İhtiyati tedbir kararına karşı istinaf başvurusu yapılması durumunda bu başvuruya nasıl bir cevap dilekçesi hazırlanır? Dilekçede hangi bilgilerin yer alması gerekir, önemle üzerinde durulması gereken noktalar nelerdir?
İhtiyati Tedbir İstinafa Cevap Dilekçesi
Aşağıda ihtiyati tedbir konulu istinaf başvurusuna nasıl bir cevap verileceğine dair örnek dilekçeyi bulacaksınız.
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE
Gönderilmek Üzere
12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
Dosya No:
İSTİNAFA CEVAP VEREN DAVACI:
VEKİLİ:
İstinaf yoluna giden DAVALI:
VEKİLİ:
KONU: Davanın konusuz kalmaması, telafisi imkansız zararların doğmaması için ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalının itiraz dilekçesine cevaplarımızın sunulması ile haksız yersiz istinaf taleplerinini REDDİ talebinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR
Dava konusu taşınmazla alakalı ihtiyati tedbir talebimiz daha önce elimizde bulunması imkansız olan ve mahkemece celp edilmesi gereken deliller celp edilmeden ve tanıklar dinlenmeden iddialarımızın soyut olduğu ve yaklaşık ispatın olduşmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi ve istinaf yolunda ihtiyati tedbir talebimiz reddedilmiştir. Usul ve yasaya aykırı olan bu red kararı daha sonra ilk derece mahkemesi tarafından delillerin bir kısmı toplanınca dava konusu olaya ilişkin banka dekont ödemelerine ilişkin belgeler dosyaya intikal edince haklı tedbir talebimizde; yaklaşık ispatın oluştuğu kabulü ile telafisi imkansız zararların oluşmaması için mevcut durumun korunması ve ihtiyati tedbir konulması uygun görülmüş ve talebimiz kabul edilmiştir.
Söz konusu delillerin tarafımızca sunulması, elde edilmesi imkansızdır. Deliller ancak kooperatif tarafından ….’e ait kooperatif kayıtları, ödeme planları ve banka hesap hareketleri alındıktan, müvekkilin ve davalının ilgili tarihlerdeki hesap hareketleri incelendikten, dava dilekçemizde belirtiğimiz tanıklar dinlendikten sonra başkaca delil ve karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydı ile toplanmış sayılacaktır.
Söz konusu deliller toplanmış, tanıklar dinlenmiş olsaydı müvekkilin haklı durumu aşikar olacağından ihtiyati tedbir kararına gerek kalmaksızın haklılık ispatlanmış ve müvekkil lehine karar verilmiş olacaktı. İhtiyati tedbir talebindeki hukuki yarar dava konusu uyuşmazlık ile alakalı telafisi zor ve imkansız durumların oluşmaması için usul gereği uzayan yargılama sürecinde dava konusu ile alakalı mevcut durumun korunmasıdır. 6100 sayılı HMK m.389/1 uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Davalı, dava hakkında dava sürecini uzatmak dava konusunu dağıtmak adına soyut iddialardan öteye gidememiştir. Nitekim davalının hesabı incelenip bahsettiğimiz para akışı ispatlanınca söz konusu hesabın davalıya değil davalının boşanmış olduğu eşine ait olduğunu söylemiştir oysa hesabın davalıya ait olduğu banka kayıtlarında açıktır.. Davada talep ettiğimiz deliller mahkemece celp edildiği, toparlandığı ve dinleteceğimiz tanıklar dinlendiği takdirde iddia ettiğimiz gibi söz konusu taşınmazın müvekkile ait olduğu ve duyduğu güven ile davalı adına geçici süreliğine tescil ettiği, davalının yalnızca ….’da bulunduğu için müvekkil adına söz konusu kooperatif ile alakalı işlemleri yürüttüğü, müvekkil …’ya gidince devri kendisinden alacağı ama fırsat bulamadığı, söz konusu işlemlerin ve ilişkinin davalı ve müvekkil arasında o dönem var olan akrabalık, dostluk ilişkisinden kaynaklandığı, davalının bu eski dostluk ve akrabalık ilişkisini hiçe sayarak dava konusu hisse kıymetlenince ve müvekkilin hissesi gereği bir daire de müvekkil hissesine düşünce dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkilin hakkını reddettiği aşikardır.Zira dairelerin teslimi söz konusu oluncaya kadar müvekkilin ödediği para haricinde davalı tarafından yatırılan herhangi bir parada yoktur. Tüm bunlar yargılama sürecinde kesin bir şekilde ispatlanacak olup şuanda kooperatif ve bankadan mahkemeye sunulan belgeler yaklaşık ispatı sağlamıştır. Müvekkil adına telafisi imkansız zararların oluşmaması için taşınmazın şu anki hukuki durumu korunmalıdır.
