İcra Hukuk Mahkemesi Cevap Dilekçesi

İcra Hukuk Cevap Dilekçesi 1

ADANA 2. İCRA HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

Dosya Numarası:

CEVAP VEREN DAVALI:

VEKİLLERİ:

KARŞI TARAF (DAVACI):

VEKİLİ:

KONU: Cevap dilekçemizin ve delillerimizin sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR

I) GENEL OLARAK

Davacı şirketin talebi doğrultusunda,….’dan alacağı için başlatmış olduğu İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’nün 2014/4718 E. sayılı dosyasından müvekkilim Bankaya birinci haciz ihbarnamesi gönderilmiş olup; müvekkil Banka tarafından …..’ın hesaplarındaki bakiyeler dosyaya bildirilmiştir.

Akabinde yine davacı şirketin talebi doğrultusunda İcra Müdürlüğünden iş bu bedellerin dosyaya gönderilmesi için müvekkil Bankaya tekrar müzekkere gönderilmiş olup, paranın rehinli olması sebebiyle haciz işleminin yapılamadığı icra dosyasına bildirilmiştir.

Davacı şirket, müvekkil Bankanın rehin hakkına dayanamayacağı iddiasıyla tazminat istemli iş bu davayı ikame etmiş olup, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddi gerekmektedir. Şöyle ki;

II) ESASA İLİŞKİN CEVAPLARIMIZ

Her ne kadar davacı şirket, müvekkil Bankanın rehin hakkına dayanamayacağı iddiasında bulunmaktaysa da Türk Medeni Kanununun 881. maddesinde “Halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir…” amir hükmü yer almakla, anılan düzenleme alacak rehnine kıyasen uygulandığında ileri doğacak ileride doğacak alacakların da rehnedilebileceği açıkça tespit edilmektedir.

Bankalar borçlusuna karşı ileri sürebildiği rehin ve hapis hakkını, borçlusunun alacaklısına karşı da ileri sürebilmekle, REHİN HAKKI KREDİ SÖZLEŞMESİNİN İMZALANDIĞI TARİHTE DOĞMAKTADIR.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/17-637 E., 2014/658 K. sayılı ilamında“Esasen rehin hakkının bankayla müşterisi arasında imzalanan sözleşmede yer aldığı” ile “bankanın borçlusuna karşı ileri sürebileceği rehin hakkını borçlunun alacaklısına karşı da istihkak iddiası olarak ileri sürebileceği” açıkça vurgulanmıştır.

Nitekim Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2013/5245 E., 2013/8748 K. sayılı ilamında:

“Bankanın üçüncü kişi sıfatıyla istihkak iddiasında bulunabilmesi için haciz kararının alındığı tarih itibariyle kredi borcunun tamamının ödenmemiş olması ve belirlenen geri ödemesi yapılmamış kredi alacağı varsa bu miktar ile sınırlı olmak üzere üçüncü kişi Bankanın dava konusu hesaplar üzerinde rehin ve hapis hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerekir.

DAVALI ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN DAYANDIĞI REHİN VE HAPİS HAKKININ ANILAN KREDİ SÖZLEŞMESİNİN İMZALANDIĞI TARİHTE DOĞDUĞUNUN KABULÜ GEREKİR. Bununla birlikte üçüncü kişi bankanın borçlusuna karşı ileri sürebildiği rehin ve hapis hakkının borçlusunun alacaklısına karşı da (istihkak iddiası ile) ileri sürebilmesi mümkündür.”

Denilmekle, Yargıtay’ın yerleşik uygulaması da bu yöndedir (HGK 28.03.2012 T. 2011/12-849 Esas-2012/242 Karar).

Yukarıda arz ve izah edilen sebeplere binaen işbu davanın esastan reddine karar verilmesini, esasa ilişkin delil sunma haklarımız saklı kalma kaydıyla arz ve talep ederiz.

HUKUKİ DELİLLER: İİK, HMK, Borçlar Kanunu ve ilgili yasal Mevzuat

DELİLLERİMİZ:

Davacı tarafça sunulacak her türlü delile karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla delil listemizi Sayın Mahkemeniz bilgilerine sunarız.

  1. Müvekkil Banka ile …. arasında akdedilen sözleşmeler ve Sözleşme Öncesi Bilgi Formu,
  2. Bilirkişi incelemesi,
  3. Müvekkil Banka defter ve kayıtları,
  4. Emsal Yargı kararları,
  5. Sair yasal delil.

NETİCE-İ TALEP: Yukarıda arz ve izah olunan sebepler doğrultusunda fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile;

  1. Davacının tüm taleplerinin reddi ile neticede davanın esastan reddine,
  2. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.

Av. Saim İNCEKAŞ

Avukat Saim İNCEKAŞ – Seyhan/Adana 01010 – Ziya Algan İş Merkezi
av-saimincekas.com

İcra Hukuk Cevap Dilekçesi 2

ADANA İCRA HUKUK MAHKEMESİ’NE

DOSYA NO:

DAVAYA CEVAP VEREN DAVALILAR (ALACAKLILAR):

VEKİLİ:

DAVACI (BORÇLU):

VEKİLİ:

KONU: Davaya ilişkin cevaplarımızın sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR

1. Destekten yoksun kalma tazminatı isteminin konu edildiği Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti’nin 12 tarih, 15 sayılı kararı, tarafımızca 11 tarihinde Adana İcra Müdürlüğü’nün 12 E. Sayılı dosyası nezdinde takibe konu edilmiştir.

2. Davacı(borçlu) yanın icra emrinin iptaline ve tedbir kararı verilmesine ilişkin istemi hukuki dayanaktan yoksun olup, takibi uzatmaya yöneliktir. Şöyle ki;

3. Davacı yan, Sigorta Tahkim Komisyonu kararına itiraz ettiklerini, itiraz sebebiyle kararın kesinleşmediğini ve kesinleşmeyen kararın icra takibine konu edilemeyeceği öne sürerek takibin ve icra emrinin iptalini istemiştir.

4. Ancak mevzuatımızda hakem heyet kararının takibe konulması için kesinleşmesi gerektiğine dair hiçbir düzenleme bulunmamaktadır. Hakem heyeti kararları ilam niteliğinde olduklarından, kesinleşmesi beklenmeden ilamlı takibe konu edilebilirler.

5. Karara itiraz edilmesi, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’n 30/12. Maddesi uyarınca sadece başlatılan takibi durdurur. İş bu hükümde kararın takibe konu edilmesi için kesinleşmesi gerektiğine ilişkin hiçbir düzenleme yoktur. Kaldı ki kesinleşmesi beklense idi, yapılan itirazın kararın icrasını durdurduğuna ilişkin bir düzenleme yapılmasına gerek kalmayacaktı.

“İtiraz üzerine hakem kararının icrası durur. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.)”

6. Anılan sebeplerle; davacı yanın takibin ve icra emrinin iptaline ilişkin isteminin hukuki dayanaktan yoksun olduğu açıktır. Yaptıkları itiraz ile takibin durması gereklidir. Ve Takibin durmasına ilişkin karar icra müdürünce verilir. Tarafımızca 13 tarihinde takip başlatıldıktan sonra, 11 tarihinde davacı yanın itiraz dilekçesi tarafımıza tebliğ olmuştur. İtiraz üzerine tarafımızca herhangi bir icra işlemi yapılmamıştır. Takibin durmasına karar verilmemesi de icra müdürü işlemi olup, verilmemesi halinde icra müdürünün bu işlemi şikâyet konusu yapılabilir.

7. Bu sebeple davacı yanın takibin ve icra emrinin iptaline yönelik iş bu şikâyeti mesnetsiz olup, reddi gerekmektedir.

DELİLLER: 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve sair deliller.

NETİCE VE TALEP: Yukarıda arz ve izah edilmeye çalışılan nedenlerle; haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.

Ekler: Vekâletname ve Yetki Belgesi

Davalılar Vekili

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir