Yargılamanın Yenilenmesi Kararının Temyizi

Yargılamanın yenilenmesi sürecini daha önceki yazılarımızda incelemiştik. Bu sayfada ise sizlerle yargılamanın yenilenmesi davası sonucunda temyiz itirazının ne şekilde yapılacağını örnek bir olay ve dilekçeyle paylaşmış bulunmaktayız.

Yargılamanın Yenilenmesi Temyiz Dilekçesi

YARGITAY İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE
Gönderilmek Üzere
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

YEREL MAHKEME DOSYA NO:

TEMYİZ YOLUNA BAŞVURAN DAVALI:

VEKİLİ:

DAVACI:

VEKİLİ:

KONU: Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Tarih … Karar Sayılı hukuka ve usule aykırı “Davanın KABULÜ”ne ilişkin ilamın BOZULMASINA karar verilmesi talepli temyiz dilekçemizdir.

OLAY VE ÖZETİ: Davacı yan, müvekkil tarafından açılan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dosya kapsamında görülen El Atmanın Önlenmesi davasında yapılan keşifte dava konusu 101 ada 51 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak davanın kabulüne karar verildiğini ve Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin … Sayılı kararı ile ONAMA kararı verdiğini ve dosyanın kesinleştiğini, kesinleşen karar verilirken paylaşmaya ilişkin olarak düzenlenen ve herkesin birlikte imza attıklarını beyan ettikleri 09/08/1976 tarihli sulh ibra senedi ile 19/08/1989 tarihli sulh ibra senedinin hükme esas alındığını, bu senetlerde bulunan imzaların davacıya ait olmadığını, bu belgelerin sahte olduğunun ortaya çıktığını iddia ederek Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosya kapsamında yargılamanın iadesini talep etmiştir. Yapılan yargılama sonucunda … sayılı dosya kapsamında 12.05.2016 tarihinde açılan Yargılamanın yenilenmesi davasının reddine karar verilmiş, davacı tarafça dosyanın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi … Sayılı dosya kapsamında 22.02.2022 tarihinde gerekçe ile hüküm arasında çelişki nedeniyle ESASA İLİŞKİN HERHANGİ BİR İNCELEME YAPILMAKSIZIN USULEN BOZMA kararı verilmiştir. Akabinde dosya kendisine gelen ilk derece mahkemesi … Sayılı dosya kapsamında yargılamaya devam ederek HMK 375/1-d maddesi gereğince davacının iddiası haklı görülerekten DAVANIN KABULÜNE ve Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … karar sayılı dosyada yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile hukuka ve usule aykırı olarak gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmaksızın sadece hükme esas alınan senetlerin sahte olduğuna istinaden ve yeniden yargılama yapmaksızın … sayılı dosyadaki El Atmanın Önlenmesi Davasının REDDİNE karar verilmiştir. Yerel mahkemenin gerekli araştırma ve incelemeleri yapmaksızın, sadece senedin sahte olduğuna dayanarak yeniden yargılama yapmaksızın ve ayrıca dava açma hususundaki hak düşürücü sürenin de dolmuş olduğu dikkate alınmaksızın haksız ve mesnetsiz davanın kabulüne ilişkin vermiş olduğu gerekçeli kararı tarafımıza 13.12.2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup süresinde ve usulüne uygun olarak temyiz kanun yoluna başvurmaktayız.

AÇIKLAMALAR

Yukarıda dosya numarasını belirttiğimiz dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen hükmü yasa, usul ve içtihatlara aykırı bulduğumuz için yerel mahkeme kararını istinaf etme zorunluluğumuz hasıl olmuştur. Şöyle ki;

1- HUZURDAKİ DAVANIN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE YÖNÜNDEN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR.

Yargılamanın Yenilenmesi HMK m. 374 ve devamında düzenlenmiş, kesinleşmiş hükümlere karşı hak düşürücü kanuni süreler içerisinde başvurulabilecek olağanüstü bir kanun yoludur. Bu kanun yoluna başvurma süreleri HMK m. 377 de düzenlenmiş olup bu süreler HAK DÜŞÜRÜCÜ süre niteliğinde olması hasebiyle mahkeme tarafından resen gözetilecek olan sürelerdendir. Anılan madde düzenlemesine göre;

1) Yargılamanın iadesi süresi (1);

a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olduğunun öğrenildiği,

b) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörülen hâllerde, kararın davalıya veya gerçek vekil veya temsilciye tebliğ edildiği; alacaklı veya davalı yerine geçenlerin karardan usulen haberdar olduğu,

c) Yeni belgenin elde edildiği veya hilenin farkına varıldığı,

ç) 375. maddenin birinci fıkrasının (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde, ceza mahkûmiyetine ilişkin hükmün kesinleştiği veya ceza kovuşturmasına başlanamadığı yahut soruşturmanın sonuçsuz kaldığı,

d) Karara esas alınan ilamın bozularak kesin hüküm şeklinde tamamen ortadan kalkmasından haberdar olunduğu,

e) 375. maddenin birinci fıkrasının (i) bendinde yazılı sebepten dolayı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararının tebliğ edildiği, tarihten itibaren üç ay ve HER HÂLDE İADE TALEBİNE KONU OLAN HÜKMÜN KESİNLEŞMESİNDEN İTİBAREN ON YILDIR.

YARGILAMANIN YENİLENMESİ TALEP EDİLEN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN 1995/107 E. VE1996/191 K. SAYILI DOSYASI YARGITAY TARAFINDAN ONANARAK 12.06.1997 SENESİNDE KESİNLEŞMİŞTİR. DAVACI TARAF KESİNLEŞME TARİHİNDEN İTİBAREN 16 SENE SONRA 25.11.2013 TARİHİNDE İŞBU DAVAYI HUKUKA VE YASAYA AYKIRI OLARAK AÇMIŞTIR. Görüleceği üzere eldeki dava kesinleşmeden itibaren her halde 10 yıl içerisinde açılabilecek bir dava olup davacı kanunda düzenlenmiş olan hak düşürücü süreler geçtikten sonra işbu davayı açmıştır. Kanunlarımızda düzenlenmiş olan hak düşürücü süreler kamu düzenine ilişkin olup davanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebilecek, mahkemece de her zaman resen göz önünde bulundurulabilecektir.

Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemelerinin hak düşürücü sürenin geçmiş olması durumunda davanın süre yönünden reddedilmesi gerektiği hususunda istikrar kazanmış kararları mevcuttur.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi; 2021/16915 E. , 2022/428 K. ve 20.01.2022 tarihli kararında;

”…çekişmeli 54 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın kısmen kabulüne, taşınmazların paylar belirtilerek davacı ve davalılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 07.07.1999 gününde kesinleşmiştir. Davacı …, yargılama sırasında taraf teşkilinin sağlanmadığını ileri sürerek, yargılamanın yenilenmesini ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ederek 01.07.2010 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, kararın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra yargılamanın yenilenmesi talep edildiğinden, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ”şeklinde hüküm kurarak süre yönünden davayı reddeden yerel mahkemenin kararının onamıştır.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi; Esas No: 2021/9922, Karar No: 2021/9117 ve Karar Tarihi: 17.09.2021 olan kararında:

”Eldeki dosyada iade istemine konu karar 1981 yılında kesinleşmiş olduğuna göre, yargılamanın iadesi istemine ilişkin eldeki davanın tarihi itibariyle, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu gerekçe ile yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmesi ” gerektiği vurgulanmıştır.

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi; Esas No: 2017/4920, Karar No: 2018/6067 ve Karar Tarihi: 01.10.2018 olan kararında;

“HMK’nın 377. maddesinde yargılamanın iadesi taleplerine ilişkin süreler sayılmış ve her halde yargılamanın yenilenmesi talebinde sürenin hükmün kesinleşmesinden itibaren 10 yıl olduğu görülmüştür. Bu süreler hak düşürücü süreler olup hakim tarafından resen dikkate alınması gereken sürelerdir. Dava konusu mahkeme gerekçeli kararının 27/03/2003 tarihinde kesinleştiği ve hükmün kesinleşmesinden sonra 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinin süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda davaya konu mahkeme kararının 27/03/2003 tarihinde kesinleştiği ve her halde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık sürenin geçtiği anlaşılmış olduğundan mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmayıp dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan ek kararın ONANMASINA” karar verilmiştir.

2- YARGILAMANIN İADESİ, HUKUKİ NİTELİĞİ İTİBARİYLE AYRI VE BAĞIMSIZ BİR DAVA OLMASINDAN DOLAYI YEREL MAHKEMECE ÖNCELİKLE DAVANIN DİNLENMEYE DEĞER OLUP OLMADIĞI KENDİLİĞİNDEN ARAŞTIRILMASI GEREKMEKTEDİR. YEREL MAHKEME HMK MD 379 UYARINCA RESEN İNCELEMESİ GEREKEN KONULARI İNCELEMEYEREK HUKUKA AYKIRI OLARAK ESASA GİRMEDEN REDDİ GEREKEN DAVADA ESASA GİREREK DAVANIN KABULÜNE KARAR VERMİŞTİR.

HMK’nın Talebin ön incelemesi başlıklı 379/1.maddesine göre;

“Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra;

a) TALEBİN KANUNİ SÜRE İÇİNDE YAPILMIŞ OLUP OLMADIĞINI,

b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını,

c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, KENDİLİĞİNDEN İNCELER.

(2) BU KOŞULLARDAN BİRİ EKSİK İSE HÂKİM DAVAYI ESASA GİRMEDEN REDDEDER.”

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 379. maddesinde sayılan işbu şartlar, yargılamanın yenilenmesi için, âdeta özel birer dava şartı niteliğinde olup, taraflarca her zaman ileri sürülebilir veya hâkim tarafından her zaman dikkate alınabilir. Ancak yerel mahkeme İstinaf konusu olan dava kesinleşme tarihinden itibaren 16 sene sonra açılmış olmasına rağmen bu hak düşürücü süre hususu hiçbir şekilde dikkate alınmayarak hukuka ve yasaya aykırı bir şekilde davanın kabulüne karar verilerek 1997 yılında müvekkil tarafından kazanılmış olan davanın reddine karar verilmiştir. İşbu sebeple yerel mahkemenin hukuka aykırı kararının HMK.m.1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASI ve davanın hak düşürücü süre yönünden REDDİNE dair karar verilmesi gerekmektedir.

Bölge adliye mahkemesi Konya 8. Hukuk Dairesi’nin; Esas No: 2020/1133, Karar No: 2020/862 ve Karar Tarihi: 03.07.2020 olan kararında şu şekilde hüküm kurmuştur;

“… BU SÜRE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE OLDUĞUNDAN MAHKEMECE RESEN GÖZETİLECEĞİ, Yargılamanın iadesi talebinin hak düşürücü süre nedeni ile reddi gerekirken Mahkemece işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması hatalı olduğu ve bu sebeple kararın bu yönden düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden istinaf eden davalının başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine” karar vermiştir.

3- BU HUSUSLARA EK OLARAK YEREL MAHKEMECE HMK MD 379 UYARINCA RESEN İNCELEMESİ GEREKEN KONULARI İNCELENMEMİŞ OLMAKLA BİRLİKTE HER NE KADAR ESASA GİRMESİ USULE VE YASAYA AYKIRI OLSA DA ESASA GİRİLMİŞTİR. ESASA İLİŞKİN OLARAK DA GEREKLİ İNCELEME VE ARAŞTIRMALAR YAPILMAMIŞ, YENİDEN YARGILAMA YAPILMADAN İTİRAZ KONUSU DAVANIN KABULÜ KARARI VERİLEREK YARGILAMANIN YENİLENMESİ TALEP EDİLEN 1995/ 107 ESAS SAYILI DOSYA KAPSAMINDA GÖRÜLEN DAVANIN REDDİNE KARAR VERMİŞTİR.

Yargılamanın yenilenmesi davasında yukarıda bahsedilen özel ön inceleme aşamasından sonra ( yerel mahkemece yapılmamış) özel dava şartlarında bir eksiklik bulunmadığı takdirde esasa ilişkin inceleme aşamasına geçilmektedir. Esasa ilişkin inceleme sonunda, dayanılan yargılamanın yenilenmesi sebebi sabit görülürse, yeniden yargılama yapılarak ortaya çıkacak duruma göre verilmiş olan karar onanır veya kısmen yahut tamamen değiştirilir. Mezkur yargılamada davanın esasa girilmeden reddedilmesi gerekmekle birlikte hukuka ve yasaya aykırı olarak esas incelemesi yapılmış, işbu incelemede eksik ve hukuka aykırı olarak yapılmıştır. Yalnızca yargılamanın yenilenmesi talep edilen 1995/107 esas sayılı davada hükme esas alınan senetlerin sahte olduğu iddiası kabul edilmiştir. HİÇBİR ŞEKİLDE VERİLEN KARARA İLİŞKİN YENİDEN YARGILAMA YAPILMAMIŞTIR. YEREL MAHKEMECE YAPILMASINA KARAR VERİLEN KEŞİF DAHİ YAPILMAMIŞ, ARAŞTIRILACAK VE İNCELENECEK BAŞKA BİR HUSUS KALMADIĞI GEREKÇESİYLE YARGILAMAYA SON VERİLMİŞTİR.

Yukarıda anlatmış olduğumuz nedenler ve re’sen göz önünde bulundurulacak hususlar çerçevesinde; asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı davanın kabulü yönündeki ilamının usul ve yasaya aykırı olduğu göz önünde bulundurularak temyiz talebimizin usul ve esastan kabulüne karar verilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına ve müvekkil davalı hakkında ikame edilen işbu haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmek için temyiz kanun yoluna başvurma gerekliliğimiz hasıl olmuştur.

TALEP VE SONUÇ: Yukarıda arz ve izah edilen ve re’sen göz önünde bulundurulacak hususlar çerçevesinde;

1- Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı davanın kabulü yönündeki usul ve yasaya aykırı olan ilama karşı ileri sürmüş olduğumuz TEMYİZ BAŞVURUMUZUN USUL VE ESASTAN KABULÜNE,

2- İşbu usule ve yasaya aykırı ilamın BOZULMASINA,

3- İtirazlarımız ve resen gözetilecek hususlar doğrultusunda müvekkil davalı hakkında ikame edilen haksız ve dayanaksız DAVANIN REDDİNE,

4- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini davalı taraf adına saygıyla bilvekale arz ve talep ederiz.

DAVALI VEKİLİ

İlgili Kanun Maddeleri

Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 379. maddesi şu şekildedir:

Yargılamanın İadesi – Talebin ön incelemesi

Madde 379 – (1) Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra;

a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını,

b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını,

c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını,

kendiliğinden inceler.

(2) Bu koşullardan biri eksik ise hakim davayı esasa girmeden reddeder.

İlgili Kanunlar

  • Hukuk Muhakemeleri Kanunu

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 379

Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 379. maddesi şu şekildedir:

Yargılamanın İadesi – Talebin ön incelemesi

Madde 379 – (1) Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra;

a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını,

b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını,

c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını,

kendiliğinden inceler.

(2) Bu koşullardan biri eksik ise hakim davayı esasa girmeden reddeder.

Yargıtay Kararları

Güncellenecek

Yazar Hakk覺nda: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir