Hakkın kötüye kullanılması kavramı günlük hayatımızda dahi sıkça duyduğumuz bir kavramdır. Peki hakkın kötüye kullanılması ne demektir, bir hak kötüye kullanılınca ne gibi sonuçları olur?
Öncelikle şunu bilmeliyiz: Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.
Hakkın kötüye kullanılması demek, hakkın dürüstlük kurallarına tamamen aykırı şekilde kullanılması ve bu nedenle başka kişilerin zarar görmesi veya zarar görme riskiyle karşı karşıya kalmaları anlamına gelir. O halde, bir hakkın kötüye kullanılmasından bahsedebilmek için; hukuk düzenince tanınan bir hakkın mevcut olması, bu hakkın dürüstlük kurallarına açıkça aykırı kullanılması ve nihayet bundan dolayı da bir zarar veya zarar tehlikesinin doğması gibi üç şartın gerçekleşmiş olması gerekir.
Tabii bir hakkın kullanılması sonucu bazı kişilerin menfaatinin zarara uğraması söz konusu olabilir. Bu durum adaletin gereğidir. Menfaati her zarara uğrayan kişi hakkın kötüye kullanıldığını iddia edemez.
Örneğin, apartmanımızın yanındaki boş arsaya sahibi tarafından bir apartman yapılması, bizim manzaramızı kapatacağı için menfaatimize dokunur. Fakat arsanın maliki burada bir hakkını kullanmaktadır, ona “hakkını kötüye kullanıyorsun” diyemeyiz; zira bu hakkın kullanılmasının ona sağladığı fayda, bizim uğradığımız zarardan çok fazladır. Fakat, aynı arsanın maliki bu arsasına apartman yaptırmayıp onun etrafını 10 metre yüksekliğinde bir duvarla çevirirse, durum değişir. Zira arsayı 10 metre yükseklikte bir duvarla çevirmenin kendisine (malike) sağlayacağı fayda, bizim bu yüzden zedelenen menfaatimize oranla pek azdır. Arsanın maliki bize zarar vermek kastıyla hareket etmemiş olsa bile, hakkını dürüstlük kurallarına uygun biçimde kullanmış sayılmaması gerekir. Bu kişi, arsanın etrafını bir metre yüksekliğinde bir duvarla çevirirse, pekala maksadını gerçekleştirmiş olabilir; duvarı 10 metreye yükseltmenin kendisine sağlayacağı fayda nedir ki?
Hakkın kötüye kullanılması ile ilgili bir başka örnek vermemiz gerekirse; bir eş temsil hakkını kötüye kullanırsa, yani kendisine tanınan temsil yetkisini aşarsa, bunun özel yaptırımı, diğer eşin istemi üzerine hakimin onun temsil yetkisini tamamen kaldırması veya sınırlamasıdır.
O halde bir hakkın kötüye kullanılmış sayılması için; öncelikle hukuk düzeni tarafından tanınan bir hak olmalı, bu hak dürüstlük kurallarına açıkça aykırı kullanılmalı ve bundan bir zarar veya zarar tehlikesi doğmalıdır.
Bir hak amaçlarına aykırı kullanılıyorsa veya bir hak kullanılırken başkasına verilen zarar elde edilen menfaatten fazla ise, hakkın kötüye kullanılması söz konusudur.