ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO:
TANIK BEYANLARINA KARŞI BEYANDA BULUNAN(DAVALI) :
VEKİLİ:
KARŞI TARAF(DAVACI):
VEKİLİ:
KONU: Tanık beyanlarına karşı beyanlarımızın sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR: Sayın mahkemenizde yukarıda belirtilen esas numarası ile görülmekte olan davada … tarihli celse ara kararı ile tarafımıza tanık beyanlarına ilişkin beyanda bulunmak üzere iki haftalık süre verilmiştir.
Dinlenilen davacı taraf tanıklarının beyanlarındaki aleyhe hususları kabul etmemekteyiz.
Bilhassa vurgulamak isteriz ki işbu davanın konusu olan husus; ”senette yazılı olan miktar üzerinde tahrifat yapılarak ….. bin TL.’nin …. bin TL. olarak icra takibine konu edildiği” iddiasıdır. Elbette ki “ tahrifat “ iddiası hususunda gerekli bilirkişi incelemesi yapılacaktır.
Şöyle ki;
1-) Söz konusu davacı tanıklarından Mehmet, davacının oğlu olup davacının aşırı borçlanmasına sebep olan bir şahıstır. Davacı, Ahmet’in gerek tefecilerden aldığı gerekse müvekkilimden aldığı borçları ödeyebilmek için borç yükü altına girmiştir. İkinci tarihli celsede özetle; “senet borçlusu Ahmet’in güvence olarak bir senet verdiğini, senet üzerinde rakamla 50.000 TL yazılı olduğunu, senet düzenlenirken Mehmet‘in yanlarında olduğunu, Ayşe’ye bir miktar borcu olduğunu ve bu nedenle Ayşe‘nin “benim kasama koyalım“ dediğini, sonradan senedin boş kısımlarını 500.000 TL olarak doldurulup işleme konulduğunu öğrendiğini, senedin ön kısımları rakamla yazılan miktar haricinde boş olduğunu“ beyan etmektedir.
Aynı celsede dinlenilen ve icra takibine konu edilen senedin keşidecisi, davacı tanığı Emrah ise ; “ Davacının oğlu Mehmet’in borcuna kefil olarak borcunu ödediğini, buna karşılık davacıların evlerinin tapusunu devraldığını (Bahse konu ev davacı adına kayıtlıdır.), evin değerinin yüksekliği nedeniyle teminat amaçlı senet verdiğini, üzerinde 50.000 TL civarı bir rakam yazılı olduğunu, miktar kısmının yazı ile doldurulmadığını, yalnızca rakamla yazılı miktar kısmının dolu olduğunu, imzaladığını, bilahare tapuları devredip senedi istediğini, bu arada icra takibi başlatıldığını öğrendiğini, Ahmet‘in Mehmet’ten alacaklı olduğunu bildiğini, bildiği kadarıyla evin kredilerini ödediğini, alacak miktarını tam olarak bilmediğini ancak büyük miktarda borcu olduğunu bildiğini, senet üzerindeki rakam ile yazılı kısmı kendisinin yazmadığını, senedi imzaladığını, senedi düzenleyip vereli 6-10 yıl olmuş olabileceğini, Ahmet’in davalı dışında başka kişilere de borçlu olduğunu duyduğunu, “ beyan etmiştir.
Üçüncü tarihli celsede dinlenilen davacı tanığı Kübra ise; “davacının oğlu ile aynı yerde çalıştığını, davacının oğlu Mehmet’in 4-5 kez davalıya taksit götürmek için para verdiğini, borcun sebebinin konut kredisinden kaynaklandığı ve taksitlerini davalının ödediğini bildiğini, yanında konuşulanlara göre Mehmet’in, senet verdiğini ve senet miktarının 50.000 TL olduğu, davalının kasasına konulduğunu Mehmet’in söylediğini, senedin davalıya verilme nedenini bilmediğini , konuşulurken duyduğunu, Mehmet’in çevreye borçları olduğunu, düşük faizle kredi çekildiğini, Ahmet ile davalı arasında alacak verecek kaldı mı bilemediğini “ beyan etmiştir.
Dinlenilen üç davacı tanığının beyanlarını birlikte değerlendirdiğimizde;
Dava dışı tanık Ayşe‘nin 50.000 TL’lik bir “teminat senedi” verdiği iddiası doğru değildir. Çünkü, senet üzerinde herhangi bir teminat kaydı bulunmamaktadır. (Rakam kısmının tahrife uğrayıp uğramadığı hususuna değinmiyoruz çünkü bu hususta daha evvel Kriminal Polis Laboratuvarından verilen tahrifat yapılmadığı yönünde bir rapor mevcuttur.) Davacının oğlu dahil tanıklar, davacının oğlunun piyasaya borçları bulunduğunu bildiklerini, alacaklılardan birinin de davalı olduğunu, senet keşidecisi tanık Ayşe ve tanık Bilal’e göre senette rakamla 50.000 TL yazılı olduğu iddia edilmektedir. Diğer tanık Kübra ise zaten gördüğünü değil duyduklarını aktardığını belirtmektedir.
İlginçtir ki, mevzubahis olan ve ilamsız takibe konu edilen senet davacı tarafından ciro edilerek devredilmiştir. Madem davalının kasasında saklanmak üzere verilmiş ise, neden ciro edilerek verilmiştir? Tahrifat yapılmış ise yazı ile belirtilen miktar geçerli kabul edileceğine göre neden bu kısımda herhangi bir tahrifat yapılmamıştır?
Davacının tek oğlunun çok sayıda icra takibi ile karşı karşıya kalmış olması karşısında, davalıya de aşırı borçlanmış olmaları, kredi borçlarını davalının üstlenmesi, daha evvel de davacı tanığı ve senet keşidecisi Ayşe’den borç almış olmaları borcun temel ilişkisini ve kaynağını çok net olarak ortaya koymaktadır.
2-) Son tarihli celsede dinlenilen davalı tanıklardan Ayşe “Davalının oğlu olduğunu ve aynı işyerinde çalıştıklarını davalının oğlu Mehmet’in babasına ve piyasaya çok yüksek miktarlarda borçlu olduğunu, davalı babasının kredi çektiğini, bu kredi ile Mehmet’in piyasaya olan bir kısım borçlarının ödendiğini, kredi ödemelerini babası adına kendisinin yaptığını, Mehmet’in borçlarını davacı annesinin üstlendiğini, söz konusu senedi kendi işyerlerinde düzenlendiğini ve davacının senedi imzalarken gördüğünü ve ancak üzerinde ne yazıldığın görmediğini, davacı babasına Mehmet’in borçlarına karşılık senet aldığını söylediğini, Mehmet’in borçlu olduğu bir tefecinin iş yerine gelerek Mehmet ile kavga ettiğini, davacı tanıklarından Kübra’nın arkadaşı olan Bilal’i tanımadığını“, beyan etmiş; (Tanık, “yanılmıyorsam senet üzerinde Mali’in adının da bulunduğu…“ demiş ise de Mehmet, senet keşidecisi Mehmet’in arkadaş çevresinde bilinen ve kullanılan takma adıdır. )
Aynı celsede dinlenilen diğer davalı tanığı ……. ; “ Davalının oğlu ile yakın arkadaş olduğunu, arkadaşı …..’in , babası …… ‘in davacılara sürekli para verdiğin söylediğini, bu durumdan rahatsız olduğunu anlattığını, davacının oğlu ……..’ın dükkana para mevzuları için geldiğine tanık olduğunu ancak miktar konusunda bilgisi olmadığını” ;
Son Tarihli celsede ise davalı tanığı ….. ; “ Davalının yanında çalışmakta olduğunu, davacının oğlunu tanıdığını, piyasaya yüklü miktarda borcu olduğunu bildiğini, bu nedenle davalıdan yardım istediğini ve borç aldığını bildiğini, borç miktarı konusunda ve aralarında düzenlenen senet konusunda bir bilgisi bulunmadığını “ beyan etmişlerdir.
Davacı tanıklarından……’nin “ davacının oğlu ….’in 4-5 kez davalıya taksit götürmek için para verdiğini “ belirtmiş ise de davalı tanığı ve davalının oğlu, bu şahsı hiç tanımadığını beyan ederek , tanığın yalan söylemek suretiyle mahkemeyi yanıltmayı amaçladığını ortaya koymuştur.
Tüm anlatımlardan davacının oğlunun borçları nedeniyle davalıya borçlandığı, ödeyemediği, annesi olan davacnın da borçları ödeyebilmek adına çaba sarfettiği ve borçlandığı ve …..nın davacı annesiyle birlikte dava dışı E.M. ‘den açık senet aldıkları ve davacının ciro ederek borçlarına karşılık davalıya verdiği anlaşılmaktadır. Yapılacak olan Adli tıp incelemesinde de dava konusu edilen senetteki rakamla belirtilen ……. TL. üzerinde tahrifat yapılmadığı bir kez daha ortaya çıkacaktır. Borç miktarı bu kadardır ve davacı borç miktarını kabul ederek ciro etmiş ve davalıya teslim etmiştir.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarda arz edilen nedenlerle davacı yanın mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanık beyanlarından aleyhe olan hususları kabul etmemekle birlikte aynı zamanda bu beyanların gerçeği yansıtmaması sebebiyle dikkate alınmamasını, beyanlarımız, savunmalarımız ve gerçeklerle örtüşen davalı tanık beyanlarına değer ve üstünlük verilerek nazar’ı dikkate alınmasını kabulünü Sayın Mahkeme’den saygıyla bilvekale arz ve talep ederiz. 02.05.2020
Davalı vekili