Tereke Ne Demektir?
Ölen veya gaipliğine karar verilen kişinin Miras Hukuku kuralları ile belirlenen malvarlığına tereke denir. Türk Medenî Kanunu’nda terekeye aynı zamanda “miras” da denilmektedir.
Tereke sözcüğü iki anlamda kullanılmaktadır:
Hukuki anlamda tereke, miras yoluyla ölenin mirasçılarına geçen bütün hak ve borçları ile hukuki ilişkilerinin dahil olduğu tüm hukuki durumudur.
Terekenin bir de iktisadi anlamı vardır: Tereke, iktisadi bakımdan değeri olan varlıklardan oluşur. Bu anlamda maddi mallar, işletmeler, maddi değerleri olan şeyler terekeyi meydana getirir.
Terekenin soyut bir değerinin varlığı söz konusudur. Tereke başka bir yönüyle tereke borçlarıyla ve mirasbırakanın borçlarının alacaklarından ayrılmasıyla birlikte de net bir varlığı ifade eder. Tereke, bu şekliyle tenkis davasında eklenecek ve çıkarılacak değerlerden sonra farazi bir hesap şeklinde de karşımıza çıkar. Tereke, miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi ve cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net tereke oluşturur.
TEREKE İLE MAL-VARLIĞI ARASINDAKİ FARK
Terekeyi mirasbırakana ait malvarlığı oluşturduğundan, Türk Medeni Kanunu’muz tereke anlamına gelmek üzere zaman zaman malvarlığı kavramını kullanmıştır. Tereke bir yönüyle özel bir malvarlığıdır.
Malvarlığı kural olarak, ölenin mirasçılarına geçer ve mirasbırakanın terekesini oluşturur. Malvarlığı kavramı ile tereke kavramlarının bire bir örtüştüğü söylenemez. Mirasbırakanın malvarlığına dahil olduğu halde terekesinde dahil olmayan, tam tersine terekeye dahil olup ta malvarlığında yer olmayan hukuki ilişkiler ya da durumlar da söz konusudur.
Terekeye dahil olmayan malvarlığına dahil hak ve hukuki ilişkiler şunlardır:
- Ölümle sona eren intifa hakkı, oturma hakkı, gerçek kişinin ölümüyle sona ereceğinden, mirasçılara geçmez.
- Manevi tazminat isteminin karşı tarafça kabul edilmedikçe devredilemeyeceğini ve mirasbırakan tarafından ileri sürülmedikçe mirasçılara geçmeyeceğini düzenlemiştir.
- İşverenin kişiliği dikkate alınarak yapılan hizmet sözleşmesi, işverenin ölümüyle sona erer, işçinin ölümü ise hizmet ilişkisinin sona ermesi sebebidir (BK. m. 347). Vekalet sözleşmesinde, ölümden sonrada geçerli olan vekalet (mandatum post mortem) hali saklı kalmak üzere, taraflarından birinin ölümü sözleşmenin sona erme sebebidir (BK. m. 397). Vekil edenin ölümüne rağmen vekaletin devam edeceğinin sözleşmede kararlaştırılması (BK. m. 35/I’de olduğu üzere) veya işin niteliğinden devamının gerekmesi durumunda, vekalet sözleşmesi devam edecektir. Ölümden sonra etkili vekalet, ölüme bağlı tasarruf hükümlerin tabi olmadığından, bu tasarruflara ilişkin şekil kuralarına tabi tutulamaz. Bu nitelikteki bir vekalet sağlar arası işlem olarak, ölüme bağlı tasarrufların arasında varlığını devam ettirir; mirasçılık belgesi alana kadar mirasçıların terekede tasarruf edebilmeleri mümkündür.Mirasçıların vekaleti veya temsil yetkisini geri alma hakları saklıdır. Ölümden önce işlemeye başlamış olan ifa süresinin geçmesi dolayısıyla mirasçıların menfaatlerinin tehlikeye düşmesi söz konusu ise, mirasçıların işlerini kendi görebilecek hale gelinceye kadar vekil, vekalet görevini yapmaya devam etmelidir.
- Mirasçılar ile adi şirketin devamına dair ortaklar arasında önceden yapılmış bir sözleşme bulunmadığı takdirde, ortağın ölmesiyle birlikte adi şirket sona erer (BK. m. 535/b.2). Terekeye sadece adi ortaklığın tasfiyesinden sonra mirasbırakanın payına düşen miktar dahil olur. Aynı şekilde aile malları ortaklığında, ortaklardan birinin ölümü halinde, onun ortaklığa dahil olmayan mirasçıları, ancak ölen ortağa düşen payın karşılığının kendilerine ödenmesini isteyebilir (TMK. m. 382).
- Fikri ve sınai haklar kural olarak miras yoluyla intikal eder. Bu nitelikteki bazı haklardan, eseri yaratan mirasbırakana özgü bir hak niteliğinde olanlar, örneğin eserin değiştirilmesi hakkı mirasçılara geçmez (FSEK. m. 26,27). TMK. m. 599/II’de açıkça “…mirasçılar, mirasbırakanın… taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanacağını” düzenlenmiştir. TMK. m. 996’da da mirasçı olan yeni zilyetin, mirasbırakanın zilyet süresini kendi süresine ilave edebileceğini ön görmektedir. Mirasbırakanın kişiliğine bağlı bazı hukuki ilişkilerin de istisnai olarak intikalinin mümkün olduğu yukarıda belirtilmiştir.
- Evlilik ilişkisinin ölümle sona ermesi sebebiyle mal rejiminden doğan talep örneğinde olduğu üzere hak ve yükümlülüklerin ölümle muaccel olmasına bağlı hukuki ilişkiler tereke dışında kalır.
Sayın avukat saim incekaş bir mesele hakkında size danışmak istiyorum bir konu var lütfen cevap yazar mısınız benim ismim musa desti ardahan gole ilçesinde ikamet etmekteyim benim kız kardeşim kubra desti bizim rizamizin dışında güney yilmaz denilen kişiye kaçtı resmi nikahını yapmış fakat 40 50 gün sonra kardeşimin düğününe 4 gün kala kız kardeşimi getirdi bizim eve bıraktı düğününü yapmadı kardeşimde ardahan a gitti ev tuttu orada yaşadı ne yazıkki aradan 5 ay sonra kız kardeşim kendini asarak intihar etti 4subatta vefat etti güney yilmaz denilen şahıs bize 7 şubatta dava açmış kubra desti den kalan mal varlığına dair allah rızası için bize yardımcı olun