Yakalama Kararına İtiraz Dilekçesi 1
ADANA 8. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE
Dosya No:
İTİRAZ EDEN:
SANIK :
MÜDAFİİ :
KONUSU : Mahkemenizin vermiş olduğu yakalama kararın devamına ilişkin itirazlarımızdır.
İZAHI : Mahkemenizin tarih ve K. Sayılı ilamında karşı yetkisizlik kararı verilmiş olup, her ne kadar yetki yönünden mahkemenizin kararına bir itirazımız olmasa da yakalama kararının devamına ilişkin bir takım itirazlarımız olduğundan bu dilekçeyi yazma zarureti tarafımıza hasıl olmuştur.
Öncelikle altını çizmek gerekir ki, müvekkilim hakkında devam eden soruşturma ve kovuşturma süreçleri kendisi için çok yorucu olmuştur. Müvekkilim Ahmet üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan önce Seyhan ilçesinde gözaltına alınmış, Adana Sulh Ceza Hakimliği’nin 2016 sorgu sayılı kararı ile hakkında yurt dışına çıkmama şeklinde adli kontrol kararı verilmiştir. Bu karara dayanak yapılan soruşturma daha sonra Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020 Esas sayılı dosyasına dönüşecektir.
Müvekkilim daha sonra Adana İlinde gözaltına alınmış ve Adana 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin sorgu sayılı kararı ile “bir takım itirafçı beyanı ve çok geçmiş yıllara ait kayıtlar dışında hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren kayıtlar olmadığı” gerekçesiyle tutuklanmamış ve fakat adli kontrol altına alınmıştır. Bu soruşturma daha sonra Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Esas sayılı dosyasına dönüşecektir.
3. Ağır Ceza Mahkemesi 14 Esas sayılı dosyasıyla ilgili tensibini yapmış, müvekkil hakkında adli kontrol kararı vererek duruşmasını Nisan ayına ertelemiştir. Bu dosyanın duruşma günü beklenirken bu sefer Adana’dan yetkisizlik kararı ile yukarıda zikredilen dosya gelmiş, Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15 Esasına kaydedilmiş ve bu dosya aynı mahkemenin 11 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş, müvekkilim hakkında ise bu defa yakalama kararı verilmiştir.
Halbuki müvekkilim bu iki dosya ile ilgili olarak iki ayrı yerde soruşturma geçirmiş ve Sulh Ceza Hakimliklerinde tutuklama gerekçesi bulunamamıştır. Dosyaya yeni belge girmemesine rağmen yakalama kararının verilmesi başlı başına bir tutarsızlık içermektedir. Yıllardır ne dosyanın ne müvekkilimin akıbeti netleşmemiş, büyük bir karmaşanın içine düşülmüştür. Mevcut durumda dosyanın yetki uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla Yargıtay’a gönderileceği ve bu dosya yoğunluğu arasında Yargıtay kararının ne zaman çıkacağı da başka bir muammadır. Bu karar çıktıktan sonra dahi yetkili mahkemenin dosya açıp delilleri toplaması en az aylar sürecektir. Yakalama kararı ve devamında uygulanacak olan tutuklama tedbirine bu açıdan bakıldığında büyük bir mağduriyet doğuracağı ortadadır. Yıllardır bir türlü sonuca bağlanamayan soruşturmaların şüphelisi olmak yeteri kadar yıpratıcı iken, bir insanı temel haklarından ve bilhassa özgürlüğünden mahrum etmek adalet olgusu ile bağdaşmamaktadır.
Üstelik müvekkilim hakkında yakalama kararı çıkartılana kadar adli kontrol hükümlerinin tamamına eksiksiz riayet etmiştir. Özellikle imza yükümlülüğünü bir gün dahi aksatmamış, bu hususta adli ve idari makamlara en ufak bir zorluk çıkarmamıştır. Dolayısıyla dosyanın tüm odağı yetki meselesi üzerinde toplanmışken verilen yakalama kararının hukuki olarak bir ehemmiyeti yoktur. Müvekkilimin tek isteği bir an önce muhakeme sürecinde sona gelinerek suçsuzluğunun ispatlanmasıyken, kendisi yargı makamlarına her türlü yardımda bulunmaya hazırken, kendisi üzerinde makul bir şüphe dahi henüz ispatlanamamışken bütün bir süreci tutuklu geçirmesini talep etmek kanaatimizce son derece yanlış bir yaklaşımdır.
Şüphesiz bu süreçlerden en çok etkilenen yine müvekkilim olmuş, sürecin giderek uzaması ve karmaşık bir hale gelmesinin yanında yaşadıkları da ağır gelmiş ve böbreklerinde kistler oluşmuştur. Yani sağlık sorunları nedeniyle bakımına özen gösterilmesi gereken bir pozisyondadır ve cezaevi şartlarında bu durumun takibinin yapılması son derece zordur. Müvekkilimin tedavisine devam edilememesi sağlığının bozulması ve telafi edilemeyecek bir takım zararlar anlamına gelmektedir.
Müvekkil hakkındaki yakalama kararı hukuka uyarlı olmadığı gibi dosya içeriği ile de bağdaşır değildir. Kendisi hakkında suçun vasıf ve mahiyeti değişmediği halde neden önce yurt dışı çıkış yasağı ile yetinilmiş, sonrasında tutuklanmasına karar verilmiştir izah edilememiştir. Yine mahkemenizin tutukluluğun devamına ilişkin kararında da bu durum açıkça ortaya konamamıştır.
NETİCE ve TALEP : Arz ve izahına çalışılan sebepler ve mahkemenizin resen takdir edeceği sebepler ile;
İtirazımızın kabulü ile müvekkilim hakkında verilen adli kontrol ve yakalama kararlarının kaldırılmasına karar verilmesini,
Vekaleten, saygıyla arz ve talep ederim.
Yakalama Kararına İtiraz Dilekçesi 2
ADANA ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO :
SANIK :
MÜDAFİİ :
KONU : Yakalama emrine ilişkin ara karardan dönülmesi hakkındadır.
AÇIKLAMALAR :
Yukarıda esas numarası verilen dosyanın X tarihli duruşmasında 1 no’lu arar karar gereğince müvekkil hakkında yakalama emri düzenlenmesine karar verilmiştir. Verilen bu yakalama emrine ilişkin ara karardan dönülmesini talep etme zaruriyetimiz doğmuştur. Şöyle ki;
Yine mahkemenizin X tarihli tensip zaptının 2 no’lu ara kararında X adresi mahkemesine talimat yazılmış ve savunmasının alınması istenmiş olup , X Asliye Ceza Mahkemesi X Talimat dosyası ile X tarihinde sanık müvekkilin savunmaları ve ek savunmaları alınmıştır.
Tüm bu nedenlerle müvekkil hakkında verilen yakalama emri haksız olup bu karardan dönülmesi gerekmektedir.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarda arz ve izah edilen nedenlerle müvekkil hakkında verilen yakalama emrine ilişkin verilen ara karardan dönülmesi gerektiğini vekil eden adına arz ve talep ederiz.
Sanık Müdafii