YARGITAY 8.HUKUK DAİRESİ E:2012/ 1742 K: 2012 / 1778
‘’Somut olaya bakıldığında; davacı tarafın dava ile elde edebileceği alacağı güvence altına alma amacı ile ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, dava konusu taşınmaz ve araçların fazla miktarda olmasına rağmen talebin niteliği gereği elde edilebilecek alacak miktarı gözetilerek bir adet taşınmaz ve iki adet araçla ilgili ihtiyati tedbir istendiği, gerek tapu gerek trafik tescil kayıtlan üzerine konacak olan tedbir sebebiyle davalı taraf mağdur olmayacağı gibi tedbir istenen taşınmaz ve araçların dava sırasında devredilmeleri halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlanabileceği ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar da doğabileceği endişesi de gözetilerek, mahkeme gerekçesinde belirtildiğinin aksine tedbire konu taşınmaz ve araçların da dava konusu olmaları karşısında tarafların menfaat dengesi ve ihtiyati tedbirin amacı birlikte düşünüldüğünde davacının-ihtiyati tedbir talebinin Hukuk Muhakemesi Kanununun ilgili maddeleri gereğince kabulü ile isteğin taşınmaz ve araçların sicil kayıtlarına başkasına devirlerinin önlenmesi yönünden davalı oldukları bildirilerek geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararı konulması gerekirken reddedilmiş olması doğru olmamıştır.’’
Dava dosyasında bulunan ve müvekkil ile davalı arasında para akışını belgeleyen banka dekontları iddia ettiğimiz inançlı işlemin gerçekleşmiş olduğuna delildir. İhtiyati tedbirden beklenen hukuki yarar yaklaşık ispatın gerçekleştiği durumlarda telafisi zor ve imkansız durumların oluşmaması adına uyuşmazlık konusu şeyin mevcut durumunu korumasıdır. Davada neticeten talebimiz dava konusu taşınmazın, kesin delillerle ispatlayacağımız üzere müvekkil adına tescili olsa da şuan için yalnızca dava konusu taşınmazın mevcut durumunu korumasını talep ediyoruz. Yaklaşık ispatı gerçekleşmiş olan bu haklı iddialarımızdan ötürü davalının göreceği herhangi bir zarar yoktur ama söz konusu taşınmazın devri konusunda davalıya bir tasarruf imkanı tanınması halinde bu devrin gerçekleşeceği ve müvekkilin telafisi zor zararlara uğrayacağı açıktır. Hak ve menfaat dengesi gözetildiği takdirde yaklaşık ispatı gerçekleşmiş dava konusu hakkında bir tedbir kararı alınması ve ŞU ANKİ HUKUKİ DURUMUNUN KORUNMASI usul, yasa ve yüksek mahkeme içtihatları göz önünde bulundurulduğu takdirde haklı ve elzem bir tedbirdir. Bu sebeple davalının tedbir kararına itirazlarının reddi gerekir.
NETİCE VE TALEP: Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile dairenizce resen tespit edilecek sair nedenler doğrultusunda;
1-Tedbir yönünden davalının haksız ve yersiz İstinaf itirazlarının REDDİNE,
2-…. 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce …. esas sayılı dosyasında … tarihli ihtiyati tedbir kararının devamına,
3-Yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.
İstinafa Cevap Veren Davacı Vekili
İlgili Kanun Maddeleri
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 345 - İstinaf Başvuru Süresi
Madde 345 – (1) İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 347 - İstinaf dilekçesine cevap
Madde 347 – (1) İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemece karşı tarafa tebliğ olunur.
(2) Karşı taraf, tebliğden itibaren iki hafta içinde cevap dilekçesini kararı veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verebilir.
(3) Kararı veren mahkeme, dilekçeler verildikten veya bunun için belli süreler geçtikten sonra, dosyayı dizi listesine bağlı olarak ilgili bölge adliye mahkemesine gönderir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 348 - Katılma yolu ile başvurma
Madde 348 – (1) İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı iki hafta içinde cevap verebilir.
(2) İstinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder veya talebi bölge adliye mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 394 - İhtiyati tedbir kararına karşı itiraz
Madde 394 – (1) Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz.
(2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir.
(3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler.
(4) İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.
(5) İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.