Meskeniyet-Aile Konutu İddiasına Cevap Dilekçesi 1
İCRA HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO:
DAVAYA CEVAP VEREN DAVALI:
VEKİLİ:
DAVACI:
VEKİLİ:
KONU: X tarihli dava dilekçesine karşı cevaplarımızın sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR
Davacı taraf X tarihli şikayet dilekçesi ile İİK md 82 gereğince borçlunun haline münasip evinin haczedilmesinin kanuna aykırı olduğundan bahisle haczedilmezlik şikayetinde bulunmuştur. Davacının şikayet dilekçesindeki iddialarının tarafımızca kabulü mümkün değildir. Şöyle ki;
Davalı müvekkil şirket alacağını tahsil amacı ile davacı … dosya ile icra takibi başlatmıştır. Borcun tahsili amacı ile yapılan mal varlığı araştırmasında borçlu davacının X taşınmazına haciz tesis edilmiştir. Anılan taşınmazın satış işlemleri için X İcra Müdürlüğü’nün X Tal. dosyası ile X tarihinde keşif yapılarak taşınmazın kıymet takdiri yapılmıştır. Kıymet takdiri raporu davacı borçlu X nın vekili X’a X tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı tarafın haczi X tarihinde öğrendik beyanı gerçeği yansıtmamaktadır. Borçlu keşif sırasında hacizden haberdar olmuştur. Kaldı ki; kıymet takdiri raporu X tarihinde borçlu vekiline tebliğ edilmiştir. Borçlu keşif sırasında hacizden haberdar olduğundan; İİK gereğince haczedilmezlik iddiası haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük yasal şikayet süresi içinde yapılmamıştır. Bu nedenle öncelikle süre yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ederiz.
Dosya kapsamında haciz şerhi işlenen X taşınmaz tapuda arsa niteliğinde görünmektedir. Davacı tarafça meskeniyet iddiasında bulunulmuş ise de anılan taşınmaz tapuda konut niteliğinde görünmemektedir. Davacı taraf anılan taşınmazın konut niteliği taşıdığına ve davacının ailesi ile yaşadığına dair herhangi belge sunmamıştır. Tapuda anılan taşınmaz konut olarak görünmediğinden davacı tarafın iddiaları hakkın kötüye kullanılmasıdır. Davacı taraf müvekkil şirketin hakkını elde etmesine engel olarak dürüstlük kurallarına aykırı davranmaktadır.
Kaldı ki; X taşınmaz üzerindeki bina davacı açısından haline münasip ev olarak değerlendirilemeyecek niteliktedir. İİK m.82/12’ de belirtilen “haline münasip ev” borçlunun aylık geliri, sosyal statüsü, aile fertlerinin sayısı itibariyle nasıl bir eve ihtiyacı olup olmadığı gibi hususlar dikkate alınarak tespit edilebilecektir. Ancak borcunu ödemeyerek icra takibine maruz kalan ve alacaklının hakkına kavuşmasını engelleyen borçlunun borcundan önceki lüks ve görkemli hayatını devam ettirmesi de kabul edilemez. Davacının oturmakta olduğu dava konusu olan ev haline münasip bir ev olmadığı gibi, haciz işleminin uygulanması neticesinde satış gerçekleştirilip davacının borcu kapatıldıktan sonra kalacak olan miktar bakımından borçlunun bütçesi haline münasip bir konut edinebilmek için yeterli olacaktır.
Açıklanan tüm bu hususlar, davacının mesnetsiz iddialarının salt satış işlemlerini geciktirmek adına öne sürüldüğünü göstermektedir. Bu nedenle usul ve yasaya aykırı ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep ederim.
DELİLLER: İİK ve sair mevzuat
HUKUKİ DELİLLER:
1)X İcra Müdürlüğü’nün takip sayılı dosyası
2) İcra Müdürlüğü’nün tal. Takip sayılı dosyası
3) Taşınmaza ait tapu kayıtları
4) Bilirkişi İncelemesi
5) Keşif
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle usul ve yasaya aykırı olarak ikame edilen davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederiz.
Saygılarımla, tarih
Meskeniyet İddiasına Cevap Dilekçesi 2
ADANA İCRA HUKUK MAHKEMESİ
DOSYA NO:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVACI :
VEKİLİ :
KONUSU: Davaya cevap ve delillerimizin sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR:
Davacı, huzurdaki dosya ile müvekkilin alacaklı olduğu 14 E. sayılı dosyasında Adana adresinde bulunan taşınmaza konulan hacze ilişkin, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinde bulunmuştur. Müvekkil aleyhine açılan iş bu davaya süresi içerisinde cevaplarımızı sunmaktayız. Davacının meskeniyet iddiası tamamen yersizdir. Şöyle ki;
Davacı taraf, 103 davetiyesinin kendisine ulaşmadığını ve hacizlerden haberdar olmadığını, ilgili icra dosyasından incelemesi sonrası haciz işlemlerinden haberdar olduğunu ve süresi içerisinde haczedilemezlik şikayetinde bulunduğunu iddia etmektedir. Davacı taraf, haciz işlemlerinin yapılması akabinde tarafımızca telefonla aranarak bilgi verilmiş, ödeme niyetinin olup olmadığı, ödeme konusunda kolaylık sağlayabileceğimiz kendisine belirtilmiş, miras payları ve diğer malvarlığı üzerine haciz konulduğu, satış aşamasına gelinen süreçte geçilmediği hususunda bilgilendirilmiştir. Davacı şu aşamada ödeme yapamayacağını belirtmiş, konuşmanın üzerinden birkaç gün sonra ise corona virüsü nedeniyle icra daireleri kapatılmış, süreler durdurulmuş ve dosyalarımızda herhangi bir işlem yapılmamıştır.
Akabinde…….. tarihinden sonra icra katibi olarak dosyalardaki işlemleri yürüten …….., davacıyı sürelerin başladığını satış aşamasına geçmeden dosyalardaki borcun kapatılıp kapatılmayacağı hususunda bilgi almış, fakat yine uzlaşma sağlanamamıştır. Tüm bu haciz işlemlerinin yapıldığına ve uzlaşma sağlamaya ilişkin konuşmalarımız sonuçsuz kalmış, satış işlemleri başlatılmıştır. Davacı ve diğer hissedarlara 103 davetiyesi gönderilmiş, davacının adresini değiştirmesi nedeniyle tebligat iade gelmiştir. Diğer hissedarlara yapılan tebligatlar sonucu davacı taraf satış aşamasına geçileceği bilgisini alarak icra dairesinde meskeniyet iddiasında bulunmuştur. Akabinde ise iş bu dava ikame edilmiştir.
Tüm bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davacı tarafın yapılan tüm haciz işlemlerinden haberdar olduğu aşikardır. Bu nedenle hacizlere öğrenme tarihi olan Ek’te sunulan ilk telefon konuşması tarihi olan … tarihi öğrenme tarihi olarak kabul edilerek iş bu davanın süre yönünden reddini sayın mahkemenizden talep ederiz. (Dava şartı olan olan öğrenme tarihinin tespit edilmesi açısından tanık …’ın da dinlenilmesini sayın mahkemenizce talep ederiz.)
Davacı taraf, müvekkile olan borçlarını ödemekten imtina etmiş, sürekli olarak adres değişikliği yapmış ve sonrasında kendisine ulaşılamamıştır. Davacı tarafın borcunu ödememesi dolayısıyla müvekkilim zor duruma düşmüştür. Davacı tarafa ait müvekkilin alacaklı olduğu toplam … belli 3 adet senedi bulunmaktadır. Tüm bu senetlerden ikisi icra takibine konulmuş olup sayın mahkemenizce ilgili dosyaların celbini talep ederiz.
Davacı taraf, meskeniyet iddiasında bulunulan meskende hiçbir zaman ikamet etmemiştir. Söz konusu mesken babalarından miras kalmış ve el birliği ile mülkiyet halindedir. Meskeniyet ile şikayette bulunulması hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.
Taşınmaz davacı tarafın haline haline münasip oturmakta olduğu bir ev değil tam aksine 1/8 anne ve diğer kardeşlerin hissesi bulunan ev ve arsadan oluşan yazları belki birkaç kez toplanabilecekleri bir taşınmazdır. Ev ve araziden oluşan taşınmaz tek bir şahsa ait olmayıp miras malıdır. Üstelik her an bir hissedar tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılabilecekken söz konusu taşınmaz üzerinde meskeniyet iddiasında bulunması davacının kötü niyetli olduğunun ve borcunu ödemekten kaçındığının göstergesidir. Diğer mirasçıların her an izale-i şuyu davası ile taşınmazın satışını istemeleri mümkün ve çok yüksek bir ihtimaldir. Tüm bu hususlar söz konusu taşınmazın davacı tarafından kullanılmaz olduğunun kanıtıdır.
İcra İflas Kanunu’nun ilgili maddesi sadece “haline münasip ev haczedilemez” şeklinde ifade yer alsa da bu husussun belirlenmesindeki şartlar ise belirlenmemiştir. Tüm bu nedenlerle borcunu ödememek için davacını kötü niyetli girişimi korunmamalıdır. Kaldı ki tarafımızca davacı tarafla iletişim halinde olunmuş, ofisimize gelmesi sonucu uzlaşma sağlanmaya çalışılmış, ödeme konusunda kolaylık sağlanmış ödenmesi gereken son senet de icraya konulmamıştır. Alacaklı müvekkilimin tüm iyi niyetli yaklaşımları davacı tarafından kullanılmış, bir işte çalışmasına rağmen borcunu ödememek için sigorta girişi dahi yapılmamıştır.
Takip hukukunda asıl olan borcun ödenmesidir. İcra mahkemesi ve icra dairesi, takip aşamasında alacaklı menfaatlerini gözetmekle yükümlüdür.
Özetle; dava konusu olan taşınmazın haczedilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davacının mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açtığı davanın reddedilmesi gerekmektedir.
HUKUKİ NEDENLER: İİK. HMK ve sair mevzuatlar
HUKUKİ DELİLLER: Keşif, bilirkişi, tanık, 14 Sayılı dosyası, mesaj ve arama kayıtları, tapu kayıtları, ekonomik durum araştırması, Yargıtay kararları, İstinaf kararları, yemin, isticvap ve sair ilgili tüm deliller. (3.Senet icraya konulmamış olup icra dosyasının açılması akabinde sayın mahkemenize esası bildirilecektir.)
SONUÇ VE TALEP: Yukarıda açıklanan ve mahkemenin göz önüne alacağı hususlar itibariyle, meskeniyet şikayetinin reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten saygıyla arz ve talep ederiz.
DAVALI VEKİLİ
Meskeniyet İddiası Davacı Yönünden İstinaf Dilekçesi 3
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRESİNE
Gönderilmek Üzere
ADANA İCRA HUKUK MAHKEMESİNE
Esas No:
Karar No:
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
İSTİNAF KONUSU KARAR: Adana İcra Hukuk Mahkemesi 16 Karar sayılı ilamın incelenerek kaldırılmasına ve davamızın kabulüne karar verilmesi isteminden ibarettir.
KARARIN TEBLİĞ TARİHİ:
İSTİNAFA KONU KARARIN ÖZETİ:
… İcra Hukuk Mahkemesi … Karar sayılı ilamının gerekçesi ; Adana İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; alacaklılar tarafından borçlular hakkında ilamlı icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine davacı borçlu ….. üzerine kayıtlı olan ……. Kuğu Sokak ………… adresinde bulunan taşınmaza haciz konulduğu, bunun üzerine davacı borçlu vekili tarafından mahkememize başvurularak haciz konulan taşınmazın mesken olarak kullanılması sebebiyle haczin kaldırılmasının talep edildiği, Dosya arasında bulunan tapu kaydının incelenmesinde taşınmazın tarla vasfında olduğunun görüldüğü, tarla niteliğinde bulunan taşınmaz açısında meskeniyet şikayetinde bulunulmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından; şikayetin reddine karar verilmiştir.. ” şeklindedir.
AÇIKLAMALAR
Öncelikle belirtilmelidir ki; Öğretide ve yargı kararlarında kanunda geçen “ev” tabirinden konut olarak kullanılmaya elverişli yerlerin kastedildiği; taşınmazın tapu kaydında arsa veya tarla olarak gözükmesinin, üzerinde mesken bulunması hâlinde haczedilmezlik şikâyetinde bulunulmasına engel olmayacağı; haczedilmezlik şikâyetinin mevcut ve oturmaya uygun bir evin bulunması hâlinde yapılabileceği kabul edilmektedir. İstanbul Anadolu 19. İcra Hukuk Mahkemesi 2020/….Esas 2020/….Karar sayılı ilamınında meskeniyet iddiası şikayetimizin red gerekçesi ise ; taşınmazın tarla vasfında olduğunun görüldüğü, tarla niteliğinde bulunan taşınmaz açısında meskeniyet şikayetinde bulunulmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından; şikayetin reddine karar verilmiştir.” şeklindedir. Yerel mahkemece EKSİK İNCELEME yapılarak hukuka, kanuna, öğretiye ve yargı kararlarına uygun tesis edilmemiştir.
Borçlunun haczedilmezlik iddiasında bulunduğu evin muhakkak tapuda kayıtlı olması zorunlu değildir. Gecekondunun dahi haczedilmezliği ileri sürülebilir. Müvekkilimizin ……adresinde bulunan ailesiyle birlikte yaşadığı ve sahip oldukları tek evin haczedilemezliğini ileri sürmemiz İİK uyarınca hukuka uygundur.
Mahkemece verilen gerekçeli kararda tapu kaydının incelenmesinde taşınmazın tarla vasfında olduğunun görülse dahi yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda takip borçlusu müvekkile ait söz konusu arsa üzerinde ev (mesken) olarak kullandığı bir yapının olup olmadığı araştırmalıdır.Yerel mahkemece yapılacak olan ve yapılması gereken keşif COVİD 19 nedeniyle ertelenmiş, daha sonra dava dilekçemizde delil olarak keşif deliline dayandığımız halde yine mahkemece keşif yapılmadan, EKSİK İNCELEME YAPILARAK yalnızca; tapu kaydında ki beyanlara dayanılarak şikayetimiz reddedilmiştir.
Yerel Mahkemeye sunduğumuz dava dilekçemizde de belirttiğimiz gibi; Müvekkilimizin ……adresinde bulunan ailesiyle birlikte yaşadığı ve sahip oldukları tek eve haciz konularak satışa çıkarılmıştır. Delillerimiz arasındaki kıymet takdiri raporuyla dahi açıkça görülmektedir ki Müvekkilin evi “Haline Münasip” ev statüsündedir. Ayrıca söz konusu evden ailenin başka herhangi bir evi de mevcut olmayıp, ailesiyle beraber halen aynı evde ikamet etmektedir. Evin borçlunun hâline münasip olup olmadığı belirlenirken hem objektif hem de sübjektif kriterlere başvurulmalıdır. Buna göre borçlunun barınma amacıyla kullandığı yerin neresi olduğu onun sübjektif iradesine göre belirlenmeli ve yapılan keşif sonucunda bu yer objektif olarak “hâline münasip” sayılabiliyorsa onun evi kabul edilmelidir. MAHKEMECE KEŞİF YAPILMADAN, OBJEKTİF VE SUBJEKTİF KRİTERLERE BAŞVURULMADAN, EKSİK İNCELEME SONUCU HÜKÜM KURARAK YALNIZCA TAPU KAYDININ İNCELENİLEREK TAŞINMAZIN TARLA VASFINDA OLUŞUNU GEREKÇE GÖSTEREREK ŞİKAYETİN REDDİNE KARAR VERMESİ, YARGILAMA GİDERLERİNİN TARAFIMIZA BIRAKILMASI İSTİNAF YOLUNA BAŞVURMA ZARURİYETİNİ DOĞURMUŞTUR.
Yerel Mahkeme tarafından keşif yapılmamış, meskeniyet hususu irdelenmemiş ve eksik inceleme ile karara varılmıştır. Ayrıca yerel mahkemece söz konusu taşınmazın emlak vergisi, çevre vergisi, elektrik ve su aboneliği gibi hususları ilgili kurumlar vasıtasıyla öğrenme ve davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu halde, bu gibi işlemler yapılmadan yukarıda belirtiğimiz gerekçeye dayanarak hüküm tesis edilmiştir.
HMK m. 353/1-a-6 hüküm uyarınca, ilk derece mahkemelerinin taraflarca gösterilen delilleri hiç incelemeden yahut gösterilen delilleri hiç değerlendirmeden karar vermesi durumunda bölge adliye mahkemesinin dava dosyasını tekrar ilk derece mahkemesine göndermesi gerekmektedir. HMK m. 353/1-a-6 uyarınca EKSİK İNCELEME YAPILMASI istinaf sebeplerinden sayılmıştır.
Yukarıda açıklanmaya çalışılan mevcut nedenlerle taşınmaz üzerine konulan haczin, mahcuzu mesken olarak kullanması nedeni ile kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yüklenmesine karar verilmesini bilvekale talep ederim.
HUKUKİ NEDENLER: TTK., BK., İİK., HMK. ve sair ilgili mevzuat
DELİLLER: … İcra Müdürlüğü’nün … Esas İcra Dosyası, Tapu Kaydı, Keşif, Bilirkişi, Kıymet Takdiri Raporu Tanık , Nüfus Kayıtları, Yemin vs. her türlü yasal delil
NETİCE ve TALEP:
Eksik inceleme başta olmak üzere yukarıda arz ve izah etiğimiz ve resen dikkate alınacak gerekçelerle;
T.C. … İcra Hukuk Mahkemesi … tarihli kararının “meskeniyet şikayetinin reddine” şeklindeki hükmünün istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne;
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz. Saygılarımızla.
İstinaf Talebinde Bulunan Davacı Vekili
Meskeniyet Davasına Cevap Dilekçesi 4
ADANA İCRA HUKUK MAHKEMESİNE
DOSYA NO:
DAVAYA CEVAP VEREN (DAVALI-ALACAKLI) :
VEKİLİ :
DAVACILAR :
VEKİLİ :
T.KONUSU : Dava dilekçesine cevaplarımızın sunulmasıdır.
DAVAYA CEVAPLARIMIZ:
1.) Dava konusu taşınmazın üzerinde T.C. İş Bankası A.Ş.’nin İPOTEĞİNİN bulunduğunun anlaşılması nedeniyle, öncelikle ilgili “RESMİ İPOTEK AKİT TABLOSUNUN” dosyamıza kazandırılarak, herhangi bir “TEMİNAT İPOTEĞİYLE” haczedilmezlikten feragat edilip edilmediğinin, Sayın Mahkeme’ce araştırılması gerektiği kanaatindeyiz:
Zira; dava konusu edilmek istenen:
“Adana İli Seyhan İlçesi” olarak kayıtlı bulunan taşınmazın üzerinde;
-T.C. Ziraat Bankası lehine konulmuş olan, 16 tarihli 12 yevmiye no’lu 350.000,00 TL. bedelli İPOTEK bulunmakta olup (Ek.1-İlgili tapu kaydının örneği); Yüksek Mahkeme’nin kararlarında: “Haczedilmezlik şikayetinde bulunulan taşınmazın üzerinde bulunan ipoteğin akit tablosunda –“DOĞMUŞ VE DOĞACAK TÜM BORÇLARIN TEMİNATI OLDUĞU”- yazıyor ise, bu ipotek zorunlu ipotek olmadığından dolayı haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmesi gerektiği” kabul edilmiştir. Şöyle ki:
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2019/5959 K. 2020/5096 T. 18.6.2020 tarihli kararında: “Somut olayda, X İli, X İlçesi, X Mahallesi, 24 ada 30 parselde kain, 28 numaralı bağımsız bölüm üzerinde Türkiye Bankası lehine 19/09/2016 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, adı geçen bankanın 31/05/2018 tarihli cevabi yazısında, ipoteğin konut kredisi için konulduğunun ve ipotek haklarının ve kredi borcunun devam ettiğinin bildirildiği görülmektedir.
Şikayete konu taşınmaz üzerindeki 9876 yevmiye numaralı ipoteğe ilişkin resmi senette yer alan; “…namına açılmış ve açılacak bilcümle kredilerden… doğmuş ve doğacak bütün borçlardan… Bankanın merkez ve şubelerine karşı doğmuş ve doğacak nakdi ve/veya gayrinakdi tüm borçlarının… ipotek etmeyi kabul ettiğini…” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun başka borçlarının da teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır. Resmi senette yer alan söz konusu kayıtlar karşısında, lehine ipotek tesis edilen Türkiye Bankası 31/05/2018 tarihli cevabi yazısında yer alan kullandırılan konut kredisine teminat olarak ipoteğin tesis edildiği şeklindeki beyanların sonuca etkisi bulunmamaktadır.
Bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve ipoteğe konu borcun şikayete konu haciz tarihinden önce ödenmemiş olduğu sabit ve tartışmasız olduğuna göre, mahkemece, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar vermiştir (Ek.2-İlgili Yargıtay kararı).
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2021/259 K. 2021/4414 T. 26.4.2021 tarihli kararında: “…dosya içerisinde mevcut ipotek akit tablosunda yer alan “…doğmuş ve doğacak tüm borçlarından… teminatını teşkil etmek üzere… ipotek tesis edilmiştir” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmakta, bankanın ipoteğin zirai kredi sözleşmesinden kaynaklandığını bildirmesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır.
Bu durumda, 751 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ipoteğin zorunlu ipotek olmadığının anlaşılmasına göre, bu taşınmaz yönünden meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi ve borçlunun geçinmesi için gerekli miktarın belirlenmesinde borçlu eşinin gelirleri de nazara alınmak suretiyle hesaplanma yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, şikayete konu tüm taşınmazlar yönünden hacizlerin kaldırılmasına ilişkin hüküm tesisi isabetsizdir.” (Ek.3-İlgili Yargıtay kararı). Ancak, aksine durumda, aşağıda arz etmiş olduğumuz nedenlerle de, davacıların şikayetlerinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
2.) Dava konusu, “çatı aralı mesken” niteliğindeki dubleks taşınmazın değeri; dava dosyasına sunmuş olduğumuz emsal taşınmaz değerlerinden anlaşılabileceği gibi, 675.000 TL.-700.000 TL arasında olup; aleyhe olan yönlerini kabul etmemekle birlikte, serbest piyasadaki rayiç değerlerin bilirkişi tarafından gözetilmesi gerektiği kanaatindeyiz:
Aleyhe olan iddiaları kabul etmemekle birlikte; davacı-şikayetçi; “haline münasip evleri oluğunu iddia ve beyan ederek haczedilmezlik şikayetinde bulunmaktadır“.
2004 sayılı İcra ve İflas kanunu Haczi caiz olmayan mallar ve haklar:
Madde 82 – Aşağıdaki şeyler haczolunamaz:
1.f. 12. “Borçlunun haline münasip evi,”
3.f. Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır” hükmünden anlaşıldığı gibi:
Serbest piyasadaki emsal değerlerinden, şikayet ve dava konusu taşınmazın kıymetinin oldukça yüksek olduğu anlaşılmakta olduğundan dolayı; dava konusu taşınmazın, “borçlunun haline münasip evi” olduğunu söyleyebilmek kanaatimize göre mümkün değildir.
Davacının, haline münasip olduğunu beyan ederek “meskeniyet” iddiasında bulunduğu taşınmaz, tapu kayıtlarından da anlaşılabileceği gibi; “çatı aralı mesken” vasfında olup, 2 katlı dubleks bir dairedir. Aleyhe olan yönlerini kabul etmemekle beraber, bilinen bir emlak sitesi olan Sahibinden.Com internet sitesinden edindiğimiz emsallere göre; taşınmazın bulunduğu bölgedeki emsal taşınmazların değerinin 675.000,00-TL. ile 700.000,00-TL arasında değiştiğini ispat eden internet çıktıları cevap dilekçemizin ekinde sunulmuştur (Ek.4,5-Dava konusu taşınmazla ilgili emsallerimiz). Taşınmaz değerinin tespitinde ve keşif sırasında emsallerimizin dikkate alınmasını talep ediyoruz. Şöyle ki:
Yargıtay 20. HD. 02.05.2019 T. E: 2018/6747, K:2019/3031 sayılı kararında: “Bu nedenle, mahkemece taşınmazın niteliği arsa olarak belirlenir ise, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihi olan 14.03.2012 tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse resen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren, emsal ile dava konusu taşınmazların eksik ve üstün yönlerinin karşılaştırıldığı rapor alınması,” şeklinde karar vermiştir (Ek.6-İlgili Yargıtay kararı).
3.) Davacının sosyal ve ekonomik durumu iyi olup; çocukları yetişmiş ve her biri SGK kaydıyla çalışmakta olup kanaatimizce davacının bakmakla yükümlü olduğu çocuğu bulunmamaktadır:
-Davacılardan X emekli memur olup çocukları üniversite mezunu ve SGK’lı olarak çalışmaktadır. X’in bakmakla yükümlü bulunduğu kişi bulunmamaktadır. Durum çocuklarının SGK kayıtlarının icra dosyasına kazandırılmasıyla kanaatimizce anlaşılabilecek niteliktedir.
– X’in çocuklarının nüfus kayıtlarının dosyamıza kazandırılarak çocuklarının kendilerine ait işleri ve gelirleri bulunduğunun SGK kayıtlarından araştırılması konusunda talebimiz bulunmaktadır.
DAVACININ BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU KİMSE BULUNMAMAKTA olup, dava konusu edilen 2 katlı 5 veya 6 odalı oldukça geniş olan taşınmazın “haline münasip ev” olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı kanaatindeyiz:
Nitekim, Yüksek Mahkeme’nin kararlarında da, ancak borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kimse var ise meskeniyet iddiasının dinlenebileceği kabul edilmektedir. Şöyle ki:
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi E. 2019/6349 K. 2020/546 T. 5.2.2020 tarihli kararında: “…Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve BORÇLU İLE AİLESİNİN İHTİYAÇLARINA GÖRE belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU kişileri kapsar…” şeklinde karara varmıştır (Ek.7-İlgili Yargıtay kararı).
Yukarıda arz edilen nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
HUKUKİ NEDENLER : İİK, TBK, TMK, HMK, Av.K. ve sair mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER :
– Adana İcra Müdürlüğü’nün 14 E. sayılı dosyası ve münderecatı,
– Tapu kaydının üzerine -T. İş Bankası lehine konulmuş olan, 14 tarihli 15 yevmiye no’lu RESMİ İPOTEK AKİT TABLOSUNUN getirtilerek TEMİNAT İPOTEĞİ olup olmadığının araştırılması hakkındaki talebimiz,
– Davacının veya eşinin veya henüz evli olmayan çocuklarının adına kayıtlı AKTİF VE PASİF taşınmaz kaydının bulunup bulunmadığının ve akıbetlerinin araştırılması için: Adana MERKEZ İLÇELERİN TAPU MÜDÜRLÜKLERİNE yazı yazılması,
– Nüfus kayıtları,
– X’in ve çocuklarının SGK kayıtları,
– Dava konusu taşınmazda yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi,
– Dava konusu taşınmazın serbest piyasadaki emsal (rayiç) taşınmaz değerleri,
– Dilekçe ekindeki belgeler,
– Davacı hakkında yapılacak sosyal ve ekonomik durum araştırması,
– Davacının bakmakla yükümlü kişilerin olup olmadığının –komşulardan ve –muhtardan yapılacak gizli emniyet araştırması ile araştırılması,
– Her türlü yasal delil.
– Davacının göstermiş olduğu ve gösterebilecekleri her türlü delile karşı delil bildirme hakkımızla birlikte; değişen durum ve yeni vakıalar karşısında yeni delil bildirme hakkımızı saklı tutuyoruz.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan sebepler ve yargılama sırasında resen tespit edilecek hususlara binaen:
– Haksız, yersiz ve mesnetsiz açılan DAVANIN REDDİNE,
– Davacının, yargılama giderleri ve avukatlık ücretini ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini,
Saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.
DAVALI (ALACAKLI) VEKİLİ
Meskeniyet Cevap Dilekçesi 5
ADANA İCRA HUKUK MAHKEMESİNE
Dosya No:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVACI:
VEKİLİ :
KONU : Dava dilekçesine cevabımızın arzı hakkında
AÇIKLAMALAR : Mahkemeniz nezdinde açılan dava tamamen kötü niyet ve ızrar kastı ile süreci uzatmak maksadıyla açılmıştır bu nedenle davanın reddi gerekmektedir.
2018 yılında müvekkil, emlak alım satım işini yapan davacı ile bir gayrimenkulün alımı için anlaşmış ve bunun üzerine davacı ve ortağına 50.000 USD kapora vermiştir. Fakat daha sonra davacı ve ortağının daire malikinin verdiği yetkiyi aşan fiyat ile müvekkille anlaştıkları öğrenilmiş ve ayrıca davacı ve ortağının alınan kapora karşılığında daire sahibi adına sahte imzalı belge sunarak müvekkili yanıltmaya çalıştıkları ortaya çıkmıştır. Bu durum üzerine davacı ve ortağı hakkında imza sahibi tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulmuştur. Yaşanan usulsüzlükler nedeniyle müvekkil gayrimenkulü almaktan vazgeçmiş ve ödenen kapora bedelini geri istemiştir. Fakat davacı ve ortağı bedelin sadece 22.000 USD ‘sini iade etmişler geri kalan 28.000 USD’yi ödememişlerdir.
Ödenmeyen bedel nedeniyle İcra Müdürlüğü X Sayılı dosya ile davacı ve ortağına karşı 28.000 USD’nin tahsili için takip başlatılmıştır. İcra takibine yapılan itiraz üzerine Tüketici Mahkemesi X Sayılı dosyası ile itirazın iptali talep edilmiş ve verilen karar doğrultusunda takibin devamına ve karşı taraf aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. ( EK-1 Gerekçeli karar)
İtirazın iptaline ilişkin verilen karar doğrultusunda icra takibi kesinleşmiş ve haciz aşamasına geçilmiş ancak borçlu üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkul bilgisine ulaşılamamıştır. İcra dosyasına yapılan talep üzerine borçlunun babası adına kayıtlı davaya konu gayrimenkule rastlanmıştır. X bağımsız bölüm daire maliki olan davacının babası X’in 20.04.2004 yılında vefat ettiği tespit edilmiştir. Borçlu adına babasından kalan iştirak halindeki miras hissesine icra dosyasında haciz şerhi işlenmiş ve 15.12.2021 tarihinde X Sulh Hukuk Mahkemesi X Sayılı dosya ile ortaklığın satış yolu ile giderilmesi için dava açılmıştır. (EK-2 Dava dilekçesi ve tevzi formu)
Davaya konu gayrimenkul üzerinde ortaklığın satış yolu ile giderilmesi talebine karşı satışın durdurularak süreci uzatmak maksadıyla mahkemeniz nezdinde görülmekte olan davanın açıldığı ortadadır.
Davacı taraf, İİK 82. Madde gereğince borçlunun haline münasip evinin haczedilmesinin kanuna aykırı olduğunu beyan etmiştir. Davacının şikayet dilekçesinde bulunmuş olduğu iddialarının tarafımızca kabulü mümkün değildir. Dava dilekçesinde de belirttiği üzere davacı dava konusu taşınmazda da oturmamaktadır.
Takip hukukunda asıl olan borcun ödenmesidir. İcra mahkemesi ve icra dairesi, takip aşamasında alacaklı menfaatlerini gözetmekle yükümlüdür.
İİK Madde 82 ” … Ek fıkra: 2/7/2012-6352/16 md.) Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır.” denilmektedir.
Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Borçlunun haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişi marifetiyle tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
Kaldı ki davacının kullanımında olmayan dava konusu olan ev haline münasip bir ev olmadığı gibi, haciz işleminin uygulanması neticesinde satış gerçekleştirilip davacının payı ile borcu kapatıldıktan sonra kalacak olan miktar bakımından borçlunun bütçesi haline münasip bir konut edinebilmek için yeterli olacaktır.
Açıklanan tüm bu hususlar, davacının mesnetsiz iddialarının salt satış işlemlerini geciktirmek, borcun doğumundan itibaren müvekkile yapılan oyunu devam ettirebilmek adına öne sürüldüğünü sarahaten göstermektedir.
Özetle; dava konusu olan taşınmazın haczedilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davacının mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açtığı davanın reddedilmesi gerekmektedir.
HUKUKİ NEDENLER : İİK, HMK ve sair mevzuat
DELİLLER : Tapu kayıtları, nüfus kayıtları, X Sulh Hukuk Mahkemesi X Sayılı dosyası, X Tüketici Mahkemesi X Sayılı dosyası, İcra Müdürlüğü X Sayılı dosyası, keşif, bilirkişi tanık, yemin ve sair delil.
NETİCETEN : Yukarıda arz edilen ve resen incelenecek nedenlere göre;
Öncelikle istenilen tedbir kararının ve davacının haksız ve kötü niyetli davasının REDDİNE, davaya konu taşınmaz üzerinde haczin devamına,
Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz.
Davalı vekili