacıyla müvekkilimiz gerekli malzemeler temin edilerek davacıya teslim edilmiş, davacıdan da temin edilen malzeme tutarının sözleşmede belirtilen iş bedelinden fazla olan bedeline karşılık A tarihinde senet düzenlenmiştir.
3-Senet üzerinde ödeme tarihi olarak A belirtilmiş olmakla davacı tarafından müvekkilimize herhangi bir ödeme gerçekleştirilmemiştir. Davacı borçlu hakkında A tarihinde icra takibi yapılmış ve ödeme emri borçluya A tarihinde tebliğ edilmiştir. Öncelikle senedin kambiyo senedi vasfı taşımadığına dayanan iddiaları reddediyoruz. Şöyle ki;
a) Davacı itiraz dilekçesinde senet üzerinde düzenleme yerinin bulunmadığı gerekçesiyle senedin kambiyo vasfı bulunmadığını belirtmiştir. Ancak TTK’nın 776/1-f maddesi gereğince senette tanzim yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanun’un 777/4. maddesine göre ise, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Tanzim yeri olarak idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması yeterli olup ayrıca adres gösterilmesi zorunlu bulunmamaktadır. Açık hüküm esas alındığında düzenleyen borçlu davacı A adresi senet üzerinde açık bir şekilde belirtilmiştir.
b) Davacı yine dava dilekçesinde senet üzerinde hangi ildeki mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğuna dair kaydın bulunmamasını senedin kambiyo vasfını kaybettirdiğini ileri sürmüştür. Yetki konusunu şu şekilde özetleyebiliriz. Bonoda düzenlenme tarihinin altına yazılan yer, bu yer belirtilmemiş ise senet borçlusunun adres kısmında gösterdiği yer ve senet içeriğinde yetkiye ilişkin düzenleme var ise o yer icra dairelerinin yetkili olduğudur. Bununla birlikte senetler aranacak borç nitelinde olduğu için, senet alacaklısı kendi ikametgâhında bu icra takibini başlatamaz. Açık olan bu kural karşısında borçlu davacının senet üzerindeki adresi A olduğu açıktır ve bu haliyle senet takibinde yetkili icra mahkeme ve icra dairesinin A olduğu açıktır. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takiplerinde yetkiye icra takibinin başlatıldığı icra hukuk mahkemesine verilecek olan dilekçe ile beş gün içerisinde yapılır. Ancak bu itirazda açıkça hangi icra dairesinin yetkili olduğu yazılmak zorundadır. Aksi takdirde yetki itirazı kabul görmez ve davanın reddine karar verilir. Ayrıca belirttiğimiz üzere bu yetki itirazı icra dairesine değil ilgili icra hukuk mahkemesine yapılır. Davacı yetkiye dayalı itirazlarını mahkemenize sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde ileri sürmüş ancak açıkça hangi icra dairesinin yetkili olduğunu belirtmemiştir. Bu şekliyle davacını yetkiye dayalı itirazı geçersizdir.
c) Davaya ve takibe konu senet, davacının müvekkilim ile yapmış olduğu sözleşmeye uymaması sonucunda müvekkilimin işin tamamlanması amacıyla davacıya iş konusu malzemeleri alması ve tarafına teslim etmesi, bunun karşılığı olarak davacı tarafından müvekkilimiz adına düzenlenmiştir. Davacıya iş konusu malzemelerin tedarik edilerek teslim edildiği ekte sunduğumuz makbuzlar, müvekkilime ait defter kaydı ve davacı ile birlikte çalışan taşeron işçilerin şahitliği ile sabittir.
d) TTK’nın 776. Maddesine göre bono veya emre muharrer senedin ‘düzenleyenin imzasını’ içermesi zorunlu olup, senet için normalde tek imza yeterlidir. Senet borçlusunun gerçek kişi olduğu durumlarda ikinci imzanın pek bir önemi bulunmamaktadır. Ancak senet borçlusunun tüzel kişi olması durumunda imzanın kaşe üzerine atılmış olması önem arz eder. İş bu davaya konu takip borçlusu ise gerçek kişi olup herhangi bir şirket yetkilisi de değildir. Senet üzerinde borçluya ait imza ıslak imza şeklinde mevcut bulunmaktadır.
e) Davalı tarafça senedin teminat senedi olduğu, müvekkilim ve davacı taraf arasındaki sözleşmeden kaynaklı olarak verildiği iddia edilse de iş bu davaya konu bono teminat senedi niteliğinde değildir. Teminat senetlerinde senedin teminat senedi olduğu açıkça belirtilmeli, senede atıf yapılmalı, ayrıca teminat senedine konu olan iş sözleşmesi de hazırlanıp her nüshalarının da taraflarda olması sağlanmalıdır. Maddeler halinde sıralarsak:
1-)Senedin vade kısmına “Teminat Senedidir” ibaresi yazılmalıdır. 2-)Senedin ön yüzüne “Şu sözleşmeye konu olarak hazırlanmıştır ” denilmeli, 3-)Senedin arka yüzüne (Ciro edilen bölüme) Hangi konu için teminat senedinin hazırlandığı özetlenmelidir. 4-) Özet kısmında “-şu,şu anlaşma üzerine bu teminat sözleşmesi hazırlanmıştır, sözleşme konusu tamamlandığında teminat senedinin hükümleri geçersizdir, ciro edilemez” notu borçlunun güvenliği açısından yazılması önemlidir. 5-) Rakamı yazılmayan, kısaca boş senede atılan imzalar borç doğursa da yasal değildir. Tarafların bilgisi halinde doldurulmalıdır. Alacaklı, işveren tarafından tutarı boş bırakılan senetler imza için talep edilemez. Boş bırakılıp sonradan doldurmak aynı zamanda suçtur.
Açıkladığımız unsurlar çerçevesinde davacının müvekkilimiz adına düzenlemiş olduğu senette herhangi bir şekilde ‘teminat senedidir’ ifadesi bulunmamaktadır. Ayrıca davacının, müvekkilimiz ile davacı arasında imzalanan sözleşmeye riayet etmemesi nedeniyle işin yarım kalması sonucunda müvekkilimin işi bitirmek amacıyla sözleşmede belirtilen tesisat malzemelerini bizzat kendisi tedarik etmek zorunda almış, sözleşme belirtilen fiyatın üzerinde tutan miktar için davacı tarafından senet düzenlenmiştir.
4- Davacı borçlunun mal kaçırma tehlikesi nedeniyle hakkında Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi A D.İŞ ESAS A KARAR sayılı dosya ihtiyati haciz kararı alınmış ve bu karar doğrultusunda da aracına haciz bırakılmıştır. Borçlunun bu takibe yaptığı itiraz kötü niyetli ve takibi sürünceme de bırakma amaçlıdır. Ekte sunduğumuz A keşide tarihli A TL bedelli bonodaki imzalar incelendiğinde imzanın davacı borçluya ait olduğu anlaşılacaktır. Hal böyle iken borçlunun kötü niyetli olarak itiraz ettiği aşikardır.
HUKUKİ SEBEPLER: TTK, TBK ve mevzuatın ilgili hükümleri
DELİLLER: A İcra Müdürlüğü’nün A Esas sayılı takip dosyası ve münderecatı, şirketin defter kayıtları, makbuzlar, tanık, bilirkişi incelemesi, yemin ve her türlü yasal ve hukuki delil
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan ve mahkemenizce re’sen nazara alınacak sebepler neticesinde haksız yere ve süresi dışında imzaya, borca ve faize itiraz eden borçluların takibin iptali davasının reddi ile % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini takdir ve tensiplerinize arz ederiz.
Davalı Vekili