Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davasına Cevap 1
ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE
CEVAP VEREN DAVALI:
DAVACILAR:
VEKİLİ: Adana Avukat Saim İNCEKAŞ
KONU: Dava dilekçesine karşı cevaplarımızın sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR
Sayın Mahkeme’de yukarıdaki esas numarası ile açılmış olan iş bu dava ve iddia edilen hususlar hukuki dayanaktan yoksun olup usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle davanın reddi gerekmektedir. Şöyle ki;
1-) X ablamın çocukları ve babamın torunları olup, benim de yeğenlerim olmaktadır. Davacıların, dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.
2-) Davacılar, murisin yaşamı boyunca yanında olmamış, murisle senelerce görüşmemişler vefatının ardından çıkar elde etme maksadıyla harekete geçmişlerdir. Muris babamın yaşlı ve hasta olması sebebiyle bakım ve ihtiyaçlarını X yılından itibaren kendim üstlendim ve yerine getirdim. Muris babam prostat kanseri idi ve hastalığı sebebiyle ameliyat olması gerekiyordu, X yılında X’da çalıştığım dönemde yanıma gelerek BX hastanesinde ameliyat oldu. Ameliyatından sonra rahatsızlığını devamlı olarak takip ettik. Muris babamın yaşlılığı sebebiyle başka hastalıklarının da meydana gelmesi, sürekli bakıma ve yardıma muhtaç olması sebebiyle X yılında ailemin yaşadığı yer olan ……. ilçesine bağlı X köyüne ailemin yanına yerleştim. Babam tarımla uğraşıp, meyve ve sebzeleri kendi tarlalarında ekip yetiştirirdi. Yaşlanması sebebiyle hareket kabiliyetleri sınırlandığından ve tarlanın gerek ekilmesi, sulanması, ürünlerin hasat edilmesi gibi tüm tarım işlerini artık yapamadığından X yılından itibaren tüm işleri ben üstlendim. Anne ve muris babamın ölümlerine kadar tüm bakım ve ihtiyaçlarını eksiksiz ve tam olarak karşıladım. Tüm bunlara komşularım ve kardeşlerim şahittir. Dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere babam X ile aramızda X tarihli Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi düzenlenmiştir. Sözleşme; X tarlanın tamamı babam X ölünceye kadar bakıp beslemek ve görüp gözetmek kaydıyla tarafıma taşınmazların tescilini içermektedir. Davacılar, babam X akli dengesinin yerinde olmadığını ve sözleşme yapmaya ehil olmadığını iddia etmişlerdir. Bu iddiaları; asılsız olup, muris babamın ölümüne kadar akıl sağlığı ve bilinci son derece yerinde idi. Muris ile aramızdaki Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi X Tapu Müdürlüğü’nde resmi görevliler ve tanıklar huzurunda usul ve yasaya uygun bir şekilde düzenlenerek yapılmıştır.
3-) Muvazaalı olarak tarafıma devredildiği iddia edilen taşınmazları X sayılı taşınmazları X tarihinde muristen bedeli karşılığında satın aldım. Bahsedildiği gibi bağışlama durumu söz konusu değildir. Bu taşınmazın bedelini ödeyecek maddi gücüm bulunmaktadır. Şöyle ki; X sene öğretmenlik yaptıktan sonra X yılında emekli oldum. Emekli olduktan sonra aldığım emekli parası ve emekli maaşımı biriktirerek dava konusu taşınmazları satın aldım. Satış işlemi, iki tarafında gerçek ve özgür iradeleri doğrultusunda, resmi satış prosedürü için aranan bütün şartları taşıyan bir taşınmaz satış işlemidir.Tapuda resmi görevliler önünde de devir işlemi gerçekleşmiştir.Muris babam ile aramızda yapılan satış işlemi, iki tarafında gerçek ve özgür iradeleri doğrultusunda, resmi satış prosedürü için aranan bütün sıhhat şartlarını taşıyan bir taşınmaz satış işlemidir. İki tarafında gerçek iradelerini yansıtan bu satış işlemi bütün geçerlilik unsurlarını taşımakta ve ardında gizli bir sözleşme barındırmamaktadır. Murisin taşınmazı istediği bedele satma özgürlüğü vardır. Kaldı ki taşınmazın devredildiği değer piyasa şartlarına göre normaldir. Takdir edersiniz ki kişi taşınmazını istediği bedel üzerinden satabilir, piyasa değerinde satış yapmak zorunda olmadığı gibi bu bedel üzerinden de satış yapmaya zorlanamaz. Sözleşme serbestisi uyarınca tarafların iradeleri doğrultusunda bedeli istediği şekilde belirleyebilecekleri de aşikârdır. Kaldı ki gerçek bedel ile satış bedeli arasındaki fark muvazaaya karine teşkil etmemektedir. Bu bedeller arasındaki büyük fark muvazaanı kabulü için tek başına yeterli olmamaktadır. Muvazaanın ayrıca diğer delillerle de ispat olunması gerekir. Davacılar tarafından bu iddialarını destekleyecek herhangi bir delil sunulmadığı açıktır.
4-) Hal böyle olmakla davacı tarafın tüm iddiaları kötü niyetlidir ve amaçları haksız kazanç elde etmektir. Davacıların tüm iddiaları gerçeğe aykırıdır. Tek amaçları sağlığında hal hatır bile sormadıkları murisin ölümüyle bir anda kıymetli hale gelmesi ve onun mirasından haksız kazanç elde etmektir. Davacı taraflar tapudaki işlemin muvazaalı olduğunu ispat edebilecek herhangi bir delil sunamamışlardır.Medeni Kanun, iddia edenin iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğunu belirtmektedir.Hal böyle iken muvazaalı bir işlemin olmadığını ispat etme yükümlülüğüm bulunmamakta tam aksine davacı tarafın böyle bir işlemin varlığını ispat etmesi gerekmektedir. Bu amaç doğrultusunda gerçeğe uygun olmayan bizzat tarafımı suçlayan iddialarda bulunmaktadırlar.
Yukarıda açıkladığım nedenlerle usul ve yasaya aykırı açılan işbu davanın reddi gerekmektedir. Açılmış bulunan dava, kötü niyetle haksız kazanç sağlamaya yönelik olup davacıların soyut iddialarından ibarettir. Bu sebeplerle davacıların muvazaa sebebine dayalı tapu iptali ve tapuya tesciline ilişkin taleplerinin reddini talep ediyorum. (tarih)
HUKUKİ SEBEPLER : TMK, BK, HMK ve ilgili yasal mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : Veraset ilamları, Muris ile aramızda yapılan Ölünceye Kadar Bakma Söz. ilişkin resmi senet, tapu kayıtları,keşif ve bilirkişi incelemesi ,tanık anlatımı ve tüm yasal deliller.
CEVAP VEREN DAVALI
Avukat Saim İncekaş – Adana Miras Avukatı
Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davasına Cevap 2
ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO:
Cevap veren Davalılar:
Vekili:
Davacılar:
Vekili:
T.Konusu: Davacıların açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasına karşı cevaplarımızın sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR:
Davacılar dava dilekçesinde Adalet Mah. adresinde kain tapunun iptalini istemiştir. İlk olarak davacıların tam olarak hangi tapu için dava açtığı belli değildir. Bu nedenle davacıya bu konu hakkında kesin süre verilmesini talep ederiz.
Davacılar bu davayı tamamen kötü niyetli olarak açmışlardır. Müvekkilim Ayşe muris İhsan ile 30 yıldır birlikte yaşamaktadır. Davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hastalıkların hepsinde murise müvekkilim bakmıştır. Ekte sunmuş olduğumuz belgelere baktığımızda bütün hastane masraflarını müvekkillerim yapmıştır. Müvekkillerim, davacıları hastaneden aradıklarında davacılar hastaneye gelmeye bile gerek duymamışlardır. Dinleteceğimiz tanıkların beyanıyla da davacıların babalarına bakmadığı ortaya çıkacaktır.
Davacı dava dilekçesinde tüm hastalıklarının sorulmasını SGK’dan sorulmasını talep etmiştir. Ek’te sunmuş olduğumuz belgelere bakıldığında zaten murisin bütün hastalıkları bellidir. Yukarıda belirttiğimiz gibi bütün hastalıklarda müvekkillerim yanında olmuştur.
Davacılar sadece muris vefatından sonra mal peşine koşarken müvekkillerim murisi hastane hastane gezdirmişler ve bakımlarını yapmışlardır.
Davacı dava dilekçesinde müvekkillerimin murisin etinden ve sütünden yararlandığını beyan etmiştir. Dinletilecek tanıklarla ve dosyaya sunulan belgelerle davacının nasıl kötü niyetli olarak bu sözü söylediği anlaşılacaktır. Çünkü müvekkilim bütün hastalıklarında hatta son nefesinde dahi murisin yanındadır. Muris öldükten sonra davacılar gibi mirasçısı olduğunu hatırlamamıştır.
Davacı dava dilekçesinde murisin bakıma muhtaç halde iken kandırılarak müvekkilime vekalet verildiğini beyan edilmiştir. Bu tamamen mahkemeyi yanıltmak için müvekkillerime atılmış bir iftaradır. Çünkü muris aynı yıl içerisinde diğer mirasçılarına da tapu devretmiştir. Ancak davacılar bu tapu devrinden bilerek ve kötü niyetli olarak bahsetmemişlerdir. Dinletilecek tanıklarla da aynı yıl içerisinde murisin bütün mirasçılarına tapu devrettiğini, imam nikahlı eşine de aynı yıl içerisinde de tapu devrettiğini beyan edecektir.
Tapu kaydı istenildiğinde 10/10/2012 yılında murisin davacılara satış yaptığı ortaya çıkacaktır. Diğer tapu kayıtları daha sonra bildirilecektir.
Davacı yine tamamen kötü niyetli olarak ve murisi küçük düşürmek amaçlı noterden verilecek vekaletname için sağlık raporu alınmasını zorunlu gibi göstermiştir.
65 yaş üstü sağlık raporu alınması 17/08/2013 tarihinde 28738 numaralı Resmi Gazete ile zorunlu hale gelmiş ve 2015 yılında kaldırılmıştır. Muris ise satışı 2012 yılında yapmıştır. Ayrıca muris satışı kendisi yapmış olup, vekalet vermemiştir. Ancak davacı tamamen kötü niyetli olarak hem satışın vekaletle yapıldığını beyan etmiş hem de sağlık raporu zorunludur diyerek muhterem mahkemeyi yanıltmaya çalışmıştır. Murisin akli dengesi yerinde olup yapılan işlem geçerlidir.
Adalet bakanlığı 2015 yılında sağlık raporu zorunluluğunu ortadan kaldırmıştır.
Tasarruf yetkisinin belirlenmesi;
MADDE 19 – (1) İstemde bulunanların fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılır.
(2) Müdürlük, istem sahibinin ifade, tavır ve davranışlarından fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda şüpheye düşerse resmî veya özel sağlık kuruluşundan ilgilinin ayırt etme gücüne sahip olup olmadığı hakkında fotoğraflı sağlık raporu ister. Raporun tarihi ve numarası resmî senet veya istem belgesi içeriğinde belirtilir ve raporun aslı işlem dosyasında saklanır.
İlgili maddeye göre noter muris İhsan’ın sağlığının yerinde olduğunu tespit etmiş ve sağlık raporu aldırılmasına gerek duymamıştır. Noter tamamen kanunun kendisine tanımış olduğu hakları kullanarak muris için sağlık raporu aldırılmasına gerek görmemiştir. Bu nedenle muris İhsan’ın ne kadar akli dengesinin yerinde olduğu ortadadır. Davacının bu beyanları tamamen muhterem mahkemeyi yanıltmak amaçlıdır.
Davacı dilekçesinde vekaletnamenin taraflı olduğunu ve talep üzerine verildiğini beyan ederek, müvekkillerim yanı sıra Adana 4. Noterine de iftira atmıştır. Müvekkilim Adana 4. Noterini tanımamaktadır. Davacılar da bu konuda dosyaya belgede sunmamışlardır. Tamamen yukarıda belirttiğimiz üzere muhterem mahkemeyi yanıltmak amaçlı noteri işin içine katmak istemişlerdir. Davacıların kötü niyeti açıkça ortaya çıkmaktadır.
Müvekkilim 1992 yılında Adana’daki binayı muris ile masraflar ortak olarak yapmışlardır. Bu tarihten beri de söz konusu yerde muris ile birlikte oturmaktadır. Bu durumu davacılar da bilmektedir.
Davacı delil listesinde ses kaydını delil olarak sunmuştur. Eğer ses kaydını muhterem mahkeme delil olarak kabul edecekse müvekkilime ait ses kaydını delil olarak sunuyoruz.
Davacılar yine kötü niyetli olarak müvekkillerime ait bulunan Adana/Seyhan ilçesindeki arsa için de yalan beyanlar ve iftiralarda bulunmuşlardır. Söz konusu arsa dava konusu ile bir bağlantısı yoktur. Ayrıca Seyhan ilçesindeki arsa müvekkillerime ait olup kat karşılığı olarak verilmiş ve kendi paylarına düşen miktarı alarak kiralarını almışlardır. Bu konu tapu iptal davası ile bağlantılı olmadığından istenilmesi halinde dinletilecek tanıklar ile de ispatlanacaktır.
Müvekkilimin dava konusu dairelerle ilgili işlemlerle hiçbir ilgisi ve bağlantısı bulunmamaktadır. Muris İhsan kendisi satış yaptığından dolayı müvekkilime vekalet de vermemiştir. Bu nedenle müvekkilimin bu olayla hiç bir ilgisi olmadığından davanın reddi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda belirtmiş olduğumuz sebeplerden dolayı;
1- Adalet Mah. 12 parseldeki tapu kaydının 2012 yılındaki satış kaydının istenilmesine, satış kaydına göre nüfustan kayıt istenilmesine,
2- Açılan davanın hangi tapu için açıldığının açıklanması için kesin süre verilmesine,
3- Açılan davanın reddi ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini,
Saygılarımızla, vekaleten arz ve talep ederiz.
Davalı Vekili