Muris Muvazaası Davasında Davalı Yönünden Bilirkişi Raporuna İtiraz

ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

DOSYA NO :

DAVALI :

DAVACI :

KONU : Bilirkişi raporuna karşı itirazlarımız ve dosyaya beyan hk.

AÇIKLAMALAR

DOSYAYA BEYAN HAKKINDA:

Yukarıda esas numarasını belirtmiş olduğum mahkemeniz dosyasında davacı taraf; Adana İli Seyhan İlçesi 14 parsel sayılı taşınmaz yönünden muris muvazaası sebebi ile tapu iptal ve tescil davası açmıştır. Fakat iş bu dava hukuki gerçeklikten uzak ve hukuki menfaatten yoksundur ve taşınmazların tescil işlemi söz konusu dava türünün de konusunu içermemektedir. Şöyle ki;

Öncelikle muris muvazaası sebebi ile açılan tapu iptal ve tescil davalarında, mirasçıların sahip olduğu miras hakkını ortadan kaldırmak üzere miras bırakan tarafından yapılan hileli bir işlem olması gerekmektedir. Söz konusu taşınmazların tapu tescil ve işlemlerine bakıldığında; Adana İli Seyhan İlçesi 15 parsel sayılı taşınmaz tapuda belirtilen hisse oranları muris babamızdan bize intikal etmemiş olup; bu taşınmaz Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünün 14 tarih ve 4523 sayılı yazısına göre 2510 sayılı ıskan kanunu gereğince tapuda belirtilen hisseler oranında adlarımıza tescil edilmiştir.

Yine aynı şekilde Adana İli Seyhan İlçesi 14 parsel sayılı taşınmazın tamamı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne kayıtlı iken Köy Hizmetleri il Müdürlüğünün 12 tarih ve 13 sayılı yazıları gereğince 2510 sayılı ıskan kanunun gereğince belirtilen hisseler oranında tapuda adımıza tescil edilmiştir. SÖZ KONUSU İKİ TAŞINMAZDA DA MURİS BABAMIZDAN ADIMIZA HİLELİ BİR ŞEKİLDE İNTİKAL ETMİŞ BİR TAŞINMAZ HİSSESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. Bu sebepten dolayı huzurunuzda açılmış olan davanın hukuki menfaati bulunmadığından ve söz konusu dava şartı oluşmadığından davanın reddini talep ederim.

Dava konusu taşınmazlar iskan politikası gereği adımıza tescil edilmiş olup; yargılama esnasında kurumlardan gelen müzekkere cevaplarında da anlaşılacağı üzere söz konusu iki taşınmaza ilişkin yapılan ödemeler incelendiğinde; söz konusu borçlanmadan kaynaklı ödemeleri biz davalıların yapmış olduğu; davacı tarafça herhangi bir ödemenin mevcut olmadığı açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır. İskan kanunu gereğince taşınmazlara ait borçlanmayı yaklaşık 20 yıldır taksitler halinde biz davalılar ödemiştir. Davacı taraf bu zamana kadar hiç bir ödemede ya da sorumlulukta bulunmamıştır. Tüm bu durumlar mevcut iken davacının açmış olduğu iş bu dava hukuka ve hakkaniyete aykırıdır.

Ayrıca muris muvazaası durumunda miras bırakanın mirasçılarını kayırmak için mal kaçırma iradesi ile hareket etmesi gerekmektedir. İki taşınmazın da devir ve tescil işlemi tapu kaydında mevcut olup incelendiğinde davacı yanın iddia etmiş olduğu gibi annemizin ya da müteveffa babamızın mal kaçırma iradesi ile hareket etmedikleri açık ve net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Biz devletin iskan politikası sonucu ıskan kanunu gereğince dava konusu taşınmazlar üzerinde hak sahibi olmuş bulunmaktayız. Sayın mahkemenizde açılmış olan davanın konusu bu durumda söz konusu olmayıp davanın reddine karar verilmesi hasıl olacaktır.

Huzurunuzda ki davayı açmış olan davacı yan, önceki köyde hiç bir taşınmazı bulunmamasına, mal sahibi olmamasına rağmen devlet ıskan politikası gereği bize tahsis etmiş olduğu bir ev ve bir tarladan aynısını kendisine de tahsis etmiştir. Ve bizim hepimizin edinmiş olduğu hakkı kendisi tek başına edinmiştir. Bu hususun da sayın mahkemenizce göz önünde bulundurulmasını arz ederim.

BİLİRKİŞİ RAPORUNA KARŞI İTİRAZLARIMIZ:

Mahkemenizin yukarıda belirtilen esasında kayıtlı bulunan dava dosyası ile ilgili olarak düzenlenerek dosyaya sunulan 11 tarihli bilirkişi raporunu kabul etmediğimi belirtir itirazlarım aşağıdaki gibidir. Şöyle ki;

1. Bilirkişi söz konusu taşınmazların müteveffa babamız adına kayıtlı olduğunu varsayarak hatalı bir şekilde raporu düzenlemiş olup veraset ilamı doğrultusunda hisse oranlarını belirlemiştir. Oysa ortada babamızdan bize intikal etmiş bir mal durumu mevcut değildir. Bize devlet iskan politikası gereğince tapu kaydında belirtilen aile fertlerine temlik etmiş olduğu hisse payları mevcuttur ve bu hisse paylarına göre hesaplama yapması gerekmekte idi. Bu durum yukarıda belirtmiş olduğum sebepler de göz önünde bulundurulduğunda gerçeğe ve hakkaniyete aykırı olacak olup sayın mahkemenin bilirkişi raporuna itibar etmemesi yerinde olacaktır.

2. Ayrıca yapılan bilirkişi raporu teknik bilgi ve verilerden uzak hatalarla doludur. Bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere dava konusu yerin değer tespiti yapılmış ancak bu değerin neye göre belirlendiği belirtilmemiştir.

Tüm bu sebeplerle öncelikle bilirkişi raporunu kabul etmediğimi yargılama sonunda haksız ve hukuki menfaatten yoksun olarak açılmış olan iş bu davanın reddine karar verilmesini mahkeme masraflarının davacı tarafça karşılanmasına karar verilmesini saygılarımla arz ederim.

DAVALI

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir