T.C.
Gelir İdaresi Başkanlığı
XXX Vergi Dairesi Başkanlığı
KDV İade İncelemeleri Grup Başkanlığı
İLGİ :
(a)
(b)
KONU : XXX Vergi Dairesi mükellefi firmasının söz konusu vergi dairesindeki hak ve alacaklarına (KDV İade alacakları dahil) haciz konulması için defalarca haciz müzekkeresi gönderilmesine rağmen ilgili kurum “borçlunun dairemiz nezdinde KESİNLEŞMİŞ herhangi bir hak ve alacağı bulunmamaktadır.” şeklinde KDV iade alacağının henüz kesinleşmediğini iddia ederek haciz işlemini yasaya aykırı bir şekilde uygulamamasının; İİK m.338 anlamında hakikata muhalif beyanda bulunma suçunu, TCK m.257 uyarınca görevi kötüye kullanma suçunu, tazminat hukuku açısından tazminat sorumluluğunu doğurduğunu, yasaya aykırı bu uygulamanın derhal sonlandırılarak borçlunun vergi dairesi nezdindeki kdv iade alacaklarına haciz uygulanmasını, aksi takdirde Adana … Vergi Dairesi ve yetkilileri hakkında cezai ve hukuki yollara başvurulacağı ihtarını içeren dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR :
1. Müvekkil XX’in, YY’den olan alacağına, XXX Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/326 D.İş dosyasından ihtiyati haciz konmuş, XXX İcra Dairesi’nin 2019/25095 E. sayılı dosyasından icra takibine geçilmiştir. Söz konusu icra takip dosyasından XXX Vergi Dairesi ve Gelir İdaresi Başkanlığına yukarıda anılan tarihlerde haciz müzekkereleri gönderilmiş ve bu müzekkerelere hukuka aykırı bir şekilde cevaplar verilmiştir. Şöyle ki;
2. XXX İcra Müdürlüğünün yukarıda tarihleri belirtilen haciz müzekkereleri ile birlikte son olarak 21.01.2020 tarihli müzekkere ile, mükellef ve borçlu YY’nin XXX Vergi Dairesi nezdindeki hak ve alacaklarının (KDV İade Alacakları dahil olmak üzere bütün hak ve alacaklarının) haczine karar verilmiştir.
3. Her ne kadar XXX Vergi Dairesince verilen cevabi yazıda borçlu şirketin daire nezdinde kesinleşmiş herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı belirtilmiş ise de, borçlu şirketin XXX Vergi Dairesi nezdinde hak ve alacaklarının bulunduğu, 12.06.2019 tarihli ve ekte sunulan Yeminli Mali Müşavir Rapor Teslim Tutanağı ile sabittir. Kaldı ki, gönderilmiş olan haciz müzekkereleri İİK m.89/1 anlamında haciz ihbarnamesi olmadığından haciz ihbarnamesine itiraz şekli ile itirazı mümkün değildir. İcra ve İflas Kanunu’nun 85/1 maddesinde “Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır mallar ile taşınmazlarından ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur.” denmek suretiyle borçlunun üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacaklarının haczedilebileceği hüküm altına alınmıştır. Anılan hükümde; borçlunun üçüncü kişide bulunan hak veya alacaklarının haczedilebilmesi için hak veya alacağın kesinleşmesi gibi bir şart aranmamakta, borçlunun üçüncü şahısta olan herhangi bir hak veya alacağına rastlanılması halinde bunun haczedilmesi gerektiği yönündedir. Hak ve alacağın mevcut olması haciz uygulanması için gerekli ve yeterlidir. Bu bakımdan ekte sunulan cevabi yazılarda kesinleşmiş herhangi bir hak ve alacak bulunmadığı gerekçesiyle haciz uygulanmaması kararı açıkça kanun hükmüne aykırıdır.
4. Yeminli Mali Müşavir Rapor Teslim Raporu ile varlığı sabit hak ve alacaklar, İİK m.78 anlamında 3.kişilerdeki hak ve alacaklar olup, ilgili madde gereği bu alacaklara haciz konulmuştur.
5. Söz konusu alacağın haczin konulduğu tarih itibariyle haczedilmesi gerekli olup, dairece ödenebilir duruma gelmesi(tahakkuk etmesi) beklenemez. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi E.2016/3898 K.2017/1370 sayılı kararında ‘’..mahkemece, iddia savunma ve dosya kapsamına göre, şikayete konu KDV alacağı 18.06.2013 tarihinde ödenebilir hale gelse de haciz tarihinde doğması muhtemel bir alacak bulunmakla geçerli bir haczin varlığının kabulü gerektiği anlaşılmakla’’ şeklinde karar vermiştir.
6. Yukarıda sıralanan hususlar ilgili (l) yazımız ( 27.08.2019 tarihli XXX Vergi Dairesi’ne 273742 2019082776MfT2737425 Sayı ile teslim edilen ihtar dilekçesiEk-12 olarak sunulan dilekçe) ile XXX Vergi Dairesine bildirilmiş ancak XXX Vergi Dairesi yazımıza herhangi bir cevap vermediği gibi hukuksuz uygulamalarına devam etmiştir.
7. Borçlu şirketin XXX Vergi Dairesi nezdindeki hak ve alacakları sabit olduğundan, hak ve alacağın olmadığı ve haciz uygulamadığınız yönündeki haciz müzekkerelerine verilen cevabi yazılar İİK m.338 anlamında HAKİKATA MUHALİF BEYANDA BULUNMA SUÇUNU OLUŞTURMAKTADIR. Bunun yanı sıra, söz konusu cevaplar, kamu görevlisinin görevini yerine getirmemesini teşkil ettiğinden söz konusu vergi dairesinde bulunan kamu görevlileri bakımından TCK m.257 uyarınca GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU OLUŞMAKTADIR.
8. XXX İcra Dairesi 2019/25095 E. ve 05.07.2019 tarihli haciz müzekkeresi ile XXX Vergi Dairesine gönderilen ilk müzekkere gereği haciz işlenmesi gerektiğinden ve haczin işlenmesi ilgili vergi dairesi tarafından uygulanmadığından müvekkilin alacağına kavuşamaması sebebiyle uğradığı zararlardan ötürü TAZMİNAT SORUMLULUĞU DOĞMAKTADIR.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda izah edilen gerekçeler ile ;
- İİK ve sunduğumuz Yargıtay kararları uyarınca, XXX 3. İcra Dairesi tarafından gönderilen 2019/25095 E.sayılı ve 05.07.2019 tarihli haciz müzekkeresi gereğince YY’ninnezdinizde bulunan hak ve alacaklarının(KDV iade alacakları dahil olmak üzere) 223.594,05 TL tutarındaki kısmına haciz müzekkeresinin XXX Vergi Dairesi’ne ulaştığı ilk tarih olan 05.07.2019 tarihi itibariyle haciz konulmasını,
- Haciz uygulanmadığı takdirde haczi yerine getirmeyen kamu yetkilileri hakkında İİK m.338 ve TCK m.257 uyarınca suç duyurusunda bulunulacağını,
- Haczin uygulanmaması sebebiyle doğacak zararlardan ötürü idarenin ve bu işlem yerine getirmeyen yetkililerin tazmin sorumluluğuna gidileceğini,
ihtaren bildiririz.
Alacaklı Vekili