Yargıtay: Aidat Gecikme Tazminatının Başlangıcı En Azından Ödeme Emrinin Tebliği Tarihinden İtibaren Başlar

Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki, ödemede geciktiği günler için gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür. Gecikme tazminatına itiraz ederek kendisine işletme projesinin yani bütçenin tebliğ edilmediğini iddia eden davalının bu durumu en geç kendisine ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte öğrendiği kabul edilir.
Yargıtay Kararı

Dava edilen ortak gider alacağı 1992 yılı Aralık ayı ile 1994 yılı Şubat ayı arasındaki süreye ilişkindir. Davacı yönetici ve kat maliki daha önce aynı alacak için icra takibinde bulunmuş olup, vaki itiraz üzerine İcra İflas Kanununun 67. maddesinin birinci fıkrasına dayanılarak itirazın iptalini ve alacağın tahsilini istemiştir.

Her dava, kural olarak konusu itibarıyla açıldığı tarihteki koşullar dikkate alınarak sonuçlandırılır.

Davalı her ne kadar Kat Mülkiyeti Kanununun 3. maddesi hükmüne dayanarak arsa payının düzeltilmesi davasını açmış ve mahkemece bu davanın sonucu beklenerek, ortak alacak yeni oluşan arsa payına göre hesaplattırılmış ise de, ortak alacağın tahakkuk ettiği tarihler itibarıyla eski arsa payı geçerli olduğundan, alacak bu pay oranına göre hesaplanmalıdır.

Bundan ayrı, Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin değişik ikinci fıkrası hükmüne göre, gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki, ödemede geciktiği günler için aylık 10 hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür. Bilirkişi raporunda her ne kadar davalıya daha önce bir karar veya ihtar tebliğ edilmediği için gecikme tazminatının söz konusu olmayacağı bildirilmiş ise de, mahkeme, bilirkişinin yetki ve görevini aşan bu konudaki mütalaası ile bağlı olmadığı gibi, davanın en geç, ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiği tarih itibarıyla bu borca muttali olduğu anlaşıldığından, en azından bu tarihten geçerli olmak üzere gecikme tazminatına hükmedilmesi gerekir.

Bu hususlar dikkate alınmadan yazılı olduğu gibi hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile, hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince Bozulmasına, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.4.1998 tarihinde, oybirliği ile karar verildi. (18. HD. 13.4.1998 gün E. 1656-K. 3626)

Yargıtay Kararı
Yüksek mahkemenin bu yöndeki bir başka kararı ise aşağıdaki gibidir. Davacının ortak gidere ödeme emrinin tebliğ edildiği günde muttali olduğu olgusu karşısında, bu günden itibaren gecikme tazminatından sorumlu tutulmalıdır.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, davalı taraf 20.5.1996 tarihli belgeyi ibraz ederek kat malikleri kurulu kararından ve borcundan davacının haberdar edildiğini ileri sürmüş olup, bu belgenin altında davacının borç bildirimini tebellüğ etmekten kaçındığı yazılıdır. Kat mülkiyetinde tebligatın mutlaka Tebligat Kanunu hükümlerine göre veya noter aracılığıyla yapılması gerekli olmayıp, tebliğ edilmek istenen belge veya çağrı ilgilisine gösterilmek ve imzası alınmak suretiyle yapılabilir. Davacı kendisine bildirilen borcu tebellüğden imtina etmediğini ileri sürdüğü takdirde, bu konudaki tutanağı düzenleyenler dinlenip savunmanın ona göre takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile, böyle bir tebligatın yapılmadığı ve bu suretle davacının gecikme tazminatından sorumlu tutulamayacağının kabulü doğru görülmemiştir. 

Kaldı ki, davacının bu borca en geç ödeme emrinin tebliğ edildiği 12.8.1996 tarihinde muttali olduğu olgusu karşısında, daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, sözü edilen tarihten itibaren gecikme tazminatından sorumlu tutulmalıdır. 

Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğun dan kabulü ile, hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince Bozulmasına, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 7.5.1998 tarihinde, oybirliği ile karar verildi. (18 HD. 7.5.1998 gün E. 3187-K. 4980)

İlgili Kanunlar

  • Kat Mülkiyeti Kanunu
  • Türk Medeni Kanunu


Yargıtay Kararları

Güncellenecek

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir