Mirastan feragat etmek yani vazgeçmek mümkün mü? Mirastan feragat edersem ne olur? Mirastan feragat etmek için sözleşme mi yapmalıyım? Yapacağım sözleşmeyi ne şekilde hazırlamalıyım? Gelin miras hukuku avukatlarından Saim İncekaş’ın kaleminden süreci inceleyelim.
Mirastan Feragat Sözleşmesi
Maddi anlamda ölüme bağlı tasarrufun şekli anlamda hangi ölüme bağlı tasarruf ile yapılacağı tasarrufun hukuki niteliği ile ilgilidir. Bazıları sadece vasiyet, bazıları sadece miras sözleşmesi,
bazıları da hem vasiyet hem miras sözleşmesi şeklinde yapılabilir.
Vakıf, evlilik dışı çocuğun tanınması tek taraflı bir hukuksal işlemdir, vasiyet yoluyla gerçekleştirilir. Mirastan feragat, iki taraflı bir hukuksal işlemdir ve miras sözleşmesi ile gerçekleşir.
Belirli mal bırakma ve mirasçı atama hem vasiyet hem miras sözleşmesi şeklinde yapılabilir.
Mirastan feragat sözleşmesi mutlaka miras sözleşmesi ile yapılır.
Mirasbırakan muhtemel bir mirasçısı ile yaptığı sözleşme ile onun mirasçılığını engellemektedir. Bu nedenle olumsuz miras sözleşmesi de denmektedir.
Taraflar, mirasbırakan ve muhtemel mirasçıdır. Muhteme mirasçı genellikle yasal mirasçıdır. Kimin önce kimin sonra öleceği belli olmadığından muhtemel mirasçı denmektedir.
Mirastan feragat sözleşmesi resmi vasiyet şeklinde yapılır. Mirastan feragat sözleşmesi karşılıklı da olabilir. Burada her iki taraf karşı taraftaki miras hakkından feragat eder. Bu durumda her iki taraf da mirasbırakan ve muhtemel mirasçıdır. Karşılıklı feragat halinde iki ayrı sözleşmeye gerek yoktur, aynı miras sözleşmesi içinde yapılabilir.
Eski Türk Kanun-u Medenisi döneminde feragatin tam mı kısmi mi olacağı tartışmalıydı. Bir kısım yazarlar, feragat- tam olmalı derken, bir kısım yazarlar kısmi feragatin de olabileceğini kabul ediyordu. Hakim görüş, feragat, tam veya kısmi olabilir şeklindeydi.
Yeni Medeni Kanun’a göre de mirasçı miras hakkının tamamından veya bir kısmından veya bir maldaki miras hakkından feragat edebilir.
Mirastan Feragat Sözleşmesinin Amacı
Mirasbırakan değişik gerekçeler ile muhtemel mirasçısı arasında feragat sözleşmesi yapmak isteyebilir. Bunlar:
- Mirasbırakan ölümünden sonra mirasçılar arasında tartışmalar olmasını istemediği için feragat sözleşmesi yapabilir. Örneğin, mirasbırakan ikinci evliliğindeki eşi ile ilk evliliğinden olan çocukları arasında tartışmalar olmasını istemediği için eşi ile mirastan feragat sözleşmesi yapabilir.
- Feragat eden kişinin (muhtemel mirasçının) mirasbırakanın sağlığında ondan bazı menfaatler elde etmesi gerekebilir. Örneğin, mirasbırakanın iki çocuğu var. Çocuklardan biri iflas etmek üzere. Mirasbırakan bu çocuğuna yüklü miktarda para veriyor, ancak, ölümünde mirastan da pay almasını önlemek için onunla mirastan feragat sözleşmesi yapıyor.
- Mirasbırakan sağlığında ya da ölümünden sonra hüküm ve sonuç doğurmak üzere yaptığı hukuksal işlemler hakkında tenkis davası açılmasını önlemek için feragat sözleşmesi yapabilir.
Örneğin, mirasbırakan sağlığında bir malını bağışlamak istiyor. Ancak ölümünde bu tasarrufun hangi oranda geçerli olacağını bilemiyor. Zira, mirasbırakanın sağlığında yaptığı bağışların bir kısmı da tenkise tabidir. Saklı paylı mirasçılar ölüm gerçekleştiğinde tenkis davası açabilirler. Ya da ölüme bağlı tasarrufta bulunmak istiyor, ancak bunun da hangi oranda tenkise tabi olacağını bilemiyor.
Tüm bunları engellemek için mirasbırakan, sağlığında mirasçıları tatmin etmek suretiyle, ölümünde, yaptığı tasarruflara el sürülmemesini isteyebilir.
- Muhtemel mirasçı diğer muhtemel mirasçılar lehine mirastan feragat edebilir.
Mirastan Feragat Sözleşmesinin Sonuçları
Geçerli bir feragat sözleşmesi, feragat sözleşmesi kapsamında mirasçının tereke ile ilgisini keser. Mirasçı, tam feragat halinde miras açıldığında artık mirasçı değildir. Bu nedenle mirasın reddinden ayrılır. Mirasın reddi, miras açıldıktan sonra gündeme gelir. Feragat, bir sözleşme, red, tek taraflı bir irade açıklamasıdır.
Acaba mirastan feragat sözleşmesi feragat edenin altsoyunu etkiler mi? Yasa ikili bir ayırım yapmaktadır.
- Mirastan feragat sözleşmesi karşılık gözetilerek (ivazlı) yapılmış ise,
- Mirastan feragat sözleşmesi karşılıksız (ivazsız) ise.
İvazsız feragat sözleşmesi, sözleşmede aksi öngörülmemişse feragat edenin altsoyunu etkilemez (sübjektif etkili). İvazsız olarak feragat etmiş, A, feragat sözleşmesi nedeniyle sanki mirasbırakandan önce ölmüş gibi miras dışı kalır. A’nın miras hissesi, çocukları B ve C’ye kalır.
Taraflar sözleşmede bunun aksini kararlaştırabilirler. Muhtemel mirasçı, sözleşmede, feragatin kendi altsoyunu da kapsayacağını beyan ederse altsoy miras alamaz. Örneğimizde A’nın böyle bir beyanı varsa B ve C mirasçı olamaz; tek mirasçı D olur.
Feragat sözleşmesi karşılık gözetilerek yapılmışsa, altsoy için de hüküm ve sonuç doğurur (objektif etkili). Muhtemel mirasçının altsoyu da miras dışı kalır. Ancak bunun da sözleşme ile aksi kararlaştırılabilir. Mirasbırakan sözleşmede feragatten altsoyun etkilenmeyeceğini ifade eder.
Acaba feragat belirli bir kişi lehine yapılmış ve bu kişinin mirasçılığına bir engel doğmuşsa ne olacaktır?
Babası M ile mirastan feragat sözleşmesi yapmış ve A, kardeşi B lehine mirastan feragat etmiştir. Bu durumda B’nin mirasçılığma bir engel doğarsa ne olacaktır?
Örneğin B için mirasçılıktan çıkarma sebebi olabilir veya B mirası reddedebilir. Bu takdirde terekenin tamamı C’ye mi intikal edecektir?
Yasa, bu durumda feragatin hükümden düşeceğini kabul etmiştir (MK m..529/f. I). Birçok hallerde muhtemel mirasçı diğer muhtemel mirasçılar lehine mirastan feragat eder. Bazı durumlarda ise, belirli bir kişi lehine feragat etmez, sadece feragat ediyorum, der.
MK’nun 529. maddesinin ikinci fıkrası bu hususu yani belirli bir kişi lehine yapılmamış feragatten kimin yararlanacağı hususunu düzenlemiştir: “Mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmamışsa, en yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılır ve bunların herhangi bir sebeple mirasçı olamaması halinde, feragat yine hükümden düşer”.
Örneğin, mirasbırakanın üç çocuğu var ve bunlardan A feragat etmiş. Yasaya göre bu feragat, o kişinin en yakın ortak kökünün altsoyu lehine yapılmış sayılır. Yani burada kardeşler lehine yapılmış sayılır.
E, dedesi hayatta iken dedesi ile mirastan feragat sözleşmesi yapıyor. E’nin feragatinden kim yararlanacaktır?
E’nin kimin lehine mirastan feragat ettiği belli değildir. Kendi miras hissesi de 1/9’dur. En yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılır, yani F ve G lehine yapılmış sayılır. F ve G’nin miras hissesi 1/6 olur.
Mirastan Feragatin Tereke Alacaklıları Bakımından Sonuçları
Alacaklıların korunması söz konusu olduğunda iki ihtimal akla gelebilir:
Birincisi mirasın reddidir. Bu halde yasa koyucu 617. maddesinde mirasçının alacaklılarını korumak amacıyla, alacaklılarına zarar vermek kastıyla mirası reddeden mirasçıya karşı reddin iptali davası açılması olanağını getirmiştir. Zira burada, mirasçının alacaklılardan mal kaçırma amacı vardır.
İkinci ihtimal mirasbırakanın, mirastan feragat sözleşmesini alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile yapması durumunda gündeme gelir. Bu konu ise MK’nun 530. maddesinde düzenlenmiştir: “Mirasın açılması anında tereke, borçları karşılamıyorsa ve borçlar mirasçılar tarafından da ödenmiyorsa, feragat eden ve mirasçıları, alacaklılara karşı feragat için ölümünden önceki beş yıl içinde
mirasbırakandan almış oldukları karşılıktan, mirasın açılması anındaki zenginleşmeleri tutarında sorumludurlar”.
Örneğin, mirasbırakan iflas etmek üzere ve öldüğünde mirasçılarına bir şey kalmayacak. Oğluna işhanını veriyor ve onunla bir feragat sözleşmesi yapıyor, böylelikle mirasbırakanın alacaklıları,
mirasbırakanın ölümünde işhanına dokunamıyor. Yani, mirasbırakan feragat sözleşmesini alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yapıyor. Feragat mirasbırakanın terekeden mal kaçırmasına hizmet ediyor. Yasa koyucu bunu önlemek amacıyla 530. maddeyi düzenlemiştir. Bu durumda alacaklılar feragat sözleşmesine müdahale edebilir.
Feragat eden kişi, mirasbırakanın alacaklılarına karşı ivazlı feragatten sorumlu tutulmuştur. İvazsız feragatte sorumluluk gündeme gelmez.
Mirastan feragat sözleşmesi nedeniyle, feragat edenin mirasbırakanın alacaklılarına karşı sorumluluğunun koşulları:
- Miras açılmış olmalı, yani ölüm gerçekleşmiş olmalıdır.
- Tereke, mirasbırakanın borçlannı karşılayacak durumda olmamalıdır. Bu, terekenin borca batık olması hali, yani pasiflerin aktiflerden fazla olamasıdır.
- Feragat eden dışındaki mirasçılar borçlan ödememiş olmalıdır. Alacaklılann diğer mirasçılardan borçlannı tahsil etme olanağı bulunmamalıdır.
Bu nasıl gerçekleşir?
Alacaklı diğer mirasçılardan talepte bulunur, takip semeresiz kalır, borç ödemeden aciz gerçekleşir.
- Feragat ivaz karşılığı yapılmış ve feragat eden ivaz almış olmalıdır.
- Mirasın açılmasından önceki son 5 yıl içerisinde feragat karşılığı bir ivaz alınmış olmalıdır.
Yasa burada mal kaçırma olasılığını son beş yıl için düşünmüştür. Zira, kişiler genellikle mirasın açılmasına yakın tarihlerde muvazaalı, hileli işlemlerde bulunurlar.
O halde mirasın açılmasından önceki 6, 7, 8, 10. yılda bir feragat sözleşmesi yapılmış ve bunun karşılığında bir ivaz alınmış ise alacaklılar buna dokunamaz.
Sonuçları:
Bu koşullar gerçekleşmişse yasa koyucu feragat edenin sorumluluğunu sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabi tutmuştur.
İvazın tamamından değil, mirasın açıldığı anda mevcut olan malvarlığındaki artıştan sorumludur.
Örneğin, feragat sözleşmesinde karşılık olan verilen işhanı halen malvarlığında ise işhanınm değeriyle sorumludur.
Alacaklılar miras sözleşmesinin iptalini talep etmezler. Örneğin, bir taşınmaz söz konusu ise tapu iptali ve tescil davası açmazlar. Yani ayni hakka yönelik bir talep değildir. Feragat edeni de ölenin borçlanndan zenginleşmesi oranında sorumlu tutarlar.
Feragat edenin mirasbırakanın borçlanndan sorumluluğu ile diğer mirasçılann sorumluluğu farklıdır. Diğer mirasçılar tereke borçlanndan bütün malvarlıklan ile sorumlu iken feragat eden sınırlı olarak, yani zenginleşmesi oranında sorumludur. Müteselsil, ancak sınırlı bir sorumluluktur.