Veraset ve İntikal Vergisi Beyannemesi Verilmiş Olması Mirası Kabul Anlamı Taşımaz
Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 10/07/2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24/02/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK’nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır.
Davacılar vekili, müvekkillerinin mirasbırakan X’in 25.08.2013 tarihinde vefat ettiğini belirterek terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkeme, terekenin mirasçılar tarafından sahiplenildiğinden bahisle davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
1)Türk Medeni Kanunu’nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasında, ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 madde). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyi niyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Mirasbırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez.
Davacıların murislerinin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermiş olmaları mirası kabul anlamında yorumlanamaz. Bu durumun davanın reddi gerekçesi olarak değerlendirmesi ve yazılı şekilde hüküm kurması doğru değildir.
O halde mahkemece, davalı alacaklının borcunun sebebi araştırılarak miras bırakanın şahsi borcundan kaynaklanmakta ise terekenin tüm aktif ve pasifi belirlenerek; (Sosyal Güvenlik Kurumunun, … Madencilik San. Ve Tic. Ltd. Şti.nin 487.991,81TL borcu olduğuna ilişkin 13.08.2014 tarihli yazı cevabı dikkate alınarak) miras bırakanın ortağı olduğu şirketten kaynaklanan bir alacak ise, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; mirasbırakanın, “ortağı” ve “yasal temsilcisi” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve mirasbırakanın şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi; limited şirketine özel araştırma yapılarak terekenin borca batık olup olmadığının tespiti gerekir.
2) Davacı … kendi adına asaleten, 2003 doğumlu …, 2006 doğumlu …, 2008 doğumlu …’e velayeten mirasın reddi için bu davayı açmıştır. Annenin hukuki yararı ile çocukların hukuki yararı çatışmaktadır. Mahkemece Medeni Kanunun 426/2. maddesi uyarınca küçükler için kayyım tayin ettirilmesi, davanın kayyım tarafından devam ettirilmesi ve gösterdiği takdirde delilleri toplanıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.
3) TMK’nun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Mahkemece davacı vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi, sunduğu takdirde davaya devam edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Açıklanan hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın anılan gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.( 14. Hukuk Dairesi 2015/18340 E. , 2017/2896 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi)